Aile-Sağlık |
Demek ki sigarasız oluyor! Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akkaya, Ramazan ayının sigarayı bırakmada etkin rol oynadığını belirterek, sigara tiryakilerinin bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmelerini istedi. Prof. Dr. Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigarayı bırakmayı düşünen veya sigaranın zararlarını hissetmeye başlayan kişiler için Ramazan ayının bir fırsat olduğunu belirtti. İnsanların Ramazan ayında oruç tutarak, sigaradan da uzak kalabildiklerini hatırlatan Prof. Dr. Akkaya, bunu devamlılık haline getirerek, insanların sigaradan kurtulabileceklerini kaydetti. SDÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine bağlı ‘’Sigarayı Bıraktırma Polikliniği’’ne Ramazan ayında başvuran hasta sayısının arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Akkaya, insanların sigarasız da hayatın devam ettiğini Ramazan ayında daha rahat görebildiklerini ve bu doğrultuda yardımcı unsur için polikliniğe başvurduklarını söyledi. Herşeye rağmen sigara kullanımına devam edenlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Akkaya, ‘’Günde 16-17 saat oruç tutuyorsunuz ve bu süre içinde sigara içmiyorsunuz. Demek ki siz sigarasız da yapabiliyorsunuz. İşte kendinizde uyandırmanız gereken en önemli bilinç bu’’ diye konuştu. Ramazan ayında sokaklarda elinde sigara ile dolaşan insan sayısının da azaldığına işaret eden Prof. Dr. Akkaya, bunun da önleyici bir etken olduğunu kaydetti. Reklâmların bulaşıcı bir hastalık gibi işlev gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Akkaya, şu bilgileri verdi: ‘’Son günlerde sigaranın zararları konusunda yayınlanan reklâmların, sigara kullanımını azalttığını düşünüyoruz. Çünkü reklâmlar sigaranın zararlarını anlatıyor. Bir dönem çizgi film kahramanı Red Kit’in ağzında bulunan sigaranın yerini artık çiçek aldı. Sigarada en tehlikeli durum özendirmedir. Bunun önüne geçildiği takdirde sigara kullanımında da azalma olacaktır. Nitekim son günlerde bunu görmekteyiz.’’ ‘’Dumansız Hava Sahası’’ çalışmalarının da sigara kullanımında azalmayı sağladığına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Akkaya, kapalı ortamlarda sigara kullanımının yasaklanması ile birlikte insanların açık alanlara çıkmaya zorlandıklarını ve zaman zaman kısıtlamalardan dolayı da sigarayı bırakanların olduğunu bildirdi.
SİGARAYI BIRAKMA TEDAVİSİ
SİgarayI bırakmak için polikliniğe gelenlerle önce karşılıklı konuştuklarını ifade eden Prof. Dr. Akkaya, bu konuda kararlı olanları ikna ettiklerini kaydetti. Hasta sigarayı bırakmaya karar verdikten sonra tedavi sürecine geçildiğini anlatan Akkaya, kendisine 48 saat uygulanan nikotin plasteri ya da nikotin sakızları verdiklerini belirtti. Bu yöntemle vücudun istediği nikotini bu şekilde salgıladıklarını söyleyen Akkaya, hastanın sigaradan uzaklaştırıldığını vurguladı. Tedavi sürecinde ilk 6 ayın çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Akkaya, ‘’Hastayı ilk 6 ay takipte tutuyoruz eğer bu süre zarfında sigaraya dönüş yaptığında tedaviye yeniden başlıyoruz. Hastayı önce kafada sigarayı bırakması için ikna ediyoruz ve tedavi yöntemlerini uyguluyoruz’’ diye konuştu. Tedavi süresinde hastada uykusuzluk, korku, sıkıntı, bunaltı, terleme gibi psikolojik etkenlerin ortaya çıkabildiğini aktaran Akkaya, sosyal faaliyetlerle de bunların atlatılabildiğine işaret etti. |
02.09.2010 |
Erkek kısırlığının başlıca sebebi varikosel KadIn Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt, erkeklerde kısırlığa sebep olan varikosel hastalığı hakkında bilgi verdi. Henüz birkaç sene öncesine kadar ülkemizde bebek sahibi olamayan çiftlerde problemin çoğunlukla kadında olduğunu düşünüldüğünü belirten Dr. Bayazıt, ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre infertilite (kısırlık) vak'alarının yaklaşık üçte biri erkek faktörüne bağlı olduğunu ve erkek infertilitesi vak'asında en sık görülen sebeplerin başında varikosel geldiğini kaydetti. Dr. Numan Bayazıt “Varikosel ve kısırlık ilişkisi” ile ilgilili bilgi verirken, “Varikosel, skrotum adı verilen yumurtalık torbalarında ve yumurtalıkların etrafında oluşan genişlemiş varisli damarlardır. Bu rahatsızlık