15 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Sistem işliyor, herkes memnun olmalı

YargItay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa değişikliğine ilişkin sürecin devam ettiğini belirterek, ‘’Demokratik sistem işliyor, bundan herkesin mutlu ve memnun olması gerek’’ dedi.

Gerçeker, Adana Barosu’nun düzenlediği ‘’Boşanma Hukuku ve Mal Rejimi’’ konferansı öncesinde, gazetecilerin ‘’Anayasanın referandum tarihinin 12 Eylül’e denk geldiğine’’ dikkati çekmesi üzerine şunları söyledi: ‘’12 Eylül tesadüftür. 4 aylık süre 12 Eylülde doluyor. Yani ondan herhangi bir şey aranmaması gerekiyor. Eğer yasalaşma süreci daha önce olsaydı başka bir tarihe denk gelecekti. YSK takdir yetkisini kullanmış ve oy birliği ile karar almış. Herkesin o karara saygı göstermesi lazım. Önemli olan demokratik sistemdir. Demokratik anayasamızın kabul ettiği bir sistemidir. Oradan çıkacak sonuca herkes saygı gösterecektir. Bir anayasal süreç, demokratik süreç devam ediyor. Bundan sonra göreceğiz, biz de sizler gibi merak ediyoruz.’’ Anayasa Mahkemesine yapılan itirazla ilgili soru üzerine de Gerçeker, ‘’Anayasa Mahkemesine gidilirse, orada çok nitelikli arkadaşlar var. Onlar en doğru kararı verecekler. Demokratik sistem işliyor, bundan herkesin mutlu ve memnun olması lazım’’ cevabını verdi.

15.05.2010


 

ANAYASA PAKETİ İÇİN ESASTAN VE USûLDEN İPTAL İSTEDİ

CHP, anayasa değişikliğinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması isteğiyle 111 imzayla Anayasa Mahkemesine başvurdu. Değişikliğin esastan ve usûlden bozulması istenen dilekçede, 97 CHP milletvekilinin yanı sıra 7 bağımsız, 6 DSP’li ve 1 DP’li milletvekilinin imzası yer alıyor. Öncelikli olarak, şeklî itirazların sıralandığı başvuruda, değişikliğin TBMM Genel Kurulundaki oylamaları sırasında ‘’oy gizliliğine uyulmadığı’’ da ileri sürüldü.

BAŞLANGIÇ MADDELERİNE ATIF YAPILDI,

AYKIRIDIR DENİLDİ

Başvuruda ayrıca milletvekilleri üzerinde baskı yapıldığı, bunun da, anayasanın 2. maddesinde belirtilen ve hukuk güvenliği temel unsuru olan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu da iddia edilerek, ‘’Bu aykırılık, anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesinin anayasanın 4. maddesindeki değiştirilmezlik ilkesine aykırı olarak değiştirildiği anlamına gelmektedir. Bu da yasa koyucuya yetki tanınmamış bir husustur ve anayasanın 2. ve 4. maddelerine aykırıdır’’ denildi.

CHP, yine mahkeme kapısına dayandı

CHP, Anayasa değişikliğinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle 111 imzayla Anayasa Mahkemesine başvurdu. Dilekçede, 97 CHP milletvekilinin yanı sıra 7 bağımsız, 6 DSP’li ve 1 DP’li milletvekilinin imzası yer alıyor. CHP milletvekilleri dışında, DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, Balıkesir Bağımsız Milletvekili Hüseyin Pazarcı, İzmir Bağımsız Milletvekili Harun Öztürk, İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Tan, Ankara Bağımsız Milletvekili Emrehan Halıcı, Manisa Bağımsız Milletvekili Erdoğan Yetenç, DSP İstanbul Milletvekilleri Ayşe Jale Ağırbaş, Hüseyin Mert, Süleyman Yağız, Hasan Macit, DSP Adana Milletvekili Mustafa Vural, DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi de dilekçeye imza koydu. Başvuruda, öncelikli olarak, şekli itirazlar sıralandı ve değişikliğin şekil yönünden tümünün iptali istendi. Başvuru dilekçesinde, yürürlüğün durdurulması da talep edildi.

BAŞLANGIÇ MADDELERİNE

ATIFTA BULUNULDU

Başvuruda ayrıca milletvekilleri üzerinde baskı yapıldığı, bunun da, anayasanın 2. maddesinde belirtilen ve hukuk güvenliği temel unsuru olan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu da iddia edilerek, ‘’Bu aykırılık, Anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesinin Anayasa’nın 4. maddesindeki değiştirilmezlik ilkesine aykırı olarak değiştirildiği anlamına gelmektedir. Bu da yasa koyucuya yetki tanınmamış bir husustur ve Anayasanın 2. ve 4. maddelerine aykırıdır’’ denildi.

‘YARGI ENGEL OLAMAZ’

CHP’nin başvuruda dile getirilen gerekçeler özetle şöyle:

•Değişiklikle, HSYK ve Anayasa Mahkemesi, yürütmenin etki ve baskılarına daha açık bir hale getirilmiştir.

•Artık yargı, hukuki sınırlarına sığamayan AK Parti için bir engel oluşturmaktan çıkacak; kapatılma davaları ve yüce divan yargılamaları korku yaratmaktan uzaklaşacaktır.

•Cumhuriyetin temel felsefesi ve bu felsefeye dayalı devlet yapısı, yapılacak yeni Anayasa değişiklikleriyle rahatça başkalaştırılabilecektir.

