02 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Uzun süreli emzik kullanımı dişlere zarar veriyor

DENİZLİ Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Güneri İmren, uzun süre emzik kullanan çocukların diğerlerine nazaran daha fazla konuşma güçlüğü çektiğini ve diş-damak sorunları ortaya çıkardığını söyledi.

Dr. Güneri İmren, annelerin bebeklerin ağlamasını önlemek, seslerini keserek kafalarını dinlemek için sık sık ağızlarına emzik vermesinin diş-damak sorunlarıyla konuşma gelişimi olumsuz etkilediğini belirtti. Bebeği ağlayan ve huzursuzlaşan bir annenin çoğu zaman ilk yaptığı şeyin emzik vermek olduğunu ifade İmren, “Fakat masumca yapılan bu hareket, ileride bağımlılığa dönüşebilir, anne sütünün emilmesini engelleyebilir. Bağımlılığa dönüşen emzik kullanımı, çocuklarda hem fiziksel, hem de ruhsal sorunlara neden olur. Emzik kullanan çocuklarda, uzun süre emzik kullanmaya bağlı olarak gelişen diş-damak sorunları, konuşma gelişiminde etkilenme, iletişim ve sosyal gelişimde olumsuzluk gibi sonuçlar görülür. Bebeklerin dillerinin gelişimini geciktirebilir.” diye konuştu. Dr. Güneri İmren, annelerin, bağımlılık acısından dikkat etmeleri gereken bir noktanın da bebeklerinin gergin, sinirli ve huzursuz olduğu anlarda emziği susturmak için tek çare olarak görmemesi gerektiğini belirtti. İmren, “Anne-babalar, bebeği sakinleştirmek için müzik dinletmek, şarkı mırıldanmak, kucağa alıp onunla konuşmak gibi yöntemler de geliştirmelidirler” şeklinde konuştu. Pek çok enfeksiyonun bulaşmasında temiz olmayan emziklerin rol oynadığını söyleyen İmren, bağımlılığa dönüşen emzik kullanımının çocuklarda orta kulak iltihabı riskini arttırdığını, ağız ve diş yapısını bozduğunu belirtti. İmren, annelerin bebeklerine emzik kullandırmalarının bebeklerde hayatları boyunca oluşabilen zararlara yol açabileceğine dikkat çekerek, çocuklarına emzik kullandırmamaları gerektiğini anlattı.

02.06.2010


Uzmanından semizotu tavsiyesi

İHTİVA ettiği mineraller ve vitaminlerle sağlık veren semizotunun, bir çok özelliğinin yanı sıra sinirleri de dinlendirdiği bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Baş Diyetisyeni Sevinç Yetişen, beslenmede önemli bir yeri bulunan sebzelerden semizotunun, sahip olduğu mineral ve vitaminlerle sağlık verdiğini belirtti. Yetişen, yüksek oranda lif içerdiği için kabızlığa iyi gelerek bağırsakları yumuşatan semizotunun, vücudu mikroplara ve soğuk algınlığına karşı da koruduğunu belirterek, semizotunun beyin yorgunluğuna da iyi geldiğini vurguladı. Bu sebzenin sinirleri dinlendirip, uykunun düzene girmesine de yardımcı olduğunu anlatan Yetişen, şöyle konuştu: ‘’Kanı temizleme etkisiyle kanın üre ve benzeri maddelerden temizlenmesini sağlar. İdrar söktürerek böbreklerdeki kum ve taşın dökülmesini kolaylaştırır. İçerdiği omega-3 sayesinde kalp sağlığı için de önemlidir. Devam eden araştırmalarda gut hastalığına, baş ağrısı ve bedendeki diğer ağrılara iyi geldiği saptanmıştır. Yaşlılar, midesi hassas olan kişiler ve şeker hastalarına da faydalı olan semizotu, düşük kalorisi sayesinde formda kalmaya yardımcı olarak, zayıflamak isteyen kişiler tarafından da rahatlıkla tüketilebilir. Madensel tuzlar ve vitaminler yönünden oldukça zengin olan semizotu Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında haftada 3-4 kez tüketilmelidir.’’

Yetişen, semizotunu satın alırken, yapraklarının koyu yeşil ve diriliğini kaybetmemiş olmasına dikkat edilmesi gerektiğine de değinerek, bitkinin tepelerinde tohum olmamasına özen gösterilmesini önerdi.

02.06.2010


Ağrılara bitkisel çözüm

KÜKÜRT (MSM) ile sayısız bitki özünü ve kalojen proteinlerini içeriğinde barındıran, kükürtlü bitkisel natural health MSM cream Sağlık Bakanlığı onaylı ve dermotolojik testi yapılmış bir ürün olarak sunuldu.

Düzenli kullanıldığında eklem ağrılarında, kireçlenmelerde, boyun tutulmalarında, bel, sırt, kas ağrı ve kramplarında, spor yaralanmalarından kaynaklanan ağrı sorunlarının giderilmesine yardımcı olduğu bildirildi.

02.06.2010


Medine hurması her derde deva

Özellikle hacıların ve umreye gelenlerin yoğun ilgi gösterdiği Medine hurması, önümüzdeki ay ağaçlarından taze olarak toplanacak.

Medine’de Türk iş adamı Zeki Yetim’in “Vadi Buthan” adlı hurma bahçesinde aze hurmaların toplanması için hazırlıklar sürüyor. Ramazan sofralarının meyvesi olarak bilinen hurma, her zaman tüketilmesi gereken bir yiyecek olarak tanınıyor. Hurma, şeker oranı yüksek olmasına karşın, kilo aldırmayan bir yapıya sahip. Özellikle suda çözünebilir lif içeriği yüksek olması hurmanın sindirim sistemi rahatsızlıklarını (kabızlık, gaz vb) önlemeye ve gidermeye yardımcı olduğu ve günlük yaşamın getirdiği yorgunluktan kurtulmak için de yararlı bir meyve olarak biliniyor. Zeki Yetim hurmanın yararlarına ilişkin şunları söyledi: ‘’Hurma protein içeriyor. Protein, yağ ve karbonhidrat (üçünü bir arada) içeren tek meyvedir. Vücudun yaşlanma belirtilerini azaltır. Saf hurma cildi besler, hamilelik ve güneş lekelerini yok eder. İçerdiği demir sayesinde, kansızlığa iyi gelir. B1, B2 vitaminlerinin bir arada bulunmasından ötürü karaciğeri kuvvetlendirir. Boğaz ağrısına, öksürüğe iye gelir. Kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucudur. İçerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik hastalıklarına karşı koruycu özellik taşır. Şeker hastaları için çok yararlı bir besindir. Hurma, zihni ve sinir sistemini dinlendirici özelliğe de sahiptir. Hurma çekirdeği karın şişliklerine ve bağırsak gazlarına ve toksinlere karşı kullanılıyor. Çekirdeği parçalanarak su ile iyice kaynatılıp içilirse, böbrek ve safra taşları olan hastalara şifa veriyor.’’

02.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.