TIRNAKLARIMIZ

El ve ayak parmaklarımızda mevcut olan tırnaklarımızın bizim için birçok görev ve faydaları vardır.

Tırnaklarımızın bir an için olmadığını düşünelim. En hassas olan, dokunduğumuzda bizi etkileyen en duyarlı yerlerimizden biri olan parmak uçlarımızdır. Tırnaklarımız olmasa parmaklarımızı korumamız mümkün olmazdı. Parmaklarımızın ucundaki tırnaklarımız olmasaydı ayaklarımızla yürümemiz çok zorlaşırdı. Ellerimizle bir şey tutmamız mümkün olmazdı. Tarlada bağda bahçede, toprakta ellerimizi kullanmamız güçleşirdi. En basitinden kaşınmak bile küçük bir ihtiyaçtır. İnsan da olduğu gibi bütün hayvanlar âleminde tırnakların bu konuda da en büyük görevleri vardır. Bunu hiç kimse inkâr edemez. Herhangi bir yerimize batan küçük bir dikeni veya cismi bile tırnaklarımızın yardımıyla çıkarırız.

Zamanla bazı hastalıklar sebebiyle tırnaklarının özelliğini kaybeden kimselere rastlarız. Tırnakların böyle özelliğini kaybetmesi bu kimseler için bir noksanlıktır. Bu kimseler fiziken rahatsız olduklarını hemen belli ederler. Tedavi olmanın yollarını araştırırlar.

Tıp alanında da tırnakların üzerindeki beyaz ve siyah noktalar birçok hastalıklar için ipucu vermektedir. Doktor ve uzman kişiler hastalarının ne tür bir rahatsızlığının olduğunu ya da ne gibi bir beslenme eksikliğinin varlığının olduğunu tırnak üzerindeki bu işaretle keşfederler.

Evet, tırnaklarımız çok şeyler söylüyor. Esasen bu önemli görevleri olan tırnaklarımızı korumalıyız, tırnak sağlığı için gereken şeyleri titizlikle yapmalıyız.

Tırnaklarımızı çok kısa kesmek bizi rahatsız eder. Tırnakları aşırı serbest bırakıp uzatmak da sağlık açısından uygun değildir. Diğer taraftan elimizi rahat kullanamayız. Ayrıca tırnak altındaki temizliğe dikkat etmekte sıkıntı çekeriz. Bu da kişinin hem kendisine hem de karşısındakiler için sıhhatli sonuçlar vermez.

Öyleyse çok önemli bir vazifesi olan tırnaklarımızı hem korumalı hem de temizliğine azami derecede dikkat etmeliyiz. Tırnaklarımızı hassas bir şekilde yaratan ve birçok işimizi onunla bize kolaylaştıran Rabbimize şükürler olsun.

MEHMET ERBAŞ

25.08.2010