Yurt Haber |
ÇİKOLATADA YAĞDAN KAYNAKLI SABUNUMSU TAT OLMAMALI |
Çikolata üzerinde parmak izi, böcek ve benzeri parça ve kalıntısı, küf bulunmamalı. Çikolata uygun muhafaza şartlarında 24 saat bekletildiğinde kırılabilir vasıfta olmalı, kırık yüzey homojen bir yapıda olmalı. Çikolata, tipine has tat ve kokuda olmalı, yağdan kaynaklanan sabunumsu, acımsı, yabancı tat ve koku, yabancı madde bulunmamalı. Ambalaj olarak, sağlığa zararlı olmayan ve çikolatanın özelliklerini koruyacak özellikte mevzuatına uygun malzemeler kullanılır. Kakao yağı dışında bitkisel yağ içeren çikolata mamullerinde bu durum, etiket üzerinde belirtilmeli. Çikolatalar doğrudan güneş ışığından korunmuş raflarda satışa sunulmalı. |
05.09.2010 |
Bayram alış verişinin standartları neler? |
Türk Standartları Enstitüsü (TSE), bayram alış verişinde şeker, çikolata, lokum, kahve ve kolonya alırken dikkat edilmesi gereken unsurlara ilişkin vatandaşları uyardı. TSE Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, ürün grupları itibariyle şu uyarılarda bulundu: Öğütülmüş kahveler, kendine özgü renk, tat ve kokuda, akıcı olmayan toz şeklinde olmalı. İçerisinde topaklar, yabancı maddeler, gözle görülebilir küfler bulunmamalı. Öğütülmüş kahveler ambalajlı olarak piyasaya arz edilmeli. Ambalaj malzemesi insan sağlığına zarar vermeyen ve öğütülmüş kahvenin niteliğini bozmayacak şekilde olmalı. Ambalajların ağzı rutubet almayacak, tad ve koku kaybına neden olmayacak şekilde kapatılmalı. Öğütülmüş kahve ambalajının kütlesi net en çok 2,5 kilogram’ı geçmemeli. AKİDE ŞEKERİNİN YÜZEYİNDE ISLANMA OLMAMALI Şeker parlak görünmeli. Yapıldığı veya çeşni olarak kullanılan meyve veya maddenin rengi belirgin olmalı. Şekerin kıvamı sert olmalı, yüzeyde ıslanma oluşmamalı. Tadı ve kokusu, çeşni veya meyveyle uyumlu olmalı. Akide şekeri, akide şekerini etkilemeyen veya akide şekerinden etkilenmeyen, insan sağlığına zararlı olmayan ve akide şekerinin özelliklerini bozmayan ambalajlarda piyasaya verilir. Akide şekerinin depolanmasında ve taşınmasında ambalajların ıslanmasından, nem çekmelerinden ve doğrudan güneş ışığı almalarından kaçınılmalıdır.
