Yâ Kahhar! |
Ya Kâhır, Ya Kahhar! Bütün varlıkları emir ve iradesi altında bulunduran Sen’sin. Hiçbir şey, Sen’in hükmün altında zerre miktar haddinden tecâvüz edemez. Hiç kimse hükmünden kaçıp kurtulamaz. İnsanlık âleminde, Sen, devamlı sûrette celâl sillelerinle izzet ve azametini gösterensin. Herşeye, her istediğini yapacak surette galib ve hâkimsindir. Kahr, ‘bir şeye, onu hor ve hakîr kılacak veya mahv ve helâk edebilecek sûrette galib olmak’ demek olduğuna göre, Sen de, kahr edenlerin en büyüğü Kahhâr olan ve her vecihle her şeyden üstün ve daima galib olan Kahhar ve Allah’sın. Kuvvet ve kudretinle her şeyi içinden ve dışından kuşatırsın. Hiçbir şey Sen’in bu ihâtandan dışarı çıkamaz. Sana karşı herşeyin boynu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanamaz. Tarih içinde nice azıp sapmış ümmetleri ve milletleri Kahrın ile mahv ve perişan etmişsindir. Ya Kâhir, Ya Kahhar, hükmün her şeye geçer, her şeyi emrine itaat ettirirsin. Emrini dilediğin anda uygular, kudretinin ve adaletinin icraatında engel tanımaz ve hükmünü her zaman uygularsın. Her şeye emrin, hükmün geçer ve herşeye hâkimsindir. İstediğini anında perişan edersin. Dilediğini dilediğin anda yok eder, helâk edersin. Her şeye galipsindir. Her şeyden üstün, asilere ve zalimlere dilediği anda dilediği cezayı verensin.
FAHRİ UTKAN |
17.08.2010 |