Güncel |
Demokrasi sivil bir anayasa ile güçlenir |
Anayasa paketinin kabulünü memnuniyetle karşıladığını bildiren AB Komisyonu, “Türkiye'de demokrasinin AB standartlarına ve katılım kriterlerine uyumlu, kalıcı şekilde güçlendirilmesi için yeni ve sivil anayasa sağlam bir temel oluşturacak” mesajı verirken, yeni anayasanın diyalog ve uzlaşma ruhu içinde ve vaktinde, bütün siyasî partiler ve sivil toplumla olabildiğince geniş katılımlı danışma süreciyle hazırlanmasının önemini vurguladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, referandumdan çıkan sonuçla Türkiye'nin daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğuna dair inancın teyit edildiğini ve güçlendiğini ifade ederken, Türkiye İşverenleri Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kudatgobilik de “Beklentimiz, vakit kaybetmeksizin geniş katılımlı bir Anayasa Meclisi oluşturulmak suretiyle bütünlüklü ve mümkün olan en geniş konsensüse dayalı, demokrasiyi tartışmasız şekilde teminat altına alacak bir anayasa metni için çalışmalara başlanmasıdır'' dedi.
Avrupa Birliği (AB) anayasa paketinin kabul edilmesinin memnuniyetle karşılayarak, demokrasinin kalıcı şekilde güçlendirilmesi için yeni sivil anayasa talep etti. Genişlemeden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Angela Filote, yaptığı açıklamada, “AB Komisyonu Türk halkının anayasa reformunu onaylamasını memnuniyetle karşılıyor. Türk vatandaşlarının kendi hak ve özgürlüklerini genişleten reformlara bağlılığının devam ettiği görüldü. Sürekli söylediğimiz şekilde, Türkiye’nin AB müktesebatına tamamen uyumu yolunda uzun süredir bekleyen öncelikleri karşılayan bu reformlar, doğru yönde atılmış bir adımdır” dedi. Kabul edilen anayasa paketinin uygulamasının önem taşıdığını vurgulayan Filote, bu kapsamda çıkarılması gereken yasa ve diğer mevzuatı yakından takip edeceklerini bildirdi. Bu süreçte hükümetten “azami şeffaflığı ve uzlaşma ruhunu göstermesini” isteyen Filote, açıklamasında şu görüşlere değindi: “Türkiye’de birçoklarının düşündüğü gibi, bu oylamanın ardından ifade özgürlüğü ve dini özgürlükler gibi temel özgürlüklerle ilgili (AB üyelik sürecinde) gereken diğer önceliklerin karşılanmasını istiyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’de demokrasinin AB standartlarına ve katılım kriterlerine uyumlu, kalıcı şekilde güçlendirilmesi için yeni sivil anayasanın sağlam bir temel oluşturacağı noktasında siyasi yelpazedeki görüşleri paylaşıyoruz. AB Komisyonu, muhtemel yeni anayasa değişikliklerinin diyalog ve uzlaşma ruhu içinde ve vaktinde, bütün siyasî partilerle ve sivil toplumla mümkün olduğunca geniş katılımlı danışma süreciyle hazırlanmasının önemini vurgular.”
KABAALİOĞLU: SONUÇ, ÜYELİK SÜRECİNE İVME KAZANDIRACAK
İKTİSADİ Kalkınma Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, anayasa paketine ilişkin halk oylaması sonucunun Türkiye’nin AB tam üyelik sürecine yeni bir ivme kazandıracağını ümit ettiklerini kaydetti. Halk oylaması sonuçlarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Kabaalioğlu, gündemi aylarca işgal eden referandum tartışmalarının sonuçlanması ile gerçek gündeme dönülmesinde yarar bulunduğuna işaret etti. Kabaalioğlu, anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi amacıyla çıkarılacak yasalarda yargı bağımsızlığı, demokrasi, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine sadık kalınmasını beklediklerini bildirdi. Kabaalioğlu, halk oylaması sonucunun Türkiye’nin AB tam üyelik sürecine yeni bir ivme kazandıracağını ümit ettiklerini belirtti. Bundan sonraki süreçte, özellikle AB üyeliği yolunda gerekli reformların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Kabaalioğlu, ‘’Özellikle AB standartlarında çağdaş, demokratik ve laik bir anayasanın hazırlanmasında geç kalınmamalıdır. Anayasada demokrasinin temel ilkeleri, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet esasları, insan hakları, temel özgürlükler, yargının bağımsızlığı, pozitif ayrımcılık gibi hususların yer almasının yanında anayasanın hazırlanma sürecinin de en az içerik kadar önemli olduğu akıldan çıkarılmamalıdır’’ değerlendirmesinde bulundu. Katılımcı bir süreç sonunda laik, demokratik ve insan haklarına saygılı yönetim ile bağımsız yargıyı garanti altına alan bir anayasanın, AB’nin de olmazsa olmaz şartları arasında yer aldığını kaydeden Kabaalioğlu, bunun, Türkiye’de demokrasinin pekiştiğinin göstergesi olacağını kaydetti. |
14.09.2010 |
Yeni gündem yeni anayasa |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yeni anayasa talebinin önümüzdeki yasama döneminde Meclisin önemli konularından biri olacağını bildirdi. Türkiye’nin daha demokratik, insan haklarına ve özgürlüklerine daha da önem veren yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ifade eden Şahin, bu doğrultuda yapılacak bir çalışmanın önümüzdeki yasama döneminde Meclisin en önemli çalışma konularından biri olacağını vurguladı. Şahin: Yeni anayasa en önemli konu olacak
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yeni Anayasa talebinin önümüzdeki yasama döneminde Meclis’in önemli konularından biri olacağını bildirdi. Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek törenlere katılmak üzere Ankara’nın Polatlı ilçesine gelen TBMM Başkanı Şahin, Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik’i ziyaret etti. Ziyaret sırasında halk oylaması sonuçlarına ilişkin gazetecilerin sorularıyla karşılaşan Şahin, ‘’Sabahleyin gazetelerde okudum, televizyonları izledim. Sizler değerlendirmişsiniz. Sizlerin doğru değerlendirmesine aynen katılıyorum’’ cevabını verdi. Referandum süreci boyunca yeni bir Anayasa talebi dile getirildiğini hatırlatan TBMM Başkanı Şahin, ‘’Aslında hep dile getirildi. İktidar Partisi Genel Başkanı ve Başbakan tarafından getirildi. Özellikle Ana Muhalefet Partisi lideri tarafından yeni bir Anayasa ihtiyacı hep dile getirildi. Ben ülkemizin geleceği açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum’’ dedi. Türkiye’nin daha demokratik, insan haklarına ve özgürlüklerine daha da önem veren yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu ifade eden Mehmet Ali Şahin, bu doğrultuda yapılacak bir çalışmanın önümüzdeki yasama döneminde Meclis’in en önemli konularından olacağını vurgulayarak, ‘’Ben de bunun gerçekleşmesini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı vatandaşı olarak memnuniyetle karşılarım, bundan büyük sevinç duyarım’’ diye konuştu. |
14.09.2010 |
Gül: Yeni bir dönem başlıyor |
Cumburbaşkanı Gül, AB ile ilişkiler konusunda da Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerinde son dönemdeki yavaşlamada “AB’nin sorumluluğunun daha büyük olduğunu” belirtti. Gül, Ankara’nın AB’yle bütünleşme konusunda önemli adımlar attığına işaretle, “Ancak ben kaygılı değilim. Türkiye önemli bir yola koyulmuştur. Bugün daha demokrat bir ülkeyiz. Standartlarımızı yükselttik. Türkiye’nin parlak bir geleceği var. AB’nin verdiği sözleri tutması, her iki kesim için de iyi olacaktır” dedi.
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği özel demeçte, halk oylamasının sonucunu, “Ülkem için yeni bir dönem başlıyor” sözüyle yorumladı. Gül, La Repubblica’da dün yayımlanan demecinde, Anayasanın bazı maddelerinde değişiklikler öngören pakete halk oylamasında çoğunluk tarafından “Evet” denilmesiyle ilgili olarak, “Ortaya çıkan tercihi kabullenmek lazım. Ben öteden beri Türkiye’de anayasanın siviller tarafından hazırlanması gerektiğini söyledim. Hep bunun savunucusu oldum. Yeni bir anayasa ihtiyacının, öteden beri önemli ve de ülke gündeminde baş sırada olmasının sebebi de budur” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, “Bütün maddeler, AB süreci çerçevesinde Türkiye’nin standartlarını Avrupa düzeyine getirmeyle alakalı” ifadesini kullandı. Gazetede, “Avrupa ve sivil haklar: Artık benim ülkem için yeni bir dönem başlıyor” başlığıyla sunulan özel söyleşide Cumhurbaşkanı Gül, İsrail’le ilişkiler ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik müzakereleri hakkında da değerlendirmelerde bulundu. |
14.09.2010 |
Hisarcıklıoğlu: Daha demokratik anayasaya ihtiyaç teyit edildi |
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, referandum sonucunun Türkiye’nin demokratikleşmesi ve zenginleşmesi yolunda olumlu bir adım olduğunu bildirdi. Yaptığı yazılı açıklama ile referandum sonucunu değerlendiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğuna dair inancın teyit edildiğini ve güçlendiğini ve Türkiye’de 13 Eylül’den itibaren yapısal reformları hayata geçirme açısından yeni bir ivme ve heyecan kazandığını kaydetti. İnsan odaklı, hak ve özgürlükleri teminat altına alan daha kaliteli bir demokrasiye ve buna uygun yeni bir Anayasa yapılmasına yönelik çalışmaların da önünün açıldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: ‘’Yeni Anayasa, toplumsal mutabakat metni olmalıdır. Yeni Anayasa çalışmalarına geniş halk kesimlerini temsil eden mesleki ve sivil toplum örgütleri de aktif olarak katılmalıdır. Böyle bir yeni dönemin başlaması, istikrarı ve güven hissini güçlendirecek, ekonominin toparlanma sürecine destek olacaktır. Türkiye’nin sorunlarının çözüm yeri Meclistir, çözüm yolu milli iradedir, çözüm aracı katılımcı demokrasidir.’’ |
14.09.2010 |
Kudatgobilik: Müzakere süreci tıkanma noktasına geldi |
EDİNBURG’DA gerçekleştirilen 28. KİK Toplantısının açılışında bir konuşma Türkiye İşverenleri Konfederasyonu (TİSK) Başkanı ve Türkiye AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Eş Başkanı Tuğrul Kudatgobilik ‘’Beşinci yılını dolduran müzakere süreci, ne yazık ki siyasi sebeplerle tıkanma noktasına gelmiştir, adeta sümüklü böcek hızıyla ilerlemektedir’’ dedi. Referandumu da değerlendiren Kudatgobilik, Türkiye’nin bu demokrasi sınavını da başarıyla geçtiğini görmekten sevinç duyduklarını bildirdi. Demokrasilerde nihai hakemin, tartışmasız seçmen iradesi olduğunu, anayasa gibi bir konuda katılımcılık ve mümkün olan en geniş konsensüsün sağlanmasının, anayasaların uzun ömürlü olabilmesinin olmazsa olmaz şartlarından olduğunu belirten Kudatgobilik, referandumun ortaya çıkardığı metinin, daha önce yapılan değişikliklerle birlikte, artık 1982 Anayasası olarak anılamayacak bir metin olduğunu, bunun ise bir bakıma olumlu olmakla birlikte, bütünlüklü bir Anayasa metnine olan ihtiyacı daha da acil hale getirdiğini söyledi. Kudatgobilik, ‘’Bu nedenle beklentilerinin siyasi kutuplaşmanın ortadan kaldırılarak, vakit kaybetmeksizin geniş katılımlı bir Anayasa Meclisi oluşturulmak suretiyle bütünlüklü ve mümkün olan en geniş konsensüse dayalı, demokrasiyi tartışmasız şekilde teminat altına alacak, kuvvetler dengesini doğru kuracak ve gelecek nesillere yeni Anayasa tartışmaları miras bırakmayacak bir Anayasa metni için çalışmalara başlanmasıdır’’ dedi. |
14.09.2010 |
İçişleri Bakanı Atalay: Polisin günahı yok |
