Dünya |
Ezana izin verdi, yeniden seçildi |
GEÇTİĞİMİZ yıl açılışı yapılan Kuzey Almanya İslâm Toplumu’na ait (BIG) Schleswig Holstein eyaletine bağlı Rendsburg İslâm Merkez Camii’ne minareden ezan okunmasına müsaade verdiği için eleştirilen belediye başkanı Andreas Breitner (SPD) sekiz yıllığına yeniden başkanlığa seçildi. Hafta sonu yapılan ve katılımın yüzde 36’larda kaldığı seçimde Yeşiller ve Sol Partinin desteği ile yeniden aday olan Breitner toplam oylardan yüzde 87’sini alarak rakiplerine büyük fark attı. Breitner’in rakiplerinden bağımsız aday Hans-Dieter Mensing ancak yüzde 9,3 oranında oy alırken, diğer aday Klaus Schädel ise yüzde 3,5 oranında oy alabildi. Sonuçları değerlendiren Breitner, seçmenin bilinçli bir şekilde hareket ettiğini ve oy kullandığını belirterek, “Hiç kimse eleştirilere kulak asmadı” dedi. İnşası 10 yıl süren Osmanlı ve Selçuklu mimarili Rendsburg İslâm Merkez Camii geçtiğimiz yıl Belediye Başkanı Andreas Breitner’in yanı sıra Schleswig Holstein Eyalet Başbakanı Peter Haryy Carstensen, Hamburg Başkonsolosu Devrim Öztürk, Din Hizmetleri Ataşesi Doç.Dr. Ömer Yılmaz ve BIG Başkanı Ramazan Uçar’ın da aralarında bulunduğu başta Türk Alman farklı kültürlerden çok sayıda dâvetlinin katıldığı bir törenle açılmıştı. |
15.09.2010 |
4 bin yıllık üzüm bağlarında festival |
ÇORUM’UN Boğazkale ilçesine bağlı Evren beldesinde tarihî 4 bin yıl öncesine dayanan Höke Bağlarında Yöresel Ürünler Festivali düzenlendi. İl ve ilçe dışındaki vatandaşlarında büyük bir ilgi gösterdiği festival renkli görüntülere sahne oldu. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı faaliyetlerde yörede yetişen ürünlerin tanıtımı yapıldı. Özellikle tarihi 4 bin yıl öncesine dayanan Höke Bağları ve Höke üzümü, festivalin ana teması oldu. |
15.09.2010 |
Barış için en güvenilir din, İslâm |
ABD’nin Chicago şehrinin önde gelen akademisyenleri, kanaat önderleri, farklı din mensupları, Türkler tarafından kurulan Niagara Vakfı’nın geleneksel Diyalog Yemeği’nde bir araya geldi. Bir Müslüman, bir Hıristiyan ve bir Musevi’nin duası ile başlayan gecede konuşan Dünya Dinler Parlamentosu Yöneticisi Rahip Dirk Ficca, “Bugün dünya barışı için en güvenilir din İslam’dır” dedi. New York’taki Ground Zero’ya yapılacak cami meselesine de değinen Ficca, caminin başka yere yapılması tartışmalarına katılmadığını caminin oraya yapılabileceğine değindi. Buna sebep olarak da “11 Eylül saldırısının iddia edildiği gibi İslami bir saldırı ya da Müslümanların bir eylemi olmadığını” söyledi. Peygamber Efendimizin (asm) büyük ve küçük cihadın tanımını yaptığını, büyük cihadın insanın nefsine karşı olduğunu söylediğini hatırlatan Ficca, bugün herkesin büyük cihat yapması gerektiğini söyledi. Bugün cihat kelimesinin İslami yanlış tanıtan terörist gruplarca rehin alındığını ve Müslümanları karalamak isteyenlerce da yanlış kullanıldığını ifade eden Ficca, “hiçbir dinin başka bir dine iftira atamayacağını, dinlerin diğer dinlerin amaçları ve ahlaki sorumluluklarını anlaması gerektiğini de” belirtti. Ficca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Müslümanlara hitap ediyorum büyük cihat, iftiraya uğradığınızda, yanlış tanıtıldığınızda, saldırıya