Güncel |
Çelik: Baykal, mağdur ve mazlûm rolü oynuyor |
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, kendisine ait olduğu iddia edilen görüntülerle ilgili gerçeğin ortaya çıkması yönünde çaba harcayacağına mağdur ve mazlûm rolü oynamayı tercih ettiğini söyledi. Çelik, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Baykal’ın, istifasına sebep olan görüntülerle ilgili düzenlediği basın toplantısında ‘’kendisine komplo kurulduğunu’’ söylediğini ve ‘’Hükümet ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı suçladığını’’ hatırlattı. Başbakan Erdoğan’ın da Baykal’ın bu iddialarını ‘’ahlâksız bir iftira’’ olarak nitelediğini ve Baykal’dan elinde bilgi veya belge varsa bunları savcılığa vermesini istediğini söyleyen Çelik, şöyle konuştu: ‘’Sayın Baykal, bunu yapacağına Cumhuriyet Savcısının kendi bilgisine başvurmasını bile reddetmiş, gerçeğin ortaya çıkması yönünde çaba harcayacağına mağdur ve mazlum rolü oynamayı tercih etmiştir.’’ Çelik, ‘’Esasen Sayın Baykal, bu pişkin tavrıyla toplumumuzun hassasiyetlerini, ailenin kutsallığını ve Türk toplumunun değer yargılarını hiçe sayan bir aymazlık içindedir. Şayet kendisine izafe edilenler doğruysa, bunun utanç ve mahcubiyetiyle hem kel hem de fodul tavrı içerisinde olmamalı ve bir kahraman edasıyla ortalıkta dolaşmamalı’’ diye konuştu. Baykal’ın üzerine izafe edilenlerin yalan ve iftira olması halinde de bunu kesin bir dille yalanlaması gerektiğine ve vakar içerisinde hukuk mücadelesi yapması gerektiğine işaret eden Çelik, Baykal’ın bunun yerine ‘’kendisine komplo kurulduğunu söylerken yeni komplo teorilerine başvurduğunu’’ kaydetti. Çelik, Türkiye’nin gündemini meşgul eden ‘’bu nahoş olayın’’ CHP’nin kurultayına 2 hafta kala yaşanmasının da düşündürücü olduğunu vurguladı. |
16.05.2010 |
4 METREKARELİK BİR HÜCREDE |
İHH Batı Şeria temsilcisi İzzet Şahin’in gözaltı süresi 20. gününde. Uluslararası hukuka göre ağır disiplin suçu işleyen mahkûmlar en çok 7 gün hücrede tutulurken, Şahin, mahkûm olmadığı, yargı süreci devam ettiği halde 20 gündür 4 metrekarelik bir hücrede tutuluyor. İSRAİL'İN VETO EDİLMEMESİ VAHİM
Hükümetin, İsrail'e OECD vizesi vermesine de tepkiler sürüyor. Türkiye'nin İsrail'i veto etmemesini “vahim” olarak niteleyen MazlumDer: “Karar, bir süredir İsrail’e karşı Filistin tarafında yürütülen politikanın uluslararası sermaye ve politikaya kurban edildiğini gösteriyor.”
İsrail zindanlarında 20. gün
İHH Batı Şeria Temsilcisi Türk vatandaşı İzzet Şahin’in gözaltı süresi 20. gününe girdi. Uluslararası hukuk kurallarına göre hapishanede ağır bir disiplin suçu işleyen mahkûmlar en fazla 7 gün hücrede tutuluyor. Şahin, henüz mahkûm olmadığı, yargılama süreci devam ettiği halde 20 gündür zaman ve mekân algısının olmadığı 4 metrekarelik bir hücrede tutuluyor. İHH İnsani Yardım Vakfı ise Şahin’in serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve milletvekillerine bir mektup gönderdi. Şahin’i savunmak için Türkiye’den Kudüs’e giden avukatlar Cihat Gökdemir ve Gülden Sönmez, 13 Mayıs 2010 tarihindeki duruşmaya da katıldılar. Avukatların tesbitlerine göre İzzet Şahin gözaltına alındığı günden bu yana 4 metrekarelik insani şartlara uygun olmayan bir hücrede tutuluyor. Hücrenin penceresi yok. Taban ve tavanda dâhil olmak üzere her yer siyah renge boyanmış. Zaman, gece gündüz algısı ortadan kaldırmış durumda. Gözaltının ilk 30 saatinde insani ihtiyaçlarının hiç birisi karşılanmamış. Aç bırakılmış, uyumasına izin verilmemiş. Bugüne kadar tutulduğu yer İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şabak’ın gözaltı merkezi. Elleri ve ayakları zincirli olarak mahkemeye getirildi. Önceki mahkemelerde gözleri de bağlı olarak mahkemeye getirildiği iletildi.
MAHKEMEDE SAVCI YERİNE ŞABAK’IN SORGU MEMURLARI VAR
AVUKATLAR Cihat Gökdemir ve Gülden Sönmez, Şahin’in durumuyla ilgili tesbitlerine şöyle devam etti: “Duruşmanın yapıldığı mahkemede savcı yok. Savcı yerine iddia makamında Şabak’ın sorgu memurları bulunmaktadır. Mahkeme başkanı albay rütbesinde bir askerî hâkimdir. Yargılama süreci boyunca mahkeme üzerinde ağır bir siyasal baskı kurulmak istendiği açık bir şekilde görülmektedir. Duruşma askeri hapishanenin içinde bulunan bir salonda yapılmaktadır. Hukuki olarak normal bir yargılama sürecinin yürütüldüğünü söylemek bu koşullar altında mümkün değildir.”
YILDIRIM: ŞAHİN’İN SAĞLIĞINDAN CİDDÎ KAYGI DUYUYORUZ
İHH İnsanî Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım ise Şahin’in durumuyla ilgili şunları söyledi: “İzzet Şahin’in fiziki ve psikolojik sağlığı ile ilgili ciddî kaygı duyuyoruz. Bu endişelerin İsrail yetkilileri tarafından ortadan kaldırılması gereklidir. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine uzun bir gözaltı süresi yoktur. Bu gözaltına derhal son verilmelidir. Gözaltı devam edecekse derhal kaldığı yer değiştirilmeli ve asgari insani şartlara sahip bir ortam sağlanmalıdır. Dosya üzerindeki siyasi baskı durdurulmalı bir insani yardım görevlisinin hayatı uluslar arası siyasete kurban edilmemelidir. İzzet Şahin’in karşılaştığı tüm bu hukuk ve insanlık dışı muameleler sadece onun şahsına değil aslında tüm Türkiye halkına yapılmaktadır. Çünkü İzzet Şahin Türkiye halkının Filistin halkına ulaştırmak üzere verdiği yardımlar için bölgede organizasyon faaliyetleri yürütmekteydi. İzzet Şahin bir insanî yardım görevlisidir. İnsani yardım görevlileri her tür ortamda öncelikli koruma ve destek sağlanılacak kişiler arasındadır. Şahin’in bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
Türkiye “İzzet”ine sahip çıkmalı
KOCAELİ Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformunun 265. hafta basın açıklamasında İsrail tarafından, kanunsuz bir şeklide hapse atılan İHH gönüllüsü İzzet Şahin’in serbest bırakılması istendi. İzzet Şahin’in posterlerinin tutulduğu açıklamada, Türkiye İzzet Şahin’e sahip çıkılması istendi. Açıklamada, şöyle denildi: “İsrail in biran öne bu hukuksuzluğu sona erdirmesi için uluslar arası toplumu ve hükümeti İsrail e baskı yapmaya çağırıyoruz. Hükümet Davos ruhunu unutarak, elinde veto hakkı olduğu halde, İsrail in OECD üyeliğini veto etmemiştir. Bu durum Davos ruhundan geri adım atmaktır. Hükümet bir an önce Davos ruhuna tekrar dönmeli ve ‘İzzeti’ne sahip çıkmalıdır. Hükümetin bu tutumunu kınıyoruz.” Türkiye’nin veto hakkını kullanmaması vahim MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye’nin veto hakkını kullanmayarak İsrail’in Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeliğine icazet vermesinin vahim olduğunu kaydetti. Ünsal, İsrail’in OECD üyeliğine kabul edilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Son alınan karar, özel olarak Türkiye’nin bir süredir İsrail’e karşı Filistin tarafında yürüttüğü politikanın uluslar arası sermaye ve politikaya kurban edildiğini göstermektedir” dedi. Ünsal, İsrail’in hukuk tanımaz ve insan haklarını hiçe sayan tutumu karşısında ulusal ve uluslar arası sivil toplum örgütlerinin, İsrail’in OECD üyeliğini engellemek için yoğun çaba gösterdiğini ancak Türkiye veto hakkını kullanmayarak üyeliği onayladığını söyledi. Ünsal, “İsrail 1948 yılında işgal ettiği Filistin topraklarında ısrarlı olarak en temel hukuk ilkelerini ve insan haklarını çiğnemektedir. Ayrıca vatandaş statüsü verdiği Arapları ekonomik olarak dezavantajlı duruma iterek ve yurt dışından ithal ettiği Yahudi nüfusa ise özel ayrımcılık uygulayarak açıkça ırkçı tutum almaktadır. OECD teşkilâtının kendi ilkelerini hiçe sayarak bu ülkeyi üyeliğe kabul etmesi aslında kendi kendisini yalanlaması anlamına gelir” dedi. “TÜRKİYE’NİN VETO HAKKINI KULLANMAMASI VAHİM” OECD üyelerinin veto hakkını kullanmaması bir yana asıl vahim olanın Türkiye’nin veto hakkını kullanmaması ve İsrail’in üyeliğine icazet vermesi olduğunu ifade eden MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, “Uluslar arası arenada en çok yalnız bırakılması gereken bir zamanda prestijli bir teşkilâta İsrail’in üye yapılması bu ülkenin işlediği suçları görmezden gelmek ve suç işleme potansiyelini cesaretlendirmek anlamına gelir. Bu tavır ve sorumluları, tarihin kayıtlarına alınmıştır” diye konuştu. |
16.05.2010 |
İzmir’de subaylara “Balyoz” soruşturması |
“BALYOZ Planı” iddiaları kapsamında, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla ifadeleri alınacak 3’ü emekli, 9’u muvazzaf olmak üzere toplam 12 subaydan bazıları, İzmir Adliyesi’nde ifade verdi. İzmir Adliyesi’ne, sabah saatlerinde ilk önce Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Doğar geldi. Bir süre sonra da sivil plakalı iki araç otoparkına girerek, ifade için gelen subaylardan bir bölümünü indirdi. Subayların, Başsavcı Vekili Doğar’ın odasında ifade verdiği öğrenildi. Gazeteciler ise adliye binasına alınmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘’Balyoz Planı iddiaları kapsamında, İzmir’de görev yapan ve emekli olduktan sonra şehirde yaşayan 12 subayın ifadesinin alınması yönünde talimat vermişti. Talimat gereği ifadelerine başvurulması istenilen isimler şunlar: Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral K.S, Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral H.H, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral L.G, Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral M.F.İ, albaylar Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı F.D, Y.B.B, N.A, Yarbay M.B.K ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapan Albay N.K ile emekliler H.H.D, H.Y ve T.B.G. |
16.05.2010 |
“Web Fatihi” serbest |
CHP Genel Başkanlığından istifa eden Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri internet ortamına “Web Fatihi” takma adını kullanan biri tarafından konulduğu ileri sürülürken, bu takma adı kendisinin kullandığını ancak konuyla bir ilgisinin olmadığını belirten şahıs Bursa Emniyet Müdürlüğüne başvurdu. Söz konusu kişi, Cumhuriyet Savcısının talimatı doğrultusunda kimlik tespiti yapıldıktan sonra serbest bırakıldı. Önceki gün sabaha karşı adının Hüseyin E. (45) olduğu öğrenilen bir kişi, Fomara Caddesi’nde bulunan Emniyet Müdürlüğü binasına gelerek nöbetçi müdür ile görüşmek istediğini bildirdi. Müdürlükte görevli polisler tarafından nöbetçi müdür ile görüştürülen Hüseyin E, kendisinin internette “Web Fatihi” takma adını kullandığını belirtti. Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntülerle ilgili haberlerde sürekli “Web Fatihi” isminin gündeme geldiğini ifade eden Hüseyin E, internette kendisinin suçlandığını ancak kendisinin bu olayla ilgisinin olmadığını söyledi. Görüntüleri sadece izlediğini bunun dışında bir suçunun olmadığı yönünde ifade verdiği öğrenilen Hüseyin E, Cumhuriyet Savcısının talimatı doğrultusunda Bursa Emniyet Müdürlüğü yetkililerince yapılan kimlik tespitinin ardından serbest bırakıldı. |
16.05.2010 |
Atmosfer olumlu, ama ilerleme yok |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyareti Yunan basınında geniş yer aldı. Gazeteler birinci sayfadan verdikleri haberlerde, “Başbakan Erdoğan’ın ziyareti sırasında imzalanan ikili anlaşmaların iki ülke ilişkilerinde olumlu atmosfer oluşturduğu, ancak Kıbrıs ve Ege gibi özlü konularda ilerleme kaydedilmediği” görüşünde birleştiler. Atmosfer olumlu, sorunlar sürüyor
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Atina ziyareti Yunan basınında geniş yer aldı. Gazeteler birinci sayfadan verdikleri haberlerde, “Başbakan Erdoğan’ın ziyareti sırasında imzalanan ikili anlaşmaların iki ülke ilişkilerinde olumlu atmosfer oluşturduğu, ancak özlü konularda ilerleme kaydedilmediği” görüşünde birleştiler. Elefterotipia gazetesi, “21 Anlaşma, Ancak Anlaşmazlıklar Diken Gibi” başlıklı haberinde, “Dün (önceki gün) Türkiye ile Yunanistan arasında enerji, kaçak göçmen, çevre gibi çeşitli konularda ikili anlaşma ve memorandumların imzalandığını, ancak Ege, Kıbrıs gibi dikenli konularda Türk Başbakanının bilinen taleplerinde ısrar etmesi yüzünden özlü ilerleme sağlanmadığını” yazdı. Haberde, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile Erdoğan’ın, “iki ülke arasında gelişmiş ekonomik işbirliği konusunu da ele aldığına” işaret edildi. To Vima gazetesi, “Küçüklerde 21 Anlaşma, Büyüklerde Anlaşmazlık” başlığını kullandığı haberinde, “Sıcak atmosferde geçen görüşmelerde, iki Başbakanın Yüksek Düzeyde İşbirliği Konseyi’nin oluşturulmasıyla oluşan beklentilerden sıcak ifadelerle söz ederken, sorunların çözümü konusunda farklı yaklaşımlar sergilediğini” yazdı. Ta Nea gazetesi, birinci sayfada Yunanca “Kalos İlthate” (Hoş geldiniz) ile Türkçe “Hoş bulduk” başlığı altında verdiği haberinde, “Türkiye ile Yunanistan arasında oluşturulan Yüksek Düzeyde İşbirliği Konseyi’nin kurumsallaştırıldığı, ancak Ege ve Kıbrıs gibi sorunların halen devam ettiği” yorumunda bulundu. Ta Nea gazetesi, “Niyetler İyi, Dikenler Varlığını Sürdürüyor” başlıklı haber-yorumda da “Ankara’nın yükümlülükleriyle ilgili anlaşmaların imzalanmasıyla kaçak göçmen konusundan, ekonomi ve ticarete kadar birçok konudaki işbirliğinin yeni temele oturtulduğunu” kaydederken, “Taraflar Türk-Yunan yakınlaşmasına yardımcı olma konusunda iyi niyet ifade etti, ancak buna rağmen düzenlenen ortak basın toplantısında ve yapılan görüşmelerde Ege, Kıbrıs ve azınlıklar konusunda dikenlerin varlığını sürdürdüğü görüldü” ifadesini kullandı. Kathimerini gazetesi de “Erdoğan’ın ziyaretinde anlaşmaların imzalandığını, ancak özlü ilerleme sağlanmadığını” yazdı. Ethnos gazetesi, “Atina’da Güvercinler, Ege’de Şahinler” başlıklı haberinde, “Başbakan Erdoğan’ın dostluk taarruzuna Türk savaş uçaklarının refakat ettiğini” savundu. Gazetede, “Başbakan Erdoğan’ın Atina’ya yaptığı önemli ziyaretin birinci gününde, Türk-Yunan ilişkilerinde gerçek anlamda yeni bir sayfa açılması için Atina ile Ankara’nın aşması gereken engel ve zorlukların ortaya çıktığı” değerlendirmesi yapıldı. |
16.05.2010 |
KKTC’de yeni hükümet |
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun hükümeti kurmakla görevlendirdiği Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı İrsen Küçük, Demokrat Partinin (DP) dışardan desteğiyle azınlık hükümeti kuracak. 50 sandalyeli KKTC Cumhuriyet Meclisinde UBP’nin 24, CTP'nin 15, DP’nin 5, TDP'nin 2, ÖRP'nin 2 milletvekili var. KKTC Meclisinde 1 bağımsız, 1 de boş üyelik bulunuyor. KKTC’de azınlık hükümeti
KTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun hükümeti kurmakla görevlendirdiği Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı İrsen Küçük, Demokrat Parti’nin (DP) dışardan desteğiyle azınlık hükümeti kuracak. Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti, hükümet kurma ve 27 Haziran’da yapılacak yerel yönetim seçimleri konusunda mutabakata vardı. Mutabakat, UBP Genel Başkanı İrsen Küçük başkanlığındaki UBP ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş başkanlığındaki DP heyetlerinin önceki gün akşam yaptıkları görüşmede sağlandı. İrsen Küçük, DP ile gerçekleştirilen görüşmede, 5 milletvekili bulunan DP’nin, UBP azınlık hükümetine süresiz destek vermesi, yerel yönetim seçimlerinde ise UBP’nin 20 bölgede, DP;nin ise 8 bölgede belediye başkanlığı için aday göstermesi ve söz konusu seçimlerde partilerin birbirlerinin adaylarına karşılıklı destek vermesi konularında mutabakata varıldığını söyledi. |
16.05.2010 |
Gençlik Ankara’da buluşuyor |
Bedıüzzaman Said Nursî’nin vefatının 50. yılı münasebetiyle Risale-i Nur Enstitüsü tarafından bugün “Risale-i Nur Gençlik şöleni” düzenlenecek. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde saat 14.00’de gerçekleştirilecek olan programda, gazetemizin İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular açış konuşması yapacak. Eğitimci-Yazar İslâm Yaşar, “Risale-i Nur Gençliği” isimli bir konferans verecek. Program da ayrıca 24-25 Nisan 2010 tarihleri arasında yapılan Risale-i Nur Gençlik Kongresi’nde ortaya çıkan deklarasyonlar kamuoyu ile paylaşılacak. Risâle-i Nur bilgi yarışması ödül töreninin de yapılacağı programda, Risâle-i Nur konulu kısa film, karikatür, şiir ve fotoğraf yarışmalarının ödül törenleri de yapılacak. |
16.05.2010 |
Marmaris’te orman yangını |
Muğla’nin Marmaris ilçesi Yalancıboğaz mevkiinde orman yangını çıktı. Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Yalancıboğaz mevkisindeki ormanlık alanda, henüz belirlenemeyen bir sebeple başlayan yangının havadan ve karadan yapılan yoğun müdahaleyle kontrol altına alındığını söyledi. Aydın, yangının kontrol altına alınmasının ardından soğutma çalışmasına başlandığını belirterek, ‘’Şiddetli rüzgâra rağmen ekiplerimiz yangının söndürülmesi için yoğun bir çaba sarf etti. Yangında zarar gören alan çalışmalar bitince belirlenecek’’ dedi. Öte yandan, yerleşim yerleri ve bir otele yakın mesafede çıkan yangını söndürme çalışmalarına belediyelere ait itfaiye ekipleri ve vatandaşlarda destek verdi. Ekipler, yangına 2 uçak, 2 helikopter ve çok sayıda arazözle müdahale etti. |
16.05.2010 |
Malî Kural, 15 Haziran’da başlıyor |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, malî kuralın orta vadeli program (OVP) ve orta vadeli malî planın (OVMP) 15 Haziran’da açıklanmasıyla fiilen uygulamaya başlanmış olacağını söyledi. Malî kuralın Türkiye’yi diğer ülkelerden ayırabilecek önemli bir düzenleme olduğunu belirten Babacan, mali kuralın denetlenmesinin Sayıştay tarafından gerçekleştirileceğini söyledi. Malî kuralı çok ayrıntılı çalışmalar sonucu hazırladıklarını anlatan Babacan, bu sistemin hazırlanmasında çeşitli senaryolarla uygulanabilirliğine baktıklarını bildirdi. Babacan, ‘’Çok farklı ekonomik senaryolarda bile malî kuralın bize uygulanabilir sonuç verdiğini gördük. Yani hayalî sonuçlar vermedi. Siyasî açıdan baktığımızda malî kuralın uygulanabilirliği açısından bize sıkıntıya sokacak bir durum asla yok’’ diye konuştu. |
