Güncel |
Tutuklu çocuklar için araştırma talebi |
BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ve 19 milletvekili, ‘’cezaevlerinde tutuklu bulunan çocukların işkence ve kötü muamele yaşadıkları’’na dair iddialarla ilgili olarak Meclis Araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinde, yaşları 15-18 arasındaki çocukların, ‘’slogan ve taş atmak’’, ‘’örgüt bayrağı önünde durmak’’ suçlamalarıyla Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefetten dolayı gözaltına alındıkları, kötü muamele ve işkence gördükleri, ağır ceza mahkemelerinde yargılanıp tutuklandıkları belirtildi. Kamuoyunda ‘’TMK mağduru’’ olarak bilinen çocukların serbest bırakılmaları yönünde çağrılar sürerken, Adana ve birçok cezaevinde tutuklu bulunan çocukların işkenceye uğradığı iddiasının aileleri aracılığıyla basına duyurulduğu ifade edilen gerekçede, ‘’infaz koruma memurları tarafından psikolojik baskı yapıldığı, kaba dayak uygulandığı, coplarla dövüldüğü ve üzerlerine soğuk su döküldüğü, ayrıca çocukların adliyeye gidiş ve gelişlerinde ring aracı içinde fizikî ve psikolojik şiddete maruz kaldıkları’’ ileri sürüldü. Önergede, Mecliste Araştırma Komisyonu kurularak iddiaların incelenmesi istendi. |
17.02.2010 |
Erdoğan: Gensoru artık yalama oldu |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, “Güvenlik gerekçesiyle savcılar Habur Sınır Kapısına gitmiştir. Uygulama, tamamen kanunlar çerçevesinde bir uygulamadır. Affınıza sığınırım; Gensoru da artık bu ülkede yalama oldu’’ dedi. Başbakan Erdoğan AKP Grubunda yaptığı konuşmada, muhalefetin ‘’İftiralardan yola çıkarak Gensoru önergesi vereceklerini’’ ifade ettiğini hatırlatarak, eleştirilerde bulundu. Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Bir netice alamayacaklarını bildikleri halde iki de bir gensoru. Diyarbakır Valiliğinin, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru üzerine güvenlik gerekçesiyle savcılar Habur Sınır Kapısına gitmiştir. Bu uygulama, tamamen kanunlar çerçevesinde bir uygulamadır ve Türkiye’de ilk kez vuku bulan bir uygulama da değildir. Halkımızı yanıltmayalım, aldatmayalım, dürüst, samimî olalım. Ama Sayın Baykal’a yakışır, önemli değil. Ergenekon dâvâsının Silivri’de görülmesi, Abdullah Öcalan dâvâsının İmralı’da görülmesi bunun çok açık, net örnekleridir. Niçin İmralı’da görüldü? Orada adalet sarayı mı var? Demek ki bunun gerekçeleri var, olabiliyor. Sayın Baykal’ın ifade ettiği sözler tamamen uydurmadır, tamamen yalandır. Devamlı dinlendiklerini söylüyorlar. Demek ki Ahmet Türk ile Atalay görüşürken onlar da derin dinleme aletleriyle içeriyi dinliyorlardı. Ne konuştuklarını dinliyorlardı. Sayın Türk diyor ki ‘Biz böyle bir şey yapmadık, konuşmadık, aramızda böyle bir şey geçmedi.’ Sayın Atalay aynı şekilde ‘böyle bir şey yok, böyle bir şey aramızda geçmedi’ diyor. Ama diyor ki ‘evet, orada bunlar konuşuldu.’ Dün, İçişleri Bakanımızı bu konuyla ilgili açıklamasını yaptı. Ahmet Türk, o da yaptı. İlgili Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli açıklamaları çok sert yaptı. Bu iddiaların gerçek dışı olduğunu açıkladılar.’’ |
17.02.2010 |
BDP de Dicle’yi yalanladı |
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘’Habur girişleriyle ilgili olarak, o dönem hiçbir parti yetkilimiz, hiçbir hükümet yetkilisiyle, hakim ve savcılar konusunda, ima düzeyinde dahi bir görüşme yapmamış, bir taahhüt talep etmemiş, herhangi bir taahhüt de almamıştır’’ dedi. Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ‘’demokratik açılım’’ın başlatıldığı günlerden sonra, özellikle meselenin Habur’da tıkandığı ve Habur sonrası sürecin işlemediği yönünde tartışmalar olduğunu belirtti. Selahattin Demirtaş, ‘’Habur konusunda, hakim ve savcıların İçişleri Bakanlığınca daha önceden ayarlandığı’’ yönündeki iddialara ilişkin şunları söyledi: ‘’Sayın Ahmet Türk’ün de belirttiği gibi, bu konuda Sayın İçişleri Bakanı ile yapılan görüşmenin içeriği, sadece orada birikecek kalabalığın herhangi bir kaosa, karmaşaya yol açmaması konusundadır. Bunun ötesinde ima dahi edilmemiştir. Sayın Hatip Dicle’nin, duyum üzerine aldığı bu bilgilerin yanlış olduğunu, kendisine de ifade etmek durumundayım. Ancak Dicle, Habur’da yaşananların aslında hukuka uygun olduğunu, yasaların, toplumsal barışa hizmet edecek şekilde uygulandığı yönünde beyan vermek istemiştir.’’ |