uğradığınızda aynı şekilde karşılık vermek değildir. Bu durumda bile Peygamberinizin sabrı ile ahlakı ile hareket etmektir. Dünya barışını emanet edebileceğim bir din olsa İslam olurdu. İşim dolayısı ile bütün dünyayı dolaştım, Müslümanlar dünyadaki en barışçı insanlar. İslam’da Peygamber’in takipçilerine ahlaki disiplin gibi ağır sorumluluklar yüklenmiştir. İslam’da dünya barışı ütopik bir kavram değildir, onun için çabalama vardır. Müslümanlar hem nefisleri ile hem de dışarıya karşı barış için çabalarlar. Bu içsel çaba bana İslam’a karşı büyük bir güven verir. Bugün yine dünya barışı için en güvenilir din İslam’dır.” |
15.09.2010 |
‘Sokağa çıkanı vur’ emri |
HİNDİSTAN'IN Müslümanların çoğunlukta olduğu Cammu Keşmir eyaletinde, güvenlik güçlerine, “sokağa çıkma yasağını ihlâl edenleri vur” emri verildi. Bölgede ilân edilen sokağa çıkma yasağına rağmen, Yeni Delhi hükümetine karşı protestolar yaz boyunca devam etmiş, önceki gün de on binlerce kişi yasağa karşın sokaklara dökülmüştü. Polisin, ABD’de 11 Eylül 2001 saldırılarının yıl dönümünde Kur’ân-ı Kerim’e hakaret içeren eylemler yapıldığı yolundaki haberler yüzünden alevlenen gösterilere müdahalesinde ise ölü sayısı 19’a çıktı. Ölenlerden birinin polis olduğu ifade edildi. Haziran ayından bu yana devam eden gösterilerdeki en büyük can kaybı önceki günkü gösterilerde verildi. Polis ve milis güçlerinin, yeni şiddet olaylarını önlemek için dün bölgede sıkı tedbirler alarak, hoparlörlerden sokağa çıkma yasağını ihlâl edenlerin görüldüğü yerde vurulacağı uyarısını yaptığı belirtildi. Uyarılara rağmen, Keşmir’in merkezi Şrinagar’ın kuzeyindeki Baramulla’da onlarca kişinin sokaklara çıkarak polise taşlarla saldırdığı bildirildi. Polisin, göstericilere havaya ateş açarak ve göz yaşartıcı bombayla müdahale ettiği kaydedildi. Cammu Keşmir’de yaz başından bu yana devam eden protesto gösterilerinde 88 kişi öldü. Eyaletteki ayrılıkçı örgütlerin Yeni Delhi hükümetine karşı 1989’da başlattığı mücadelede 68 binden fazla kişi öldü. Cammu-Keşmir’de 10 dolayında silâhlı örgüt, bölgenin bağımsızlığı ya da Pakistan ile birleşmesi için 1989 yılından bu yana Hindistan yönetimiyle çatışıyor. Keşmir’de isyancı grupların mücadeleye başlamasından bu yana bölgede çoğunluğu sivil, 68 binden fazla kişi öldü. Keşmir’in geleceğine ilişkin Hindistan ile Pakistan arasında yapılan kapsamlı görüşmeler, Pakistanlı militanlarla bağlantılı silâhlı kişilerin Hindistan’ın Mumbai şehrine 2008’de düzenlediği saldırının ardından kesilmişti. Hindistan ve Pakistan, ikisinin de tamamında hak iddia ettiği Keşmir yüzünden iki kez savaştı. |
15.09.2010 |
Amerika’daki Kur’ân karşıtı eylemler gerilimin fitilini ateşledi |
Hindistan’ın Cammu Keşmir eyaletinde, Hindistan yönetimini protesto eden göstericilerle polis arasında çıkan çatışmalarda ölenlerin sayısı 13’e çıktığı gelen haberler arasında. Güvenlik güçlerinin, bölgedeki sokağa çıkma yasağına rağmen on binlerce kişinin sokaklara dökülerek hükümet binalarını yaktığı ve karakolları taşladığı gösterilere müdahalesinde onlarca kişinin de yaralandığı belirtildi. Amerikan AP ajansı, gösterileri, ABD’de 11 Eylül terör saldırılarının yıldönümünde Kur’ân-ı Kerim’e hakaret içeren eylemler yapıldığı yolundaki haberlerinde kısmen alevlendirdiğini bildirdi. Bandipore şehrinde milis güçlerinin, kendilerine taş atan protestoculara açtığı ateşte 1 kişi hayatını kaybettiği kaydedilmişti. Cammu Keşmir’de Hindistan yönetimine karşı aylardır süren protesto gösterilerinde öldürülenlerin sayısı 85’e yaklaştı. |
