Güncel

Üçlü görüşme dâvetinden memnunuz

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’la New York’ta üçlü görüşme yapılması dâvetini memnuniyetle karşıladı.

Almanya’ya gitmek üzere THY uçağıyla Lefkoşa’dan İstanbul’a gelen KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde gazetecilerin sorularını cevapladı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un Kıbrıs Rum lideri Hristofyas ile New York’ta üçlü görüşme davetine ilişkin bir soru üzerine Eroğlu, geçen hafta Kayseri’ye yaptığı ziyaret sonrasında Atatürk Havalimanından KKTC’ye dönerken, Ban Ki-mun’un kendisini arayarak dâveti ilettiğini ve katılıp katılamayacağını sorduğunu, kendisinin de ‘’Sizin uygun gördüğünüz bir tarihte gelmeyi arzu ederim’’ dediğini ifade etti. Hristofyas’ın önce bu dâveti kabul etmediği yönünde açıklamalar yapıldığını hatırlatan Eroğlu, ‘’Akşam Hristofyas görüşmelere katılacağı yönünde bir açıklama yapmış. Başlangıçta ‘hayır’ la başladı, daha sonra telkinler olmuşsa onu bilmiyorum. Bu benim için önemli. BM Genel Kurul toplantılarında üçlü bir toplantı teklifim olmuştu. Bana gelmiş resmi bir şey yok. Basına sızan haberler var. Ama neticede sayın Genel Sekreter’in müzakere sürecini hızlandırmak için böyle bir düşünce içerisine girmesi bizi üçlü toplantıya çağırması memnuniyet vericidir. Ben bundan memnun oldum’’ diye konuştu.

YUNAN BASINI: EGE’DE BARIŞ YAKIN

Yunan basınında, Türkiye ile Yunanistan’ın Ege’deki konularda anlaşmaya yakın oldukları iddiası yer aldı. Atina’da yayımlanan Kathimerini gazetesi, ismini açıklamadığı “diplomatik çevreleri” kaynak gösterdiği haberinde, “Ege konusunda tüm konuları kapsayan toplu bir ‘paket çözüm’ henüz kesinleşmemekle birlikte, tarafların bu konuda bazı ilkeler üzerinde anlaşmaya vardıklarını” ileri sürdü. Kathimerini, “Her iki taraftan da hiç kimsenin şu ana kadar mutabakata varılanlarla ilgili ifşaatta bulunmadığını, ancak bu konuda öne çıkan senaryoya göre tercih edilen çözümde Yunan karasularının, adaların çevrelerinde daha sınırlı olmak üzere, bazı bölgelerde 12 mile varacak şekilde inişli çıkışlı olarak genişletilmesinin öngörüldüğünü” iddiasına yer verdi. Haberde, “Yapılan hesaplamalara göre, bu formül ile pratik olarak Ege’nin yüzde 80’inden daha azının Yunanistan’ın kontrolüne verildiği, Lahey Adalet Divanı’na gidilmesi durumunda da bu şekilde bir karar çıkacağının sanıldığı” öne sürüldü.

25.10.2010

HSYK’ya iptal yok

YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK), adlî ve idarî yargıdan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) üye seçiminin demokratik, serbest ve eşit şartlarda gerçekleşmediğine ilişkin somut bilgi, belge ve delil bildirilmediği için bu iddiayla ilgili inceleme yapılamayacağına, seçmenlerin etki altında bırakıldığına ilişkin iddianın seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmediğine hükmetti.

YSK, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, kamuoyunda ‘’bakanlık listesi’’ olarak adlandırılan listenin bütün halinde seçilmesinin, seçimlerin demokratik ortamda yapılmadığını, eşit rekabet şartlarının oluşmadığını, hakim ve savcıların etki altında bırakıldığını ortaya koyduğu iddiasıyla ve tam kanunsuzluk nedeniyle seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi talebini karara bağladı. Anayasa değişikliğine ilişkin kanunda yer alan HSYK’nın yeni yapısı ve üye seçimine ilişkin hükümlere yer verilen YSK kararında, seçimin demokratik, serbest ve eşit koşullarda gerçekleşmediğine ilişkin somut bilgi, belge ve delil bildirilmediği, seçmenlerin etki altında bırakıldığına ilişkin iddianın seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmediği belirtildi. Adayların öz geçmişlerinin YSK’ya ait web sitesinde fotoğraflarıyla yayımlandığı ve tüm adaylara eşit hak tanındığı kaydedilen kararda, adayların kendilerini tanıtamadıkları yönündeki iddianın doğru bulunmadığı ifade edildi. Sayım ve dökümün açık olarak yapıldığına, oy verme yerinde hazır bulunanların sayım ve dökümü takip etme olanağı bulunduğuna işaret edilen kararda, idari görevde çalışan hakim ve savcıların HSYK üyeliğine aday olma kapsamı dışında tutulmalarına yapılan itirazın daha önce reddedilmesi ve kesinlik taşıması nedeniyle bu talebin yeniden incelenmesi olanağı bulunmadığı belirtildi. Kurul, 17 Ekim 2010 Pazar günü adli ve idari yargı hakim ve savcıları arasından HSYK asıl ve yedek üyeliği için yapılan seçimlerde tam kanunsuzluk hali görülmediğinden seçimlerin yenilenmesi isteminin reddine karar verdi. Karar oy birliğiyle alındı.