17.02.2010 |
Katsayı, YÖK’le Danıştay’a havale |
Hükümet Sözcüsü, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Danıştay ne karar verecek, bunu bilmiyorum. Bu kararın sonucunda YÖK ne karar verecek, onu da bilmiyoruz. Ama özellikle sınav sürecinin başladığı, insanların heyecanlarının yükseldiği bir dönemde bu türlü belirsizliklerin de ortadan kaldırılması gerekir. O nedenle YÖK ve Danıştay arasındaki bir mesele bu, sonuçta nasıl bir karar verilecek, hep beraber bakacağız ve göreceğiz’’ dedi. Katsayı, Danıştay ve YÖK’e havale
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Danıştay ne karar verecek bunu bilmiyorum, bu kararın sonucunda YÖK ne karar verecek onu da bilmiyoruz. Ama özellikle sınav sürecinin başladığı, insanların heyecanlarının yükseldiği bir dönemde bu türlü belirsizliklerin de ortadan kaldırılması gerekir. Bu öğrencilerin belli bir baskı altında tutulması da doğru değildir. O nedenle YÖK ve Danıştay arasındaki bir mesele bu, sonuçta nasıl bir karar verilecek hep beraber bakacağız ve göreceğiz’’ dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ‘’YÖK, Danıştay’ın katsayı kararına itiraz etti. Bir süreç var. Bir belirsizlik ortamı var. Bu konuda bir değerlendirmeniz oldu mu?’’ sorusuna Çiçek, şu değerlendirmeyi yaptı: ‘’Hayır. Bu YÖK’ün konusu, YÖK ile Danıştay’ın arasında bir konudur. Dolayısıyla Danıştay bir karar vermiştir, YÖK de bu Danıştay’a karşı itiraz hakkını kullanmıştır. Bu itiraz sonucunda Danıştay ne karar verecek bunu bilmiyorum, bu kararın sonucunda YÖK ne karar verecek onu da bilmiyoruz. Ama özellikle sınav sürecinin başladığı, insanların heyecanlarının yükseldiği bir dönemde bu türlü belirsizliklerin de ortadan kaldırılması gerekir. Bu öğrencilerin belli bir baskı altında tutulması da doğru değildir. O nedenle YÖK ve Danıştay arasındaki bir mesele bu, sonuçta nasıl bir karar verilecek hep beraber bakacağız ve göreceğiz.’’ |
17.02.2010 |
Erzincan’da Başsavcıya arama ve gözaltı |
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in adliyedeki makam odasında ve evinde polis tarafından arama yapıldı. Başsavcı hakkında gözaltı kararının da bulunduğu belirtildi. Erzincan Adliyesi'nde arama
Erzıncan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in adliyedeki makam odasında ve evinde polis tarafından arama yapıldı. Alınan bilgiye göre, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcısı Osman Şanal, yürütülen bir soruşturma kapsamında Erzincan’a geldi. Başsavcı Şanal, Erzincan Terörle Mücadele Şube Müdürü Murat Günbeyi ve polis ekibi ile Erzincan Adliyesine geçerek Başsavcı Cihaner’in makamında ve adliye lojmanlarındaki evinde arama başlattı. Başsavcı Şanal’ın talebi üzerine aramaya, Erzincan Emniyet Müdürlüğünden de polis ekibi katıldı. |
17.02.2010 |
İki komutana Ergenekon sorgusu |
Ergenekon soruşturması kapsamında İzmir’de Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih İlhan ile Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Ömer Paç’ın ifadeleri alındı. Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla, Tuğamiral İlhan ile Tümgeneral Paç, İzmir Adliyesi’nde özel yetkili cumhuriyet savcılarına ifade verdi. |
17.02.2010 |
Ertürk, Gül'e danışman oldu |
Eskı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ekonomi ile ilgili konulardan sorumlu başdanışmanlığına atandı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Ertürk’ün dünden itibaren Cumhurbaşkanı Gül’ün ekonomi ile ilgili konularda sorumlu başdanışmanlığına atandığı bildirildi. |
17.02.2010 |
