BİR İFTAR VAKTİ |
ÜSTAD’IN RAMAZANLARI
Üstad'ın uzun yıllar kaldığı Kastamonu’da kendisine hizmet etme mazhariyetine eren Nur kahramanlarından Vanlı çaycı Emin Bey ile Kastamonulu Mehmet Feyzi Efendilerin lâhikalarda yer alan bir mektubunda, Üstad’ın Ramazan-ı Şerifte bir iftar vaktindeki acip ve sır dolu bir hali şöyle anlatır: “Üstadımızın hiç sesi çıkmıyordu, konuşamıyordu. Hiç beklenilmeden, bir iftar vaktinde bir doktor geldi, elini tuttu. Üstadımız dedi ki: ‘Ben, hastalığımı muayene ettirmem, ben hekimlere muhtaç değilim; hekim, Cenab-ı Haktır.’ Birden canlandı, sesi çıkmaya başladı. Güya kendisi bir doktor şeklini aldı. Doktor ise, hasta vaziyetine girdi. Doktora ehemmiyetli bir mektup okudu. Doktorun derdine deva olacak bir ilaç oldu. Sonra top atıldı. Doktora dedi ki: ‘Burada iftar et.’ Doktor dedi ki: ‘Bugün kusur etmişim, oruç tutamadım’ demesiyle, çok hayret ettiğimiz Üstadımızın vaziyeti, orucunu bozmuş bir doktorun tıp noktasında hâkimane vaziyetini kabul etmediği için o vaziyet ona verildiğini bildik.” (Kastamonu Lâhikası sh: 99) Aziz Üstad’ın bir iftar vaktinde acip bir vaziyeti böylece görülmüş oluyordu. Ne kadar da manidar değil mi?
MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ |
14.08.2010 |