18 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Hangi kansere, hangi bitki?

BAZI bitki türlerinin, kanser türleri ile mücadelede etkili olduğu belirtilirken, biberiye, brokoli, dut, greyfurt, nar, üzüm ve yeşil çayın kansere karşı koruyucu etkisi olduğu bildirildi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbî Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin’in kaleme aldığı ‘’Hangi Kansere Hangi Bitki?’’ adlı kitap okurla buluştu. Sezgin, kitabın ön sözünde, günümüzde kanser tedavisinin başarısının arttırılması konusunda çok yoğun çalışmalar yapıldığını, araştırmaların önemli bir bölümünün ilâç geliştirme çalışmalarının oluşturduğunu belirterek, yeni ilâçların geliştirilmesinde karada ve denizde bulunan bitkilerden ve bitkilerde bulunan maddelerden faydalanıldığını vurguladı. Bugün kullanılan ilâçların önemli bir kısmının tabiî ürünlerden geliştirildiğini ifade eden Sezgin, çalışmalarda tabiî ürünler içindeki çeşitli maddelerin kansere karşı faaliyetlerinin değerlendirildiğini ve etkili olan maddeler ayrıştırılarak, ilâç geliştirme safhasına alındığını belirtti. Kanser tedavisinin, şifalı bitkilerin tıbbî tedavi amacıyla kullanılması yoluyla yapılmasının hiçbir bilimsel fitoterapi (bitkilerle tedavi) otoritesi tarafından kabul edilmediğine dikkati çeken Sezgin, ancak yayımlanan makale ve araştırmalarda, fitoterapik ürünlerin, kemoterapi, hormonal tedavi veya radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yanında kullanıldığının belirtildiğini anlattı. Sezgin, birçok çalışmanın ilâç-ilâç etkileşimi olduğu gibi ilâç-bitkisel tedavi arasında etkileşim olabildiğini ve tedavinin etkinliğini bozabildiğini gösterdiğini vurgulayarak, bu sebeple kanser tedavisini takip eden onkoloji veya hematoloji uzmanının, alternatif tıp yaklaşımları ile ilgili bilgi sahibi olması gerektiğini kaydetti.

Kitapta yer alan bilgilerden derlediği bilgiye göre, kanser tedavisinde etkili olduğu belirtilen bitkiler ve etkili olduğu kanser türleri şöyle:

“ Aloe veranın, hücre, hayvan ve insan çalışmalarında bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin bulunması dolayısıyla cilt kanserlerinden korunmada yararlı olabileceği düşünülüyor.

Arı poleni, akciğer, beyin, kalın bağırsak, lösemi, malign, melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. AyrBiberiye, akciğer, cilt, kalın bağırsak, lösemi ve meme kanserine karşı koruyucu.

Karayılan otu, prostat kanserinin tedavisinde etkili.

Brokoli, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak ve meme kanserleri ile mücadelede etkili aynı zamanda bu kanserlere karşı da koruyucu.

Buğday çimi, meme kanserinde etkili.

Cezayir menekşesi, çeşitli organ kanserleri, lenfoma ve löseminin tedavisinde yardımcı. (Ancak, doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir. Zararlı yan etkiler yapabildiği unutulmamalı)

Çemenotu, kalın bağırsak, karın zarı, kemik, lösemi, meme kanserinin tedavisinde etkili.

Çörekotu, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat, yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde yardımcı.

Devedikeni, akciğer, baş-boyun, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak, prostat kanserine karşı etkili.

Dut, kanser hastalarına destek gıda olarak dikkati çekiyor. Beyaz, kara ve kırmızı dut, yüzyıllardır geleneksel Çin ve Japon tıbbında kullanılıyor.

Ekinezya, kalın bağırsak ve pankreas kanserinde etkili.

Greyfurt, kansere karşı koruyucu etkisi var. Ancak son yıllarda yeni anlaşılan greyfurt-ilâç etkileşimleri unutulmamalı.

Isırganotu, prostat kanserinde etkili.

Karahindiba, kalınbağırsak, karaciğer, lösemi, malign melanom, meme ve rahim kanserinin tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Keten tohumu, kalınbağırsak, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili.

Kızılcık, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, meme, prostat, yemek borusu ve yumuşak doku kanserlerinde etkili.