her iki testiste de görülebilir. Ancak anatomik komşulukları dolayısı ile sol testiste görülme oranı % 85, sağ testiste görülme oranı ise % 15 civarındadır. Bir taraftaki varikosel genellikle diğer testisi de etkilemektedir” dedi. Normal popülasyonda erkeklerin %10- 20’sinde, infertil erkeklerin ise % 60’ın da varikosel olduğunu ifade eden Dr. Bayazıt, “Varikosel sol tarafta daha sık görülür. Her 6 erkekten 1’inde belirlenen bu durum çoğu zaman hiçbir belirti vermez. Ancak bazen aşağıdaki belirtiler görülebilir: -Testislerde ağrı -Testislerde küçülme -Testislerde dolgunluk hissi -İnfertilite (kısırlık) -Gözle görülebilen genişlemiş damarlar -Ele gelen genişlemiş damarlar” şeklinde konuştu. Dr. Bayazıt, varikoselin testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların genişleyip varisleşmesi olduğunu açıklarken, “Varisleşmiş bu damarların içlerinde bulunan ve kan dolaşımının tek yöne doğru olmasını sağlayan kapakçıklar işlevlerini kaybettikleri için kirli kanın testislere doğru geri akmasına mani olamazlar. Bu durum testislerde ısı ve toksik madde artışına sonuçta sonuçta da sperm üretiminde aksaklıklara neden olabilmektedir” dedi. |
02.09.2010 |
Yenilenmiş grip aşıları satışta Yenİlenmİş grip aşılarının eczanelerde satışa sunulmaya başlandığı, aşının havalar soğuyup grip etkisini göstermeye başlamadan yaptırılması gerektiği bildirildi. Adana Eczacı Odası Başkanı Burhanettin Bulut, Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) her yıl bir önceki yılda en çok karşılaşılan virüsleri inceleyerek grip aşılarının muhtevasını yenilediğini belirtti. Bu yıl da geçen yıl en sık rastlanan virüsler göz önünde bulundurularak aşının yenilendiğini ifade eden Bulut, bu sezonun grip aşılarının, eczanelerde satışa sunulmaya başlandığını bildirdi. Grip aşısının yapıldıktan sonra hemen etkisini göstermediğini ifade eden Bulut, şöyle devam etti: ‘’Gribin havaların soğuduğu dönemlerde daha sık rastlandığını göz önüne alırsak, aşı yaptırmak için şu an uygun dönem içerisindeyiz. Havalar soğuyup, grip etkisini göstermeye başlamadan aşı yaptırılmalı.’’ Bulut, iki farklı firma tarafından piyasaya sunulan grip aşısının 11 lira 84 kuruşa satıldığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Aksu da, havaların soğuduğu aylarda kapalı yerlerde daha fazla zaman geçirildiğini belirterek, buna bağlı olarak solunum yoluyla bulaşan grip ve nezle gibi enfeksiyon hastalıklarında artış yaşandığını kaydetti. Gripten korunmak için bu hastalığa yakalanmadan önce tedbir alınması gerektiğini anlatan Aksu, hastalığın henüz yayılmaya başlamadığını, bu sebeple 2-4 hafta içerisinde etkisini gösteren grip aşısını yaptırmak için en uygun dönemde olunduğunu söyledi. Akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, şeker ve kanser gibi kronik hastalığı bulunanların risk grubu içinde yer aldığının altını çizen Aksu, özellikle bu gruba girenlerin aşı yaptırmaları gerektiğini kaydetti. Kronik hastaların yanı sıra öğrenci, öğretmen, sağlık personeli gibi kalabalık ortamlarda çalışanların da gribe yakalanma ihtimali yüksek kişiler arasında bulunduğunu ifade eden Aksu, alınacak tedbirleri şöyle anlattı: ‘’Gribe karşı aşı yaptırmak etkili bir yöntemdir ancak tek başına yüzde 100 etkili olmaz. Bunun yanında eller sürekli olarak yıkanmalı. Kış aylarında kalabalık ortamlardan mümkün olduğu kadar kaçınılmalı. Gripten korunmak için selâmlaşmalarda öpüşmekten vazgeçilmeli. Eğer bulunulan ortamda gripli bir kişi varsa, aynı eşyaları kullanmamaya özen gösterilmeli.’’ |
02.09.2010 |
El yıkama jeli, artık kozmetik değil, biyosidal ürün AmbalajInda, reklâmında ve tanıtımında ‘Antibakteriyel’ ibaresi kullanılan sabun, el yıkama sıvısı ve el temizleme jeli gibi ürünlerin, biyosidal ürün olarak değerlendirileceği bildirildi. Sağlık Bakanlığı İlâç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, ambalajında, reklâmında ve tanıtımında antibakteriyel olduğu ifadesi bulunan temizlik ürünlerinin kozmetik değil, biyosidal ürün kapsamında değerlendirileceği belirtilerek, şu görüşlere yer verildi: ‘’Kozmetik Kanunu ve Kozmetik Yönetmeliği’ndeki ‘kozmetik ürün’ tanımı, insan vücudunun epiderma, tırnaklar, kıllar, saçlar, dudaklar ve dış genital organlar gibi değişik dış kısımlarına, dişlere ve ağız mukozasına uygulanmak üzere hazırlanmış, tek veya temel amacı bu kısımları temizlemek, koku vermek, görünümünü değiştirmek ve/veya vücut kokularını düzeltmek ve/veya korumak veya iyi bir durumda tutmak olan bütün preparatlar veya maddeleri ifade eder’ şeklindedir. Biyosidal Ürünler Yönetmeliği’ndeki ‘biyosidal ürün’ tanımı ise ‘Bir veya birden fazla aktif madde içeren, kullanıma hazır halde satışa sunulmuş, kimyasal veya biyolojik açıdan herhangi bir zararlı organizma üzerinde kontrol edici etki gösteren veya hareketini kısıtlayan, uzaklaştıran, zararsız kılan, yok eden aktif maddeleri ve müstahzarları ifade eder’ şeklindedir. Bu durumda sabun, el yıkama sıvısı, el temizleme jeli gibi ürünler ‘kozmetik ürün’ kapsamında olmakla birlikte söz konusu ürünlerin ambalajında, reklâmında ve tanıtımında ‘Antibakteriyel’ ibaresi kullanılır ise biyosidal ürün olarak değerlendirilecektir.’’ |
02.09.2010 |
Obezite ilâcının etken maddesi, akciğer kanserine umut olabilir ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, obezite tedavisinde kullanılan bazı ilâçların etken maddesinin, sigara içmiş kişilerde akciğer kanserine yakalanma riskini azaltabileceği ortaya çıktı. ABD’nin Philadelphia şehrindeki Ulusal Kanser Enstitüsü’nden Philip Dennis ve ekibinin yaptığı araştırma, obezite tedavisinde kullanılan bazı ilâçların etken maddesi olan metforminin, tütündeki kanser yapıcı madde NNK’ya maruz kalan farelerde akciğer tümörlerinin sayısını azalttığını gösterdi. Metforminin ağızdan verildiği farelerde tümörler yüzde 40-50, iğne ile verilenlerde yüzde 72 azaldı. Bilimadamları, bu sonuçların ışığında, akciğer kanserine yakalanma riski yüksek olan sigara içenlerde metforminin koruyucu ilâç tedavisindeki etkisini incelemek üzere klinik araştırmalar yapmayı planlıyor. Daha önce yapılan araştırmalarda metforminin, kinaz protein denilen bir enzimi etkin hale getirdiği görülmüştü. Bu enzimin, akciğer tümörlerinde hücrelerin artışı ve yaşamasını düzenleyen mTOR proteinini engellediği biliniyor. Araştırmanın ayrıntıları “Cancer Prevention Research” dergisinin bu ayki sayısında yer alıyor. |
02.09.2010 |
Ramazan’da Türk tatlıları Kenton’dan Türk damak tadına en uygun hazır tatlıları üretmeyi ve geleneksel lezzetleri nesilden nesile sürdürmeyi ilke edinen Kenton, yeni çeşitler ekleyerek zenginleştirdiği Geleneksel Türk Tatlıları Serisi’yle, Ramazan ayında bütün aileyi bir araya getiriyor. Kolayca hazırlanabilen ürünleriyle, ev hanımlarına ve çalışan kadınlara pratik çözümler sunan Kenton, Geleneksel Türk Tatlıları Serisi’nin yeni lezzetleri Sütlaç, İrmik Helvası, Muhallebi ve İrmik Tatlısı ile Ramazan sofralarınızı şenlendiriyor. Bu ürünlerin yanı sıra Türk mutfağının en beğenilen tatlılarından, Sakızlı Muhallebi, Keşkül, Revani ve Kazandibi’yi de Türk damak tadına uygun olarak Kenton uzmanlığıyla bir araya getiren seri, geleneksel lezzetlerden vazgeçemeyenler için mükemmel bir alternatif oluşturuyor. Yüzde 100 yerli sermayeli Hayat Gıda A.Ş.’nin Sultanlar Grup güvencesiyle üreterek Türk halkının beğenisine sunduğu bir marka olan Kenton’un portföyünde, Geleneksel Türk Tatlılarının yanı sıra, puding, bitkisel jöle, kabartma tozu, şekerli vanilin, krem şanti, pasta kreması, sıcak içecek tozu, pudra şekeri, pirinç unu, kakao, nişasta, karbonat ve baharat karışımlarına da yer veriyor. |
02.09.2010 |
Anız yangınları sağlığı etkiliyor OSMANİYE’NİN Kadirli ilçesinde anız yangınları hava kirliğine sebep oluyor. Son yıllarda Çukurova bölgesinde mısır ekim alanları artmaya başlamasıyla birlikte anız yangınları sayısı da arttı. Son bir haftadır ilçenin her tarafını saran yangın kokusu, evlerin içine kadar giren Yangın külleri insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Ziraat Mühendisi ve Serbest Tarım Danışmanı İsmet Soytorun, “Mısır hasatıyla başlayan anızın yakılması insan sağlığını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Mısır gibi çok daha fazla anızı ve kökü olan bir bitkinin sap, saman ve koçanların yanması ile Kadirli’de duman ve külleri, fazla kişinin yaşamı olumsuz yönde etkilemeye başladı” dedi. |
02.09.2010 |