Görüş |
Akıl tutulması ya da paranoya...
Paranoya.. Bir hastalık.. Akıl hastalığı.. İnsanlarda görülen, görünen.. Bir var olma mücadelesi.. Bir var olma mücadelesinin bir yok etme mücadelesi şeklinde ortaya çıktığı bir hastalık.. Herkesin kendisini hiçbir şekilde kabul etmediğini, her an ve de her fırsatta kendisinin varlığına karşı her türlü şekilde tehditler oluşturduğunu, plânlar, projeler yaptığını, bunları gerçekleştirmek için de dâima fırsatlar kolladığını, aleyhinde olduğunu düşündüğü hiçbir hareketin ciddiye alınmayacak kadar ehemmiyetsiz ve de mâsum olmadığını, olamayacağını, mutlak-muhakkak bir karşılığının olması gerektiğini, her zaman hazırlıklı olmanın lâzım geldiğini düşünen, “tetikte olmakla tetiği tutmanın arasında kalındığı” bir hastalık belirtisi.. *** Yalnızca insanlar mı, fertler mi hasta olurlardı? Sadece insanlar mı, şahıslar mı uğrarlardı akıl tutulmasına? Ya milletler, toplumlar, devletler? Onlar da “hasta” olamazlar mıydı?.. Aklın paranoyası, ya da tutulması olamaz mıydı biraz da devletsel, toplumsal, milletsel.. *** Ya benim tarafımdasın (Doğru ya da haklı olup olmadığım konusu, benim için hiç de önemli değildir; önemli olan, benim kendimi ne kadar haklı gördüğümdür.. Ben kendimi haklı görüyorum ya; o bana yeter!) ya da karşı tarafın; ortası yoktur bu işin.. Bütün renkler siyah ya da beyazdır.. Ara renkler mi; onlar ise işte tam bir hayaldir.. *** Beni anlamayanlar başkalarını anlıyorlarsa, bunda, burada muhakkak bir yanlışlık vardır, ya da onların anladıkları tümden yanlıştır, ne kadar çok olsalar da.. Beni dinlemeyenler başkalarını dinliyorlarsa, onların kulakları gerçekte tümden sağırdır.. Benim gördüklerimi başkaları görmüyorsa, bunda gerçekten bir “gariplik” vardır, ya da onların gözleri yoktur, gördükleri ise gerçekte tam bir yalandır.. Benim hissettiklerimi eğer onlar hissetmiyorlarsa, aslında, gerçekte onların ruhları da yoktur, ruhları olmayanların da insan olduklarına, değerli olduklarına, olabileceklerine, değer verilebilecek olduklarına dâir çok ciddî, hem de bir o kadar önemli, hiçbir zaman, hiçbir şekilde vazgeçemeyeceğim “gerçek” şüphelerim vardır.. *** İşte bir devlet; İsrail. İşte bir o kadar bir toplum, bir millet.. İşte bir yardım konvoyu, sadece ve sadece “insanlık” adına.. “İnsan olma” adına.. Ve onları vuran, bombalayan bir devlet, güvenlik, kendi güvenliği adına.. ** Güvenlik ve insanlık.. Gerçekten zor bir soru! Ya siz hangi taraftasınız?..
ORHAN ALİ YILMAZ |
04.06.2010 |