11 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Dosya askerî savcıda

Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Aslan Güner, Çukurca olayıyla ilgili olarak, ''Şimdi birilerini suçlu ya da suçsuz gibi göstermek ne kadar doğru? Çünkü daha varılan bir karar yok, varılan bir sonuç yok. Devam eden bir soruşturma süreci var. İnanın, dosyayı ben görmüyorum, çünkü zincirin içinde değilim. Şu anda askerî savcıda. Bir tek o biliyor dosyayı. Tek dileğim, hızlı bir soruşturma yapılır, müsbet, menfî, ne denecekse hızlı denir'' diye konuştu.

Mayın dosyası Askerî Savcıda

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde yedi askerin şehit olduğu mayın patlaması ile ilgili dosyanın Askeri Savcıya geldiğini belirterek, “Askerî Savcımız şimdi dosyayı inceleyecek” dedi.

Orgeneral Güner, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın 60. yıl dönümü dolayısıyla Genelkurmay Başkanlığı karargahında düzenlenen anma töreninin ardından, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009 tarihinde yedi askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili dosyanın Genelkurmay Askerî Savcılığına gönderildiğini hatırlatarak, konuyla ilgili son gelişmelerin sorulması üzerine Orgeneral Güner, Türk Silâhlı Kuvvetlerinde ölümle sonuçlanan olaylara ayrıca bir emre gerek kalmadan savcıların el koyduğunu belirterek,’’Tek dileğim hızlı bir soruşturma yapılır, müsbet, menfi, ne denecekse hızlı denir’’ diye konuştu.

Bu olayda da Çukurca Cumhuriyet Savcılığınca olaya el konulduğunu ve adli soruşturmanın başlatıldığını belirten Orgeneral Güner, ilk incelemelerden sonra Çukurca Cumhuriyet Başsavcısı’nın olayı terörle mücadele kapsamında görerek ve Haziran ayının sonunda yetkisizlik kararı vererek Van’daki Cumhuriyet Savcılığına havale ettiğini anlattı. Yakın zamana kadar bütün soruşturmayı Van’daki bu işle yetkili savcılığın yürüttüğünü belirten Orgeneral Güner, incelemelerden sonra Van Savcılığının olayın kendi yetkisi dışında olduğuna kanaat getirerek, askerî görev esnasında oluştuğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verdiğini, dosyayı Genelkurmay Askerî Savcılığına gönderdiğini söyledi.

Dosyanın hafta başında Genelkurmay Başkanlığı karargâhına ulaştığını belirten Orgeneral Güner, şöyle konuştu:

‘’Askeri Savcı soruşturmayı açarak devam ettiriyor. Sabah medyaya baktım. Köşe yazısı, yorumlar, değerlendirmeler var. Sanki bir şey kesildi, durdu, şekli değişti gibi. Hayır, sadece ilgili yere, askerin yetkisine girdiği düşünülerek Askerî Savcıya dosya geldi. Askeri Savcımız şimdi dosyayı inceleyecek. Başka soruşturmalar, dinlemeler yapacak ve sonunda iddianamesini hazırlayıp askeri mahkemede açmak istiyorsa o da açabilecek. Neticede bu olay adli soruşturma sürecinde.’’




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

HALKA YANLIŞ BİLGİ VERİLMESİ DE ÇOK VAHİM

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009 günü mayın patlaması sonucu 7 askerimizin şehit düşmesi olayını soruşturan Van Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı “Mayınlar TSK'ya ait” tesbiti ve olayla ilgili olarak, bölgedeki komutanlar arasındaki görüşmelerde “PKK mayını diyelim” ifadelerinin geçtiğinin ortaya çıkması, son derece ciddî bir durum ortaya çıkardı.

BÜTÜN MAYIN ŞEHİTLERİ TEKRAR İNCELENMELİ

Bu gelişme, sebebi mayın patlaması olarak açıklanan bütün asker ölümlerinin tekrar mercek altına alınıp incelenmesi gereğini gündeme getirirken, Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumların, zihinlerde meydana gelen soru işaretlerini aydınlatıp kuşkuları dağıtacak tatminkâr açıklamalar yapmak zorunda oldukları belirtiliyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Önce ordu ve yargı demokratikleşmeli

Osman Can: TSK ile yargıyı demokratik bir standarda kavuşturmadığımız müddetçe temel hak ve özgürlükler konusunda anayasaya bin beş yüz madde de konulsa hiçbir anlam ifade etmez.”

Önce ordu ve yargı demokratikleşmeli

Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Doç. Dr. Osman Can, devletin yapısal unsurları demokratikleşmediği sürece temel hak ve özgürlüklerin hayata geçme imkânının olmadığını söyledi. Bu organların başında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile yargının geldiğini vurgulayan Can, “Bu iki kurumu demokratik bir standarda kavuşturmadığımız müddetçe temel hak ve özgürlükler konusunda Anayasa’ya bin beş yüz madde de konulsa hiçbir anlam ifade etmez” dedi.

Platform Adana’nın Seyhan Oteli’nde düzenlediği “Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Can, dernek olarak eksikliğini hissettikleri bu hususlara eğildiklerine işaret etti. Yargı sisteminin demokratik bir yapıya sahip olmadığının altını çizen Can, Türkiye demokrasisinin Prusya’daki gibi bürokrasiye dayandığını savundu. Bu anlayışa göre bürokrasinin kendisini devletin sahibi olarak gördüğünü anlatan Can, Türk hukuk sisteminin babası sayılan Mahmut Esat Bozkurt’un ‘ırkçı ve faşit’ düşüncelerden beslendiğine değindi.