•Şekil bakımından bu kadar önemli bir sakatlıkla malul olan kanunun yürürlüğünü sürdürmesi, hukuk devleti niteliğinin, yürürlüğün sürdüğü her an için tekrar tekrar darbe alması anlamına gelmektedir.

•Anayasa Mahkemesince tüm hükümlerinin iptal edilme ihtimali bulunan bir kanun için halkoylaması sandıklarının kurulması, sonradan giderilemeyecek bir zarardır.

15.05.2010


 

Genelkurmay, karakolların yetersizliğini kabul etti

Genelkurmay’dan karakollarla ilgili açıklama geldi. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak yaptığı açıklamada şöyle dedi: ‘’Karakollarımızdaki araç, teçhizat, personel durumu; karakolun bulunduğu yer ve diğer faktörler dikkate alınarak yapılan ana-lizlere göre belirlenmektedir. Zaman zaman karakolların silâh, teçhizat ve imkânları açısından yetersiz oldukları şeklinde yapılan değerlendirmeler, tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır.’’

Genelkurmay: Karakolları en iyi şekilde koruyoruz

GENELKURMAY Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, zaman zaman karakolların silah, teçhizat ve imkanları açısından yetersiz olduğu şeklinde yapılan değerlendirmelerin tam olarak gerçeği yansıtmadığını belirterek, halen iç güvenlik harekatının yürütüldüğü bölgede, 134 karakolun inşaatının devam ettiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğgeneral Gürak, Jandarma karakollarının, Türkiye’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi, iç güvenlik harekat bölgesinde de halkın güvenliğini sağlamaya yönelik kurulduğuna dikkati çekti. Bu karakolların, tıpkı şehir merkezlerindeki polis karakolları gibi, halkın adli ve kolluk ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulduğunu ifade eden Tuğgeneral Gürak, ‘’İç güvenlik harekat bölgesindeki karakollar, bu görevlerin yanı sıra, iç güvenlik harekatında da gerek alan kontrolü, gerekse mahallinden istihbarat temini ve icra edilen operasyonlar için çıkış imkanı sağlamaları sebebiyle önemli ve hayati bir role sahiptir’’ dedi.

TSK tarafından bu karakolların fiziki olarak geliştirilmesi, bazı karakolların yerlerinin değiştirilmesi veya kaldırılmasının, personel, araç, silah ve teçhizat ihtiyaçlarının devamlı olarak sorgulandığını ve gerekli tedbirlerin alındığını vurgulayan Tuğgeneral Gürak, şunları kaydetti:

‘’Karakollarımızdaki araç, teçhizat, personel durumu; karakolun bulunduğu yer, tehdit durumu ve diğer faktörler dikkate alınarak yapılan analizlere göre belirlenmektedir. Bu yaklaşımdan hareketle; zaman zaman karakolların silah, teçhizat ve imkanları açısından yetersiz oldukları şeklinde yapılan değerlendirmeler, tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır.’’

‘’İç güvenlik harekat bölgesinde, halen 134 karakol ile 459 kilometre yolun inşaatı devam etmekte, 61 karakol ve 137 kilometre yolla ilgili ihale çalışmaları da sürmektedir’’ bilgisini veren Tuğgeneral Gürak, karakolların 169’unun TOKİ tarafından 26’sının ise Milli Savunma Bakanlığı tarafından inşa edildiğini bildirdi.

15.05.2010


 

Erdoğan: Referandumu anlatacağız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğine ilişkin kanunun halk oylamasına sunulmasına ilişkin YSK kararıyla ilgili olarak, ‘’Ramazan içerisinde bizler Anadolu’yu adım adım dolaşırken halkımızla kucaklaşacağız, bütünleşeceğiz. İftar sofralarında beraber olacağız’’ dedi. Deniz Baykal’ın istifasıyla ilgili olarak da konuşan Erdoğan, ‘’Eşlerine ihanet edenleri biz hiçbir zaman bu toplumun içinde kalkıp da mağdur olarak göremeyiz’’ şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliği ile ilgili referandurumu Ramazan ayında iftar sofralarında halka anlatacaklarını söyledi. Yunanistan’a giden Başbakan Erdoğan, hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda ‘’Referandumla ilgili 12 Eylül hemen Ramazan Bayramının sonuna denk geliyor. Acaba bu noktada vatandaşların katılımıyla ilgili bir endişeniz var mı’’ sorusu üzerine, ‘’Vatandaşımız iki bayramı birden kutlar. Çifte bayramı beraber kutlarız. Benim vatandaşım artık bu konuda inanıyorum ki milli meselelerde çok daha hassastır. Ramazan içerisinde bizler Anadolu’yu adım adım dolaşırken halkımızla kucaklaşacağız, bütünleşeceğiz. İftar sofralarında beraber olacağız. Sahurlara kadar inanıyorum ki referandumu beraber konuşacağız’’ dedi.

“İHANET EDEN MAĞDUR OLMAZ”

Deniz Baykal’ın istifasıyla ilgili olarak da konuşan Başbakan Erdoğan, “Bu gizli buluşma iddia edildiği gibi gerçekten gerçekleştiyse ki şu ana kadar ana muhalefet lideri böyle bir şeyi yapmadığını da söylemiyor. İsmi geçen diğer isim, o da söylemiyor. Bu milleti ayakta tutan en önemli güç toplumsal ahlakımızdır. Bunun üzerinde spekülasyona girenler var. Ve bunun üzerinden mağdura oynayanlar var ve kusura bakmasınlar böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil ve bu tür rolü oynayanlar eşlerine ihanet edenleri biz hiç bir zaman bu toplumun içinde kalkıp da mağdur olarak göremeyiz, mağdur olarak da kimseye gösteremeyiz.’’