Erdoğan İspanya’ya gidecek |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 21-23 Şubat günlerinde İspanya’ya ziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan’ın İspanya ziyaretinde hükümetler arası zirve toplantısı gerçekleştirecek. Türkiye ve İspanya arasında her alanda yoğunluk ve derinlik kazanan ilişkilerin kurumsal bir yapıya kavuşturulması düşüncesinden hareketle, Başbakan Erdoğan ve İspanya Başbakanı Jose Luis Rodrigues Zapatero’nun düzenli olarak her yıl “Hükümetler arası Zirve Toplantıları” düzenlenmesi konusunda vardıkları mutabakat uyarınca, 2. zirve toplantısı Başkent Madrid’de 22 Şubat 2010 tarihinde yapılacak. Zirvenin ardından, Başbakan Erdoğan, Sevilla NODO Vakfı tarafından bu yıl altıncısı verilen “Kültürler arası Sevilla NODO Ödülü”nü almak üzere bu kente geçecek. Erdoğan’a, “Medeniyetler İttifakı” projesinin harekete geçirilmesinde üstlendiği önemli rolü nedeniyle NODO ödülü verilecek. |
17.02.2010 |
Yakıtal, merkeze alınıyor |
Dişışlerı Bakanlığı, Roma Büyükelçisi Yakıtal’ın suçlu bulunduğuna ilişkin bilgilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, soruşturmanın selameti bakımından merkez görevine atanmasına ilişkin işlemlerin başlatıldığını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Roma Büyükelçisi Ali Yakıtal hakkında dün bazı basın yayın organlarında çıkan haber ve yorumlar ile bu konuda yürütülmekte olan sürece ilişkin bilgilerin kamuoyuna naklediliş şeklinden üzüntü duyulduğunu belirtti. Büyükelçi Yakıtal’ın soruşturma sonucunda suçlu bulunduğuna ilişkin bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özügergin, “İlgili mevzuat çerçevesinde yürütülmekte olan bu süreç tüm yönleriyle devam etmektedir” dedi. Sözcü, “soruşturmanın selameti bakımından” Büyükelçi Yakıtal’ın merkez görevine atanmasına ilişkin işlemlerin başlatıldığını bildirdi. |
17.02.2010 |
Bahçeli: Katsayının çözüm yeri Meclis’tir |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üniversiteye girişti meslek lisesi öğrencilerine uygulanan katsayı sisteminin toplumsal sorun haline geldiğini belirterek, çözüm yeri olark Meclis’i adrse gösterdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında Danıştay’ın YÖKün üniversiteye girişte farklı katsayı uygulaması öngören kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurmasına tepki gösterdi. Konunun Meclis zemininde çözülmesinin zorunluluk halini aldığını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi: “Bu sorunun çözülmesinde hukuken YÖK’ün idari tasarrufunun tartışmalı hale geldiği ve kâfi gelemeyeceği yargı kararıyla ortaya çıkmıştır. Gelinen bu aşamada, yargı kararını eleştirmek, zan altında bırakmak ve bu müesseseyi yıpratmak yerine, yasal bir girişimle konunun TBMM’nde halli elzem hale gelmiştir. Üzerinde tartışılan konu, imam hatip liseleri ekseninde yapılmakla beraber, aslında meslek lisesi mezunlarının yükseköğretime geçişte yaşadığı katsayı eşitsizliğidir. Bu durum, yıllardan beri Başbakan Erdoğan tarafından istismar edilmekte ve siyasi tartışma malzemesi yapılmaktadır. Sorunun çözümsüzlüğünden faydalanan iktidar ve ana muhalefet partileri tarafından siyasi tartışma ve çekişme konusu yapılmakta gerilimin izdüşümü toplumsal yapıya kutuplaşma olarak yansımaktadır. Özellikle milyonlarca evladımızı ve ailesini yakından ilgilendiren üniversite sınav takviminin işlemeye başladığı bu süreç, ortaya çıkan belirsizlikleri ve endişeleri daha da artırmıştır.” |
17.02.2010 |
En çok terör riski olan 14. ülkeyiz |
Irak, en çok terör riski olan ülkeler listesinin birinci sırasındaki yerini korurken, bu ülkeyi sırasıyla Afganistan, Pakistan ve Somali izliyor. Türkiye ise 162 ülke arasında 14. sırada yer alıyor. İngiltere’de bulunan Maplecroft adlı küresel analiz şirketi tarafından uluslararası şirketler için yapılan “Terörizm Risk Endeksi”nde en çok terör riski olan ilk 9 ülke; Irak, Afganistan, Pakistan, Somali, Lübnan, Hindistan, Cezayir, Kolombiya ve Tayland şeklinde sıralandı. Endeks, ülkelerdeki terör saldırılarının sıklığı ve saldırılar sonucu ölen insan sayısı gibi kriterlere göre her altı ayda bir yenileniyor. Maplecroft, Irak’taki terör durumunun geçen yıla göre iyileştiğini, ancak 2009 yılında yaklaşık 4 bin 500 sivilin hayatını kaybetmesinin Irak’ı listede yine ilk sırada tuttuğunu bildirdi. Endekse göre, terör riski yüksek olan ülkelerden bazıları ve sıralamadaki yerleri şöyle Filipinler (10), Türkiye (14), Rusya (15), Nijerya (24) ve İspanya (34). İngiltere (41), Çin (43), ABD (46) ve Fransa (56) “orta riskli” ülkeler arasında yer alırken, Almanya (81), Kanada (116) ve Avustralya’ya (120) “düşük riskli” ülkeler sıralamasında yer verildi. L |
17.02.2010 |
DP’den gazetemize ziyaret |
Demokrat Parti (DP) Beylikdüzü İlçe Başkanı Muharrem Angün, gazetemizi ziyaret etti. Nezaket ziyaretinde bulunan Angün Yeni Asya İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ile görüştü. Ziyarette Başkan Angün, parti çalışmalarını anlatırken, Kutlular ise Yeni Asya ile ilgili bilgi verdi. Ziyarette, DP Beylikdüzü İlçe Sekreteri Ahmet Küçükoğlu, Siyasî İşler Komisyonu Başkanı Mehmet Sarıkavak ile DP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Solmaz da hazır bulundu. |
17.02.2010 |
DDK, Yazıcıoğlu'nun öldüğü kazayı araştıracak |
Cumhurbaşkani Abdullah Gül, eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası, havacılık emniyeti ve güvenliğine ilişkin konuların Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından araştırılması ve denetlenmesi talimatı verdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, ‘’Sayın Cumhurbaşkanımız, 25.03.2009 tarihinde meydana gelen helikopter kazasında Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte beş kişinin hayatını kaybetmesi üzerine gerek söz konusu kaza, gerekse havacılık emniyeti ve güvenliğine ilişkin olarak gündeme gelen çeşitli konuların Devlet Denetleme Kurulunca tüm yönleriyle araştırılması ve denetlenmesi talimatını vermişlerdir’’ denildi. |
17.02.2010 |
Dışişleri Komisyonu, ABD Büyükelçisini dinledi |
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkan ve üyeleri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ile biraraya geldi. Görüşmenin ardından, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, gazetecilerin sorularını cevapladı. Mercan, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin tek ses olarak, 1915 olaylarıyla ilgili iddiaların kabul edilmesini öngören tasarının ABD kongresinde görüşülmesinin ve Temsilciler Meclisinde kabul edilmesinin, Türk-ABD ilişkilerine çok büyük zarar vereceğini ABD Büyükelçisine ilettiklerini söyledi. Onur Öymen ise görüşmede, Ermenistan Anayasa Mahkemesinin protokolleri şerhli olarak onaylaması kararının, protokollerin içeriğini özlü biçimde değiştirdiğini ifade ettiklerini kaydetti. Öymen, ‘’Katar’da yaşanan büyükelçi krizi’’ ile ilgili bir soruya, ‘’Bunlar şık değil. İçeride yapılan görüşmelere saygı göstereceksiniz. Diplomatların görevi kriz yaratmak değildir. Bu tür davranışlarda bulunanları kınıyoruz’’ cevabını verdi. James Jeffrey de bir gazetecinin, Katar’da yaşanan büyükelçi krizi ile ilgili sorusu üzerine, ‘’Erdoğan ile Clinton’un, çok iyi görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyerek, konunun kapandığını’’ belirtti. |
17.02.2010 |
Eminağaoğlu hakkındaki karara itiraz edildi |
Sıncan Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu hakkında verdiği kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karara itiraz etti. İtiraz dilekçesi, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin, itirazı değerlendirmek üzere dosyayı, Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na göndereceği öğrenildi. Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında, ‘’Yargı görevi yapanı etkileme’’, ‘’Soruşturmanın gizliliğini ihlal’’ ve ‘’Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’a muhalefet’’ suçlarından iddianame hazırlamıştı. İddianameyi değerlendiren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise Eminağaoğlu’na atılı suçlarla ilgili ‘’delil bulunmadığı’’ gerekçesiyle kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar vermişti. |
17.02.2010 |
Türkiye-Irak arasındaki tren seferleri başladı |
Türkıye ile Irak arasında ilk tren seferi dün başladı. Musul’dan kalkan yolcu treni bugün Gaziantep Garı’nda törenle karşılanacak. Gaziantep-Musul arasındaki ilk seferini yapacak yolcu treninin dün Musul’dan başlayan yolculuğu bugün Gaziantep Garı’nda sona erecek. Tren, Gaziantep Garı’nda törenle karşılanacak. Açıklamada, iki ülke arasındaki seferlerle ilgili şu bilgilere yer verildi: ‘’Musul’dan her Salı saat 12.00’de, Gaziantep’ten her Perşembe saat 21.00’de hareket edecek Musul-Gaziantep yolcu treni, haftada bir gün karşılıklı olarak işletilecek. Trenin gümrük ve pasaport kontrolleri de dahil olmak üzere toplam seyir süresi yaklaşık 18 saat olarak planlandı. Gaziantep-Musul yolcu trenlerinin tek yön kişi başı taşıma ücreti oturma yerli vagonlarda 25 avro, kuşetli vagonlarda ise 35 avro olacak. Gaziantep-Musul yolcu treni, Gaziantep’ten Musul yönüne ilk seferini 18 Şubat 2010 günü gerçekleştirecek.’’ |