Egemenliğin halka dayandığını ifade eden Doç. Dr. Can, yasama, yürütme ve yargı erklerinin yapısı üzerinde de durdu. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ankara’daki hakimlerin de yargı yetkisini kullandığını dile getiren Can, “Peki Türk milleti o somut şahıslara yargı yetkisini kullanabilme direktifini ne zaman verdi? İşte bir türlü cevabı bulunmayan soru budur. Anayasa’da yazılıyor olması yetmiyor. Doğrudan doğruya bir yetkilenme gerekiyor. Kuruldaki çalışan insanların da yetkileri silsile şeklinde halka dayanması lazım. Türkiye işlemeyen bu husus tam tersine Batıda istisnasız çalışıyor. Batıda yargının demokratik iradeye dayanması ihtiyacı o kadar normaldir ki tartışmaya gerek kalmıyor. Ama Türkiye’de temel sorun budur.” diya konuştu.

İDEOLOJİK BİR YARGI ÜST SİSTEMİ VAR

Türkİye’de tarihsel olarak ideolojik biçimde inşa edilmiş bir yargı üst sisteminin varlığına işaret eden Can, bu sistemin bütün adliyeleri kontrol edebildiğini söyledi. Ülkenin artık bu yargı anlayışını taşıyamadığını belirten Doç. Dr. Osman Can, insanların kendi içinde çoğulculuğu ve siyasî dengeyi bulmaya başladığını ifade etti. “Tek problem Ankara’daki egemenlerin halen bu gerçeğin farkında olmamasıdır” diye devam eden Can, toplumun taleplerinin farklılaştığını vurguladı. Türkiye’de “hukuk üstün ve egemen” görüldükçe sorunların arttığını dile getiren Can, “Hukuk sistemi dokunulmaz hale geldikçe biz dokunulur hale geldik. Bizim özgürlüklerimiz işleyemez, konuşamaz ve düşünemez hale geldik. Demek hukuk ile siyaset arasındaki ilişki Türkiye de alışa gelmiş şekilde değildir. Demokratik siyasetin ürünü olmayan bir hukuk aslında hukuk değildir.” değerlendirmesini yaptı.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Güler: 1 Mayıs için Taksim taleplerini değerlendireceğiz

İSTANBUL Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarına ilişkin, ‘’Taksim’le ilgili talepleri değerlendireceğiz. Daha önceki yıllardaki kabusların yaşanmamasını istiyoruz’’ dedi.

Türk Polis Teşkilâtının 165. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Taksim Meydanı’nda düzenlenen resmi geçit törenini izleyen Vali Güler, törenin ardından gazetecilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarıyla ilgili soruları üzerine şöyle konuştu: ‘’Biliyorsunuz 1 Mayıs, Emek ve Dayanışma Günü ilan edildi. Salı günü saat 15.00’te sendika konfederasyonlarının İstanbul’daki temsilcileri randevu istedi. Kutlamalarla ilgili görüş ve taleplerini getirecekler, biz de değerlendireceğiz. Geçtiğimiz yıl da malum bir yumuşama sağlanmıştı. Gayemiz kanun dışı gösterilere yer verilmemesi, şiddet eylemlerinden uzak durulması, insanların fikirlerini ifade ederken kanuni sınırlar içinde yer alması.’’ ‘’Kutlamalar için Taksim’e izin verilecek mi?’’ sorusuna Vali Güler, ‘’Sendika yöneticileriyle görüşeceğiz, değerlendireceğiz. Bu sene çekişmelerin yaşanmasını istemiyoruz. Artık belli bir noktaya gelelim istiyoruz’’ cevabı verdi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Arınç: Halkla kavga olmaz

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, halkla kavga olmayacağını belirtti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, İzmir Gazeteciler Cemiyetini ziyaretinde basın toplantısı düzenledi. Anayasa değişikliğiyle ilgili toplumda büyük mutabakat olduğunu belirten Arınç, ‘’Daha önce söyledim, en az yüzde 60 ile referanduma halkın ‘Evet’ oyu vereceğini düşünüyorum” dedi. Değişiklik teklifi Anayasa Komisyonunda görüşülmeye başlayınca CHP Genel Başkanı Baykal’ın farklı bir tavra girdiğini dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti: ‘’Sayın Baykal, Sayın Cumhurbaşkanı’na seslenerek dedi ki ‘Siz söyle yaparsanız, yani ‘üç maddeyi referanduma götürür, diğerlerini götürmeyeceğim derseniz, biz de bunlara Mecliste destek vereceğiz’. Kamuoyunu tatmin etmesi bakımından neden böyle 27’sini ayırıp da üçünün referanduma gitmesini istiyor, bunu düşünmemiz lazım. Referandumda milletin buna ‘Evet’ vereceğini muhalefet partileri biliyorlar. Milletin ‘Evet’ dediğine şimdi ‘Hayır’ demiş olmanın bir siyasetçi olarak kendilerine ne götüreceğini de iyi biliyorlar. Halkla kavga olmaz. Halkın iradesine karşı, ‘Ben dokuza ikilik dengeleri olan Anayasa Mahkemesinde nasıl olsa çözerim’ düşüncesiyle hala bu açıdan kendisine bir hat oluşturmaya çalışılırsa millet bunun cevabını 2007 22 Temmuz’da nasıl verdiyse şimdi daha fazlasını verir. Bizim başımıza taş atmış gibi olur ama bu bumerang gibi döner kendi başlarını yarar. Hiç buna teşebbüs etmesinler.’’




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Din görevlilerine kadına şiddete karşı eğitim verilecek

KADINA karşı şiddetin önlenmesi çalışmalarına, imam, vaiz ve müezzinler de katılacak. Proje ile kadına şiddete karşı toplumda farkındalık ve duyarlılığı arttırmak amaçlanıyor.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ‘’Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması Projesi’’ çerçevesinde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında, bir iş birliği protokolü imzalanacak. Proje çerçevesinde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığına bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünce, Diyanet İşleri Başkanlığında görevli, başta Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu görevlileri olmak üzere, vaiz, imam-hatip, müezzin-kayyım ve Kur’an kursu öğreticilerine eğitim verilecek. Proje çerçevesinde gerçekleştirilecek eğitimler, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün uygun bulduğu yerlerde yapılacak. Teknik ve finansal destek ise Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından verilecek. Protokolün imzalanmasının ardından, projenin pilot uygulaması Mayıs ayında Ankara’da start alacak. Projenin 2011 yılında tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması hedefleniyor.

