27 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

TERÖRLE MÜCADELE METODU DEĞİŞMELİ

Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir “Güneydoğu, terör ya da Kürt sorunu, nasıl isimlendirirseniz isimlendirin, aynı sorun. Ortada, varsayalım ki bir hasta var. Ona bir ilâç veriliyor. 1980’li yılların başından beri aynı ilâç veriliyor. İlâç sorunu çözmediği gibi yan etkileri de felâkete yol açıyor. İlâcın dozu her sene arttırılıyor, ama iyileşme yok. Tam tersine hasta gitmek üzere. İlâcı değiştirsek nasıl olur?” diye konuştu.

ÇÖZÜMÜ İSTEMEYEN TARAFLAR VAR

Terörle mücadele konusunda askerlerin bir dediğinin iki edilmediğini, istedikleri silâhın alındığını, istedikleri metodların uygulandığını hatırlatan Özdemir, “Farklı metodlar denense, şeffaf, güler yüzlü bir devlet karşılarına çıksa, belki o insanlar da şaşıracak. Belki sorunun çözümü kolaylaşacak. Çözümü istemeyen tarafların olduğu belli. Bu işten ekmek parası kazananların olduğunu görmemek için beyinsiz olmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Terörle mücadelede yöntem değışsın ALMAN Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, teröre karşı 30 yıldır aynı yöntem uygulandığını buna rağmen sorunun hâlâ Türkiye’nin karşısında olduğunu ve çözülemediğini belirterek, “Farklı metotlar denense, o insanlara şeffaf bir devlet, güleryüzlü bir devlet ortaya çıksa, belki o insanlar da şaşıracak ve sorunun çözümü kolaylaşacak” dedi. Özdemir, turizm sektöründe faaliyet gösteren tourexpi.com’un düzenlediği ‘’Tourexpi Diyalog’’ adlı sohbet toplantısında, turizmciler, iş adamları ve gazetecilerle sohbet etti. Cem Özdemir bir soru üzerine, ‘’Güneydoğu sorunu, Kürt sorunu’’ ya da ‘’terör sorunu’’ olarak adlandırılan sorun hakkında genel bir şeyler söylemek istediğini ifade etti. Özdemir, şu görüşleri dile getirdi: ‘’Ortada varsayalım bir hasta var. O hastaya bir ilâç veriliyor. 80’li yılların başından beri hep aynı ilâç veriliyor. İlâç, sorunu çözmediği gibi, yan etkileri de felâkete yol açıyor. Ne yapılıyor? İlâcın dozajı her seferinde biraz daha yükseltiliyor. İyileşme yok. Tam tersine hasta bitmek üzere. İlâcı değiştirsek peki nasıl olur? Bu soruyu sormakta yarar görüyorum. Askerlerin bir dediği iki edilmedi. İstedikleri silahlar alındı, istedikleri metotlar kullanıldı. Sonuç; aynı sorun hâlâ Türkiye’nin karşısında ve hâlâ çözülmüyor. Tam tersine gençler gereksiz yere dağa çıkıyor. Keşke bu gençler üniversiteye gönderilseler. Farklı metotlar denense, o insanlara şeffaf bir devlet, güleryüzlü bir devlet ortaya çıksa, belki o insanlar da şaşıracak ve sorunun çözümü kolaylaşacak. Çözümü istemeyenlerin olduğu basbayağı belli. Ve bu işten ekmek parası kazananların olduğunu görmemek için beyinsiz olmak gerekiyor. Bunlar da ellerinden gelen her şeyi yapacak doğal olarak, bu işin devam etmesi için. Soru çok basit; bu işin devam etmesini istiyor mu insanlar yoksa istemiyor mu? İstiyorlarsa o zaman ‘bu iş silâhla devam eder’ yolu doğru bir yol. O zaman bu iş bir asır daha devam etsin. Eğer bitmesini istiyorlarsa insanlar, askerlerin ölmelerini istemiyorlarsa asla ve asla bu metotla bu iş olmayacak. Bunu görmemek için gözleri kapatmak lazım. Başka metotlar denenmeli. İnsanların gönlünü kazanarak, o insanları bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı yaparak bu iş çözülebilir. Denenmiş yoldur başka ülkelerde ve her zaman başarılı oldu. Askeri yöntemler de denendi ve her zaman başarısız oldu. Bu kadar basit.’’ AB YOLUNDA SONUÇTAN ÇOK, SÜREÇ ÖNEMLİ DIŞARDAN bakan birisi olarak Türkiye’nin geleceğini pozitif olarak gördüğünü ifade eden Cem Özdemir, “Türkiye birçok eksikle iyi gidiyor. İleriye baktığımda hiç de karamsar değilim” dedi. Türkiye’nin, AB macerasında sonuçtan çok sürecin önemli olduğunu ifade eden Özdemir, süreçte, üyelikle sonuçlanmasa bile Türkiye’nin kendisini disipline etmiş olacağını savundu. Ondan sonra AB’ye üye olup olmamanın Türkiye için çok önemli olmayacağını ileri süren Özdemir, “Türkiye, Norveç modelini seçebilir. Referandumu sadece Fransa yapacak değil ya, belki siz de yaparsınız” değerledirmesinde bulundu. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’ye uyguladığı vize için ‘ayıp’ tanımlaması yapan Özdemir, 2013’de iktidara geldiklerinde bu ayıbı temizleyeceklerini söyledi.

