14 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

 

Aynı Allah’a inanıyoruz

ABD’nin başkenti Washington’da 11 Eylül saldırılarında hayatlarını kaybedenleri anmak için yapılan “Birlik Yürüyüşü”nde Hıristiyanlardan Müslümanlara, Yahudilerden Hindulara, farklı din ve inançtan Amerikalılar, birbirlerinin dinî merkez ve ibadethanelerini dolaştı ve “farklılıklara saygı” çağrısı yaptı.

Yapılan konuşmalarda, önemli olanın Allah'a inanmak olduğu belirtilirken, New York'taki yeni camiye de destek verildi.

“İSLÂM MERKEZİ PROJESİNİ DESTEKLİYORUM”—

Organİzasyonu düzenleyen Maureen Fiedler de bu etkinlikle ABD’nin inanç zenginliğini göstermek istediklerini belirterek, “Birlikte yaşamak ve çalışmak için bu zenginliğe ihtiyacımız var” dedi. Bir soru üzerine, New York’ta Dünya Ticaret Merkezi yakınlarına İslâm Merkezi kurulmasından yana olduğunu belirten Fiedler, “Biz, bu ülkede dinî inanç özgürlüğü doktrinine sahibiz. Zaman zaman insanlar bunu unutuyor, ama insanlar kanunları ihlâl etmedikçe buna (merkezin inşaatına) saygı göstermek lâzım. Biz kendi ibadethanemizi kurma hakkına sahipsek bu Müslüman kardeşlerimiz için de geçerli” ifadesini kullandı.

Dünyaya hoşgörü mesajı

ABD’nİn başkenti Washington’da 11 Eylül saldırılarında hayatlarını kaybedenleri anmak için yapılan “Birlik Yürüyüşü”nde Hristiyanlardan Müslümanlara, Yahudilerden Hindulara, farklı din ve inançtan Amerikalılar, birbirlerinin dinî merkez ve ibadethanelerini dolaştı ve “farklılıklara saygı” çağrısı yaptı. Hint Sih mezhebinin ibadethanesinde buluşan Amerikalılar, önce Sih mezhebinin inanışına göre duâ etti, ardından ezan dinledi. Açılış konuşmalarında da kutsal kitaplardan alıntılar yapılarak, önemli olanın hangi dinin mensubu olmak değil, Tanrı’ya inanmak olduğu belirtildi. Farklı dinî inançlara yönelik nefret azaldıkça, insaniyetin artacağını ifade edilen konuşmalarda, bunun sadece dinler arası hoşgörü değil, ülkenin dinî farklılıklarına dair zenginliği açısından önemli olduğu kaydedildi. Sih merkezindeki dans gösterisinin ardından küçük gruplar halinde Massachusetts Caddesi üzerinde farklı mezheplerin kiliseleri ile Budist Barış Kültür ve Eğitim Derneği, Washington İslâm Merkezi ve camisini dolaşan Amerikalılar, farklı din ve inanışlara sahip insanların, birbirlerinin ibadethanelerini de gezebileceği ve karşılıklı saygı gösterebileceği mesajını verdi. Özellikle İslâm Merkezi camisinin giriş kapısında uzun kuyruklar oluşurken, cami içinde bazı Amerikalıların kendi inanışlarına göre duâ ettiği görüldü. Yürüyüş, Mahatma Gandhi Anıtı’nın önünde sona erdi.

“BİRBİRİMİZİ

ANLAMAK İÇİN

ÖNEMLİ BİR FIRSAT”

Washington’dakİ İslâm Merkezinin Direktörü Abdullah Khouj, Allah’ın insanları kendisine ibadet etmesi için yarattığını belirterek, “Gördüğünüz gibi, değişik inançlara ve düşünce sistemlerine sahip birçok insan buraya geldi. Birbirimizi anlayabilmek için açık fikirli olursak, birbirimizle ne kadar bağlantılı olduğumuzu görebiliriz” diye konuştu. Khouj, New York’ta 11 Eylül saldırılarının olduğu “sıfır noktası” yakınlarına cami yapılmasına yönelik eleştirilerle ilgili olarak da “Birbirimizi anlamak çok önemli. Bu olursa birbirimize saygı da gösteririz. Bütün her şey hoşgörüde bitiyor” dedi. Hindistan’daki Sih mezhebine bağlı Nihal Singh de 11 Eylül saldırılarını anmak için bu yürüyüşü düzenlediklerini söyledi. Etkinliğe farklı inanışlara sahip birçok insanın katıldığını ifade eden Singh, böylece farklı kesimlerin birbiriyle daha çok konuşma fırsatı bulduğunu, bunun da yanlış anlaşılmaları düzeltmek için önemli imkân sağladığını belirtti. Singh, “Bir topluluk içindeki bazı insanların yanlış davranması, o topluluğun hepsinin bu şekilde olduğu anlamına gelmiyor. O sebeble birbirimizi anlamaya ve aramızda güzel bir harmoni oluşturmaya ihtiyacımız var” yorumunda bulundu.

