Güncel |
DEMOKRATİKLEŞME İLE ÇELİŞİYOR |
Özgür Eğitim-Sen Başkanı Yusuf Tanrıverdi: Eğitimin ideolojikleştirilmesine göz yumulamaz. Hiçbir eğitim formasyonu olmayan askerlerin okullara girip öğretmen ve öğrenciler üzerinde tehdit oluşturması normal karşılanamaz. Sivil anayasayı ve demokratikleşmeyi tartıştığımız ortamda Millî Güvenlik dersi gibi bir uygulamanın var olması büyük çelişki. Derhal kaldırılması gerekir. OKULLARA ASKER DENETİMİ İÇİN Mİ?
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez: Askerler bu yolla okulları da gözetim ve denetim altında mı tutuyorlar? Sivil ve demokratik eğitimin gereği olarak, Millî Güvenlik dersinin gerekliliği ve müfredatı MEB Talim ve Terbiye Kurulu tarafından tekrar ele alınmalı, gerekliyse dersin sivil öğretmenlerce verilmesi sağlanmalı. Militarist eğitime hayır OKULLARDA Millî Güvenlik dersine giren subayların, 1998-2008 yılları arasında 40’tan fazla ilde öğrenci ve öğretmenleri “namaz kılıyor, türbanlı, bölücü, solcu” diye fişlediklerine ilişkin gazetelerde yer alan haberler üzerine, eğitimciler ve hukuk çevrelerinden büyük tepki geldi. Eğitimci ve hukukçular bu uygulamanın sakıncalı olduğu ve derhal kaldırılması konusunda hemfikir. İşte bu konuda gazetemize açıklamalarda bulunan ve tepkilerine dile getiren bazı eğitimci ve hukukçuların görüşleri: HÜKÜMET ACİLEN BU DERSİ KALDIRMALI Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi: ”Millî Güvenlik dersi 1926 yılından beri okutulan bir derstir. 1998’e kadar dersin içeriği askerlik mesleğini tanıtan bilgilerle oluşmuşken bu tarihten sonra yakın tarihin ve güncel konuların işlendiği, değerlendirildiği tek ders olmuştur. Kıbrıs sorunu, Avrupa Birliği, Kürt sorunu, irtica, laiklik konularında çocuklara nasıl düşünecekleri muvazzaf ya da emekli subaylar tarafından öğretilmektedir. Ders kitabının içeriği tamamen askerler tarafından belirlenmekte olup MEB'in görevi ise sadece onaylamaktır. İşin açığı, subaylar resmi elbiseleriyle okullarda propaganda yapıyor, güncel siyasal ve sosyal meseleleri militer bir bakış açısıyla öğrencilere vermeye çalışıyorlar. Eğitim pedagojisi almamış subayların sınıfta olması ayrı bir handikaptır. Subayların olduğu ortamda idareciler ve öğretmenler kendilerini temkinli olmak zorunda hissetmekte, doğal ve rahat davranışlar gösterememekte düşüncelerini açığa vurmada çekingen davranmaktadırlar. 28 Şubat sürecinde ve öncesinde de öğretmenlerin İslâmcı, solcu, Alevi, Kürtçü, komünist diye fişlenmelerinde Milli Güvenlik dersi vermek için okullara gelen subaylar etkili olmuştur. Bu bakımdan millî güvenlik dersleri acilen kaldırılmalıdır. Ben bunları seneler önce söyledim ve bu demeçlerim sebebiyle 301. maddeden yargılandım. Şimdi ise ortaya çıkan fişleme belgeleri bunu doğruluyor. Bu demek oluyor ki, eğer bir bir ortaya çıkan Balyoz gibi darbe teşebbüsleri başarılı olsaydı, bu fişlemeler kullanılacaktı. Yani tutuklayıp stadyuma tıkayacakları insanları bu şekilde belirliyorlar. Dolayısıyla darbe teşebbüsünde bulunmak nasıl büyük bir suçsa, bu fişlemeleri yapmak da o kapsamda değerlendirilecek bir suçtur. Dolayısıyla savcıların bu konuda devreye girmesi gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı ve Hükümetin de acilen bu millî güvenlik derslerinin kaldırılması yönünde düzenleme yapması şarttır.” ÖĞRENCİLERİN BEYNİ YIKANIYOR Hiçkimsenin gelip okullarda siyaset yapmasına izin verilemez. Eğitimin ideolojikleştirilmesine göz yumulamaz. Öğrencilerin beyninin yıkanmasına ve militer propagandalara tabi tutulmasına izin verilemez. Hiçbir eğitim formasyonu olmayan askerlerin okullara girip hem öğretmenler, hem de öğrenciler üzerinde tehdit oluşturması normal karşılanamaz. Bu fişleme zihniyeti devletin millet üzerinde bir psikolojik harekâtıdır aynı zamanda. Hangi devlet milletine bir tehdit ve düşman algısıyla yaklaşıp bu şekilde fişleyebilir? Böyle bir milli güvenlik algısı olamaz. Bu devlet anlayışı değil, çete anlayışıdır. Bugün sivil anayasayı, demokratikleşmeyi tartıştığımız ortamda milli güvenlik dersi gibi bir uygulamanın var olması büyük bir çelişkidir. Derhal kaldırılması gerekmektedir.” Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez: PEDAGOJİK OLARAK SAKINCALI MİLLî Güvenlik Dersi’ne askerlerin girmeleri pedagojik anlamda sakıncalıdır. Bunların başka bir niyetle okullarda bulunması, öğrencilerin duyarlılıklarını ‘fişlemeleri’nin çok vahim bir durum olduğunu düşünüyorum. Eğitim, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ve Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenleri tarafından verilmelidir, denetimi de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılır. Anayasal olarak belirlenmiş olmasına rağmen uzun yıllardır lise öğrencilerinin görmüş olduğu Millî Güvenlik Dersi’nin üniformalı subaylar tarafından verilmesi anlaşılır şey değildir. Derse giren üniformalıların Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfettişleri tarafından hiçbir şekilde denetimlerinin yapılmıyor olması da düşündürücüdür. Bu ders, pekala öğretmenler tarafından da verilebilir. Burada, insanın aklına başka bir soru geliyor. Daha önce de buna dikkat çekmiş, ‘askerler her şeyde olduğu gibi, bu yolla okulları da gözetim ve denetim altında mı tutuyor?’ Sivil ve demokratik eğitimin gereği olarak, bu dersin müfredatı ve gerekliliği Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından yeniden ele alınmalı, eğer bu ders verilecekse, öğretmenler tarafından verilmesi için çalışma yapılmalıdır. Bunun, eğitim sürecinin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi adına önemli olduğunu düşünüyoruz.” |
23.04.2010 |