Yeni HSYK bugün toplanıyor

ANAYASA değişikliği sonrasında yeniden oluşan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ilk toplantısını bugün gerçekleştirecek. HSYK’nın yeni üyeleri, bugün Gazi Mahallesi’ndeki yeni binasında ilk toplantılarını gerçekleştirecek. En az 15 üye ile toplanacak olan HSYK’da ilk olarak başkanvekili seçimi yapılacak. Uyum yasası çıkıncaya kadar tek daire gibi çalışacak olan kurul, uyum yasasının çıkmasının ardından üç daireli olarak çalışacak. Kurulun gündeminde olan unvanlı hakim ve savcıların atama kararnamesi, eski YARSAV Başkanı Ömer Eminağaoğlu ve Sincan Hakimi Ossan Kaçmaz’ın disiplin dosyaları görüşülecek. HSYK 22’si asıl 12’si yedek olmak üzere toplam 34 üyeden oluşuyor.

25.10.2010

Çelik: Entegrasyona evet, asimilasyona hayır

Devlet Bakanı Faruk Çelik, uyum meselesine “asimilasyona hayır, entegrasyona evet” anlayışla yaklaştıklarını söyledi.

Devlet Bakanı Çelik bir dizi temas ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Hollanda’da Diyanet Vakfı Rotterdam Gültepe Eğitim Merkezi’nde, sivil toplum örgüt temsilcileri, eğitimciler, işadamları ve öğrencilerle bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Bakan Çelik, uyum politikaları denilen kavramın bizim için de önemli olduğunu söyledikleni belirterek, “Entegrasyon nedir? Değer yargılarını muhafaza edip, her alanda katılmak demektir. Yoksa kimliğimden, değerlerimden taviz vererek uyumdan bahsetmek olmaz, geçmişte kalmanın manası yok, geleceğe bakmak lazım. Biz, Avrupa’daki katıldığımız bütün toplantılarda, ‘asimilasyona hayır, entegrasyona evet’ şeklinde konuşmalar yapıyoruz. Bu anlayışla olaya yaklaşıyoruz. Entegrasyon tek taraflı olamaz, yabancı diye gördüğünüz vatandaşları da kucaklamanız gerekir” dedi. AB yolunda olan Türkiye’nin Ankara Anlaşması çerçevesinde adım attığını, aynı adımı Hollanda’dan beklediklerini hatırlatan Bakan Çelik; “Ankara Anlaşması ile masaya oturmuş Türkiye’ye engeller çıkarmak niye? Türkiye’nin AB girip, giremeyeceğini o gün konuşalım. Türkiye, o gün geldiğinde, belki de, ‘Ben AB’ye girmeyeceğim’ diyecektir. Dostluk varken birçok konuyu düşmanlığa çevirmenin anlamı yok. Hollanda ile iyi ilişkiler içerisindeyiz. Sizlerin de sorunları olursa, bunu 2 ülke olarak beraberce çözeriz” diye konuştu.

25.10.2010

Şener: Genelgeye rağmen başörtülüler kampüse alınmıyor

Türkİye Partisi Genel Başkanı Abdullatif Şener, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) genelge göndermesine karşılık üniversitelerin şimdi de başörtülü öğrencileri kampüs kapısından içeriye almadığını söyledi.

Partisinin İl Teşkilâtı’nın açılışı için Osmaniye’ye gelen Abdüllatif Şener bina önünde toplanan kalabalığa hitap etti. Mecliste grubu bulunan dört siyasi partinin de üniversitelerde başörtüsünün serbest olması gerektiğini söylediğini ifade eden Şener, yasağın nereden kaynaklandığını sordu. YÖK’ün “başörtülüleri sınıflardan atmayın” diye genelge gönderdiğini belirten Şener, birçok üniversitenin başörtülü öğrencileri sınıfa değil, üniversite kampüsünün içine koymadığını dile getirdi. TBMM’de grubu bulunan siyasî partilerin başörtüsünün serbest olmasını istemesine rağmen, yasağın iktidar ve muhalefet partilerinin tutumu yüzünden kalkmadığını iddia eden Şener, “Çünkü maksatları çözmek değil, bu siyaset bu ülkede hak ve özgürlük taleplerini de karşılayamaz. Ne başbakan ne de diğer partilerin genel başkanları başörtüsü konusunu çözmek için değil, bunun üzerinden siyaset yapmak için çaba harcıyorlar” diye konuştu.

25.10.2010

Afet ve Acil Durum Toplantısı yapıldı

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Afet ve Acil Durumlarla İlgili Değerlendirme Toplantısı yapıldı.

Beşiktaş’taki Başbakanlık Ofisi’nde yapılan toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile ilgili bürokratlar katıldı.

25.10.2010

Kurban Bayramı için ithalat geçici çözüm

TÜRKİYE Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Kurban Bayramı ve sonrasında ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi için ithalat fikrinin geçici bir çözüm olduğunu ileri sürdü.

