14 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Tahrikçiler işbaşında

Hakkari’de, Ahmet Türk’ün Samsun’da uğradığı saldırıyı protesto etmek isteyen grup, slogan atarak geldiği Bulvar Caddesindeki belediye binası önünde basın açıklaması yaparak, dağılmaya başladı. Bu sırada gruptan bazı kişiler, çevre güvenliğini sağlayan polise taşla saldırdı. Polis olaya, biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Öte yandan, Hakkari Yüksekova ve Aydın Didim’de de slogan atan ve arbede çıkaran protestoculara polis müdahale etti ve tutuklananlar oldu.

Tahrikçiler iş başında

HAKKARİ ve Yüksekova’da izinsiz gösteri yapan gruplar, polise taşla saldırdı. Aydın’ın Didim ilçesinde gösteri yapan 13 kişi adliyeye çıkarıldı. Kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’ün Samsun’da uğradığı saldırıyı protesto etmek isteyen grup, sabah saatlerinde Cengiz Topel Caddesi’nde toplandı. Slogan atarak, yola barikat kuran grubun taşla saldırdığı polis ekipleri, gruba biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Grup, müdahalenin ardından ara sokaklara dağıldı. Bazı esnaflın kepenk açmadığı ilçede, dükkanlarını açan esnaf ise yaşanan gerginlik nedeniyle kapattı. Polis, ilçede geniş güvenlik önlemi aldı. Hakkari’de Cumhuriyet Caddesi’ndeki BDP İl binası önünde toplanan bir grup da polise taşla saldırdı. Slogan atarak Bulvar Caddesi’ndeki Belediye binası önüne kadar yürüyen grup, basın açıklamasının ardından dağılmaya başladı. Bu sırada gruptan bazı kişiler, çevre güvenliğini sağlayan polise taşla saldırdı. Polis, gruba biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Grup, ara sokaklara dağıldı. Aydın’ın Didim ilçesinde ise Türk’e yönelik yapılan saldırıyı protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenleyen gruba polis müdahale etti. Gözaltına alınan 13 kişi adliyeye sevk edildi. Altınkum Polis Karakoluna getirilen zanlılar, geniş güvenlik tedbirleri altında adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınan zanlılar arasında küçük yaştaki çocukların da olduğu görüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

14.04.2010


 

PARTİLER VE STK’LAR KINADI

Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılan DTP'nin eski Başkanı Ahmet Türk'e Samsun'da yapılan yumruklu saldırı, bütün partilerden, STK'lardan ve her kesimden yoğun tepki aldı. Olay yeni ve tipik bir provokasyon olarak yorumlanırken, Türk'ün saldırı sonrasındaki sağduyulu sözleri olumlu karşılandı.

ZİHİNLERDEKİ SORU İŞARETLERİ

Saldırının, görünüşte “sıkı emniyet tedbirleri”nin alındığı bir ortamda gerçekleşmesi istifham uyandırdı. Hrant Dink'i vuran saldırganın Samsun'da gözaltında iken Türk bayrağı önünde poster gibi fotoğraflarını çeken yapılanmanın bu olayda da devrede olup olmadığı sorgulanıyor.

Yumruklu provokasyona tepki yağdı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Geçtiğimiz günlerde Van’da ve dün (önceki gün) de Samsun’da meydana gelen endişe ve üzüntü verici saldırıları kınıyorum. Herkesi sağduyuya davet ediyor ve aklı selimle hareket edilmesinin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Hükümeti, vakit çok geç olmadan, toplum daha fazla ayrışmadan, biriken gerilim çatışmaya dönmeden, girdiği yıkım yolundan ve milletimize saçtığı nifaktan bir an önce dönmeye çağırıyorum.

AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik: AK Parti camiası adına şiddetle kınıyoruz. Bu ve benzeri saldırılar kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın, bizim tarafımızdan Türkiye’nin iç barışına ve huzuruna yönelik saldırılar olarak değerlendirilmektedir. Bu konuda yetkililer gereğini yapacaktır.

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu: Sayın Türk’e yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu aynı zamanda demokrasiye ve iç barışımıza yöneltilmiş bir saldırıdır.

Türkiye Gıda Sanayii İşçileri Sendikası: Bu olayla birlikte Kürt sorununun çözümü için daha somut adımlar atılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Saldırganlar gerekli cezaya çarptırılmalıdır.

DSP Genel Başkanı Masum Türker: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a Van’da yapılan saldırı kadar, kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan saldırı da şiddet de kabul edilemez. Bu iki olayı da kınıyoruz. Siyasetçilerin uzlaşma, diyalog yöntemini seçmeleri, toplumun tüm katmanlarına yansıyacak ve yaşanabilecek olayları baştan önleyecektir.

İnsan Hakları Derneği: Hükümet bir an önce sorumluluklarını hatırlamalı. Ve gerekli tedbirleri almalıdır. Kürt sorununun çözümü için barışçı yollarla uğraş verenlerin üzerindeki baskılar kaldırılmalı ve saldırılara son verilmelidir.

Petrol-İş Sendikası: Muş’un Bulanık ilçesinde 15 Aralık’ta 2 kişinin ölümü ve 10 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili açılan dâvânın ilk duruşmasını izlemek için Samsun’a giden kapatılan DTP’nin Genel Başkanı, Mardin eski Milletvekili Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

14.04.2010


 

Tahrikçiler işbaşında

Hakkari’de, Ahmet Türk’ün Samsun’da uğradığı saldırıyı protesto etmek isteyen grup, slogan atarak geldiği Bulvar Caddesindeki belediye binası önünde basın açıklaması yaparak, dağılmaya başladı. Bu sırada gruptan bazı kişiler, çevre güvenliğini sağlayan polise taşla saldırdı. Polis olaya, biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Öte yandan, Hakkari Yüksekova ve Aydın Didim’de de slogan atan ve arbede çıkaran protestoculara polis müdahale etti ve tutuklananlar oldu.

Yargıda iktidar mücadelesi olmaz

HUKUKÇULAR Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serkan Sönmez, hukuk ve yargının toplumdaki her türlü iktidar mücadelesi ve tartışmasından uzak olması gerektiğini vurguladı. Serkan Sönmez, yaptığı yazı açıklamada, önceki gün Ankara Adliyesi’nde yüksek yargı mensuplarının ile adliye hakim ve savcılarının katıldığı toplantıda bir savcının salondan zorla çıkartılmak istenmesi, tartaklanması gibi görüntülerin hukuk ve yargı adına kabul edilemez olduğunu belirtti. Sönmez, şunları kaydetti: “Sonuç itibari ile yüksek yargıçların seçim yöntemlerine ilişkin olan ve özü itibari ile idari nitelikli faaliyetler ile ilgili olması dolayısı ile yargısal nitelik arz etmeyen konularla ilgili olan değişiklik tartışmalarında yaşanan görüntüler yargıçların kendi aralarında taraflara bölündüğü, değişik görüşlerdeki yargıçların birbirleri ile mücadele halinde oldukları gibi hukuk ve yargı adına üzüntü veren görüntüler oluşturmaktadır.” Sönmez, yargı mensupları arasında yaşanan ve siyasi parti kongrelerinde yaşanan çekişmelere benzeyen görüntü ve tartışmaların tarafsızlığın merkezi olması gereken yargının asli misyon ve tanımına aykırı olduğunu dile getirdi. Sönmez, şöyle devam etti:

“Hukuk, iktidar mücadelesi alanı değildir. Yargı toplumda egemen farklı görüşler arasında da tarafsızlığını korumalıdır. Sergilenen görüntü yargımızın tarafsız yargı olmaktan uzak olduğunu göstermektedir. Siyasi aktörlerle tartışmalara giren, idari tasarruflar alanında toplumda benimsenen faklı görüşlerden bir kısmını benimsediğini açıkça belirterek taraf olan, hakim ve savcılara yönelik toplantılar düzenleyerek asli faaliyet alanına uzak faaliyetler içerisine giren özellikle yüksek yargı toplumun kendisinden beklediği tarafsızlık misyonundan uzaklaşmaktadır. Yargıç kararları ile konuşur, güncel siyasi tartışmalara ilişkin toplantılar düzenlemek, güncel siyasi tartışmalara girişmek yargının faaliyet alanına yabancı faaliyetlerdir ve taraf görüntüsü oluşturmaktadır. Tarafsız ve bağımsız yargı, öncelikle kendi mensuplarının bu değer ve ilkelere bağlılıklarını göstermeleri ile var olabilecektir.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

14.04.2010


 

AB, anayasa değişikliği teklifinden memnun

AVRUPA Birliği (AB), Anayasa değişikliği teklifini memnuniyetle karşıladığını açıklarken, “Başarılı her demokratik reform, mümkün olan en geniş halk desteğini almalıdır, siyasi diyalog ve uzlaşı ortamında hazırlanmalıdır” ifadesi kullanıldı.