İÇİŞLERİ Bakan Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasıyla ilgili Emniyet’e yönelik iddialarına ilişkin olarak, burada polisin ‘’hiçbir günahı’’ olmadığını belirterek, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu İstanbul Kâğıthane’de gösterdiği adreste zaten hiç oturmadığını söyledi. Bakan Atalay, Başbakanlık Merkez Bina’da yaptığı açıklamada, Anamuhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bu konuda açıklama yapıp yapmama konusunda tereddüt ettiklerini anlatan Atalay, ‘’Önce CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın bir açıklaması oldu. Orada Emniyet’in ismi geçen bir cümle var suçlayıcı değil ama sanki bir atıf var. Bunun üzerine de bir açıklama yapmadık. Bu konuda hassasız. Suçlanırsak cevap veririz’’ dedi. İçişleri Atalay, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasıyla ilgili, Emniyet’e yönelik iddialarına ilişkin olarak, burada polisin ‘’hiçbir günahı’’ olmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu’nu İstanbul Kağıthane’de gösterdiği adreste zaten hiç oturmadığını ifade eden Bakan Atalay, ‘’Çünkü o adreste verilen yerde başkaları oturuyor. Yani orada başka bir aile oturuyor. Keşke kendisine bile gerek yok, özel kalemler var. Burası koskoca Anamuhalefet partisi. Bunun genel başkanı, keşke zamanında baksalar, denetlense, milletvekillerinin oy kullanması çok kolay. Keşke kayıt ettirselerdi, her vatandaş gibi... Bunlar kolay telafi edilecek bir şeydi’’ diye konuştu. |
14.09.2010 |
Başsavcıdan tuhaf açıklama |
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, referandum sonuçlarının belli olması üzerine yaptığı, ‘’Yargıçlar olarak hukuk devletini ve yargıçların bağımsızlığını anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumak azmindeyiz’’ açıklaması tuhaf karşılandı. Yalçınkaya, buna gerekçe olarak, “Çünkü yargı organı halkın temsilcisidir. Halkı temsilen bu görevini yapmaktadır. Halkımız müsterih olsun. Biz hukuk devletini gerçekleştireceğiz. Bunu engellemek mümkün değildir” dedi. Yargitay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ‘’Yargıçlar olarak hukuk devletini ve yargıçların bağımsızlığını Anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumak azmindeyiz’’ dedi. Yalçınkaya, vefat eden Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Onursal Üyesi Ahmet Uğur Turan için Yargıtay önünde düzenlenen cenaze töreninin ardından gazetecilerin referandum sonuçlarına ilişkin sorularını cevapladı. Demokrasi ve hukuk devletinin en önemli unsurlarından birinin yargı bağımsızlığı olduğunu belirten Yalçınkaya, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı birlikte ele alındığında, yargının bağımsızlığı için adalet sisteminin iyi işletilmesi ve aynı zamanda toplumun gelişmesi ve çağdaşlaşması için de hukuk devletinin korunması gerektiğini söyledi. Yalçınkaya, ‘’Yargıçlar olarak hukuk devletini ve yargıçların bağımsızlığını Anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumak azmindeyiz. Bunu engellemek mümkün değildir. Çünkü yargı organı halkın temsilcisidir. Halkı temsilen bu görevini yapmaktadır. Halkımız müsterih olsun. Biz, hukuk devletini gerçekleştireceğiz. Yargıçların bağımsız ve tarafsız olmasını da sağlayacağız’’ diye konuştu. Bir gazetecinin referanduma ilişkin ‘’Bu sonucu bekliyor muydunuz?’’ sorusuna karşılık Yalçınkaya, ‘’bu konuda düşüncesini açıklamak istemediğini, bunu siyasete girmek olarak değerlendirdiğini’’ kaydetti.
ÖZBEK: HALK BÖYLE İSTEDİ
HSYK girişinde gazetecilerin sorularını cevaplayan HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ise referandum sonuçlarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine yüzde 58’lik bir oranla ‘’evet’’ sonucu çıkmasını beklemediklerini söyledi. Özbek, yasal düzenlemenin kendilerini ve hukuk devletini ilgilendirmesi sebebiyle taraf olma durumunda kaldıklarını ifade ederek, ‘’bu zaman diliminde çok ağır, zaman zaman çok acımasız bir kampanya dönemi yaşadıklarını’’ belirtti. Bu dönemde yapılması gereken neyse onu yapmaya çalıştıklarını kaydeden Özbek, ‘’Bundan sonra halkımızın çoğunluğunun tercihi bu yönde olduğuna göre fazla söyleyebilecek bir şeyimiz de kalmadı demektir’’ diye konuştu. Referandum süresince ne halka ne de basına gerçek dışı bir şey söylemediklerini ifade eden Özbek, yargıç disiplini içerisinde hareket etmeye çalıştıklarını belirtti. Özbek, bir gazetecinin ‘’Yeni anayasa uzlaşmayla çıkar mı sizce?’’ sorusuna ‘’Geçmişteki uygulamaya bakarsak fazla umutlu olduğumu söyleyemem, o çalışmanın tarafı olup olmayacağımızı şimdiden söyleme imkanımız yok’’ cevabını verdi. |
14.09.2010 |
17. değişiklik yapıldı |