27.08.2010


 

Koşaner de statüko yanlısı

30 Ağustos’ta genelkurmay başkanlığı görevini devralacak olan Org. Işık Koşaner devir-teslim konuşmasında medyayı suçladı.

Kara kuvvetlerinin gücünün temelini ‘’Mehmetçik’’in oluşturduğunu vurgulayan Koşaner, hiçbir fedakârlıktan kaçmadan görev yapan Mehmetçiğin yerini doldurabilecek başka bir personel olamayacağını, bir an önce ‘tek tip’ askerlik uygulamasına geçilmesi gerektiğini belirtti. Koşaner’in konuşmaları statükonun süreceği yönünde yorumlara sebep oldu. Koşaner de statüko yanlısı GENELKURMAY Başkanlığına atanan Orgeneral Işık Koşaner, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada statükonun süreceği mesajını verdi. Orgeneral Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini törenle Orgeneral Erdal Ceylanoğlu’na devretti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargahındaki törende konuşan Koşaner, bir an önce ‘tek tip askerlik’ uygulamasına geçilmesi gerektiğini savunarak, ‘’Vatan hizmetinin herkes için eşit şartlarda yapılması, ayrıca eğitimli insan gücümüzden daha uzun süre ve daha etkin şekilde yararlanılmasına imkân yaratılması önem arz etmektedir’’ dedi. Üç yıl önce başlatılan komando tugaylarının profesyonel hale getirilmesini öngören projenin tamamlandığını hatırlatan Orgeneral Koşaner, ‘’Bu kapsamda, Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki 5 komando tugayının, operasyonlarda görev alan komando kol unsurlarının tamamı uzman erbaşlardan oluşacak şekilde yapılandırılmıştır’’ diye konuştu. Koşaner, 10 haftalık temel ve ihtisas eğitimini tamamlayan erbaş ve erlerin, birliklerine katıldıklarında ayrıca 3 hafta süreli intibak eğitimi aldıklarını, askerlik süresince de eğitim çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ‘’Erbaş ve erlerin çok kısa bir eğitimden sonra göreve gönderildikleri’’ şeklindeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını savundu. “MÜCADELEDE SİLÂHLI GÜÇ OLMADAN BAŞARI OLMAZ” TÜRKİYE'NİN bütünlüğünü ve ulusun birlikteliğini hedef alan bölücü terör örgütüne karşı, yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde yürütülen mücadeleye azim ve kararlılıkla devam edilmiş ve edilmekte olduğunu vurgulayan Orgeneral Koşaner, şunları kaydetti: “Birlik ve beraberliğimizi tehdit eden, insanlarımızın can güvenliğini tehlikeye atan ve zulmeden, ülkemizin gelişmesi ve kalkınmasını engelleyen, sayısız cinayetler işleyen, yasalarımızı hiçe sayarak devletin meşru güvenlik güçlerini hedef alan eli silahlı insanlar ülkemizin dağlarında bulunduğu sürece bu mücadele devam edecektir. Bunun bir başka alternatifi de söz konusu değildir. Mücadelenin sadece silahlı güçle yapılmasının yeterli olmayacağı, başka alanlarda da tedbirler alınmasının gerektiği herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Ancak mücadelenin silahlı güç kullanmadan başarıya ulaşması da mümkün değildir.”