Kudret narı, baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserlerinde etkili.

Nar, baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerinde etkili. Narın, ayrıca kansere karşı koruyucu etkisi var.

Ökseotu, akciğer, baş-boyun, karaciğer, karın zarı ve meme kanserinde etkili.

Sarımsak, meme kanserinde etkili. Sarımsak, ayrıca kalınbağırsak, mide ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisi bulunuyor.

Üzümün, kansere karşı koruyucu etkisi var. Günümüzde üzüm çekirdeği ve kabuğunda bulunan kimyasal maddelerin kuvvetli antioksidan olduğu gösterilmiştir. Üzümde bulunan kimyasal maddelerin, kanser, kalp-damar hastalığı, santral sinir sistemi hastalıkları üzerine koruyucu ve tedavi edici özellikleri olduğu belirlenmiştir.

Yabanmersini, kalınbağırsak ve lösemide etkili.

Yeşil çay, akciğer, baş-boyun, beyin, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Siyah çayın fermente edilmemiş hali olan yeşil çayın ayrıca, kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor. Hem siyah hem de yeşil çay bol miktarda antioksidan madde içeriyor. İçinde polifenoller daha yüksek oranda olduğu için yeşil çay, siyah çaydan daha faydalı. Yeşil çay, kuvvetli antikanserojen, antioksidan ve kilo kaybettirici bir besin maddesi. Yeni yapılan bir çalışma, yeşil çay ve üzüm ekstraktlarının (Kurutulmuş bitkilerden, özel yöntemler kullanılarak elde edilen, ilâç ham maddesi olarak da kullanılan bitki özleri), kansere karşı birbirlerinin etkilerini arttırdığını ortaya koydu.

Zencefil, akciğer, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserinde etkili. Zencefilin kanser hücrelerine etkisiyle ilgili laboratuvar çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalarda, zencefilin akciğer, kalın bağırsak, malign melanom, meme, mide, karaciğer, pankreas, yumurtalık kanseri ile lösemi ve lenfoma hücrelerini öldürdüğü belirlendi.

Zerdeçal, baş-boyun, cilt, idrar yolları ve torbası, kalın bağırsak, meme, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserinde etkili. Yeni yapılan çalışmalar, zerdeçalın normal olmayan hücrelerin ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediğini ortaya koydu. Zerdeçalın, özellikle kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azalttığı belirlendi.’’

18.11.2010


Manda eti daha sağlıklı

MANDA etinin sığır etine göre fazla protein ve mineral içerdiğinden, insan sağlığı için daha uygun olduğu bildirildi.

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Soysal, manda etinin kimyasal muhtevası, besin değeri ve tadı bakımından sığır etine benzediğini söyledi. Bazı ülkelerde halk arasında manda etinin tadı ve besin değerinin sığır etine göre düşük olduğunun sanıldığını belirten Soysal, bunun sebebinin mandanın yaygın olduğu çoğu ülkede gücünden yararlanılıyor oluşundan etinin sert, kuru ve kalitesizliği ön yargısı oluştuğunu ifade etti. Bazı ülkelerde manda eti üretimi olmadığından etinin de bilinmediğini anlatan Soysal, ancak kimi ülkelerde ise sadece et üretimi için manda yetiştiriciliğinin giderek yaygınlaştığını bildirdi. Soysal, şunları kaydetti: ‘’Manda eti sığır etinden yüzde 40 daha az kolesterol, yüzde 55 daha az kalori, yüzde 11 ise daha fazla protein ve mineral içerdiğinden insan sağlığı için daha uygun. Manda eti ve sığır eti temelde aynı nitelikte. Manda yağı genelde beyaz, sığır yağı sarıya yakın. Manda eti sığıra göre daha koyu renkte. Yapılan panel testleri ile etin yumuşaklığı ölçülmekte olup, birçok ülkede yapılan çalışmalar manda etinin sığır eti kadar kabul edilebilir olduğunu göstermekte. Hatta kalite derecelendirmek bakımından yedikleri etin ne olduğu söylenmeyen panelistlerce yapılan değerlendirmede, Malezya, Venezuela ve Trinidad’da manda eti sığırdan üst düzeylerde yer almıştır. Manda eti önemli derecede lezzetli bulunmuştur.’’

18.11.2010


Bayramda et ve tuz uyarısı

ESKİŞEHİR Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Görenek, hastalığı, hipertansiyonu ve çarpıntısı olanların Kurban Bayramı’nda fazla et tüketmekten kaçınmaları gerektiğini söyledi.

Avrupa Kardiyoloji Derneği Acil Kalp Hastalıkları Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Kalp Ritmi Birliği Eğitim Komite Üyesi de olan Prof. Dr. Görenek, günümüzde yanlış beslenme alışkanlıkları dolayısıyla artmış tuz tüketiminin önemli bir sorun haline geldiğini kaydetti. Prof. Dr. Görenek, Kurban Bayramı boyunca kalp hastalığı, hipertansiyonu ve çarpıntısı olanların mutlaka fazla et tüketmekten kaçınmaları gerektiğini belirterek, ‘’Özellikle kavurma gibi fazla miktarda tuz ilâvesiyle hazırlanan etli yemekler çarpıntıları arttırabiliyor, tansiyonu yükseltebiliyor’’ dedi. Bu durumun özellikle evvelce kalp krizi geçirmiş ya da kalp yetersizliği yani nefes darlığı olan hastalarda daha tehlikeli sonuçlar doğurabildiğine işaret eden Prof. Dr. Görenek, ‘’Kurban Bayramı sırasında ya da hemen sonrasında sağlık durumlarında bozulma nedeniyle hastanelere başvuran hastaların önemli bir kısmında bayramda tuz tüketiminin arttığını gözlemlemekteyiz. Bu bakımdan zaten kolesterol içeriği fazla olan kırmızı etten hazırlanan yemeklere bir de tuz ilâvesi yapılırsa hastalarımız için sıkıntılı durumlar ortaya çıkabilmektedir’’ diye konuştu.

18.11.2010


Beslenmek, açlığı bastırmak değildir

BESLENMENİN sadece açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak veya canının istediği şeyleri yemek olmadığını belirten uzmanlar, “Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve hayat kalitesini arttırmak için vücudun ihtiyacı olan besin ögelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almaktır” dedi.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Dinç, günlük tüketilen besinlerin çeşitli olmasına özen gösterilmesi gerektiğini söyledi. Hayvansal kaynaklı besinlerin iyi kalite protein içermekle birlikte yağ oranının yüksek olduğunun da unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Dinç, “Bitkisel kaynaklı besinlere ağırlık verilerek dengeli bir beslenme görüntüsü sağlanmalıdır. Yeterli protein alımı için mutlaka et, yumurta, süt, yoğurt vb. tüketilmeli, fakat bunların az yağlı olanları tercih edilmelidir. Örneğin et olarak sucuk, salam, sosis tüketmek yerine yağsız dana eti, tavuk ve balık etini tercih edin. Günde birkaç kez tahıl grubu besinler (ekmek, makarna, pirinç gibi) tüketilmelidir. Günlük enerji gereksiniminin çoğu (yüzde 55–60) karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Sağlıklı bir beslenme planı için basit karbonhidratlar (şeker) yerine kompleks karbonhidratları (pirinç, makarna, bulgur, ekmek) tercih edin” dedi.

18.11.2010


26 bin kişi organ bekliyor

TÜRKİYE’DE yaklaşık 19 bin 500 kişi böbrek, 2 bin kişi karaciğer, 35 kişi acil kalp, 1 kişi acil akciğer ve 5 bin 76 kişi kornea için organ bekliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, ülke genelinde son iki yılda 2 bin 196 beyin ölümü gerçekleşti. Bunlardan 679’unun ailesi organ bağışına izin verdi. Bağış yapılan vak'alardan 610’unun organları kullanılabildi. Yine aynı dönemde 5 bin 253 böbrek, bin 514 karaciğer, 146 kalp, 73 kalp kapakçığı, 10 akciğer, 42 pankreas ve 7 ince bağırsak nakli yapıldı. Nakillerin büyük çoğunluğu donörlerden yapılırken kadavradan yapılan nakillerin oranı düşük kaldı. Türkiye’de yaklaşık 19 bin 500 kişi böbrek, 2 bin kişi karaciğer, 35 kişi acil kalp, 1 kişi acil akciğer ve 5 bin 76 kişi kornea için organ bekliyor. Gerçekleştirilen organ nakillerine rağmen bağışlanan organ sayısının yetersiz olması dolayısıyla bağışlanan organlar ihtiyacı karşılamıyor. Nakil ameliyatlarında kullanılan organların bir kısmı akrabalardan veya vefat eden kişilerden (kadavra) sağlanıyor. Organ nakli için gerekli organın teminindeki yetersizlik, uygulamada engel oluşturuyor. Organ bağışındaki yetersizliğin yasal, dinî ve eğitimsel gibi birçok sebebi bulunuyor.

18.11.2010


Felçlilerin kök hücreyle tedâvisinde ilk adım

DÜNYADA felçlilerde kök hücre tedavisinin ilk denemesi başladı.

İngiliz basınında çıkan haberlere göre, Glasgow’daki doktorlar, Felçte Kök Hücre Pilot Araştırması (PISCES) kapsamında, bir felçli hastanın beynine kök hücre zerkettiler. Tedavinin başarılı olup olmadığının anlaşılması için hasta iki yıl boyunca takip edilecek. Araştırmada, kök hücrelerin beynin tahrip olmuş bölgelerini tedavi edip, iskemik felçli (beyne giden kan akımının azalması durumunda oluşan felç) hastalarda hayat kalitesini arttırıp arttırmadığı gözlenecek. Deneme, Glasgow Üniversitesi Nöroloji ve Psikoloji Enstitüsü’nden Prof. Keith Muir’in başkanlığında yapılıyor. Hastanın, az dozda kök hücre verilen ameliyattan sonra taburcu edildiği belirtildi. Gelecek yıl yapılacak denemelerde hastalara daha yüksek dozda kök hücre verilmesinin planlandığı belirtildi. İlk gruptaki hastaların 60 yaş üzerinde ve yıllardır durumlarında düzelme olmayan veya çok az düzelme olanlar arasından seçileceği belirtildi. Bunların, işlemin güvenliğini test etmek açısından en uygun grup olduğu belirtiliyor. Bu denemeler başarılı olursa, doktorlar daha çeşitli hasta grupları üzerinde daha kapsamlı denemeler yapacaklar.

18.11.2010


Gollerin yarısından çoğu yabancılardan

Spor Toto Süper Lig’de şu ana kadar oynanan maçlardaki 278 golün 143’ünü yabancı oyuncular kaydetti. Ligde 12. haftaya kadar oynanan 81 maçta toplam 278 gol atılırken, 5 oyuncu kendi kalesine gol atma şanssızlığı yaşadı. Kasımpaşa’dan Luiz Henrique, Gençlerbirliği’nden Aykut Demir, Fenerbahçe’den Mehmet Topuz, Eskişehirspor’dan Volkan Yaman ve Sivasspor’dan Diallo kendi kalesine gol atan isimleri oldu. 273 golün 143’ünü yabancı futbolcular, 130’unu Türk oyuncular kaydetti. 132 farklı futbolcunun attığı gollerde 58 yabancı ve 74 Türk oyuncunun imzası var.

EN GOLCÜ İSİM 8 GOLLÜ EMENİKE

YabancI oyuncuların daha fazla gol attığı ligde gol krallığında da yabancı futbolcular üst sıralarda yer alıyor. Ligin en golcü oyuncusu 8 gol atan Kardemir Karabüksporlu Emenike olurken, bu oyuncuyu 7’şer golle Beşiktaş’tan Bobo, Manisaspor’dan Simpson ve Fenerbahçeli Niang takip ediyor. Türk oyunculardan en fazla gol atanlar ise 6’şar golü bulunan Fenerbahçeli Semih Şentürk ve Trabzonsporlu Umut Bulut. Ligde 17 gol atan Manisaspor’un ve 19 golü bulunan Kardemir Karabükspor’un 15’şer golü yabancı oyunculardan geldi. Türk oyuncuların daha fazla gol attığı takımlar arasında Bucaspor’un 5 golünden 4’ünü, Eskişehirspor’un 9 golünden 7’sini, Bursaspor’un ise 19 golünden 14’ünü Türk oyuncular kaydettiler.

18.11.2010


F. Bahçe Berbatov'u istedi mi?

Fenerbahçe’nİn, Manchester United’ın Bulgar golcüsü Dimitar Berbatov’u transfer etmek istediği ve bu futbolcu için İngiliz ekibine 15 milyon avroluk bir teklif sunmaya hazırlandığı ileri sürüldü.

Almanya’da yayımlanan 4-4-2 dergisinin internet sitesinde verilen haberde, Fenerbahçe’nin, futbolcuya da yıllık 5 milyon avro teklif edeceği belirtildi. Haberde, Manchester United’ın 29 yaşındaki futbolcunun şu an için takımdan ayrılması fikrine sıcak bakmadığı da ifade edildi. Berbatov, Manchester United formasıyla bu sezon 6 gol attı.

18.11.2010


Dostluğumuz zedelenmez

Trabzonspor Kulübü, Bursaspor maçın ardından yaşananların maç atmosferinden kaynaklandığına ve bunların iki camia arasında var olan güçlü dostluk bağlarını zedelemeyeceğine inançlarının tam olduğunu bildirdi.

Bordo-mavili kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, Trabzonspor’un Spor Toto Süper Lig’in 12. haftasında Bursaspor ile deplasmanda oynadığı müsabakanın ardından yaşanan bazı istenmeyen gelişmelerden üzüntü duyulduğu ifade edilerek, şöyle denildi: ‘’Tamamen maç atmosferinden kaynaklandığına inandığımız bu gelişmelerin iki camia arasında var olan güçlü dostluk bağlarını zedeleyemeyeceğine inancımız tamdır. Nitekim maç sonrasında bazı kendini bilmez kişilerin anlamsız yorumlarına karşılık Bursaspor Kulübü’nün takındığı net tavır bu konudaki hassasiyeti açık şekilde gözler önüne sermiştir. Bu vesileyle ülkenin her köşesinde, özellikle de Bursada yaşamını sürdüren taraftarlarımıza sağduyulu yaklaşımlardan uzaklaşmamaları çağrısında bulunuyor, bu mutlu bayram günlerinde liderlik keyfini hep birlikte ölçülü bir şekilde yaşamaya davet ediyoruz.’’

18.11.2010


Efes, CSKA Moskova’yı ağırlıyor

Efes Pilsen Basketbol Takımı, THY Avrupa Ligi (D) Grubu’ndaki 5. hafta maçında bugün İstanbul’da Rusya’nın CSKA Moskova takımıyla karşılaşacak.

Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki karşılaşma saat 21.45’de başlayacak ve Skytürk’ten naklen yayınlanacak. Avrupa Ligi tarafından ‘’Haftanın maçı’’ olarak seçilen bu önemli karşılaşma, bir çok yabancı televizyon kanalı tarafından da canlı verilecek. (D) Grubu’nda oynadığı 4 maçın 2’sini kazanan Efes Pilsen 4. sırada yer alırken, CSKA Moskova ise 1 galibiyetle 6 takımlı grupta son sırada bulunuyor. Bu arada, Efes Pilsen-CSKA Moskova maçının bilet fiyatlarının 1 lira olduğu açıklandı.

18.11.2010


Q7’nin İnter pişmanlığı

Beşİktaş’In Portekizli yıldız futbolcusu Ricardo Quaresma, ‘’Hayattaki en büyük pişmanlığım İnter’e transferimdir’’ diye konuştu.

Quaresma, Portekiz’de yayımlanan Publico gazetesine verdiği demeçte, İnter’de oynadığı dönemde bütün mutluluğunun ve özgüveninin elinden alındığını, kendisini bir anda ekibin dışında, antrenmanlara gönülsüz katılırken bulduğunu söyledi. Kendisini İnter’e isteyen teknik direktör Jose Mourinho’nun o dönem ki bazı tavırlarına halen anlam veremediğini ifade eden Quaresma, ‘’İnter’e gittiğim anda, buraya sadece Mourinho’nun isteği üzerine transfer olduğum açıkça gösterildi. Bir anda takımdan kesildim. Doğru, çok iyi bir dönem geçirmiyordum. Maçları sonradan televizyonda seyrettiğimde kendimi tanıyamıyordum. Ancak beni Mourinho istemişti ve ihtiyacım olduğu anda yardımını esirgedi’’ diye konuştu.

18.11.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.