10 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Halkın orduya güveni tam!

Bandırma’daki 6. Ana Jet Üs Komutanlığı’na düzenlenen basın turuna katılan Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, Türk halkının TSK’ya güveninin tam olduğunu ileri sürdü.

Başbuğ: Halkımızın TSK’ya güveni tam

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türk halkının Türk Silâhlı Kuvvetlerine (TSK) güveninin tam olduğunu söyledi. Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Bandırma’daki 6. Ana Jet Üs Komutanlığı’na düzenlenen basın turuna katılarak, incelemelerde bulundu. Üste bulunan uçakların uçuşlarını izleyen Orgeneral Başbuğ, burada basın mensuplarının sorularını cevapladı. Orgeneral Başbuğ, uçuş gösterisini işaret ederek Türk Hava Kuvvetlerinin özellikle son dönemlerde harekatlarda gösterdikleri başarı ve muharebe tecrübesi açısından dünyanın en önde gelen hava kuvveti olduğunu söyledi. ABD Hava Kuvvetlerinin bile özellikle iç güvenlik konusunda Türkiye’nin kazandığı tecrübeleri öğrenmek üzere Türkiye’ye geldiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, bu tecrübeleri ABD Hava Kuvvetleri ile Anadolu Şahini tatbikatında paylaştıklarını kaydetti. Bütün kuvvetlerin önemli olduğuna dikkati çeken Orgeneral Başbuğ, ‘’Gurur duyuyoruz, iftihar ediyoruz. Aynı zamanda Türk milleti de bugün sizin vasıtanızla faaliyetleri görecek, izleyecek. Gurur duyacak ve güvenecek. Halkımızın TSK’ya güveni tamdır’’ diye konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

“ALLAH’IM GERÇEK OLMASIN”

Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009 tarihinde mayın patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili ortaya çıkan ‘mayınların TSK’ya ait olduğu’ yönündeki bilgiler, şehit ailelerini bir kez daha yıktı. Şehit aileleri, komutanların ‘mayının askeriyeye ait olduğu’ yönündeki ses kayıtlarını duyunca inanmak istemediklerini ve gerçek olmaması için duâ ettiklerini belirttiler. Aileler “Bu haberle bir kez daha aynı acıyı yaşadık, sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.

AİLELER DÂVÂ AÇMAYA HAZIR

Patlamada şehit olan Kemal Özevin, Adil Yıldız ve Cafer Çelik’i babası Halil Özevin, İsmail Yıldız ve Nail Çelik, mayının TSK’ya ait olduğu haberi üzerine acılarının katlandığını söyledi. Oğullarının ve 6 arkadaşının şehit olduğu mayın patlamasında kullanılan mayının TSK’ya ait olduğunu öğrenen Bingöllü Şehit Er Özkan Dumlu’nun ailesi de, “Teröristler yapsaydı bu kadar zoruma gitmezdi. Yazık günah değil mi o 7 askere?” şeklinde tepki gösterdi.

ŞEHİT AİLELERİ birkez daha yıkıldı

HAKKÂRİ'NİN Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009 tarihinde “7 askeri şehit eden mayınların MKE yapımı olduğu ve güvenlik amacıyla daha önceden TSK tarafından yerleştirildi” yönünedeki bilgiler, şehit ailelerini bir kez daha yıktı.

Hakkari’nin Çukurca ilçesinde 27 Mayıs 2009’da meydana gelen mayın patlaması sonucu 7 Mehmetçik şehit olmuştu. Olayla ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonuçlandı. Soruşturma sonucunda mayınların MKE yapımı olduğu ve komutanların emri ile döşendiği öne sürüldü. “Taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olmak” suçundan sorumluların cezalandırılması talebiyle dosya Genelkurmay’a gönderildi.

Şehit aileleri, olaydan sonra internet sitelerine düşen komutanların “mayının askeriyeye ait olduğu” yönündeki ses kayıtlarını duyunca inanmak istemediklerini ve konuşulanların gerçek olmaması için dua ettiklerini belirtti. Acılı aileleri, “Bu haberle bir kez daha aynı acıyı yaşadık, sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.” dedi.

“SÖYLENENLERİN GERÇEK

ÇIKMAMASI İÇİN DUA ETTİM”

Şehit Kemal Özevin’in babası Halil Özevin, “Bize PKK’nın döşediği mayının patlaması sonucu şehit olduğunu söylediler. Ancak olaydan birkaç hafta sonra internete düşen ses kayıtları içime tereddüt düşürdü. İlk başta inanmak istemedim ve bu ses kaydında söylenenlerin gerçek çıkmaması için dua ettim” dedi.

Oğlunu özel arabasıyla Hakkari’ye götürüp birliğine teslim ettiğini belirten acılı baba, “İçim rahat bir şekilde geri döndüm. Çünkü evlâdımı oradaki komutanlara emanet etmiştim” diye konuştu.

“ACILARIMIZ KATLANDI”

Şehit Adil Yıldız’ın babası İsmail Yıldız ise diğer şehit babaları gibi acılarının katlandığını ifade etti. Yıldız, “Oğlumun terhisine 58 gün vardı. Fakat biz onu beklerken cenazesi geldi. Ben de diğer babalar gibi ihmali olanların cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu. Baba Yıldız, sürekli bir araya gelerek birbirilerine destek olan şehit babaları devam eden yargı sürecine dahil olacaklarını söyledi.

“YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ ŞEHİTLERE”

Bingöl Merkez Sarıçiçek köyünde oturan Şehit Er Özkan Dumlu’nun ailesi ise vatanı korumaya giden çocuklarının bu şekilde şehit olduğunu duydukları an yıkıldıklarını söyledi. Şehit er ile son olarak konuşan yengesi Sevgi Dumlu, olayla ilgili sorumluların cezalandırılmasını istedi. Dumlu, “Bunu yapanların cezasını çekmesini istiyoruz. Yazık günah değil mi şehitlere. Bizim acımız ancak onu yapanların cezalarını çekmesi ile biter. Bu işin sorumlularının cezalandırılmasını istiyoruz” diye konuştu. “ASKERİYENİN MAYINI OLDUĞUNA İNANMAK İSTEMİYORUZ” Şehit Cafer Çelik’in babası Nail Çelik (ortada) internete düşen ses kaydının Genelkurmay tarafından yalanlanmadığını söyledi. Çelik, “Bunu biz yapmadık diyen yok. Bize herhangi bir rapor gelmedi. Varsa suçu olan cezasını çeksin. Bizim çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişiler, bir tek cenazemizi gönderdiler” ifadelerini kullandı. Başka şehitlerin olmasını istemediğini ifade eden acılı baba, ihmaller sonucu hiç kimsenin çocuğunun ölmesini istemediğini ve sorumlularında cezasız kalmasın temennisinde bulundu. Çelik, “Hâlâ Genelkurmay Başkanlığı’ndan açıklama bekliyoruz. Askeriyenin mayını olduğuna inanmak istemiyoruz. Ses kaydı yalandır desinler” dedi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

STK’lardan anayasa atağı

2007 yılında oluşturulan ancak daha sonra ara verilen Anayasa Platformu Girişim Grubu’nun çalışmalarını yeniden başlattıklarını kaydeden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin demokratikleşmesine temel oluşturacak, evrensel ilkeleri esas alan, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirterek, anayasa değişikliklerinde geniş toplumsal mutabakatın büyük önem taşıdığını söyledi.

STK’lardan anayasa atağı

ANAYASA Platformu Girişim Grubu, 2007 yılında oluşturulan ancak daha sonra ara verilen çalışmalarına yeniden başlıyor. Konuya ilişkin girişim grubu temsilcilerinin yer aldığı bir toplantı yapıldı. Burada girişim grubunun ortak açıklamasını okuyan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Anayasa Platformu çalışmalarını yeniden başlattıklarını’’ bildirdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin demokratikleşmesine temel oluşturacak, evrensel ilkeleri esas alan, yeni bir Anayasaya ihtiyaç olduğunu belirterek, anayasa değişikliklerinde geniş toplumsal mutabakatın büyük önem taşıdığını vurguladı. ‘’Bizler TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB olarak ülkenin her yerinde örgütlü yapımızla yeni Anayasa ihtiyacı konusundaki geniş mutabakatı temsil ediyoruz’’ diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin yeni Anayasasını kendi içinde tartışarak, katılımcı bir biçimde oluşturabilmesinin hem gerekli hem de mümkün olduğunu söyledi. Ortak aklı ortaya çıkaracak açık tartışma platformunu ülkenin her yerinde oluşturmaya ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şu görüşleri kaydetti: ‘’Bizler Anayasa Platformu Girişimci Grubu olarak bir araya geldik. Farklı kesimleri, farklı görüşleri temsil ediyoruz. Bir çok toplumsal konuda duruşlarımız aynı olmayabilir. Ancak yeni bir Anayasanın gerekliliği konusunda hem fikiriz. Bu gerçekler doğrultusunda, Anayasa Platformu girişimi olarak, yeni anayasa için Türkiye konuşmaları genel başlığı altında ulusal ve yerel çalıştaylarla bir açık tartışma ortamı başlatmaya; bu süreçle yeni anayasamızın nasıl şekillenmesi gerektiğine ilişkin ortak aklı oluşturmaya; tespitlerimizi TBMM’ye aktarmaya; demokratikleşme sürecini bu çerçevede bir bütün olarak ele almak suretiyle sivil toplum kuruluşları olarak katkı sağlamaya karar verdik.’’ Hisarcıklıoğlu soru üzerine, ‘’yeni anayasa için Türkiye konuşmaları’’nın, Nisan ayı içinde İstanbul Ulusal Çalıştayı ile başlayacağını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, daha sonra 12 kentte tartışma sürecinin devam edeceğini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, 2007’de olduğu gibi Anayasa Platformunun yurt çapında örgütlü bütün meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla genişlemesini dilediklerini söyledi ve bu kesimleri katkı yapmaya çağırdı.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

YAŞ’ta geri adım mı?

TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülen Anayasa Paketi’nde TSK’nın istekleri doğrultusunda bir dizi rötuş yapılacağı iddia edildi.

Askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına imkân sağlayan maddede yer alan, “Suçun işlendiği askerî mahal” tanımı genişletilecek. Yüksek Askeri Şûrâ (YAŞ) kararlarına yargı yolu açılmasına ilişkin madde de değişecek.

Hürriyet’in haberine göre, AKP’nin Anayasa Paketi’ni inceleyen Genelkurmay Başkanlığı, bu konudaki taleplerini iki kez hükümete iletti. İlk temas, bir korgeneralin Anayasa taslağının hazırlanması sırasında Meclis’e yaptığı sessiz ziyaretle gerçekleşti. O ziyaretteki taleplerin sadece bir kısmı pakete yansıdı. Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı teklifin açıklanmasının ardından bu kez taleplerini yazılı olarak iletti.

ASKERÎ MAHAL TANIMI

Gazetenin iddiasına göre, bu itirazlar çerçevesinde pakette üç düzenleme yapılacak. Askerî yargının görev alanı açısından “askerî mahal” tanımı genişletilecek. TSK’nın özellikle yurtdışındaki görev yerlerinde ve askerî suçlar ile gemi gibi sabit olmayan mekanlarda işlenen suçlarla ilgili görevi netleştirilecek. Paketin Yüksek Askerî Şûrâ kararlarına yargı yolu açılmasına ilişkin maddesi de değişecek. Bu maddeyle kadro yetersizliği nedeniyle emekli edilenlere yargı yolu kapatılacak.

YÖK’E DE AYNI KISTAS

Bir başka düzenleme ise Anayasa Mahkeme’sine atanacak üyeler konusunda yapılacak. Mevcut düzenlemede, Yargıtay ve Danıştay’ın Anayasa Mahkemesi’ne seçeceği üyeler için her yüksek yargı mensubu ancak bir adaya oy verebiliyor. Yapılacak yeni düzenleme ile YÖK’den gelecek üyeler için de aynı sistem geçerli olacak. Buna göre, her YÖK üyesi de Anayasa Mahkemesi’ne gönderilecek üyeler için ancak bir adaya oy verebilecek.

10.04.2010


 

Çolakkadı: Generallerin ifadesi alınacak

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, ‘’Balyoz Planı’’ iddialarına ilişkin soruşturmada, delil olması halinde adı geçen generallerin ifadelerinin de alınabileceğini söyledi.

Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinden çıkarken gazetecilerin soruşturmayla ilgili sorularını cevaplayan Çolakkadı, ‘’Muvazzaflar gelecek mi?’’ şeklindeki bir sorusuyu şöyle cevapladı: ‘’Bilmiyorum. O yazıda da ‘şu gün gelsinler’ diye bir yazı yok. ‘Şu gün getirin’ diye bir tarih konmamış. Şimdiki savcılar der ki ‘uygun zaman’, getirilir. Savcıların takdiri. O dosyada ben de soruşturma savcısıyım. Başsavcıvekili olarak yazarım. Kaldı ki Başsavcı günler öncesinden muvazzaf generallerin soruşturmasını Bakanlık genelgesi gereği başsavcıvekillerine vermiştir. Yani ben soruşturma savcısıyım. Diğerleri ancak ben ‘gel’ dersem gelir. Dolayısıyla nasıl yazamam. Yani general seviyesindekilerin soruşturma savcıları olarak İstanbul Başsavcıvekilleri verilmiş. Onlar görevlendirilmiş. Bu vekiller isterse tek başına yürütür. Yetiştiremezse ve tabiî ki vekilin biri de izinli, ben de tek başıma yetiştiremeyeceğime göre en kıdemli iki savcıdan birini görevlendiriyorum. Geçersizdir derken, Süleyman’ı verdik. Çünkü bunların hepsi general değil, kaldı ki general olanları da ben daha önceden soruştururken dosya hakkında fazla bilgim olmadığı için savcıları alıyorum yanıma. Devamlı alıyorum. İfade alırken alıyorum. Ondan sonra görevi bitiyor. O şekilde ama şu an için iki başsavcıvekiline verilmiş bir görev var ve çok sayıda general çıkmış. Öncesinden de çalışamadığımız için. Geleceği gün belli değil. Başsavcıvekilinin de biri yok. İzinli ve emekli olacak. O zaman tabii ki birini görevlendireceğiz. O yapsın biz de tabii gerekli olduğu zaman katılacağız.’’

10.04.2010


 

Poyrazköy dâvâsı başladı

“ERGENEKON” soruşturması kapsamında Poyrazköy’de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin haklarında dava açılan beşi tutuklu 17 kişinin yargılanmasına başlandı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay ve Ergin Geldikaya ile tutuksuz sanıklar Tuğamiral Levent Görgeç, Yarbay Mustafa Turhan Ecevit, Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık katıldı. Mahkeme heyeti, bazı sanık avukatlarının ‘’davanın askerî mahkemede görülmesi gerektiği’’ yolundaki talebini değerlendirmek üzere duruşmaya verdiği aranın ardından, mahkemenin ‘’görevsizlik kararı’’ vererek dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi talebini uygun bulmadı. Mahkeme heyeti, Agos gazetesinin davaya ‘’müdahil’’ olma talebini de reddetti.

10.04.2010


 

Köksal: Van’daki görüntüler savcılıkta

EMNİYET Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Van’da protesto edilmesiyle ilgili, ‘’Olayın peşinden emniyetimiz gerekli video kasetleri Cumhuriyet savcılığına verdi, savcılık inceliyor.

İdare için de iki mülkiye müfettişi görevlendirildi’’ dedi. Polis teşkilatının 165. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ‘’Polis Teşkilatında Yeni Gelişmeler Sempozyumu’’na katılmak üzere Polis Akademisi’ne gelen Köksal, burada gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik geçen hafta Van’da yapılan protestoya ilişkin soru üzerine, İçişleri Bakanlığının bu konuda iki mülkiye başmüfettişini görevlendirdiğini, müfettişlerin incelemelerde bulunacaklarını, varsa bir şey gereğinin yapılacağını söyledi. Köksal, ‘’Olayın peşinden emniyetimiz gerekli video kasetleri Cumhuriyet savcılığına verdi, savcılık inceliyor. İdare için de iki mülkiye müfettişi görevlendirildi’’ dedi.

10.04.2010


 

HSYK’da Meclis iradesi yok

Avrupa ülkelerindeki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) benzeri kurullara parlamentolar üye seçerken, anayasa değişikliği taslağında öngörülen HSYK oluşumunda Meclis dışlanıyor.