14.09.2010


 

İsveç, trafikte örnek ülke olacak

Bİrleşmİş Milletler (BM) tarafından yapılan araştırmaya göre, trafik kazalarından kaynaklanan ölüm oranlarında İsveç en düşük seviyede.

BM’ye göre, ölüm oranlarının az olması, yolların güvenliği ve sürücülerin güvenli araba kullanımı açısından dünyada en iyi durumda olan İsveç, bu konuda diğer ülkelere de yardımcı olabilir. BM tarafından hazırlanan rapora göre, dünyada her yıl bir milyon 300 bin insan trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Trafikte en güvenilir sürücüler ise İsveç’te bulunuyor ve BM, İsveçli sürücüleri diğer dünya ülkelerine örnek olarak göstermek istiyor. Uluslararası Trafik Güvenliği Organizasyonu’nun (FIA Foundation) İngiltere’deki müdürü Saul Billingsley, trafik güvenliğiyle ilgili konferansa katılmak amacıyla geldiği İsveç’te basına yaptığı açıklamada, BM’nin trafik kazalarında yaşanan ölüm oranlarını aşağı çekmek istediğini, bu konuda da İsveç’in yardımcı olabileceğini kaydetti. Billingsley’e göre, özellikle gelişmekte olan ülkeler ile Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde kazaların çokluğu, trafik kurallarının bilinmemesi ve emniyet kemerinin kullanılmamasından kaynaklanıyor. BM’nin on yıllık dönem için hedefi, 5 milyon insanın hayatını kurtarmak, 50 milyon insanın da yaralanmasını önlemek. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarının yüzde 90’ının gelişmekte olan ülkelerde meydana geldiği, hayatını kaybedenlerin yarısının yayalar veya bisikletliler olduğu belirtiliyor.

14.09.2010


 

Kafkaslarda operasyon: 15 ölü

Rusya’nin Kafkas bölgesinde bulunan Dağıstan Cumhuriyeti’nde güvenlik güçleri direnişçi gruplara yönelik operasyona başladı.

13 direnişçi etkisiz hale getirilirken, 2 güvenlik görevlisi de öldü. Ulusal Terörle Mücadele Komitesi’inden yapılan açıklamada, 10 direnişçinin Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’de etkisiz hale getirildiği, 3 direnişçinin de Kızılyurt kenti Komsomolskoye kasabasında öldürüldüğü belirtildi. 19 saat süren operasyonlarda 2 güvenlik görevlisi de öldü. Rusya’nın Kafkasya bölgesindeki cumhuriyetlerde polis ve güvenlik noktalarına yönelik saldırılar sıklıkla yaşanırken, güvenlik güçleri de operasyonlarını artırıyor. Cumartesi günü patlayan bir araç nedeni ile Mahaçkale’de bir polis görevlisi yaralanırken, Cuma günü de bir başka polis ölmüştü. Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikavkaz’da pazar yerine yönelik intihar eyleminde ise 17 kişi ölmüştü. 140’dan fazla kişinin de yaralandığı olay toplumun büyük bir kesimi tarafından kınanırken, Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev saldırganların bulunmasını istedi.

14.09.2010


 

Irak’ta tutukluların durumları çok kötü

Uluslararasi Af örgütü, Irak cezaevlerindeki tutukluların durumunun çok kötü olduğunu bildirerek, genellikle tutukluların yıllarca yargılanmadan hapishanelerde kaldığını bildirdi.

Merkezi Londra’da bulunan örgütün yayımladığı 59 sayfalık raporda, Iraklı tutukluların geniş çaplı işkence ve kötü muamelelere maruz kaldığı, aileleriyle çok az görüşebildiği ve yasal yardım alamadığı vurgulandı.