16.05.2010 |
Ali Sami Yen için yeni ihale |
TOKİ, Ali Sami Yen stadyumunun bulunduğu arsanın satışı için yeniden ihaleye çıktı. TOKİ’nin bazı basın yayın organlarında yer alan ilanına göre, İstanbul’un Şişli ilçesinde yer alan Ali Sami Yen stadyumunun bulunduğu 58 pafta, 1199 ada, 384 nolu parsel (34 bin 450 metre kare), ‘’arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı usulü’’ ile ihale edilecek. Açık ihale yöntemiyle yapılacak ihaleye yerli ve yabancı inşaat firmalarına ve bunların kendi aralarında ya da finans kuruluşlarıyla yapacakları ortak girişimlere açık olacak. İlanda söz konusu ihalenin uluslararası bir ihale olmadığı ifade edilirken ihalenin 24 Mayıs 2010 tarihinde saat 15.30’da Ankara’da TOKİ’de yapılacağı belirtildi. |
16.05.2010 |
Kur’ân’ı bilmeyen kalmasın |
DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘’22 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmada, yüzde 20’lik bir kesimin Kur’ân-ı Kerimi hayatta eline almadığı sonucu bizleri ürküttü’’ dedi. Hoşgör Kur'ân Kursları Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından Karataş Mahallesi’nde yaptırılan Hoşgör Yatılı Kız Kur'ân Kursu’nun açılışında konuşan Mehmet Görmez, Anadolu insanının fıtratında İslâma hizmet etmek olduğunu söyledi. İş adamı Ahmet Ziylan’ın bu kursun da yapılmasına vesile olmasına sevindiğini anlatan Görmez, ‘’Yurt dışına gitmiştim. Büyük bir cami gördüm, caminin Ahmet Ziylan tarafından yaptırıldığını duyunca bir hemşehrim olarak onunla gurur duydum’’ diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanlığının bilgisi dahilinde bir sivil toplum örgütü tarafından yaptırılan araştırmanın sonuçlarının kendilerini ürküttüğünü ifade eden Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’22 bin kişi üzerinde yapılan bu araştırmada, yüzde 20’lik bir kesimin Kur’ân-ı Kerim’i hayatta eline almadığı, yüzde 60’ının Kur’ân-ı Kerim’i eline aldığı ancak yüzüne okuyamadığı ve yüzde 40’lık kesimin de Kur’ân-ı Kerim’i yüzüne okuyabildiği ve yüzde 80’lik bir kesimin ise yüzüne okuduğu Kur’ân-ı Kerim’in mânâsını bilmediği sonucu bizleri ürküttü. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, ülkemizde yaşayan her Müslümanın mutlaka Kur’ân-ı Kerim’i bilmesini isteriz. Ancak, yüzde 20’lik bir kesimin Kur’ân-ı Kerim’i hiç eline almamış olması bizleri çok üzdü. Tüm Kur’ân kurslarımızda okunan Kur’ân’ın mutlaka mealinin okunmasını istiyoruz.’’ Cami ve Kur’ân kurslarının geçmiş yıllarda çok kötü yerlerde ve kötü şartlarda yapıldığına dikkati çeken Görmez, ‘’Ama Allah’a şükürler olsun ki son yıllarda yapılan tüm cami ve Kur’ân kurslarımız, kentlerin ve köylerin en güzel yerlerine gayet modern teknolojiyle yapılıyor. Anadolu insanımız, gazilik maaşını, muhtaçlık maaşını, yetim öksüz aylığı ile bazı kadın ve gençlerin cep harçlıklarını cami ve Kur’ân kursu yapımı için bağışladıkları bizleri çok duygulandırıyor’’ şeklinde konuştu. Fatih İlim ve Araştırma Vakfı Onursal Başkanı Ahmet Ziylan da 200 metrekarelik bir alan üzerine beş katlı yaptırılan yatılı kız Kur’ân kursunun 150 yatak kapasiteli olduğunu ancak bu yıl 75 öğrenci alacaklarını belirtti.
YAZ GELİNCE KUR'AN KURSLARINA TALEP ARTIYOR
YAZ aylarında okulların kapanmasıyla Kur’ân kurslarından talep patlaması yaşadıklarını ifade eden Ziylan, ‘’Bir ilimizde cami yapımı için öğrencilerin dört kese içerisinde okul harçlıklarını gönderdiklerini görünce çok duygulanmıştım. İşte Anadolu insanı bu. Ama hayırsever iş adamlarımız bu çocuklarımızın yaptığı küçük yardımlara muhtaç olmadan ülkemize büyük cami ve Kur’ân kursları yaptığını memnuniyetle görüyoruz. Amacımız, Kur’ân’ın giremediği ev, Kur’ân bilmeyen insan bırakmamak. Çünkü, Yüce Yaradan, ‘Kur’ân okuyan toplumlar hiç bir zaman darlık görmezler’ diye buyuruyor.’’ Konuşmaların ardından, Yatalı Kız Kur’ân Kursu’nun açılışı Görmez, Gaziantep Vali Yardımcısı Mustafa Canarslan, Şahinbey Belediye başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve diğer dâvetliler tarafından yapıldı. Açılışın ardından, misafirlere çeşitli ikramlarda bulunuldu. Açılışa İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Cafer Yılmaz, Oğuzeli Belediye Başkanı Bekir Öztekin, Fatih İlim ve Araştırma Vakfı Başkanı Ökkeş Eruslu ile çok sayıda dâvetli katıldı. |
16.05.2010 |
İslâm dünyasının dikmesi gereken sökükleri var |
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ‘’İslâm dünyasının dikmesi gereken sökükleri, temizlemesi gereken kirlilikleri var. Bunu da ancak biz kınayarak, dışlayarak değil insanımıza doğru dini bilgiyi ve doğru din hizmeti sunarak yapabiliriz’’ dedi. Yapımına 2004 yılında başlanan ve yaklaşık 3 milyon 200 bin TL’ye mal olan Kahramanmaraş Müftülük binası düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış töreni öncesi İmam Hatip Lisesi Mehter Takımı bir konser verdi. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, dünyaya bakıldığında din konusunun bir türlü rahat zemine oturmadığını söyledi. Kimi çevrelerce dinin yanlışları onaylatıcı olarak algılandığını kaydeden Bardakoğlu, şunları söyledi: ’’Kimi çevrelerce özellikle Batıda dindarlığın önemli bir risk alanı olarak görüldüğünü ve hep güvenlik penceresinden konunun ele alındığını görüyoruz. Beyhude korkular ve terimler üretiliyor. Bu konuda İslâm dünyasının da yapması gereken ödevleri var. İslâm dünyasının da dikmesi gereken sökükleri, temizlemesi gereken kirlilikleri var. Bunu da ancak biz kınayarak, dışlayarak değil insanımızın doğru dini bilgiyi ve doğru din hizmeti sunarak yapabiliriz. Ayrıştırmanın, kızmanın, eleştirmenin insanı kırmaktan ve daha uçlara itmekten başka bir anlamı yoktur.’’ |
16.05.2010 |
İslâmIn kubbesİ: Ahlat |
Ahlat’takİ tarihî eserlerin korunması için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Süphan ve Nemrut dağları arasındaki plato üzerine kurulu olan 34 bin nüfuslu Ahlat’ın tarihî, Urartular dönemine kadar uzanıyor. İsminin de, o dönemde verildiği belirtiliyor. Efsaneye göre, Van Gölü’nün müstesna kıyısında hüküm süren Urartu Kıralı “Lat’’, Med’lerin saldırısına dayanamayınca şehir düşer ve hükümdar da ağır yaralar alır. Babasının başını dizine koyan hükümdarın kızı “Ah!’’ çekerek, ince ince göz yaşları döker. Kızın “Ah! Lat, Ah! Lat’’ diye yükselen feryadı, Med’lerin şehre girmesine kadar devam eder. Urartu Kıralı ölür, ancak kızının feryadından, “Ahlat’’ ismi doğar. Ortaçağ Türk-İslâm dünyasının en önemli kültür ve san'at merkezlerinden biri olan Ahlat, yetiştirdiği san'atkârlar ve bilim adamlarıyla, İslâm âleminde üne kavuşmuş, yetiştirdiği san'atkârlar, bilim adamları ile Anadolu, Bağdat, Şam, Halep, Kahire, Horasan ve Buhara gibi İslâm memleketlerinde, “Kubbetül İslâm’’ sıfatıyla anılmış. Ahlat, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Savaşına sahne olmasıyla da, Türk tarihinin şahitleri arasındadır. ANADOLU TARİHİNİN SON BİN YILLIK ÖZETİ Ahlat Kaymakamı Bilal Şentürk, Ahlat’ın, ev sahipliği yaptığı medeniyetlere ait eserleri günümüze kadar koruyabilmiş nadir yerleşim yerlerinden biri olduğunu söyledi. Türkler’in Anadolu’ya girişinde büyük önem taşıyan Ahlat’ın, Anadolu’da yaşanan son bin yıllık tarihin özeti gibi olduğunu vurgulayan Şentürk, Malazgirt Savaşı’nın Ahlat’ta gerçekleştiğini, Sultan Alparslan’ın karargahının yine ilçede kurulduğunu anlattı. Şentürk, Ahlat’ın Anadolu kültürünün oluşmasında temel işlev gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi: “Nüfusu zaman zaman 300 bine kadar çıkan Ahlat, bu süreçte, ilim, kültür, san'at ve ticaretteki gelişimiyle, önemli bir konuma kavuşmuştur. Ancak zaman içinde bu özelliklerini yitirmiştir. Çünkü Ahlat gözde bir yer olması nedeniyle sık sık işgallere uğramış ve tahrip edilmiştir. Depremler ve Kurtuluş Savaşı öncesi Rus işgaliyle nüfusun büyük bir kısmının güneye göç etmiş ve geri dönmemiş. Böylece ilçe tarihteki o şaşaalı ve ihtişamlı konumunu bir ölçüde kaybetmiştir.’’
TARİHÎ ESERLERİ KORUMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPILIYOR
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör, Ahlat’taki tarihi eserleri korumak için bir dizi çalışma yürüttükleri belirterek, şunları söyledi: ‘’Özellikle Ahlat’taki tarihî dokuyu ayağa kaldırma çabası adı altında, Ahlat Sahil Kalesi’nin projeleri bitirildi. İhalesi yapılacak ve kale tamamen restore edilecek. Bunun dışında Ahlat’ta büyük bir müze ve karşılama merkezi yapılıyor. Bu müze bölge müzesi haline gelecek. Yine bunların da projeleri bitti. Kurula sunulacak. İnşallah bu sene bunun uygulamasına da başlanacak.’’ Ahlat’ta ayrıca alan yönetimi konusunda çalışmaların başlayacağını açıklayan Işıkgör, bunun dışında Tarihî Selçuklu Mezarlığı Çevre Düzenleme Projesi kapsamında çalışmalarının bulunduğunu belirtti. Bu sene Ahlat Kültür Merkezi inşaatının tamamlanarak 8 Ağustos’a hazır hale geleceğini belirten Işıkgör, ‘’Eski Ahlat Şehri’’ kazılarının bu yıl da devam edeceğini söyledi.
TURİZM AHLAT İÇİN ÖNEMLİ
Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, Ahlat’ın Türkiye için önemli bir merkez olduğunu ve ilçe için turizm faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını söyledi. Çoban, Ahlat’ın, Anadolu’daki bütün medeniyetler için önem taşıdığını ve önemli yerleşim merkezlerinden biri olduğunu, Özellikle de 1071 süreciyle başlayan ve Anadolu’nun Türkleşme, İslâmlaşma sürecinde Ahlat’ın önemli rolünün bulunduğunu açıkladı. Ahlat’taki tarihî ve kültürel dokunun, sadece Anadolu’da yaşayan insanları değil, bütün insanlık âlemini de ilgilendiren bir özellik taşıdığını belirten Çoban, “Yani Bavyera, Alman medeniyeti için neyse, Roma, Avrupa için neyse Türk milleti içinde Ahlat o anlamı ifade ediyor” ifadelerini kullandı. |
16.05.2010 |
Bir son şahidi daha duâlarla uğurladık |
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin talebesi Savlı Hasan Kurt 90 yaşında vefat etti. Bir süredir tedavi gördüğü belirtilen Hasan Kurt, önceki gece Hakkın rahmetine kavuştu. “Hasan Çavuş” ismiyle de tanınan Hasan Kurt'un naaşı, dün Isparta’nın Sav kasabası Merkez Camiinde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından dualarla toprağa verildi. |
16.05.2010 |