15.05.2010


 

Şahin: AYM, şekil yönünden incelemeli

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Anayasa değişiklikleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin yetkisinin Anayasa’nın ilgili maddelerinde belli olduğunu belirterek, “Anayasa Mahkemesi paketi şekil yönünden incelemelidir.” dedi.

Mehmet Ali Şahin, Beyoğlu Belediyesini ziyareti sırasında, gazetecilerin sorularını cevapladı. YSK’nın referandum sürecini 120 gün olarak ilan etmesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Şahin, ‘’Yasama organının iradesi böyle değil. Ancak, YSK, yasama organının iradesi dışında bir yorum ve değerlendirme yapmıştır’’ ifadesini kullandı. Şahin, YSK’nın kararlarının kesin olduğuna dikkati çekti. Şahin, gazetecilerin “Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararla ilgili sizin beklentiniz ne yönde?” şeklindeki sorusuna ise “Anayasa değişiklikleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkisi Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilmiştir. Sınırlıdır. Sadece şekil açısından bir inceleme yapabilir yapmalıdır. Benim beklentimde bu doğrultudadır. İçeriğe girmemesi gerekir. Anayasa Mahkemesi’ne verilen görev Anayasa Mahkemesi’nde bu şekilde belirlenmiştir” karşılığını verdi.

15.05.2010


 

Gül: Başvuru hukukî bir haktır

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ilişkin olarak, ‘’Bu hukuki anlamda bir haktır.

Böyle bir hakkın kullanılmasına kimse bir şey söyleyemez’’ dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Aydın Valiliğini ziyaret etti. Valilikte resmi törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, tören kıtasını denetledi. Vatandaşların sevgi gösterisinde bulunduğu Gül, elinde Türk bayrağı ve yerel giysiler içinde kendisini bekleyen Ayşe Tülü isimli yaşlı kadınla bir süre sohbet etti. Ziyarette gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa değişikliğinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi: ‘’Bu hukuki anlamda bir haktır. Dolayısıyla böyle bir hukuki hakkın kullanılıp kullanılmayacağı, siyasi partilerin ve milletvekillerinin iradelerindedir. Böyle bir hakkın kullanılmasına kimse bir şey söyleyemez.’’ Referandum tarihinin 12 Eylül 2010 olarak belirlenmesine ilişkin bir soruya da Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Tabii, çeşitli yorumlar yapılıyor, ancak bu Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun kararıdır ve kesindir. Bu kararın temyizi yoktur. YSK’nin kararı bu şekilde olmuştur’’ cevabını verdi.

15.05.2010


 

Baykal, Kılıçdaroğlu ile görüştü

CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.

Kılıçdaroğlu, Baykal'ın Angora Evleri'ndeki konutunda gerçekleşen görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, uzun ve yararlı bir görüşme yaptıklarını, yalnız son günlerdeki gelişmeleri değil ülke gündemine ilişkin değişik konuları da değerlendirdiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi. ‘’Baykal, CHP’de değişim ve uzlaşmadan yana. İlk gün söylediği sözlerin bugün de arkasında olduğunu ifade etti. Genel Başkan uzlaşmanın altını çizdi. Bu süreçte parti içinde bir çatışmanın, bir ayrışmanın olmadığını, eğer uzlaşmayı parti kadroları sağlarsa, bu bağlamda kendisinin de destek vereceğini ifade etti. Kendisinin sorumluluğunun da bu bağlamda önemli olduğunu belirtti. Ben de kendisine teşekkür ettim.’’ CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ayrıca Baykal’ın kendisine, partinin tabanının ve yöneticilerinin uzlaşacağı bir adayın çıkması halinde onu destekleyeceğini ifade ettiğini söyledi.

15.05.2010


 

CHP: Komplolardan Başbakan sorumlu

CHP’den Deniz Baykal ile ilgili iddialar konusunda yapılan açıklamada, ‘’Bir karargahtan hazırlandığı anlaşılan komplolarla ne Başbakan’ın sorumluluğunu, entrikacılığını örtbas etmek ne de Sayın Deniz Baykal’ı karalamak mümkündür’’ denildi.

CHP İletişim Koordinatörlüğünden yapılan yazılı açıklamada, dün bir gazetede yer alan ‘’Siyasî Hayatı 4 Yıl Önce Biterdi’’ başlıklı açıklama, ‘’Son günlerde ortaya atılan ikinci alçakça komplo’’ olarak değerlendirildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Bu komplo hakkında bilgisi olanları ve dört yıl önce gündeme getirilmek istenen komployu bugün ortaya atma ihtiyacı duyanları, ne biliyorlarsa ‘Mezara gitme’ edebiyatına da sığınmadan açıklamaya davet ediyoruz. Çünkü, dün olduğu gibi bugün de ‘Benimle mezara gider’ kollamacılığı, komplolara ve komplocuya kol kanat germeye hizmet eder. Kim ne biliyorsa mertçe ortaya çıkmalı, bildiklerini açıklamalıdır. Bir karargahtan hazırlandığı anlaşılan komplolarla ne Başbakan’ın sorumluluğunu, entrikacılığını örtbas etmek ne de Sayın Deniz Baykal’ı karalamak mümkündür.’’

15.05.2010


 

İhbarcı ikinci kez adliyede

CHP Genel Başkanlığından istifa eden Deniz Baykal’a yönelik suikast iddiasında bulunulacağı yönünde elektronik posta attığı ileri sürülen ve dün mahkemece serbest bırakıldıktan sonra savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınan Ş.K, adliyeye sevk edildi.

Alınan bilgiye göre, Baykal’a yönelik suikast düzenleneceği yönünde emniyete elektronik posta gönderdiği iddiasıyla gözaltına alınan ve dün mahkemece serbest bırakılan Ş.K. hakkında savcılığın itirazı üzerine, yeniden yakalama kararı çıkartıldı. Söz konusu karar üzerine İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan şüpheli, emniyete getirildi. Ş.K, buradaki işlemlerinin ardından Şişli Adliyesine sevk edildi.

15.05.2010


 

Yeni hükümet, Türkiye’yi AB’de görmek istiyor

İngİltere’de 65 yıl aradan sonra Muhafazakâr Parti ile Liberal Demokrat Parti arasında kurulan ilk koalisyon hükümetinin, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine yönelik destek politikasını sürdüreceği bildirildi.

İngiltere dış politikasında Türkiye’nin AB üyeliğine destek verilse de hükümeti kuran Muhafazakâr Partinin “AB’ye yönelik şüpheci yaklaşımı”, yeni koalisyon hükümetinin Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin tavrının nasıl olacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Başbakan David Cameron’ın lideri olduğu Muhafazakâr Partinin seçim kampanyaları döneminde açıkladığı yaklaşık 120 sayfalık parti programının 110. sayfasında Türkiye’den bahsediliyor. Burada AB ve Türkiye ile ilgili şu ifade yer alıyor: “AB’nin kapılarının Türkiye’nin de aralarında bulunduğu, AB’ye katılmak isteyen, katılım kriterlerini karşılamak zorunda olan ülkelere açık olması için baskı yapmak.”

Muhafazakârların koalisyona gittiği, daha AB yanlısı Liberal Demokratlar da Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin benzer görüşleri paylaşıyor.

15.05.2010


 

Yıldız: Yama yasalarla anayasa düzelmez

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, bugüne kadar 16 kez anayasada çeşitli değişiklikler yapıldığını, ancak sorunun çözülemediğini ifade ederek, “17. kez yapılacak değişiklik de sorunu çözmez. Artık değişiklik zamanı geçmiştir.

Yama yasalarla anayasa düzelmez” dedi. BDP Batman İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Anayasa Değişikliği Paketi’ konulu söyleşiye katılan Yıldız, anayasanın, birlikte yaşayan insanlar arasındaki ilişkiyi ve insanlarla devlet arasındaki ilişkiyi sağlayan mutabakat olduğuna dikkat çekti. Yıldız, anayasayı yaparken ülkede yaşayan Kürt, Alevi, Çerkez, işçi vs her kesimin tanımlanması, taleplerinin dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptı. 82 Anayasasının militarist bir ruhla devleti ve tek bir ırkı kutsayan bir anlayışla yazıldığını, bu nedenle tümden değişmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldız, “Bugüne kadar 16 kez anayasa da çeşitli değişikler yapılmıştır, ancak sorun çözülememiştir. 17. kez yapılacak değişiklik de sorunu çözmez. Artık değişiklik zamanı geçmiştir. Yama yasalarla anayasa düzelmez.” diye konuştu.

15.05.2010


 

Yargıtay’dan suç duyurusu

Yargıtay, Başsavcı Cihaner’in yargılandığı dosyayı göndermeyen Erzurum 2.Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında Bakanlığa suç duyurusunda bulundu.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in Yargıtay 11. Ceza Dairesinde yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, sanık Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner hazır bulundu. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve Cihaner’in ‘’Ergenekon terör örgütü üyesi olmak’’ suçlamasıyla yargılandığı dava dosyası ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ve sanıkları arasında Kurmay Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu, ‘’İrtica ile mücadele eylem planı’’ dava dosyasının, birleştirme kararı beklenmeden kurye ile Daireye gönderilmesine karar verdi.11. Ceza Dairesi ayrıca, dava dosyasını göndermeyen ve verdiği cevabi yazıda, yazışma ve nezaket kurallarına aykırı davrandığını ileri sürdüğü Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi yetkilileri hakkında da Adalet Bakanlığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

15.05.2010


 

“Kafes” delilleri Malatya’ya gönderilecek

Malatya’dakı Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davaya bakan mahkeme, “Kafes Eylem Planı” dosyasında bulunan delillerin tamamının istenmesine karar verdi.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, önceki duruşmada da gündeme gelen ‘’Kafes Eylem Planı’’yla ilgili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyada bulunan tüm delillerin istenmesine karar verdi. Kararda, ‘’deliller incelendikten sonra dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceğine karar verilmesi’’ ifadesi yer aldı. Mahkeme heyeti ayrıca müdahil avukatların talebi üzerine Amasya’da tutuklu bulunan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki Hrant Dink davasında tanık olarak dinlenen Erhan Özel’in hangi suçtan ceza evinde bulunduğu ve ceza evine giriş tarihinin istenmesi konusunda karar aldı. Heyet, ayrıca tanığın 14. Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifadenin tutanağının istenmesini, Malatya’da tanık olarak dinlenmesi yönünde gereğinin düşünülmesini de kararlaştırdı. Talepleri alan mahkeme heyeti, duruşmayı 25 Hazirana bıraktı.