11.04.2010


 

SGK’dan “Sigortalı Çalışmanın Önemi” konulu yarışma

SOSYAL Güvenlik Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Türkiye genelinde ilköğretim 6. 7. ve 8. sınıf öğrencileri arasında ödüllü resim ve kompozisyon yarışmasını düzenlendi.

SGK’tan yapılan açıklamada Sosyal Güvenlik Haftasının 10-16 Mayıs 2010 tarihleri arasında Türkiye genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanacağını dikkat çekilerek, faaliyetler kapsamında “İlköğretim çağındaki öğrencilerimizde sosyal güvenlik kavramının ve bilincinin yerleşmesini sağlamak” amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı işbirliği ile ilköğretim 6. 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin katılacağı “Sigortalı Çalışmanın Önemi” konulu Resim ve Kompozisyon Yarışması düzenlendiği bildirildi. Ödüller, 14 Mayıs 2010 tarihinde yapılacak törenle öğrencilere verilecek. Yarışma için son başvuru tarihi ise 26 Nisan 2010 olarak belirlendi.

11.04.2010


 

Üniversite çalışanları güvence istiyor

ÜNİVERSİTE çalışanları, Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği “Eğitim-Öğretim-Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Şurası”nda sorunlarını tesbit ederken, bunların çözümüne yönelik önerilerde bulundu.

Üniversite çalışanları, üniversitelerde inanç, düşünce ve kılık-kıyafet sebebiyle ayrımcılık yapılmaması, öğrenim hakkının güvence altına alınmasını istiyor.

11.04.2010


 

Başörtüsü sorunu unutturuluyor

Türkiye Sağlık İşçileri (Türkiye Sağlık İş) Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Türkiye’nin en önemli gündeminin Anayasa değişikliği olduğunu belirterek, ‘’Türkiye’de başörtüsü sorunu da var.

Bu sorun, giderek unutturulmaya çalışılıyor’’ dedi.

Başoğlu, sendikanın Trabzon Şube Başkanlığının 15. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en önemli gündeminin Anayasa değişikliği olduğunu hatırlattı. ‘’Biz bu değişikliği destekliyoruz’’ diyen Başoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Türkiye’nin çeşitli mevcut sorunlarının ötesinde, başörtüsü sorunu da vardır. Başörtülü olanlar üniversiteye giremiyor. Girse ve bitirseler, avukat ya da doktor olsalar da devlette çalıştırılmıyor. Bu sorun giderek unutturulmaya çalışılıyor’’ dedi.

Ankara’ya dönünce Anayasa Mahkemesi üyelerine birer mektup yazıp, bu sorunu anlatacağını ifade eden Başoğlu, ‘’Anayasa değişikliği bir fırsattır. Başörtüsü sorununun çözülmemesi, büyük bir ayıptır. Bu sorunu Meclis çözmek zorundadır’’ diye konuştu. Başoğlu, Türkiye’nin güçlü bir devlet olma zorunluluğu bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:‘’Çünkü bizim gücümüzün, bizim gücümüze ihtiyacı olanlara da faydası vardır. Dünyanın neresinde bir Türk varsa, dünyanın neresinde ezilen bir Müslüman varsa, bizim onun yanında olabilmemiz için güçlü olmamız lazım. Türk insanı giderek İslam’dan uzaklaştırılıyor. Düşünün bir evlat annesini para yüzünden öldürüyor. Bu anlayış, İslami bir anlayış değildir. Devlet artık buna bir çözüm getirmelidir. Bizi bir arada tutan Müslümanlıktır.’’

‘’TSK YENİDEN YAPILANDIRILMALI’’

Türkiye Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, konuşmasında Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin (TSK) Türk milletinin göz bebeği olduğuna dikkati çekerek, TSK’nın yeniden yapılandırılması gerektiğini savundu. Başoğlu, şöyle konuştu: ‘’Tamam, buna itiraz etmiyoruz. Herkes çocuğunu davullarla, zurnalarla askere göndermez. Ama eski, yeni paşalar birbirine düşmüşler. Türk Silahlı Kuvvetleri yeniden yapılandırılmalıdır. Darbeye adı karışanları bu devlet, ordudan atmalıdır. Yani YAŞ kararları ile eşinin başı örtülü olduğu için ordudan atılanlar veya namaz kıldığı için ordudan atılanlar ne kadar yanlışsa, bu davranış da aynı şekilde yanlıştır. Türk milleti, disiplinli bir orduya sahiptir. Ordumuzu idare edenler, artık bu gerçekleri dikkate almalı ve bizim milletimizin şanına uygun bir davranış sergilemedir.’’




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Atalay: Sözü olanların konuşması, söylemesi iyidir

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Anayasa değişikliği teklifinin ‘’büyük bir demokrasi paketi, iyi bir insan hakları paketi’’ olduğunu ifade ederek, ‘’Düşünen, bu konuda sözü olan insanların konuşması, söylemesi iyidir’’ dedi.

