Basından Seçmeler |
Olmaz öyle!
SİZİ bilmem ama ben “İsrail terör devleti”yle askeri tatbikat yapacağımızı gerçekten bilmiyordum. “Mavi Marmara” yardım gemisine İsrail terör devleti saldırmasaydı yine de bilmeyecektim. Demek ki... Yardım gemisindeki kahramanlardan onca yaralı, onca şehit vermeseydik, Mehmetçiğin teröristlerle birlikte tatbikat yapacağını öğrenemeyecektim. Protesto niyetine söz konusu tatbikatların iptal edildiği açıklandı da öğrenmiş olduk. Doğrusunu isterseniz, TBMM’deki “İsrail Dostluk Grubu”ndan da sonradan haberdar olmuştum. İsrail terör devleti 2006’da çoluk çocuk kadın ihtiyar demeden Filistinlilere, Lübnanlılara kan kusturmasaydı bundan da haberdar olmayacaktım! İsrail terör devleti vahşi katliamlarına başlayınca, “İsrail Dostluk Grubu”ndaki yüzü aşkın değerli milletvekilimiz peşi sıra üyelikten ayrıldığını dermeyan etti de haberdar olduk. Şaşmış, nerdeyse küçük dilimizi yutacak hale gelmiştik! Vay canına, demiştik, “Meclis”imizde İsrail terör devletiyle dostluk grubu kurulmuş da haberimiz yok! İsrail terör devletinin birçok özelliğinin yanı sıra, anlaşılan böyle de bir özelliği de var: İlişkinizi hiç beklemediğiniz anda iyot gibi açığa çıkarıyor! Yani... İsrail terör devletiyle, “Kalabalıklarda düşmanımsın sen benim, tenhalarda sen benimsin ben senin” muhabbeti sürgit yürümez. Öylesine korkunç bir katliama girişir ki; kalbinizde zerre miskali merhamet varsa, açığa çıkarsınız. (Bu da, şerden bile hayr çıkaran yüce Allah’ın hikmetlerinden olsa gerek.) Zaten onca zulme rağmen açığa çıkmıyorsanız, İsrail terör devletinin bünyesine iyice eklemlendiniz; onlardan farksız hale geldiniz demektir. Katliamlarına ortak olmadan İsrail terör devletiyle uzun süre gizli kapaklı ilişki yürütmek mümkün değildir. Uzun lafın kısası: Türk bayraklı yardım gemisine saldırıyı protesto mahiyetinde askeri tatbikatları iptal etmek kifayet etmez; İsrail terör devletiyle askeri işbirliği her alanda sonlandırılmalıdır... İnsansız uçakların alımında bir değişiklik yok ne demek? Başbakanımız o tarihi konuşmasında, İsrail terör devletine zorba, haydut, korsan demek bile iltifat olur diyecek, siz böyle kahpe bir devletle malum alımların süreceğini söyleyeceksiniz. Olmaz öyle şey! Savunma sanayinde yapılan tüm anlaşmalar, ihaleler iptal edilmelidir. Yardım gönüllüsü kardeşlerimizi uluslararası sularda katletmekle, hiçbir hukuki ilişkiyi hak etmediklerini ispat ettiler. Dolayısıyla bütün ihaleler behemehal iptal edilmelidir. Tank alımı, tank modernizasyonu ne varsa üzeri çizilmelidir. Yazılımı İsrail terör devletinin elinde olan tanklar zaten bize gerekmez. (Körfez savaşında Amerika’nın Irak tanklarına ne yaptığını aklınıza getirirseniz ne demek istediğimi anlarsınız.) Bu bölgede İsrail terör devletinden başka temel çelişki yaşayacağımız ülke yok. Değil bölgede, dünyada yok! Zira dünya üzerinde hiçbir devlet uluslararası sulardaki yardım gemimize saldırmaz. Hayır yani, askeri işbirliğini her alanda sonlandırmak için İsrail terör devleti daha ne yapmalı? “Mavi Marmara” gemisine yaptıkları yetmedi mi? İllaki başka akıl almaz haydutluklara mı soyunmalı? Akdeniz’e dökülen şehit kanlarımızın her damlasının vebali için katillerle yapılan bütün anlaşmaların, bütün ihalelerin takipçisi olacağız. Bundan böyle bu haydutlarla askeri veya ticari hiçbir hukukumuz olamaz. İsrail terör devletinin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üyeliğini veto etmedik diye yüreğimiz zaten yaralı. Lütfen daha fazla yaralamayın.
Salih Tuna, Yeni Şafak, 3.6.2010 |
04.06.2010 |
Bakın sonra ne oldu!
ÖNCEKİ gün “gruplar”a baktım; Erdoğan “iyi” konuşuyor; Kılıçdaroğlu ise kaset oynayınca kongre kazandı ama “lider” olmak başka şey!
SERMAYE Sonra 12 Ekim 2005’e düştüm! Yine AKP Grubu. Başbakan yine “güçlü” konuşuyor. Bu kez hedef İsrail değil, “bizim gibiler”. Sebep, “İsrail sermayesi”ne sunulan limanlar için muhalefet! Kuşadası’nın denizle birlikte hediyesine; Galataport adıyla İstanbul’un gözbebeğinin sunulmasına... Ünlü siyasetçi akrabası, büyük medya grubu kankası borsacı ile, Unakıtan eliyle Tüpraş hisseleri “kaptı kaçtı”sına muhalefet. Sabah’ta Dipsiz Kuyu’da bunlara karşı onca yazı. O “sermaye”, Sammy Ofer. Gazze’de 1400 insanın katlini mazur görebilip şimdi sakil duygusallıkla “yarını bekleyemedim” diye “İsrail ayıp ettin” beyannamesini Twitter’a sallayan “Acayip filmlerin unutulmaz yönetmeni”; o günler, halkla ilişkilerini yürütmek için Ofer’e koşmuştu.
TARİH Başbakan o gün bizlere şöyle kızdı: “Zamanın gerisinde kalıp gelişmeleri okuyamayanlar. Zamanın ruhunu ıskalayanlar. Yatırımcı beğendiremiyoruz. Mazilerine bakın. Yabancı sermaye düşmanlığı yapıyorlar. Kimi eski komünist kafa dese de, ben SERMAYE IRKÇISI diyorum. Bu dünyada onlara yer yok. İleride bugünün tarihi yazıldığında, matbaayı geciktiren zihniyetle aynı safta anılacaklar.” TALİH Aynı gün haberler şöyle: “Erdoğan, İsrail Enerji Bakanı Eliezer’i kabul etti. Eliezer, ‘Eskiden sadece güvenlik görüşürdük, şimdi yatırım görüşüyoruz’ dedi. Erdoğan, İsrail’in Gazze’den çekilme planından geri adım atmamasını övdü.” ( “Irkçı” değilim; tank ihalesini, mayınlı arazi peşkeşini “Yahudi düşmanı” olarak eleştirmediğim gibi. “ulusalcı” da değilim; OYAK’ta, yerli sermayenin çalışanı köleleştirmesinde gıkı çıkamayanlar gibi!)
TAHSİL Bugün bunları şundan yazdım: 1. İsrail’de Sammy Ofer İletişim Okulu var. Dünyanın en zengin 134’üncü kişisi; İsrail’in en varlıklı sermayedarı. 2. Kendi beyanlarıyla, okul Gazze katliamı sırasında, ABD’deki StandWithUs grubuyla, HelpUsWin.org yoluyla, katliamı aklamak için koyu propaganda yaptı. (Şimdi Türkiye’ye karşı!) 3. Dekan Lemelstrich-Latar: “Öğrenci ve öğretmenler; İsrail hükümeti ve ‘devlet ağları’yla, yeni medya operasyonunu yürüttü.” 4. Kadrosundan Prof. Uzi Arad, Netanyahu’nun ulusal güvenlik danışmanı; Mossad’ın eski istihbarat şefi. 5. Okul, İsrail ordu ve istihbaratına yakın Disiplinlerarası Merkez’in parçası. 6. Ordunun “en seçkin mensupları” da parasız eğitim görüyor; gemi baskınındaki deniz komandoları da! Mossad çok elemanı buradan seçiyor. En varlıklı İsrailliler (ve ABD’dekiler) finanse ediyor. 7. Okul, “Yeni Medya Diplomasisi İçin Asper Enstitüsü”yle propaganda örgütlüyor. İnternet, Facebook, Twitter, bilgisayar oyunları üstünden de; çok sayıda dilde!
TERBİYE Mesele “yabancı sermaye”den ziyade buydu! Irkçılıkla ne ilgisi var! Şimdi durum şu: Gazze katliam ve ablukasının propaganda merkezi; gemilere saldırıp sivilleri katleden komandoların eğitim mecralarından biri arkasındaki sermayeye siz liman ve denizinizi vermişsiniz! Acaba tarih hakikaten nasıl yazacak! Acaba... o sıra kendisine darbe düşünülürken bile, kim gelişmeleri okuyamamış! Tabii ki hayat, insanlar, ilişkiler, tarih, talih değişebilir. Belki o sermayenin de günahı yoktur!.. Ama o gün bizim ne günahımız vardı! Neyse, geldik bugüne: İnsanlar ve tarih bir yerden daha değişiyor; binlerce Gazzeliden sonra, gemide can verenler de, Türkiye ve dünyadan seslerle birlikte, iklim değiştiriyor! Başbakan da değişiyor, öyle böyle yönetmen de; Gazze de değişecek, İsrail de! Matbaa nihayet geldi!
Umur Talu, Taraf, 3.6.2010 |
04.06.2010 |