Kültür-Sanat |
Zekâ ve ticaret şehri, KAYSERİ |
Erciyes Dağı. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma camiler.. Medreseler... Kümbetler, dinî mekânlar... Hanlar, hamamlar... Modern ve tarihî bedestenler.... Kayseri bizleri büyüledi ve geçmişimiz ile bu gün ve geleceğimiz arasındaki bağlarımızı yeniden kenetledi. “Modernlik” mevhumu ancak; Kayserili olmanın ruhuna uyuyorsa gerçekleşiyor bu muhteşem ilimizde. Yani.. Yanisi; hiç kompleksi yok Kayserilinin. Yapmacık bir modernliğe eyvallahı da yok... Mert insanlar!.. *** Şehrin başlıca değeri; Yukarıdaki saydıklarımızdır. Dağı–tabiatı; tarihî değerleri ile bir bütün Kayseri ili ve bu şehrin zeki insanları... Erciyes başlıbaşına bir yazı konusu: Yanıbaşındaki Tekir Yaylası… Buz gibi soğuk suları. Kayak Merkezi, dağ ve paraşüt turizminin yeniden keşfi en önemli taraflarından.... “Taşmekân”ı anlatmak imkânsız... Haşmet dolu Erciyes aslında sönmüş bir yanardağ... Ama; Orta Anadolu’nun en yüksek dağı... Muhteşem bir şey... *** Kışın kayak, yazın dağcılık, ama; Biz: Ramazan vakti düştük bu ikramı seven diyara. Önceleri çekindik... Sonra hemen anladık ki: “Kuruyemişli kahvaltı” burada sahur yemeğine dönüşüyor. İftar yemeklerindeki; “Yağlama, Kayseri tabağı, sucuk, pastırma ve diğer mantı” bahislerine girersem vebal alırım... *** Demiştik ya; Erciyes Dağı’nın hemen dibi Tekir Yaylası... Ben farklı yerlerde zannederdim. Tekir; sahip olduğu platolarla yazın göz alıcı, kışın gözümüzü ve Kayserililerin yüzünü ağartıcı mükemmelliklere sahipmiş meğer. Cennetvâri tabiî bir güzelliğe bürünmenin yanı sıra kazanç kapısı olmuş burada yaşayan vatandaşlarımıza; hem yerli hem de yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız akın akın buralardalar yaz mevsimi boyunca. Bir tarafta ova; kirlenmemiş bu ovadaki fabrikalar ve kaynaşmış zenginlikler... Diğer tarafta Yayla sularını Kayseri merkezindeki kanallarda dolaştırarak Orta Anadolu’nun Berlin’ini oluşturma gayretleri.... Kayseri’nin çıtası çok yüksek. İyisi mi söz değil resimler konuşsun...
MEHMET KAPLAN |
13.09.2010 |