Güncel |
Öcalan'la ilk teması askerler kurdu |
MİT’te uzun yıllar görev yapan eski Müşteşar Yardımcılarından Cevat Öneş, dünkü Taraf’a verdiği röportajda, “Öcalan yakalandığında mutlaka sorgusu yapılmıştır, bu aynı zamanda görüşmeyi ifade eder. Ancak görüşmeler ağırlıklı, İmralı’nın askerin kontrolü altında olması nedeniyle asker tarafından yapıldı” şeklinde konuştu. MİT eski Müsteşar Yardımcılarından Cevat Öneş, “Öcalan yakalandığında mutlaka sorgusu yapılmıştır, bu aynı zamanda görüşmeyi ifade eder. Ancak görüşmeler ağırlıklı, İmralı’nın askerin kontrolü altında olması nedeniyle asker tarafından yapıldı” dedi. Öneş, Taraf’a verdiği röportajda, terör örgütü PKK’nın İmralı’da hapis cezasını çekmekte olan elebaşısı Abdullah Öcalan ile bugüne kadar yapılan temasların, müzakere değil ancak ateşkesin sağlanması, silâhların bıraktırılması yolunda görüşmeler olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Öneş, “Öcalan yakalandığında mutlaka sorgusu yapılmıştır, bu aynı zamanda görüşmeyi de ifade eder. Ancak görüşmeler ağırlıklı, İmralı’nın askerin kontrolünde olması nedeniyle asker tarafından yapıldı. Asker uzun süre İmralı’yı kontrol altında tuttu. Askerin emniyet ve MİT ile bilgi paylaşımı sınırlı olmuştur” diye konuştu. Öneş, Mayısta İmralı’nın kontrolünün askerden Jandarma ve Sahil Güvenliğine geçmesine rağmen, askerin İmralı’daki devamlılığının henüz etkisini kaybettiğinin söylenemeyeceğini kaydetti. Eski MİT’çi, Öcalan ile yakalandıktan sonra görüşmeler yapılmasının normal olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Kendisinden PKK’ya destek veren yabancı istihbarat örgütleri, yabancı güçlerle yapılan işbirliği ve örgütün illegal yapısı konusunda bilgi alınmıştır. Ama Öcalan ile temasları, müzakere olarak değil görüşme olarak tanımlamak gerekir. Zira kapsamlı bir çözüm planı ve süreci olmadan müzakerelerden bahsetmek mümkün değildir. Ancak devletin halen çözüm için bir proje oluşturamaması bugüne kadar müzakere yapılmadığının göstergesidir. Soruna çözüm arayışları, Demokratik Açılım ile başladı ancak içinin doldurulmadığı ortaya çıktı. Bu projeyle birlikte, parlamentoda katılımcı yapının olmadığı ve siyasi partilerin projeye itirazları, bir çözüm paketinin hazırlanmasının zorluğunu ortaya çıkardı. Ayrıca, askerler ve sivillerin bu konuda farklı görüşler içinde olmaları da paketin içinin doldurulmasını zorlaştırdı. Türkiye’de müzakere, ‘teröristle pazarlık etme’ olarak görülüyor ve siyasi partiler çözüm arayışlarını referandum öncesi siyasi istismar aracı olarak görüyorlar. Gerçekte çözüm arayışları Türkiye’nin menfaatinedir.” Öcalan ile yapılan görüşmeleri üç evreye ayıran Öneş, bu dönemleri şöyle sıraladı: 1- Öcalan’ın 1999’da yakalanmasından sonra askerin kontrolü içinde götürülen, MİT ve Emniyet’in yönlendirici olmadığı süreç, 2- 2006 itibariyle sivil siyasetin devreye girme arayışları ile seyrek de olsa Öcalan ile görüşmeler 3- Demokratik Açılım projesinin öncesinde 2008’den itibaren muhtemelen yapıldığı tahmin edilen görüşmeler.” |
26.08.2010 |