Spor |
BUGÜN GAZETECİLİKTE HERŞEY VAR, RUH YOK |
Türk spor basınının usta kalemi gazeteci-yazar Ali Sami Alkış, eskiden bütün spor branşlarına eşit yer vermeye özen gösteren spor medyasının son yıllarda sadece futbol ağırlıklı sayfalar yaptığını belirterek, "Bu durum böyle gidecek, çok üzülüyorum" dedi. Alkış, medyanın değer yargılarını tümüyle yitirdiğini, bir günde köşe yazarlarının türediğini söyleyerek, "Yaptığım işten pişmanlık duyma noktasına geldim" şeklinde tepki gösterdi. Ali Sami Alkış sorularımızı şöyle cevaplandırdı:
Kaç yıldır spor medyasının içindesiniz? Futbol dışında diğer branşlarda da görev aldınız mı?
35-40 yıldır gazetecilik yapıyorum. Futbolun dışında 14 yıl üst üste tenis branşını takip ettim. Zaman zaman güreş şampiyonalarına gittiğimiz oldu. Seyrettiğim çok var, ama yazdığım daha az. Bütün spor branşlarını seyretmesini çok severim.
Sizin döneminizde imkânlar az, ama gazetecilik açısından kalite çoktu. Sporun her branşı sayfalarda büyük ve geniş yer alırdı. Bugün bunu göremiyoruz, neden?
Eski ile yeniyi karşılaştırdığında, eski yeniye göre birçok bakımdan yenik gibi görünüyor. Bugün fotoğraf kalitesi hiç tartışılmayacak kadar güzelleşti. Haber ileşitimi, haber olma sayısı ve çalışanların sayısı arttı. Çalışanların belki de eskiye kıyasla ücretlerinde de önemli artışlar oldu. Ne kadar kıyaslarsanız kıyaslayın, eski sürekli geride kalır. Ama eski bir şeyde hepsine fark atar. Gazetecilik heyecanı, gazetecilik ruhu bugünlerde olmayan şey. Bugün herşey var, o yok. Zannederim o heyecan ve ruh bana göre eskilerde kaldı.
Türk medyası bugün okurlarını futbola şartlandırmış. Onun dışındaki branşlar sayfalarda yok gibi. Bu durum böyle devam edecek mi?
Bu böyle gidecek, ne yazık ki öyle gözüküyor. Eskiden Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu tam sayfa verilirdi. Bugün bu organizasyon gazetelerde ancak çift sütun ya da tek sütun olarak yer alırken, okuyucu bu haberlerin varlığını bile bilmez. Yine eskiden güreş için yazarlar vardı. O dönem muhabir olanlar, sonradan büyük yazar oldu. Güreş muhabirliği yapıyorduk. Şimdi güreş muhabirliği denilen bir kavram da yok. Eskiden bütün spor branşlarına eşit olmaya özen gösteren gayretler bugün burada yok. Mesela, tenis için güzel bir kız gelmişse, estetik açıdan iyi bir fotoğraf vermişse haber oluyor. Onun dışında haber olması çok zor.
Spor medyası altyapısı olmayan, spor bilgisi tartışılır insanlarla dolduruldu. Bir bakıma hiçbir işte başarılı olamayanların, gazetecilikte şansını denediği bir sektör haline geldi. Bu duruma üzülüyor musunuz?