17.02.2010 |
Edirne’de alarm en üst seviyede |
Edirne’de, Meriç ve Tunca nehirlerinin debilerinin artmasıyla yaşanan taşkınlar Kapıkule ve Pazarkule sınır kapılarının kapanmasına sebep olurken, Karaağaç semtinde bulunan okullar tatil edildi. 10 gündür taşkınlarla boğuşan Edirne’de taşkın alarmı en üst seviyeye çıkarıldı. Meriç nehrinin taşması nedeniyle Pazarkule Sınır Kapısı’na ve Karaağaç semtine giden Lozan Caddesi sular altında kalırken, ulaşım polis panzerleri ve askerî araçlarla sağlanıyor. Bölgede bulunan birçok işletme ve tesis sular altında kalmış durumda. Edirne göle döndü
SON 15 gündür devam eden yağışlar ve Bulgaristan’ın nehirler üzerindeki baraj kapaklarını açması sebebiyle Meriç Nehri taştı. Nehrin taşması üzerine Meriç ve Tunca nehirleri ile alternatif yollar ulaşıma kapatıldı. Meriç Nehri’nin taşması üzerine, dün geceden bu yana Lozan Caddesi’ndeki Jandarma Şehitliği, Kent Ormanı, askerî tesis, kafeteryalar, bağ evleri, kısmen Çevre ve Orman İl Müdürlüğünü ile nehir kıyısındaki Trakya Üniversitesi, Askerî Meriç Gazinosu, Öğretmenevi, Polis Bahçesi sular altında kaldı. TREDAŞ Edirne Müdürlüğü, yerleşim yerinin olmadığı, ancak eğlence yerlerinin bulunduğu bölgede, elektrikleri tedbir amacıyla kesti.
KARAAĞAÇ MAHALLESİ TAHLİYE EDİLDİ 10 bin kişinin yaşadığı Karaağaç Mahallesi’ne oturan çok sayıdaki kişi, sabah saatlerinde askeri ve emniyete ait araçlarla üzerinden nehir sularının aktığı Tunca ve Meriç köprülerinden geçirilerek, şehir merkezine getirildi. Bu sebeple, şehir merkezine gitmek isteyen vatandaşlar, uzun kuyruklar oluştu. Öte yandan, Bulgaristan’daki derenin taşması sonucu Kapıkule Sınır Kapısı’nda küçük araçların geçişine izin verilmiyor. Edirne Valisi Mustafa Büyük ile Edirne Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı, bölgeye gelerek, incelemelerde bulundu.
MERİÇ-İPSALA YOLU KAPALI Ergene Nehri’nin taştığı Meriç ilçesine bağlı Küplü beldesi ve Adasarhanlı köy yolu ile Meriç Nehri’nin taşması sonucu İpsala ilçesinin Sultanköy köy yolu sular altında kaldı. Meriç ve İpsala ilçeleri arasındaki yolların sular altında kalması sebebiyle iki ilçeye ulaşım dünden bu yana yapılamıyor.
OKULLARA SEL TATİLİ Bu arada, Karaağaç Mahallesindeki iki ilköğretim okulu ile Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde taşkın sebebiyle eğitime 1 gün ara verildiği açıklandı.
VALİ: YAĞIŞLAR SÜRECEK Edirne Valisi Mustafa Büyük, ‘’Meriç Nehri’ndeki debi artışı belirli bir seyirde devam ediyor. 1576 debiye ulaştı, 1600’ü geçecek seviyeleri bekliyoruz. Arda’dan bırakılan suda gerileme başladı. Bulgar makamları da yeni yağış gelmediği sürece normale döneceğini belirtiyorlar” dedi. Bazı yolların kapalı olduğunu söyleyen Vali Büyük, “Pazarkule Sınır Kapısı kapalı. Kapıkule Sınır Kapısı’ndan küçük araçlara izin verilmiyor. Uzunköprü-Meriç, Meriç-İpsala arasında sıkıntı var. Onun dışında kapalı yol yok’’ diye konuştu. Bugün bölgede yağış beklendiğini de ifade eden Büyük, ‘’Ekiplerimiz bugünden itibaren zarar ziyan konusunda da çalışmaya başlayacak. Genel olarak tesbit yapılacak” dedi.
SEDEFÇİ: BIKTIK ARTIK Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi de Meriç ve Tunca Nehri’nin taşmasından şu an itibarıyla Karaağaç Mahallesi’nin etkilendiğini söyledi. Şehrin artık su taşkınlarıyla gündeme gelmesini istemediklerini ifade eden Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi ise şunları söyledi: ‘’Artık bu taşkınlardan bıktık. Her yıl insanlarımız tedirginlik içinde yaşıyor. Bu işe artık bir son verilmeli. Meriç Nehri’nin debisi artmaya devam ederse Karaağaç Mahallesi’nde bazı evlere su girebilir. Buna rağmen valilik ve belediye başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar, taşkına karşı tedbir aldı.’’