Iraklı yetkililerin gözetiminde halen 30 bin kadar tutuklu olduğu ifade edilen raporda, gerçek rakamın ise bilinmediği yazıldı. Raporda, tutukluların kalabalık koğuşlarda kaldığı, ciddî sağlık sorunları olduğu, bazen mahkeme yüzü görmeden yıllarca cezaevinde kaldığı ifade edildi. Örgütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu direktörü Malcolm Smart, tutukluların haklarının sistematik olarak ihlal edilmesinden Iraklı güvenlik güçlerinin sorumlu olduğunu dile getirdi. Af Örgütü uzmanları, tutuklulara ayaklardan asılma, kablo ve borularla dövülme, tırnakların kerpetenlerle çekilmesi ve vücutların matkapla delinmesi gibi işkence yöntemleri uygulandığını belirttiler. Raporda ayrıca, bazıları ölüm cezası almış yüzlerce kişinin işkenceyle verdiği ifadeler yüzünden mahkûm edildiği bildirildi. Af Örgütü, tutukluların çoğunun, direnişçilere yardım ettiği söylenen Sünniler olduğunu, Amerikan karşıtı Şiî lider Mukteda El Sadr’ın Mehdi Ordusu’na üye yüzlerce Şiî’nin de tutuklular arasında bulunduğunu belirtti.

Raporda, Irak’ı terketmekte olan Amerikan güçlerinin, 2007’nin ortalarından bu yana yaklaşık 23 bin tutukluyu serbest bıraktığı ya da Iraklı yetkililere teslim ettiği, halen Amerikan güçlerinin elinde yaklaşık 200 tutuklu bulunduğu kaydedildi.

14.09.2010


 

Afrika yardım bekliyor

İNGİLTERE'NİN eski başbakanı Tony Blair başkanlığında, Afrika’daki yoksulluğa çözüm çabaları çerçevesinde kurulan bir komisyon, kıtanın milyarlarca dolar yardıma ihtiyacı olduğunu bildirdi.

New York’ta bu ay içinde yapılacak “Küresel Yoksulluk Zirvesi” öncesinde yayımlanan komisyonun raporunda, dünyanın en yoksul kıtasında 2005’den sonra “sıradışı bir gelişme” kaydedildiği ancak yoksulluğun azaltılmasının Afrika’nın çoğu bölümünde, iklim değişikliği ve artan gıda fiyatları yüzünden daha zorlu hale geldiği ifade edildi. Başarı öyküleri olarak, daha fazla çocuğun ilköğretim okuluna gidebilmesi, sıtmadan korunmak için daha fazla çocuğun cibinlik altında uyuyabilmesinin gösterildiği raporda, yetersiz beslenen çocuk sayısında 20 yılda daha yeni değişim kaydedilebildiğine de işaret edildi.

14.09.2010


 

Mahsur madenciler egzersize başlayacak

ŞİLİ'DE 39 gündür yerin 700 metre altında mahsur 33 madenci, çıkışlarına hazırlık için form'a girmelerini sağlamak amacıyla, yukardaki bir antrenör tarafından her gün bir saat egzersize tabi tutulacak.

Şili Sağlık Bakanı Jaime Manalich, mahsur madencilerin en zor aşamaya girdiklerini ve 4-5 haftalık hapis hayatından sonra büyük bir sıkıntı ve moral bozukluğu oluşabileceğini belirterek, “Morallerini yüksek tutmak istiyoruz” dedi. Bakan, yukarda egzersiz programını yürütecek antrenörün görüntülerinin fiber optik kabloyla 700 metre aşağıdaki televizyona iletileceğini anlattı. Kasım veya aralık başı kurtarılmaları beklenen madenciler 700 metrelik kurtarma deliğinden, özel olarak üretilen bir kafes-sepet ile tek tek yukarı çekilecek. Her çıkışın 20 dakika ile 2 saat arasında sürmesi bekleniyor. Kurtarma deliği açma operasyonu yavaş da olsa ilerliyor. 702 metre hedefi bulunan makina önceki gün 231 metreye ulaştı.

14.09.2010


 

UAEK yönetim kurulu Viyana'da toplandı

ULUSLARARASI Atom Enerjisi Kurumu(UAEK) Yönetim Kurulu Olağan Toplantısı, kurumun Viyana’daki merkezinde dün başladı. Toplantının gündeminde İran, Suriye ve Kuzey Kore nükleer programına ilişkin son gelişmeler ilk sırada yer alıyor.

