Güncel |
Almanya’da Nurların muhabbet bayramı |
Nurun bayramları artık gurbette de gelenekselleşti. Avrupa Nur Cemaatinin bu sene onbirincisini tertiplediği Bediüzzaman Hazretlerini anma toplantısı, her yönüyle çok muhteşem oldu. Köln-Mülheim belediye salonunda yapılan toplantıya Avrupanın dört bir yanından koşup gelen Nur’un sevdalıları, Köln'lü kardeşleriyle tam bir bayram havası yaşadılar. Said Nursî Hazretlerinin büyük boy posterlerinin süslediği salonun Frankfurt caddesine bakan yönünden toplantıya gelen dâvetlileri, Seyda resimleriyle karşılıyordu. Yediden yetmişe Kur'ân sevdalılarının doldurduğu büyük salonun dışına taşan kız ve erkek çocuklarının şen şakraklıkları bayramın kalitesine ayrı bir değer katmış olacak ki, bütün simalarda sevinç ve beşuşiyet görülüyordu. Avusturya'dan, Bayern'den, Bavyera'dan, Bremen'den, Stuttgart, Ahlen ve Mainz'dan otobüslerle gelen kafilelerin salona girişlerini takip edenler, aylarca görüşemeyen hasretlilerin tahassürlerini daha iyi gözlemlediler. Bediüzzaman'ın vefatının 50. sene-i devriyesi üst başlığı altında bu sene serbest bırakılan gündemi yine Türkiye'den Almanya'dan katılan konuşmacılar, kendi zaviyelerinden Bediüzzaman'ı anlatarak dinleyiciyi hem hislendirdiler ve hem de bilgilendirdiler. Bu senenin programına damgasını vurmuş tek ve en can sıkıcı olan vize engeliydi. Bediüzzaman'ı dünya gözüyle görmüş, ziyaret etmiş ve ömürlerini Kur'ân ve imâna hizmet yolunda vakfetmiş ağabeyler, bu programın “şeref misafirleriydi.” Gel gör ki vize engeli yalnızca bu bahtiyar ihtiyarları değil, sosyolog Müfid Yüksel ile gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz'ün de Avrupa yolunu kapatmıştı. Sağlık durumlarından dolayı selâm ve mesajla yetinen Abdullah Yeğin, Mustafa Sungur, Askerî Yıldız, Mehmet Uçar, Refet Kavukçu ve Mehmet Fırıncı'nın yanı sıra toplantıya bizzat katılma imkânı bulan Selahattin Akyıl, Abdulmuhsin Alkonavî, Hasan Okur, Ali Demirel ve Cemil Çelik bu anma toplantısının onur konuklarıydı.
KUTLULAR: BEDİÜZZAMAN, İSLÂMI AKIL VE FENLE DESTEKLEYEREK YORUMLAMIŞ Hafız Yüksel Güngör Hoca'nın okuduğu Kur'ân-ı Kerîmi müteakiben programın takdimcileri Mevlüt Kurnaz ve Ahmet Danışmaz, sekiz saat sürecek merasimin detaylarını dâvetlilere duyurdu. İki bölüm halinde hazırlanmış programın açılış konuşmasını gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular yaptı. Bediüzzaman ile hürriyet, Bediüzzaman ve demokrasi ilişkileri üzerinde duran Kutlular özetle şunları ifade etti: “Değerli dâvâ arkadaşlarım. Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin 50. vefat yıldönümü münasebeti ile aranızda bulunmaktan memnuniyet duymaktayım. Bu programlar vesilesi ile Üstadı daha geniş dairelere duyurma imkânı buluyoruz. Bu asır akıl ve fen asrıdır, insan iman hakikatlerinin aklen ispat edilmesini, kendisinin de ikna olmasını istiyor. İşte bu asır değişik bir asır, Bediüzzaman da değişik bir âlim. İslâmı bu asra anlatarak ona en güzel yorumları getirmiş. Hürriyeti, meşrûtiyeti destekleyen bir zat. ‘Ben meşrûtiyeti şeriat namına alkışladım, kimin şüphesi varsa bunu ispata hazırım, hürriyet yoksa insan hayvan gibidir’ diyor. Dikkat ediniz Hz. Peygamber (asm) bir halife tayin etmemiştir, ‘‘Seyyidül kavki hadimuhum’ demiştir, sonradan bunun adı ‘demokrasi’ olmuştur. Bizde de ‘Meşrûtiyet-i Meşrûadır.’ Ama maalesef bu ülke 27 sene tek parti devri yaşamıştır. ‘Ben isim ve resimden ibaret bir cumhuriyetçi değilim’’ diyor Said Nursî. Bunu kimsenin söyleyemediği bir zamanda söylemiştir. Ama maalesef, demokrasi küfür rejimidir anlayışı ihtilâlleri destekliyor. Artık millet kendi hak ve hukukunu bilmeli, kurumlar da kendi sınırlarına çekilmelidir. Bunu mutlaka başarmalıyız. Diliyoruz ki o güzel günler bize inşaallah pahalıya gelmez.” ÜSTAD ÇEKTİĞİ SIKINTILARA İMANIYLA GÖĞÜS GERMİŞTİR Aries'in duygulandıran konuşmasının (sağ kutu) ardından kürsüye Edebiyatçı-Yazar İslâm Yaşar çıktı. Üstadın hayatını roman türünde kültür ve edebiyatımıza kazandıran İslâm Yaşar: “Üstada duymuş olduğumuz sevgi bizleri buraya getiren kaynaktır. Bu sevginin kaynağı da Kur’ân ve Peygamberdir (asm). Said Nursî yeryüzünde Allah ve Peygamberin anıldığı her yerde vardır. Said Nursî’nin nazarı sizin yüzünüzde ve gönlünüzdedir. Üstad çektiği bütün sıkıntılara rağmen imanı ve insanlığa olan sevgi ve saygısı sayesinde bütün bunlara göğüs germiştir. Onda ırkçılık yoktur her dinden ve milletten insanı kabullenmiştir. Bediüzzaman çağının en büyük sorunlarına karşı ‘ben karışmam’ diyerek bir kenara çekilmemiştir” şeklinde konuştu.
MUSİKÎ ZİYAFETİ VE TALEBELERİN SAHNEYE ÇIKIŞI Programda, “Biz Bize Musikî Heyeti,” besteledikleri Bediüzzaman'ın manzum eserlerini seslendirdi. Bilhassa Ahmet Tırışkan'ın yanık neyi, Emin Hoca'nın ud eşliğindeki “Çağırma beni dünya'ya manzumesini okuyuşu ve yanık sesli Cem'in Kerkük ve Urfa yorumuyla “Çekilip Nuru hidâyet yine zindan olacak” diye başlayan Hasan Feyzi'nin mersiyesi, gözpınarlarını ab-ı nisanın selleriyle yıkadı… Belki de ömürde bir kez şahit olduğumuz bir manzarayı da arz etmeden geçemeyeceğiz. Musikî Heyetinin yanı sıra merhum Hilmi Doğan'ın güftesini yazdığı “Çam Dağından esen yeller” ve “Annem beni yetiştirdi” gibi bizden olan parçalar için Üstadımızın talebeleri başta olmak üzere, yaşlı ağabeylerin sahneye dâvet edilmesi programa ayrı bir ruhâniyet kattı. Abdulmuhsin Alkonavî'den Selahattin Akyıl Ağabeye kadar, hayatlarında sahneye adımlarını atmamış ağabeyler, söz konusu Üstad olunca, dâveti reddetmediler ve salonun büyük bir coşku ile iştirak etmesiyle, gözyaşları sel olup aktı ve tarih bu mualla tabloya da şahitlik etti.
NURLAR AVRUPA’DA DA RAĞBET GÖRÜYOR
Bedİüzzaman'In Lâhika mektupları incelendiğinde Risâle-i Nur'un 1940'ların sonunda ve bilhassa 1950'lilerde başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa devletine yayıldığını anlıyoruz. Kur'ân tefsiri olan Nurların en fazla rağbet gördüğü Avrupa ülkesi Almanya. En az beş ayrı heyet halinde tercüme edilmiş Nur Külliyâtının sesine bahtiyar Alman milleti sessizce kulak kesiliyor. Alman Müslüman, Paderborn Üniversitesi öğretim üyesi Wolf D. Ahmed Aries, Bediüzzaman'ın imana ve insana yaptığı vurguları programdaki tebliğinde dile getirdi. Aries, konuşmasında özetle, “Bir Alman Müslüman olarak burada aranızda bulunmaktan çok memnuniyet duymaktayım. Almanyada maalesef bazı azınlıklar göz ardı edilmektedir. Buna Said Nursî’yi üstad olarak kabul edenler de dahildir. Resmî yayınlar da da genellikle geçmemektedir. Bu sebeple Almanlara Risâleleri dağıtmanın yeterli olmayacağını, onlarla birebir ilgilenmek gerektiğini belirtmek istiyorum. Aksi takdirde okumadan bir kenara koyarlar. Üstadın hayatında Almanlar için çok önemli noktalar var. Said Nursî her hareket ve sözünde Kur’ân ve Sünnet’e atıf yapmıştır, Kilise de İncil’e atıf yapmaktadır. Bu zamanda sekülerizm yüzünden maalesef din ve kilise toplum dışı kalmıştır. Buna benim cevabım basit ve kısadır; Bediüzzaman’ı kendine rehber edinmek, Kur’ân, Sünnet ve Risâle-i Nurlara göre yaşamak” ifadelerini kullandı.
AHMET DANIŞMAZ-ALPASLAN ÖZTOPRAK MEVLÜT KURNAZ- SEBAHATTİN ÜNAL YARIN: SON ŞAHİTLER ALMANYA’DA HATIRALARINI ANLATTI |
07.06.2010 |