Yurt Haber |
Balıkçılığımız SOS veriyor |
KARADENİZ Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, balıkçılığın yarınının bugünden daha kötü olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Düzgüneş, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesince gerçekleştirilen ‘’Balıkçılığımızın Dünü, Bugünü, Yarını’’ konulu panelde yaptığı konuşmada, kaynakların sürdürülebilir kılınabilmesi için bunların ne olduğunun anlaşılması ve korunmasının zorunlu olduğunu belirtti. Balıkçılık sektörünün genel olarak değerlendirildiğinde, gidişatın iyi olmadığını ifade eden Düzgüneş, ‘’Balıkçılığımızın yarını, bugününden daha kötü olabilir. O zaman biz ne yapmalıyız da kötüyü durdurup, yarını daha iyiye götürmeliyiz? Bence paydaşların yapacağı en önemli şey, bu konu üzerinde durmaktır’’ dedi. Düzgüneş, sektörle ilgili kanun değişikliği teklifleri yapıldığını hatırlatarak, ‘’Ama hangi kuruluşa kanun tasarısı geldi? Hiçbirimize gelmedi. Kendi gayretlerimizle taslağa ulaşmak için girişimde bulunuyoruz. Taslağı, ancak gittiğimiz toplantılarda görüyoruz. Yani daha önceden görüp, araştırma yapma hakkımız yok’’ diye konuştu. KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Seyhan, balıkçılıkla ilgili sağlıklı istatistiksel bilgiler bulunmadığını, bunun da bir çok alanda yorum yapabilmeyi engellediğini söyledi. Seyhan, balık avlamada maksimuma ulaşıldığına dikkati çekerek, “Bundan sonra balıkçımız ne yaparsa yapsın, avcılıktan elde edilecek avın artmayacağını bilmemiz lâzım. Deniz balıkçılığı bu şekilde devam eder’’ dedi. Küçük ölçekli balıkçılığın korunması gerektiğini vurgulayan Seyhan, şöyle devam etti: "Bu dünyada da ülkemizde de böyle. Genetik kaynakların riskte olduğu gerçeğini de göz ardı etmememiz lâzım. Bu nedenle çeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlayacak yönetim stratejileri sergilememiz çok anlamlı olacaktır. Dünya genelinde avlanma kapasitesi belli bir düzeye indirilmeli. Aynı şekilde dünyada devlet yardımlarının kaldırılması ya da minimize edilmesi lâzım. Bir çok avlağın koruma altına alınması lâzım. Bundan sonra av çabasını ne kadar arttırırsak arttıralım, sonuç yok. Ama yetiştiricilikte bir potansiyel var. Paydaşta olan devletler, balıkçılıkla ilgili bir araya gelip konsensüs oluşturmalı.’’
BALIKÇI, KENDİ SORUNUNA İLGİSİZ
Doğu Karadeniz Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Ahmet Mutlu da balıkçıların, kendilerini yakından ilgilendiren toplantılara ilgi göstermemelerinin kendisini üzdüğünü belirterek, ‘’Burada bizim iyiliğimiz için konuşuluyor, ancak balıkçı ilgi göstermiyor. Balıkçı kimdir, biz konunun neresindeyiz? Bunları böyle ortamlarda tartışmak lâzım’’ diye konuştu. Mutlu, amacın insanın kazanması ve geleceğin korunması olduğunu ifade ederek, ‘’O zaman, aynı sektör içinde ayrı olan neyimiz var? Ortak bir paydamız var. Bu nedenle hepimiz, konunun bir tarafından tutmalıyız. Balıkçılar olarak bizim bir sürü sorunumuz var ve bunların çözüme kavuşturulması lâzım’’ dedi. Panel, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Arpa ve İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay’ın da sunumlarının ardından sona erdi. |
12.04.2010 |