Üzülmenin çok ötesinde, kahrediyor. Hatta yaptığım işten pişmanlık duyma noktasına kadar getiriyor. Örneğin, Habertürk gazetesi yayına başladığı zaman ben devamlı alıyordum ama birinci haftasında bıraktım. Çünkü, Şansal Büyüka'nın oğlu -ki, onu çok severim, iyi eğitim görmüş, akıllı ve çok terbiyeli uslu bir çocuktur- ama daha birinci yazısı, daha ilk yazısı, köşe yazısı imzalı ve resimli. Daha Babıali'deki ilk yazısında bu iş bu noktaya geliyorsa çok kötü. Evet, iyi de olabilir, ileride büyük bir yazar da olabilir. Ama dünyanın hiçbir ordusuna girer girmez general olan bir asker yoktur. Önce nizamiye nöbetinden başlatırlar adamı. İşte kurslara gönderirler, eğitimlere gönderirler, kurmay imtihanlarına sokarlar, ancak o zaman olursun. Sen bunların hiçbirini yapmadan bir adamı getir, kafadan askeri şuranın içine sokarsan o zaman o ordu orada olmaz. O öyle olmuyorsa, bizimki de gazetecilik olmaz. Bu yüzden çok deformasyona uğradık. Türk medyası neden bu hale geldi? Değer yargılarımızı tümüyle kaybettik. Bir bakıyorsunuz, genel yayın müdürünün yakın bir arkadaşı, sevgilisi, dostu, amcaoğlu gazetelerde bir günde, bir anda yazar oldular. Bir anda yazar olanların sayısı o kadar noktaya geldi ki, gerçekten yazar olanların sayısının üstüne çıktı sayısal olarak. Kalite olarak söylemiyorum. İşte bu da bizim meslek içindeki kaosa ve kargaşaya sebep olan unsurlar. Eskiden gazete sahipleri de gazeteciydi. Günaydın gazetesinde çalıştığım dönemde makinaların bozulduğu, hatta ustaların bile tamir edemediği makinaların altına girip, işçi önlüğünü giydikten sonra o makinaları tamir eden gazete patronlarını gördüm. O dönemde bütün gazete patronları gazeteciydi. Sonra sanayici oldular. Ne zaman ki sanayici oldular işler sarpa sardı.
İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte gazetecilikte de bir tembellik doğdu. Araştıran, sorgulayan gazeteciler parmakla sayılacak kadar az. Muhabirler bile gittiği toplantının haberini internetten alırım düşüncesi ile yazmaya bile gerek duymuyor.
İnternet doğru kullanılmıyor ama doğru kullanılacak tarafları var. Bu da her yeni şey gibi bir takım sarsıntılar, şoklar yaşayabilir. Onu şu an için olağan karşılıyorum. Bir süre geçtikten sonra ancak yargılama yapabiliriz. Nasıl kullanabileceğimiz, nasıl yararlanabileceğimizden çok, ondan nasıl ticari çıkar sağlayabilirizin peşinden koşuyor insanlar. İnternet sosyal ilişkileri geliştiren bir araç. Ama gazetecilik açısından şu anda uygun durumda olduğunu düşünmüyorum. Bu da zaman ister. Çok kaliteli bir yayın beklemek, çok kaliteli bir gazetecilik beklemek doğru değil, ama zaman içinde kendini toparlayabileceği ve etkili olabileceğini düşünüyorum. Eskiden bir ay uğraştığımız bir konu hakkındaki bilgilere bugün internet sayesinde 10 dakikada ulaşabiliyorum. İnternet olumlu kullanıldığında çok çok iyi. Bunun terbiyesi gerekiyor. Ancak muhabirlerin gittiği toplantının haberini yapmayıp, internetten kopya-yapıştır olarak yazıişlerine getirmesini tembellik olarak yorumluyorum.
Ali Sami Alkış kimdir? 1947 senesinde Üsküp'te dünyaya gelen Alkış, gazeteciliğe 1966 yılında başladı. B.Sabah, Yeni İstanbul, Günaydın, Tercüman, Güneş, Türkiye ve son olarak da Star Gazetesi'nde spor yazarlığı yaptı. 1970'lı yılların başında Yeni Asya Gazetesinde de birkaç ay çalıştı. Alkış'ın çeşitli kurumlardan aldığı 28 ödülü var. Mavi Gözlerin Kronometresi, Bu Kitabı Okuyanı Vururum, Türk Sporcusu Nasıl Besleniyor? gibiı eseri bulunan Alkış , İÜ İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından 'Yılın İletişimcisi' seçildi.