LOKUM, PARMAKLA BASTIRILDIKTAN SONRA ESKİ ŞEKLİNİ ALMALI Lokumun görünüşü, lokumun tipine özgü ve verildiği şekli korumuş olmalı, üzerinde veya içinde gözle görünür yabancı madde bulunmamalı. Lokumun dokusu, elastik yapıda olmalı, parmakla bastırıldıktan sonra eski şeklini alabilmeli, ağızda yumuşak ve kaygan olarak hissedilmeli. Lokumun tat ve kokusu tipine özgü olmalı, yabancı tat ve koku ihtiva etmemeli, çiğ nişasta lezzetinde olmamalı. Lokum ambalajlı olarak piyasaya arz edilir. Lokum, lokumun özelliklerini koruyacak nitelikte kâğıt, selofan, alüminyum, plâstik veya bunların birleşimlerinden yapılmış malzemelerle ambalajlanır. Lokumun depolanmasında ve taşınmasında ambalajın doğrudan güneş ışığı almasından ve ıslanmasından kaçınmalı. |
05.09.2010 |
KOLONYADA TORTU BULUNMAMALI |
KolonyanIn görünüşü berrak olmalı, içinde tortu, bulanıklık, yabancı cisim bulunmamalı. Kolonya Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının Kozmetik Yönetmeliğinde kullanılmasına müsaade edilen boyalar ile boyanabilir. Ancak limon kolonyasına hiçbir boya maddesi katılamaz. Limon kolonyasında, kullanılan esansa bağlı güneş ışığında solan hafif bir renk mevcut olabilir. Kolonya cam veya renksiz plastik şişelere veya plâstik bidonlara konmalı. |
05.09.2010 |
Kilimlerde ilginç desen isimleri |
Sİvas’In Gürün ilçesinde kök boyayla renklendirilen yün iplerle dokunan Başören Kilimlerine işlenen desenlere verilen ‘’Kurt İzi, Nik, Deli Melek, Tazı Kuyruğu, Sığır Sütü’’ gibi isimler dikkati çekiyor. Gürün Kaymakamlığı, Halk Eğitim Merkezinde açılan ‘’Başören Kilimleri Kursu’’ ile bölgedeki geleneksel kilim kültürünü yaşatmaya çalışıyor. Kök boyalarla renklendirilen yün iplerle dokunan Başören Kilimlerine işlenen desenlere verilen ilginç isimler dikkati çekiyor. ‘’Kurt İzi, Nik, Deli Melek, Tazı Kuyruğu, Sığır Sütü’’ gibi isimlerin kim tarafından verildiği ise bilinmiyor. Bu desen isimlerinin, geleneksel kültürün bir ürünü olduğu belirtiliyor. |
05.09.2010 |
Gündem arı ölümleri |
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Hacettepe Üniversitelerinde (HÜ), bu hafta başında düzenlenecek iki ayrı uluslararası konferansta, son yıllarda kaygıyla izlenen kovan kayıplarının sebepleri ile arı bilimi konuları, 39 ülkenin bilim insanları tarafından masaya yatırılacak. Bugün HÜ’de Arı Ölümlerini Araştırma Grubu’nun (COLOSS-Prevention of Honey Bee Colony Losses) 6. zirvesi başlayacak; ardından 7-9 Eylül tarihleri arasında ODTÜ’de 4. Avrupa Arı Bilimi Konferansı yapılacak. ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Kence, arıların tozlaşmaya katkısının önemine işaret ederek, ‘’Her yediğimiz üç lokmadan biri arılara bağlı. Besin zincirinde arıların yeri çok büyük. Tüm dünyaya ekonomiye de büyük katkısı olduğu yani Türkiye’de arıların ekonomiye milyarlarca dolarlık katkısı olduğu söyleniyor’’ diye konuştu. |
05.09.2010 |
KABİR ZİYARETLERİNİN ÖNEMİ |
Saygılı, bayramlarda vefat eden akraba mezarlarını ziyaret etmenin vefa ve fani olma duygusunu aşılayacağını, böylece hırs, tamah, kıskançlık, çekememezlik ve düşmanlık gibi yıpratıcı duyguların erozyona uğrayacağını anlatarak, herkesin yapı olarak sevecen, anlayışlı ve merhametli bir hale geleceğini kaydetti. Bayramların çocuklar için ayrı bir öneminin olduğunu dile getiren Sefa Saygılı, ‘’Bayramlarda, geniş aile fertlerinin bir araya gelmesi, çocukların büyüklerinden hediye ve harçlık almaları bugünü anlamlı kılar’’ diye konuştu. Prof. Dr. Saygılı, bayramları geleneğine ve önemine uygun olarak yaşamanın, son yıllarda ihtiyaç duyulan barış ve kardeşlik havasını arttıracağını, aile, akraba ve yakınların huzur ve mutluluk bulacağını söyledi. |
05.09.2010 |
Kur’ân-ı Kerim hayatımıza rehberlik etmeli |
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Kur'ân'ın indiği her gönülün, Kur'ân'ın rehberlik ettiği her hayatın değerli olduğuna işaret ederek, “Kur’ân’ın insanlık âlemine inmesinden öte, onun gönül dünyamıza inmesi ve davranışlarımıza yansıması önemlidir” dedi. Bardakoğlu, Kadir Gecesi dolayısıyla yayınladığı mesajda, bu gecede yaratılış bilgisinin ders kitabı ve bütün kâinatın ve varoluşun özeti olan Kur’ân’ın indirildiğini belirtti. Kur’ân'ı yaşamalıyız DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Kur’ân’ın indiği her gönülün, Kur’ân’ın rehberlik ettiği her hayatın, Kadir Gecesi kadar değerli olduğuna işaret ederek, ‘’Kur’ân’ın insanlık âlemine inmesinden öte, onun gönül dünyamıza inmesi ve davranışlarımıza yansıması önemlidir’’ dedi. Bardakoğlu, bu akşam kutlanacak Kadir Gecesi dolayısıyla yayımladığı mesajda, bu gecede yaratılış bilgisinin ders kitabı ve bütün kâinatın ve varoluşun özeti olan Kur’ân’ın indirildiğini belirtti. Kadir Gecesi’nin, Kur’ân’ın övdüğü, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, duâ ve tövbelerin kabul edildiği kutlu bir gece olduğuna işaret eden Bardakoğlu, değeri Kur’ân’a dayanan bu gecenin kadir ve kıymetinin bilinmesinin ve bu kutlu geceden istifade edilmesinin, ancak Kur’ân’a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mânâ ikliminde yol almakla, hayatın peygamber kılavuzluğuyla yaşanıp yaratılanın yaratandan ötürü sevilmesiyle mümkün olacağını vurguladı. Yüce Rabbimizin insanlığa bir rahmet kapısı, bir umut pınarı olarak bahşettiği Kadir Gecesi’nin aynı zamanda, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, günahlardan arınma, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dileme zamanı olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, “Sevgili Peygamberimizin bu mübarek gece ile ilgili olarak, ‘kim inanarak ve sevabını Yüce Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır’ müjdesi ve bizlere öğrettiği ‘Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet’ duâsı, bizler için günahlardan arınmaya vesile olacak büyük bir fırsattır’’ dedi. Bardakoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: ‘’Artık her türlü hırs, kişisel çekişme ve kavgalarımızdan uzak duralım. Fanilerin geçici memnuniyetini değil, baki olan Rabbimizin hoşnutluğunu esas alalım, gösteriş ve desinler diye değil inandığımız gibi yaşayalım ve davranalım. Özümüz sözümüz, içimiz dışımız bir olsun. İhtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında hayatını sürdürmek zorunda kalan insanlarımızın maddî ve manevî yardımlarına koşarak sıkıntılarını paylaşmaya, acılarına ortak olmaya çalışalım. Bu vesile ile geçtiğimiz günlerde Pakistan’da meydana gelen sel felâketine maruz kalan kardeşlerimiz için de duâ edelim, madden ve manen onların yanında olalım.” |
05.09.2010 |
Bayramda, köprü ve otoyollar ücretsiz |
RAMAZAN Bayramı süresince, köprü ve otoyol geçişleri ile belediyelerin toplu taşıma hizmetleri ücretsiz olacak. Bakanlar Kurulunun konuya ilişkin kararı, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Karara göre, Ramazan Bayramı tatili dolayısıyla 8 Eylül 2010 Çarşamba günü saat 00.00’dan başlayarak 12 Eylül 2010 Pazar günü saat 24.00’a kadar otoyollar ve Boğaz köprülerinden geçişlerden ücretsiz yararlanılacak. Karar uyarınca, 9 Eylül 2010 Perşembe günü saat 00.00’dan başlayarak 11 Eylül 2010 Cumartesi saat 24.00’e kadar belediyelerle bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmeti de ücretsiz olacak. |
05.09.2010 |
NT, bugün 4 bin Kur’ân-ı Kerim dağıtacak |
NT Mağazaları, Kur’ân-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı Kadir Gecesi, 4 bin Kur’ân-ı Kerim hediye edecek. Yapılan açıklamaya göre, düzenlenen kampanyayla elde edilen Kur’ân-ı Kerimler, Hz. Muhammed’in ‘’Oku’’ emrine muhatap olduğu ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi hürmetine bugün dağıtılacak. |
05.09.2010 |
Yeni sezon palamutlar 10 lira |
KASTAMONU'NUN İnebolu ilçesinde, av sezonunun açılmasıyla birlikte denize açılan balıkçılar, palamut bolluğu ile karşılaştı. 1 kilogramlık palamutlar, 10 liradan satılıyor. 1 Eylül’de av sezonunun başlamasına rağmen hava şartları dolayısıyla denize açılamayan balıkçılar, havaların düzelmesiyle ağlarını atmaya başladı. Karadeniz’de ‘’Vira Bismillah’’ diyen İnebolulu balıkçıların yüzü ağlardaki palamutlarla güldü. Balıkçılar evlerine beklentilerinin üzerinde balıklarla döndü. Balıkçı tezgâhlarını dolduran palamutların iriliği ise dikkat çekti. Ağırlığı 800 gram ile 1 kilogram arasında değişen palamutlar 7,5 ile 10 TL’den satışa sunuldu. |
05.09.2010 |
İstanbul’da bayram namazı 07.19’da kılınacak |
Ramazan Bayramı namazı Ankara’da 07.04, İstanbul’da 07.19 İzmir’de 07.27, Iğdır’da 06.19, Çanakkale’de ise 07.30’da kılınacak. Diyanet İşleri Başkanlığından alınan bilgiye göre, illerdeki bayram namazı saatleri şöyle: ‘’Adana: 06.55, Adıyaman: 06.43, Afyonkarahisar: 07.14, Ağrı: 06.23, Aksaray: 07.00, Amasya: 06.52, Ankara: 07.04, Antalya: 07.14, Ardahan: 06.24, Artvin: 06.28, Aydın: 07.25, Balıkesir: 07.24, Bartın: 07.06, Batman: 06.32, Bayburt: 06.35, Bilecik: 07.15, Bingöl: 06.34, Bitlis: 06.27, Bolu: 07.09, Burdur: 07.15, Bursa: 07.19, Çanakkale: 07.30, Çankırı: 07.01, Çorum: 06.56, Denizli: 07.20, Diyarbakır: 06.35, Düzce: 07.11, Edirne: 07.29, Elazığ: 06.39, Erzincan: 06.38, Erzurum: 06.30, Eskişehir: 07.13, Gaziantep: 06.47, Giresun: 06.42, Gümüşhane: 06.37, Hakkâri: 06.21, Hatay: 06.52, Iğdır: 06.19, Isparta: 07.14, İstanbul: 07.19, İzmir: 07.27, Kahramanmaraş: 06.48, Karabük: 07.05, Karaman: 07.03, Kars: 06.23, Kastamonu: 07.00, Kayseri: 06.54, Kilis: 06.48, Kırıkkale: 07.01, Kırklareli: 07.26, Kırşehir: 06.59, Kocaeli: 07.16, Konya: 07.06, Kütahya: 07.16, Malatya: 06.43, Manisa: 07.26, Mardin: 06.33, Mersin: 06.58, Muğla: 07.23, Muş: 06.30, Nevşehir: 06.57, Niğde: 06.57, Ordu: 06.44, Osmaniye: 06.51, Rize: 06.33, Sakarya: 07.14, Samsun: 06.50, Siirt: 06.28, Sinop: 06.54, Sivas: 06.47, Şanlıurfa: 06.41, Şırnak: 06.26, Tekirdağ: 07.25, Tokat: 06.49, Trabzon: 06.36, Tunceli: 06.38, Uşak: 07.18, Van: 06.22, Yalova: 07.18, Yozgat: 06.56, Zonguldak: 07.08’’ KKTC’nin başşehri Lefkoşa’da ise bayram namazı saat 07.03’de kılınacak. |
05.09.2010 |
Diyaliz hastası sayısı 2020’de 100 bini aşacak |
Fresenius Medical Care (FMC) Başkan Yardımcısı Alp Özkan, Türkiye’de diyaliz tedavisi gören hasta sayısının 2020 yılında 100 bini aşacağını savundu. FMC Başkan Yardımcısı Özkan, düzenlediği iftar yemeğinde ekonomi ve sağlık basını ile biraraya geldi. Toplantıda konuşan Özkan, Türkiye’de diyaliz tedavisi gören hasta sayısının 55 bini aştığını kaydetti. Özkan, “Yanlış beslenme, sağlıksız hayat şartları, şeker ve yüksek tansiyon hastası sayısındaki artışın böbrek yetersizliğini de tetiklemesi sonucu diyaliz hastası sayısı giderek artıyor. Göstergeler Türkiye’deki diyaliz hastası sayısının 2020 yılında iki katına ulaşacağını gösteriyor. Bunun ekonomiye ve devlete oluşturacağı ilâç dahil toplam maliyet de 2020’de 2 milyar doları aşabilecektir” dedi. FMC’nin kilometre taşlarına da değinen Özkan, 2010’da, Fresenius Medical Care’nin Türkiye’de faaliyet gösteren 4 şirketi ve 2 binin üzerinde personeli ile Türkiye’nin her yerinde diyaliz sektörüne hizmet verdiğini söyledi. FMC’nin Türkiye çapında işlettiği 50 klinikte 5 bin 500 hemodiyaliz hastasına hizmet sunduğunu kaydeden Alp Özkan, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle aynı anda Türkiye’de de evde hemodiyaliz tedavi hizmeti sunduklarını belirtti. |
05.09.2010 |
Tarım işçilerinin keyfi yerinde |
ŞANLIURFA'dAN Karaman’a tarlalarda çalışmak üzere gelen ve derme çatma çadırlarda kalan tarım işçilerinin hayat standartları Karaman Valiliğinin yaptığı çalışmayla yükseltildi. Merkeze bağlı Kılbasan beldesinde Karadağ’ın eteklerinde kendi imkânlarıyla kurdukları çadırlarda elektrik ve su olmadan yaşamaya çalışan tarım işçileri, bölgede yaşanan sel sonrası sıkıntılı günler geçirdi. Karaman Valisi Süleyman Kahraman, sel sonrası harekete geçerek, çadırda yaşayan işçilerin şartlarının düzeltilmesi için çalışma başlattı. İlk olarak çadırlarda yaşayan tarım işçileri, geniş çaplı bir sağlık taramasından geçirildi. Daha sonra, işçilerin İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan elektrik ve su imkânı sunulan 24 adet çadıra yerleşmeleri sağlandı. Çadırların kurulduğu alana yerleştirilen 6 adet prefabrikelerde işçilerin her ihtiyacı düşünüldü. İçerisinde banyo ve tuvalet gibi temel ihtiyaçların yanı sıra güneş enerjisi, çamaşır makinesi, buzdolabı ve ocak bulunan prefabrikeler işçilerin hizmetine sunuldu. Çadırda yaşayan ve yıllardır geçimini bu şekilde sağladığını belirten tarım işçisi Abdüllatif Acar, Valiliğin yaptığı çalışmayla hayat standartlarının yükseldiğini belirterek, ‘’Şimdi çadırlarımız çok güzel. Artık banyo yapabiliyoruz. Daha önce günlerce banyo yapamıyorduk. Hasta oluyorduk. Çamaşırlarımız doğru dürüst yıkanmıyordu. Yemek pişirmekte zorlanıyorduk. Elektrik olmadığı için dünya ile ilişkimiz kesiliyordu. Daha iyi ortamlarda yaşamak iş performansımızı da artırdı’’ dedi. |
05.09.2010 |