Son referandumla halkoyuna sunulan kanun, 12 Eylül darbesinin ardından hazırlanan ve 7 Kasım 1982 tarihindeki halk oylamasında kabul edilen anayasada yapılan 17. değişiklik oldu. Bu değişikliklerle, anayasadaki 177 maddenin 80'i değişti. 12Eylül askeri müdahalesinin ardından hazırlanan ve 7 Kasım 1982 tarihindeki halk oylamasında kabul edilen Anayasa’da bugüne kadar 16 kez değişiklik yapıldı. Pazar günü halkoyuna sunulan kanun 1982 Anayasası’nda yapılan 17. değişiklik oldu.Askeri müdahalenin ardından hazırlanan 1982 Anayasası, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan halk oylamasıyla kabul edildi. Halk oylamasının sonuçlarının açıklanmasından ardından, anayasa 9 Kasım 1982’de yürürlüğe girdi. Aradan geçen zaman diliminde anayasa değişikliği ya da yeni bir anayasa yapılması hep tartışıldı, belirli dönemlerde Türkiye gündeminde yer alan önemli konulardan biri oldu. Bugüne kadarki süreçte, 177 maddesinin yanı sıra geçici maddeleri de bulunan 1982 Anayasası’nın toplam 80 maddesi değiştirildi; eklenen 3 geçici maddeden 2’si daha sonra metinden çıkarıldı. 1982 Anayasası’ndaki ilk değişiklik kabulünden 5 yıl sonra, 17 Mayıs 1987 tarihinde yapıldı. Son değişiklik ise 9 Şubat 2008’de gerçekleştirilmişti. Pazar günkü halk oylamasında kabul edilen kanunla 1982 Anayasası’ndaki 17. değişiklik hayata geçiriliyor. Bu kanunla anayasanın toplam 24 maddesi değiştiriliyor ve Geçici 15. Maddesi yürürlükten kaldırılıyor. |
14.09.2010 |
12 Eylülcülere suç duyurusu |
İnsan Hakları Derneği, MAZLUMDER ve ‘’Yetmez Ama Evet Platformu’’ üyeleri, ‘’12 Eylül 1980 darbesini yapanlar’’ hakkında suç duyurusunda bulundu. İnsan Hakları Derneği (İHD), MAZLUMDER ve ‘’Yetmez Ama Evet Platformu’’ üyeleri, ‘’12 Eylül 1980 darbesini yapanlar’’ hakkında suç duyurusunda bulundu. MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, suç duyurusunda bulunmadan önce adliye önünde yaptığı basın açıklamasında, 12 Eylülden 30 yıl sonra 1982 Anayasasında önemli tadilatlar yapıldığını belirtti. Bunlardan birinin geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılması ve darbecilerin anayasal koruma zırhından arındırılması olduğunu ifade eden Ünsal, ‘’Türkiye’ye 30 yıl önce çok büyük acılar yaşatan ve Türkiye’nin siyasi tarihinde kocaman bir kara leke olarak duran 12 Eylül iradesinin darbecileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını’’ bildirdi. Yargılı ve yargısız infazların hesabının hukuk nezdinde sorulabildiğini göstermeyi amaçladıklarını söyleyen Ünsal, Türkiye’nin 30 yıllık ayıbının üzerine gidilerek, sorumluların yargılanmasını temenni ettiklerini dile getirdi. Ünsal, ‘’bunun, bundan sonra darbeye teşebbüs etmek isteyenler için çok caydırıcı olacağını’’ ifade etti.
TORLAK: DARBEYİ YANLARDAN HESAP SORULSUN ‘’Yetmez Ama Evet Platformu’’ adına açıklama yapan Halil İbrahim Torlak da ‘’12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan hesap sorulması için suç duyurusunda bulunacaklarını’’ kaydetti. Torlak, suç duyurusu dilekçesinde şüphelilerin, eski Cumhurbaşkanı, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile dönemin komutanları, Danışma Meclisi üyeleri, bakan, bürokrat, vali, kaymakam, emniyet müdürü, asker, amir ve memurları olduğunu açıkladı.
TÜRKDOĞAN: ZAMAN AŞIMI SORUNU YOK İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da ‘’bugünün, belki de 30 yılın utancının silineceği bir gün olduğunu’’ söyledi. Referandumla birlikte darbeyi yapan cuntanın korunduğu geçici 15. maddesinin kalktığını ifade eden Türkdoğan, ‘’Büyük insanlık suçlarının cezasız kalmaması adına suç duyurusunda bulunuyoruz’’ dedi. Türkdoğan, ‘’Burada bir zaman aşımı sorununun olmadığını düşünüyorum. Çünkü hukuki ve fiili engeller, özel dokunulmazlık hükümleri vardı. Bunlar varken zaman aşımından söz edilemeyeceği kanaatindeyim. Kaldı ki insanlığa karşı suçlarda da evrensel zaman aşımı ilkesi işlemez’’ diye konuştu.
KORKUT: TÜRKİYE KENDİSİ TEMİZLESİN Suç duyurusu dilekçesini hazırlayan Dr. Levent Korkut da geçici 15. maddenin kaldırılmasının Türkiye’nin önünde fırsat açtığını kaydetti. Suç duyurusunun, sorumluların cezasız kalmasıyla sonuçlanması halinde BM ve AİHM’ye başvuruda bulunacaklarını bildiren Korkut, ‘’Ama, gönül istiyor ki, kirli çarşaflarını Türkiye kendisi temizlesin’’ ifadesini kullandı.
ALATAŞ: TÜRKİYE İÇİN FIRSAT Bir dönem İHD Genel Başkanlığı görevinde bulunan, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş ise geçici 15. maddenin kalkmasıyla bir dönem insanlık suçu işleyen darbecilerin yargılanmasının önünün açıldığını söyleyerek, “bunun Türkiye açısından bir fırsat olduğunu’’ kaydetti. Alataş, ‘’Umarım bu başvuru ciddiye alınır ve sorumluların cezalandırılmasıyla sonuçlanır’’ dedi.