15.05.2010


 

Aydın’da orman yangını

Aydin’In Germencik ilçesinde özel bir ağaçlandırma sahasında yangın çıktı.

Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Germencik ilçesine bağlı Erbeyli köyündeki tarım arazisinde başlayan yangının köye ait özel ağaçlandırma sahasındaki çam ağaçlarına sıçradığını söyledi. Aydın, ‘’Yangına 2 helikopter ve arazözlerle müdahale ediyoruz. Bölgeye çok sayıda orman işçisi de gönderildi” diye konuştu.Bu arada, yangına müdahale eden 2 helikopterden 1’inin Marmaris’te konuşlandırılan yangın söndürme helikopteri olduğu bildirildi.

15.05.2010


 

Bizi birbirimize düşüremezler

Muğla Üniversitesi (MÜ)’nde salı gecesi iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgada faili meçhul bir kurşunla omuzundan vurularak ağır yaralanan Şerzan Kurt’un (21) babası Ömer Kurt, “Bizi kimse birbirimize düşüremez” dedi.

Batman Fatih İlköğretim Okulu’nda öğretmen olan Kurt, Anadolu insanının yıllardır birarada yaşadığına dikkat çekerek, “Türkiye’nin hiçbir yerinde, bana ne kadar sıkıntı gelirse gelsin kimsenin tırnağının kırılmasını istemiyorum. Öğrencilerime öğrettiğim felsefe budur. Toplumu kötüye yönlendirecek bir tavır ve davranış içinde olamayız. Biz kimsenin ölmesinden yana değiliz. Biz kardeşiz, dostuz, komşuyuz. İnsan kardeşinin, dostunun burnunun kanamasını ister mi?” şeklinde konuştu. İnsanlık dersi veren acılı baba, taşkınlık yapan öğrencilere seslenerek, “Çocuğumun başına geldi diye başkasının da başına gelmesini, kimsenin burnunun kanamasını istemiyorum.” dedi. Olayı 12 Mayıs sabahı telefonla duyduğunda önce inanmadığını belirten acılı baba, insanları birbirine kırdırmak ve dövüştürmek niyeti imareleri gördüğünü vurguladı. Kurt, şunları söyledi: “Oynanmak istenen oyunların bir kısmı da sanırım Muğla üzerinden tezgâhlanıyor, çünkü çocuğumdan aldığım bilgi ve izlenimlerden, yanlış yönlendirme ve tuzağa düşme gibi bir durum olduğunu anladım.”

15.05.2010


 

Belediye başkanına 8 yıl hapis

Batman’da gerçekleştirilen iki ayrı izinsiz gösteride polise taş atan grubun önünde yer aldığı iddiasıyla yargılanan BDP’li Gercüş Belediye Başkanı Esat Üner, 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuksuz yargılanan sanık Esat Üner ile avukatı Ahmet Özmen hazır bulundu. Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı mütalaasını okuduktan sonra mahkemeye sundu. Mütalaada, sanık Üner’in 06 Aralık 2010’da terör örgütünün çağrısı üzerine Batman Belediyesi önünde toplanan grup içerisinde yer aldığı belirtildi. Mütalaada, grubun ara sokaklara kaçarak güvenlik güçlerine karşı taşlı saldırıda bulundukları, sanık Üner’in de bu eylemci grubun en önlerinde yer aldığı, güvenlik güçlerince yapılan uyarılara rağmen dağılmayarak eylemlerini sürdüren grup ile birlikte hareket ettiği, tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır’’ denildi.Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aranın ardından sanık Üner’i ‘’terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’’ ve 2 kez 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet etmek suçundan toplam 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

15.05.2010


 

Alevî Çalıştayları kitap oldu

AlevÎ vatandaşların sorunlarını tespit etmek ve çözüm konusunda adımlar atmak için gerçekleştirilen 7 Alevi çalıştayında yapılan müzakereler kitap haline getirildi.

Çalıştayların 7 oturumu, Madımak Oteli ile ilgili toplantı, Alevi inanç önderlerine verilen yemekte yapılan müzakerelerle, çalıştay ön raporu ve çalıştaylar hakkında basında yer alan haberler 11 cilt halinde basıldı. Sunum yazısını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kaleme aldığı kitaplarda, Devlet Bakanı Faruk Çelik de çalıştay süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. ‘’Alevi Belleği’’ olarak tanımlanan ve 2 bin 500 adet basılan ciltler, çalıştaylara katılan 600 davetli başta olmak üzere milletvekillerine, il ve üniversite kütüphanelerine, rektörlüklere, tüm alevi sivil toplum kuruluşlarına, diyanet işleri başkanlığına, TV ve gazetelerin yöneticilerine, yazarlara ve entellektüellere gönderilecek. Kitaplar, Devlet Bakanı Çelik’in düzenleneceği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılacak.

15.05.2010


 

Demokrat ruh ayakta

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin 60. yıldönümü münasebetiyle bir mesaj yayınladı. Cindoruk mesajında, “Bu güzel günün heyecanını, 60 yıl önceki coşku ve kıvançla bir kez daha yaşıyoruz. ‘Kırat’ ruhuyla, dimdik ayaktayız” dedi.

Cindoruk: Kırat ruhu, 60 yıldır dimdik ayakta

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Demokrat Parti’nin 60 yıl önce 27 yıllık tek parti iktidarını sona erdirerek, milletin özgür iradesini iktidara taşıdığını belirterek, ‘’Kırat ruhu, 60 yıldan beri dimdik ayakta’’ dedi.

Cindoruk, Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin 60. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, bu güzel günün heyecanını, 60 yıl önceki coşku ve kıvançla bir kez daha yaşadıklarını ifade etti. Cindoruk, mesajında şunları kaydetti: ‘’Bugün, tarihimizin altın harflerle yazılmış dönüşüm sayfalarından birinin yıl dönümünü kutluyoruz. Bugün, Türk demokrasisinin mutlu bir günü. Demokrat Parti’nin, yüzde 90 gibi rekor bir katılımla gerçekleşen, siyasi tarihimizin tek dereceli ve meşru ilk genel seçimleri sonucunda, toplam oyların yüzde 53.35’ini elde ederek, parlak bir seçim zaferiyle, 27 yıllık tek parti iktidarını sona erdirdiği, milletimizin özgür iradesini iktidara taşıdığı o ünlü 14 Mayıs 1950’nin 60. yıl dönümü. Bu güzel günün heyecanını, 60 yıl önceki coşku ve kıvançla bir kez daha yaşıyoruz. Ne mutlu bizlere ki bugün de aynı Demokrat Partililik inanç ve bilinciyle dopdoluyuz. Kırat ruhuyla, dimdik ayaktayız. Hedefimiz aynı, misyonumuz aynı. Aynı mücadele ve şeref bizleri bekliyor. Bugün de, 60 yıl önceki gibi, büyük sıkıntılar içindeki halkımızın toplumsal muhalefetini örgütlemek, beklenti ve taleplerini ‘yeter, söz milletindir’ kararlılığı ile iktidara taşımak zorundayız. Millet bugün de, hilesiz, hurdasız, yalansız, dolansız, tuzaksız, korkusuz, istismarsız, ayıpsız bir yaşam ve demokrasi istiyor. Millet, özgür iradesinin baskı altında tutulmamasını, yoksulluğunun ve çaresizliğinin sömürülmemesini istiyor. Millet, birlik, bütünlük, dayanışma, adalet ve eşitlik istiyor. Millet, kardeşlik, güven, kalkınma, huzur, iş, aş ve özgürlük istiyor.’’

15.05.2010


 

İMTİHAN STRESİ başarıya engel

DavranIş Bilimleri Enstitüsü (DBE) Çocuk ve Genç Bölümünden uzman psikolog Şeyda Özdalga, sınava giren her 100 öğrenciden 65-70’inin sınav kaygısı taşıdığını belirterek, öğrencilerin sınav öncesi kaygı kontrolü için zihinsel, duygusal, davranışsal ve fiziksel düzenlemeleri yapmalarının çok önemli olduğunu söyledi.

Sınav kaygısının psikolojik yönleri ve bununla baş etmenin yollarına ilişkin bilgi veren Özdalga, sınav sisteminin Türkiye’de sınav kaygı oranını diğer ülkelere göre arttırdığını, bu durumda kaygı kontrolünün, performansı geliştirmek için önem taşıdığını kaydetti. Özdalga, Türkiye’de sınav kaygısı, kaygı seviyelerine göre değişmekle birlikte yüzde 65-70 oranında görüldüğüne işaret ederek, sınav kaygısının sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan, yoğun kaygı, endişe ve korku duygularının bir arada yaşanması durumu olduğunu söyledi.

Normal olarak her insanın çeşitli durumlarda bu duyguları yaşadığını dile getiren Özdalga, ancak henüz gelişimleri devam eden çocuk ve gençlerde bu psikolojik durumun kolaylıkla başa çıkamayacakları bir hal alabildiğini vurguladı. Şeyda Özdalga, sınav kaygısının seviyesini arttıran, bunun sonucunda da performansı düşüren ve kaygıyı tetikleyen psikolojik durumlar bulunduğuna işaret ederek, bunların sınav hazırlığının tam yapılmamış olması, ders ve çalışma yükünün fazla ve süresinin uzun olması, kişinin doğru çalışma stratejilerine sahip olmayarak, bu ders yükünün altından kalkamaması, daha önceki başarı ve başarısızlıkları, ailenin beklentileri ve başkalarıyla yapılan kıyaslamalar, sınavın hayattaki başarının tek kriteri olarak görülmesi olduğunu söyledi.

Ders çalışmayı sürekli ertelemenin de bir sınav kaygısı belirtisi olduğuna dikkat çeken Psikolog Özdalga, kaygıdan korunmak için özellikle kaygının sebeplerini tesbit etmenin önemli olduğunu vurguladı. Özdalga, şu önerileri dile getirdi: ’’Öğrencinin, güne hafif bir gevşeme ve fizik egzersizle başlaması, kaygı hissettiği durumlarda diyafram nefesi ile 4 saniyede burundan aldığı nefesi 8 saniyede ağzından yavaşça vererek en fazla arka arkaya 5 kez nefes egzersizi yapması gerginliği azaltan, korkuyu kontrol altına alan etkenlerden biridir.’’ Şeyda Özdalga, ailelerin, özellikle çocuğunu başkalarıyla kıyaslamaması, sınavın hayattaki başarının tek kriteri olarak görülmemesi, gerektiğini vurguladı.

15.05.2010


 

Türk Eğitim-Sen, MEB’e dâvâ açtı

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’Öğrencilerin YGS, LYS’ye hazırlanmak için rapor alıp, izinli olmaları halinde öğretmenlere ek ders ücreti ödemesi yapmayacağını belirten MEB’e dava açtık’’ dedi.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, sendika olarak 4 Mart 2010’da MEB’e bir yazı göndererek, LYS ve YGS’ye hazırlanan öğrencilerin izin haklarını toplu kullanabileceklerini, bu esneklikten ötürü sınıfta bulunmadıkları için ders anlatamayan öğretmenlerin ek ders ücretlerinde kesinti yapılacağı endişesini yetkililere aktardıklarını belirtti. Koncuk, lise son sınıfta okuyan öğrencilere tanınan devamsızlık hakkı nedeni ile öğretmenlere, ‘’fiilen ders görevini yerine getirmiyor’’ denilerek, ek ders ücretleri ödenmemesini ‘’Hem hakka ve hukuka aykırı olduğunu, hem de öğretmenleri cezalandırmak anlamına geldiğini’’ belirtti.

15.05.2010


 

Madencinin cesedi 31 saat sonra çıkarıldı

Kütahya’nIn Tavşanlı ilçesinde özel maden ocağında önceki gün meydana gelen göçük altındaki işçinin cesedi, olaydan 31 saat sonra çıkarıldı.

Alınan bilgiye göre, Garp Linyitleri İşletmesi (GLİ) Müessesesinin tahliye birimince önceki gece meydana gelen olayın ardından yürütülen kurtarma çalışmalarında, Yörgüç Köyünün Çanacık mevkiindeki ocakta yaşanan göçükte mahsur kalan Ali Osman Oktay’ın (31), cesedi bulundu. Bir göçük daha meydana geldiği için kendi can güvenliklerini sağlayarak çalışmalarını sürdüren ekipler, Ali Osman Oktay’ın cesedine olaydan 31 saat sonra ulaştı. Ceset, Tavşanlı Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesine gönderildi. Göçükte 5 kişi kurtarılmış, Süleyman Koç’un (36) ise cesedi çıkarılmıştı. Ali Osman Oktay’ın kurtarılması için yoğun çaba harcayan ekiplerin çalışması, 1 saatlik elektrik kesintisi sebebiyle aksamış ve daha sonra jeneratörle çalışma sürdürülmüştü.

15.05.2010


 

ÖĞRENCİLER A, B VE C PLANI YAPMALI

Özdalga, öğrencilerin sınav öncesi kaygı kontrolü için kazanmak istediği okul ‘A’ planını oluşturuyorsa, mutlaka bir ‘B’ planı, ‘C’ planına da sahip olmaları ve bu seçimde gerçekçi değerlendirmeler yapmalarının önemli olduğunu vurguladı.

Sınavın hayat başarısının tek kriteri olmadığını hatırlatan Özdalga,, “Sınavdan 2-3 gün öncesinde çalışmayı bırakmak, her günkü bedensel aktivitesini devam ettirmek, uyku düzenindeki değişikliklere ‘uyuyamıyorum’, ‘ya sınav öncesi gece uykusuz kalırsam’ şeklinde odaklanarak uykusuzluğa ve kaygıya sebep olmamak, aşırı, zorlayıcı spor aktiviteleri yapmamak da önemlidir” dedi.

15.05.2010


 

Örgün eğitimde Arapça’ya vize

Örgün eğitim kurumlarında Arapça eğitim ve öğretiminin yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmî Gazete’de yayımlandı.

Kararda, ‘’Örgün eğitim kurumlarında Arapça eğitim ve öğretiminin yapılması; Millî Eğitim Bakanlığı’nın 24 Mart 2010 tarihli ve 1896 sayılı yazısı üzerine, 14 Ekim 1983 tarihli ve 2923 sayılı Kanunun 2. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 8 Nisan 2010 tarihinde kararlaştırılmıştır’’ denildi.

15.05.2010


 

LYS başvuru süresi uzatıldı

2010 Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) başvuru süresi, 18 Mayıs Salı günü saat 17.00’ye kadar uzatıldı.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, başvuru süresinin 18 Mayıs Salı gününe kadar uzatıldığı kaydedildi.

15.05.2010


 

Kamuda ‘yazlık kıyafet uygulaması’ başlıyor

Kamuda Yazlık Kıyafet Uygulaması Pazartesi günü başlıyor. Yaz mevsimine girilmesi sebebi ile kamu kurum ve kuruluşlarda, kılık kıyafete dair yönetmelik ile Başbakanlık genelgesine bağlı olarak, 17 Mayıs ve 15 Eylül tarihleri arasında yazlık kıyafet uygulamasına başlanacak.

Valilik tarafından Bursa’daki bütün kamu kurum ve kuruluşlara dağıtımı yapılan karar, 17 Mayıs Pazartesi gününden itibaren uygulamaya geçecek. Yaz boyunca devam edecek uygulama 15 Eylül Çarşamba günü sona erecek.

15.05.2010


 

Filistinli mülteciler el becerilerini sergiledi

Kocaelİ’den Şam’a gelen bir grup gönüllü kadın, Şam’da yaşayan Filistinli mülteci kadınlara el becerileri kursu verdi.

Bir ay süren ve önceki gün tamamlanan kursun ardından, Filistinli kadın kursiyerlerin el emekleri düzenlenen kermes ile satışa sunuldu.

Gönüllü grubun sorumlusu Esra Akbay, “Filistinli mülteci kadınlara meslekî beceri kazandırmak istedik, bu nedenle birkaç kişi birleşerek Şam’a geldik” dedi. 4 haftalık kurs programı çerçevesinde, 28 kursiyere dikiş-nakış ve örgü eğitimi verdiklerini belirten Akbay, “Filistinli mülteciler ve özellikle mülteci kadınlar için birşeyler yapmak istiyorduk. Maddî yardımın çok kalıcı olmadığını görüyoruz. Hem beceri kazanmalarını, hem de aile bütçesine katkıda bulunmalarını amaçladık” dedi.

Akbay, el becerilerinin yanı sıra kermes düzenleme ve grup içi yardımlaşma faaliyetlerinin nasıl yönetileceği gibi konularda da Filistinli mülteci kadınlara bilgi aktardıklarını söyledi.

Filistinli kursiyerlerin kursa başlamalarının ardından günlük alışkanlıklarını da değiştirdiklerini anlatan Akbay, “Bu faaliyetimizin Türkiye’deki kadınlara da örnek olmasını umuyoruz. Kadınlar ferdi çabalarını birleştirilerek aileleri için çeşitli faaliyetlerde bulunabilirler” diye konuştu.

15.05.2010


 

Ağaçtan kitap topladılar

‘’Kocaelİ 2. Kitap Fuarı’’ öncesi Hürriyet ve Cumhuriyet caddeleri arasındaki ‘’Yürüyüş Yolu’’ güzergâhında yolun iki tarafındaki tarihî çınar ağaçlarına Büyükşehir Belediyesi ekiplerince bin 200 kitap iplerle asıldı.

Faaliyetin saat 08.00’de başlamasıyla birlikte çevrede toplanan kalabalık, dünya klâsiklerinin de aralarında bulunduğu kitapları yaklaşık 4 dakikada ağaçlardan aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, kitabın toplumların aydınlanması ve gelişmesinde en önemli ögelerden biri olduğunu, bu sebeple kitap okuma oranının artması, toplumun okuma alışkanlığı edinmesi gerektiğini söyledi. Kitaba duyarlılığın artması amacıyla fuar öncesi böyle bir faaliyet düşündüklerini anlatan Karaosmanoğlu, kitap tutkunlarının zengin bir kitap fuarıyla karşılaşacağını bildirdi. ‘’Ağaçlar önce çiçek açtı, şimdi kitap veriyor’’ diyen Karaosmanoğlu, ‘’Güzel bir espri, tüm Kocaeli halkını, hemşehrilerimizi, gençlerimizi, kadınlarımızı fuarımıza bekliyoruz. Kitap almalarını ve okumalarını tavsiye ediyorum’’ dedi. Karaosmanoğlu, ayrıca Uluslararası Fuar Merkezi’nde 12 bin metre karelik kapalı alanda gerçekleştirilecek fuarın, TÜYAP’ın İstanbul ve İzmir’deki fuarlarının ardından en büyüğü olacağını ve 200 bin ziyaretçi beklediklerini söyledi.

15.05.2010


 

Bardakta mısır değil, kısır

Bursa’da bir restoran işletmecisi, kadınların ‘’altın günleri’’nin vazgeçilmez yiyeceği ‘’kısır’’ı bardakta satmaya başladı. Alışveriş merkezlerinde çeşitli soslarla karıştırılarak satılan bardakta mısıra rakip olan ve bardağı 1 liradan satışa sunulan kısır, yoğun ilgi görüyor.

Restoran işletmecisi Ayşegül Koroncu, son yıllarda oldukça ilgi gören bardakta mısırdan esinlenerek, kısırı bardakta satmaya başladığını söyledi. Koroncu, kısırın bulgur, salça, yağ, maydanoz ve domates gibi tabiî malzemelerden yapıldığını dile getirerek, şöyle konuştu: ‘’Mısırın bardakta satılmasından yola çıkarak, kadınların altın günlerinin vazgeçilmez yiyeceği kısırı bardağa koyup, satışa sunduk. Çevremdekiler hep kısırı çok güzel yaptığımı söyler. Ben de bunu diğer ürünlerimizin yanında satışa sunmak, başka kişilerle paylaşmak istedim.’’ Bardakta kısıra genellikle gençlerin ilgi gösterdiğini anlatan Ayşegül Koroncu, ‘’Bardakta sattığım kısırı görenler ilk etapta şaşırıyor. Ama yedikten sonra bir tane daha almak istiyorlar’’ dedi.

15.05.2010


 

Dubai’de altın çekme makinas

Dubaİ’de bir otele, para çekme makinelerine benzeyen “altın çekme makinesi” yerleştirildi.

Otel yönetiminin amacının, müşterilerin altın almasını kolaylaştırmak olduğu belirtildi. Makine, parayı yatırınca 10 gramlık külçe altın veriyor. Dubai’de altın fiyatları son günlerde rekor seviyeye çıktı.

15.05.2010


 

4 bin yıl önce de hapishane varmış

Günümüzde değişik modelleri bulunan hapishanelerin, Anadolu’da 4 bin yıl önce de var olduğu, bazı suçluların hapishanelerde tutuldukları bildirildi.

Kültepe höyüğünde kazı çalışmaları yapan Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, höyükten çıkan çivi yazılı tabletlerin günümüzden milâttan önce 2 binli yıllardaki hayat tarzı hakkında fikir verdiğini belirtti. Kulakoğlu, okunan bir çivi yazılı tablette, yerel bir kralla aralarındaki ticarî bir meseleden dolayı anlaşmazlık çıkan Asurlu Bazia’nın krala gönderdiği mektubunda 10 aydan beri hapishanede yattığını, kendisini kurtarması için elçi göndermesini rica ettiğini anlattı.

15.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım