Spor |
BEŞİKTAŞ BANA İNANSIN gün sayıyor |
Beşiktaş camiasında sevileceğimi düşünüyorum. Taraftarın hoşuna giden bir oyun yapısına sahibim. Takım içerisinde de çok iyi anlaşacağım oyuncular var. BEŞİKTAŞ'IN yeni transferlerinden milli futbolcu Fatih Tekke, 4 yıllık Rusya macerasından sonra geldiği Türkiye'de yeniden eski başarılı futbolunu sürdüreceğine inanıyor. Tekke, "İstanbul'da camia olark kendime en yakın hissettiğim yere geldim" diyor. Tekke, Beşiktaş Dergisi'nin sorularını şöyle cevaplandırdı:
Rusya'ya gitmeye nasıl karar verdin?
Açıkcası o zaman hiç düşünmediğim bir transferdi. Trabzon'da talihsiz bir hadise yaşamıştık. Biraz Trabzon'dan ayrılmak, biraz kafamı dinlemek istedim. O dönem gerçekten çok yorulmuştum. Sadece o olay değil, Trabzon'da dört yıla yakın kaptanlık yaptım. Üzerimde inanılmaz bir yorgunluk vardı. Yurtdışı olarak İngiltere'ye gitmek istiyordum ama nasip olmadı. Zenit oldu. Hiç düşünmediğim bir yerdi ama orada hiç düşünemeyeceğim başarılar yaşadım.
İlk gittiğin günlerde neler hissettin?
Hiç bilmediğin bir yere, hiç duymadığınız bir takıma gidiyorsunuz. Hiç tanımadığım, farklı dilde konuşan insanlar..
Tercümanın var mıydı?
Evet, vardı ama belki de hata oldu bu. Dil öğrenmek için tercüman kullanmamak lazım. Burada nasıl yabancı oyuncular Türkçe konuştuğu zaman bizim hoşumuza gidiyorsa orada da aynı şekilde. İlk bir buçuk, iki yıl inanılmaz sıkıntı yaşadım. Sahanın içinde de bazen sıkıntı oluyordu. Ama iki yılın sonunda özellikle şampiyon olduktan sonra hem takım, hem de benim için çok iyi geçti. UEFA Şampiyonu olduk. Süper Kupayı aldık. 25 sene aradan sonra lig şampiyonu olduk. Rusya Kupasını kazandık. Bunlar bir sene içinde oldu.
Başarı seni motive etti, diyebilir miyiz?
Dünya çapında birçok önemli oyuncuyla oynama şansı buldum. Daha önce da tabii ki oynuyorduk ama orada daha da üst düzeydi. Başarı da gelince kıyas yapıyorsunuz. Yaş olarak da aynı yaştasınız. Arada hiçbir fark olmadığını görüyorsunuz. Bir de şu çok önemli. Orada birçok şeyi öğrenme şansım da oldu. İşe bakış açısı, iş disiplini, çalışma arzusu. Oraya gidene kadar bu çok eksikti. Zenit'te oynarken bu özelliklerim gelişti. Rusya'da insanlar işlerine inanılmaz saygılılar; inanılmaz iş disiplinleri var. Bu da onları başarıya taşıyor.
Türkiye'de eksik olmasının sebebi ne?
Bunun ilacı falan bulunsa herhalde yok satar. Bence toplumsal bir sorun bu. Sadece sahıslarla ilgili değil. Bu eğitim, ilkokuldan itibaren hatta doğduktan sonra başlamalı. Bazen istesek de biz onlar gibi davranamıyoruz. Ama şunu da söylemeliyim, orada Türkiye'deki gibi baskı yok. Sporcular çok saygın bir yerde. Başka takımı tutan taraftarlardan da çok saygı görüyorsunuz. Bu nedenle dışarıda futbol oynamak, Türkiye'ye göre daha kolay.
Şartların iyi olmasına rağmen neden Türkiye'ye dönmeye karar verdin?
Ben orada maddi ve manevi olarak inanılmaz şeyler bırakarak geldim. Belki de başkaları bırakamazdı. Ama eşim, çocuklarım benimle beraber değildi. Dört sene yalnız kaldım. Gurbeti tam anlamıyla yaşadım. Bir şekilde yoruldum. Türkiye'de tekrar çok şeyler yapabileceğimi düşündüğüm için geri geldim. Tekrar en yukarıya çıkmak istedim.
Tam da bunları düşünürken mi Beşiktaş'tan teklif geldi.
Rusya'dan dönme arzum yeni değildi ama şartlar hiçbir zaman oluşmadı. İki ay önce sakatlandım. İyileşme sürecinde futbolculara bakış açısı Türkiye'deki gibi değil. Benim üzerime üç oyuncu alındı. Bunun üzerine ben kalmak istemedim. Orada oynamadan kalsam da maddi olarak benim için çok farklıydı. Ama ben eğer futbol oynuyorsam antrenmalara çıkmalıyım, sahada olmalıyım. Dört gün içinde Beşiktaş'ın teklifi oldu ve hemen kabul ettim. İyi ki bu kararı vermişim. Beşiktaş camiasında sevileceğimi düşünüyorum. Taraftarın hoşuna giden bir oyun yapısına sahip olduğumu düşünüyorum. Takım içerisinde de çok iyi anlaşacağım oyuncular var. Bu ritmi yakalamanız lazım. Bunun için çok çalışıyorum.
Trabzonsporlular, Türkiye'ye döndüğünde tekrar aynı formayı giymeni çok istiyordu. Böyle olmamasına rağmen sana sevgilerinde bir azalma olmadı.
Bu konuyu çok konuşup da Beşiktaş taraftarına saygısızlık yapmak istemiyorum. Ama Türkiye'deki futbolseverlerin birçoğu benim karakterimde ilgili hemfikir. O yüzden insanlar hangi kulübün taraftarı olursa olsun bana sevgi gösteriyor. Bu benim hoşuma gidiyor. Ben bunu Beşiktaş' a imza attığım zaman da söyledim. Beşiktaş formasını giyiyorum ve bu camiaya layık olmak zorundayım.
Beşiktaşlı taraftarların senin bu söylediklerinde rahatsız olduğunu sanmıyorum.
İstanbul'da ya da Trabzon'dan birçok taraftarın maçlara geleceğini ben de çok duydum. Oradaki bağ, daha farklı bir bağ. Bu kaybolacak bir şey de değil. Zenit'le ben başarılı olurken, beni seven insanlar yine mutlu olmuştu. Kazan'a gittim, onu tutmaya başladılar. Futbol bu. Benim ailemin tamamı Trabzonsporlu ama Beşiktaş'ta gol attığımda benim için onlar da çok mutlu olacaklar.
En verimli çağında milli takıma çağrılmamanı neye bağlıyorsun?
Ersun Yanal döneminde iki sene boyunca devamlı oradaydım. Ne yapsak hakkını ödeyemeyiz. Ondan sonra da milli takımda görev almaya devam ettim. Ama dördüncü yıldan sonra kesildi. Belki gözden uzak olduğum için böyle oldu. "Fatih Rusya'da başarısız oldu" diyen de olabilir. Çünkü benimle ilgili hiçbir şeyi göremediler ki. Bunu sporun içinde olan herkes için söylüyorum. Hiç kimse neler yaptığımı görmedi. Sorsanız, belki de kaç gol attığımı da bilmezler. Ama artık göz önünde olacağım. İnşallah ben de beklenen seviyede oynarsam, herhalde milli takım kapıları bana açılır. |
25.10.2010 |