15.09.2010 |
Clinton’dan taraflara karşılıklı jest çağrısı |
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İsrail ve Filistinlileri 2 Eylülde ABD’de başlayan doğrudan görüşmelerin dinamiğini korumak için karşılıklı jest yapmaya dâvet etti. İsraillilerle Filistinlilerin Mısır’ın Şarm El Şeyh şehrinde yapacağı ikinci tur görüşmelere katılmak üzere kente gelen Clinton, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın görüşmesinde hazır bulunacak. Clinton, kente gelirken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama’nın Yahudi yerleşim birimi inşaatının dondurulması sürecini 10 ay uzatma çağrısını hatırlattı ve süresi 26 Eylülde dolan moratoryumu kastederek, ‘’Moratoryumun uzatılması gerektiğini düşünüyoruz’’ dedi. Clinton’ın Şarm El Şeyh’ten sonra Kudüs’e geçmesi bekleniyor. |
15.09.2010 |
Netanyahu’nun hedefi İsrail’in güvenliği |
İSRAİL Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 2 Eylülde yeniden başlayan doğrudan görüşmeleri hiçbir şekilde baltalamak istemediği bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir İsrailli yetkili, Netanyahu’nun Mısır’ın Şarm El Şeyh şehrine gidişinden önceki açıklamasında, ‘’Başbakan müzakereleri baltalamak peşinde değil’’ dedi. Mısır’daki müzakerelerle ilgili bir soru üzerine, aynı yetkili, ‘’Gündemi (ABD Dışişleri Bakanı Hillary) Clinton saptayacak’’ cevabını verdi. Yetkili, Netanyahu’nun da görüşmeler boyunca Filistinliler’in, İsrail’i, Yahudi halkının ulus devleti olarak tanımaları, düzenlemelerin de İsrail’in güvenliğini sağlayacak biçimde olması gerektiğini kaydetti. Yetkili ayrıca, gelecekteki bir barış anlaşmasının, Filistinliler’in taleplerine son verecek olması konusunda ısrar edeceğini de vurguladı. |
15.09.2010 |
İsrail, birinci kaptan Tural’ın şahitliğini istedi |
İSRAİL donanmasının, 31 Mayısta Gazze’ye yardım götüren gemilerden Mavi Marmara’ya düzenlediği ve 9 Türk’ün ölümüne yol açan baskını soruşturmak üzere İsrail tarafından oluşturulan Turkel Komisyonu, geminin birinci kaptanı Mahmut Tural’ın şahitlik etmesini istedi. Bir komisyon sözcüsü Tural’ın ifadesi için Türk büyükelçiliğine 12 Eylülde bir mektup gönderildiğini belirtti. İsrailli askerlerin gemiye çıktığı anda dümende olan Mahmut Tural, katılması halinde soruşturmada şahitlik edecek ilk Türk olacak. |
15.09.2010 |
Sarkozy'ye suçlama |
FRANSA'DA yayınlana Le Monde gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi, gizli servisi kullanarak, haber kaynadığı soruşturmakla suçladı. Gazete, Cumhurbaşkanlığı makamı aleyhine dâvâ açtığını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı, bir açıklama yaparak, iddiayı reddetti. Gazete, L’Oreal’in sahibi Liliane Bettancourt ile ilgili kaleme alınan bir makalede, haber kaynağını bulmak için Sarkozy’nin gizli servisi devreye soktuğunu iddia ediyor. ‘’Vergi kaçırmak ve kara para aklanmakla’’ suçlanan Bettancourt’un, Sarkozy’nin seçim kampanyasına yasa dışı malî kaynak sağladığı iddiası kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. |
