Güncel |
Çocuk devletin değil, ailenindir |
Çocukların devlet de dahil olmak üzere kimseye ait olmadığını, Allah’ın ailelere bir emaneti olduğunu belirten Mazlumder: “Çocuklarına verilecek eğitimin kendi inançlarına uygun olmasını talep etmek ailelerin hakkıdır.” MAZLUM-DER İstanbul Şubesi’nden yapılan açıklamada, çocukların devlet de dâhil olmak üzere kimseye ait olmadığı belirtilerek, “Çocuk, Yaratıcının ailelere bir emanetidir ve onların maddi ve manevi gelişimlerinde ebeveynleri sorumluluk ve hak sahibidir” denildi. MAZLUM-DER İstanbul Şubesi’nin açıklamasında, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Zafer Üskül’ün, çocuklarını başörtülü olarak okula göndermek isteyen ailelerle ilgili olarak “Bu iş daha ileriye giderse, devlet o çocuğu alır ve öğrenim görmesini sağlar” dediği hatırlatıldı. İnsan hakları ve hukuk ile bağdaşmayan açıklamalara Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın destek verdiği, bazı kabine üyeleri ve milletvekilerinin de mezkûr aileleri provokasyonla suçladığı kaydedilen açıklamada, kamuoyunun yanıltıldığı ve ailelerin bu haklı talebinin kötü gösterilerek yok edilmeye çalışıldığı ifade edildi. Açıklamada, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları İnsan Hakları Evrensel beyannamelerine göre, çocuğun da din ve vicdan hürriyeti olduğu, ebeveynler çocuklarını istedikleri dinî ve ahlaki prensiplere göre eğitme hakkına sahip olduğu kaydedildi. Yine uluslararası insan hakları hukuku gereği devletin -kötü muamele ve ihmal- olmaksızın çocukları ailelerinden ayıramacağı vurgulanan açıklamada, “Yeryüzünde, yetişkinlik dönemlerinde yaptıkları değerlendirmeler neticesi din ya da hayat tarzı değiştirenler de dâhil olmak üzere hemen herkes ilk dinî ve ahlakî değerlerini ailelerinden alır” denildi.
“İDEOLOJİK YASA VE UYGULAMALAR KALDIRILMALI”
MAZLUM-DER İstanbul Şubesi’nin açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: Çocuklar devlet de dâhil olmak üzere kimseye ait değildir. Çocuk, Yaratıcının ailelere bir emanetidir ve onların maddî ve manevî gelişimlerinde ebeveynleri sorumluluk ve hak sahibidir. İlköğretim çağında da olsa isteyen ebeveynlerin çocuklarına verilecek eğitimin -gerek içeriğinin gerekse fiziksel şartlarının- kendi inançlarına uygun olmasını talep etmek hakları vardır. Aynı şekilde ailelerin dinî inançlarına aykırı her türlü uygulamayı reddetmeleri de bir insan hakkıdır ve aksi devlet tarafından zorlanamaz. Çocuklarını inandıkları dinin kaidelerine göre yetiştiren ailelerin onları bu çerçevede okula göndermelerinin kötü muamele ya da ihmal sayılamayacağı açıktır. Dolayısı ile devletin, çocuklarını okula başörtüsü ile göndermek isteyen ailelerden evlatlarını almaya çalışması temel insan hakları hukukuna aykırı olacağı gibi millet vicdanında da karşılık bulamayacak, gayri meşru ve hukuksuz bir eylem olacaktır. *Devlet, din ve vicdan hürriyetleri üzerindeki bütün tahditleri kaldırmalı ve dinî alanı kendi kontrolü altına almaya çalışan uygulamalardan vazgeçmelidir. Bugün hala 12 yaş altındaki Müslüman çocuklara Kur’ân-ı Kerim eğitimi verilmesi devletçe sınırlandırılmış ve pratikte uygulanamaz hale getirilmiştir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim gibi ideolojik yasa ve uygulamalar kaldırılmalı ya da milletçe meşru kabul edilecek şekilde, insan hakları ve hukuka uygun bir şekilde tadil edilmeli, isteyenlerin istedikleri dinî eğitimi, istedikleri şekil ve şartlarda vermeleri ve almaları serbest bırakılmalıdır. Batılı kılık kıyafet biçimini doğru, normal ve matlup kabul edip, geriye kalan biçimleri anormal, yanlış, geri ve bozuk gören ve bu görüşü herkese dayatan çevreleri adil olmadıkları ve sağlıksız zihinsel süreçleri sebebiyle haksızlık ettikleri hususunda ikaz ediyor ve “ilköğretim, kamusal alan, hizmet alan-hizmet veren, siyasal simge” gibi yersiz, mantıksız, hukuksuz, yasal temeli olmayan ve hatta komik argümanlarla inanç ve eğitim özgürlüğünün sınırlanmasında ısrar edenleri kınıyoruz. |
29.10.2010 |