EROL [email protected] |
24.08.2010 |
Manisaspor Nonda'nın peşinde |
MANİSASPOR Teknik Direktörü Hakan Kutlu, Manisa'da 3-0 yenildikleri Ankaragücü maçı için, ''Maça çok iyi başladık, çok kötü bitti'' dedi. Kutlu, transfer çalışmalarının bitmediğini ifade ederek ''İlgilendiğimiz futbolcular arasında Nonda da var. Salı gelecekler, görüşeceğiz'' dedi. Bu hafta deplasmanda oynanacak Fenerbahçe maçı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kutlu, ''Türkiye'de yenilmeyecek takım yok, ilk 60 dakikadaki gibi bir futbol sergilersek ve gol atabilirsek kazanabiliriz'' dedi. |
24.08.2010 |
G.Birliği'ne Yeni Zelandalı golcü geliyor |
GENEÇLERBİRLİĞİ, Yeni Zelandalı golcü oyuncu Shane Smeltz ile prensipte anlaştı. Teknik Direktör Thomas Doll'un raporu yönünde santrfor arayışlarını sonlandıran başkent ekibi, Yeni Zelanda Milli Takımı'nın golcü futbolcusu Smeltz ile anlaşmaya vardı. 29 yaşında ve 1.84 metre boyundaki santrfor, Güney Afrika'daki finallerde Yeni Zelanda Milli Takımı'nın formasını giydi. Smeltz (F) Grubu'nda, Slovakya, İtalya ve Paraguay karşısında sahaya ilk 11'de çıktı. Smeltz ayrıca takımının İtalya ile 1-1 berabere kaldığı maçta Yeni Zelanda'nın tek golüne imza atmıştı. |
24.08.2010 |
Oruçlulara 24 saat spor yapma hizmeti |
ANKARA'DA faaliyet gösteren Oranium Sports, oruç tutanların spordan uzak kalmaması için Ramazan ayı boyunca 24 saat hizmet veriyor. Konuyla ilgiliOranium Sports Eğitmeni Nesimi Çınar, tam 5 yıldır bu uygulamayı yaptıklarını belirterek, ''Ramazan ayında oruç tutanlar spor alışkanlıklarını yarıda kesmek zorunda kalıyorlar. İftar çok geç bir saate denk geliyor. Yemek yedikten sonra da hemen spor yapılamıyor. En az yarım veya bir saatin geçmesi gerekiyor. Böyle olunca da nereden baksanız saat 22.00'yi buluyor'' şeklinde konuştu. |
24.08.2010 |
Sivasspor Bakkal'la seviniyor |
SPOR Toto Süper Lig takımlarından Sivasspor, Mesut Bakkal'ın teknik direktörlüğü döneminde hiç yenilgi yüzü görmedi. Antalyaspor beraberliğinin ardından Sivasspor, Bakkal döneminde 8 beraberlik ve 2 (1'i hükmen) galibiyet aldı. Yeni sezona Galatasaray'ı 2-1 yenerek fırtına gibi başlayan Sivasspor, geçtiğimiz cumartesi günü Medical Park Antalyaspor ile deplasmanında 1-1 berabere kaldı. Sıcak ve nemli havaya rağmen Antalya'dan puanla dönen kırmızı beyazlı ekip, bu sonuçla Mesut Bakkal döneminde yenilmeme serisini de sürdürmüş oldu. Geçen sezon çok kötü bir dönem geçiren Yiğidolar, ligin 27. haftasında teknik direktörlük görevine Mesut Bakkal'ın getirilmesinden sonra ligde kalmayı başarmıştı. |
24.08.2010 |
Arda kaptanlık yükünü çekemiyor |
G.Saray'da çanlar birileri için çalmaya başladı. Öncelik; transfer başarısızlığı sebebiyle yönetimin. Leo Franco'nun gönderileceği geçen sezon belli oldu. G.Saray kalesi tam bir facia. Ama hala buraya bir çözüm üretilemedi. Baroş' un sakatlığı sebebiyle forvete iyi bir alternatif lazım. Yönetim yok o, yok bu forvet derken buraya da bir çözüm üretemedi. Orta saha G.Saray'ın yumuşak karnı. Hücum ve defansif zaafları olmayan kaliteli oyuncuların transferi henüz yapılmadı. Eğer G.Saray yönetimi Reijkaard'ın arkasında duruyorsa ki; bunu her defasında deklare ediyor, öyleyse neden transferleri yapamadı. Antrenörünün arkasında durmak böyle oluyorsa vay Reijkaard'ın haline. Önceki maçları saymıyorum. Bursaspor maçına bakarsak Reijkaard'ın oyun felsefesinin eksik yansımalarını görüyoruz. Defanstan ayağa oynayarak çıkan, hücumu kenarlara ve değiştirerek yayan bir düşünce. Oyunu bloklar arasını daraltarak oynayan bir takım. Bu sebeptendir ki, maçın büyük bir kısmında, geçen yılın şampiyon takımı 90 dakika mahkum bir oyun oynamaya mecbur kaldı. Peki böyle bir oyun sonucunda neden galip gelinemedi. İşte meselenin püf noktasıda burası. Sadece Kewell, Baroş ve Arda'nın gol becerisine kalmışlığın sonucu bu. Orta saha oyuncularının gole katkısı yok denecek kadar az. Sadece Mustafa Sarp gol bölgelerine koşu yapan oyuncu. Diğerleri bunu yapmaktan uzak kaldı. Bir diğer en önemli noksanlık beklerin hücuma olan katkıları. Ali Turan devşirme bek oyuncusu. Ondan bir şey beklemek hata olur. Ancak Hakan Balta'ya ne demeli. Sanki futbolu son demlerini yaşıyor. Oyuna hiç bir katkısı yok. Kaleye çut çekilldiğinde ise G.Saray taraftarı bir "eyvah" çekiyor. Bu noksanlarla, birde acemi hakemin oyun sonucunu etkileyecek inanılmaz hatası eklenince, G.Saray'ın galip gelmesi elbette zordu. Kaptan Arda'yı hiç bir önemli maçta insiyatif alırken görmedim. Aslında Arda kaptanlık yükünü taşıyacak bir yapıda değil. O bir abinin kaptanlığı altında daha etkili olur diye düşünüyorum. Yönetim bunu tekrar gözden geçirse, hem Arda, hemde takım için iyi olacak.
SAİD [email protected]. |
24.08.2010 |
Galatasaray'da kara bulutlar dağılmıyor |
SPOR Toto Süper Lig'de Burssapor'a 2-0 yenilen ve sezonun ikinci haftasını da puansız kapatan Galatasaray, taraftarlarına hayal kırıklığı yaşatmaya devam ediyor. Önemli oyuncuları kadrosuna kattığı geçen sezonu bir fiyasko olarak noktalayan, şampiyonluk yarışında son haftalara iddiasını taşıyamayan ve Şampiyonlar Ligi hedefini de yakalayamayan ''Cim-bom'', yeni sezonun henüz başında sergilediği futbolla eleştiri oklarının hedefi oldu. Sezona UEFA Avrupa Ligi'ndeki OFK Belgrad maçlarıyla başlayan sarı-kırmızılılar, güçsüz rakibi karşısında İstanbul'daki 2-2 berabere kalıp, deplasmanda 5-1 kazanmasını bilmesine karşın, ortaya konulan futbol göz doldurmadı. Avrupadaki ikinci maçında ise yine Ali Sami Yen Stadı'nda bu kez Karpaty ile 2-2 berabere kalan Galatasaray takımının, rövanşta deplasmandan nasıl bir sonuç çıkaracağı merak konusu. Spor Toto Süper Lig'e deplasmanda Sivasspor'a 2-1 yenilerek start veren Galatasaray takımı, son şampiyon Bursaspor'a kendi evinde 2-0'la boyun eğerek hem rakibine 18 yıl sonra Ali Sami Yen Stadı'nda galibiyet tattırdı, hem de lig tarihinin en kötü başlangıçlarından birine imzasını attı. TARAFTAR GALİBİYETE HASRET Galatasaray'ın maçlarını Ali Sami Yen Stadı'nda izleyen sarı-kırmızılı taraftarlar, adeta galibiyet görmeye hasret kaldılar. Ali Sami Yen Stadı'ndaki son galibiyetini 11 Nisan 2010 tarihirde Diyarbakırspor'a karşı Süper Lig'de 4-1'lik skorla kazanan ''Cim-Bom'', ardından