AB dönem başkanlığını yürüten İspanya’nın Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Anayasa değişikliği teklifindeki bakış açılarının, Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye ile ilgili düzenli olarak hazırlanan ilerleme raporlarının sonuçlarıyla uyum içinde olduğunun belirlendiği kaydedildi. Açıklamada, “Reformlar, Türkiye’nin AB’ye doğru yaklaşması sürecinde temel rol oynamıştır ve oynamaya devam etmektedir” denildi. Açıklamada ayrıca, “Başarılı her demokratik reform, mümkün olan en geniş halk desteğini almalıdır, siyasi diyalog ve uzlaşı ortamında hazırlanmalıdır. Siyasi partiler ve sivil toplum, yapıcı bir diyaloğa ve bu teklife katılmaya teşvik edilmelidir” ifadesine yer verildi.

14.04.2010


 

Özbek: Toplu istifa iması yapmadık

HAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, ‘’Pakistan’da Anayasa değişikliği üzerine yüksek yargı mensuplarının istifa ettiği’’ örneğini vermesinin ‘’bir istifa iması olmadığını’’ savundu.

Özbek, HSYK’ya gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. ‘’Ankara Adliyesinde önceki dün yapılan toplantıda, Pakistan’da darbeyle iktidarı ele geçiren General Ziya Ül Hak’ın hazırlattığı Anayasa üzerine yüksek yargı mensuplarının istifa ettiği örneğini verdiğinin’’ hatırlatılması ve ‘’Bu örneği vererek ne kastettiniz?’’ sorusu üzerine Özbek, ‘’Bu bir istifa iması değil. Daha önce yaşanmış, yargının ortaya koyduğu bir tepkiyi örnek gösterdim. Biz de hukuk çerçevesi içerisinde ne yapmamız gerekirse o mücadelemize devam edeceğiz, anlamında söyledim’’ dedi.

14.04.2010


 

HSYK: İstifa iması yok

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek, ‘’Pakistan’da anayasa değişikliği üzerine yüksek yargı mensuplarının istifa ettiği’’ örneğini vermesinin ‘’bir istifa iması olmadığını’’ söyledi.

Özbek: Toplu istifa iması yapmadık

HAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, ‘’Pakistan’da Anayasa değişikliği üzerine yüksek yargı mensuplarının istifa ettiği’’ örneğini vermesinin ‘’bir istifa iması olmadığını’’ savundu.

Özbek, HSYK’ya gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. ‘’Ankara Adliyesinde önceki dün yapılan toplantıda, Pakistan’da darbeyle iktidarı ele geçiren General Ziya Ül Hak’ın hazırlattığı Anayasa üzerine yüksek yargı mensuplarının istifa ettiği örneğini verdiğinin’’ hatırlatılması ve ‘’Bu örneği vererek ne kastettiniz?’’ sorusu üzerine Özbek, ‘’Bu bir istifa iması değil. Daha önce yaşanmış, yargının ortaya koyduğu bir tepkiyi örnek gösterdim. Biz de hukuk çerçevesi içerisinde ne yapmamız gerekirse o mücadelemize devam edeceğiz, anlamında söyledim’’ dedi.

14.04.2010


 

AÜ’de Ermenice eğitim verilecek

YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, “Ankara Üniversitesinden gelen Ermenice dil eğitimi programı konusu YÖK’te değerlendirildi ve açılması kabul edildi” dedi.

Günay, devletin çeşitli kurumlarından Ermenice bilen personel talebi geldiğini ifade etti.Üniversitelerde hangi programın açılacağına üniversite yönetimlerinin karar verdiğini anlatan Prof. Dr. Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “YÖK de üniversitelerin bu taleplerini değerlendirerek yeni program açmalarına karar veriyor. Üniversitelerimiz bu konuda serbestler. Ankara Üniversitesinden gelen Ermenice dil eğitimi programı konusu YÖK’te değerlendirildi ve açılması kabul edildi. Bu programın önümüzdeki yıl eğitim vermeye başlayacağını tahmin ediyoruz.”

14.04.2010


 

CHP’den BDP’ye Anayasa ziyareti

CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği teklifi konusundaki önerileriyle ilgili BDP grubunu ziyaret etti.

Ziyaretin ardından açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Anadol, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın açıklamalarının ardından, dün AKP ve MHP’yi, dün de BDP’yi ziyaret ettiklerini ifade etti. Anadol, “Tartışma konusu olan Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yeniden yapılanması ile parti kapatılmasıyla ilgili yapılan değişikliklerin çıkarılarak geri kalanlar üzerinde mutabakat sağlanması ve herhangi bir referanduma yol açmayacak şekilde Meclisin uzlaşmasıyla bunların 367’yi aşarak kabul edilmesi, diğerlerinin referandum konusu olması yönündeki düşüncelerimizi ve teklifimizi bugün BDP grup başkanvekillerine ilettik, fikir alışverişinde bulunduk” diye konuştu.

14.04.2010


 

Saldırgan özür diledi

KAPATILAN DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’e yumruklu saldırıda bulunan İsmail Ç’nin, polisteki ifadesinde, ‘’yaptığı eylemden dolayı pişman olduğunu ve Türk halkından özür dilediğini’’ söylediği öğrenildi.

Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasının ardından Ahmet Türk’e, yumruklu saldırıda bulunan İsmail Ç. (27) ile Türk’ün içinde bulunduğu araca bir cisim attığı gerekçesiyle gözaltına alınan Uğur K’nın emniyetteki sorgusu sürüyor. İsmail Ç. emniyetteki sorgusunda, Ahmet Türk’ün ‘’şehitlerden dolayı terör örgütünün basın sözcülüğünü yaptığını düşündüğü için bir anda gözünün karardığını, bir anlık hırsına yenik düşerek eylemi gerçekleştirdiğini’’ söylediği öğrenildi. İsmail Ç, ‘’söz konusu dava ve Ahmet Türk’ün Samsun’a geleceği konusunda daha önceden bilgisi olmadığını ve bir plan kurmadığını’’ ileri sürdü. İfadesinde, ‘’olayın bu şekilde bir sonuç doğuracağını tahmin etmediğini, herhangi bir şey elde etmeyi amaçlamadığını da belirttiği’’ öğrenilen İsmail Ç’nin, ‘’Yapmış olduğum bu eylemden dolayı çok pişmanım ve Türk halkından özür diliyorum’’ dediği bildirildi. Bu arada, olayla ilgili başlatılan idari ve adli soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen iki müfettişin Samsun’a gelerek çalışmalarına başladığı kaydedildi.

14.04.2010


 

Anayasa değişikliği teklifi Komisyon’da kabul edildi

ANAYASA değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildi. Komisyondan geçen teklifin yarın TBMM Genel Kurulu’nda ele alınması bekleniyor.

Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısında değişiklik öngören 30 maddelik Anayasa değişiklik teklifi Meclis Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığındaki TBMM Anayasa Komisyonu, sabah saatlerine kadar süren çalışmalar sonucunda AKP’nin 3’ü geçici 30 maddelik Anayasa değişiklik teklifinin görüşmelerini tamamladı. Komisyonda kabul edilen teklife göre, Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresine limit getiriliyor. Üyeler, 12 yıl için seçilecek. Bir kişi 2 defa üyeliğe seçilemeyecek. Anayasa Mahkemesi üyeleri, 65 yaşını doldurunca emekliye ayrılacak. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük hakları kanunla düzenlenecek. Anayasa’nın, ‘’Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar’’ başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor. Buna göre, siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine, TBMM’de grubu bulunan her siyasi partinin 5’er üye ile temsil edildiği komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanacak. Anayasa’nın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını düzenleyen 159. maddesinde değişiklik yapılıyor. Bu kapsamda, halen 7 olan HSYK’nın üye sayısı 22’e, 5 olan yedek üye sayısı ise 12’a çıkarılıyor. HSYK, 3 daire halinde çalışacak. HSYK’nın Başkanı, Adalet Bakanı olmaya devam edecek. Adalet Bakanlığı Müsteşarının Kurulda yer alması uygulaması da sürecek.

14.04.2010


 

CHP, Başbakan Erdoğan’ın dönüşünü bekliyor

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Anayasa değişikliği ile ilgi teklifiine ilişkin “Hep birlikte, Sayın Başbakan’ın ABD’den dönüşünü bekliyoruz” dedi.

Okay ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD Parlamento İşleri Komisyonu Başkanı Haluk Dinçer ve beraberindeki komisyon üyelerini kabul etti. Ülke gündeminde yoğun olarak bir Anayasa tartışması bulunduğunu ifade eden Okay, CHP Grup Başkanvekilleri olarak, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 3 maddenin yasa teklifinden çıkarılması tekliflerini, parlamentoda grubu bulunan siyasi partilere ilettiklerini hatırlattı. AKP Grubu’nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’den dönüşünü beklediğini belirten Okay, bir yandan Erdoğan’ın dönüşünü bekleyen AKP Grubu’nun, diğer yandan teklifin Anayasa Komisyonundaki görüşmelerini tamamladığını belirtti. CHP’li Okay, yine de bu 3 maddenin, tekliften çıkarılması umutlarının olduğunu dile getirerek, maddelerin ayrılmasıyla yeni gerilimlerin, sıkıntıların, bunalımların önüne geçebileceklerini söyledi.

14.04.2010


 

Erdoğan: Obama “soykırım” demeyecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşan 24 Nisan öncesinde ABD Başkanı Barack Obama’nın 1915 olayları için “soykırım” ifadesini kullanmayacağından emin olduğunu söyledi.

CNN’in, televizyondan önce internet sitesinde yer verdiği habere göre, Nükleer Güvenlik Zirvesi için bulunduğu Washington’da gazeteci Christian Amanpour’un sorularını cevaplayan Erdoğan, İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili soruna dair, “Bir çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Diplomatik çözüm için buradayım” dedi. “Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’nın İran’a yeni sıkı yaptırımlar getirilmesi gayretini desteklemeyi reddetti, ancak ülkesinin Tahran’ın nükleer heveslerinden kaynaklanan diplomatik çıkmazda arabuluculuk yapmaya istekli olduğunu kaydetti” ifadesi kullanıldı. ABD’deki Ermeni tasarısına Türkiye’nin tepkisi ve tasarının Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kabulünün ardından Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın istişareler için Ankara’ya çağrıldığı hatırlatılan haberde, Ermenilerin, “1915 ile 1917 arasında Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında 1,5 milyon insanın organize cinayetler ve tehcir sonucu öldürüldüğü” iddiasına yer verildi. Habere göre Erdoğan, Türkiye’nin, yaşanan olayların “soykırım” olarak nitelendirilmesini kabul edemeyeceğini vurgulayarak, Obama’nın da bu ifadeyi kullanmayacağından emin olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Benim beklentim bu yönde, çünkü bugüne kadar hiçbir Amerikan lideri bu kelimeyi kullanmadı ve Başkan Obama’nın da kullanmayacağına inanıyorum” dedi.

14.04.2010


 

Taksim’de 1 Mayıs uzlaşması

İstanbul Valisi Muammer Güler, işçi ve memur konfederasyonlarıyla yapılan toplantıda 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması konusunda mutabakat sağlandığını bildirdi.

Emek ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen Türk-İş, DİSK, Hak-İş, Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen konfederasyonları başkanları, konuyu görüşmek üzere İstanbul Valisi Muammer Güler ile bir araya geldi. Güler, toplantı sonunda yaptığı açıklamada, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre, Taksim’in bir toplantı ve gösteri yürüyüşü alanı olmadığını ifade ederek, ‘’Ancak kanunun öngördüğü istisna çerçevesinde, Taksim, Emek ve Dayanışma Günü’nün bayram kutlaması tarzında o gün için tahsis edilecektir’’ dedi. Bayram kutlamasının coşku içinde yapılabilmesi için konfederasyonlarla valilik ve emniyetin gerekli koordineyi sağlayacağını belirten Güler, Bakanlar Kurulu kararıyla 2008 yılında 1 Mayıs’ın Emek ve Dayanışma Günü olarak ilân edildiğini hatırlattı. Güler, şöyle konuştu: ‘’Daha sonra da ulusal bayram ve genel tatiller hakkındaki kanunda yapılan düzenlemeyle de resmi tatil olarak ilân edildi. Üretimin vazgeçilmez unsuru olan emeğin kutsallığı çerçevesinde emekçilerin 1 Mayıs’ın huzur ve güven içinde, demokrasiye yakışır bir şekilde bayram havasında kutlaması en doğal hakları olarak görülmektedir. Bu itibarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün ülkemize yakışır bir şekilde tüm sosyal taraflarca barış ve huzur içerisinde demokratik bir olgunlukla kutlanması konusunda bir mutabakat sağlanmıştır.’’

14.04.2010


 

Bakan Yıldız: Nükleeri tasvip etmiyoruz

Enerjı ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Bölgemizde adı hangi ülke olursa olsun, ister İsrail, ister İran, ister üçüncü bir ülke, biz nükleer gücün barışçıl amaçlar dışında kullanılmasını tasvip etmediğimizi söylüyoruz” dedi.

Bakan Yıldız, Nükleer Güvenlik Zirvesinde “Türkiye tarafından İsrail’in nükleer silâhların zirvede gündeme getirilip getirilmeyeceğine” yönelik soru üzerine şunları söyledi: “Bölgemizde adı hangi ülke olursa olsun, ister İsrail, ister İran, ister üçüncü bir ülke, biz nükleer gücün barışçıl amaçlar dışında kullanılmasını tasvip etmediğimizi, hele hele de bölgemizde hiç tasvip etmediğimizi söylüyoruz. Irak’taki yaşanan savaşın komşu ülke Türkiye’ye bedelleri henüz tam olarak uluslar arası platformda ölçülebilmiş değil, ama biz bunu hissettik. Komşu olmayan ülke bunu hissetmeyebilir. O yüzden özellikle bölgemizde biz sükûnet, istikrar istiyoruz ve siyasî istikrarı bozabilecek herhangi bir yapılanmanın, kurgunun doğru olmadığına inanıyoruz. Özellikle bu zirvede, bu konuyu destekleyebilecek Uluslararası Atom Enerjisi Kurumundan tutun, bütün sivil toplum örgütlerinin de aktif olarak bu süreçte rol almalarına vurgu yapılacak.”

14.04.2010


 

Esnaf: Paket yetersiz

Yalova Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı İsmail Mutlu ise paketin ilk bakışta güzel göründüğünü ama bir belirsizliğin söz konusu olduğunu söyledi.

Pakette yer alanların, ne zaman nasıl uygulanacağını bilmediklerini belirten Mutlu, ‘’Temkinliyiz. Sayın Başbakanımız bizi biraz daha rahatlatırsa, eylem planının içi doldurulursa, esnafımız için daha iyi olur’’ dedi.

“PAKETİN İÇİNİN BOŞ

OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

Balıkesir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Yardımcısı Necdet Erkan da, söz konusu pakete ilişkin şunları söyledi: ‘’Pakette 30 tedbir olduğu söyleniyor. Bunları zamanla göreceğiz. Ancak şu anda bu paketin içinin boş olduğunu görüyoruz. Mesela bizler, alış veriş merkezlerinin Avrupa’daki gibi şehir dışında olmasını istiyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre, paket, böyle bir şeyi içermiyor. Bu paket, her şeyden önce çok geç kaldı. Esnaf, kaderine terk edilmiş durumda. Başbakanımız esnafa ‘Birleşin’ diyor ama bu nasıl olacak? Kardeş kardeşle ortaklık kurmuyor ki bizler nasıl birleşeceğiz. Bunun için de kültür düzeyinin yükselmesi gerekli.’’

“ESNAFI TAM ANLAMIYLA

KRİZDEN KURTARMAYA YETMEZ”

Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu (TBBF) Yönetim Kurulu Üyesi, Konya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Süleyman Yılmaz ise küçük esnafın, özellikle bakkalların küresel kriz sebebiyle oldukça zor günler geçirdiğini belirtti. Türkiye genelinde 2 milyonun üzerinde küçük esnaf bulunduğunu, esnafın borç batağında olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

‘’Paket, zor durumdaki esnaf adına sevindirici ama esnafı tam anlamıyla krizden kurtarmaya yetmez. Pakette küçük esnafa yüzde 50 devlet destekli KOSGEB kredisi verilmesi öngörülüyor. Zor günler geçiren küçük esnaf ayakta kalabilmek için krediye yönelmişti. Bu anlamda yüzde 50 devlet destekli KOSGEB kredisi bizim açımızdan olumlu. Pakette yer alan KOSGEB kredisi çıkarsa bir nevi rahatlayacağız ama pakette genel anlamda bakkal ve küçük esnafı krizden çıkaracak fazla bir destek göremiyoruz.’’

14.04.2010


 

Bakan Şimşek: İşsizlik bir süre daha devam edecek

Malıye Bakanı Mehmet Şimşek, istihdam piyasasının ekonomik toparlanmayı geç takip ettiğini belirterek, ‘’İşsizlik ciddî bir sorun olarak bir süre daha karşımızda durmaya devam edecektir.

Toparlanmayla birlikte işsizlik de azalacaktır’’ dedi. Maliye Bakanı Şimşek, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, makro ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi ve 2010 yılı ilk çeyrek bütçe gerçekleşmelerini açıkladı. Şimşek, Mart ayında bütçe açığının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında azalarak 5,9 milyar lira olduğunu açıkladı. Bakan Şimşek, 2010 yılı Mart ayında bütçe gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34 artarak 17,5 milyar lira civarına geldiğini, bütçe giderlerinin ise yüzde 7,4 artarak 23,4 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildirdi. 2010 yılı vergi gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,5 artarak 14,5 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirten Şimşek, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin ise yüzde 10 artarak 19,1 milyar lira olduğunu bildirdi. İşsizlik konusuna da değinen Bakan Şimşek, Türkiye’deki işsizlik oranının Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yarım puan azalarak yüzde 13,5’a indiğine dikkat çekti. İstihdam piyasasının ekonomik toparlanmayı geç takip ettiğini belirten Şimşek, ‘’Bu nedenle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde e işsizlik oranlarındaki iyileşme beklendiği kadar hızlı olmayacaktır. İşsizlik ciddî bir sorun olarak bir süre daha karşımızda durmaya devam edecektir. Toparlanmayla birlikte işsizlik de azalacaktır’’ dedi. Maliye Bakanı, bu yılın Ocak-Mart dönemi bütçe gerçekleşmelerine bakıldığında bütçedeki iyileşmenin de çok açık şekilde görüldüğünü belirterek, ‘’İlk üç aylık sonuçlar ümit vericidir” dedi.

14.04.2010


 

Ergenekon sanığı: BÇG’nin intikamı alınıyor

İkıncı ‘’Ergenekon’’ davasının tutuklu sanığı Hasan Ataman Yıldırım, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı merhum Oramiral Güven Erkaya tarafından yapıldığı belirtilen ‘’Batı Çalışma Grubu’’nun (BÇG) intikamını almak için sahte belgelerle deniz subaylarının üzerine gidildiğini savundu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunmasına devam eden Hasan Ataman Yıldırım, kendisiyle ilgili sahte belgelerle ‘’Poyrazköy’’ iddianamesinde yer alan bazı sanıkların suçlandığını ileri sürdü. Yıldırım, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı merhum Oramiral Güven Erkaya tarafından yapıldığı belirtilen ‘’Batı Çalışma Grubu’’nun intikamını almak için sahte belgelerle deniz subaylarının üzerine gidildiğini savundu. Deniz subaylarının oturup darbe yapmasının mümkün olmadığını savunan Yıldırım, ‘’Gemilerle, denizaltılarla otoyolda Ankara’ya gidilerek darbe yapılamaz. Bunun arkasında 28 Şubat yatmaktadır. 28 şubatla ilgili olarak silâhlı kuvvetlere saldırıldığı belli. Şimdi bütün Türkiye kaynıyor. Ben burada piyon olarak kullanılıyorum’’ şeklinde konuştu.

14.04.2010


 

‘’İrtica Eylem Planı’’nda tahrifat

‘’İrtıca İle Mücadele Eylem Planı’’ iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında ‘’ıslak imzalı’’ belgenin parmak izi incelemesi sırasında ufak çapta tahrif olduğu bildirildi.

Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında incelenmesi için Genelkurmay Askerî Savcılığı’na gönderilen ‘’ıslak imzalı belge’’de parmak izi incelemeleri sırasında ufak çaplı tahrifat oluştuğu, ancak bu tahrifatın ‘’imzanın’’ bulunduğu sayfada değil, diğer bir sayfada meydana geldiği öğrenildi. Öte yandan, söz konusu soruşturmada iddianamenin hazırlanmaya başlandığı, şüpheliler arasında Albay Dursun Çiçek ve Bedrettin Dalan’ın da yer aldığı kaydedildi.

14.04.2010


 

Dalan hakkında yakalama emri

Yedıtepe Üniversite Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan hakkında yakalama emri çıkarıldı. Alınan bilgiye göre, ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarına ilişkin soruşturma yürüten Cumhuriyet savcıları, Bedrettin Dalan hakkında yakalama emri çıkarılmasını talep etti.

Talebi inceleyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dalan hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

14.04.2010


 

Selim Sadak’a 10 ay hapis

Sıırt Belediye Başkanı Selim Sadak, terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya, talimatla ifadesi alınan, tutuksuz yargılanan sanık Sadak katılmazken, avukatı Şakir Demir hazır bulundu. Mahkeme, sanık Sadak’ı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) ‘’Terör örgütünün propagandasını yapmak’’ suçunu içeren 7/2. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına çarptırdı.

14.04.2010


 

Para cezası öğrenciyi okula döndürdü

ŞANLIURFA’DA çeşitli sebeplerle okula gönde-rilmediği belirlenen 3 bin 541 öğrencinin velisine İl Millî Eğitim Müdürlüğünce devamsızlık yapılan gün başına 15 TL ceza verilmesinin ardından 600 öğrenci ders başı yaptı.

Bin 467 okulda, ilk ve ortaöğretimde yaklaşık 443 bin öğrencinin bulunduğu Şanlıurfa, öğrenci sayısı bakımından İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra Türkiye’de 4. sırada yer alıyor. Derslik sıkıntısının yaşandığı şehirde eğitim alanında en büyük sorunlarından birini de devamsız öğrenciler oluşturuyor. Sosyal, çevresel ve ekonomik faktörleri bahane eden kimi veliler çoğunlukla kız çocuklarını okula göndermezken zaman zaman öğretmen ve idareciler ev ve köy ziyaretlerinde bulunarak aileleri ikna etmeye çalışıyor. Çocuklarını okula göndermek istemeyen ailelere para cezası uygulanıyor. İkinci yarı yılda 3 bin 541 veliye para cezası uygulanmasının ardından yaklaşık 600 öğrenci yeniden okula döndü.

DÖNEN ÖĞRENCİLERİN

VELİLERİ CEZADAN KURTULDU

İl Millî Eğitim Şube Müdürü Mehmet Sarmış, yeniden okula devam eden öğrenci velilerinin para cezalarının iptal edildiğini belirterek, ‘’Okula devam etmeyen diğer öğrenci velileri hakkındaki yasal işlemler devam ediyor’’ dedi. Sarmış, yeniden ders başı yapan yaklaşık 600 öğrencinin ‘’Yetiştirici Sınıf Öğretim Programı’’ ile müfredatta yetiştirilmesinin sağlanacağını kaydederek, şöyle konuştu:

‘’Millî Eğitim Müdürlüğünün çalışmaları sonucu 2008 yılının Eylül ayında 30 bin 250 olan kayıtsız öğrenci sayısı geçen ay 14 bin 12’ye düşürüldü. Ancak bu rakam ülkedeki toplam kayıtsız öğrenci sayısının yüzde 10’una denk düşmekte ve İstanbul’dan sonra Şanlıurfa 2. sırada yer almaktadır. Devamsız öğrenci sayısında sağlanan gelişmeye rağmen sorun devam etmekte olup bunun en önemli sebebini mevsimlik tarım işçiliği oluşturmaktadır.’’

MEVSİMLİK İŞÇİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

BU arada, vali yardımcısının başkanlığında ilgili kurumların katılımıyla Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme kurulu oluşturan Şanlıurfa Valiliğinin, işçi ailelerinin çocuklarının eğitimine yönelik bir dizi tedbir aldığı öğrenildi. Valilikçe ilgili kurumlara gönderilen genelgede, işçilerin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının kendi yörelerindeki veya gittikleri yerlerdeki yatılı ilköğretim bölge okullarına misafir öğrenci olarak alınmasının sağlanması istendi. Söz konusu öğrencilere taşımalı veya mobil eğitim gibi imkanlardan en uygun olanının sağlanması ve çocukların eğitim devamlılığın sağlanacağı, ayrıca çocukların okul kıyafetleri ve malzemelerinin il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca sağlanması gerektiği belirtildi.

14.04.2010


 

İskenderun’da Kur’ân ve Peygamber sevgisi anlatılacak

İSKENDERUN Müftüsü Hamdi Kavillioğlu, Kutlu Doğum Haftasının dolu dolu geçeceğini belirterek, insanlara Kur’ân ve Peygamber sevgisini anlatacaklarını söyledi.

İskenderun Müftülüğü’nce 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanacak olan Kutlu Doğum Haftası faaliyetleri çerçevesinde, çeşitli konferanslar düzenleneceğini söyleyen Kavillioğlu, protokol ziyaretleri ve halka gül takdiminde bulunacaklarını anlattı. Müftü Kavillioğlu, âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber Hz. Muhammed’in (asm) örnek hayatı ve Kur’ân-ı Kerim’in insanlar tarafında daha çok okutulmasını sağlamak amacıyla faaliyet düzenlediklerini vurguladı. Kavillioğlu, “15 Nisan’da Grand Plaza’da düzenleyeceğimiz konferansa konuşmacı olarak İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu katılacak. Tüm halkımızı bu konferansa bekliyoruz. Bunun yanında Denizciler Beldesinde halka Kur’ân ve Peygamber sevgisini anlatacağız” dedi.

14.04.2010


 

Din görevlileri, sıkıntıların giderilmesini bekliyor

TÜRK Diyanet Vakıf-Sen Ankara 2 ve 3 No’lu şubeleri üyelerinin katıldığı “Eğitim, Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı”nın sonuç bildirisinde, din görevlilerinin sıkıntılarının giderilmesi istendi.

Türk Diyanet Vakıf-Sen Ankara 2 ve 3 No’lu şubelerinin yönetim kurulları ile ilçe temsilcileri ve üyelerinin katıldığı “Eğitim, Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı”nın sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiride, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda ihtiyaca cevap vermeyen mevzuatlardan, yöneticilerin uygulamalarından ve çeşitli baskılardan kaynaklanan sıkıntılar yaşandığı belirtildi. Bildiride, başkanlık yetkililerinin, Teşkilât Kanun Taslağı’nı hazırlarken çalışanlarının görüşlerini almadığı ifade edilerek, hazırlanan taslakta, genel idari hizmetler sınıfı ve yedek hizmetler sınıfında çalışanlara hiçbir iyileştirme getirilmediği savunuldu. 3071 sayılı Kanuna aykırı isimsiz ve imzasız yapılan şikâyetlerin işleme alınması sonucu sıkıntılar yaşandığı belirtilen bildiride, “Din görevlisinin isteği dışında görev yeri değişiklikleri yaşanmaktadır. Diyanet çalışanlarının mağduriyetleri giderilmelidir. 4/B’li sözleşmeli çalışanlar, Vekil İmam-Hatipler ve Fahri Öğreticiler kadroya alınmalıdır” denildi.

14.04.2010


 

Yabancı gazetecilere Kapadokya tanıtılacak

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanacak Turizm Haftası faaliyetleri kapsamında, çeşitli ülkelerden 50 basın mensubunu Kapadokya’da ağırlayacak.

Alınan aldığı bilgiye göre, tarihî, kültürü ve coğrafî yapısıyla her yıl milyonlarca turisti kendine çeken Kapadokya, bu kez yabancı gazetecilere ev sahipliği yapacak. Beş günlük gezi programı çerçevesinde, bölgenin tarihi, özgün kentsel dokusu, el san'atları, yöresel mutfağı ve golf turizmi gibi potansiyelleri gazetecilere tanıtılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, 15-19 Nisan tarihlerinde, Kapadokya’nın tarihî ve kültürel yapısının yanı sıra turizm imkânlarının yurt dışında optimum şekilde tanıtmak üzere Müşavirlik ve Ataşelikleri aracılığıyla, bulundukları ülkelerdeki önde gelen medya organlarında görev yapan yaklaşık 50 basın mensubunu Kapadokya’da konuk edecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, organizasyonla basın mensuplarının ülkelerinde yayınlayacakları haberlerde Kapadokya’yı anlatmasını ve alternatif turizm arayışında çok büyük bir yere sahip olan bölgenin turizm çeşitliliğinin tanıtımını amaçlıyor.

14.04.2010


 

Oyuncak Kütüphanesi: Gel Oyna, Al Oyna

İZMİR Millî Eğitim Müdürlüğünün koordinatörlüğünde yürütülen, İzmir Kalkınma Ajansının (İZKA) finanse ettiği ‘’Gel Oyna, Al Oyna’’ adlı oyuncak kütüphanesi projesi kapsamında 9 ayda binden fazla çocuk ödünç oyuncak aldı.

Edinilen bilgiye göre, Bergama eski Sümerbank tekstil fabrikası sosyal tesislerindeki atıl kreş binası düzenlenerek hizmete kazandırılan oyuncak kütüphanesinin 11 Temmuz 2009’da başlayan proje faaliyetleri 11 Nisan 2010’da tamamlandı. Bergama Belediyesi, Bergama Millî Eğitim Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesinin ortaklığında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Ege Çağdaş Eğitim Vakfı ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesinin desteğiyle sürdürülen proje kapsamında, oyuncak ödünç verme yoluyla çocuklar oyun materyalleriyle buluşturuldu. Çocuklara 6-8 yaş gruplarına hitap eden kitaplarla okuma alışkanlığı kazandırılmasına çalışılan proje kapsamında, kütüphanedeki oyun ortamıyla sosyalleştirilmeleri de hedeflendi. Kütüphaneden binden fazla çocuğun yararlandığı, çocukların gelişiminin takip edildiği, ailelere çocuk gelişimi ve eğitimiyle ilgili bilgi verildiği ve çocuklarına yaş ve gelişim düzeylerine uygun oyuncak seçmeleri için rehberlik edildiği ifade edildi. Oyuncak kütüphanesi, proje sonrasında da aynı yerinde Bergama Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde hizmete devam edecek. Bergama Oyuncak Kütüphanesinin, yararlanan çocukların gelişiminin takip edilmesi ve iyileştirilmesi çalışmalarından dolayı Türkiye’de bir ilk olduğu, pilot bölge seçilen Bergama’da başlatılan ‘’Oyuncak Kütüphanesi: Gel Oyna Al Oyna’’ projesinin İzmir’in diğer dezavantajlı bölgelerinde de yaygınlaştırılmasının düşünüldüğü bildirildi.

14.04.2010


 

E-5’teki kaza metrobüs seferlerini aksattı

ZEYTİNBURNU’NDA aşırı hız yapan bir cipin metrobüs hattı yanındaki direğe çarpması sonucu bir kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, D-100 Karayolu Bakırköy yönünde ilerleyen Hasan Kara’nın kullandığı lüks cip, aşırı hız yüzünden kontrolden çıkarak metrobüs hattı kenarındaki direğe çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan cip, yolun sağ tarafındaki bariyerlere çarparak durdu. Kazada hafif şekilde yaralanan Hasan Kara, Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Aynı araçta bulunan Sinan Aksel ile yabancı uyruklu bir kadın ise kazayı yara almadan atlattı. Kaza sonucu cipin kopan 3 lastiği yola savrulurken, çarptığı direk metrobüs hattına düştü. Bu sebeple D-100 Karayolu Bakırköy yönünde metrobüs yolu da Mecidiyeköy yönünde trafiğe kapanarak seferleri aksattı.

14.04.2010


 

Sağlıkçılar nöbet ücretini zamanında alacak

SAĞLIK Bakanlığı, çalışanların nöbetlerinin zamanında ödenmesi konusunda genelge yayınladı.

Sağlık-Sen, Bakanlık yetkilileri ile gerçekleştirdiği Kurum İdarî Kurul toplantısında aylarca ödenmeyen nöbet ücreti sorununu gündeme getirdi. Toplantıda alınan karar çerçevesinde Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun imzasıyla il müdürlüklerine genelge gönderildi. Bakanlık genelgesine göre, nöbet ücretleri, nöbet tutulan ayı takip eden ay içerisinde ödenecek.

14.04.2010


 

Sıcaklık batıda artacak, doğuda düşecek

METEOROLOJİ, sıcaklıkların, iç ve batı bölgelerde 3 ila 5 derece artacağını, doğu bölgelerde ise 2 ila 4 derece azalacağını bildirdi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre, ülkenin doğu kesimlerinde aralıklarla yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı, iç ve batı bölgelerde 3 ila 5 derece artacak, doğu bölgelerde 2 ila 4 derece azalacak. Rüzgâr, genellikle kuzey ve kuzeybatı, doğu kesimlerde güney ve güneybatı, kuzeybatı kesimlerde doğu ve kuzeydoğu yönlerden hafif arasıra orta kuvvette esecek. Doğu Anadolu’nun doğusunda (Van, Hakkâri ve Iğdır) toz taşınımı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (düşük görüş mesafesi, hava kalitesinde düşme vb.) dikkatli ve tedbirli olunması gerekiyor.

14.04.2010


 

Osmanlı sultanları Kremlin yolcusu

‘’İSTANBUL Topkapı Sarayı: Osmanlı Sultanlarının Hazineleri’’ sergisi, 26 Mayısta Kremlin Sarayı’nda açılacak.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü faaliyetleri kapsamında Moskova Kremlin Sarayı Müzesi ve Topkapı Sarayı Müzesi ortaklığı ile 12 Martta Topkapı Sarayı’nda sergilenmeye başlayan ‘’Moskova Kremlin Sarayı Hazineleri’’ sergisiyle ilk adımları atılan işbirliği süreci, Moskova Kremlin Sarayı’nda devam edecek. ‘’İstanbul Topkapı Sarayı: Osmanlı Sultanlarının Hazineleri’’ başlıklı sergi 26 Mayısta Moskova’daki Kremlin Sarayı’nda sergilenmeye başlayacak.

Osmanlı-Rus ilişkilerinin 16. ve 17. yüzyıl dönemine ait eserlerin izlenebileceği sergide, Osmanlı sultanlarının saltanat sembolleri, şahsî eşyaları, tören kaftanları, elbise koleksiyonları, soyağacı ve saray hayatı ile ilgili 106 eser yer alacak. Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Bölümü’ne ait, altın, yakut ve zümrüt gibi değerli taşlarla kaplı yazı kutusu, matara gibi objelerin sergileneceği sergide, ‘’Padişah Elbiseleri Koleksiyonu’’ndan sultanlara ait tören kaftanlarının yanı sıra ‘’Sarayın Resim Koleksiyonu’’ndan da aralarında Sultan 2. Beyazıt’ın da bir portresi bulunacak. Topkapı Sarayı Müzesi’nde açılan ‘’Moskova Kremlin Sarayı Hazineleri Topkapı Sarayı’nda’’ isimli ilk sergi, 7 Hazirana kadar görülebilecek. Kremlin Sarayı’nda açılacak ‘’İstanbul Topkapı Sarayı: Osmanlı Sultanlarının Hazineleri’’ ise 15 Ağustosa kadar açık kalacak.

14.04.2010


 

Bir ay boyunca Karadeniz mutfağı

TÜRK mutfağının geleneksel lezzetlerini kendine has modern sunumuyla ikram eden Kırkpınar Lokantası, bir ay boyunca Karadeniz mutfağının özgün tatlarını mönüsüne dahil edecek.

Kırkpınar Lokantası, “Bölge Bölge Türkiye Mutfakları” konsepti çerçevesinde, 15 Nisan–15 Mayıs tarihleri arasında, Karadeniz’in en seçkin tatlarını mönüsünde ikram edecek. Terme’den taflan ve pirinç, Giresun’dan kiraz tuzlaması ve fasulye turşusu, Samsun’dan kalguruk ve kazayağı otları, Ordu’dan erişte ve Trabzon’dan getirilen tereyağı kullanılarak hazırlanan özel menü, Karadeniz mutfağının müdavimlerini Kırkpınar’da bir araya getirecek. “Bölge Bölge Türkiye Mutfakları” konsepti ile birlikte, sağlıklı ve dinç yapılarıyla bilinen Karadenizlilerin ünlü yemekleri lezzet severlerle buluşacak. Kırkpınar Lokantalarının; Viaport Outlet Center, Optimum Outlet Center, Neomarin, 212 Power Outlet AVM, İş Kuleler, Levent Metrocity’de şubeleri bulunuyor.

14.04.2010


 

Dev konteyner Çanakkale Boğazı’ndan geçti

LİBERYA bayraklı MSC Bilbao isimli dev konteyner, Çanakkale Boğazı’ndan geçti.

Yunanistan’ın Pire Limanı’ndan İstanbul’un Ambarlı Limanı’na giden 334 metre boyundaki 89 bin 941 grostonluk geminin geçişi sırasında Çanakkale Boğazı tek yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı. Geminin geçişine Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait Kurtarma-2, Söndüren-4 ve Söndüren-6 adlı römorkörler refakat etti. Yetkililer, dev geminin boğazdan çıkmasının ardından trafik normale döndü.

14.04.2010


 

Hz. Peygamber (asm) bugün karşınızda olsaydı, ona ne söylerdiniz?

Kutlu Doğum Haftası’na girmiş bulunmaktayız... Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin (asm) dünyayı, hatta kâinatı şereflendirmesini kutluyoruz.

Ancak o mübarek Zâtın (asm) ümmeti olduğumuzun ne derece şuurundayız ve Onu ne kadar tanıyoruz acaba? Onun (asm) mânevî şahsiyetini ne ölçüde idrak edebiliyoruz?

Bugün bir üniversiteli gence Kutlu Doğum Haftasını hatırlattığımızda, bu özel güne ilişkin bir cümle bile söyleyemiyor ve “Peygamber Efendimiz (asm) şimdi karşınızda olsaydı kendisine neler söylemek isterdiniz?” sorusuna “Hiçbir fikrim yok” diyor. Düşünebiliyor musunuz, “Onu çok sevdiğimi söyler, affım için duâ isterdim” bile diyemiyor. Bence gençlerimizin bu hâli, anne-babalarla birlikte bütün ilgili müesseseleri düşünmeye ve gerekli tedbirleri almaya sevk etmeli.

“Kutlu Doğum Haftası” vesilesiyle çeşitli meslek gruplarından insanlara “Bu hafta hakkında neler düşünüyorsunuz ve eğer Peygamber Efendimiz (asm) ‘bugün’ karşınızda olsaydı, kendisine neler söylemek isterdiniz?” şeklinde bir soru yöneltip, duygu ve düşüncelerini aldık.

Şimdi gelin bu sorulara verilen cevapları birlikte okuyalım.

Rabbü’l-Âlemîn bizleri ilmiyle, sevgisiyle donatıp, ilimle amel edenlerden eylesin İnşâallah. Peygamber Efendimizi (asm) dünyada ve ahirette yanımızda ve bizden memnun olarak görmemiz duâsıyla...

Kutlu Doğum Haftamız mübarek olsun!

Süleyman Karacelil (ilahiyatçı-yazar):

Kutlu Doğum Haftası hakkında neler

düşünüyorsunuz?

Âlemlere rahmet, hidayet vesilesi olan Hz. Peygamberi (asm) anmayı, ona has programlar düzenlemeyi gelenek hâline getirmeyi, Hz. Peygamber’e (asm) ümmet olma bilincine yaklaşmada önemli bir adım olarak görüyorum. Kutlu doğum etkinlikleri Hz. Peygamber’le aynı zaman ve mekânda bulunma şerefine nâil olamayan bu neslin insanlarının onunla kalben, mânen, duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte olabilmeye olan iştiyakının ifadesidir. Yeryüzünün mânevî güneşinin ışığından feyizlendiğimizi idrak etmenin terennümüdür. Allah Resûlünü (asm) tezekkür ve tahattur etmenin küçük bir örneğidir. Risâlet sancağının rehberliğinde yolculuğa çıkmanın adıdır. Ona bağlılığın, ümmet olma yolunda “Biz de varız ya Resûlallah” demenin diğer bir adıdır. “Seni amellerimizle unutmuş gibi görünsek de; ümmet olarak kalben, ruhen tekrar hatırlayıp sünnetine ittibâ etmeyi hedefliyoruz” diyerek biat yenilemektir Kutlu Doğum. Onun bir eş, bir baba, bir dede, bir kuzen, bir kul olduğunu hatırlamanın, onu hayatın içinden bir insan, ama rahmet peygamberi olarak tekrar tekrar anlamanın, anlatmanın vesilesidir kutlu doğum. Rabbim hepimize onun sancağı altında toplanmayı nasip eylesin İnşallah.

Peygamber Efendimiz (asm) “bugün” karşınızda olsaydı, kendisine neler söylemek isterdiniz?

'Sen olmasaydın'la başlayan cümleler söyleyemezdim her halde. Çünkü o olmasaydı bizim hiçbir şey olmayacağımız gerçeğin ta kendisidir. Efendimize (asm) şunları söylerdim sanırım: “Sen varsın, hep aramızdasın, ‘Sen yaşayan Kur’ân’sın, sünnetinle varsın, ama biz bu gerçeği idrak edemedik ya Resûlallah. Sen bizi sıkı sıkı uyardığın halde, imanımızla, ibadetlerimizle her şeyimizle dünyevîleştik. Seni sevdik, ama ‘sevginiz yok’ dedirtecek kadar eksiklerimizle. Senin ümmetin olduğumuzu hep haykırdık, ama bunu ispat edecek amellerimiz olmaksızın. Senin sünnetine tâbi olduğumuzu söyledik, senin yasakladığın hayat biçimini sünnet edinerek. Ne olur affet bizi! Ey resuller resulü bize himmet et, ashabına lutfettiğin gibi. Bir gencin kalbine elini koyup “Allah’ım bu genci günahlardan, haramlardan koru” diyerek dua etmen gibi, bizim için de dua et. Bu ümmetin de kalbine ellerinle dokun. Bir anlık sohbetinle şereflenip, her şeyini sana adayan sahabelerin gibi, bu ümmetini de bir anlık olsun himmetinle irşad buyur. Ancak o zaman hayatın gerçeğini idrak eder malımızla, canımızla, Allah’a kul, sana lâyık bir ümmet olma yolunda bir adım atarız…

Necat Güleç (Mimar):

Kutlu Doğum Haftası için neler düşünüyorsunuz?

Bu soruya çok yalın bir şekilde de cevap vermek mümkün, çok geniş anlamlar ihtiva eden bir biçimde de. Neden derseniz, Hz. Muhammed’in (asm), milâdî takvime göre her sene doğduğu günde; birileri onun hayat hikâyesini anlatıyor, birileri dinliyor, mevlitler okunuyor, birileri huşu içinde gözyaşı döküyor. Peygamberimizden hadisler anlatılyor. Hatta Kur’ân okuma yarışmaları düzenleniyor. İlâhiler söyleniyor vs. İşte bu bana göre çok yalın ve yüzeysel bir kutlama şekli oluyor. Böyle olmasın demiyorum tabiî ki.. Bunlar yapılabilir. Ama geniş mânâda kutlama böyle olmamalı. Başka neler yapılabilir? Gerçek Kur’ân İslâmını; bugünün insanına, özellikle gençlerine anlatmak, öğretmek için yeni metodlar, yollar bulmalıyız.

Yüzyıllar öncesinin yorumlarıyla, tefsirleriyle, fetvalarıyla, 21. yüzyılın gençliğine İslâmın özünü, esasını anlatamayız! Arapça Kur’ân yarışmalarının yanında; mânåsını anlama ve yorumlama yarışmaları da düzenlemeliyiz. Buna benzer yeni mesajları geniş kitlelere duyurmak için “Kutlu Doğum Haftası” çok iyi bir fırsat olacaktır, bunu iyi değerlendirmeliyiz.

Peygamber Efendimiz karşımızda olsaydı, neler söylerdiniz?

Bunun hayali bile çok güzel, inanılmaz bir şey. Şayet, yüzüne bakabilseydim, her halde ne diyeceğimi unuturdum. Ama yine de size cevap vermeye çalışayım. O’na derdim ki ; Ya Resulullah; biz ümmetin, senin zamanına göre çok büyüdük, çoğaldık, sayımız arttı. Bu noktada senin sözünü dinledik! Ama; bugünün dünyasında, İslâmiyet, Kur’ânda ifade edilip senin öğrettiğin gibi tanınmıyor, bilinmiyor, yaşanmıyor. Müslümanlar ilimde, tıpta, san'atta, sporda vb. hep geri kaldı. Hep öteki din mensupları keşfediyor, buluyor ve yapıyorlar. Nerede sorunlu bir yer varsa orada Müslümanlar var. İşte Irak, İran, Afganistan, Keşmir, Filistin… Ülkemizde bile Müslümanlar için bazı kısıtlamalar var. Kısaca Müslümanların büyük çoğunluğu sıkıntıda, huzursuz, mutsuz... Bize söyler misin ya Resulallah; biz nerede hata yaptık?

Figen Başur (Ev Hanımı):

Varlığıyla âlemlere ve biz günahkâr kullara rahmet vesilesi olan, her nefesinde ümmetini düşünen, dünyaya vazifelendirilmiş ve rehber olarak gönderilmiş Yüce Peygamberimizin (asm) dünyaya teşrifinin kutlanmasıdır. Ben Peygamber Efendimizi (asm) karşımda görseydim şunu sormak isterdim: “Ya Resulallah! Şimdiki ümmetin halini biliyorsunuz. Sizin zamanınızdaki ümmet mi daha değerli yoksa ahirzamanda ki ümmet mi? Ya da şimdikileri ümmet olarak görebiliyor musunuz?” Günahlar dağlar gibi omuzlarımızda birikti. Bizlere de şefaat ediniz Ya Resulallah! Ey Resulüm, biz ümmetini bağışla. Sizi çok seviyoruz.

Şehriban Obuş (Tuhafiyeci):

Peygamber Efendimizin doğuşu ve İslâmiyetin doğuşudur. Bugünün özellikle kutlanması gerektiğini düşünüyorum. Ve halkımızın bugünün önemi hakkında bilgisi, ilgisi yok. Böyle bir günün tv'lerde halka duyurulup bilgilendirilmelerini istiyorum. Eğer Resulümüz (asm) karşımda olsaydı, sevinçten konuşamazdım. Onun yüzü suyu hürmetine affedilmem için, şefaatçi olmasını isterdim. Bütün Müslümanların affedilmesi için dua isterdim. Keşke görsek.

Kevser Elif (Tekstilci):

Kutlu Doğum Haftası, Resulümüzün (asm) dünyayı şereflendirmesidir. Onun için bu haftada heryerde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesini istiyorum ve herkes sevgiyle kucaklaşmalı.

Peygamberimiz (asm) karşımda olsaydı; Onu çok sevdiğimi, özlediğimi ve beni kendisiyle götürmesini isterdim. En önemlisi Cennette Rabbimin cemalini görmem için dua etmesini isterdim. Şefaat Ya Resulallah!

Laâtif Yandım (Bakkal):

Peygamber Efendimizin (asm) doğumuyla dünyayı şereflendirmesidir. İslâmiyetin başlangıcı ve putların yıkılmasıdır.

Peygamberimizi (asm) karşımda görmek büyük bir nimettir. Ben Peygamberimizin (asm) adı anıldığı zaman heyecanlanıyorum. Karşımda görsem her halde düşüp bayılırım. Ayakta kalabilirsem ellerini öper, her zaman yanında olmak istediğimi, benim için de dua etmesini isterdim.

Nursel Kurt (Ev Hanımı):

Peygamberimizi gördüğümde önce benim gibi bir aciz kulun karşısına iki cihan güneşini doğdurduğu için Yüce Allah'a (cc) ne kadar hamdü senâ etsem azdır. İnsanlığın en değerlisinin mühr-ü şerifini öpmek isterdim. Çünkü o, kimseyi incitmez, azarlamaz olduğundan, ben de o mübarek mühr-ü şerifi öpmüş olurdum. Ey Sevgililer Sevgilisi Efendimiz! Bizler Sahabe-yi Kiram gibi, sizinle kalıp o güzel ahlâkınızı öğrenip uygulayamadık. Ama hani biri Hz. Aişe’ye (ra) sizin güzel ahlâkınızı sormuştu da, Aişe annemiz de “Siz Kur’ân-ı Kerim okumuyor musunuz? Onun ahlâkı Kur’ân ahlâkıdır” demişti. Bizler de Kur’ân-ı Kerim okuyup ahlâkınızı öğrenmeye çalışıyoruz. Senin sünnet-i seniyyeni yerine getirmeyi vazife biliyor, biteviye salâtü selâmlarla adınızı zikrediyoruz. Ey Yüce Efendimiz, senin yüce sıfatlarına erişmeyi diliyoruz. Senin bizim için duânı Allah (cc) geri çevirmez. Şefaatine muhtacız, bize eman kıl. Rabbimizin size bahşettiği aklı, ilmi ve ahlâkı bizlere de nasibi müyesser eylemesini arz ederiz.

Ey Sevgili Peygamberim! Bazı haddini bilmeyen Avrupalılar kendi çirkin sûretlerini çizip Müslümanları tahrike kalkmışlar. Biz onlar için sizin müşriklere duâ ettiğiniz gibi duâ ediyoruz; Müslümanlar çoğalsın diye. Bir hadis-i şerifinizde buyuruyorsunuz ya “Mahşer günü ben sizin çokluğunuzla övüneceğim” diye. Bizler bir elimizde lâle, bir elimizde gül senin livaü'l-hamd sancağının altında şefaatine nail olmak ümidiyle etrafında toplanmak istiyoruz. Şefaat Ya Resûlallah! Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammed (asm).

Yasemin Dikmetaş (Avukat):

Yüce Peygamberimizin doğumuyla, kâinatta meydana gelen ve aklımızın idrak etmekte zorlandığı mu'cizevi olaylar, tıpkı kutlu doğumu müjdeler gibi. Kâinat O zatın yaşayacağı ortamı hazırlamak için çalışıyordu.

Karşımda Resulâllahı (asm) görseydim utancımdan başımı öne eğer belki de kaçardım. Peki neden? Bildiklerimle amel etmediğim için. Hakkıyla Kur’ân'ı ve sünneti yaşayamadığım için. Peygamber Efendimizden (asm) biz ahir zaman ümmetine herşeye rağmen şefaat etmesini söyler ve isterdim.

Selçuk Gemici (Mimar):

Bizim ve bütün kâinatın yaratılmasına vesile olan Habibullahın (asm) doğum gününün kutlanması, adeta bizim aynı zamanda bütün insanlığın mevcudatının doğum gününün kutlanması gibi bir heyecanla düşünülerek algılanmasını isterim. Kendi doğum günümüzde duyduğumuz heyecanı Onun (asm) yaratılmasına borçluyuz.

Peygamber Efendimiz (asm) karşımsa olsaydı; "Ey Resulallah! Bu devirde bizi kurtaracak öğütler neler? Kur’ân'ın bize göstereceği kurtuluş noktaları nelerdir?" diye sorardım. Sanıyorum ki Kur’ân-ı Kerim'in bu devirde konuşan bir ağzı olan Risâle-i Nur’dan istifade etmemizi isterdi. İman hakikatlarının korunmasında daha çok Risâle-i Nur eşliğinde, bütün Müslümanların Risâle-i Nur irşadı etrafında genel bir irşada gelmelerini isterdi, diye düşünüyorum. Bu külliyatın okunulmasının gerektiğine inanıyorum. Sadece Risâle okuyup Kur’ân-ı okumayalım demeyin. Çünkü Kur’ân-ı Kerim sürekli olan bir programdır. Kur’ân-ı Kerim ışığında Risâle okunmalı. Ve şunları söylemek isterdim Peygamber Efendimize naçizane: “Kurtulmak için, hakikatların bende tecelli etmesi için şahsınızdan ve varislerinizden, hepinizden yardım istiyorum. Bizim ettiğimiz selât ü selâmlar üzerinizde, duanızın da bizim üzerimizden eksik olmamasını istiyorum, diliyorum.”

Yüce Rabbimiz! Bizleri bize örnek olarak yolladığın Habibinin yolunda daim ve kaim kıl. İçimize Onun (asm) sevgisini ver ve bizim hakikate ulaşmamızda yani irşadımızda sebep kıl. Amin.

Çağrı Göktepe (Bestekâr):

Kutlu Doğum Haftasından önce mevlid nedir sorusunu cevaplayarak, Kutlu Doğum hakkındaki düşüncelerimizi aydınlatabiliriz. Mevlid, doğum zamanı demektir. Peygamberimizin (asm) doğumu ve bunu anlatan eser anlamında kullanılır.1989 yılından beri kutlanmakta olan Kutlu Doğum Haftası o günden itibaren büyük bir heyecanla hem ben, hem de yakınlarım tarafından heyecanla kutlanmaktadır.

Sizin de bildiğiniz gibi, Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevî, asırlardır milletimiz tarafından ‘Mevlid Kandili’ olarak kutlanmaktadır.

Benim resmî ağızlardan edindiğim bilgilere göre, dini tefekkürü cami dışına taşırmak, değerli ilim adamlarımızın araştırmalarını ve düşüncelerini halka aktarabilmek için Türkiye Diyanet Vakfı, yüzyıllar önce bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlanan Mevlid geleneğini canlandırmayı amaçlamıştır. Bu düşünce ile Peygamberimizin doğum gününü içine alan haftayı, “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilân etmiştir.

Bu kutlamaların yurtdışı boyutu da var, bunlara geçmiş yıllarda şahit oldum.

Kutlu Doğum Haftası’nı idrak etmekteki gayemizin, Peygamber Hz. Muhammed'in (asm) getirdiği yüce değerleri, evrensel prensipleri tüm insanlığa sunmak, bir barış ve hoşgörü ortamı oluşturmaktır. Bu değerleri yalnızca Türk halkıyla paylaşmak elbetteki düşünülemez. Bu değerlerin dalga dalga tüm insanlığa yayılması, insanlığın kardeşlik duygularıyla bir sevgi etrafında toplanması, bir sevgi ve hoşgörü ortamının oluşturulması ana hedefimiz olmalıdır. Bu amaçla faaliyetlerimizi, imkânlarımız ölçüsünde yurtdışına yaymalıyız. Örneğin geçmiş yıllarda Almanya, Amerika, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Danimarka, İsveç, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kırım, Makedonya, Nahçıvan ve Türkmenistan’da Kutlu Doğum Haftası kutlandı. Özellikle yıllarca esaret altında kalmış Türk cumhuriyetlerindeki soydaşlarımızın, Hz. Muhammed’in (asm) doğum gününü kutlarken duydukları sevinci gözlerinde görmek, o duyguyu onlarla paylaşmak çok heyecan ve mutluluk vericiydi. Bu yıl da yurtdışındaki etkinliklerimiz yine ağırlıklı olarak devam etmeli ve daha da yayılmalıdır.

Son olarak Peygamber Efendimizin ümmetine yakışanı yapmalıyız.

Mürsel Işık (Müzisyen):

Macera dolu bir hayatın içinde yaşıyoruz. Arabesk bir hayat içerisinde laylaylom bir hayatın ortasındayız. İnsanların ruhları yaralı ve çıban taşıyan ruhlarıyla bir arayış içindeler. Acziyetimiz ortada ve kesin gerçek.

Dönüşü olmayan bir yoldayız ve kabul ediyoruz ki, Peygamberimiz (asm) insanların en büyüğüdür. İnsanlar sevdiklerini tanıdığı ölçüde severler. Dolayısıyla Peygamberimizin isminin anıldığı, anlatıldığı her ortam ruhumuza yeni istikamet verme imkânı oluşturur. Bu anlamda tabiî ki Kutlu Doğum Haftası da bir fırsattır. Samimiyetsiz bir ortamda vesvese ve şüphelerle yaşıyoruz. İlham ve edep kaynağımız başkaları olmuş. İnsanlar onu anlamak zorundadır ve bu yüzden bütün samimî etkinlikler önemsenmelidir.

Peygamber Efendimizi 5 yıl önce yapmış olduğum Hacc vazifemde Mekke’den ayrılıp Medine’ye gideceğimiz son gecede rüyamda görmeyi Allah nasip etmişti ve bu benim için çok büyük bir lütuftu. Bütün samimiyetimle söylemeliyim ki, bugün Peygamber Efendimiz karşımda olsaydı haya ederdim ve dilimse lâl olurdu, bilirim...




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

ARZU KONAN

14.04.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı- Yeni Asya Gazetesi- Bizim Radyo- Sentez Haber- Yeni Asya Neşriyat-Promosyon- Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım