Dünya |
BİZ ADALET İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ |
17 yıl önceki Srebrenitsa katliamında kocasını, oğlunu, kız kardeşini ve akrabalarından 22 kişiyi kaybeden Srebrenitsa ve Zepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, adaletin hâlâ yerine gelmediğini ve katillerin hâlâ yakalanmadığını belirterek, "Biz adaleti görmek için mücadele ediyoruz. Allah bizim sağ kalıp birşeyler yapmamızı istedi" dedi. Subaşiç, "Oğlumu Srebrenitsa'da doğurdum, orada kaybettim" diye konuştu. ALLAH HUZURUNDA HESAP SORACAĞIM
Katliamda eşi, iki oğlu ve bütün yakın akrabaları katledilen Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı 58 yaşındaki Hatice Mehmedoviç de, “İnançlı bir insanım. Allah'ın yardımıyla ayakta kalabiliyorum. Hepimiz onun önünde yargılanacağız. Bu katillerden o zaman hesap soracağım. Ben de çocuklarıma Cennette kavuşacağım" ifadelerini kullandı.
Bosnalı anneler adalet istiyor
Bosna-Hersek’tekı savaşta Temmuz 1995 yılında 8 bin erkeğin katledildiği Srebrenitsa’da eşlerini, çocuklarını ve yakınları vefat ederek hayatta yapayalnız kalan anneler, hayata küsmek yerine dünyanın dikkatini Srebrenitsa soykırımına çekmeyi başardı. Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımı, ülkenin doğusunda yer alan, bir zamanlar tabiî güzellikleri ve şifalı kaplıcalarıyla ünlü şehrin sosyal yapısını altüst etti. Boşnak aileleri erkeksiz, çocukları babasız, anneleri evlâtsız bırakan bu soykırımın acısı, aradan geçen 15 yıla rağmen hiç dinmedi. Yaşadıkları topraklara geri dönerek sönen ocaklarına tekrar hayat veren bu anneler sayesinde Srebrenitsa kurbanları toplu bir şekilde Potoçari Mezarlığına gömülerek, burası adeta uçsuz bucaksız “beyaz zambaklar ülkesi” haline getirildi ve soykırım burada tescillendi. Bu annelerin çığlıkları sayesinde BM ve Lahey’deki uluslar arası savaş suçları mahkemesi, 2004 yılında Srebrenitsa’yı “soykırım” olarak tanımak zorunda kaldı. İşte o annelerden bazıları, dramlarını, hüzünlerini, yalnızlıklarını, katliâmdan önce ve sonraki hayatlarını ve verdikleri mücadeleyi anlattı.
ASKERLİĞİN ONURU AYAK ALTINA ALINDI Srebrenitsa ve Zepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç, katliâmda kocasını, oğlunu kız kardeşi ve akrabalarından 22 kişi vefat etti. “Oğlumu Srebrenitsa’da doğurdum, Srebrenitsa’da kaybettim” diyen Subaşiç, 11 Temmuz günü Srebrenitsa’nın işgal edilmesi üzerine Potoçari’deki Adaletin hâlâ yerine geldiğine inanmadığını ve katillerin hâlâ yakalanmadığını belirten Subaşiç, “Biz adaleti görmek için savaşımızı veriyoruz. Allah bizim sağ kalıp bir şeyler yapmamızı istedi” ifadesini kullandı. Kendilerinin evlerine kapanıp acılarıyla baş başa kalmak ve hayata küsmek yerine, Srebrenitsa’nın acısını dünyaya anlatma yolunu tercih ettiklerini söyleyen Suşabiç şöyle konuştu: ”Srebrenitsa sadece utanç yeri değil, bütün dünyanın da aynasıdır. BM bayrağı altında kan döküldü ve askerlik onuru ayaklar altına alındı.” Subaşiç şunları söyledi: ”Bize karşı şu anda psikolojik savaş yürütülüyor. Ancak biz savaşı değil, barışı ve adaleti savunuyoruz. Birçok anne ilâçlarla ayakta kalabiliyor. Bu annelerden her gün biri acılarından ve üzüntüsünden vefat ediyor. Aslında 1995 yılında hepimiz öldürüldük, sadece bazılarımız hâlâ toprağa gömülmedi. Onlar da mücadelelerinin tamamlanmasını bekliyor.”
ALLAH’IN YARDIMIYLA AYAKTA KALABİLİYORUM
Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı 58 yaşındaki Hatice Mehmedoviç ise katliâmda eşini, 2 oğlunu ve bütün yakın akrabalarının ölmesi sonucu hayatta yapayalnız kaldı. Çeşitli mülteci kamplarında yaşadıktan sonra 2002 yılında Srebrenitsa’ya dönen Mehmedoviç, kendisiyle aynı kaderi paylaşan kadınları bir araya getirerek, derneği kurduğunu ve çeşitli uluslar arası konferanslarda Srebrenitsa gerçeğini anlattığını söyledi. Mehmedoviç, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnançlı bir insanım. Allah’ın yardımıyla ayakta kalabiliyorum. Hepimiz onun önünde yargılanacağız. Bu katillerden o zaman hesap soracağım. Ben de çocuklarıma cennette kavuşacağım.”
SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Bosna-Hersek’ın doğusunda bulunan Srebrenitsa, BM’nin “güvenli bölge” ilan ettiği Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Tuzla gibi yerlerden biriydi. Srebrenitsa’nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de mülteci akını olmuş ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa’da toplanmıştı. Srebrenitsa’daki Boşnak erkek ve 14 yaş üstü çocuklar, Bosnalı Sırp birliklerinin komutanı Ratk Mladiç’e bağlı birliklerce sığındıkları Hollandalı birliklerin elinden alınarak otobüslere ve kamyonlara doldurulup götürüldükleri ormanlık alanlarda, kapatıldıkları fabrikalarda katledildi. Cenazeleri ise toplu mezarlara gömüldü. Srebrenitsa yakınlarında bulunan 13 ayrı toplu mezarda binlerce Boşnak erkeğine ait ceset bulundu. Srebrenitsa’da katledilen 8 bin 372 Boşnak’tan 2 bininin cesedi ise hâlâ bulunamadı. Srebrenitsa katliamının baş sorumlularından Ratko Mladiç hâlâ yakalanamadı. Srebrenitsa katliâmı, BM ve Lahey Adalet Divanı tarafından “soykırım” olarak kabul edildi. Ancak Boşnaklar, “soykırımın” sadece Srebrenitsa’da değil, bütün Bosna’da yapıldığının kabul edilmesini istiyor. |
11.07.2010 |