kendi evinde oynadığı 5 resmi maçta da galibiyet yüzü göremedi. Sarı-kırmızılı takım, Ali Sami Yen Stadı'nda yaptığı son maçlarında, geride kalan sezonda Bursaspor'la 0-0 berabere kalıp, Antalyaspor'a 2-1 yenilirken, bu sezon yine Bursaspor'a 2-0 mağlup olmaktan kurtulamadı. UEFA Avrupa Ligi maçlarında ise OFK Belgrad ve Karpaty mücadeleleri 2-2'lik eşitlikle sonuçlandı. SAVUNMA ALARM VERİYOR Yeni bir heyecanla başladığı sezonda beklenenin çok uzağında bir performans sergileyen Galatasaray'ın gol yemeden maç tamamlayamaması dikkat çekti. Ligde geride kalan sezonu 2-1'lik skorlarla Antalyaspor ve Gençlerbirliği'ne yenilerek kapatan, bu sezonu ise yine 2-1'lik sonuçla Sivasspor mağlubiyetiyle açan cimbom, 2-0'lık Bursaspor yenilgisiyle de kötü gidişini sürdürdü. UEFA Avrupa Ligi maçlarında ise OFK Belgrad'ı 2-2 ve 5-1'lik sonuçla geçip, Karpaty'ye karşı ilk maçında 2-2 berabere kalan ''Cim-bom''un yüksek gol yeme ortalaması dikkat çekti. Galatasaray takımı, son 7 resmi maçının 6'sında kalesinde 2 gol görürken, deplasmanda farklı kazandığı OFK Belgrad maçında da rakibinin 1 golüne engel olamadı. Savunma bloğunun üst üste yaptığı bireysel hatalara engel olamayan sarı-kırmızılı ekipte, kalede Aykut'un yerine görevlendirilen Ufuk da Bursaspor karşısında göz dolduramadı. TRANSFERLER BEKLENİYOR Galatasaray'da alınan kötü sonuçlar sonrası eleştiri oklarının hedefi olmaya başlayan yönetim kurulu, umudunu yeni transferlere bağladı. Yapılacak takviyelerle takımın çehresinin değişeceği ileri sürülürken, Galatasaray Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin'in planlamasıyla yapılmaya çalışılan son transferlerde henüz sonuca varılamamış olmaması sıkıntı yaratıyor.Transfer döneminin devam ettiği ve gerekli takviyelerin yapılacağı yönündeki demeçleri alınan her başarısızı sonucun ardından tekrarlayan sarı-kırmızılı yönetimin, 2-2'nin rövanşında deplasmanda Karpaty'ye karşı alınacak olası kötü bir sonucun tepkilerini bu kez nasıl göğüsleyeceği merak konusu. |
24.08.2010 |
Bursalı Ergiç: G.Saray'a 2 gol attım, yıldız oldum |
SPOR Toto Süper Lig'de dün gece Galatasaray'ı 2-0 yenerek Ali Sami Yen Stadı'ndan 18 yıl sonra gülerek ayrılan Bursaspor, 28 Ağustos Cumartesi akşamı deplasmanda yapacağı Sivasspor maçı hazırlıklarına ara vermeden başladı. Bu arada, çalışmanın ardından buz havuzunda Ozan İpek ve Stepanov ile birlikte serinleyen Ivan Ergiç, gazetecilerin en fazla ilgi gösterdiği oyuncu oldu. Galatasaray'a attığı 2 golle galibiyette büyük pay sahibi olan Ivan Ergiç, havuzda gazetecilerin yoğun ilgisi nedeniyle Ozan İpek ve Stepanov'a ''2 gol attım yıldız oldum. Bu hafta böyle'' diyerek espri yaptı. Ozan İpek'in de geçen sezon İstanbul'da Fenerbahçe maçında 2 gol attığını hatırlatan Ergiç, ''O hafta da Ozan yıldızdı. Ancak bu hafta ben. Ozan daha fazla çalışacak yıldız olacak'' diye esprisini sürdürdü. Yeşil-beyazlıların genç oyuncusu Ozan İpek de Ivan Ergiç'in yaptığı esprilerle ilgili olarak Stepanov'a ''Türkiye böyle. Gol atınca yıldız oluyorsun'' dedi. |
24.08.2010 |
Beşiktaş UEFA'yı düşünüyor |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyespor'a yenilerek Spor Toto Süper Lig'deki ilk puan kayıplarını yaşayan Beşiktaş'ta gözler UEFA Avrupa Ligi'ne çevrildi. Siyah-beyazlılar, bir günlük iznin ardından Finlandiya'nın HJK Helsinki takımıyla deplasmanda oynayacakları UEFA Avrupa Ligi play off turu rövanş maçının hazırlıklarına başladı. Teknik direktör Bernd Schuster yönetiminde BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde gerçekleştirilen ve ilk yarım saati basına açık olan antrenmana koşularla başlayan futbolcular, daha sonra taktik ağırlıklı bir çalışma yaptı. RÜŞTÜ VE YUSUF BAŞLADI Sakatlıkları nedeniyle uzun süredir takımdan ayrı kalan Rüştü ile Yusuf bugün ilk kez takımla birlikte çalıştı. Antrenmana sol dizinde sakatlığı bulunan Nihat Kahveci katılmazken, sol baldırında ağrıları olan Matteo Ferrari ise takımdan ayrı fizyoterapistler eşliğinde koşular yaptı. Sakatlıkları süren Rıdvan ve Hakan da takımdan ayrı özel çalışmalara tabi tutuldu. Bu arada, Dubai'nin Al Jazire takımıyla anlaşan Matias Delgado da antrenmana katılmazken, Arjantinli futbolcunun bugün Dubai'ye gideceği bildirildi. YARIM SAAT TOPLANTI Teknik direktör Schuster, antrenman öncesinde futbolcularla yaklaşık yarım saat süren bir toplantı yaptı. Saha kenarında futbolcuları etrafında toplayan Alman teknik adamın, futbolculara İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında yaptıkları hataları anlattığı öğrenildi. Schuster, bu toplantının ardından sakatlığı yeni geçen İbrahim Toraman ile de bir süre özel görüştü. Siyah-beyazlılar bi akşam yapacakları antrenmanla HJK Helsinki maçı hazırlıklarını sürdürecek. Beşiktaş, HJK Helsinki maçı için 25 Ağustos Çarşamba sabahı Finlandiya'ya gidecek. |
24.08.2010 |
BOBO: TAKIMDA TEK PATRON SCHUSTER |
BEŞİKTAŞ'IN Brezilyalı oyuncusu Deivson Rogerio Da Silva (Bobo) bugün bir gazetede çıkan kendisiyle ilgili habere tepki gösterdi. Brezilyalı oyuncu, yaptığı açıklamada, şu görüşlere yer verdi; "Bahsi geçen maç öncesinde teknik direktörümüz Sayın Bernhard Schuster kadro ile ilgili kararını bana BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde iletti. Bu kararın ardından ne kendisi ile ne de yakın çevremle verilen bu karara ilişkin hiçbir şey konuşmadım. Sayın Schuster takımımızın tek patronudur. Verdiği her karara futbolcu olarak saygı duydum ve duymaya da devam edeceğim. Ben takımımızın taktik dizilişini ve kadro yapısını eleştirmekle değil, sadece bana verilen görevi saha içinde, yedek kulübesinde gerekirse tribünde yerine getirmekle görevliyim. Haberin geçtiği gazetenin temsilcisi ile hiçbir şekilde konuşmadım. |
24.08.2010 |
DELGADO VEDALAŞTI |
BEŞİKTAŞ'A 2006-2007 sezonu başında İsviçre'nin Basel takımından 5 milyon Euro bonservis bedeli ile transfer edilen Matias Delgado Dubai'nin Al Jazira kulübü ile görüşmek için tesislerden ayrıldı. Sabah antrenmanından önce takım arkadaşları ve teknik heyetle vedalaşan Delgado, yeni takımıyla sözleşme imzalamak için tesislerden ayrılarak kulüple ilişkisini resmen bitirmiş oldu. Delgado'nun vize işlemleri için uğraştığı ve gün içinde Dubai'ye gideceği belirtildi. |
24.08.2010 |
2010 Dünya Şampiyonası salonları 3 boyutlu sergileniyor |
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak salonlar Google Earth üzerinden 3 boyutlu olarak sergileniyor. Türkiye'nin önde gelen kulüplerinin statlarını, sonrasında Güney Afrika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda maçların oynandığı statları Google Earth üzerinden 3 boyutlu olarak sergileyen ''www.3DLocationEarth.com'' adlı internet sitesi, şimdi de dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı 3. boyuta taşıdı. ''3DLocationEarth.com'' adlı sitede, 28 Ağustos–12 Eylül tarihleri arasında Türkiye'de düzenlenecek ''FIBA 2010 Dünya Şampiyonası''na ev sahipliği yapan spor salonları, haritadaki gerçek yerlerinde 3 boyutlu olarak sergileniyor. |
24.08.2010 |
Almanlar Mesut Özil'i “örnek Alman” olarak görüyor |
ALMAN "Der Spiegel" dergisinin yaptığı bir ankete göre Almanların yüzde 52'si, bir hafta önce Alman Birinci Ligi takımlarından Werder Bremen'den İspanya'nın Real Madrid takımına transfer olan Türk kökenli Almanya Milli Takımı oyuncusu Mesut Özil'i "Örnek Alman" olarak görüyor. Ülkede en fazla kime güvenildiğinin ve kimin sempatik olarak görüldüğünün araştırıldığı anket çerçevesinde "Hayalindeki Almanya'yı kimde görüyorsun?" şeklinde sorulan soruya karşılık Almanların yüzde 84'ü, tanınmış televizyon sunuculardan Günther Jauch'u ilk sırada gösterirken, eski başbakanlardan Helmut Schmidt yüzde 83 oy oranıyla ikinci, yüzde 82 ile Almanya Milli Takımının teknik direktörü Joachim Löw de üçüncü sırada yer aldı. Ankette yüzde 52'lik oy oranıyla 13. sırada yer alan Mesut, Eurovizyon Şarkı Yarışmasında Almanya adına birinciliği kazanan Lena Meyer-Landruth (yüzde 50), tanınmış yazar Günter Grass (yüzde 50), tanınmış sunucu Stefan Raab (yüzde 44), Papa 16. Benediktus (yüzde 35), şarkıcı Bushido (yüzde 9) gibi isimleri geride bıraktı. |
24.08.2010 |
İftar-sahur arası zirve tırmanışı |
KAYSERİ ve Bursa bölgesi dağcıları 17 Ağustos depreminin 11. yılı nedeniyle Erciyes Dağı'na anma tırmanışı yaptı. İftarı Erciyes Dağı'nın eteklerinde açan dağcılar, sahur yemeğini ise zirvede yedi. Dağcılık Federasyonu Kayseri İl Temsilcisi İsmail Yılmaz, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde ölenleri anmak için her yıl Erciyes Dağı'na tırmanış düzenlediklerini söyledi. |
24.08.2010 |
Şota Kayserispor'da 2'de 2 yaptı |
TÜRKİYE'DE ilk kez teknik direktörlük görevinde bulunan Şota Arveladze'li Kayserispor, oynadığı 2 maçta galibiyet alarak 6 puan topladı. Deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u mağlup eden Kayserispor, geçen hafta kendi sahasında ligin ilk maçını oynadı. Kardemir Karabükspor'u ağırlayan sarı - kırmızılı ekip, rakibini 1-0 mağlup ederek iki haftada 6 puan toplama başarısı gösterdi. Oynadıkları maçlarda eksiklikleri olduğunu dile getiren Teknik Direktör Şota, büyük çoğunluğu yeni oyunculardan kurulmuş takımının galibiyet almasının önemli olduğuna işaret etti. Şota, iki de iki yapmalarının gelecek haftalar için kendilerine moral olacağını aktardı. |
24.08.2010 |