UAEK başkanı Yukiya Amano, geçen hafta yönetim kurulu üyesi 35 ülkenin heyet başkanlarına yazılı olarak gönderdiği İran ve Suriye’nin nükleer programına ilişkin raporun bir özetini de dünkü açılış oturumunda yineledi. İran’ın, BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret edildi. Amano, İran'a gönderilen müfettişlerden bazılarına izin verilmemesinin ‘’UAEK’nın anlaşmalardan kaynaklanan denetim görevini gereği gibi yapmasını engellediğini’’ söyledi.

14.09.2010


 

Keşmir’de Hindistan’a karşı protestolar devam ediyor

MÜSLÜMANLARIN çoğunlukta olduğu Cammu Keşmir eyaletinde Hindistan yönetimine karşı protestolar devam ederken, sokağa çıkma yasağına rağmen yollara dökülen on binlerce gösterici özgürlük sloganları attı ve polisle çatıştı.

Bandipore şehrinde milis güçlerinin, kendilerine taş atan protestoculara açtığı ateşte 1 kişi öldü, bölge genelindeki çatışmalarda en az 8 kişi yaralandı. Tangmarg şehrinde de protestocuların bir okulu yaktığı bildirildi. Bu arada Keşmir Başbakanı Ömer Abdullah’ın, Hindistan kabinesinin Cammu Keşmir toplantısından önce Yeni Delhi’de üst düzey yetkililer ve iktidardaki Kongre Partisinin yetkilileriyle biraraya geldiği belirtildi. Keşmir’deki güvenlik güçlerine geniş yetkiler veren Silâhlı Kuvvetler Özel Yetki Yasasının kaldırılması Bakanlar kurulunun gündeminde. Cammu Keşmir’de Hindistan yönetimine karşı aylardır süren protesto gösterilerinde 71 kişi öldü. Cammu-Keşmir’de 10 dolayında silâhlı örgüt, bölgenin bağımsızlığı ya da Pakistan ile birleşmesi için 1989 yılından bu yana Hindistan yönetimiyle çatışıyor. Keşmir’de isyancı grupların mücadeleye başlamasından bu yana bölgede çoğunluğu sivil, 68 binden fazla kişi öldü. Hindistan ile Pakistan arasında yapılan kapsamlı görüşmeler, Hindistan’ın Mumbai kentine 2008’de düzenlenen saldırının ardından kesilmişti.

14.09.2010


 

Mladiç'in eşi “ruhsatsız silâh”tan yargılanacak

BOSNA savaşı sırasında (1992-1995) soykırım yapmak suçundan aranan Bosnalı Sırpların askeri lideri Ratko Mladiç’in eşi Bosilya Mladiç, ‘’ruhsatsız silâh bulundurmak’’ suçundan yargılanacak.

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’daki mahkemenin sözcüsü İvana Ramiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, Bosilya Mladiç’in 4 Aralık 2010 tarihinde evinde yapılan aramada, ruhsatsız 1 av tüfeği, 1 otomatik tüfek, 4 tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildiğini anımsattı. Mahkemenin, Ratko Mladiç’in eşi Bosilyka Mladiç’le ilgili ‘’ruhsatsız silâh’’ bulundurmak suçundan iddianame hazırladığını ifade eden Ramiç, Bosilyka Mladiç’in duruşmasının önümüzdeki günlerde yapılacağını kaydetti. Bosilyka Mladiç, evinde bulunan ruhsatsız silâhlarla ilgili haziran ayında ifadesi alınmak üzere Belgrad Emniyet Müdürlüğüne ifade vermek üzere getirilmişti. 15 yıldır firarda olan ve ‘’Bosna kasabı’’ olarak adlandırılan Ratko Mladiç’in Belgrad’daki evi, Sırp polisi tarafından birçok kez aranmıştı. Bu aramalar sonucunda savaş sıçlusu Mladiç’in Bosna savaşı sırasında yazdığı günlükler ve Sırp siyasî liderleriyle yaptığı görüşmelerin gizli olarak kaydedildiği ses kayıtları bulunmuştu. Mladiç’in evinde yapılan 4 aralık 2008 tarihindeki aramadasi ruhsatsız silahlar ele geçirilmiş, ancak bu silâhlarla ilgili basına açıklama yapılmamıştı. Bu arada, Belgrad’daki mahkeme, geçen hafta da Mladiç’in ailesinin ‘’resmen ölü ilan edilmesi’’ talebini reddetmişti.

14.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.