Atalay, Emniyet Teşkilâtının 165. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Rixos Otel’de düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın Anayasa değişikliğine ilişkin eleştirilerinin ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik çağrısının hatırlatılması üzerine de Atalay, şunları söyledi: ‘’Bugünlerde herkes paketle ilgili düşüncelerini söylüyor, söylemeleri de iyidir. Çünkü bu Anayasa paketi büyük bir demokrasi paketi. Bana göre iyi bir insan hakları paketi. Birey haklarını çok ön plana çıkaran bir paket. Bugün burada da ifade ettim, Anayasa Mahkemesi Başkanımız da buradaydı, öyle köklü değişiklikler geliyor ki ben doğrusu çok heyecanlanıyorum. Anayasa Mahkememiz, İnsan Hakları Mahkemesi konumuna geliyor. Bireyler artık insan hakları ihlâlleriyle ilgili olarak oraya gidecekler. Düşünen, bu konuda sözü olan insanların konuşması, söylemesi iyidir. Başsavcının değerlendirmesiyle ilgili bunları söylemek istiyorum. Ama CHP’nin 3 maddeye ilişkin teklifiyle ilgili, bu süreç yürüyor artık. Biz de kararlıyız. Komisyonda çalışmalar gördüğümüz kadarıyla iyi gidiyor. 17. maddeye kadar geldi. Zannediyorum Pazartesiyi Salıya bağlayan gece biraz geç vakit de olsa tamamlanır gibi bir takvim görünüyor. Gayet iyi gidiyor.’’

11.04.2010


 

“Telekulak”ta 8 tutuklama

İstanbul başta olmak üzere 4 ilde yasadışı telefon dinlemeleri yaptıkları öne sürülen suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınarak mahkemeye sevk edilen 8 kişi, tutuklandı.

Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali’ye ifade verdikten sonra Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen F.B, Z.Ç, M.Y, O.Ö, E.N, S.Ç, A.T. ve U.Ç’nin tutuklanmalarına karar verildi.

11.04.2010


 

Yıldırım resmen AYM üyesi

Sakarya Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım’ın Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilmesine ilişkin karar, Resmî Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine, Yükseköğretim Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından, Prof. Dr. Yıldırım’ı seçmişti.

11.04.2010


 

Alman Üniversitesi kurulacak

İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi kurulmasına ilişkin kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

5979 sayılı ‘’Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’a göre, Türk-Alman Üniversitesi, Mühendislik, Fen, Hukuk, İktisadi ve İdari Bilimler, Kültür ve Sosyal Bilimler fakülteleri, Yabancı Diller Yüksekokulu ile Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler enstitülerinden oluşacak. Kanunla, üniversite için 335 kadro tahsis edildi.

11.04.2010


 

Arapça, seçmeli yabancı dil olsun

EKONOMİK, kültürel ve siyasal ilişkilerin yoğunlaşmaya başladığı Arap ülkeleriyle daha iyi iletişim kurmak için orta öğretimde İngilizce, Almanca ve Fransızca olan seçmeli zorunlu yabancı diller arasına Arapça’nın da girmesi gerektiğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, TRT Arapça kanalın açılmasına dikkat çekti, böylece Arapça öğretimine hazırlık yapılması için de en uygun ortamın oluştuğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu ziyaretlerinde sundukları raporlarda Arapça öğretiminin önem ve gerekliliğini ifade ettiklerini kaydeden Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışmalar başlattığını ve Arapça öğretiminin seçmeli yabancı diller arasına girmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini söyledi.

11.04.2010


 

“Kene tedbirleri” açıklandı

Tarim ve Köyişleri Bakanlığı, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, keneye karşı alınması gereken tedbirleri açıkladı.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, kenelerin, uçma ve sıçrama kabiliyeti olmadığından genellikle yerlerde bulunduğu hatırlatılarak, uzun otların, çimlerin ve çalılıkların bulunduğu yerlerde dolaşılırken daha dikkatli olunması gerektiği bildirildi. Böcek kovucu ilaçların vücuda sürülmesi ve emdirilerek kullanılmasının, kenelerin birkaç saat vücuda yaklaşmalarını engelledikleri kaydedildi. Açıklamada, kenelerin bulunabileceği yerlerde veya piknik alanlarında, bacakları kapatan kıyafetlerin tercih edilmesi, uzun kollu giysilerin giyilmesi, pantolonların çorapların içine sokulması, kapalı ayakkabıların giyilmesi, kene tespitini kolaylaştırdığından açık renkli kıyafetlerin giyilmesi önerildi.

11.04.2010


 

İslâm ülkeleri işbirliğini arttırmalı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İslâm ülkeleri arasındaki ticaret ve işbirliğinin artması gerektiğini söyledi.

Hür Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (HÜRSİAD) düzenlediği “2010 Türkiye-Mısır İş Forumu” Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) başladı. Açılışta konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İslâm ülkeleri arasında ticaret ve işbirliğinin artması gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Dünyada ihtiyaç olan enerji kaynaklarının tümü İslâm ülkelerinin yani bizim elimizdedir. İslâm ülkelerinin arasındaki ticaret hacmi yüzde 14, bunun artması gerekiyor ki güvenlik olsun, huzur olsun. Birbirimize destek olmalıyız. Komşusu açken tok yatan bizden değildir hadisindeki anlayışa sahip olmalıyız. Avrupa Birliği sınırları kaldırdı ve bu seviyeye yükseldi.” diye konuştu.

11.04.2010


 

Vizeler kalktı, turizm beklentisi arttı

Aralarinda Japonya, Suriye, Lübnan, İran, Libya ve Ürdün’ün de bulunduğu çok sayıda ülkeyle vize uygulamasının kaldırılmanın ardından Türkiye’de bu yıl yabancı turist sayısında artış bekleniyor.

Türkiye’deki belgeli konaklama tesisinin yüzde 25’ine, yatak sayısının yüzde 42’sine, mavi bayrak ödüllü plaj, marina ve yat sayısının ise yüzde 53’üne sahip Antalya, 640 kilometrelik kıyı şeridinde bu yıl rekor hedefliyor. Geçen yıl küresel malî krize rağmen 8 milyon 796 bin 585 misafir ağırlayan Antalya, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Valilik, yerel yönetimler ve turizmcilerin tanıtım atağıyla 10 milyon turist bekliyor. Bazı ülkelere vizenin kalkmasıyla Ege sahilleri için yeni bir turizm potansiyeli doğuyor. Tanıtım stratejisinde Çeşme, Efes Antik Kenti termal zenginlikleri ön plana çıkaran İzmir, kruvaziyer turizmdeki hızlı gelişimle 5 yılda 5 milyon turisti hedefliyor. Muğla Valisi Altıparmak, ‘’Tek bir pazara bağlı kalmamak için özellikle kuzey ülkelerine, Almanya’ya, Rusya bölgesine yöneliyoruz’’ dedi. Geçen yıl 3 milyon 694 bin 450 yerli ile yabancı turistin gezdiği Doğu Karadeniz’e bu yıl yaklaşık 4 milyon turistin gelmesi bekleniyor. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki iller, son yıllarda turizme yönelik yapılan çalışmalar sonucu her geçen yıl daha fazla turistin ilgisini çekmeye başladı.

11.04.2010


 

Korsanların kaçırdığı Türk gemisi kurtuldu

Türk bayraklı ‘’YASIN-C’’ adlı geminin, Kenya’da kaçırıldığı deniz korsanlarının elinden kurtulduğu bildirildi. Korsanlar gemiyi terk etti.

Geminin bağlı olduğu Bergen Denizcilik Filo Sorumlusu Fatih Kabal, Karadeniz’den yüklenen dökme buğdayı Kenya’ya götüren 22 bin 353 grostonluk ‘’YASIN-C’’ adlı gemilerinin mürettebatının özgürlüğüne kavuştuğunu söyledi. ‘’Gemi kaptanı sevindirici haberi verdi. Korsanlar gemiyi terk etti’’ diyen Kabal, korsanların saldırısı sırasında kendilerini yeke dairesine kilitleyen mürettebatın, saldırının üzerinden 17 saat geçtikten sonra korsanların gemiyi terk ettiğini anladığını kaydetti. Kabal, tekrar güverteye çıkan mürettebatın geminin kontrolünü sağlayarak, Mombasa Limanı’na doğru yol aldığını belirtti. Fatih Kabal, ‘’Mürettebatın kendilerine yetecek kadar yiyecekleri varmış. Korsanların gemiyi terk ettiğini bir gün sonra fark ettiklerini söylediler. Gemi personelin kontrolünde ve Mombasa Limanı’na yanaştırıldı. Gemide saldırı sonucu ağır derecede maddi hasar meydana geldiğini, fakat mürettebatta herhangi bir yaralanmanın olmadığını öğrendik’’ diye konuştu.

11.04.2010


 

Yağışlı hava etkili olacak

Yurdun güney ve doğu kesimlerinin, bugünden itibaren Akdeniz üzerinden gelen yeni bir yağışlı havanın etkisi altına gireceği bildirildi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bugün Akdeniz, İç Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Muğla, Denizli, Uşak, Afyonkarahisar, Bolu, Karabük ve Kastamonu çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak bekleniyor. Yağışların öğle saatlerinden sonra Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis ve Adıyaman ile akşam ve gece saatlerinde Bingöl, Muş, Bitlis, Tunceli ve Elazığ çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile sabah saatlerinde Konya, Tokat ve Ordu çevrelerinde yarın yağış bekleniyor. Yağışların, 13 Nisanda Doğu Karadeniz’in doğusu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda aralıklarla yağışlara sebep olduktan sonra yurdu terk etmesi bekleniyor. Hava sıcaklığı, yarın kuzey ve doğu kesimlerde 1 ila 3 derece artacağı, diğer bölgelerde önemli bir değişiklik olmayacağı, yarın Batı Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 2 ila 4 derece artarken, kuzeydoğu kesimlerde 3 ila 5 derece azalacağı bildirildi.

11.04.2010


 

Nur gençliği buluşmaya hazırlanıyor

Nur gençliği şölen için hazırlanıyor. Ankara’da 16 Mayıs’ta gerçekleştirilecek şölenle dereceye girenlere ödüllerin dağıtılacağı bilgi yarışmasının, 1. ayağı tamamlandı.

Türkiye’nin dört bir yanındaki gençleri bir araya getirecek, Risale-i Nur Enstitüsünün organize ettiği şölen kapsamında yapılan bilgi yarışmasının 1. ayağı, iller çapında tamamlandı. 14 Martta düzenlenen bilgi yarışmasına, 47 ilden Lise ve Üniversite öğrencileri katıldı.

Risâle-i Nur Külliyatından yapılan bilgi yarışmasında, liseli öğrenciler için, Asa-yı Musa’dan üniversiteliler için ise Tarihçe-i Hayat kitabından sorular soruldu. 1. ayaktaki elemeler sonucunda toplam 92 kişi dereceye girerek bilgi yarışmasının 2. etabına girmeye hak kazandı. Bilgi yarışmasının Türkiye finali 24 Nisan’da Ankara’da yapılacak.

Genç Yaklaşım Dergisi’nin sponsor olduğu şölende birincilerin belirleneceği Karikatür, Şiir, Fotoğraf ve Kısa Film Yarışmaları için de son başvuru tarihinin 15 Nisan olduğu belirtiliyor. Risâle-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursî konulu yarışma sonucunda dereceye girenlere sürpriz hediyeler verilecek.

RİSÂLE-İ NUR GENÇLİK KONGRESİ

Gençlik kongresinin hazırlıkları da bütün hızıyla devam ediyor. 24–25 Nisan tarihlerinde düzenlenecek olan I. Risâle-i Nur Gençlik Kongresi’nin ana konusu “Kur’ân Medeniyeti ve Gençlik” olarak belirlendi. 10-12 kişilik gruplardan oluşan, sekiz adet masa çalışmasının yapılacağı kongrede, masalar ve konuları şöyle: Ahlâk ve Gençlik, Eğitim ve Gençlik, Kültür, Sanat ve Gençlik, Aile ve Gençlik [Hanımlar masası], Din ve Gençlik, Siyaset ve Gençlik, Bilim ve Gençlik, Hürriyet ve Gençlik. Kongreye katılacakların masa çalışmaları için hazırlayacağı tebliğler, en son 15 Nisan’da teslim edilecek.

ŞÖLENDE NELER VAR?

Ankara’dakİ yapılacak gençlik şöleninde; Risâle-i Nur Gençlik Kongresi sunumlarının okunacağı, yarışmaların ödüllerinin verileceği, Bediüzzaman Said Nursî ve Risâle-i Nurla ilgili şiir ve bestelere dair müzik ve şiir dinletisinin yer alacağı bildiriliyor. www.risaleinurgencliksoleni.org adresinden ayrıntılı bilgilere ulaşılabileceğiniz şölende ayrıca, ödül alan ve sergilenmeye değer karikatür ve fotoğrafların sergilendiği bir organizasyon yapılacağı ifade edildi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

ELİF NUR KURTOĞLU

11.04.2010


 

1.5 mİlyon adayIn zor günü

Ünİversİte adaylarının heyecanla beklediği ve ilk kez uygulanacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), bugün yapılacak.

YGS, Türkiye’de bütün il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’nin başşehri Lefkoşa’da toplam 5 bin 183 binada, 79 bin 973 salonda yapılacak. 1 milyon 512 bin 450 adayın gireceği sınav, saat 10.00’da başlayacak ve tek oturumda 160 dakika sürecek.

Sınav merkezlerinde toplam 234 bin 94 kişi görev yapacak. Kimlik kontrolleri ve salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adayların sınava girecekleri binanın kapısında en geç saat 09.15’te hazır bulunmaları gerekiyor.

Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka 2010-YGS sınavı giriş ve kimlik belgesi, fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgesi (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport vb.) bulundurmaları zorunlu tutuluyor. 2010-YGS Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi olmayan veya bu belgenin fotokopisi veya faks metni ile gelen adaylar kesinlikle sınava alınmayacak. Bu iki belgeyi yanında bulundurmayan aday, ileri süreceği sebep ne olursa olsun sınava alınmayacak.

Görevlilerin kimlik belgesinden adayı tanımakta zorluk çekmeleri halinde kontrol için, adayların bir fotoğraflarını da yanlarında getirmeleri isteniyor.

180 PUAN ALANLAR LYS'YE GİREBİLECEK

YGS’de uygulanan testlere verilen cevaplar her test için ayrı ayrı değerlendirmeye alınacak. YGS’nin değerlendirilmesi sonucunda her bir aday için YGS-1, YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 olmak üzere altı ayrı puan türü oluşturulacak. Sınavda 140-180 arası puan alan adaylar sadece meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açıköğretim programlarını tercih edebilecek. YGS puanlarının en az biri 180 olan adaylar LYS’ye girmeye hak kazanabilecekler. Sınavda 180 ve üzeri puan alanlar, hem meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açık öğretim programlarını hem de YGS puanı ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek. Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için ise YGS puanlarından en az birinin 140 ve üzeri olması gerekecek.

SAAT 15.00’TE YAYIMLANACAK

YGS’nin soru ve cevapları saat 15.00’te ‘’http://ygs2010-sorular.osym.gov.tr’’ internet adresinde açıklanacak. Bu soru ve cevaplar, ulusal ve yerel televizyon kanallarında sadece sınavın yapıldığı 11 Nisan 2010 günü, internet sitesinde yayımlandıktan sonra ve 12 Nisan 2010 günü bir defaya mahsus olmak üzere kullanılabilecek ve yayımlanabilecek.

11.04.2010


 

Yaşlı hacı adaylarına öncelik

Devlet Bakanı Faruk Çelik, bu yıl hac başvurularında ileri yaştaki hacı adaylarına öncelik tanınacağını belirterek, ‘’Belli bir yaşın üzerindekileri hacca götürelim, diye düşünüyoruz.

Bunlar kesinleşmiş değil ama bu şekilde bir bakış açımız var. Meselâ ‘80 yaş üzeri’ dedik. Bu yaş grubunda bin kişi olduğunu varsayalım. ‘Bin kişi de gitsin’ diyeceğiz’’ dedi. Çelik, yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın her ülke için nüfusunun binde biri kadar hac kontenjanı verdiğini hatırlatarak, Türkiye’nin hac kotasının 74 bin olduğunu söyledi. Hacca gitmek isteyen vatandaşların sayısının bu kotanın çok üzerinde olduğuna dikkati çeken Çelik, geçen seneden 650 bin başvurunun kaldığını, bu yıl başvuranlarla beraber hacca gitmek isteyenlerin sayısının daha da artacağını dile getirdi. Bu talebi eritmenin kolay olmadığını ifade eden Çelik, bu sene hacca gidenlerin belirlenmesinde farklı bir yöntem izlemeyi planladıklarını bildirdi. Bakan Çelik, oldukça ileri yaşlıları, daha önceki yıllarda başvuranları ve bu yıl başvuranları dengeli bir şekilde kutsal topraklara göndermeyi hedeflediklerini dile getirdi. Bakan Çelik, ayrıca geçen yıllarda başvuranlarla bu yıl başvuranlara belli oranlarda kontenjan ayrılacağını ve kur'aların bu oranlar göz önünde bulundurularak çekileceğini kaydetti. Çelik, ‘’Böylece her gruptan vatandaşla hac kafilesini oluşturacağız’’ dedi.

Bakan Çelik, hacı adaylarının karayoluyla da kutsal topraklara gidebilmesi için bir çalışma başlattıklarını hatırlatarak, Suriye ve Ürdün ile yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ancak Suudi Arabistan’ın bazı çekinceler ortaya koyduğunu söyledi.

Çelik, karayoluyla haccın gerek zaman gerek malî açıdan Türk hacı adaylarına avantaj sağlayacağına dikkati çekti. Ankara / aa

11.04.2010


 

Sarıkamış beyaza büründü

Kars’In Sarıkamış ilçesinde etkili olan kar yağışının ardından ilçe merkezinde kar kalınlığı 5 santimetre olarak ölçüldü. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Erzurum Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Orta Karadeniz üzerinden gelen yağışlı hava akımının etkisi altındaki Sarıkamış’ta kar yağışı etkili oldu. Kar yağışının ardından yapılan ölçümlere göre kar kalınlığı ilçe merkezinde 5, yüksek kesimlerde ise 15 santimetreye ulaştı. Kar yağışı ilçede ulaşımı da olumsuz etkiledi. Aralıklarla etkisini sürdüren kar yağışı dolayısıyla Çamyazı köy grup yollarında ulaşım güçlükle sağlanıyor. Bölge illerinden Erzurum ve Ardahan’da da yüksek kesimlerde kar yağışı, şehir merkezlerinde de karla karışık yağmurun etkili olması bekleniyor. Bu arada, bölgede yaşanan hava sıcaklıklarında da düşüş oldu. Gece en düşük hava sıcaklıkları Erzurum ve Kars’ta eksi 2, Ardahan’da eksi 1, Ağrı’da 1, Erzincan’da 4 ve Iğdır’da 8 derece olarak ölçüldü. Günün en yüksek hava sıcaklıklarının ise Ardahan’da 6, Kars ve Erzurum’da 8, Ağrı’da 10, Erzincan’da 14 ve Iğdır’da 17 derece oldu.

11.04.2010


 

“Yeni ilâç kaosu kapıda” iddiası

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, 16 Mayısa kadar eczacıların satışına kapatılan İlâç Takip Sistemi (İTS) ile ilgili, ‘’İTS’ye kayıt yapılmadığı için 16 Mayısta vatandaşlar ilâçlarını alamayacak ve yeni bir ilâç kaosuyla karşı karşıya kalacaklar’’ görüşünü savundu. Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığınca yürürlüğe konulan İlâç Takip Sistemi (İTS) çerçevesinde 1 Ocaktan itibaren ilaçların karekodlu olarak piyasaya verilmesi zorunluluğunun getirildiğini, ancak uygulamadaki sorunlar sebebiyle sistemin 16 Mayısa kadar eczacıların satışına kapatıldığını hatırlattı. Ancak uygulamanın ertelendiği tarihin hızla yaklaşmasına rağmen ecza depolarının satış bildirimi yapma zorunluluğuna uygun hazırlık yapmadıklarını, ilâç firmalarının da bütün ürünlerini karekodlamadıklarını ileri süren Saydan, ‘’Bu da İlâç Takip Sistemi’ne (İTS) kayıt yapılmadığı için 16 Mayısta vatandaşların ilâçlarını alamayacaklarının ve yeni bir ilâç kaosuyla karşı karşıya kalacaklarının göstergesidir’’ görüşünü dile getirdi.

11.04.2010


 

Keçiborlu’da ishal salgını

Isparta’nIn 7 bin 300 nüfuslu Keçiborlu ilçesinde yaklaşık 600 kişi ishal, kusma şikâyeti ile hastaneye başvurdu. Isparta Sağlık İl Müdürü Süleyman Önal, yaptığı açıklamada, 6 Nisan Salı günü başlayan ishal vak'alarında azalma olduğunu kaydetti. Yapılan araştırmada noro virüsü ile karşılaşıldığını belirten Önal, noro virüsünün ishale sebep olan virüs çeşitlerinden biri olduğunu ve en yaygın virüsler arasında ikinci sırada yer aldığını bildirdi. Önal, ‘’İlçe halkı noro virüsü tehdidi altında’’ dedi. Virüsün yiyecek ve içeceklerle bulaştığını belirten Önal, hasta olanların dışkılarında virüsün canlı olarak bulunabildiğini, bu sebeple virüsün bulaşmayla da yayılabileceğini belirtti. Keçiborlu Belediye Başkanı Turgut Soykan da içme suyu şebekesinin eski olduğunu belirtti. İlçenin bulaşıcı bir hastalıkla karşı karşıya olduğunu söyleyen Soykan, ‘’Yaklaşık 600 vatandaşımız, aynı şikâyetten dolayı hastaneye başvurdu. Şikâyet nedenleri ise ishal. Aklımıza gelen tek husus da su. Suyumuzda herhangi bir bakteri yok ama şebekede sıkıntı yaşıyoruz. 50 yıllık bir şebekeye sahibiz. Sağlığımız tehdit altında, biran önce şebeke yenilenmeli’’ dedi.

11.04.2010


 

Kutlu Doğum’a san’atçı ve düşünürler de dâvet edildi

Dİyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftası faaliyetlerinin açılış törenine siyasilerin yanı sıra, Türkiye’nin önde gelen san’atçı, yazar, düşünür ve aydınlarının da davet edildiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, yaptığı açıklamada 14 -20 Nisan tarihleri arasında idrak edilecek Kutlu Doğum Haftası faaliyetlerinin açılış töreninin, İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacağını belirtti. Faaliyete 3 binden fazla kişinin katılacağını kaydeden Bardakoğlu, “Biz bütün siyasî partileri, bütün san’atçıları, aydınları, İstanbul ve Türkiye’nin önde gelen bütün yazarlarını, düşünürlerini, bürokratlarımızı programa dâvet ettik” dedi.

Hafta boyunca herkesin Peygamber sevgisi etrafında buluşacağına inandığını dile getiren Bardakoğlu, “14 -20 Nisan haftası bir bakıma bizim kendimize döndüğümüz, Hz. Peygamber’i (asm), Kur’ân-ı Kerim’i evimize misafir ettiğimiz özel bir zaman dilimi olacak. Dünyanın koşuşturması arasında, tansiyonun bu kadar yükseldiği bir dönemde, zaman zaman sükûnete, kendimizi dinlemeye, Peygamber Efendimiz’i (asm) anlamaya, tanımaya, kavramaya ve Kur’ân-ı Kerim’i, Hz. Peygamber’i (asm) evimize misafir ederek şereflenmeye ihtiyacımız var” diye konuştu.

Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftalarını, millet olarak birlik-beraberlik, Kur’ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber (asm) sevgisi etrafında buluşma dönemi olarak anlayıp, anlattıklarını dile getirdi.

“Peygamber Efendimiz’i (asm) yeterince tanıyıp, çocuklarımıza yeterince anlattığımızı düşünmüyorum” diyen Bardakoğlu, “Kur’ân ve Peygamberimizi (asm) tanımak, gönül dinginliğimizin, kendimizi tanımamızın artması demek. Bütün insanlığın, Peygamber Efendimiz’i (asm) sevmeye ve anlamaya ihtiyacı var” şeklinde konuştu.

YARATILANLA İRTİBATI KES, YARATANLA

İRTİBATA GEÇ

Kütahya’nIn Tavşanlı ilçesinde bir caminin kapısına asılan, ‘’Yaratan ile irtibata geçmek için yaratılanla irtibatı kesiniz’’ yazısı, cep telefonlarının kapatılmasında sözlü uyarılardan daha etkili oldu. Arifağa Camii müezzini Cengiz Bektaş, ibadet sırasında çalan cep telefonlarından hem din görevlilerinin hem de cemaatin rahatsız olduğunu söyledi. Cemaate özellikle vaazlar sırasında sık sık uyarılarda bulunduklarını ve camiye girerken cep telefonlarının kapatılmasını ya da sessiz konuma alınmasını istediklerini ifade eden Bektaş, buna pek uyulmadığını gözlemlediklerini anlattı. Bektaş, ‘’son çare olarak’’ caminin giriş kapısına ‘’Yaratan ile irtibata geçmek için yaratılanla irtibatı kesiniz’’ yazısını astıklarını belirterek, ‘’Bu yazı, sözlü uyarılarımıza göre cemaatte daha fazla etkili oldu. Artık namaz kılmak için camiye gelenler cep telefonlarını kapatmaya ya da sessiz konuma almaya daha fazla özen gösteriyor’’ dedi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.04.2010


 

Ömür ortalaması artıyor

DÜNYADAKİ ortalama ömür beklentisi, 1950-1955 ile 2005-2010 yılları arasında büyük artış göstererek, 47'den 68'e çıktı.

Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan rapora göre, beslenme ve temizlik konularındaki iyileştirmeler, aşılar ile tıbbî tedavilerdeki ilerlemeler, ortalama ömür beklentisini arttıran etkenler oldu. Raporda, AIDS, enfeksiyon ve parazite bağlı hastalıkların halen başlıca ölüm sebebi olduğu, belirtildi. Rapor, 12-16 Nisan tarihleri arasında BM merkezinde görüşülecek.

11.04.2010


 

70 yıldır kilim dokuyorlar

Eskİşehİr’İn Günyüzü ilçesinde 95 yaşındaki Kezban Konuk ile 78 yaşındaki Fatma Yıldız, yaklaşık 200 yıllık tezgâhlarında köylerinin kilim dokuma geleneğini yaşatmaya çalışıyor.

Yaklaşık 70 yıldır dokuma yapan Kezban Konuk, kendi dokuduğu, Gecek Köyü’ne özgü zili seccadeleri, kilimleri, çantaları, Kur’ân ve yastık kılıfları ile süsleri sattığını belirterek, dokuduklarının vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördüğünü kaydetti. Üç çocuğu ve üç torunu bulanan Fatma Yıldız da yaklaşık 50 yıldır dokuma işiyle uğraştığını söyledi. Yıldız, ‘’Dokumayı çok seviyorum. Dokuma sayesinde eğleniyorum, satışın benim için önem yok’’ diye konuştu.

11.04.2010


 

Bodrum'da 'mavi yolculuk' hazırlıkları

Denİz Ticaret Odası (DTO) Bodrum Şube Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, Bodrum’da mavi yolculukta kullanılan yaklaşık 800 tekne olduğunu belirterek, teknelerin denize inmek için hazırlıklarını hızlandırdığını söyledi.

Mavi yolculuğun Nisan ayının sonlarında başlayıp, Kasım ayında biten bir turizm şekli olduğunu ifade eden Nalbantoğlu, ‘’Mavi yolculuk Bodrum’un Türkiye’ye, Türkiye’nin de dünyaya sunduğu bir ürün. Bizde başlayıp, bizde devam eden ve dünyaya sunulan başka bir ürünümüz yok’ diye konuştu.

11.04.2010


 

Piri Reis ve Kâtip Çelebi Washington’a gidiyor

Bahçeşehİr Üniversitesinin, “Piri Reis’ten Katip Çelebi’ye Osmanlı’nın Dünyaya Bakışı” adlı sergisi, ABD’nin başşehri Washington’da açılacak.

Üniversitenin Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından hazırlanan sergi, 13 Nisanda, açılacak. Katip Çelebi’nin doğumunun 400. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen sergide, Osmanlı İmparatorluğu öncesinden başlayarak 17. yüzyılın sonuna kadar olan dönemde üretilmiş ya da kullanılmış haritaların reprodüksiyonları yer alacak. Sergi, 18 Nisana kadar açık kalacak.

11.04.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl