Güncel |
Yassıada’da darbe protestosu |
Kanlı 27 Mayıs darbesi, 50. yıldönümünde Yassıada’da protesto edildi. Mahkemenin yapıldığı salona gelen kalabalık gruba seslenen Genç Siviller Temsilcisi Turgay Oğur, tarihimizdeki kara bir leke olan bu adanın Demokrasi Adası olmasını istediklerini ifade etti. Yassıada’da darbe protestosu
KENDİLERİNİ ‘’Genç Siviller’’ olarak adlandıran bir grup, 27 Mayıs askerî müdahalesinin 50. yılı dolayısıyla Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı anmak amacıyla yargılandıkları Yassıada’yı ziyaret ederek, protesto etti. Yassıada’da yargılanmış kişilerin birinci derece yakınlarını da taşıyan vapur, Kabataş İskelesi’nden hareket ederek, Kadıköy’e uğradı. Buradan da yolcu alan vapur, Yassıada’ya gitti. Yassıada’da, yargılamanın yapıldığı spor salonunun içinde bir konuşma yapan Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, Yassıada’da bir araya gelen insanların Anadolu’nun ahengini yansıttığını belirtti. 27 Mayıs darbesinin, Türkiye’ye nefret tohumlarını ektiğini ve bu ülke insalarının millet olma şansını ortadan kaldırdığını söyleyen Soylu şöyle konuştu: “Bu ülkede hep birlikte bir şeye ihtiyacımız var. Bu ülkeye nefret tohumları ekenlerin felsefelerini, zihniyetlerini toprağa gömmek ve bu ülkeye sevgi tohumlarını barış tohumlarını ekmek. Liseli yıllardaydı, ben tebrik kartı satardım. İnsanlar Menderes’in fotoğrafını görünce parmaklarıyla okşarlardı. Sadece Menderes’i değil, bu mahkemede yargılanan herkesi çok sevdi millet.’’ Soylu, konuşmasına göz yaşları arasında son verdi.
‘’DARBECİLERE KARŞI DURULMASI GEREKİR’’ Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali de 27 Mayıs askeri müdahalesinin 50. yılında hala içinde bir acı hissettiğini, bu acının yanı sıra bir mücadele hissinin de içinde var olduğunu kaydetti. ‘’Bu mücadele hissi de darbeci zihniyete karşı durulması gerektiği ve bu yönde elimizden gelenin yapılması gerektiği hissi’’ diyen Emine Gürsoy Naskali, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’27 Mayıs darbesine baktığımda, bu darbe eli silahlı bir çete tarafından yapılmıştı. Bir silahlı cephesi vardı bu işin. Aynı zamanda bir siyasi cephesi de vardı. Muhalefet olup iktidar olamayan bir partinin, iktidar hırsı vardı. Bunun pek çok kanıtı ve örneği var. Bunun yanı sıra bir de hukuk cephesi vardı. Cumhuriyet Halk Partili hukukçular, darbecilere akıl vermişlerdir. Sonrasında demişlerdir ki ‘Eğer, bu Demokrat Parti iktidarını çok vahim suçlarla suçlayıp cezalandırmazsanız siz suçlu duruma düşersiniz.’ Bu üç ayağı belirtmek istiyorum. Elbette ki; bu salonda cereyan eden olaylar, kurulan mahkeme kurmaca bir mahkemeydi. Kararları çok çok öncesinde verilmişti. Meselâ darbe Mayıs ayında oldu. Temmuz ayında bir dergide bir sehpa resmi, altında büyük babamın fotoğrafı, onun altında suç ve cürüm ifadesi yer alıyordu. Yani Cumhuriyet Halk Partisi, darbenin azmettiricisi olmuştur. Bu salonda ömürlerinin 1 yılını geçirmiş insanlara karşı büyük bir merhamet var. Büyük bir sevgi var. Onları rahmetle minnetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.’’
‘’TEK DİLEĞİM BÖYLE OLAYLARIN YAŞANMAMASI’’ Celal Bayar’ın torunlarından Bilge Gürsoy da askeri müdahale sırasında 3 yaşında olduğunu, hayatı boyunca bu olayların konuşulduğunu anlattı. Şu an söyleyecek bir şey bulamadığını dile getiren Gürsoy, ‘’Benim için hissen çok etkileyici bir olay. Tek dileğim, böyle olayların yaşanmaması’’ dedi. “HİÇBİR ZAMAN İÇİME SİNDİREMEDİM” Fatin Rüştü Zorlu’nun torunu Fatin Rüştü Yener de ‘’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oylarıyla Meclise gelen insanlar, ancak onların oylarıyla gidebilirler. Dolayısıyla ben bunu hiçbir zaman içime sindiremedim’’ diye konuştu. “27 MAYIS TARİHİMİZİN KARE LEKESİ” Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan da “Tarihimizde kara bir leke olarak duran bu yerde bir daha darbe ve benzeri uygulamalar olmaması için protesto ediyoruz, bunun için mücadele veriyoruz” dedi. Konuşmaların ardından katılımcılar, spor salonunun duvarında asılı olan ‘’Buradaydık’’ yazılı tabelaya imza attı. ‘’Genç Siviller’’, adadaki etkinliğin ardından tekneyle İstanbul’a doğru hareket etti. |
FARUK ÇAKIR 29.05.2010 |