27.08.2010


 

Hanefi Avcı merkeze alındı

Son günlerde ‘Haliçteki Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat’ isimli kitabıyla gündeme gelen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, İçişleri Bakanlığınca merkeze alındı.

Karar öncesinde ntv'ye konuşan Avcı, merkeze alınmak için dilekçe verdiğini söylemişti. Hanefi Avcı merkeze alındı Eskişehİr Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, talebi üzerine merkeze alındı. Alınan bilgiye göre, Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğüne dilekçeyle başvurarak, merkeze alınmasını talep etti. Avcı’nın dilekçesi, önceki gün Emniyet Genel Müdürlüğüne ulaştı. Avcı’nın merkeze alınmasıyla ilgili kararname dün Başbakanlık’a sevk edildiği bildirildi. “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitaba ilişkin NTV’de açıklamalarda bulunan Avcı, “Bu dilekçeyi tamamen kendi irademle verdim. Herhangi bir kimseden, idareden veya herhangi bir yerden tehdit söz konusu olmadı. Olması gereken de buydu” dedi.

27.08.2010


 

Terörün panzehiri din

Lütfi Şenocak, Hakkâri’de şehit edilen imam Aziz Tan’ın, “Taş atan çocukların ellerine Kur’ân vererek, onlara gerçekleri öğreten bir din görevlisi’’ olduğuna işaret ederek, onun bölgede terörün sona ermesi için çalıştığını ifade etti.

Şenocak, terörün panzehirinin din görevlileri olduğunu da söyledi. Terörün panzehiri din Dİn-Bİr-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, din görevlileri bu toplumun birleştirici unsurları olduğunu belirterek, “Terörün panzehiri din görevlileridir. Ülkemizi gerçek huzura, barışa ve kardeşliğe götürecek asıl unsurlardan biri de dindir, din âlimleridir, din görevlileridir” dedi. Hakkâri’nin 31 yıllık imamı Aziz Tan’ın sabah namazına gittiği sırada sırtından 8 kurşunla şehit edilmesine sert tepki gösteren Şenocak, “Bu olayı sadece terör olayı diye izah etmek mümkün değil. Bu bir cinnet, vahşet ve gözü dönmüşlük halidir” dedi. Teröre lânet yağdıran Şenocak, verdiği mesajlarla şiddete karşı çıkan ve eğitimin önemini anlatan Tan’ın örnek bir din görevlisi olduğunu ifade etti. Taş atan çocukların ellerine Kur’an vererek, onlara gerçekleri öğreten bir din görevlisi olan Tan’ın bölgede terörün sona ermesi için çalıştığını ifade eden Şenocak, şunları kaydetti: “Terörün panzehiri din görevlileridir. Bu ülkede insanların kardeş olmasını kabullenemeyenler, halkın kanaat önderleri olan din görevlilerini yok ederek, terörü azdırmak istiyorlar. Din görevlileri olarak her zaman görevimizin başında olacağız. Bizler bütün baskılara rağmen her şartta görevimizin başında olduk. Din görevlileri bu toplumun birleştirici unsurlarıdır. Ülkemizi gerçek huzura, barışa ve kardeşliğe götürecek asıl unsurlardan biri de dindir, din âlimleridir, din görevlileridir. Açılımın sona ermesini isteyen teröristler din görevlilerini hedef almıştır. Bu son saldırı da bunun örneğidir. Bu olayı sadece terör olayı diye izah etmek mümkün değil. Bu bir cinnet, vahşet ve gözü dönmüşlük halidir. Bizler, Aziz Tan’ın yolundan gitmeye devam ederek, hiçbir zaman yılmayacağız. Bu topraklarda akan bu kardeş kanı duruncaya kadar İslam kardeşliğini ve barışı anlatmaya devam edeceğiz. Aziz kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.”

27.08.2010


 

KPSS’ye iptal dâvâsı

KPSS’de kopya çekildiği yönündeki iddialar üzerine, Onur Yalçın isimli vatandaş, sınavın iptali için İdare Mahkemesine dâvâ açtı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Gül de, Devlet Denetleme Kuruluna 2010 KPSS ile ilgili iddiaları araştırmaları için talimat verdi.

KPSS iddialarını DDK inceleyecek CumhurbaşkanlIğIndan yapılan açıklamada, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) ‘’Türkiye’de Yükseköğretim’’ genel başlığı altında yürütülmekte olan çalışma kapsamında bir süredir Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) gündeminde olduğunu belirtilerek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 2010 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ile ilgili olarak ortaya atılmış olan söylenti ve iddiaların da söz konusu çalışmanın kapsamına dahil edilmesi talimatını verdiği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, ÖSYM tarafından yapılan 2010 KPSS etrafında son günlerde kamuoyuna yansıyan söylenti ve iddiaların, Cumhurbaşkanlığı tarafından da özel bir dikkat ve hassasiyetle takip edildiği belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Esasen ÖSYM konusu, ‘Türkiye’de Yükseköğretim’ genel başlığı altında yürütülmekte olan çalışma kapsamında bir süredir Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun gündemindedir. Bu bağlamda, ÖSYM’nin, hukukî statüsü, örgüt ve personel yapısı ve sınav uygulamalarını ele alan bir denetleme çalışması tamamlanma aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2010 KPSS ile ilgili olarak ortaya atılmış olan söylenti ve iddiaların da söz konusu çalışmanın kapsamına dahil edilmesi talimatını vermişlerdir.’’ Bu arada KPSS’de kopya çekildiği yönündeki iddialar üzerine, Onur Yalçın isimli vatandaş, sınavın iptali için İdare Mahkemesine dâvâ açtı. Yalçın’ın avukatı Levent Gök, dâvâ dilekçesini Ankara İdare Mahkemesi Başkanlığına vermesinin ardından çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, 2010 yılı sınavının adil ve güvenli bir ortamda yapılmadığının ortaya çıktığını öne sürerek, “Anayasamızın 70. maddesiyle güvence altına alınan kamu hizmetlerine girme hakkı çiğnenmiştir” dedi. İdarî işlemin ‘’açıkça hukuka aykırı’’ olduğunu iddia eden Gök, bu sebeple sınavın bütün sonuçlarıyla birlikte yürütmesinin durdurulması gerektiğini belirtti. Gök, bu doğrultuda İdare Mahkemesine sınavın yürütmesinin durdurulması ve iptali talebini içeren dilekçelerini sunduklarını kaydetti.

27.08.2010


 

CHP, önce pasodaki fotoğraf yasağını kaldırsın

CHP, önce pasodaki fotoğraf yasağını kaldırsın.

EĞİTİM Bir-Sen Manavgat Temsilcisi Yasin Keklik, CHP başörtüsü yasağını kaldırmada samimi ise izmir Büyükşehir Belediyesi’nin paso uygulamasından başlaması gerektiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Söz veriyoruz, türbanı da biz özgür kılacağız” sözünün arkasında durmasını beklediklerini belirten Yasin Keklik, bunu ilk olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin otobüslerinden indirimli yararlanmayı sağlayan sağlayan öğrenci ve öğretmenlerin kartlarında uyguladığı başörtüsü fotoğraf yasağını kaldırarak samimiyetini kamuoyuyla paylaşmasını istedi. Keklik, halihazırdaki uygulamayla CHP’li İzmir Belediyesi’nin insanların vergisiyle alınan taşıma araçlarında ‘ayrımcılık’ yaparak anayasal suç işlediğini söyledi.

27.08.2010


 

Yazıcı: İmkânlarımız sınırlı

DEVLET Bakanı Hayati Yazıcı, memurlarla toplu görüşme sürecine ilişkin olarak, çalışmaların devam ettiğini belirterek, ‘’İnşallah cumartesi günü bu müzakereyi bitireceğiz.

Biz bir teklif sunacağız. Ama bu teklifimiz elbette ki imkanlarımızla sınırlı. Arzu ettiğimiz başka, imkânlarımız başka. Ona göre teklifimizi sunacağız’’ dedi. Yazıcı, uluslar arası moda fuarı Collection Premiere İstanbul’un (CPI) açılışında basın mensuplarının memurlarla toplu görüşme sürecine ilişkin sorularını cevapladı. Konunun gündemlerinde olduğunu ifade eden Yazıcı, ‘’Çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah cumartesi günü bu müzakereyi bitireceğiz. Biz bir teklif sunacağız, ortaya koyacağız. Sendikalardan teklif aldık, biz de hükümet adına bir teklif sunacağız. Ama bu teklifimiz elbette ki imkanlarımızla ölçülü, onlarla sınırlı. Arzu ettiğimiz başka, imkanlarımız başka. Ona göre teklifimizi sunacağız’’ diye konuştu.

27.08.2010


 

Albay Temizöz’ü sivil mahkeme yargılayacak

ASKERÎ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri eski İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ile ilgili dâvâ dosyasının ‘’olumlu görev uyuşmazlığı için gereken sürenin aşıldığı’’ gerekçesiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmemesi yönünde görüş bildirdi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Kayseri eski İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın da aralarında bulunduğu 7 sanıklı davada, sanık Temizöz’ün avukatının sivil mahkemenin ‘görevsiz’ olduğu ve dosyanın askeri mahkemede görülmesi gerektiği yönündeki talebi üzerine Askerî Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dosyadaki inceleme tamamlandı. Askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘’olumlu görev uyuşmazlığı için gereken sürenin aşıldığı’’ gerekçesiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmemesine karar verdi. Askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu kararı sonucunda Temizöz’ün yargılanması, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek.

27.08.2010


 

Akdağ: Endişeye gerek yok

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Manisa Devlet Hastanesi’nde yaşanan ölüm vakalarına ilişkin, ‘’Şu anda endişe edilecek bir durum gözükmüyor. Ama meseleyi yakın bir şekilde takip etmeye devam edeceğiz’’ dedi.

Gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Erzurum’a gelen Bakan Akdağ, Erzurum Havalimanı’nda gazetecilere yaptığı açıklamada, Manisa’da çalışan enfeksiyon hastalıkları uzmanı doktorun bir takım ölümle sonuçlanan bazı vakaları bildirmesinin ardından süratle bilimsel heyet oluşturularak şehre gönderildiğini söyledi. Söz konusu heyetin Manisa’da incelemelerde bulunduğunu belirten Akdağ, ‘’Bana dün akşam yeni vakanın olmadığı söylendi. Bu sevindiricidir. İnşallah önemli bir şey çıkmayacaktır. Şu anda endişe edilecek bir durum gözükmüyor. Ama meseleyi yakın bir şekilde takip etmeye devam edeceğiz. Yunanistan’da görülen hastalığın virüsü, sivrisineklerin taşıdığı bir mikropla alakalı. Şu anda bununla ilgili bir şey çıkmadı ortaya. Bir delil çıkmadı. Ama işin o tarafını da araştırıyoruz. Önemli olan ortada yeni bir vakanın olmayışıdır. ’’ dedi.