15.09.2010 |
Kuzey Kore lideri yerine oğlunu geçirmek istiyor |
KUZEY Kore liderinin yerine oğlunu geçirmek için Pekin yönetiminden icazet aldığı ileri sürüldü. Adının açıklanmasını istemeyen Güney Koreli istihbarat yetkilisi, Kuzey Kore lideri Kim Jong-il’in kısa süre önce Çin’e yaptığı ziyaret sırasında, Çin yetkilerini en küçük oğlu Kim Jong-un’a devretmek için Pekin yönetiminin desteğini aldığını söyledi. Çin basınındaki haberlerde, Kim Jong-il ile Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun Kuzey Kore’nin nükleer programıyla ilgili altılı görüşmelerin yeniden başlaması için bir araya geldiği, sağlık durumu pek de iyi olmayan Kim Jong-il’in yerine kimin geçeceği konusunun da görüşmede gündeme geldiği belirtildi. Haberlerde ‘’Kim’in ziyareti bir yardım garantisi sağlama bakımından tam bir başarı değildi, buna karşılık, yerine gelecek kişiyle ilgili planı Çin tarafından kabul edildi ve bu da dikkate değer bir başarıydı’’ ifadesi yer aldı. |
15.09.2010 |
Avustralya’da Gillard dönemi resmen başladı |
AVUSTRALYA’DA İşçi Partili Başbakan Julia Gillard, Muhafazakâr Parti ile İşçi Partisi’nin birbirlerine üstünlük sağlayamadıkları seçimlerin ardından, bağımsız iki milletvekilinin son andaki desteğiyle parlamentoda çoğunluğu sağlaması sayesinde bugün yemin ederek göreve başladı. Avustralya İşçi Partisi’nin eski lideri Kevin Rudd’a başkaldırdıktan sonra, iki aydan biraz daha fazla bir süre önce başbakanlık görevine gelen eski avukat ve feminist lider Julia Gillard, iki hafta süren uzun müzakerelerin ardından parlamentoda iki bağımsız milletvekilinin desteğini almayı başarmıştı. 48 yaşındaki Gillard’ın eski başbakan Rudd’u dışişleri bakanı olarak atadığı bildirildi. |
15.09.2010 |
Düşen uçaktan 21 kişi kurtuldu |
Venezuela’da, içinde 47 kişi bulunan bir uçağın, kalkıştan kısa bir süre sonra düştüğü ve ilk belirlemelere göre 23 kişinin kurtulduğu belirtildi. Ancak daha sonra uçağın düşmesinin ardından yaralı olarak kurtulan 23 kişiden 2’sinin daha öldüğü belirtildi. Hastane yetkilisi Yanitza Rodriguez, 21 kişinin tedavisinin sürdüğünü, 2 kişinin ise öldüğünü ifade etti. Bolivar Eyalet Valisi Francisco Rangel Gomez ise Telesur adlı televizyon kanalına verdiği demeçte, iç hat seferi yapan Venezuela havayolu şirketi Conviasa’ya ait uçakta 47 yolcu, 4 mürettebat olmak üzere toplam 51 kişi olduğunu söyledi. Gomez, Margarita Adası’ndan kalkan uçağın Puerto Ordaz şehri havaalanına ulaşmadan kısa bir süre önce düştüğünü bildirdi. Ulaştırma Bakanı Francisco Garces, daha önce yaptığı açıklamada, Fransız yapımı ATR-42 tipi uçağın kalkıştan hemen sonra Puerto Ordaz şehri yakınlarında devlete ait Sidor çelik döküm arazisine düştüğünü belirtmişti. Kazanın sebebi henüz bilinmiyor. |
15.09.2010 |
PJAK’a İran’dan ağır darbe |
