Dünya |
ATİNA CAMİİ DENİZ KUVVETLERİ ARAZİSİNE YAPILACAK |
Eğİtİm Bakanlığı ile Atina Çevre Planlaması Organizasyonu arasında varılan anlaşma sonucunda caminin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının tedarik edeceği 17 dönümlük bir alana inşa edilmesine karar verildiği kaydedilirken, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üst düzey yetkililerinin konuya ilişkin açıklamalarında, “Cami için ayrılan bölgenin, halkın kolayca ulaşabileceği bir yer olması nedeniyle tercih edildiğini” vurguladıklarına dikkat çekilmişti. Yetkililerin ayrıca, “Biz ülkemizin karşılaştığı toplumsal sorunların farkındayız ve mekânın kullanımı için elimizden geleni yapacağız. Kısa bir süre içinde cami, Müslüman vatandaşlarımızın hizmetinde olacak” ifadesini kullandıkları bildirilmişti. Haberlerde, Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yapılacak masrafın 2,5 milyon avro tutarında olacağı belirtilirken, cami inşası ve çevre düzenlemesiyle birlikte yapılacak toplam harcamaya ait ise net bir değerlendirme bulunmadığının altı çizilmişti. Harcamaların, Devlet Yatırım Programından karşılanacağı, caminin toplam 840 metrekarelik bir alanı kaplayacağı belirtilmişti. Haberlerde, hükümet yetkililerinin değerlendirmelerinde, “Caminin, Yunan inşaat şirketleri tarafından yapımının hedeflendiğini ve yapının İslâmî gelenek ile Akdeniz ülkeleri kültürünü birlikte barındırmasının ümit edildiğini” söyledikleri kaydedildi. |
13.09.2010 |
Yunanistan’da cami tartışması büyüyor |
Yunan basını, Yunanistan’ın başşehri Atina’da cami olmaması dolayısıyla, Müslümanların kamuya açık meydanda bayram namazı kılmak zorunda kalmalarının bu konuda yaşanan sıkıntıyı bir kez daha gündeme getirdiğini belirtti. Atina’da yayınlanan “Ta Nea” gazetesi, “Camide duâ etmek istiyoruz” başlığı ile yer verdiği haberinde, başşehir merkezindeki Atina Belediyesi binasının da yer aldığı Kocia meydanının, bayram namazı dolayısıyla yaklaşık 2 saat süresince ibadede ayrıldığını kaydetti. Haberde, Atina ile Pire şehirlerinin de içinde yer aldığı Atika bölgesinde yaşayan 4 bin kadar Müslümanın Atina Belediyesi’nin izniyle, bayram namazını bu meydanda kılmak zorunda kalmalarının Atina’da cami inşasının gerekliliğini ortaya koyduğu belirtildi. Haberde ayrıca, Müslümanların bugüne kadar mescide dönüştürülen bodrum katları, garaj ve dairelerde ibadet ettiklerine işaret edildi. Öte yandan, Yunanistan Müslümanlar Birliği Başkanı Naim Elghadour, gazeteye yaptığı açıklamada, “Atina’da cami olsaydı, ibadetimizi Kocia meydanında yapmayacaktık. Çoğu kişi bize meydanda ne olduğunu, niçin bu kadar insanın toplandığını soruyordu. Ne yolları kapatmayı ne de kimseyi rahatsız etmeyi istiyoruz. Bu sebeple de ibadet edenlerin meydan içinde kalmaları için çaba gösterdik” diye konuştu. Kocia meydanının ücretsiz olması dolayısıyla tercih edildiğini vurgulayan başkan, geçen yıllarda ibadet için Olimpiyat Stadı ve salonunun kullanıldığını ancak bunun için ödenen kiranın bin 700 avro olduğunu, yaşanan ekonomik kriz ve zorluklar dolayısıyla Atina Belediyesi ile anlaşmaya varıldığını belirtti. Bu arada, Pire Mitropoliti Serafim ise Müslümanların kamuya açık alanda ibadet etmelerini sert bir dille eleştirirken, Kocia meydanının ibadet için kullanılmasına izin verilmesini “sorumsuzluk” olarak niteledi. Yunanistan’da son 12 yıldır başşehir ve çevresinde yaşayan Müslümanların ibadetleri için bir cami inşası ve mezarlık yapımı konusu tartışılıyor. Parlamentonun karar alması ve Kilisenin de desteklemesine rağmen, şu ana kadar bu konuda ilerleme kaydedilmedi. Diğer yandan, Yunanistan Hükümet Sözcüsü Yorgo Petalotis, başşehir Atina’da 500 kişi kapasiteli bir cami yapımının kararlaştırıldığını söylemişti. Yunan medyasının haberine göre Petalotis, caminin, şehrin “Votanikos” semtinde inşa edileceğini, Deniz Kuvvetlerinin mülkiyetindeki bir arsaya yapılacak olan cami için devlet ödeneklerinden faydalanılacağı belirtmişti. Cami inşası projesinin ayrıntılarının, Başbakan Yardımcısı Theodoros Pangalos’un başkanlığını yapacağı, Din İşleri ve Eğitim, İçişleri, Dışişleri, Savunma ve Kamu Güvenliği Bakanlarının katılacağı bir heyet tarafından belirleneceği kaydedilmişti. Atina’da cami yapımı işlemlerinin hızlandırıldığına işaret edilen haberlerde, söz konusu proje tamamlandığında caminin, Müslümanlara ait iki asır sonra faaliyete geçecek başşehirdeki ilk resmî ibadet yeri olacağını kaydetmişti. Hükümetin amacının, ister Yunan vatandaşı isterse göçmen olsun, binlerce Müslüman ile ilgili toplumsal bir sorunu ele almak olduğu değerlendirmesinde bulunulan haberlerde, bu çerçevede son dönemde ilgili makamların konuyu daha sık ele aldıkları ve cami için ayrılan alanla alâkalı hukukî konuları inceledikleri belirtilmişti. |
13.09.2010 |
Fitneci camiye de karşı |
Hollanda’dakİ aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri İslâm karşıtı “Fitne” filminin yönetmeni Geert Wilders, New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’ne iki blok ötede yapılması planlanan “İslâmî Kültür Merkezi”nin inşasına karşı çıkmak için protesto gösterisine katıldı. New York’ta 11 Eylül terör kurbanlarının anıldığı törenin ardından önce Kültür Merkezi’ni destekleyenler, ardından da projeye karşı çıkanlar iki ayrı miting düzenledi. Kültür Merkezi’ne karşı çıkanların protesto gösterisine katılan Hollandalı siyasetçi Wilders, Kültür Merkezi’nin kesinlikle İkiz Kulelerin yıkıldığı ve “Sıfır Noktası” olarak bilinen yerde yapılmaması gerektiğini savundu. Sözlerine “Buraya Cami Yok” sözleriyle başlayan Wilders’ı dinlemeye gelen Amerikalılar da aynı sloganı birkaç kez tekrarladılar. ABD’nin ve New York’un 11 Eylül’deki terör saldırılarını hak etmediğini belirten Wilders, şöyle konuştu:”Atlantik’in öbür tarafından burada 9 yıl önce ölenleri anmak ve acınızı paylaşmak için yanınıza geldim. Cihatçılar New York’a saldırdıkları zaman bütün dünyaya saldırdılar. Onlar İslâmiyetin yasal düzenini bize dayatmak istiyorlar. Ama New York ve şeriat hiçbir zaman bağdaşamaz. New York, özgürlük, açıklık ve hoşgörü demek. Zaten böyle olmasaydı, özgür olmayan Mekke şehri gibi olurdu. Mekke’de dininiz İslâm değilse, hoş görülmezsiniz. İmam Faysal Rauf da bu kutsal yerde, bir şeriat evi, cami inşa etmek istiyor.” New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg’in İslâmî Kültür Merkezi’ni inşa etmek isteyenlere hoşgörülü davrandığını, ancak açıklığın ve hoşgörünün bir sınırı olduğunu savunan Wilders, New York’ta pek çok cami ve namaz kılınacak mescit bulunduğunu, ancak bu caminin Müslümanlar için sembolik önemi olduğunu da savundu. Wilders, “Sıfır Noktasında ya da yakınında bir camiye hoşgörü gösteremeyiz, New York yeni Mekke olamaz, özgürlük adına buraya cami yok” diye konuştu. İki saat süren protesto gösterisindeki bazı konuşmacılar caminin arkasında İran’ın olduğunu iddia etti. Konuşmacılar, Obama yönetimini de eleştirerek Obama’nın bir sonraki seçimlerde “ne olacağını göreceğini” söylediler. Gösteride protestocuların Kur’ân-ı Kerim’i küçük düşürücü pankartlar taşıdıkları da gözlemlendi. |
13.09.2010 |
Afganistan’da operasyon: 5 ölü |
NATO ve Afganistan güçlerinin saldırı hazırlığındaki Taliban militanlarına düzenlediği operasyonda 5 militan öldürüldü. NATO’dan yapılan açıklamada, Nangarhar vilayetindeki bir köyde, saldırı planladıkları anlaşılan Taliban militanlarına karşı dün akşam düzenlenen operasyonda, aralarında bir Taliban komutanının da bulunduğu, 5 militanın öldürüldüğü bildirildi. Açıklamada, gelen istihbaratın, operasyonda öldürülen Taliban liderinin, Afganistan’da 18 Eylülde yapılacak seçimler dolayısıyla oluşturulan oy verme merkezlerine karşı füze saldırıları düzenleme planları yaptığını gösterdiği belirtildi. |
13.09.2010 |
ABD Pakistan’da füze saldırısı: 4 ölü, 3 yaralı |
ABD’nİn Pakistan’da bugün erken saatlerde düzenlediği füze saldırısında 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Pakistanlı 2 istihbarat yetkilisi, Kuzey Veziristan aşiret bölgesine bağlı Tata Hel Köyündeki bir eve 2 füzenin isabet etmesi sonucu direnişçi liderlerinden Hafız Gul Bahadur’a bağlı 4 kişinin öldüğünü, 3 kişinin yaralandığını belirtti. Pakistan’daki güçlü direniş liderlerden Bahadur, Pakistan hükümetiyle geçen yıl ateşkes anlaşması yaparak, Pakistan ordusunun Pakistan’daki Taliban askerlerine yönelik operasyonu sırasında çatışmalara katılmamıştı. Bahadur, buna karşılık sınırın Afganistan tarafındaki ABD ve NATO askerlerine karşı yürüttüğü savaşa hız vermişti. |
13.09.2010 |
ABD’nin çekilmekten başka seçeneği yok |
Talİban örgütü, ABD’nin Afganistan’a barışı getirme şansını kaybettiğini ve ülkeden şartsız olarak çekilmekten başka çaresinin olmadığını iddia etti. Taliban, ABD’deki 11 Eylül saldırılarının 9. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamasında, “11 Eylül’ün üzerinden 9 yıl geçtikten ve Afganistan’da muhtemel bütün askerî çözümler denendikten sonra, ABD bu ülkeye barışı getirme konusundaki bütün şansını kaybetti” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, ABD’nin Afganistan’dan şartsız olarak çekilmekten başka seçeneğinin olmadığı belirtildi. |
13.09.2010 |
İran, üç Amerikalıdan birini serbest bırakmaya hazır |
İran, bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan üç Amerikalıdan birini kefaletle serbest bırakmaya hazır olduğunu bildirdi. İran’da İngilizce yayın yapan Press TV’nin duyurduğuna göre, Tahran Savcısı Cafari Dolatabadi, “Amerikan casusu 500 bin dolar kefaletle serbest kalabilir. İran’dan ayrılması yasaklanmayacak, ancak diğer ikisi hapiste kalacak” dedi. Birkaç gün önce Tahran’ın, ülkeye yasadışı yollarla girdikleri gerekçesiyle tutuklanan ve casus olmakla suçlanan 3 Amerikalıdan birini Ramazan Bayramı dolayısıyla Cumartesi günü (dün) serbest bırakacağı açıklanmıştı. İran Kültür Bakanlığının bu yöndeki yazılı açıklamasından sonra önceki gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Muhammed Hasan Salihimaram, tutuklu Amerikalılardan Sarah Shourd’un serbest bırakılması planının ertelendiğini bildirmişti. Amerikalı Sarah Shourd, Joshua Fattal ve Shane Bauer Irak sınırından yasadışı yollarla İran’a geçtikleri gerekçesiyle 2009 yılının Temmuz ayında tutuklanmıştı. Amerikalıların aileleri, yakınlarının tutuklandığı sırada Irak’ın kuzeyinde dağ gezisinde olduğunu kaydederken, Tahran yönetimi ABD vatandaşlarının sınırı yasadışı olarak geçtiğini ileri sürüyor. Washington, Tahran’ın tutukladığı Amerikalıların casus oldukları iddialarının ise asılsız olduğunu savunuyor. |
13.09.2010 |
HÖH liderine para cezası |