Yetkin, TZD Genel Merkezinde gerçekleştirdiği basın toplantısında, Kurban Bayramı ve sonrasında yaşanabilecek sorunlara önceden önlem alınması ve vatandaşın bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda alınabilecek birtakım yöntemler olduğunu dile getirdi. Bayramda alınabilecek önlemler arasında akla ilk olarak ithalat yolunun açılması fikrinin geldiğini ifade eden Yetkin, ‘’Türkiye, bu yoldan daha önce geçmiştir ve bugünkü olumsuz tablonun oluşması ithalat kapılarının açılması ile başlamıştır. Bugün et fiyatlarının yüksek olması nedeniyle et ithalatının başlaması durumunda belki, geçici bir süre için et fiyatları düşecektir, ancak orta ve uzun vadede rekabet şansını tamamen yitiren yerel üreticiler bu durumda hayvancılık yapmaktan vazgeçeceklerdir’’ şeklinde konuştu.

25.10.2010

Belediye başkanı bıçaklanarak öldürüldü

DENİZLİ'NİN Buldan ilçesine bağlı Yenicekent Belediye Başkanı Nail Sancak (40), uğradığı bıçaklı saldırı sonucu vefat etti.

Alınan bilgiye göre, MHP’li Yenicekent Belediye Başkanı Nail Sancak, işyeri ruhsatı dolayısıyla tartıştığı iddia edilen kişiler tarafından beldenin meydanındaki kahvehanede bıçaklandı. İddiaya göre, daha önceden beldedeki bir gazinonun kapatılması dolayısıyla Belediye Başkanı Sancak ile tartışan zanlılar M.S, K.S. ve R.S, önceki gün akşam saatlerinde kahvehanede oturan Belediye Başkanı’nın üzerine doğru geldiler. Başkan Sancak, üzerine gelen kişileri korkutmak için havaya ateş etti. Zanlılar, bu arada Başkana bıçakla saldırdılar. Aldığı bıçak darbeleriyle yere yığılan Başkan Sancak, makam aracıyla Sarayköy Devlet Hastanesine kaldırıldı. Sancak, burada yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu arada zanlılar ve yakınlarının, Başkan Sancak yaralı şekilde hastaneye getirilirken aracını takip ettikleri ve hastaneye gelerek hastanenin camlarını kırıp, zarar verdikleri öğrenildi. Olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Denizli Valisi Yavuz Erkmen, Başkan Sancak’ın ölümüyle ilgili olarak, ‘’Üzerine basarak söylüyorum, olayın herhangi bir siyasî yönü yoktur. Tamamen bir içkili yer işletmecisinin yapmış olduğu bir hareket’’ dedi.

25.10.2010

Babaları da ikna etmişler

28 Şubat sürecinde başörtülüleri üniversitelere almamak için üniversite koridorlarında “ikna odaları” kuran dönemin İÜ Rektör Yardımcısı Nur Serter, “ikna odaları”nda sadece öğrencileri değil, babalarını da ikna ettiklerini ileri sürdü. Bir panelde konuşan Serter, “Yeni türban dalgasıyla karşı karşıyayız. Bu dalga diğerlerine benzemiyor, tsunamiye dönüşüyor” dedi.

Babaları da ikna etmişler

28 Şubat sürecinde başörtülüleri üniversitelere almamak için üniversite koridorlarında "ikna odaları" kuran dönemin İÜ Rektör Yardımcısı Nur Serter, "ikna odaları"nda sadece öğrencileri değil, babalarını da ikna ettiklerini ileri sürdü.

Ulusal Stratej Merkezi’nin (USMER) düzenlediği “başörtüsü ve laiklik” konularının tartışıldığı panele katılan Serter, başörtüsü olayının tsunamiye dönüştüğünü söyledi.

Serter, “Yeni türban dalgasıyla karşı karşıyayız. Bu dalga diğerlerine benzemiyor, bu tsunamiye dönüşüyor. Bundan öncekiler üniversite öğrencilerinin üniversitelere türbanlı girmesiyle sınırlıyken -talepler en azından bununla sınırlı iken- bu kez çok kısa bir sürede ilköğretimden siyasete, devlet dairelerine kadar uzanan bir talepler zinciriyle karşı karşıya bırakıldık” dedi.

28 Şubat döneminde İstanbul Üniversitesi’nde başörtülü öğrencilerin başlarını açmalarını sağlamak için kurulan ‘ikna odaları’nın mucidi olarak bilinen Nur Serter, ikna odalarını da şöyle anlattı:

“O yıl İstanbul Üniversitesi’ne 10 bin yeni kayıt içerisinde 198 öğrenci bize geldi. Bunların bir kısmı örtüsünü bir kısmı da pardösüsünü çıkardı. Önemli bir kısmı özel hayatında da farklı giyinmeye başladı. Hatta 3 tanesi konuşmamız için babasını getirdi. Onlarla görüşüldükten sonra onlar da başlarını açtı. 198 öğrenciden sadece 1 tanesi kapalı kaldı. O da çok militanca davranıyordu.”

Serter, eşi Hilmi Serter’in ticarî faaliyetlerinden dolayı borçlandığı parayı ödemek için ev eşyasını satacağı haberlerinin de yalan olduğunu söyledi.

25.10.2010

Bütçe maratonu başlıyor

Meclİs’İn yaklaşık iki ay sürecek bütçe maratonu bu hafta başlıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yarın 2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunacak.