TERÖR örgütü PKK/PJAK’ın İran’da ağır kayıplar vermeye devam ettiği belirtildi. Operasyonlarda 7 kişi öldürülürken, idam cezasına çarptırılan iki kişinin cezaları infaz edildi. Terör örgütünün tek taraflı ‘’ateşkes’’ çağrılarını ciddiye almayan İran güvenlik güçleri, terör örgütünün merkez üssü Kandil ve Irak’ın kuzeyindeki örgüt kamplarını bombalamaya devam ediyor. İran Devrim Muhafızları tarafından, Urumiye, Salmas, Merivan, Hoy, Mako ve Radaya kırsalında gerçekleştirilen operasyonlarda, terör örgütü PKK/PJAK mensubu ‘’Hemin’’ kod adlı Mehdi Ferhadi, ‘’Ceğervin’’ kod adlı Ahmet İş, ‘’Ruken’’ kod adlı Ali Hacızade, ‘’Kahraman’’ kod adlı Şemsettin Duman, ‘’Lezgin’’ kod adlı Ziyad Şaho, ‘’Seyit’’ kod adlı Ömer Ahmet, ‘’Kendal’’ kod adlı Tuncay Demir isimli 7 teröristin öldürüldüğü bildirildi. Bu arada, 2007 yılından bu yana Salmas Cezaevi’nde kalan Seyyid Halit ve Davut Penahi isimli PKK/PJAK terör örgütüne mensup iki kişinin idam edildiği kaydedildi. Bu idamlarla birlikte İran’da idam cezası infaz edilen terör örgütü PKK/PJAK mensubu sayısının da 10’a ulaştığı belirtildi. Bu idamlarla İran’da ‘’idam’’ cezasına çarptırılan terör örgütü PKK/PJAK mensubu sayısının 18’e ulaştığı bildirildi. Tahran’da düzenlenen ‘’terör’’ zirvesinde, Türkiye ve İran’ın, PKK/PJAK konusunda ortak mücadele ve anlık istihbarat paylaşımında somut adımlar atılması kararlaştırılmıştı. |
15.09.2010 |
Mandela, İngiltere’yi sert bir dille uyarmış |
GÜNEY Afrika’nın efsane lideri Nelson Mandela, İngiltere’nin Irak’ı işgaline, Tony Blair’in kabinesinde bakan olan yakın arkadaşını arayarak şiddetle karşı çıkmış. İngiltere’nin Amerika ile birlikte Irak’ı işgal etme kararına imza atan dönemin Güney Afrika doğumlu İngiliz bakanı Peter Hain, yeni kaleme aldığı Mandela biyografisinde, efsane liderin kendisini telefonla arayarak, “ateş gibi çıkan nefesiyle”, Irak savaşının büyük bir hata olduğunu anlattığı bilgisine yer verdi. Hain, 2003 Irak işgalinin aynı zamanda şahsi dostlu olan Mandela’yı çok üzdüğünü söyledi. Dönemin İngiliz Bakanı tarihi konuşmayı şöyle anlattı: “2003’te kabinede bakanken Amerika ve İngiliz ordularının Irak’ı işgalinden sonra Mandela beni aradı ve ‘Büyük hata Peter, çok büyük hata. Bu yanlış. Tony, Afrika’ya o kadar destek verdikten sonra neden böyle bir işe girişti. Bu karar dünyaya büyük zarar verecek’ dedi. Çok iyi tanıdığım Mandela’yı hiç bu kadar kızgın ve hayal kırıklığına uğramış durumda görmemiştim.” Çocukluk yıllarını Güney Afrika’da geçiren İngiliz bakanın ailesi de Mandela gibi ırkçı rejime karşı mücadele vermişti. |
15.09.2010 |
Eski Başbakan Blair’e "özgürlük madalyası” |
İNGİLTERE'NİN eski başbakanı Tony Blair, barışa katkılarından dolayı ABD’de ‘’özgürlük madalyasına’’ lâyık görüldü. Ödülün Blair’e eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın Ulusal Anayasa Merkezi adlı kuruluşunca verildiği bildirildi. Kuruluştan yapılan açıklamada, 1997-2007 yıllarında başbakanlık yapan Blair’in Kuzey İrlanda ve Kosova’daki çalışmaları ile Ortadoğu Dörtlüsü temsilcisi olarak barış için devam ettirdiğini çabaları için seçildiği belirtildi. Söz konusu ödüle, daha önce, dağılan SSCB’nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov, BM’nin eski genel sekreterlerinden Kofi Annan gibi isimler lâyık görülmüştü. Amerikan anayasasının 200. yılı dolayısıyla 1988’de kurulunan merkezin ödülü, barış yararına çaba harcayan kişilere veriliyor. |
15.09.2010 |