Güncel |
AB süreci Türkiye'nin tutkalı |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’AB sürecini Türkiye’nin bir tutkalı olarak, Türkiye’nin farklı kesimlerinin buluşabileceği bir platform olarak görüyorum’’ dedi. Bağış, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Kadın Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi’nin ikinci gününde yaptığı konuşmada, Türkiye’de farklı kesimlerin farklı beklentileri, umutları olabileceğini, bütün bu farklı kesimlerin buluşabileceği ve hepsinin beklentilerine cevap verecek sürecin Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) süreci olduğunu vurguladı. Bağış, ‘’AB sürecini Türkiye’nin bir tutkalı olarak, Türkiye’nin farklı kesimlerinin buluşabileceği bir platform olarak görüyorum’’ diye konuştu. 51 yıldır Türkiye’nin AB’ye üye olmaya çalıştığını, ancak bu 51 yılın 50 yılında Türkiye’nin askeri anayasalarla yönetildiğini dile getiren Bağış, daha evvel askeri anayasalarla üye olmaya çalışıp da olamayan ülkeler gibi Türkiye’nin de bir türlü AB’ye üye olamadığını ifade etti. Bağış, ‘’Dün 1960 darbesinin 50. yıl dönümüydü, 1960 darbesi sadece Türk demokrasisine değil aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa ile bütünleşme sürecine de çok ağır bir darbe vurmuştur’’ dedi. O günden bugüne Türkiye’nin çok değiştiğini, artık Türkiye’de eskiden hayal bile edilemeyecek özgürlüklerin yaşandığını ifade eden Bağış, bütün bu değişikliklerin arkasında AB sürecinin çok önemli etkisi olduğunu söyledi. Bağış, ‘’AB süreci olmasaydı belki bu ülkede hala idam cezası olacaktı, hala devlet güvenlik mahkemeleri olacaktı’’ diye konuştu. Hiçbir ülkenin müzakerelere başlamak için 45 yıl beklemediğini, ama sürecin bundan sonraki kısmının bir 50 yıl daha sürmemesi gerektiğini söyleyen Bağış, onun için bu sürecin sadece devlet tarafından yönetilen bir süreç olmaktan kurtarılıp, toplumun her kesiminin bu sürece sahip çıkması gerektiğini vurguladı. AB süreciyle ilgili yaptırdıkları anketlerde kadınların AB sürecine olan desteğinin erkeklere oranla daha yüksek olduğunu gördüklerini belirten Bağış, toplumu şekillendiren kadınlar olduğu için bu sürecin geleceğinden çok umutlu olduğunu vurguladı. |
29.05.2010 |