Üyelerİn çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu muhalif Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (DPS-HÖH) Genel Başkanı Ahmet Doğan’a milletvekili olarak bir yıldır parlamentoya gitmediği gerekçesiyle 27 bin 314 leva (yaklaşık 27 bin TL) para cezası kesildiği açıklandı. Bulgaristan Ulusal Radyosu (BNR), parlamentonun son bir yıllık çalışmasının devamsızlık rekorunun Doğan’da olduğunu bildirdi. Ülkede 2009 yılının Temmuz ayında yapılan son seçimden sonra kabul edilen parlamento çalışma tüzüğüne göre, ardı ardına gerekçesiz üç günlük devamsızlığı olan her milletvekilinin aylık maaşının üçte ikisi kesiliyor. Yüksek tirajlı 24 Saat gazetesi, 20 yıldır sadece milletvekili olarak çalışan Ahmet Doğan’ın son 4 yılda toplam 15 kez parlamento oturumlarına katıldığını kaydetti. Parlamentonun tasarruf fonuna aktarılan milletvekillerinin bir yıllık maaş kesintilerinin toplam bedeli 192 bin leva (yaklaşık 192 bin TL) oldu. Ana muhalefet Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin (BSP) lideri ve eski başbakan Sergey Stanişev’in maaşlarından 5 bin 827 leva (yaklaşık 5 bin 800 TL), hükümet yanlısı aşırı milliyetçi ve ırkçı ATAKA partisi lideri Volen Siderov’un maaşlarından yaklaşık 5 bin leva (5 bin TL) devamsızlık cezası kesildi. Parlamentonun en disiplinli milletvekili olarak gösterilen Güçlü Bulgaristan için Demokratlar (DSB) partisi lideri, eski başbakanlardan İvan Kostov’un maaşlarından sadece 163 leva (yaklaşık 160 TL) kesinti yapıldı. |
13.09.2010 |
Brezilya’da çiftlik köleleri kurtarıldı |
Brezİlya makamlarının, ülkenin güneydoğusundaki iki eyalette köle şartlarında tutulan 95 çiftlik işçisini kurtardıkları bildirildi. Resmî Agencia Brasil’in bildirdiğine göre, Rio de Janeiro eyaletinde bir şeker kamışı çiftliğinde 44 işçi kurtarıldı. İşçilerin temiz içme suyu ve hiçbir güvenlik ekipmanının bulunmadığı belirtildi. Minas Gerais eyaletinde de bir çilek üretim çiftliğinde benzer şartlardaki 51 işçinin kurtarıldığı kaydedildi. Çiftlik sahipleri hakkında tazminat ödemeleri istemiyle soruşturma açıldı. Brezilya’da hükümet 2002’de köleliği engellemek için bir proje başlatmıştı. Topraksız İşçiler Hareketinin (MST) yetkilileri geçen Mayısta yaptıkları açıklamada, 2008 yılında kölelik şartlarında yaşayan 5 bin 266 işçinin kurtarıldığını bildirmişler, ancak bunun 4 veya 5 katı işçinin daha olduğunu belirtmişlerdi. |
13.09.2010 |
Korsanlar Japon mürettebatı soydu |
Endonezya açıklarında seyreden bir Japon otomobil ulaştırma gemisine çıkan korsanlar, 19 mürettebatın değerli eşya ve parasını gasp etti. Japonya Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, korsanların daha sonra gemiden ayrıldığı olayda yaralanan olmadı. Olayın, bir Japon firmasının sahibi olduğu veya işlettiği gemilere bu yıl içerisinde korsanlarca düzenlenen 10’uncu saldırı olduğu kaydedildi. |
13.09.2010 |
Hollanda’da belediyeden göçmenlere iyi haber |
Amsterdam Belediyesi, Hollanda’da uzun bir süre ikamet eden göçmenlerin uyum kurslarını takip etme ve uyum sınavına girme zorunluluğuna gerek olmadığını bildirdi. Belediye, bu kesimin 1 Eylül’den itibaren kurslardan muaf olduğunu kaydetti. Belediyenin entegrasyondan sorumlu encümen üyesi Andree van Es, belirgin bir şekilde topluma uyum sağladıkları anlaşılanların, söz konusu kursları takip etmesinin gereksiz olduğunu dile getirdi. Encümen üyesinin sözcüsü tarafından Hollanda medyasına yapılan açıklamada da, uyum kurslarının ülkeye yeni gelenler ve henüz dile hakim olamayanlar için olduğuna işaret edildi. Belediyenin aldığı bu kararın, ulusal mevzuatlara aykırı olmadığı, kanunlarda yerel yönetimlere uyumla ilgili bazı hakların tanındığı belirtildi. Rotterdam Mahkemesi geçen ay, iki Türkün açtığı dâvâda, Hollanda’daki Uyum Yasasının, Türkiye ile AB arasında imzalanan Ortaklık Hukuku hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, uyum zorunluluğunun Türklere uygulanamayacağına karar vermişti. Uyum Bakanlığı bu karara karşı üst mahkemeye başvurmuştu. |
13.09.2010 |