80 KİŞİLİK KURTARMA EKİBİ HAZIR BEKLİYOR Bu arada, Meriç ve Ergene nehirlerinin taşması sonucu, Sivil Savunma Müdürlüğü, Edirne Arama ve Kurtarma, UMKE ve itfaiye ekiplerinden oluşan 80 kişilik acil arama kurtarma ve sağlık ekibi, paletli ambulans ve Zodyak botlarla bölgede hazır bekletiliyor. Bu arada, taşkın sularla birlikte gelen ağaç kütükleri ve dalları Meriç Köprüsü’nün gözlerini kapatmaya başladı. Olaya anında müdahale eden DSİ 11. Bölge Müdürlüğüne bağlı ekipler, köprünün gözlerini temizleyerek suyun akışını sağlamaya çalışıyor. |
17.02.2010 |
İPSALA‘DA TAŞKIN ALARMI |
İPSALA Kaymakamlığınca kurulan kriz merkezi, nehirlerdeki su seviyesinin artması sonucu bir dizi tedbir almaya başladı. İpsala Kaymakamı Mehmet Ali Gürbüz, Meriç ve Ergene Nehri’ndeki su miktarının normal debilerinin 2 katından fazla olduğunu söyledi. Bunun bölgede yağan yoğun yağış ile Bulgaristan’ın baraj kapaklarını açmasından kaynaklandığını ifade eden Gürbüz, şöyle devam etti: ‘’Yalnız Meriç Nehri değil, Ergene Nehri de 1300 metreküp debi ile son 25 yılın en yüksek seviyesinde. İpsala ilçe merkezimizin 2006 yılındaki gibi risk yaşamaması için gerekli tedbirleri aldık. Özellikle Sarıcaali Köyü yakınlarında 70 metrelik bir alanı açarak suyun rahatlamasını sağladık. Aynı çalışmayı Paşaköy’de de yaptık. Eğer daha fazla risk yükselirse Tank yolu dediğimiz alanlar için gerekli izinleri aldık oraları da açacağız.’’ Bugün İpsala bölgesinde yoğun yağış ve Bulgaristan’dan gelecek su ile risk seviyesinin yükseleceğini belirten Gürbüz, şunları kaydetti: "Biz o risk durumuna da hazırız. Çarşamba günü 40-50 litre yağış gelme ihtimali var. Gerekli tedbirleri şimdilik aldık. Gerekirse yeni tedbirler de alabiliriz.’’ |
17.02.2010 |
‘Katsayı’ya şiir yazıldı |
YÖK’ün ikinci kez düzenlediği meslek liseli öğrencilere uygulanan katsayı farkının uygulamasının Danıştay tarafından durdurulmasının yankıları sürüyor. Eğitimciler ve hukukçular, Türkiye’nin dört bir tarafından karara tepki gösterdi. Bursalı şair ve söz yazarı Ali Rıza Malkoç ise katsayı sorunuyla ilgili bir şiir yazdı. Malkoç, şiirinde meslek lisesi öğrencilerinin katsayı farkı sebebiyle eğitimlerini sürdüremediğini, kararın ideolojik olduğunu dile getiriyor. ‘Hukuk herkese aynı işlemezse, huzur duvara toslar’ konulu yazdığı şiirine ‘Katlıayı’ ismini veren şair ve söz yazarı Ali Rıza Malkoç, “Eğitimdeki adaletsizlikleri ortadan kaldırmamız gerekirken, engelleri çoğaltıyoruz. Ülkemizde on binlerce meslek lisesinin hayalleri bir kez daha yıkıldı, biz de kendi üslûbumuzla bu meseleye bir şiir yazdık. Arkadaşlarla çalışıyoruz, önümüzdeki günlerde şiiri besteleyip türkü haline de getirebiliriz.” dedi.
ALİ RIZA MALKOÇ’UN ‘KATLI SAYI’ ŞİİRİ
Yığın yığın gerçekler, yığınlara dert ekler Sürmez dayatma ile bir gün gelir de tekler Duvarlar örülüyor, tutuşuyor etekler Çağlayanlar önüne, set çekilsin dilemem İnsanlık katsayısı, seninki kaç bilemem?
Renk renktir desen desen, kimi gözü elâdır Farklı fikir inançlar, pas-küf değil cilâdır Herkesi bir görmeyen, hukuk başa belâdır İşledi bak gönlüme, izlerini silemem İnsanlık katsayısı, seninki kaç bilemem?
Ufkunuz daraldıysa, gezin yedi kıt'ayı Medeniyet aşkına, yükseltelim çıtayı Meczuba yetki versek, yapmazdı bu hatayı Milyonlar ağlıyorken, inan ki ben gülemem İnsanlık katsayısı, seninki kaç bilemem?
Ortaçağ zihniyeti, hortladı hak hukukta Yasama yasta olsun, yürütmeye ver dikta(!) Halkın iradesini, asalım bir şafakta (!) Bu yol çıkmaz sokaktır, kin döşeli gelemem İnsanlık katsayısı, seninki kaç bilemem?
Yazık edilir yazık, mazime tarihime Kime kefen biçtik hem, söyleyin beyler kime? Hasta olan görünür, ya baytara hekime Salgın var çağımızda, fikriyatsız ölemem İnsanlık katsayısı, seninki kaç bilemem? |
17.02.2010 |
Danıştay’ın kararı 28 Şubat ideolojisi |
Müstakİl Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kocaeli Şube Başkanı Zihni Yılmaz, meslek liseleriyle ilgili Danıştay kararının tamamen ideolojik olduğunu söyledi. Yılmaz, 28 Şubat sürecinden sonra kalifiyeli meslek liseli öğrenci bulamadıklarını ifade etti. Kocaeli MÜSİAD şubesinin toplantısında konuşan Başkan Yılmaz, 28 Şubat süreciyle meslek liselerinin önünün kapanmasıyla kalifiye eleman bulmakta zorlandıklarını ifade etti. Türkiye’nin gelişmiş dünyayla yarışabilmesi için meslek liselerinin önünün açılması gerektiğini ifade eden MÜSİAD Başkanı Yılmaz, gelişmiş ülkelerde meslek liselerine yüzde 70, Türkiye’de ise yüzde 30 oranında yer verildiğini dile getirdi. Yılmaz, gelişmiş bir Türkiye için meslek liseli öğrencilerin artması gerektiğini aktardı. Yılmaz, “28 Şubat süreciyle meslek liselerinin üniversite okuma şansı kapanmıştır. Bunu bilen başarılı öğrenciler de meslek liselerini tercih etmiyor ve bu yüzden iş sektörü kalifiyeli eleman bulmakta zorlanıyor” şeklinde konuştu. Yılmaz, 28 Şubat süreciyle Türkiye’nin on binlerce başarılı insandan mahrum kaldığını belirtti. Dünya’nın özgürlüklere hızla ilerlediği bir dönemde Danıştay kararının tamamen ideolojik olduğunu kaydeden Yılmaz, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle yarışabilmesi için meslek liselerine ihtiyaç olduğunu ifade etti. |
17.02.2010 |
Yabancılar da dizilerden rahatsız |
Türk aile yapısına uygun olmayan televizyon dizilerinden Türkiye’de yaşayan yabancılar da rahatsız. Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan yerleşik yabancılar, Türk dizilerinin genelinde karakterlerin aşk, para ve cinsellik üzerine yoğunlaştırılmasından şikâyetçi. Alman asıllı Annette Veyisoğlu, dizilerin sadece Türk değil Alman kültürüne de aykırı olduğunu söyledi. Veyisoğlu, “Genellikle dizilerde evli birinin başka sevgilisi oluyor. Bir kadının birkaç erkekle ilişkisi bulunuyor. Bu yüzden dizi seyretmiyorum” diye tepkisini ortaya koyuyor. Bir kadının ya da erkeğin birden fazla kişiyle birliktelik yaşamasının Almanya’da da normal karşılanmadığını ifade eden Veyisoğlu, “Bir sevgili tamam, ama 2 tane hoş değil.” diyor. Ev hanımı Börbel Freudenberg da (53) dizilerdeki gibi evli kadın ya da erkeğin hayatında başka birilerinin olmasını yanlış bulanlardan. Freudenberg, monogami (tek eşlilik) kavramına dikkat çekiyor. |
17.02.2010 |
Marmara Denizinde balık kalmadı |
Erdal-Sevİnç İnönü Vakfı tarafından yapılan ‘Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi’ araştırmaları tamamlandı. Proje yöneticisi Hidrobiyolog Levent Artüz, Marmara Denizi’nde ticari öneme sahip balık kalmadığını söyledi. Prof. Dr. Dinçer Gülen ve Hidrobiyolog Levent Artüz, Marmara Denizi incelemelerinden Tekirdağ’a ait verileri bir kitapta toplayarak Tekirdağ Belediye Başkanlığı’na teslim etti. Belediye Meclis Salonunda inceleme sonuçlarını açıklayan proje yöneticisi Levent Artüz, Marmara Denizi’nde ticarî öneme sahip balık türünün kalmadığını söyledi. Artüz, “Proje çerçevesinde yapılan ölçümlerde özellikle yerleşim alanlarına ve dolayısıyla deşarj merkezlerine yakın bölgelerde atmosferle direkt temasta olan tabakadan derinlere inildikçe suda erimiş oksijen değerlerinin ciddî düşüş gösterdiği görüldü” şeklinde konuştu. |