TBMM Genel Kurulunda ise temel kanun olarak görüşülen ve geçen hafta ilk 4 maddesi kabul edilen Sayıştay Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam edilecek. Teklife göre, Sayıştay yerindelik denetimi yapamayacak, idarenin takdir yetkisini sınırlayacak veya ortadan kaldıracak karar alamayacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu bünyesinde kurulacak kamu hesapları alt komisyonu, kamu kaynağını elde etmeleri ve kullanmalarına yönelik malî yıl içindeki gerçekleşmeleri izleyecek ve değerlendirecek. Kamu idarelerinin düzenlilik ve performans denetimleri sonucunda denetim grup başkanlıklarınca düzenlenen raporlar, idareler itibariyle birleştirilecek ve bir örneği Sayıştay Başkanlığınca ilgili kamu idaresine gönderilecek.

TBMM Genel Kurulunun, yarın 15.00-20.00, 27 Ekim Çarşamba günü ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması bekleniyor. 28 Ekim Perşembe günü ise Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yarım gün mesai yapılacağı için Genel Kurul çalışmayacak. TBMM Çevre Komisyonu, ikili anlaşmalara ilişkin 6 kanun tasarısını 27 Ekim günü ele alacak.

TBMM KİT Komisyonu denetimlerine devam edecek. Komisyonda, 27 Ekim günü Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Karadeniz Bakır İşletmeleri AŞ’nin yanı sıra Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol işletmeleri AŞ (TTA), Sigara Sanayi İşletmeleri ve Ticaret AŞ ile Sigara Pazarlama ve Dağıtım AŞ’nin 2008 yılı hesapları incelenecek.

25.10.2010

Rüşvet operasyonunda 14 kişi serbest

BİR fuarcılık şirketi ile Dünya Ticaret Merkezi arasındaki dâvâyla ilgili rüşvet alındığı iddiaları üzerine başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan 14’ü serbest bırakıldı.

Edinilen bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen operasyon kapsamında rüşvet iddiasıyla ilgili gözaltına alınan zanlılardan aralarında 7 avukatın bulunduğu 14 kişi, gece serbest bırakıldı. Yargıtay eski Daire Başkanı, yargıtay çalışanları ve Dünya Ticaret Merkezi çalışanlarının da aralarında bulunduğu gözaltındaki kişiler ise dün sabah saatlerinde sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş’ın ise Ankara Emniyet Müdürlüğünde ifade işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

25.10.2010

Başbakan’ı takip eden basın için merkez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın temaslarını izleyen gazeteciler için Beşiktaş’taki Başbakanlık ofisinin hemen yanına basın merkezi açıldı. Yeni merkez sayesinde gazeteciler artık yağmurun altında saatlerce haber nöbeti tutmaktan kurtulacak.

Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’daki programlarının büyük bir kısmı Beşiktaş’taki çalışma ofisinde gerçekleşiyor. Önemli konukların ağırlandığı ofiste haber takibi yapan gazeteciler genellikle ofisin önünden gelişmeleri takip ediyordu. Ofisin önünde bazen 50’yi aşkın gazeteci yağmur altında işini yapmaya çalışıyordu. Gazetecilerin bu durumuna çözüm arayan Başbakanlık yetkilileri, uzun süredir üzerinde çalıştığı projeyi hayata geçirdi. Başbakan’ın çalışma ofisinin hemen yanında yer alan bina gazetecilere tahsis edildi. Yerli ve yabancı basın mensuplarının kullanacağı merkezde kablosuz internet bağlantısı da bulunuyor.

25.10.2010

TRT, sınavla 185 personel alacak

Türkİye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT), sınavla 185 yeni personel alacak. TRT’nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 26 Ekimde başlayacak başvurular, 9 Kasımda sona erecek.

Sınava, kurumumun merkez ve taşra teşkilâtında istihdam edilmek üzere, 28-29 Haziran 2008 tarihinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’na girip 50’inin üzerinde puan alanlar başvurabilecek. Belirtilen genel ve özel şartları taşıyan adaylar, başvuru işlemlerini TRT’nin internet adresi www.trt.net.tr üzerinden yapabilecek. Sınavla, 10 stajyer spiker, 40 stajyer muhabir, 60 prodüksiyon hizmetleri ağırlıklı çalışmak üzere yapım ve yayın görevlisi, 15 kurgu ağırlıklı çalışacak yapım ve yayın görevlisi, 15 ses ağırlıklı görev yapacak yapım ve yayın görevlisi, 20 ışık ağırlıklı iş yapacak yapım ve yayın görevlisi ve 20 resim seçici ağırlıklı görevde bulunacak yapım ve yayın görevlisi kadrolarına personel alınacak. Başvurulara ilişkin ayrıntılı bilgiye TRT’nin www.trt.net.tr internet adresinden ulaşılabiliyor.

25.10.2010

Gıda güvenliği ihmale gelmez

TÜRKİYE'DE bulunan üniversitelerde kurulu 24 gıda mühendisliği bölümünden 37 akademisyen ve Gıda Mühendisleri Odası’nın katılımıyla düzenlenen ‘’Gıda Mühendisliği Koordinasyon Kurulu Toplantısı’’nın ikincisi yapıldı. İlki Haziran ayında düzenlenen toplantısının ikincisi İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

24 bölümden 37 akademisyen (bölüm başkanı, başkan yardımcısı ve öğretim üyeleri) ve Gıda Mühendisleri Odası’nın katılımıyla yapılan toplantıda sektörün sorunları ve çözüm yolları masaya yatırıldı.

Toplantıdan sonra Gıda Mühendisliği Koordinasyon Kurulu’nca yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi: "Gıda sektörü ülkemizde, insan sağlığı ve sektörel açıdan son derece önemli bir paya sahiptir. Diğer yandan, gıda sektörünün ülkelerin bağımsızlığı açısından stratejik öneme sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Güvenli, iyi kaliteli ve ekonomik gıda maddelerinin tüketici ile buluşmasını sağlamak ertelenemeyecek bir görevdir. Ülkemizde mevcut gıda mühendisliği bölümü sayı ve kontenjanları, ülke gereksinimlerinin üzerinde olduğu halde yeni gıda mühendisliği bölümleri açılmakta, mevcut kontenjanları arttırılmakta ve çok sayıda ikinci eğitim programı açılmaktadır. Ülke gerçekleri ile uyuşmayan, eğitimin kalitesini olumsuz etkileyen ve işsiz mühendisler oluşturmaya zemin hazırlayan bu uygulamaya bir an önce son verilmelidir. Günümüz gereksinimlerine ve gelecekteki ihtiyaçlara cevap verebilen bir mühendislik eğitimini güvence altına almak üzere bölümler yeterli alt yapı ve güce ulaştırılmalıdır.’’

Hemen her gün gıda güvenliğiyle ilgili bir sorunun gündemde yer aldığına vurgu yapılan açıklama, şöyle devam etti: "Gıdalarımızın güvenliğini sağlamak için atılacak her adım, hepimizin sağlığını korumaya yönelik olacaktır. Gıda güvenliğine ayrılmayan kaynaklar, sağlık giderlerine ayrılmak zorundadır. Bulunulan koşullarda gıda denetimleri gereği gibi yapılamamaktadır. Önemli eksiklikler ve sorunlar vardır. Gıda denetimlerinin kamu eliyle yapılması bir zorunluluktur. Etkin gıda denetimlerinin yapılabilmesi için gıda güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığına yeterli sayıda gıda mühendisi istihdamı sağlanmalıdır. Yasalarımıza göre gıda güvenliğini sağlamaktan işletmeler sorumludur. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi, ancak gıda işletmelerinde gıda mühendisleri gibi konusunda eğitimli kişilerin istihdamının sağlanması ile mümkündür.’’

25.10.2010

Bütün dünya bu balın peşinde

Dünyadaki çiçek türü bakımından en zengin coğrafya olan Kaçkar Dağlarında 10 yıldır organik bal üretimi yapan Kaçkar Balı’nın ünü sınırları aşmış durumda.

Kaçkar Dağlarının zirvesinde üretilen organik balın ünü Amerika’dan Japonya’ya, Almanya’dan Avustralya’ya kadar dünyanın dört bir yanına ulaştı. Daha kovandan çıkmadan satılan balın üreticileri ise bu sezon hayal kırıklığına uğradı. Geçen seneye göre kovan sayısını yüzde 40 arttırmalarına rağmen hasatta yüzde 50 gerileme yaşadıklarını belirten Topuy Kaçkar Bal firmasının Genel Müdürü Remzi Özbay, “Arılar adeta greve gitmiş gibi bal üretimini birden azalttı. 1 yıl öncesinden sipariş aldığımız müşterilere ancak siparişlerinin yarısını teslim edebileceğiz. 5 ülke İle ihracat görüşmelerimiz vardı hepsini askıya aldık. Bilim adamları acilen bu konuyu incelemeli. Bal fiyatlarındaki artış nedeniyle sahte ve taklit ballar piyasaya girmeye başladı” diye konuştu. Bin kovandan yılda ortalama 6 ton bal aldıklarını anlatan Özbay, “Talebe yetişmek için bu sene kovan sayısını 1400’e çıkardık. Arıcılarımdan her gün düzenli olarak rapor alıyorum. Arılar güçlü, çiçekler bol, mevsim şartları uygun. Her şeyiyle güzel bir sezon geçirmeyi bekliyorduk. Hasat mevsimi geldi kovanları açıp baktık ki bal eksik. Artması gerekirken daha azalmış. Arılar niye küstü acaba diye merak etmeye başladık. Sonra Türkiye genelindeki tüm arıcıların bu sene üretiminin azaldığını gördük. Kimyasal ilâçlarla doğanın ve arıların dengesi bozuluyor. Arı ölümleri sürekli artıyor. Albert Einstein’ın ‘Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır’ tezini tüm arıcılar konuşmaya başladı” diyor.

25.10.2010

230 belediye başkanı, engelliler için buluşuyor

MARMARA Bölgesi’ndeki 230 belediye başkanı, engelli dostu şehirler için Marmara Belediyeler Birliği Genel Kurulu’nda bir araya geliyor.

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı Bekir Köksal’ın da katılacağı genel kurul toplantısı 26 Ekim Salı günü Pendik Green Park Hotel’de gerçekleştirilecek. Marmara Belediyeler Birliği ile Başbakanlık arasında, engelli dostu şehirlerin geliştirilmesi ve özürlülerin sorunlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı işbirliği protokolü imzalanacak.

26 Ekim Salı günü 10.00’da başlayacak genel kurulda sırasıyla; Birlik Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf konuşma yapacak. Konuşmaların ardından MBB ile Başbakanlık arasında geniş kapsamlı işbirliği protokolü imzalanacak. Protokol çerçevesinde, şehirlerin engellilerin ihtiyacına uygun düzenlenmesi, mevzuatın AB’ye uyumlu hale getirilmesi, engelli dostu ulaşım, toplumsal bilinçlenme, eğitimde fırsat eşitliği konularında çalışmalar yapılacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, protokol kapsamındaki faaliyetlerin, Türkiye’nin en yoğun nüfusa sahip bölgesi olan Marmara’nın, tamamında gerçekleştirileceğini belirtti.

25.10.2010

16 noktadan 48 bin havaî fişek atılacak

CUMHURİYETİN 87. yılı dolayısıyla İstanbul’da görkemli bir kutlama gerçekleştirilecek.

16 ayrı noktadan 48 bin havaî fişek atılması planlanırken, Boğaziçi Köprüsü ve Kız Kulesi arasındaki alanda deniz üzerinde yapılacak havaî fişek, ses ve ışık gösterileri uydu yayınıyla bütün dünyaya iletilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kutlama programının yanı sıra ilçe belediyeleri de törenler ve fener alayları düzenleyecek. İstanbul’un ana arterleri, meydanları, sokakları ile kamu binaları ve yüksek iş kuleleri bayraklarla süslenecek, cadde ve meydanlara 60 bin Türk Bayrağı, 2 bin aydınlatma direğine Cumhuriyet flaması ile 50 üst geçide de duyurular asılacak. Boğaz’da deniz üzerine kurulan bir platformda, havaî fişek gösterileri ile ses ve ışık gösterileri yapılacak. En büyük havaî fişeğin ağırlığı 10 kilogramın üzerinde olup, yaklaşık 250 metre yüksekliğe ulaşacak. Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemi ile 800 metre uzunluğunda ateş şelâlesi oluşturulacak. Ortaköy ve Beşiktaş sahiline ses sistemi kurulacak. Vatandaşlar, hem havaî fişek gösterilerini izleyecek, hem de ses aktivitelerini dinleyebilecek.

25.10.2010

Tıp Fakülteleri ithal kadavra talep ediyor

ANATOMİ uzmanlarının uzun yıllardır dile getirdiği tıp eğitimindeki kadavra sorunun ‘’ithal’’ kadavrayla çözülmesi için düğmeye basıldı.

Sağlık Bakanlığının başlattığı çalışmaya göre, tıp fakültelerinin kadavra ihtiyacı ikili anlaşmalarla bağış yoluyla karşılanacak. Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamdi Hakan Çelik, tıp eğitimindeki en önemli sorunların başında kadavra temini geldiğini bildirdi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana bilim Dalı öğretim üyesi Çelik, derneğin uzun yıllardır bu sorunu aşmak için çaba gösterdiğini hatırlatarak, dinî açıdan sakınca olmamasına rağmen Türkiye’deki kadavra bağışının çok yetersiz olduğunu belirtti. Kadavra temininde ikinci alternatifin ise sahipsiz cenazelerin tıp fakültelerine verilmesi olduğunu ifade eden Çelik, Adalet Bakanlığı’nın genelgelerine rağmen bu konuda cumhuriyet savcılarının çekinceli davrandığını söyledi. ‘’Ankara’daki çok sayıda sahipsiz cenaze bulunmasına rağmen 4 tıp fakültesine geçen yıl bu yolla sadece bir kadavra verildi’’ diyen Çelik, kadavra temininde üçüncü yolun ise yurt dışından getirilmesi olduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Salih Murat Akkın da, Polonya gibi bazı ülkelerde kadavra bağışının çok fazla olması dolayısıyla tıp fakültelerinde yer problemi yaşandığını belirtti. Akkın, cenaze masraflarının yüksek olması sebebiyle bazı ülkelerde cenazelerin kadavra olarak tıp fakültelerine bağışlandığını anlattı.

25.10.2010

Kansere karşı bisikletli kampanya

MİLLÎ bisikletçiler, ‘’Mavi Bisiklet, Kanserde Erken Tanı İçin Yol Açık’’ kampanyası kapsamında Caddebostan sahilinde pedal çevirdi.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı, Türkiye Bisiklet Federasyonu (TBF) ve Roche firması iş birliğiyle düzenlenen faaliyetin açılışında konuşan Roche Türkiye Medikal Müdürü Dr. Fulya Erman, kampanyanın, Türkiye’de ciddî sağlık sorunu olan kanser konusunda kamuoyunun erken teşhis hakkında bilinçlendirilmesi amacıyla düzenlendiğini söyledi. Kampanyanın bu yıl beşincisini düzenlediklerini kaydeden Erman, kampanya kapsamında uzmanların kanserde erken teşhis hakkında vatandaşları bilgilendirdiğini belirtti. Faaliyette, A Millî Bisiklet Takımı sporcuları, kampanyaya destek vermek için Caddebostan sahilinde tur attı. Cem Ceminay’ın sunduğu etkinlikte, vatandaşlar kanserde erken teşhis hakkında bilgilendirildi. Faaliyette ayrıca, Roche firması, pedal çevirerek kampanyaya destek olan her vatandaş adına ‘’Kansere Karşı Elele Platformu’’na 50’şer TL bağışta bulundu.

25.10.2010

Namaz kıl, 100 yıl yaşa

‘100 Yaşı Devirmenin Sırları’ yazı dizisinin sergisini açan gazeteci Esra Tüzün, “Anadolu’da yüz yaşını geçmiş 33 bin kişi var.

Hepsi taş devri diyetiyle besleniyor ve beş vakit namaz kılıyor” diyor. Sabah Gazetesi Sağlık Editörü Esra Tüzün, geçtiğimiz ay hayatın içindeki bu insanlara mercek tutmuş, 100 yaşını görenlerle ilgili bir yazı dizisi hazırlamıştı. Tüzün, “100 yaşını deviren insanların temel özellikleri nelerdir?” sorusuna, “Taş devri diyeti yapıyorlar. Hayatın içindeler, yükseklerde yaşıyorlar, hırslı değiller, paylaşmayı çok seviyorlar, su ya da deniz gören yerde yaşıyorlar, alkol ve sigara kullanmıyorlar, çok inançlılar, istisnasız hepsi beş vakit namazını kılıyor. Hemen hepsi sıkıntılar içinde büyümüş, dünya savaşlarını, Cumhuriyet'in kuruluşunu, darbeleri dünya gözüyle görmüş. Öyle el bebek gül bebek yaşamamışlar. Açlık çekmişler, çocuklarını, torunlarını kaybetmişler. Altı aylık askerlik kısalmalı diye konuşulurken onlar üç yıl askerlik yapmış. Ama her şeye rağmen sağlıklı bir şekilde bugünlere gelebilmişler” diye cevap veriyor.

25.10.2010

İspanya'da öğle uykusu

İspanya’da modern hayat yüzünden yok olma tehdidi altındaki siesta (öğle uykusu) geleneğini canlandırmak için yarışma düzenlendi.

İspanya Siestaseverler Derneği tarafından, “güç veren şekerleme” geleneğinin canlandırılması amacıyla düzenlenen ve 9 gün süren yarışmada, 360 yarışmacı 20’şer dakikalık sürelerle, Madrid’in kalabalık bir alış veriş merkezine yerleştirilen kanepelerde uyumaya çalıştılar.

25.10.2010

Kayıp baykuş bulundu

Kuş fotoğrafçılarından oluşan bir grup, Türkiye’de henüz görülememiş paçalı baykuşu Uludağ’da fotoğraflamayı başardı.

Doğa Derneğinden yapılan açıklamada, araştırmalar sonucu bir paçalı baykuşu Uludağ’da fotoğraflamayı başardığı belirtilirken, Türkiye’de yaşayan 10 baykuş türünün 9’unun daha önce fotoğraflanmasına rağmen, paçalı baykuşun sadece sesinin duyulabildiği ifade edildi.

25.10.2010

Bitkilerden elektrik

Isparta’da bitkilerden elektrik enerjisi üretilmesi için çalışma başlatıldı. Isparta’nın Atabey ilçesinde 800 dekarlık alanda tarla bitkilerinden elektrik enerjisi üretileceği belirtildi.

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ)’nde düzenlenen ‘Yenilikçi Enerji Teknolojileri ve Fırsatları’ konulu toplantıda sunulan projeye göre; Atabey ovasında 800 dekarlık tarıma elverişsiz arazide, sudan otu, mısır, kanola ve soya gibi bitkilerden elektrik enerjisi elde edilecek. İzmir’de faaliyet gösteren Ispartalı İş adamı Şenol Bozan tarafından tanıtılan projede ilk etapta 500 kilovat saat elektrik üretilmesi planlanıyor.

25.10.2010

PTT, mektubu unutturmayacak

Posta Telgraf Teşkilâtı (PTT) Genel Müdürlüğü mektup sayısındaki artışa rağmen ‘hatır mektubu’ndaki düşüş sebebiyle harekete geçti.

Düzenlenen çeşitli kampanyalarla insanları mektup yazmaya özendirmek isteyen PTT’nin özel hedef kitlesi çocuklar. PTT, yeni nesle bir zamanların tek haberleşme aracı olan mektubu unutturmak istemiyor. PTT’nin verilerine göre son 10 yılda gönderilen yurt içi ve yurt dışı mektup sayısı arttı. Ancak bu artışın tek sebebi ticarî muhtevalı mektuplar. PTT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Osman Tural, geliştirdikleri yeni projelerle mektup, tebrik ve posta kartı gibi iletişim araçlarının kullanımının zaman ve işgücü bakımından iyileştireceklerini söyledi.

25.10.2010

Manavgat’ta su azaldı

Antalya’nIn Manavgat ilçesinde geçtiğimiz günlerde Oymapınar Barajı Hidroelektrik Santrali’nde çıkan yangın sonrası baraj gölünün bazı alanlarında kuruma başladı.

Santralde çıkan yangın sonrası Oymapınar Barajı kapaklarının kapatılmasıyla birlikte Manavgat Barajı’nda su çekilmesi oldu. Su çekilmesiyle birlikte dünyaca ünlü Manavgat Şelâlesi’nin suyu azaldı. Manavgat Şelâlesi İşletme Şefi Tekin Başoğlu, dünyaca ünlü çağlayanda su seviyesinin 2007 yılında kurumaya bağlı su seviyesine yaklaştığını belirtti. Başoğlu, Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileriyle görüştüklerini; 25 Ekim’den sonra su seviyesinin yükseltileceği bilgisini aldıklarını kaydetti.

25.10.2010

Bilim adamları Fatih’in hocasını anlattı

Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen Uluslararası Hocazade Sempozyumu’nda ABD’den Malezya’ya, İran’dan Macaristan’a dünyanın dört bir yanından gelen

uzmanlar Fatih Sultan Mehmet’in hocasını anlattı. Bursa’da yetişen, fikirleri ve eserleriyle de Osmanlı düşünce geleneğini önemli ölçüde etkileyen Hocazade Muslihuddin Mustafa’nın bütün yönleriyle tanıtıldığı sempozyuma Türkiye’nin yanı sıra ABD, İngiltere, Türkmenistan, Macaristan, Malezya ve İran gibi ülkelerden de uzmanlar katıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’da iz bırakan önemli şahsiyetlerin anılmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

25.10.2010

Piller geri toplanamıyor

Türkİye’de, her yıl piyasaya sürülen yaklaşık 9 bin ton pilden sadece 325 tonu bertaraf etmek ya da geri kazanmak amacıyla toplanabiliyor.

Türkiye’de pil geri dönüşüm tesisi bulunmuyor. Bu sebeple toplanan pillerin yüzde 15’ine denk gelen sekonder (şarj edilebilir) bölümü geri dönüşüm için Avrupa ülkelerine gönderiliyor. Yüzde 85’i ise atık sahalarında Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından Bursa, İzmir gibi büyükşehirlerde inşa ettirilen gömme depolarda bertaraf ediliyor. TAP verilerine göre, Türkiye’de yılda ortalama 8-9 bin ton (200-250 milyon adet) pil piyasaya sürülüyor. Pil fabrikasının bulunmadığı ülkemizde ithal edilen pillerin yüzde 85’i primer (şarj edilmeyen), yüzde 15’i ise sekonder (şarj edilebilir). İthal pillerin büyük bölümü Çin’den geliyor. İthal edilen pillerin bir kısmı ise bazı ülkelere ihraç ediliyor.

25.10.2010

Atık kâğıtlar orman oldu

Doğa ve Çevre Vakfı (DOÇEV), ‘Kâğıt Ver Ağacın Olsun’ sloganı ile tonlarca atık kâğıdı çöpe gitmekten kurtararak, Denizli topraklarını yeşerten binlerce fidana dönüştürdü.

DOÇEV’e bağışlanan 6 bin fidanın 40 dekar alana dikimi dolayısıyla bir tören düzenlendi. Denizli merkeze bağlı Bozburun mevkiindeki ormanlık alanın açılışını Vali Yardımcısı Ekrem Erdoğan ve DOÇEV Başkanı İsmet Abalıoğlu yaptı. DOÇEV Başkanı Abalıoğlu, 1999 yılında ‘Kâğıt ver, ağacın olsun’ sloganıyla başta kâğıt olmak üzere cam, plastik, alüminyum ve şişe gibi atıkları toplayarak ekonomiye kazandırdıklarını söyledi. Vatandaşlardan çok ciddî destek gördüklerini ve bunun sonucunda binlerce ağacın kesilmesini engellediklerini belirten Abalıoğlu, ‘’10 yıldır yapılan bu uygulamayı, çıkartılan yasa gereği atıkların toplanması görevi belediyelere verildiği için durdurduk. Bu topladığımız atıkları biz, bugün bir atık kağıt ormanına dönüştürdük. Kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz ormanımızda yaklaşık 15 bin fidanı toprakla buluşturduk’’ diye konuştu.

25.10.2010

Afrİka şeFkat elİ beklİyor

Afrİka ülkelerine sağlık yardımı yapmak üzere bir çok defa giderek hastalara derman olan Op. Dr. Fahrettin Er, ‘Afrika’daki Türkiye’ konferansıyla izlenimlerini Alanyalılarla paylaştı. Afrika coğrafyasında açlıktan ölen, hastalanan, yiyecek ekmekleri dahi olmayan insanlar için başlatılan kampanyaya katılan doktorlardan olan Opr. Dr. Fahrettin Er, Alanya Birleşik İşadamları Derneği’nin (ALBİAD) düzenlediği ‘Afrika’daki Türkiye’ konferansında Afrika’da yaşadıklarını anlattı. Yaşanan olayların bazılarının fotoğrafını da gösteren Dr. Er, Afrika’da insanların açlık ve sefalet içinde olduğunu aktardı. Er, gittikleri ülkelerde de doktor yüzü görmeyen binlerce insan olduğunu vurguladı. Aralarında Alanyalı doktorların da bulunduğu sağlık ekibinin 10 bin civarında ameliyat yaptığını belirten Er, Nijer’de kliselere bağlı yetimhaneler olduğunu ve yiyecek yemeklerinin de olmadığını söyledi. Katarakt ve guatr hastası binlerce insanı ameliyat ettiklerini ifade eden Dr. Er, açlıktan kendinden geçmiş insanlar gördüğünü de kaydetti. Dr. Er, 2 yada 3 çocuğuyla dul kalan bir çok kadın bulunduğunu belirterek, dul kadınlara ‘keçi ailesi’ projesini başlatarak her birine birer adet keçi verdiklerini aktardı. Susuzluk çeken insanlara 10 bin liraya mal olan bir çok su kuyuları açtıklarını ifade eden Dr. Er, “Ben ‘şükür’ün’ ne olduğunu orada öğrendim. Afrika’da gerçek mânâda ‘şükür’ kelimesinin içini doldurdum. Bizler bu yönüyle çok şanslıyız. Orada böcek, sinek ve kertenkeleler arasında yaşıyorduk. Her metrekareye üçer adet kertenkele düşüyordu. Böyle bir ortamda çalıştık” dedi.

25.10.2010