27.08.2010


 

Af çağrısına tepki geldi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’de terör örgütü PKK mensupları için genel af çağrısını iktidar ve mahalefet tepkliyle karşıladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gündemlerinde af olmadığını belirterek, bu konuların gündemi saptırmak için söylendiğini ifade etti. Çiçek, Kılıçdaroğlu’nun yarın bu düşüncesinden vazgeçip geçmeyeceğini bilemediklerini belirtti. 87 yılda Türkiye’nin sayısını unuttuğu kadar af çıkardığını dile getiren Çiçek, bunların analizi yapılmadan, ne getirdiği, ne götürdüğü hesap edilmeden böyle ayak üstü konuşulamayacak konuların başında af konusunun geldiğini vurguladı. Affın namludan çıkan mermi gibi nereye isabet edeceğinin belli olmadığının altını çizen Çiçek, bu soruların daha evvelde hep sorulduğunu ama gündemlerinde affın olmadığını söyledi.

MHP: GENEL AF TEKLİFİ TALİHSİZLİK

MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural da Kılıçdaroğlu’nun genel af teklifinin talihsizlik olduğunu söyledi. Böyle bir genel affı ifade etmenin Türkiye’nin terörle mücadelesine zafiyet getireceğini belirten Vural, “Böyle bir pazarlığın yapılması asla kabul edilemez” diye konuştu. MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ise Kılıçdaroğlu’nun af teklifiyle ilgili soruyu cevapsız bırakarak, “Onu CHP’lilere sorun” dedi.

ŞAHİN: 9 DÜŞÜNÜP BİR KONUŞSUNLAR

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise gazetecilerin sorusu üzerine ‘’Siyasî parti liderlerinin ve sözcülerinin açıklamalarıyla ilgili Meclis Başkanı olarak açıklama yapmam. Ancak genel af konusu zaman zaman gündeme gelir. Bu konu öyle bir şeydir ki, yani macun tüpten çıktıktan sonra onu tekrar tüpe geri koyamazsınız. Aftan bahsediyorsanız ya bunu hemen yapacaksınız ya da bundan hiç bahsetmeyeceksiniz. Sonra olmayınca da bunlar hep birtakım olumsuz tepkilere yol açar. O nedenle ilgililer konuşurken af sözcüğünü lütfen dokuz düşünüp, bir konuşsunlar.’’

27.08.2010


 

İran uçağı acil iniş yaptı

İRAN'IN Mahan Air’e ait Airbus A300 tipi Tahran-Düsseldorf seferini yapan uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı’na acil iniş yaptı.

Alınan bilgiye göre, 209 yolcu ve 18 mürettebatıyla Tahran’dan Düsseldorf’a gitmek üzere havalanan Mahan Air uçağının pilotu, Türk hava sahasında Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kulesi ile irtibat kurarak acil iniş izni istedi. Alınan güvenlik önlemleri ile Atatürk Havalimanı’na inen Airbus A300 tipi uçağın pilotunun, sol motorda alev uzaması gördüğü ve bu sebeple acil iniş gerçekleştirildiği öğrenildi. Havalimanı apronunda yolcularıyla birlikte park yerine çekilen uçağın motoru, teknisyenler tarafından incelemeye alındı.

27.08.2010


 

Serbest dolaşımsız üyelik kabul edilemez

İktİsadÎ Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, AB birincil hukukuna aykırı olduğunun kabul edildiği bir süreçte, serbest dolaşımsız üyelik modelinin öne sürülmesi rasyonel düşünceye, AB ve Türkiye’nin çıkarlarına aykırı olduğunu belirtti.

Kabaalioğlu, yazılı açıklamasında, 23 Ağustos 2010 tarihinde Financial Times gazetesinde Gideon Rachman imzasıyla yayımlanan yazıda, Türkiye’nin AB üyeliğinin kişilerin serbest dolaşımının olmayacağı bir üyelik formülüyle gerçekleşebileceğinin önerildiğini hatırlattı. Bunu izleyen günlerde basında, söz konusu yazının yankı bulduğunu ve bu öneriyle ilgili çeşitli haberler çıktığını kaydeden Kabaalioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’35 yıldır Türkiye’nin AB yolculuğunu izleyen tek vakıf olarak bu tür görüşlerin sakıncalarını dile getirmek ihtiyacını duyduk. AB üyeliği dört temel özgürlüğe dayanır. Malların, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımının yanında kişilerin serbest dolaşımı da işleyen bir tek pazarın olmazsa olmaz ögelerindendir. Aksi takdirde tek pazarın getirmesi beklenen kaynakların etkin dağılımından söz etmek olanaksızlaşır. AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına uyguladığı vizenin sorgulandığı, Ortaklık Anlaşması ve Katma Protokol’ün ilgili maddelerine, dolayısıyla AB birincil hukukuna aykırı olduğunun kabul edildiği bir süreçte serbest dolaşımsız üyelik modelinin öne sürülmesi rasyonel düşünceye, AB ve Türkiye’nin çıkarlarına aykırıdır. Kişilerin serbest dolaşımının gerçekleşmesi öncesinde belirli bir geçiş süreci öngörülebilir. Ancak, bu konunun tamamen ve süresiz olarak üyelik kapsamı dışında bırakılması söz konusu olamaz.’’

