26 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Tesettür terakkiye mâni değil

BİZİM Aile Dergisi yazarı tarihçi Zeynep Çakır, “Dünyevîleşme Kıskacındaki Aileye Tarihten Çözüm Önerileri” konuşmasında aile hayatını ve kadının ailedeki rolünü anlattı.

20 Ekim Çarşamba günü Sultan Ahmet’teki Kızlarağası Medresesi’nde (TYB İstanbul Şubesi) başlayan 1. Türkiye Dergi Fuarı 24 Ekim Pazar günü sona erdi. Dergi programları kapsamında Bizim Aile Dergisinden tarihçi-yazar Zeynep Çakır “Dünyevîleşme Kıskacındaki Aileye Tarihten Çözüm Önerileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Çakır, aile hayatını ve kadının ailedeki rolünü İslâm Tarihinden başlayarak tahlil etti. Osmanlı’nın son dönemlerinde Osmanlı kadını ve Batılılaştırılmaya çalışılan Osmanlı kadınını anlattı.

Osmanlı’nın bu dönemlerinde Avrupaî fikriyata sahip aydınların “Osmanlı kadını açılıp saçılmalıdır, onun çarşafı ve örtüsü sosyal hayata engeldir” fikirlerine karşılık olarak, Osmanlı’nın bu dönemlerinde yaşayan bir mütefekkiri olan Mehmet Tahir Beyin “Kızlarımız ilk ve orta mektepleri çarşafları ve tesettürleri ile okuyabiliyorlar, kızlarımıza hususan bir üniversite olsa onu da okurlar. Bu halde tesettür nasıl terakkiye mâni olabilir? Ve Osmanlı kadını sokakta, vapurda, pazarda örtülüdür ve onun tesettürü sosyal hayata girmesine engel değildir” şeklindeki fikirlerini aktardı. Tarihçiyazar Çakır konuşmasının devamında Mehmet Tahir Beyin Osmanlı’nın fen ve teknolojide dünyadan geri kalmasının sebebinin “cehalet ve ihtilaf” olarak gördüğünü ifade ettikten sonra, Bediüzzaman’ın da bu konudaki tespit ve çözümlerine yer ver verdi. Seminerde değinilen hususlardan biri de Hz. Peygamberin (asm) bu hususta hanımlara verdiği müjde idi. İslâm Tarihi ve akabinde Osmanlı Tarihindeki kadını anlatan Zeynep Çakır, konuşmasının sonunda günümüz aile hayatının ve kadının ailedeki yerine dair tahlillerde bulundu.

ELİF RûHEFZA ALTUNER/İSTANBUL

Fuara Yeni Asya Grup dergileri de katıldı

TÜRDEB (Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği) ve TYB (Türkiye Yazarlar Birliği) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen ve 40’ı aşkın derginin katıldığı 1. Türkiye Dergi fuarında Yeni Asya Medya Grubun Genç Yaklaşım, Can Kardeş, Bizim Aile ve Köprü dergileri de yerini aldı. Çeşitli dergi etkinliklerinin, yarışmaların, söyleşilerin ve dinletilerin olduğu fuarda Bizim Aile Dergisi de 22 Ekim Cuma günü düzenlediği bir söyleşiyle destek verdi.

26.10.2010


 

Binmesi ayrı, inmesi ayrı dert

İstanbul trafiğini büyük ölçüde rahatlatan metrobüs yolculuğunda zaman zaman yaşanan aksaklıklar, metrobüs ile yapılan yolculuk süresince vakit kaybına sebep oluyor.

Duraklardaki düzensizlik ve kontrolsüzlük, metrobüse biniş ve inişlerde, yapılan yolculuk süresi kadar zaman kaybettiriyor. Kimi zaman şoförlerin, kimi zaman durak görevlilerinin, kimi zaman da vatandaşların sergilediği duyarsızlık birçok vatandaşa gereksiz yere zaman kaybettirip mağdur ediyor. Sıkıntı yaşanan duraklardan biri Burhaniye durağı. Hiçbir görevlinin olmadığı durakta sabah iş saatinde ciddî yoğunluk ve mağduriyetler yaşanıyor. Altunizade’den gelen tıka basa dolu araçlar bu durakta hiç durmuyor. Bazı duraklarda bekleyen insan sayısını arttırken metrobüse binilmesini imkânsız hale geliyor. Aynı sıkıntıların bir benzeri de Boğaziçi Köprüsü durağında yaşanıyor. Zincirlikuyu durağında da yığılmalar yaşanıyorr. Yenibosna Metro durağında yaşananlar ise hem vatandaşların hem de yetkililerin ilgisizliğinin en çarpıcı örneklerinden birini ortaya koyuyor. Yenibosna’da tek merdivenle sağlanmaya çalışılan insan trafiği, akşam saatlerinde iniş ve çıkışları koordine eden görevlilerin sabah saatinde olmaması sebebiyle resmen çileye dönüyor. Zincirlikuyu’dan 20-25 dakikada Yenibosna’ya gelen vatandaşlar, bu tıkanıklık anlarında en az yolculuk süresi kadar süreyi duraktan çıkmak için verilen mücadelede harcıyor. Bu manzaraya tepki gösteren vatandaşlar, Kuleli üstgeçidine bir merdiven konulmasının bile yoğunluğu hafifletmek için yeterli olacağına dikkat çekiyor.

26.10.2010


 

Hükümet, okullardan temizlik desteğini çekti

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Türkiye İş Kurumu İşgücü Uyum Dairesi başkanlığı aldığı bir kararla okullardaki temizlik desteğini çekti.

Çalışma Bakanlığı yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) çerçevesinde ülke genelindeki tüm okullara eleman desteği sağlanıyor ve yıllardır devletin kadrolu olarak almadığı hizmetli açığı kapatılarak okullarda başta temizlik olmak üzere birçok konuda okul yönetimleri rahatlatılıyordu. Fakat hükümet okulların kapalı olduğu yaz ayında resmi bir karar alarak bu uygulamaya son verdiğini duyurdu. Söz konusu uygulama hakkında Türkiye İş Kurumu İş Gücü Uyum Dairesi Başkanlığı 31.08.2010 tarihli yazısı ile 2011 yılından itibaren TYÇP projesinden Milli Eğitim Bakanlığı ile okul temizliğine yönelik faaliyetlerin düzenlenmeyeceğini ve konu ile ilgili 2011 yılından itibaren sözleşme ya da protokollerin kesinlikle yapılmayacağı talimatını verdi. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur, “Türkiye genelinde hiçbir okul müdürünün bilgisi dâhilinde olmayan bu resmi yazının duyulması ile beraber okullarımızda şok etkisi. Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın alınan kararla ülke genelindeki okullarda hat safha olan hizmetli açığını 2011 yılında nasıl kapatacağını açıklamamıştır. Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şubesi olarak alınan kararı doğru bulmadığımız gibi hükümetin ve ilgili bakanlığının eğitim ile ilgili aldığı kararı geri çekmesini istiyoruz” dedi.

26.10.2010


 

Sınava MİT güvenliği

ÖSYM, sınav soruları basılmadan önce matbaada Ankara Emniyeti ve Millî İstihbarat Teşkilatı uzmanlarına arama yaptırdı.

KAMU Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) soruların sızdırıldığı iddiasıyla ertelediği sınavları yapmaya başlayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), sınav soruları basılmadan önce matbaada Ankara Emniyeti ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) uzmanlarına arama yaptırdı. ÖSYM’nin ertelediği sınavlardan ilkini dün Ankara’da gerçekleştirdi. Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde, üniversitelerin tıp fakültelerinde ve Gülhane Askeri Tıp Akademisinde daha ileri seviyede Yan Dal Uzmanlık Eğitimi görmek isteyen adayların katıldığı ‘’Sonbahar Dönemi Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’’ (YDUS), alınan yeni güvenlik önlemleri eşliğinde yapıldı.Sınavın soru kitapçıklarının basıldığı Bilkent’teki matbaa ‘’akademik hakem ve şahitlerin’’ 24 saat gözetimi altında tutuldu. Her türlü uzaktan erişimi engelleyici sistemlerle donatılan matbaa, kapalı döneme girmeden önce Ankara Emniyeti ve Milli İstihbarat Teşkilatı uzmanlarınca kontrol edildi. ÖSYM’nin bundan sonra gerçekleştireceği tüm sınavlarda aynı güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı bildirildi. Öte yandan, soruların sızdırıldığı kanaatiyle iptal edilen KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı 31 Ekim Pazar günü yapılacak.

26.10.2010


 

Hastane çalışanları yemekten zehirlendi

MALATYA Devlet Hastanesi’nde, 150 personelin hastanede yedikleri yemekten zehirlendikleri bildirildi.

Alınan bilgiye göre, hastane personelinin dün yedikleri yemeğin ardından mide bulantısı ve kusma şikâyetiyle acil servise başvurdukları öğrenildi. Hastane personelinden 150 kişinin acil serviste serum takılarak tedavi edilmesinin ardından gazetecilere açıklama yapan Başhekim Vahap Boztepe, zehirlenmelerin yemekten olabileceğini düşündüklerini ancak net sonucun henüz ellerine ulaşmadığını söyledi. Çalışanların yemekte tavuk yediklerini anlatan Boztepe, ‘’Şikâyet üzerine acil servise gelen çalışanlara serum takılarak tedavileri yapıldı. Şu an için yatarak tedavi gören kimse yok. Olay araştırılıyor’’ dedi. Konuyla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

26.10.2010


 

Kazdıkları kanal mezarları oldu

MERSİN’DE, su arıtma tesisi için kanal çalışması sırasında meydana gelen göçük altında kalan iki işçi öldü.

Alınan bilgiye göre, Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MESKİ) çalışmalarını gerçekleştiren taşeron firma bünyesinde çalışan İzzet Han (49) ve Uğur Özveren (53), Kazanlı beldesindeki su arıtma tesisi için kanal çalışması yaparken göçük meydana geldi. Vatandaşın 155 Polis İmdat telefonuna bildirimi üzerine olay yerine ekipler gönderildi. Çalışmalar sonucunda göçük altından kalan İzzet Han (49) ve Uğur Özveren’in (53) cesetleri çıkartıldı. Cenazeler, Mersin Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

26.10.2010


 

Osmanoğlu’na ‘Hizmet Ödülü’

HİNDİSTAN Al Mahad Ul Aali Al İslami Üniversitesi tarafından bu yıl ilk kez verilen ‘’Uluslararası İnsanlığa Hizmet Ödülü’’ Mahmut Usta Osmanoğlu’na sunuldu.

WOW Otel’de Marifet Derneği tarafından düzenlenen ‘’İstanbul’da Ehlisünnet Sempozyumu’’nun kapanışında gerçekleştirilen ödül törenine, kamuoyunda ‘’Cübbeli Ahmet Hoca’’ adıyla tanınan Ahmet Mahmut Ünlü ve Sultan 2. Abdülhamit’in torunu Harun Osmanoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Ustaoğlu’na ödülü, hayatını anlatan bir belgesel film gösteriminin ardından sunuldu. Gecede, Suriye’den gelen ‘’Nesheed’’ adlı grup da ilahiler söyledi.

26.10.2010


 

Kuru fasülye yeniden “yoksulun aşı” oluyor

DÜNYA Bakliyatçılar Konfederasyonu Birliği Başkan Vekili Hüseyin Arslan, geçen yıl kilogramı 5 liranın üzerine çıkan kuru fasulyenin bu yıl yüksek rekolte sayesinde sofralara kilogramı 2,5 liradan geleceğini’’ bildirdi.

Arslan, yaptığı açıklamada, uzun yıllar önce ‘’yoksulun aşı’’ olarak bilinen, sofraların n vazgeçilmezi ve yüksek protein değeriyle de her gelir grubundan insanın severek tükettiği kuru fasulyenin fiyatının geçen yıla göre yüzde 50 ucuzlayacağını belirti. Bakliyat tüketiminin 3’te birinin kuru fasulyede yoğunlaştığını ifade eden Arslan, ‘’Türkiye’nin kuru fasulye üretimi yıllık 350 bin ton civarında. Bu yıl kesin rakamlar çıkmamakla birlikte artış oldu. Bakanlığın yönlendirici uygulamaları devam ettiği sürece üretimin önümüzdeki yıllarda daha da artacağını bu sayede fiyat düşüşünün süreceğini umut ediyoruz’’ dedi. Aslan kuru fasulye üretiminde Türkiye’de bu yıl çok iyi olduğunu ve ithalat yapılmasının düşünülmediğini belirtti.

26.10.2010


 

İSLÂM KORKUSU CEHALETTEN

Kazakistan'ın başşehri Astana'da düzenlenen 'Dünya Manevî Kültürler Forumuna katılan Abdul-Rauf, Batı'nın İslâm'ı bilmediği için Müslümanlara önyargıyla yaklaştığını dile getirdi. Abdul-Rauf, “11 Eylül’den sonra Amerikalılar İslâm’ı öğrenmek için büyük çaba sarf ettiler” şeklinde konuştu.

DOĞRU İSLÂMI ANLATMALIYIZ

Abdul-Rauf, "Ön yargının sebebi İslâm'ın az bilinmesi ve medyanın kışkırtıcı yayınları üzerine İslâm'ı bilmeyen insanlarda oluşan İslâmofobidir. Batı'nın bu yaklaşımını değiştirmek için Ahmet Yesevî ve Yunus Emre gibi şahsiyetlerin ortaya koyduğu gerçek İslâm ruhunu, kültürünü insanlara tanıtmalıyız." dedi.

11 EYLÜL SONRASI İSLÂM’A İLGİ ARTTI

Abdul-Rauf 11 Eylül’de zaman zaman Müslümanlara yönelik saldırıların olduğunu, ama bunu bütün Amerika’ya mal etmenin doğru olmadığını dile getirdi. Abdul-Rauf, “Olaylardan sonra binlerce Amerikalı arkadaşımız, dostumuz bize gelerek iyi olup, olmadığımızı sordu. Gönüllü genç Amerikalı bayanlar, Müslüman kadınların dışarıda zarar görme ihtimaline karşı kapılarını çalarak alışverişlerini yapmak istediler. İnsanlar, Müslümanların Amerika’ya karşı, Amerikalıların da Müslümanlara karşı olduğunun yanlış bir bilgi olduğunu anladı. Medya tarafından organize edilen yanlış haberlere karşı mücadele etmemiz gerekiyordu ve öyle de yaptık. Hz. İsa’nın bizim de peygamberimiz olduğunu anlattık. Hıristiyanların çoğu bunu bilmiyordu” ifadelerini kullandı. Obama’nın elçisi, 11 Eylül olaylarından sonra kilise, sinagog ve üniversitelerden İslâm ile ilgi ders vermesi için kendisine çok sayıda talebin geldiğini ifade etti. Abdul-Rauf, “11 Eylül’den sonra Amerikalılar İslâm’ı öğrenmek için büyük çaba sarf ettiler” şeklinde konuştu.

İslâm korkusunun kaynağı cehalet

Kazakİstan’In başşehri Astana’da düzenlenen ‘Dünya Manevî Kültürler Forumu’na katılan Obama’nın özel elçisi Abdul-Rauf, Batı’nın İslâm’ı bilmediği için Müslümanlara ön yargıyla yaklaştığını dile getirdi. “Batıdaki İslâm ön yargısının sebebi 11 Eylül değil” diyen Abdul-Rauf, “Ön yargının sebebi İslâm’ın az bilinmesinden ve medyanın kışkırtıcı yayınları üzerine İslâm’ı bilmeyen insanlarda oluşan İslâmofobidir. Amerikan ve dünya Müslümanları, bu anlayışın düzeltilmesi için çalışmalıdır. Batı’nın bu yaklaşımını değiştirmek için Ahmet Yesevi ve Yunus Emre gibi şahsiyetlerin ortaya koyduğu gerçek İslâm ruhunu, kültürünü insanlara tanıtmalıyız” dedi.

Ayrıca New York’taki El Farah Camiinin imamı olan Faisal Abdul-Rauf, 11 Eylül’de yıkılan ikiz kulelerin yakınına bir İslâm Kültür Merkezinin kurulması projesiyle gündeme gelmişti. Abdul-Rauf, İslâm Kültür Merkezine karşı oluşan reaksiyonun, bir grup medyanın kışkırtmasıyla yükseldiğini belirtti. “25 yıldır, yıkılan kulelerin yanında İstanbul’dan gelen bir Türk tarafından kurulan camide imamlık yapıyorum. İnsanlar bizi, biz de onları tanıyoruz. Önceleri caminin ancak üçte biri doluyordu. Şimdi ise cami cemaatın ancak üçte birini alabiliyor. Cami çok küçük kaldığı için ihtiyacı karşılayamıyor” şeklinde konuşan Abdul-Rauf, cami cemaatından bir kişinin sıfır noktasına iki blok uzaklıkta bir yer satın aldığını ifade etti.

Abdul-Rauf, “Buraya insanlara daha iyi hizmet verebileceğimiz, konferansların düzenlenebileceği, eğitici ve kültürel faaliyetlerin yapabileceğimiz bir kompleks kurmaya karar verdik. Bunu yerel makamlarla paylaştık ve onlar da bize olumlu cevap verdi. İtirazların başlamasından sonra bile yerel yönetim, kararını bizden yana kullandı. Yapılan oylamada 29 ‘evet’ 1 ‘hayır’ çıktı. Projemiz dinî liderlerden, politikacılardan ve inanç kuruluşlarından büyük destek aldı. Bazı medya grupları, birkaç insanı toplayarak burada bir gösteri yaptı. Biz onlara buranın cami değil, bir merkez olduğunu açıkladık. Şimdi insanlara projenin sağlayacağı olumlu yönleri anlatıyoruz. Bu konuda Obama’dan büyük bir destek aldık” ifadesini kullandı.

TÜRKİYE KÖPRÜ

ROLÜNDE

Abdul-Rauf, Türkiye’nin İslâmî değerler ile modern hayatın çatışmadığını en iyi şekilde gösteren ülke olduğunu ifade etti. Abdul-Rauf

sözlerine şöyle devam etti.

”Türkiye,

Batı’da ve özellikle Arap dünyasında büyük bir merakla izleniyor. Türkiye, Osmanlının devamı ve nüfusunun büyük bir kısmının Müslüman olması sebebiyle köklü bir ülke. Mekke ve Medine’nin de içinde bulunduğu büyük coğrafyayı yöneten Osmanlılar, yani günümüz modern Türkler şimdi NATO’nun üyesi, Orta Asya’da yaşayan Türkler ile derin tarihî bağları var. Türkiye, Batı ve Müslüman dünyası arasında büyük bir köprü rolü oynayabilir. Bu yüzden Türklerin İslâm ile ilişkileri çok derin ve güçlü.”

26.10.2010


 

Doğu Avrupa'da ilk siyahî başkan

Slovenya’da ilk kez bir siyah, belediye başkanı seçildi. Slovenya’ya 33 yıl önce tıp eğitimi için gelen, Hırvat sınıf arkadaşıyla evlendikten sonra bir daha ülkesine dönmeyen 54 yaşındaki Ganalı Peter Bossman, kıyı şehri Piran’ın belediye başkanı oldu.

Bossman, “Zaferim, Slovenya’daki demokrasinin ne kadar yüksek seviyede olduğunu gösteriyor” dedi.

26.10.2010


 

Eşek sırtında devr-i alem

Akcİğer kanseri olan eşi ölen Almanya vatandaşı Ahmet Bukolafa, çıktığı dünya turuna eşek sırtında sürdürüyor.

Hamzabeyli Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan eşekli gezgin Ahmet Bukolafa (48) 2009’da başladığı yolculuğuna Türkiye’ye giriş yaparak devam ettiğini söyledi. Bukolafa, ‘’Ani kararla yollara düştüm. Aslında bu felsefik bir gezi, kendimi bulmaya çıktım. Geçen yıl Aralık ayında Almanya’dan kanoyla Tuna Nehri üzerinden Romanya’ya geçtim. Burada satın aldığım eşeğim Puika’yla Bulgaristan ve ardından Hamzabeyli Sınır Kapısı’nı geçerek Türkiye’ye geldim. Günde ortalama 20 kilometre yol yapabiliyorum. Türkiye’den sonra Suriye’ye gitmek istiyorum. Asıl amacım Hindistan’a gidebilmek’’ dedi.

26.10.2010


 

Walkman artık üretilmeyecek

Teknolojİ devi Sony, satışlarının ve popülerliğinin giderek azalması sebebiyle efsane taşınabilir kasetçaları Walkman’in üretimini Japonya’da durdurdu.

Şirketten yapılan açıklamada, Japonya’da son ürün sevkinin bu yılın başlarında yapıldığı, başka Walkman üretilmeyeceği belirtildi. Sony, bu ürünün imalatını ve satışını Japonya’da durdurmasına karşın, efsane taşınabilir kaset çaların üretimi, bazı elektronik fabrikalarının Walkman üretim lisansını elinde bulundurduğu Çin’de devam edecek. Şirketin bu açıklaması, iPod gibi dijital müzikçalarların egemen olduğu bu pazarda bir devrin kapandığını gösteriyor.

26.10.2010


 

Çiğköfte yarışması jüriyi terletti

‘Peygamber Şehri Şanlıurfa 6. Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nde kapsamında isot ve çiğ köfte yarışması düzenlendi.

Yarışmacılar en iyi isotu ve en iyi çiğköfteyi yoğurmak için ter dökerken, jüri üyeleri seçimde zorlandı. Şanlıurfa’da festival kapsamında düzenlenen isot yarışmasına 36, çiğ köfte yarışmasına ise 4 kişi katıldı. İsot yarışmasında ürünleri değerlendiren jüri üyeleri yedikleri acılarla ter dökerken, bol bol su içti. Haleplibahçe’de Koruma Amaçlı İmar Müdürlüğü biriminde yapılan yarışma büyük ilgi gördü. İsotların kokusuna bakan ve tek tek tadarak inceleyen jüri üyeleri karar vermekte büyük zorluk çekti. Şişelerle su içen jüri üyeleri, birinciyi belirlemekte hayli zorlandı.

26.10.2010


 

İçine dönük öğrenciler bilimsel konulara yöneliyor

Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, utangaç ve içine kapanık öğrenciler okulda bilimsel konulara yönelirken, daha sosyal öğrenciler bundan kaçınıyor.

NewScientist.com sitesinde yer alan habere göre, Groningen Üniversitesinden araştırmacılar, 15 yaşındaki 4 bin öğrenciye ait verileri analiz etti. Buna göre bilimsel konuları seçen öğrencilerin, bilimdışı konuları seçenlerden daha az dışa dönük, ancak daha dikkatli ve duygusal açıdan daha dengeli oldukları ortaya çıktı. Eğitim araştırma uzmanı Hanke Korpershoek, bilimsel konulara yönelen öğrencilerin çok çalışkan, ancak daha az sosyal olduklarına dair bir inanış olduğunu, bunu kendi analizlerinde özellikle 15 yaş gibi erken bir dönemde görmenin şaşırtıcı olduğunu söyledi.

26.10.2010


 

Türkiye Azerbaycan’a gazeteci ihraç edecek

Türkİye Gazeteciler Federasyonu ile Azerbaycan Matbuat Şûrası arasında, karşılıklı mesleki-sosyal dayanışma ve işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla protokol imzalandı.

Buna göre Azerbaycan’da mesleğin geliştirilmesi için Türkiye’den gönderilecek deneyimli gazeteciler, Azeri gazetecilere ders verecek. Türkiye’ye gelecek Azeri gazetecilerse medya eğitim seminerlerine katılacak. Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, “Bu gezimizde dikkatimizi çeken konulardan biri, Azerbaycan basınının özellikle sayfa tasarımları, haber yazımı ve gazetecilik kuralları anlamında bizden çok daha geride olmasıydı. Bu tespitin ardından, eğitim konusunda işbirliği yapmaya karar verdik” dedi.

26.10.2010


 

Ankara'da özel hayat operasyonu

ALINAN bilgiye göre, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, ‘’fuhşa aracılık ettikleri, bu şekilde bazı bürokratlar ile askerlere ilişkin ele geçirdikleri bilgiler ile görüntüleri kullanarak şantaj ve casusluk yapmayı amaçladıkları’’ öne sürülen kişilere yönelik soruşturması kapsamında, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinden alınan karar üzerine, 9 ilde askeri birliklerin de aralarında bulunduğu 49 adreste arama yapıldı.

9 ilde şantaj operasyonu Operasyon kapsamında emekli Albay İ. S’nin de aralarında bulunduğu 35 kişi gözaltına alınırken, 2’si amiral düzeyinde 7 muvazzaf subay hakkında da zorla getirme kararı verildiği öğrenildi.

ANKARA’DA 5 ASKER GÖZALTINDA

Ankara’da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aralarında askerlerin, Savunma Sanayi Müsteşarlığında çalışan bir üst düzey görevli ile bir TÜBİTAK çalışanın da bulunduğu 15 kişiye ait ev ve iş yerlerinde arama yaptı. TÜBİTAK Başkanlığından yapılan açıklamada, Kurumda görev yapan dört personele ilişkin olarak mahkeme kararıyla personelin çalışma alanlarında arama yapıldığı bildirilerek, ‘’TÜBİTAK’ın her düzey personeliyle 278 sayılı Kanun ile kendisine verilmiş görevleri layıkıyla yerine getirme misyonuyla hareket etmekte olduğu ve Kurumun yargı kararları çerçevesinde gerekeni yapacağından kuşku duyulmaması gerektiği’’ belirtildi. Soruşturma kapsamında Ankara’da 5 askerin gözaltına alındığı kaydedildi.

KOCAELİ’DE 30 ADRES ARANDI

Kocaeli’de çoğunluğu askerlere ait yaklaşık 30 adrese operasyon düzenlendi. Arama yapılan ev ve iş yerlerinde bulunan bazı dokümanlar ile CD ve bilgisayarlara el konuldu. Aralarında asker ve TÜBİTAK MAM personelinin de bulunduğu bazı kişilerin gözaltına alınabileceği öğrenildi. Bu arada, arama yapılan ev ve iş yerlerinin çoğunluğunun askerlere ait olduğu kaydedildi. Evlerinde arama yapılan askerlerin Donanma Komutanlığına götürüldükleri ifade edildi.

ANTALYA, İZMİR VE BALIKESİR

Soruşturma kapsamında, Antalya’da da bir kişi Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı. Söz konusu kişinin İstanbul’a gönderileceği öğrenildi. İzmir’de de bir askerin evinde ve görevli olduğu birimde arama yapıldı. Soruşturma kapsamında, Balıkesir’in Erdek ilçesindeki Erdek Mayın Filo Komutanlığında görevli açık kimliği verilmeyen bir binbaşının evinde ve karargâhtaki odasında arama yaptı.

26.10.2010


 

İnce: Kılıçdaroğlu’nun herşeyden haberi var

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ‘’Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’nde vereceği resepsiyona katılmayacaklarına’’ ilişkin açıklamasıyle igili olarak, ‘’Hiçbir grup başkanvekili genel başkanın haberi olmadan böyle bir açıklama yapmaz. Bundan emin olun’’ dedi.

Partisinin Yalova İl Danışma Meclisi’ne katılan İnce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘’Türbanı çözeriz’’ derken bunu tek başına değil, bir paket haline gelmesi halinde çözüleceğini söylediğini savundu. AKP Grup başkanvekilleri ile yapılan görüşmede bu paketi ortaya koyduklarını ifade eden İnce, konuyla ilgili olarak AK Parti’ye 3 şart sunduklarını kaydetti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının da özgürlük kapsamında olduğunu belirten İnce, ülkede milyonlarca oyun, bazı siyasi partilerin baraja takıldığı için ziyan olduğunu dile getirdi.

Bu insanların, en demokratik hakları olan temsil edilme haklarını kullanamadıklarını ifade eden İnce, ‘’Özgürlükler kapsamında bu barajı da kaldıralım. Bir diğeri YÖK’ün kaldırılması. Yıllarca bu ülkede sağcısı, solcusu herkes YÖK’ten şikâyetçi oluyordu. AKP de şikâyetçiydi. YÖK’ü ele geçirdiler, şimdi susuyorlar. YÖK, artık emir eri bir kurum olmuştur’’ diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ‘’Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’nde vereceği resepsiyona katılmayacaklarına’’ ilişkin açıklamasıyle igili olarak, ‘’Hiçbir grup başkanvekili genel başkanın haberi olmadan böyle bir açıklama yapmaz. Bundan emin olun’’ dedi.

Partisinin Yalova İl Danışma Meclisi’ne katılan İnce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘’Türbanı çözeriz’’ derken bunu tek başına değil, bir paket haline gelmesi halinde çözüleceğini söylediğini savundu. AKP Grup başkanvekilleri ile yapılan görüşmede bu paketi ortaya koyduklarını ifade eden İnce, konuyla ilgili olarak AK Parti’ye 3 şart sunduklarını kaydetti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının da özgürlük kapsamında olduğunu belirten İnce, ülkede milyonlarca oyun, bazı siyasi partilerin baraja takıldığı için ziyan olduğunu dile getirdi.

Bu insanların, en demokratik hakları olan temsil edilme haklarını kullanamadıklarını ifade eden İnce, ‘’Özgürlükler kapsamında bu barajı da kaldıralım. Bir diğeri YÖK’ün kaldırılması. Yıllarca bu ülkede sağcısı, solcusu herkes YÖK’ten şikâyetçi oluyordu. AKP de şikâyetçiydi. YÖK’ü ele geçirdiler, şimdi susuyorlar. YÖK, artık emir eri bir kurum olmuştur’’ diye konuştu.

26.10.2010


 

BDP, Türk ve Tuğluk’a vekillik için başvuracak

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, mahkeme kararıyla milletvekillikleri düşürülen, kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk ve eski milletvekili Aysel Tuğluk’un, yeni anayasa değişikliği kapsamında, bağımsız milletvekili sıfatıyla görevlerine geri dönmeleri için TBMM Başkanlığına başvuruda bulunacaklarını bildirdi.

Kaplan, Türk ve Tuğluk’un milletvekilliği görevlerine geri dönmeleri için bugün saat 10.00’da, TBMM Başkanlığına, ilgili dilekçeleri sunacaklarını açıkladı. Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından Türk ve Tuğluk’un milletvekilliklerinin düşürüldüğünü ve haklarında siyasi yasak getirildiğini hatırlatan Kaplan, şunları söyledi:

“Ancak, 12 Eylülde, Anayasanın ilgili maddesi değişti. Milletvekilleri, halkın özgür iradesi ile bir yasama dönemi için seçilir. Sayın Türk ve Tuğluk’un seçildiği yasama dönemi halen devam ediyor. Yarın (bugün) vereceğimiz dilekçe ile Sayın Türk ve Tuğluk’un devam eden yasama dönemi için bağımsız milletvekili olarak görevlerini sürdürmeleri için talepte bulunacağız. Bu konu karmaşık değil. Meclis Başkanlığının Genel Kurula sunuşunda, Sayın Türk ve Tuğluk’un Meclise geri dönüşlerinin bildirimi yapılabilir. Anayasa değişikliği bu andan itibaren ileriye dönük uygulanabilir.”

26.10.2010


 

Karma parlamento komisyonu toplanıyor

TÜRKİYE-AB Karma Parlamento Komisyonunun 65. toplantısı, bugün Avrupa Parlamentosunun evsahipliğinde başlayacak.

İki gün sürecek toplantıya Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle de katılacak. AB katılım müzakerelerinde gelinen aşamanın değerlendirileceği toplantıda, Türkiye’de 12 Eylüldeki halk oylamasıyla kabul edilen anayasa paketi ve demokratik açılım süreci tartışılacak. Toplantıda Türk ve AB tarafları, vize sorunu ve göçmen politikası ile ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele için ortak tavsiye kararı almaya çalışacak. Terörle mücadelede Türkiye ve AB arasındaki işbirliğinin nasıl ilerletileceğinin de tartışılacağı toplantının bir diğer gündem maddesi Kıbrıs sorunu olacak. Türkiye ve AB adına eşbaşkanlar Lütfi Elvan ve Helene Flautre’ın yönetimindeki KPK toplantıları, yılda 2 defa TBMM ve AP’nin evsahipliğinde yapılıyor.

26.10.2010


 

Gül, Mardin Valiliği binasının açılışını yaptı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Mardin’de restorasyonu tamamlanan tarihi valilik binasının açılışını yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül, yeni valilik binasına gelişinde vatandaşların alkışlarıyla karşılandı. Bu sırada, kalabalığın arasından çıkan bir vatandaş Cumhurbaşkanı Gül’ün yanına gelerek, boynuna sarıldı ve öptü. Gül ile vatandaş kucaklaştılar. Daha sonra tarihî binanın balkonundan halka hitap eden Gül, ilköğretim öğrencilerinin ‘’Türkiye seninle gurur duyuyor’’ diye seslenmeleri üzerine, ‘’Esas inşallah sizler güzel okullarda güzel tahsiller yapacaksınız ve anne-babalarınızla beraber bizler küçük çocuklarımızla gurur duyacağız’’ dedi. Cumhurbaşkanı olarak Mardin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini aktaran Gül, ili ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül daha sonra kurdeleyi keserek, binanın açılışınıyaptı. Açılışın ardından valilik makamına geçen Gül, Mardin Valisi Hasan Duruer ile bir araya geldi. Gül, Mardin’in önemli bir kültür mirasına sahip olduğunu vurgulayarak, ‘’Bu mirası yaşatmak aynı zamanda anayasal görevimizdir’’ diye konuştu.

26.10.2010


 

Avcı: Büyümeden payımızı istiyoruz

DEMOKRAT Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, kamu çalışanları arasında eğitim çalışanlarının ücretlerinin düşük olduğunu belirterek, hükümetin eğitimcilere düşük ücret verme politikasında ısrarını sürdürdüğünü ifade etti.

Hükümetin uyguladığı “enflasyon hedefine endeksli zam” anlayışının uygulanabilirliğini yitirdiğini söyleyen Avcı, şunları kaydetti: “Enflasyon karşısında oluşan kayıplarımızın telafi edilmemesi ve büyümeden payımıza düşen gelirin aktarılmaması biz eğitimcilerin ve memurların mağduriyetini her geçen yıl daha da arttırmaktadır. Türkiye büyüyorsa bunda memurlarında büyük payı olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle mevcut ücretlendirme ve zam sistemi değiştirilerek, bütün kamu çalışanları için zorunlu ve temel ihtiyaçlara mukabil asgari temel ücret bin 500 TL olarak belirlenmeli ve bu asgari tutar üzerinden kıdem ve diğer ücret kalemleri eklenerek maaş tespiti yapılmalıdır.”

26.10.2010


 

Türk-Yunan sınırını AB personeli koruyacak

YUNANİSTAN, yasadışı göçün engellenmesi için Türkiye ile kara sınırına AB personeli yerleştirilmesi talebinde bulundu, AB talebi kabul etti. AB Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, yasadışı yollarla Türkiye üzerinden Yunanistan’a girenlerin sayısının son dönemde arttığı ve durumun “dramatik bir hal” aldığı gerekçesiyle bu talebi kabul ettiklerini bildirdi.

AB’nin dış sınırlarının güvenliğinden sorumlu kuruluşu Frontex’in 2007 yılında oluşturduğu sınırlarda hızlı müdahale ekiplerinin ilk görevini Yunanistan ile Türkiye arasındaki kara sınırında üstleneceğini belirten Malmström, Yunan makamlarına bağlı çalışacak AB personelinin burada durum iyileşinceye dek geçici bir süreyle görev yapacağını duyurdu. “Yunanistan’ın Türkiye ile kara sınırında gittikçe daha fazla endişe verici bir durum yaşanıyor. Yasadışı yollardan sınırı geçen insan sayısı dehşet verici rakamlara ulaştı ve Yunanistan bu durumu tek başına göğüsleyebilecek durumda değil. İnsani durumdan çok endişe ediyorum” diyen Malmström, ilticacılara yönelik uygulamalarında kapsamlı ve iddialı bir reform yapabilmesi için Yunanistan’a yardımda bulunacaklarını bildirdi.

26.10.2010


 

Devlet kafasını değiştirsin

MAZLUMDER’den AKP'li Zafer Üskül’ün çocuklarla ilgili verdiği demeç ile ilgili olarak yapılan açıklamada, “Çocukları hayata sağlıklı bir şekilde hazırlama konusunda sosyal devlet ilkesi gereği velilere yardımcı olması gereken devlet bu rolünü abartıp anne-babanın yerine geçemez, en doğal ve tabiî hak olan velâyet kurumunu tehdit edemez” denildi.

MAZLUM-DER Bursa Şubesi Başkanı Avukat Şakir Çalışkan, Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün, ilköğretim çağındaki çocuklarını başörtülü olarak okula göndermekte ısrar eden aileleri uyararak, devletin bu çocukları ailelerinden alabileceği şeklindeki açıklamasına sert tepki gösterdi. MAZLUM-DER Bursa Şubesi Başkanı Çalışkan, yaptığı açıklamada, son günlerde yurdun çeşitli yerlerinde bazı ilköğretim öğrencilerinin başörtüsüyle okullarına gitme taleplerini Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün “Bu iş daha ileriye giderse, aile çocuğu baskı altına alırsa çocuk aileden alınır” diyerek tehditle karşıladığını söyledi. Çalışkan, devletin bazı öğrenciler başını örtüyor diye öğrencilerin velayet hakkını anne babadan almayı düşünmesinin, hele hele de böyle bir tehdidi Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı sıfatını taşıyan Zafer Üskül’ün ağzından yapmasının, vesayetçi devlet anlayışının ulaştığı son noktayı gösterdiğini söyledi. Çocukları hayata sağlıklı bir şekilde hazırlama konusunda sosyal devlet ilkesi gereği velilere yardımcı olması gereken devletin bu rolünü abartıp anne babanın yerine geçemiyeceğini, en doğal ve tabiî hak olan velayet kurumunu tehdit edemeceğini vurgulayan MAZLUM-DER Şube Başkanı Çalışkan, şunları kaydetti:

“Çocukların hangi hallerde anne babalarından devletin koruması altına alınabileceği evrensel hukuk çerçevesinde yasa koyucu tarafından belirlenmiştir. Çocukların kılık kıyafetleri vesayet altına alınmayı gerektiren bir durum değildir. Bazı veliler kendi inançları doğrultusunda yürürlükteki kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı talepte bulunmuş olabilirler. Ancak İnsan Hakları Komisyonu Başkanı sıfatını taşıyan yılların hocası Zafer Bey de gayet iyi bilir/bilmelidir ki, yasalara aykırı olması bir hakkın insan hakkı talebi olarak ileri sürülmesine mânî değildir. Anne babanın çocuk üzerindeki haklarından biri de şüphesiz dinî inancı doğrultusunda eğitmesi ve hayata hazırlamasıdır. Anlaşılıyor ki, bazı veliler çocuklarının ilköğretimde de dinen sorumlu olduğunu ve örtünmesi gerektiğini düşünüyor ve çocuklarına da bu yönde telkinde bulunuyorlar. Bunu da çocukları üzerindeki en tabiî hakları olarak görüyorlar. Bundan başka mümkündür ki bazı çocuklar da bizzat kendi tercihleriyle başlarını örtüyor olabilir. Sayın Başkan anne babanın veya çocukların böyle bir hakkı olduğuna inanmıyor olacak ki; devletin örtünen çocukları anne babanın elinden alabileceğini söylüyor. Gerekçe de bu velilerin çocuklarının eğitimini engellemesi. Bu gerekçe 28 Şubat zihniyetinin hortlamasıdır. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün tehditkâr beyanından bunca yıl sonra dönüp dolaşıp yine aynı yere gelip dayandığımız anlaşılıyor. Eğer burada eğitimi engelleyen biri varsa örtülü veya açık çocuğunu okula gönderen baba değil, onu kıyafetinden dolayı içeri almayan devlet yetkilileridir. Oysa insan haklarına aykırı kılık kıyafet yönetmeliği dahi öğrenciyi okula almamaya izin vermiyor, ancak uyarma, kınama veya en fazla başka bir okula gönderme gibi müeyyideler öngörüyor. Durum bu olduğu halde Meclis insan Hakları Komisyonu Başkanı sıfatını taşıyan Zafer Üskül’ün ‘devlet çocuklarınızı elinizden alır ha’ diye anne babaları tehdit etmeye kalkması hakkı da değildir haddi de. Kılık kıyafet serbestîsi gibi doğal bir talebi dahi ‘çocuklarınızı alırım ha’ diye tehditle karşılayan bir devletin çocuklardan önce aklını başına alması gerektiğine inanıyoruz.”

Çalışkan, Başta Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olmak üzere en doğal insan hakları taleplerini provokasyon gibi kötü niyetli bir okumaya tabi tutan bütün siyasileri halktan özür dilemeye, bu açıklamalardan sonra insan hakları savunuculuğu kimliğinin üzerine oturmadığı açıkça anlaşılan Üskül’ü de Komisyon Başkanlığından istifaya davet etti.

26.10.2010


 

Arazide 8 mayın bulundu

Hakkarİ’de teröristlerce döşenen 8 mayın bulundu.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Şemdinli ilçesinin dağlık arazi kesiminde güvenlik güçlerince yürütülen faaliyette, iki yere teröristlerce döşendiği değerlendirilen 8 mayın tespit edildi.

26.10.2010


 

Samast çocuk mahkemesine

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin dâvânın tutuklu sanıklarından Ogün Samast’ın, dosyasının ayrılarak İstanbul nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı. Samast’ın avukatı, olay tarihinde müvekkilinin 18 yaşından küçük olduğunu belirterek dosyasının ayrılarak çocuk mahkemesine gönderilmesini talep etmişti.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Ogün Samast’ın dosyasının ayrılarak İstanbul nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi kararlaştırıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 15. duruşmaya, tutuklu sanıklar Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ile tutuksuz sanık Ahmet İskender katıldı. Duruşmada Dink ailesi üyeleri de hazır bulundu. Duruşmada, Ogün Samast’ın avukatı Levent Yıldırım’ın müvekkilinin dosyasının ayrılarak Çocuk Mahkemesine gönderilmesi yönündeki talebini değerlendiren mahkeme heyeti, Samast’ın dosyasının ayrılarak İstanbul nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

26.10.2010


 

Isparta'da feci kaza: 4 ölü

Isparta’nIn Senirkent ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında, biri 7 aylık bebek, diğeri 3 yaşındaki çocuk olmak üzere 4 kişi hayatını kaybetti.

Alınan bilgiye göre, Senirkent ilçesi çıkışında Osman Demirtepe, 32 AL 297 plakalı traktörün römorkunun tekerinin patlaması üzerine yolun sağ tarafına park etti. Bu sırada, Afyonkarahisar’a giden Sait Cirit yönetimindeki 32 LF 085 plakalı otomobil, traktör römorkuna arkadan çarptı. Kazada, otomobilde bulunan 7 aylık Yahya Ceylan, 3 yaşındaki Nazif Ceylan ile Döndü Ceylan ve Muammer Özdemir hayatını kaybetti. Otomobil sürücüsü Sait Cirit ile traktör şoförü Osman Demirtepe ise hafif yaralandı.

26.10.2010


 

MGK, füze kalkanı projesini görüşecek

Mİllİ Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında yeni komuta kademesinin katılımıyla yarın toplanacak.

MGK’da terörle mücadele, terör örgütünün eylemsizlik kararı ve gerçekleştirilen çalışmaların ele alınması bekleniyor. Toplantıda, örgütün tasfiyesine yönelik olarak yurtiçindeki ve yurtdışındaki temasların masaya yatırılacak konular arasında bulunuyor. MGK’da Amerika’nın füze kalkanı projesinin bir ayağının Türkiye’ye kurulacağı yönündeki açıklamaları da ele alınacak konular arasında yer alıyor. Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nde yapılan değişiklikler de kurulun masasında yer alacak.

26.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.