AKP milletvekillerince hazırlanan anayasa değişikliği taslağı, Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Muhalefetin özellikle karşı çıktığı taslaktaki 3 maddeden biri HSYK yapısı ile ilgili. Muhalefet “yargı bağımsızlığı gider” diye karşı çıktığı düzenlemeyi hükümet, “yargının tamamen bağımsız hale gelmesi, yargının unsurlarını temsil eden kürsü hakimlerinin oy haklarının kutsal hale getirilmesi” ile ilgili olduğunu belirterek savunuyor. Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Yeniden Yapılandırılması” ile ilgili hazırladığı çalışmada, HSYK yapısı Avrupa ülkelerindeki benzer kurullar ile kıyaslanarak yeni düzenleme hakkında bilgiler verildi. Avrupa ülkelerinde yargı kurulları tek tip bir yapılanmaya sahip değiller. Hatta Almanya, İngiltere ve Avusturya gibi bir kısım ülkelerde bu anlamda yargı kurulu bulunmuyor. HSYK benzeri yargı kurullarına sahip olan Fransa, İtalya, Belçika, İspanya, Portekiz, İrlanda, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Slovakya ve Romanya gibi Avrupa ülkelerinin uygulamalarına bakıldığında, bu ülkelerdeki yargı kurullarının; genel olarak karma bir yapıda oluşturulduğu, çok sayıda üyeden oluştuğu, ilk derece ve istinaf mahkemelerinde görev yapan hâkimlerin mutlaka kurulda ağırlıklı olarak temsil edildikleri, Parlamentoların bu kurullara üye seçtikleri, bir kısmında devlet başkanı ve adalet bakanının kurulun başkanı veya başkan yardımcısı olduğu dikkat çekiyor.

Fransa: Sadece adlî yargı hâkim ve savcılarının işlemlerini yürüten Fransız Kurulunda Yargıtay’dan hiç temsilci bulunmazken, Danıştay’dan ise bir temsilci bulunmakta. Kurul üyelerinin görev süresi 4 yıldır ve her üye bir kez seçilebilmektedir. Cumhurbaşkanı, Senato Başkanı ve Millet Meclisi Başkanı tarafından seçilen 3 üyenin yasama, yürütme ve yargı organlarına mensup olmayan seçkin vatandaş olması gerekiyor.

İtalya: Kurulda, Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Başsavcısı yanında 2 yüksek yargıç bulunmaktadır ki, toplam yüksek yargıç oranı 27’de 4’tür. Seçilen üyelerin görev süresi 4 yıl olup, her üye bir kez seçilebilmektedir.

İspanya: Bütün atamalar Parlamentonun teklifi üzerine Kral tarafından yapılmaktadır. Görev süresi 5 yıl olup, her üye bir kez seçilebilmektedir.

Polonya: Polonya’da Parlamento kendi üyeleri arasından 4 kişiyi, Senato da yine kendi üyeleri arasından 2 Senatörü Kurul üyesi olarak atamaktadır.

Portekiz: Kurulun çoğunluğu yargı dışı üyelerden oluşmaktadır. Kurul üyelerinin görev süresi 3 yıl olarak belirlenmiştir.

Hollanda, İsveç, Danimarka, Finlandiya gibi bir kısım Kuzey Avrupa ülkelerinde ise bir “yargı kurulu” bulunmakla birlikte, karma bir yapıya sahip olan bu kurulların hâkimlik mesleğine mensup üyeleri dahi hükümet tarafından atanmakta, ağırlıklı olarak mahkemelerin idari ve mali yönetimi ile ilgilenmeleri bakımından da HSYK’ya örnek teşkil etmemektedir.

YENİ DÜZENLEMEDE MECLİS DEVRE DIŞI

MADDE 20’yle; Anayasanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını düzenleyen 159. maddesinde değişiklik yapılıyor. Bu kapsamda, HSYK’nın halen 7 olan asıl üye sayısı 21’e, 5 olan yedek üye sayısı ise 10’a çıkarılıyor. TBMM’nin, Avrupa ülkelerinin aksine HSYK’ya üye seçemezken madde şu şekilde değişiyor: “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 21 asıl ve 10 yedek üyeden oluşur; 3 daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yüksek öğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, bir asıl ve bir yedek üyesi Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından Anayasa Mahkemesince, üç asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden 60 gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

AHMET TURAN SÖYLER

10.04.2010


 

Yeni anayasa vaadini yerine getiremedik

Devlet Bakanı Çiçek, ‘’Siyaset kurumu olarak en az 17 seneden beri vatandaşımıza ‘Yeni bir anayasa’ diyoruz. Bu vaadi yerine getirememiş olmanın ezikliğini duyuyor olmamız lâzım’’ dedi. Çiçek, ‘’Kuvvetler ayrılığının yanında, çek ve balans, bütün Batı demokrasilerinde var olan bir husus. Onun için de yargı ile ilgili konularda, yargının yanında diğer erklerden de bir kısım insanların seçilmesi, bu çek ve balans içindir’’ diye konuştu.

Çiçek: Yeni anayasa vaadini yerine getiremedik

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Siyaset kurumu olarak en az 17 seneden beri vatandaşımıza ‘Yeni bir Anayasa’ diyoruz. Bu vaadi yerine getirememiş olmanın ezikliğini duyuyor olmamız lâzım’’ dedi. TBMM Anayasa Komisyonunda Anayasa değişikliği teklifi üzerinde Hükümet adına konuşan Çiçek, BDP hariç, bütün siyasî partilerin gündemdeki konularla ilgili geçmişte bazı beyanları ve metinleri bulunduğuna işaret etti. Çiçek şöyle konuştu: ‘’Siyaset kurumu olarak en az 17 seneden beri vatandaşımıza ‘Yeni bir Anayasa’ diyoruz. Bu vaadi yerine getirememiş olmanın ezikliğini duyuyor olmamız lâzım. Demek ki böyle bir sözü, 17 yıl önce vermişiz. Geçen her gün bu Anayasadan kaynaklanan sorunlar sebebiyle milletimiz, belli hususlara tahammül etmek zorunda kalıyor.” Cemil Çiçek, kuvvetler ayrılığı konusuna değinerek, yürütme, yasama ve yargının, bu ülkenin değerleri, kurumları erkleri olduğunu belirtti. Birinin diğerinin alternatifi ve hasmı olmadığına dikkati çeken Çiçek, şöyle konuştu: ‘’Herkes kendi görevini ayrı ayrı yapar. Bunlar bağımsız ayrı ayrı galaksilerde faaliyet gösteren kurumlar değildir. Ancak hiçbiri, ‘ben her şeyin hakimiyim’ demeyecek. Kuvvetler ayrılığının yanıbaşında, bir de çek ve balans, bütün Batı demokrasilerinde var olan bir husustur. Onun için de yargı ile ilgili konularda, idari organ niteliğinde olan kurullarda, yargının yanında diğer erklerden de bir kısım insanların seçilmesi, bu çek ve balans içindir.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

Başsavcı konuştu, eleştirildi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, hazırlanan anayasa değişiklik paketiyle kurumların siyasallaşmasının önünün açılacağını ileri sürdü. Başsavcı Yalçınkaya'nın konuşması AKP’lilerce eleştirildi.

Yalçınkaya’dan Anayasa çıkışı

YargItay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, hazırlanan değişiklik paketiyle kurumların siyasallaşmasının önünün açılacağını belirterek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) Adalet Bakanı ve müsteşarının bırakılmasıyla, yargının hükümetlerin kullandığı bir araç haline getirilmesinin yolunu açacağını ileri sürdü.Yalçınkaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, anayasa değişikliği öncesinde Venedik Komisyonu’ndan görüş alınmamasının soru işareti oluşturduğunu savundu. HSYK’nın yapısına değinen Yalçınkaya, “Adalet Bakanı ve Müsteşarının HSYK’dan çıkarılması, kurulun sekretarya, araç gereç, yardımcı personelinin bulunması, Adalet müfettişlerin kurula bağlanması, hakim ve savcı soruşturmaları için kuruldan izin alma usulünün getirilmesi, göreve alınacak hakim ve savcıların kurulca belirlenerek atanması demokratik sisteme uygun ve yerinde olacaktır “dedi. Hazırlanan değişiklik paketiyle kurumların siyasallaşmasının önünün açılacağını savunan Yalçınkaya, bu düzenlemeyle (HSYK’da Adalet Bakanı ve müsteşarının bırakılmasıyla) yargının hükümetlerin kullandığı bir araç haline getirilmesinin yolunu açacağını iddia etti. Yalçınkaya, ‘’Yargıyı iktidarların müdahalesinden uzaklaştırılmasını sağlayacak kurallar getirilmelidir’’ açıklamasında bulundu. Yalçınkaya, toplumsal bir uzlaşma sağlanmadan yapılacak anayasa değişikliğinin, hiçbir zaman toplumun malı olamayacağını da savundu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

Meslek liseliye haksızlık yapılıyor

MİLLİ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “Eşit, adil, objektif koşullarda yapılmayan bir sınavda bir meslek liselinin ayağına 20 kilogramlık yük bağlayıp normal lisede okuyan öğrenci ile ‘buyur sen de aynı mesafeyi aynı hızla koş’ demek, son derece adaletsiz bir yaklaşım” dedi.

Bakan Çubukçu, Koç Topluluğu tarafından 2006 yılında Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle hayata geçirilen ‘’Meslek Lisesi Memleket Meselesi’’ projesinde bugüne kadar yürütülen çalışmalar ve 2010 hedeflerinin paylaşıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, dünyada meslekî eğitimin ortaöğretim içerisinde önemli olduğunu belirtti. Çubukçu, şunları kaydetti: “Yüksek öğrenime geçişi okulların kabulü değil de merkezi sınavla yapan bir ülkede herhalde bu sınavın eşit, objektif ve adil olması gerekir her şeyden önce. Eşit, adil, objektif koşullarda yapılmayan bir sınavda bir meslek liselinin ayağına 20 kilogramlık yük bağlayıp normal lisede okuyan öğrenci ile ‘buyur sen de aynı mesafeyi aynı hızla koş’ demek, son derece adaletsiz bir yaklaşım. Geçen yıl meslekî eğitime başvuran öğrenci sayısı yüzde 15 arttı. Bu, temmuz ayında katsayının ortadan kaldırılmasıyla, meslekî eğitim gören gençlerimizin yükseköğrenime geçişte önündeki engellerin kaldırılmasıyla çok doğrudan ilişkili.’’




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

YGS yarın yapılacak

ÜNİVERSİTE adayları, yarın ilk kez gerçekleştirilecek olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) girecek.

YGS, Türkiye’de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da toplam 5 bin 183 binada, 79 bin 973 salonda yapılacak. 1 milyon 512 bin 450 adayın gireceği sınav, saat 10.00’da başlayacak ve tek oturumda 160 dakika sürecek. Sınav merkezlerinde toplam 234 bin 94 kişi görev yapacak. Kimlik kontrolleri ve salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adayların sınava girecekleri binanın kapısında en geç saat 09.15’te hazır bulunmaları gerekiyor.

Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka 2010-YGS sınavı giriş ve kimlik belgesi, fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgesi (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport vb.) bulundurmaları zorunlu tutuluyor. 2010-YGS Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi olmayan veya bu belgenin fotokopisi veya faks metni ile gelen adaylar kesinlikle sınava alınmayacak. Bu iki belgeyi yanında bulundurmayan aday, ileri süreceği neden ne olursa olsun sınava alınmayacak. Görevlilerin kimlik belgesinden adayı tanımakta zorluk çekmeleri halinde kontrol için, adayların bir fotoğraflarını da yanlarında getirmeleri isteniyor.

Adayların sınava gelirken yanlarında cep telefonu, çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi, cep bilgisayarı, saat fonksiyonu dışında fonksiyonu bulunan saat, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap makinesi gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla silah ve benzeri teçhizat, müsvedde kağıt, defter, kitap, sözlük, pergel, açıölçer, cetvel gibi araçlarla sınava gelmeleri yasaklandı. Cep telefonu yanında olan adaylar kesinlikle sınav binalarına alınmayacak. Başörtüsü bu sınavdada yasak. LYS İstanbul’da girecek öğrenciler, toplu ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanacak.

10.04.2010


 

YGS’DE ALÇAK SIRA EZİYETİ

EĞİTİM-SEN İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin, ÖSYM’nin 2008’de sınava girecek adayların sınav yerlerinin boy ve kilolarına göre belirlenmesi yönünde karar aldığını belirterek, ancak İzmir’de YGS’ye girecek 1.97 metrelik aday için ilköğretim okulunun seçildiğini iddia etti.

Çetin, yaptığı açıklamada, sınava girecek adayların, sınav sırasında rahat etmeleri için boy ve kilolarının da başvuru formunda belirtildiğini, uygulamayla adayların boy ve kilolarına uygun sıralarda oturtulmasının amaçlandığını, ÖSYM’nin sınav yeri belirlemede bu bilgilere göre karar vermesi gerektiğini söyledi. Ancak, 11 Nisandaki YGS için boy ve kilosuna uygun olmayan sınav yerlerine yerleştirildiklerini söyleyen çok sayıda velinin kendilerine şikâyette bulunduğunu ifade eden Çetin, yerleştirmelerde formlarda istenen boy-kilo bilgisinin dikkate alınmadığını kaydetti.

10.04.2010


 

Beyazıt Camii restore edilecek

BİRİNCİ derecede deprem bölgesinde bulunan beş asırlık Beyazıt Camii’nin zemininde, geçirdiği beş yıkıcı, 20’yi aşkın şiddetli depreme rağmen kayma bile olmadı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, 1500-1506 yılları arasında yapılan ve İstanbul’un fethinden sonra ilk inşa edilen camiler arasında yer alan Beyazıt Camii’nin restorasyonu için çalışma başlattı. İlk kez restorasyon görecek caminin mevcut durumunun tesbiti için yapı ve zemin deformasyonları izlenerek, rapor hazırlandı. Caminin birinci derecede deprem bölgesinde yer aldığı belirtilen zemin raporunda, yer altı yaşının görülmesi, temel derinliğinin belirlenmesi ve zeminden numune alınabilmesi için üç adet 20’şer metre olmak üzere toplam 60 metre temel sondaj yapıldığı belirtildi. Yapılan gözlemler sonucunda zeminde kayma, kabarma, göçme hareketlerine ve yer altı suyuna rastlanmazken laboratuvar deneyleri de zeminde sıvılaşma riskinin bulunmadığını, oturma tehlikesinin beklenmediğini ortaya koydu. Sultan II. Beyazıt tarafından Mimar Yakup Şah’a yaptırılan ve T planlı camiler arasında yer alan Beyazıt Camii, ilk olarak 10 Eylül 1509’da meydana gelen ve ‘’Kıyamet-i Sugra’’ yani ‘’Küçük Kıyamet’’ olarak adlandırılan depremi yaşadı. Bu deprem en büyük hasarı camilere verirken 109 cami tamamen yıkıldı, ayakta kalanların tamamının minaresi tahrip oldu. Ayasofya’nın fetihten sonra yapılan minaresinin yıkıldığı depremde, Beyazıt Camii ayakta kaldı, bazı kaynaklara göre yalnızca kubbesi hafif çapta zarar gördü. Fatih Camii’nin tamamen harap olduğu, Topkapı Sarayı, Eski Saray ve surların etkilendiği, Yerebatan Sarnıcının desteklerinden birinin çökmesi sonucu İstanbul’un sular altında kaldığı 1766 Depremi de Beyazıt Camii’ni etkilemedi. Kapalıçarşı’nın bir kısmının yıkıldığı, Ayasofya’nın büyük zarar gördüğü 1894 Depremi ile yaklaşık 20’ye yakın şiddetli deprem de Beyazıt Camii’ne zarar veremedi.

10.04.2010


 

Servis aracı devrildi: 5 ölü, 17 yaralı

YALOVA’DA, bir tekstil fabrikasına işçi taşıyan servis midibüsünün devrilmesi sonucu 5 kişi öldü, 17 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, bir tekstil fabrikasına işçi taşıyan Nazif T’nin kullandığı 77 DF 480 plâkalı servis midibüsü, Yalova-İzmit kara yolu Çiftlikköy Siteler mevkiinde yol kenarındaki bariyerlere çarparak, devrildi. Kazada, Ebru Yavuzdeğer (35), Nevin İşcan (45), Kader Boztepe (18), Nermin Irmak (42) ve Necmiye Deniz (41) olay yerinde vefat etti, 17 kişi de yaralandı. Yaralılar, Yalova Devlet Hastanesine kaldırıldı.

10.04.2010


 

İHL’liler yarışacak

MİLLî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından her yıl imam hatip liseleri arasında düzenlenen ‘Hafızlık, Kur’ân’ı Güzel Okuma ve Ezan’ı Güzel Okuma’ yarışmalarının Marmara Bölge Finali 18 Nisan Pazar günü saat 11.00’de yapılacak.

Bursa İpekçilik Anadolu İmam Hatip Lisesi organizesiyle yapılacak yarışmaya Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova illerinde birinci olan imam hatip lisesi öğrencileri katılacak. Hafızlık ve Ezanı Güzel Okuma yarışması Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Fethiye Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bölgelerinde birinci olan Hafızlık ve Ezan’ı Güzel Okuma kategorisinin Bölge Birincisi öğrenciler 30 Mayıs Pazar günü Rize’de Türkiye Birinciliği için yarışacak.

10.04.2010


 

Toplumun polisten beklentisi arttı

ANTALYA Valisi Alaaddin Yüksel, her alandaki hızlı değişimler sonucunda toplumun polisten beklentilerinin arttığını belirtti.

Yüksel, polisin başarı ölçüsünün sadece yakaladığı suçlu sayısıyla ölçülmediğine dikkat çekerek, halktan alınan desteğin önemine vurgu yaptı. Yüksel, polisin etkin, verimli ve sür'atli görev yapması gerektiğini vurguladı. Polis Teşkilâtı’nın 165. kuruluş yıl dönümü nedeniyle kutlama mesajı yayımlayan Alaaddin Yüksel, “Günümüzde her alanda hızla gelişen ve değişimler sonucunda toplumun polisten beklentileri de arttı” dedi.

10.04.2010


 

İngiliz ordusunun densizliği sonrası bakanlık özür diledi

Independent gazetesi, İngiliz ordusunun atış talimlerinde cami şeklinde hedef tahtaları kullandığını, İngiliz Savunma Bakanlığının ise konunun ortaya çıkmasının ardından özür dilediğini yazdı.

Gazete, Kuzey Yorkshire’da bulunan bir askerî poligonda camiye benzer, yeşil kubbeli atış tahtalarının İngiliz ordusunun Afganistan eğitimleri için kullanılmasının, ülkedeki Müslüman toplumun ve derneklerinin tepkisine sebep olduğunu bildirdi.

“The Bradford Council for Mosques” (BCM) adlı Müslüman Derneğinin konuya ilişkin tepkisine de yer veren Independent, BCM yetkilisi İştiak Ahmed’in, “Müslüman toplum ile ordu arasındaki ilişkiler şu anda çok kırılgan ve ordunun yaptığı çok saçma bir şey. Bu, camilerin potansiyel tehlike oluşturulduğuna inanıldığı izlenimi veriyor. İngiliz ordusu, camileri hedef tahtası olarak, kullanarak askerlerine yanlış mesajlar veriyor” sözlerini aktardı. İngiliz Ordu Sözcüsünün konuyla ilgili Müslüman toplumunda sebep olunan rahatsızlık için özür dilediğini kaydeden Independent gazetesine göre, sözcü, “Bu şekildeki atış tahtalarını, camiye benzetme gibi bir maksadımız kesinlikle yoktu, sadece askerî personelimizin eğitimi için benzer bir operasyon ortamı oluşturmaya çalıştık” diye konuştu. BCM’nin Savunma Bakanlığından cami şeklindeki hedef tahtalarının en kısa zamanda kaldırılması talebinde bulunacağını yazan gazete, ordu yetkililerinin Müslüman toplumun temsilcileriyle konuyla ilgili rahatsızlıkları dinlemek üzere bir araya geleceğini bildirdi.

Daily Mirror gazetesi de bugünkü sayısında konuya ilişkin bir haber yayımlayarak, atış poligonunda 7 adet cami şeklinde hedef tahtası bulunduğunu ve bu hedef tahtalarının İngiliz askerlerinin Afganistan eğitimleri için kullanıldığını yazdı. “Ordu Müslümanları kızdırdı” ifadesini kullanan gazete, poligonun yakınından geçen bir kişinin hedef tahtalarını görüp, bölgedeki Müslüman derneklerine haber verdiğinin tahmin edildiğini kaydetti.

Daily Mirror, Savunma Bakanlığının önce özür dilemediğini ve atış tahtalarını kaldırma gibi bir planı olmadığını, ancak daha sonra “neden olunan rahatsızlıktan dolayı özür dilediğini” ve Müslüman toplumun yetkilileriyle konuyla ilgili görüşeceğini bildirdiğini yazdı.

MÜSLÜMANLAR AYAĞA KALKTI

Konuyla ilgili bir bildiri yayınlayan Britanya Müslüman Konseyi, (The Muslim Council of Britain) olayın şokunu yaşadıklarını açıkladı. Yazılı açıklamasında ibadet mekânlarının bu şekilde hedef alınmasının Müslüman dünyasına yanlış mesaj vereceğini vurgulayan Konsey Başkanı Muhammed Abdülbari, “Zaten uzun süreden beri bu ülkedeki camiler ırkçıların ve din karşıtı grupların hedefi olmuş durumda. Bunun yanı sıra bazı camiler tahrip edildi. Maket camilerin hedef tahtası olarak kullanılması kesinlikle kabul edilemez. Bu durum camilere saldıran aşırı sağcıların ekmeğine yağ sürecektir” dedi. Britanya Müslüman Konseyi, bünyesinde 500 yerel, bölgesel ve ulusal vakıf ile camileri temsil ediyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

10.04.2010


 

Kınalı keklik çoğaltılacak

Neslİ tükenmekte olan kınalı keklikler, İnönü Üniversitesi ile Çevre ve Orman Bakanlığının işbirliğiyle kurulacak üretme istasyonunda yetiştirilerek tabiata salınacak.

İnönü Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Alper Durak, yaptığı açıklamada üniversitenin kayısı uygulama bahçesinin yanında bulunan 36 dekarlık bir alanda ‘’Kınalı Keklik Üretme İstasyonu’’ kurulacağını söyledi.

10.04.2010


 

Peçe takan kadın hapse atılamaz

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, merkez sağ hükümetin koalisyon ortağı Kuzey Birliği Partisi (KBP) tarafından peçeyi yasaklama amacıyla hazırlanan yasa tasarısında hapis cezası öngörülmesini doğru bulmadığını belirterek, “Peçe takan kadına hapis cezası verilmesi kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.

Frattini, Fransız televizyonlarından France24’e verdiği demeçte, KBP milletvekili Paolo Grimoldi tarafından hazırlanan yasa tasarısı konusunda, “Yasa tasarısı hükümete ait değildir. Tasarıyı KBP hazırlamıştır. Peçe takanı hapse atma düşüncesini de doğru bulmuyoruz” diye konuştu.

10.04.2010


 

Spil Dağı turizm merkezi oluyor

Manİsa İl Çevre ve Orman Müdürü Yahya Güngör, Spil Dağı Millî Parkı’nın yapılan imar planlarına uygun şekilde turizm ve spor merkezi olması için proje ihalesinin açıldığını bildirdi.

Güngör, Spil Dağı Millî Parkı için yaptıkları imar planı çalışmalarının, Bayındırlık ve İskân Bakanlığındaki askı sürecinin tamamlandığını ve planın kesinleştiğini belirtti. Güngör, yapılan imar planıyla bölgenin turizme kazandırılacağını ifade etti.

10.04.2010


 

Bir köprü, sekiz köy

İzmİr’İn Menemen ilçesine bağlı Yanık, Doğa, Belen, Haykıran, Çukur, Hasanlar, İğnedere ve Görece Köylerinin Gediz Nehri üzerinden geçişini sağlayacak olan Belen Köprüsü için önümüzdeki günlerde ihaleye çıkılacak.

Köprü sayesinde Menemen’den bu köylere mesafe, 17 km.’den 4 km.’ye düşecek. İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, KÖYDES Projesi kapsamında toplam üç köprü yapılacağını vurguladı.

10.04.2010


 

‘Türk yoğurdu’nda Yunan dâvâsı

İsveç’te süt ürünleri alanında faaliyet gösteren bir firma, ‘Türk yoğurdu’ adını verdiği üründe bir Yunan vatandaşının fotoğrafını kullanınca milyonlarca dolarlık tazminat ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Şirket, yoğurt kaplarının üzerinde ‘Türk yoğurdu’ ifadesiyle birlikte sakallı bir adamın fotoğrafını kullandı. İsveç Radyosu’nun haberine göre, markette alış veriş yaparken fotoğraftakinin arkadaşı olduğunu fark eden Yunan Athanasios Varzakanos, arkadaşını bilgilendirdi. Kap üzerinde görülen Yunan vatandaşı firma aleyhine 7 milyon dolarlık dava açtı. Dilekçede, “Yoğurt, Türk yoğurdu olabilir, ama ben Türk değilim” ifadesi yer aldı.

10.04.2010


 

Astronotlar uzay yürüyüşünde

UluslararasI Uzay İstasyonu’na (UUİ) kenetli Discovery uzay mekiğinin mürettebatından iki astronot, ilk uzay yürüyüşüne çıktı.

Deneyimli astronotlar Rick Mastracchio ve Clayton Anderson’ın, UUİ’nin soğutulmasında kullanılan boş amonyak tankını dolusuyla değiştirmek için ilk uzay yürüyüşüne çıktıkları belirtildi. Mastracchio ve Anderson’ın bu işlemi tamamlayabilmesi için iki uzay yürüyüşü daha yapması gerekiyor.

10.04.2010


 

Hatay’da 2680 yıllık ‘anlaşma metni’

Hatay’dakİ Tell Tayinat Höyüğü’nde kazı çalışmaları yapan Kanadalı arkeologlar, M.Ö. 670 yıllarında güçlü Asur kralının kendisine bağlı zayıf tımarlar ile yaptığı çivi yazısı anlaşma tabletini gün yüzüne çıkardı.

Toronto Üniversitesi’nden Prof. Dr. Timothy Harrison, “İfadeler, Kitab-ı Mukaddes’teki Allah ile İbrahim arasındaki sözleşmeye çok benziyor” dedi. Tablette 650 -700 satır yer alıyor.

10.04.2010


 

Almanya alkole karşı

Alman Bağımlılık Sorunları Merkezi’nin (DHS) açıkladığı rakamlara göre Almanya’da kişi başına yıllık yaklaşık 10 litre alkol tüketiliyor.

İstatistiklere göre özellikle alkol alımından komaya girenlerin oranı hızla artıyor. 2008 yılında toplam 109 bin 300 kişi alkol komasından hastaneye kaldırıldı. Aynı yıl ülkede her bir kişi ortalama 9,9 litre alkol tüketti. Durumun vehametine dikkat çeken DHS Müdürü Raphael Gassmann, alkole karşı büyük bir kampanya başlatılması talebinde bulundu.

10.04.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl