Güncel |
Yargıya baskı yargıdan |
Eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, yargı üzerindeki en büyük baskının yine yargının içinden geldiğini söyledi. TRT’de yayınlanan Gazeteci Taha Akyol’un sunduğu, “Herkes İçin Adalet” programına katılan eski Adalet Bakanı Sungurlu, son günlerde yaşanan HSYK’nın yapısı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gelinen noktada Türk yargısının içinde milletin yeri olmadığını söyleyen Sungurlu, “22 yaşında bir çocuğu hakim yapıyoruz. Sonra onun bu milletle hiçbir irtibatı olmuyor. Terfileri, her şeyi HSYK içinde, karar verirken ‘Yargıtay benim dosyamı onaylayacak’ diyor. ‘Müfettiş gelirse dosyam HSYK’ya gidecek’ diyor. Bizim yargımızın içinde millet yoktur. Hiçbir hakim ve savcı ‘ben bu kararı verirken, millete karşı sorumluluğum nedir?’ diye düşünmüyor. Kendi vicdanında varsa var, yoksa sistemde ona bir sorumluluk yok. O tamamen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu bilir.” diye konuştu. Konuşmasında bürokrasiyi de eleştiren Sungurlu, yargı üzerindeki en büyük baskının yine yargı içinden geldiğine dikkat çekti. 28 Şubat sürecinde Yargıtay üyelerinin Genelkurmay’da katıldığı programı hatırlatan Sungurlu, “Bizim böyle bir bürokrasimiz var. Cumhuriyeti kuran bürokrasimiz hiç değişmemek istiyor. 28 Şubat öncesi miydi, sonrası mıydı? Hakimlerimizin, Yargıtay üyelerimizin Genelkurmay’a gidip de alkışlama hadisesi vardır. Yarın öbür gün önlerine gelecek dava için peşinen hepsi Silahlı Kuvvetler’in aşağı yukarı işareti ile taraf olmuşlardır. Olacak bişey değil. Adalet Bakanı kurulda bir kişi. Müsteşar da hakim. Yarın öbür gün müsteşarın kurula, Yargıtay’a seçilip seçilmemesi de kurulun elinde. Kurul üyeleri o müsteşarın da amiri. Bakan gittikten sonra müsteşarı ne yapacakları da belli değil. Belki de Ankara Adliyesi’ne mahkeme başkanı yapacaklar. Mesela bir müsteşar muavinini, idari yargıda, kurul yeni çıkan bir hakimin atandığı göreve atadı. Yargı üzerindeki en büyük baskı yargının içinden gelir. Kurul 10 kişi. Allah’tan başka hiç kimseye hesap vermek zorunda olmayan 10 tane yüksek mahkeme üyesi. Yüksek yargının da tek korkusu Allah’tır. Bu yüksek hakimler, Adalet Bakanı’ndan niye korkar?” ifadelerini kullandı.
“SARIKAYA’DA VİCDANLAR SIZLADI"
Siyasetin yargının sırtına bineceğini daha önceden söylediğini belirten Sungurlu, “Siz istediğiniz kadar kanun değiştirin, istediğiniz kadar anayasa değiştirin, bu şartlar altında yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamanız mümkün değil” diyen Sungurlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz kendiniz düzelmedikçe bunu düzeltmeniz mümkün olmaz. Bu meseleyi önce bir konuşmamız lazım. Burada bir problem var, burada bir yangın var. Bütün toplumu rahatsız ediyor. Hepimizin eli bunun içinde, karıştırıyoruz. Yargı yükü çekemez. Yargının adliyenin bu kadar yüke dayanması mümkün değil. Yok mu yargının suçu? Yok mu yüksek mahkemenin suçu? Yok mu HSYK’nın suçu? Siyasetin yargının sırtına bineceğini söylemiştim. İktidar da muhalefet de meselelerini yargının sırtına dayadı. Sarıkaya hadisesi vardır. Türkiye’de bu olaya vicdanı sızlamayan kimse var mıdır? O hadise olduğunda Sarıkaya bir iddianame yazmış. Bu iddianame basına intikal eder etmez bu konuda herkes konuştu. Bütün toplumun vicdanı kanamıştır. Hepimizin suçu var. Bu toplumun bir anlayışı meselesi.” |
12.03.2010 |