EDP VE HAKPAR’DAN DA SUÇ DUYURUSU Eşitlik ve Demokrasi Partisi İzmir İl Yönetimi, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel ve bazı partililer, Diyarbakır’da ‘’12 Eylül darbesini’’ yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
REFERANDUM SONUCU DÜNYA BASININDA
Anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylamasının sonuçları dünya basınında geniş yer buldu. CNN'in internet sitesinde yer alan haberinde, ''referandumun Başbakan Erdoğan ve AKP için ses getiren bir zafer'' olduğu belirtildi. Washington Post'un internet sitesindeki haberinde de ''referandumdan 'evet' oyu çıkmasıyla Türk halkının askeri dönemin kanunlarını reddettiği'' belirtildi. ABD'nin önemli gazetelerinden New York Times (NYT) sonuçları ''Türk Reformları Büyük Farkla Geçti'' başlığıyla duyurdu. İNGİLİZ BASINI: Türkiye'de yapılan anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonuçları, İngiltere basınında da Başbakan Erdoğan için "zafer" olarak değerlendirildi. YUNAN BASINI: Atina'da yayımlanan Apoyevmatini gazetesi, halkın yüzde 58'nin, ''Çağdaş bir Türkiye için oy kullandığını'' yazdı. Elefteros Tipos gazetes, ''Erdoğan'ın Yüzde 58 ile ezici galibiyeti'' ve ''Yavaş yavaş demokratikleşmeye doğru'', Ethnos gazetesi ''Evet'lerin ezici hakimiyeti ve Erdoğan'ın büyük zaferi'', ''Ta Nea'' gazetesi ''Oyunun galibi Erdoğan'', Elefterotipiya gazetesi ise ''Erdoğan tek başına oynuyor'' başlıklarını kullandı. İTALYA BASINI: Anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonuçları İtalyan basınında da geniş yankı buldu. İtalya'nın en önemli günlük gazetelerinden Corriere della Sera, halk oylamasının sonucunu, "Türkiye'de Erdoğan'ın zaferi. Anayasa reformuna evet" başlığıyla duyurdu. La Repubblica gazetesi de "Türkiye'de halk oylaması. Erdoğan kazandı" başlığıyla sunduğu haberi Merkez sağ çizgideki Il Giornale, halk oylamasına ilişkin haberi "Türkler laikçi askerlerin gücünü aldı" başlığıyla verdi. HOLLANDA BASINI: Halk oylamasının sonucu Hollanda basınında da "Türk hükümeti referandumu kazandı" başlığıyla geniş yankı buldu. ARAP BASINI: Türkiye'de anayasanın bazı maddelerini değiştirmek amacıyla yapılan halk oylaması Arap basınında geniş yankı buldu. İngiltere'de yayımlanan El Kudüs El Arabi gazetesindeki baş makalede, Türkiye'nin, halk oylamasıyla demokrasiyi ileri götüreceği belirtilerek ''Türkiye anayasada yaptığı değişiklikle geçmişi de sorgulayacak'' ifadelerine yer verildi. Katar televizyonu El Cezire'nin internet sitesinde yer alan yorum yazısında da ABD ve Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gelen kutlama mesajlarına yer verilirken, ''Türk milleti sandıkta kendi kararını verdi'' ifadesi kullanıldı. El Arabiye televizyonunun internet sitesinde, Ali Şerifi imzasıyla yayımlanan yazıda da, ''Türkiye'deki belirli kesimlerin, halk üzerindeki vesayetinin bu halk oylamasıyla ortadan kalktığı'' yorumunda bulunuldu. |
14.09.2010 |
Halk tercihini yaptı, bize lâf düşmez |
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, ‘’Bundan sonra halkımızın çoğunluğunun tercihi bu yönde olduğuna göre fazla söyleyebilecek birşeyimiz de kalmadı demektir’’ dedi. ÖZBEK: HALK BÖYLE İSTEDİ
HSYK girişinde gazetecilerin sorularını cevaplayan HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ise referandum sonuçlarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine yüzde 58’lik bir oranla ‘’evet’’ sonucu çıkmasını beklemediklerini söyledi. Özbek, yasal düzenlemenin kendilerini ve hukuk devletini ilgilendirmesi sebebiyle taraf olma durumunda kaldıklarını ifade ederek, ‘’bu zaman diliminde çok ağır, zaman zaman çok acımasız bir kampanya dönemi yaşadıklarını’’ belirtti. Bu dönemde yapılması gereken neyse onu yapmaya çalıştıklarını kaydeden Özbek, ‘’Bundan sonra halkımızın çoğunluğunun tercihi bu yönde olduğuna göre fazla söyleyebilecek bir şeyimiz de kalmadı demektir’’ diye konuştu. Referandum süresince ne halka ne de basına gerçek dışı bir şey söylemediklerini ifade eden Özbek, yargıç disiplini içerisinde hareket etmeye çalıştıklarını belirtti. Özbek, bir gazetecinin ‘’Yeni anayasa uzlaşmayla çıkar mı sizce?’’ sorusuna ‘’Geçmişteki uygulamaya bakarsak fazla umutlu olduğumu söyleyemem, o çalışmanın tarafı olup olmayacağımızı şimdiden söyleme imkanımız yok’’ cevabını verdi. |
14.09.2010 |
“Pakistan için 81 ilden 81 TIR” kampanyası |
İHH Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklamada, sel afetiyle sarsılan ve hâlâ yaralarını saramayan “Pakistan için 81 İlde 81 TIR” yardım kampanyası başlatıldığı bildirildi. Kampanya için bütün illerde çalışma başlatıldığı belirtilen açıklamada, bağış yoluyla toplanacak olan ilâç, tıbbi malzeme, gıda maddeleri, tekstil, çadır, battaniye, temizlik malzemeleri ve mutfak eşyaları, Gazze yük gemisiyle Pakistan’a gönderileceği ifade edildi. Açıklamada, “Mavi Marmara gemisiyle birlikte Filistin’e yardım götürürken uluslar arası sularda İsrail’in kanlı sularına maruz kalan “Gazze” yük gemisi, bu kere rotasını Pakistan’a çevirecek. Yaralı Pakistan halkına 3 bin ton acil yardım malzemesi taşıyacak. Geminin yetişmesi için İskenderun limanındaki tamir ve bakımı sürüyor. 50 kişilik bir ekip, geminin tamir ve bakımını sürdürüyor” denildi. |
14.09.2010 |
Arhavi’de sonuçlara itiraz edildi |
Artin’in Arhavi ilçesinde, AKP İlçe Teşkilatınca anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonuçlarına itiraz edildi. AKP Arhavi İlçe Teşkilatı yetkilileri, ilçede 14 bin 299 seçmenin kayıtlı bulunduğu toplam 62 sandıkta, 11 bin 445 seçmenin oy kullandığı ve 5 bin 617 ‘evet’, 5 bin 637 ‘hayır’ oyunun çıktığı, 191 oyun geçersiz sayıldığı anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının ardından İlçe Seçim Kuruluna müracaat ederek, ilçe merkezindeki 11 sandıktan çıkan oy sonucuna itiraz etti. İtirazı değerlendiren İlçe Seçim Kurulu söz konusu sandıklardaki oyların yeniden sayılmasına karar verdi.Artvin genelinde anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasında 122 bin 503 seçmenin kayıtlı olduğu 579 sandıkta 96 bin 838 seçmen oy kullanmış, 94 bin 707 oyun geçerli kabul edildiği seçim sonucunda sandıklardan 47 bin 164 ‘evet’, 47 bin 543 ‘hayır’ oyu çıkmıştı. Gümüşhane Cumhuriyet Savcılığı ise, Anayasa’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin halk oylamasında, bir köyde bulunmayan 29 seçmen adına oy kullandıkları öne sürülen sandık kurulu başkanı ve 3 üye hakkında soruşturma başlattı. |
14.09.2010 |
Referanduma katılım yüzde 73,7 |
Yüksek Seçim Kurulu, halkoylaması geçici sonuçlarını açıkladı. YSK’nın internet sitesinde yer alan sonuçlara göre, gümrük ve cezaevleri dahil 52 milyon 51 bin 828 kayıtlı seçmenden 38 milyon 369 bin 253’ü, sandık başına giderek oy kullanırken, katılım oranı yüzde 73,7 olarak hesaplandı. Oy kullanan seçmenlerden 21 milyon 788 bin 911’i (yüzde 57,88) ‘’Evet’’, 15 milyon 854 bin 379’u ise (Yüzde 42,12) ‘’Hayır’’ yönünde oy kullanırken, 725 bin 963’ünün oyu, çeşitli sebeplerden dolayı geçersiz sayıldı. Halkoylamasına en çok katılım yüzde 89,30 ile Burdur’da, en az katılım ise 9,05 ile Hakkari’de gerçekleşti. En çok ‘’Evet’’ diyen il, yüzde 95.75 ile Ağrı olurken, en çok ‘’Hayır’’ yüzde 81,02 ile Tunceli’de çıktı. İllerin 62’sinde ‘’Evet’’, 19’unda ise ‘’Hayır’’ oyları ağırlıklı olarak çıktı. Gümrük kapılarında ise oy kullanabilecek durumda olan 2 milyon 556 bin 335 kişiden yüzde 7,68’ine gelen 196 bin 299 kişi oy kullandı. ‘’Gurbeçilerin’’ yüzde 61.53’ü ‘’Evet’’, yüzde 38,47’si ise ‘’Hayır’’ dedi. |
14.09.2010 |
Suçlunun kaçacak yeri kalmadı |
Ankara’ya kurulan ve ‘’MOBESE’’ olarak adlandırılan ‘’Kent Güvenlik Yönetimi’’ sayesinde 513 noktaya yerleştirilen 825 sisteme ait 1400 kamera, sabah saatlerinden itibaren tam kapasite hizmete girdi. Varlık Mahallesi’ndeki Ankara Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Merkezi’ne kurulan sistem için yaklaşık 1 yıldır sürdürülen çalışmalar sonucu, ana güzergahlar, protokol geçiş noktaları ve yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgeler üstün özelliklere sahip kameralarla donatıldı. Alt yapısı Türk Telekom tarafından sağlanan ‘’Kent Güvenlik Yönetimi’’ dahilinde, 513 noktaya yerleştirilen 825 sisteme yaklaşık 1400 kamera entegre edilirken, bu kameralardan 298’i 360 derece dönebilen hareketli kameralardan oluştu. Birbirinden farklı özelliklere sahip kameraların bir bölümü sürücülerin kırmızı ışık ve hız ihlallerini anında tespit etme özelliğine sahipken, kameraların bir bölümü de ‘’plaka tanıma’’ özelliği ile kayıp, çalıntı veya aranan araçları belirleyerek, polis ekiplerini uyaracak. Bu arada hız ihlali yapan ya da kırmızı ışıkta geçen araçların sahiplerine merkezdeki görevli ekipler tarafından ceza makbuzu kesilmesi öngörülürken, cezalara itiraz edilmesi durumunda görülecek davalarda söz konusu ihlalle ilgili fotoğraf ve 12 saniyelik görüntü kayıtları ‘’delil’’ olarak sunulacak. Öte yandan kişilerin hareketlerine karşı da duyarlı olan kameralar, bir yere bırakılan şüpheli paketler karşısında da alarm verecek. Hassas bölgelerde herhangi bir yere bırakılan çanta ve benzeri eşyalar karşısında kameralar, özel bir yazılım sayesinde ‘’şüpheli paket’’ alarmı verecek. ‘’Full High Definition (HD)’’ olarak adlandırılan yüksek çözünürlüklü kameralardan alınan görüntülerin değerlendirilmesi ve ilgili güvenlik birimlerinin yönlendirilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğünde görev yapan 300 polisin özel olarak eğitildiği bildirildi. Sistemin resmi açılışının 15 Eylül Çarşamba günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılması bekleniyor. |
14.09.2010 |
Dev petrol platformu Çanakkale Boğazı’ndan geçti |
‘’GSP Satürn’’ adlı Panama bandıralı dev petrol arama platformu, Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Alınan bilgiye göre, Malta’dan Tuzla Limanı’na giden 52 metre uzunluğunda, 80 metre yüksekliğindeki platformu, Gibraltar bandıralı ‘’GSP Quenn’’ adlı 70.5 metre uzunluğundaki römorkör çekti. Platformun geçişine, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait Kurtarma-2, Kurtarma-3, Söndüren-4 ve Söndüren-6 römorkörleri refakat etti. Yetkililer, platformun geçişi nedeniyle, Çanakkale Boğazı’nın tek yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldığını kaydetti. |
14.09.2010 |
Düğün mutluluğu üzüntüye boğuldu |
BartIn’da düğün törenlerine katılan yakınlarını otobüs terminalinden uğurlamak isteyen yeni evli çiftin de bulunduğu minibüsün devrilmesi sonucu 9 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, önceki gün yapılan düğün törenine katılan yakınlarını Kozcağız beldesinden kşehir merkezindeki otobüs terminaline bırakmak için yola çıkan Mehmet Gençkiren’in kullandığı 59 J 2118 plakalı minibüs, Ağdacı köyü mevkisinde devrildi. Sürücü Mehmet Gençkiren, Fatih Gençkiren’le yeni evlenen Tuğba Gençkiren, memleketleri Gaziantep’e dönmek için otobüs terminaline gittikleri öğrenilen Sibel Özaslan, Nazife, Hatice, Yasemin, Abdullah, Nazlı ve 8 yaşındaki Melisa Nur Kaplan yaralandı. Bartın Devlet Hastanesine kaldırılan yaralıların hayati tehlikesi bulunmadığı bildirildi. |
14.09.2010 |
Hizmet TIR’ı bugün giydiriliyor |
BEDİÜZZAMANTanıtım ve Hizmet Tır’ı Koordinatörü Ali Toker, tır’ın bugün giydirileceğini söyledi. 17 Eylül’de Edirne’den yola çıkacak olan Hizmet Tır’ının hazırlıkları hakkında bilgi veren Toker, tır’a giydirilecek brandanın basıldığını ve bugün gazete binasının önünde giydirileceğini bildirdi. Tır’da ihtiyaç olacak, elektrik, ses, görüntü ve ışık düzeninin de kurulmakta olduğunu belirten Toker, tır’ın 16 Eylül Perşembe günü sabahına hazır olacağını kaydetti. 17 Eylül Cuma günü, Edirne’de Selimiye Camiinde kılınacak Cuma namazını müteakip turun başlatılacağını hatırlatan Toker, tır’ın izleyeceği gü-zergâhın 1. Bölgesi olan, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli ve Düzce’de belediye ve emniyetten gerekli izinlerin ve tedbirlerin alındığını da dile getirdi. Broşür ve promosyon kitaplarının basımının da bittiğini bildiren Toker şunları söyledi: “Gidilecek il ve ilçelerin büyüklüğüne göre kota belirledik ve buna göre dağıtım yapılacak. Merkez olarak, dağıtılacak el ilânı ve asılacak afiş sayısını da belirledik. Buna göre, büyük duraklara 5 bin el ilânı, 150 afiş, kısa duraklara da 2 bin el ilânı ve 50 afiş ayırdık. El ilânlarının basımı da bitti. Bugünden itibaren afiş ve el ilânlarını göndermeye başladık. Hizmet tır’ında görev yapacak gençler için de tişörtler hazır.” Ali Toker, tır’ın yolculuğuna başlayacağı Edirne’ye gidişinde refakat etmek isteyen okuyucularımıza da çağrıda bulundu. Ayrıntılı bilgiyi www.bediuzzamanhizmettir.org adresinde bulabilirsiniz. |
14.09.2010 |
Deniz Harp Okulu öğrencileri açık deniz eğitimine çıktı |
DENİZ Harp Okulu’nun birinci sınıfındaki eğitimlerini tamamlayarak bir üst sınıfa geçen 221 öğrenci, açık deniz eğitimine uğurlandı. Tuzla’daki İstanbul Tersanesi’nde düzenlenen törende konuşan Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Kemalettin Gür, 2010-2011 eğitim öğretim yılında birinci sınıftan, ikinci sınıfa geçen öğrencilerin eğitim programlarının devamı olan ve Çanakkale ile Karadeniz limanlarını kapsayacak açık deniz eğitimine uğurladıklarını söyledi. 30 Eylül tarihine kadar sürecek açık deniz eğitiminde Çanakkale, Giresun ve Hopa limanlarına ziyarette bulunulacak.
DENİZ LİSESİ’NDE 2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI AÇILDI
HEYBELİADA'DAKİ Deniz Lisesi’nde 2010-2011 eğitim öğretim yılı törenle açıldı. Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Koramiral Bülent Bostanoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 200 yılı aşkındır çok kıymetli komutan ve devlet adamları yetiştiren Deniz Harp Okulu’nun temel öğrenci kaynağı ve Türk Deniz Kuvvetlerinin göz bebeği olan çağdaş deniz subay adaylarının mesleğe ilk adımlarını attıkları ifade etti. |
14.09.2010 |
Hacı adaylarına seminer |
ADANA'DAN hacca gidecek vatandaşların seminer programı belli oldu. Hac hakkında genel bilgiler, kafile başkanı ve din görevlileri ile tanışma gibi çeşitli konularda verilecek seminerlerin tamamı Sabancı Merkez Camii’nde gerçekleştirilecek. Adana merkezdeki ilk seminer 16 Eylül Perşembe günü saat 08.30’da başlayacak. Seminerler 10 Ekim’de sona erecek. Seminerde İl Müftüsü İsmail Canbolat’ın yanı sıra Müftü Yardımcısı Mustafa Turan, İl Vaizesi Ayşe Gültekin, Hac ve Umre Müdürü Hasan Kök, Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nden Dr. Seval Urun, Ceyhan Devlet Hastanesi’nden Dr. Fazlı Aslan görev alacak. Adana Müftüsü İsmail Canbolat, “Bütün seminerlerde yoklama yapılacağından, kadın-erkek bütün hacı adaylarının seminerlere katılması gerekmektedir. Çünkü hac, insanın ömründe bir defa yapmak zorunda olduğu İslam’ın temel ibadetlerinden biridir. Böyle önemli bir ibadeti bilinçli olarak yapmak haccın kabulüne ve daha çok sevaba vesile olacağından bu seminerlere katılmak özel bir önem taşımaktadır. Bu sebeple erkek hacı adaylarının hanımlarını veya kendileriyle hacca gidecek diğer hacı adayları da mutlaka seminere getirmeleri ehemmiyet arz etmektedir” dedi. Canbolat, “Bu seminerlerde hacı adaylarına eşyaları dağıtılacak, menenjit aşısı yapılacak, ziyaret yerleri ve hac yolculuğu ile ilgili diğer hususlarda da bilgiler verilecek” diye konuştu. |
14.09.2010 |
Okul öncesinde ‘turuncu bayrak’ uygulaması |
ANTALYA Okul Öncesi Eğitim Kurumları Derneği, bu yıl okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu Antalya’da ‘’turuncu bayrak’’ uygulaması başlattı. Dernek Başkan Yardımcısı Nalan Yaycıoğlu, kentte bu yıl okul öncesi eğitimin zorunlu hale geldiğini hatırlatarak, bu eğitimin eğitimin hem Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar hem de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı kreş ve bakım evlerinde verildiğini kaydetti. Bu yıl 6 yaş grubu yaklaşık 30 bin çocuğun okul öncesi eğitime başlayacağını belirten Yaycıoğlu, dernek olarak okul öncesi eğitimin yaygınlaşması konusunda ülke ve il politikalarına destek vermek için turuncu bayrak uygulaması başlattıklarını söyledi. Yaycıoğlu, proje çerçevesinde derneğe bağlı tüm üyelerin okul bahçelerine turuncu zemin üzerine dernek logosu yer alan turuncu bayrak dikildiğini belirtti. Turuncu bayrak ile eğitim kurumlarında 6 yaş eğitimlerinin Milli Eğitim Programı uygulanarak verildiğinin simgelendiğini söyleyen Yaycıoğlu, ‘’Velilerimiz turuncu bayrağı gördüğü yerde hazırlık eğitimi olduğunu bilip çocuğunu kaydettirebilir’’ dedi. |
14.09.2010 |
Ucuz kırtasiye izdihamı |
HATAY'IN Erzin ilçesinde bir alışveriş merkezinin ucuz kırtasiye malzemesi satışı izdihama yol açtı. Sabahın erken saatlerinde mağaza önünde toplanan vatandaşlar, okul öncesi eksiklerini gidermek için izdihama sebep oldu. Cumhuriyet Mahallesi İstasyon Caddesinde bulunan bir alışveriş merkezinin, yaklaşan yeni eğitim yılı öncesi ucuz kırtasiye malzemesi satacağını duyan vatandaşlar, açılmasından saatler önce mağazanın önünde beklemeye başladı. Çalışanları tarafından marketin açılması ile birlikte vatandaşlar birbirlerini iterek mağazaya akın etti. Çıkan izdihamda çocuklar ve yaşlılar ezilme tehlikesi geçirdi. Mağaza içinde de devam eden izdihamda bazı vatandaşlar fenalık geçirdi. Fenalık geçirenlere mağaza çalışanları kolonya ile müdahale etti. Defterlerin kapış kapış gittiği mağaza dışında da polis tarafından her türlü önlem alındı. |
14.09.2010 |
Kaybolan kardeşler İstanbul’da bulundu |
KIRŞEHİR'DE sınav giriş ücreti bahanesiyle ailesinden 130 lira alarak kayıplara karışan iki kardeş İstanbul’da bulundu. Kırşehir’in Akpınar ilçesinde yaşayan Yalçın ailesi, sınav olduğunu belirterek 130 lira alarak kayıplara karışan oğullarından günler sonra haber aldı. Yaklaşık bir hafta önce evden ayrılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Yalçın ailesinin 16 yaşındaki çocukları Enver ve Emre Yalçın’ın hayatından endişe ediliyordu. Yapılan araştırmalar sonucunda son olarak yol kenarında görülen ve daha sonra kaybolan 2 kardeş, günler sonra İstanbul’da bir iş yerinde çalışırken, polis tarafından bulundu. Kayıp kardeşlerin, sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtildi. |
14.09.2010 |
Tersine beyin göçü için kampanya |
“Destination Turkey’’ sloganıyla düzenlenecek büyük çaplı etkinlikte, AB ve TÜBİTAK fonlarıyla ülkeye geri dönmesi hedeflenen süper beyinlere, Türkiye’nin üniversite ve sanayi kuruluşlarının imkânları sunulacak. AB fonlarıyla bugüne kadar 100’e yakın Türk araştırmacı yurda döndü; etkinlikle yüzlerce süper beynin daha ülkenin stratejik araştırmalarında çalışması bekleniyor. Etkinlik, Avrupa Komisyonunun, tersine beyin göçü amacıyla ABD’de destek vereceği programların ilki olma özelliği taşıyor. TÜBİTAK 7. ÇP Ulusal Koordinatörü Okan Kara, AB Komisyonu’nun ‘’Araştırmacıların Dolaşımı’’ fonu kapsamında araştırmacılara sağlanan maddî ve diğer imkânların elverişliliği sayesinde şu ana kadar 96 Türk araştırmacının yurda döndüğünü bildirdi. TÜBİTAK’ın bu yıl içinde başlattığı ‘’Doktora Sonrası Geri Dönüş Burs Programı’’ ile bilim insanları için cazip imkânlar sağlandığına işaret eden Kara, buna göre ilgili alanlarda doktorasını tamamlamış olanlar, halen yurt dışında ikamet edenler ve alanıyla ilgili bir işte en az 2 yıl çalışanların, Türkiye’de araştırma yaptıklarında TÜBİTAK’tan aylık 2 bin 750 TL burs alabileceğini anımsattı.
“TÜBİTAK, SÜPER BEYİNLERİNİ ABD’DEN TOPLAYACAK’’ Okan Kara, Türkiye’nin, 2007-2010 yılları arasında, tersine beyin göçünü teşvik eden AB fonlarından en fazla yararlanan 2. ülke olduğunu bildirdi. Program kapsamında, çoğunluğu ABD’den dönüş yapan Türk araştırmacıların genellikle üniversitelerde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Kara, şunları kaydetti: ‘’TÜBİTAK olarak Avrupa Komisyonu ile ortaklaşa, yurda dönen Türk araştırmacıların sayısının arttırılması için bu yılın Aralık ayında ‘destination Turkey’ sloganıyla ABD’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Boston, California, Michigan gibi eyaletlerde büyük çaplı etkinlik düzenleyeceğiz. Etkinliğe Türkiye’den araştırmacı istihdam edecek kuruluş temsilcileri ile Türk üniversiteleri, araştırma kuruluşları ve sanayi kuruluş temsilcileri katılacak. Biz bu etkenlikte sanayi kuruluşlarını ön plana çıkarmak istiyoruz. Bunu AB Komisyonu ile birlikte planlıyoruz.’’ Etkinliğin, Avrupa Komisyonu tarafından desteklendiğini de bildiren Kara, ‘’Komisyon, ilk defa Avrupa dışında tersine beyin göçü için ilk defa büyük bir etkinlik düzenliyor ve bunu da Türkiye ile başlattı. Bu sebeble çalışmamız diğer ülkelere de örnek teşkil edecek’’ dedi. |
14.09.2010 |