27.08.2010


 

Barajlarda doluluk oranı 2 kat arttı

Trakya’da Bölgesinde bulunan 9 barajdaki su miktarı geçen yıla oranla iki kattan fazla artı. DSİ 11. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’daki 8 barajın doluluk oranının yüzde 65,80 olduğunu bildirdi.

Toplam 584,60 milyon metreküp depolama hacmine sahip 9 barajda 418,53 milyon metreküp su bulunuyor. Barajlarda geçen yıl aynı dönemde ise 192,09 milyon metreküp su bulunuyordu. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 65,80.

27.08.2010


 

CHP’li Özkan: Her madde ayrı ayrı oylanmış olsaydı

CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, anayasa değişikliği paketinde 26 madde bulunduğunu belirterek, “Keşke bu maddeler ayrı ayrı değerlendirilerek oylansaydı.

Çünkü ‘evet’ verilecek maddeler de var” dedi. CHP Burdur yönetimi İl Başkanı Süleyman Erman ve Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’la birlikte referandum için “hayır” ziyaretlerini sürdürüyor. Bu Kapsamda Burdur Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BUTSO) ziyaret eden CHP yönetimi, Başkan Yusuf Keyik ile görüştü. Ziyaretlerinin, Anayasa değişikliği için 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan oylamaya ilişkin partilerinin görüşlerini açıklamaya yönelik olduğunu belirten Milletvekili Özkan, teşkilât olarak sivil toplum örgütlerine ziyaretlerde bulunduklarını kaydetti. Herkesin referandum değerlendirmelerini saygıyla karşıladıklarını ifade eden Özkan, “Kimseye ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde bir dayatmamız söz konusu değil. Bu Anayasa değişikliği önce Meclis’e sunuldu. 367 bulunamadığı için şu anda referanduma gidiyoruz. Değişiklikte 26 madde var. Keşke bu maddeler ayrı ayrı değerlendirilerek oylansaydı. Çünkü ‘evet’ verilecek maddeler de var, ‘hayır’ verilecek maddeler de var. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’nin yapılanması ile ilgili çekincelerimiz var. Takdir, sivil toplum örgütlerimizindir.” diye konuştu.

27.08.2010


 

Otomobiller çarpıştı: 3 ölü

Tekİrdağ’In Hayrabolu ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Hayrabolu’dan Tekirdağ istikametine giden B.K.Y. yönetimindeki 34 UK 2723 plakalı otomobil, Çevreyolu kavşağında, karşıya geçmek isteyen Ergül Uras’ın kullandığı 34 JPR 71 plâkalı otomobille çarpıştı. Kazayı gören diğer sürücülerin bildirmesi üzerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen sürücü Uras ile aynı araçta bulunan Hasan Y. ve İsmail C, olay yerinde vefat etti. Kazada ağır yaralanan 34 JPR 71 plâkalı araçta bulunan Serkan B. ve Mehmet B. ile otomobil sürücüsü B.K.Y, Tekirdağ Devlet Hastanesine kaldırıldı. Vefat eden Ergül Uras’ın, Hayrabolu’ya bağlı Görgüç Köyü’nde muhtarlık yaptığı ve mısır sulama işi için köye işçi taşıdığı öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

27.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.