Kültür-Sanat |
Sonsuzluğa Doğmak – Haşir |
Daha önce “Kıyamet Âlametlerinden Ye’cüc ve Me’cüc” isimli eseriyle okuyucuyla buluşturduğumuz yazarımız Ali Sarıkaya’nın bu günlerde “Sonsuzluğa Doğmak – Haşir” isimli kitabını yayınladık. Ahiretin delillerini ve ahiret hayatını bir çok ayrıntılarıyla anlatması yönüyle önemli bir eser. 132 sayfalık bu kitap, beş bölüme ayrılmış. Birinci bölümde imanın şartları, ahirete iman, ölüm, kabir hayatı, kabir sualleri ve kıyamet konuları anlatılıyor. Kitabın bu bölümü okunduğunda, dünya hayatının bunaltıcılığı bir ölçüde de olsa geride kalırken, hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığı düşüncesi insana farklı ufukları gösteriyor. İkinci bölümde cismanî haşrin delilleri, haşrin mânâsı ve çevremizdeki haşir örnekleri anlatılıyor. Günümüzde insanlar delilsiz, ispatsız şeylere kolay kolay inanmıyor. Bu bakımdan kitapta haşrin delillerinin yer alması çok önemli. Üçüncü bölüm haşir meydanındaki toplanmayı, cesetlerin dirilişini ve bunlarla ilgili konuları detaylarıyla açıklıyor. Bu bölümde ayrıca dirilmeyi inkârın sebepleri de anlatılıyor. Kitabın dördüncü ve beşinci bölümlerinde cismanî diriliş, filozofların bu konuya bakışı, Cennet ve Cehennem konuları işleniyor. Geçtiğimiz yüzyıl, Allah’ın ve ahiretin inkâr edildiği, maddeciliğin bütün katılığıyla insanlığa empoze edilmeye çalışıldığı bir zaman dilimiydi. O dönemin anlayışı çok gerilerde kaldı. Yirmi birinci yüzyıl, dinlerin yeniden revaç bulduğu, metafizik esintilerin bütün gücüyle hissedildiği, maneviyatın insanlığı sardığı, ahiret âleminin bütün haşmetiyle ufuklarda göründüğü bir dönem. Ahiretin dünya ufuklarında belirmesinden bahsediyoruz… Gerçekten öyle mi? Elbette… Bu gerçeği görmek isteyenlerin Kur’ân’ı, hadisleri, Risâle-i Nur Külliyatı’nı ve son olarak Ali Sarıkaya’nın “Sonsuzluğa Doğmak – Haşir” isimli eserini okumalarını öneriyoruz. Kitaptaki şu satırlar son derece önemli: “Dünyanın fâniliği, kararsızlığı, daimi ve kararlı mekânların olacağını gösterir. Çünkü geçici bir mekân, baki bir hayata mesken olamaz. Allah’ın muazzam bir saltanatı varken, böyle dar menziller yapıp, gelenleri sürekli değiştirip, doldurup boşaltıp ve ondan sonrası için daimî ve kararlı mekânlar inşa etmemesi mümkün değildir. Bütün bu ahaliyi toplayacağı kararlı ve geniş mekânlar yapacaktır ve halkını orada toplayacaktır.” Ahiret inancında yoksun bir dünyayı bir an için tahayyül edelim: Kötülüklerin cezasız kalacağı, iyiliklerin mükâfat almayacağı, zalimlerin gemi azıya alacağı, mazlûmların tamamen ümitlerini yitireceği kapkaranlık bir dünya… Binlerce şükür ki, semavî dinlerin, özellikle İslâmiyetin nuruyla aydınlanan bir dünyada, ahiret rüzgârlarının tatlı esintileriyle yaşamaya devam ediyoruz. “Sonsuzluğa Doğmak” ve benzeri eserleri görünce anlıyoruz ki, önümüzdeki seneler insanlığın ahireti anladığı, ahirete yöneldiği, ahiret için çalıştığı, ahirete hazırlandığı dönemler olacak. Çanlar ahiret için çalacak, ezanlar haşir sabahı için okunacak… Kitap serüvenimiz burada bitmiyor. Devamı gelecektir. Elimizde birbirinden çekici ve yararlı çalışmalar, dosyalar mevcut. Hazırlanmış bir plan çerçevesinde peşpeşe hepsini basıma hazırlayacağız. Sizin de yeni çalışmalarımızı heyecanla beklediğinizden eminiz. İmkânlarımız çerçevesinde sizlere ulaşmaya çalışacağız. Bu arada sizlerden de teklif ve eleştirilerinizi, kitaplarımızı değerlendiren yazılarınızı beklediğimizi unutmayın, lütfen. Kitabî günler diliyoruz, hoşça kalın.
YENİ ASYA NEŞRİYAT |
15.10.2010 |