17.02.2010 |
Üniversiteli PKK’lıları ilkokul mezunları yönetiyormuş |
Adana’da bölücü terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanmasında yeraldıkları iddiasıyla 7’si bayan 20 kişi gözaltına alındı. Yapılanmada yeralan üniversiteli gençleri, ilkokul mezunu iki kişinin yönlendirdiği ortaya çıktı. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, teknik takip ve istihbarat çalışmaları sonucu, bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıl dönümünde şehirde yaşanması muhtemel olayları kışkırtacakları iddiasıyla aralarında Balıkesir ve Mersin’den gelenlerin de bulunduğu PKK’nın gençlik yapılanmasındaki 20 kişiyi yakaladı. |
17.02.2010 |
Fen lisesi, bürokrasiyi bekliyor |
Hazine Müsteşarlığı’nın mera arazisi vasfından çıkararak fen lisesi kompleksi yapılması için Millî Eğitim Bakanlığı’na tahsisini yaptığı Sivas’ın İşhan bölgesindeki arazide 2011 yılına kadar herhangi bir çalışma başlatılmazsa müsteşarlık araziyi geri alacak. Konuyla ilgili çalışmalar 2009’da başlatıldı. Bu çalışma kapsamında Hazine Müsteşarlığı İşhan bölgesindeki 97 dönümlük mera vasfındaki araziyi bu vasıftan çıkararak Millî Eğitim Bakanlığı’na tahsis etti. Bakanlık da bu araziye uygun fen lisesi hizmeti verecek okul projesi hazırladı. Hazırlanan tip proje, Sivas Bayındırlık İl Müdürlüğü’ne gönderildi. Fakat, bakanlığın hazırladığı okul projesi deprem yönetmeliğine uygun bulunmadı. Bu durum ağır aksak işleyen bürokrasi dolayısıyla fen lisesi kompleksinin bir yıl gecikmesine sebep oldu. |
17.02.2010 |
‘Sabıkalı pist’ uzayacak |
Atatürk Havalimanı’nın ‘Sabıkalı pist’ olarak anılan 06/24 pisti 250 metre uzatılacak. 15 Nisan’dan itibaren 2 ay kapatılacak pisti kullanacak uçaklar, Sabiha Gökçen ve Çorlu havalimanlarına yönlendirilecek. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yer alan ve 1994’ten bu yana 18 kazanın yaşandığı 06/24 pistinin, uzatma ve onarım çalışmaları dolayısıyla 15 Nisan tarihinden itibaren 2 ay süreli kapatılması kararlaştırıldı. |
17.02.2010 |
Musul tren seferleri başlıyor |
Türkİye ile Irak arasında 15 Ekim 2009’da yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nde varılan mutabakat gereği planlanan Türkiye-Irak yolcu tren seferleri başlıyor. Gaziantep-Musul arasında sefere konulan ve ilk seferinde bugün Gaziantep Gar’a gelmesi bekleniyor. Yolcu treni, Gaziantep Garda saat 08.30’da düzenlenecek törenle karşılanacak. Musul’dan her Salı saat 12.00’de, Gaziantep’ten her Perşembe saat 21.00’de hareket edecek Musul-Gaziantep yolcu treni, haftada bir gün karşılıklı olarak işletilecek. Trenin, toplam seyir süresi yaklaşık 18 saat olarak planlandı. Tek yön kişi başı taşıma ücreti; oturma yerli vagonlarda 25 Avro, kuşetli vagonlarda ise 35 Avro olacak. |
17.02.2010 |
Dünya için, 1 iyi 1 kötü senaryo |
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, 2100 yılı için yapılan öngörülerde, sıcaklıkların iyi senaryoya göre 2, kötü senaryoya göre 5 derece artmasının beklendiğini belirterek, Türkiye’de de 2050-2100 yılına kadar sıcaklıklarda 4 dereceye kadar sıcaklık artışının söz konusu olabileceğini bildirdi. 15. Klimatoloji Komisyonu Toplantısı için Antalya’da bulunan Mehmet Çağlar, genel müdürlük olarak iklim değişikliklerini izlediklerini ve buna yönelik araştırmalar yaptıklarını kaydederek, Türkiye’nin bu çalışmalar kapsamında uluslar arası örgütlere üye olduğunu hatırlattı. Çağlar, Türkiye’nin Avrupa Meteolarm Projesine entegre olacağına dikkati çekti.
TÜRKİYE ÖNGÖRÜLERİ
Türkiye’nin Akdeniz iklim kuşağında iklim değişikliklerinden en fazla etkilenen ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Çağlar, şöyle devam etti: ‘’2100’e kadarki dönem için çeşitli senaryolar geliştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde 2025 yılına kadar kış ve sonbahar mevsimlerinde yaklaşık 1 derecelik ısınma bekliyoruz. Bu, yağışlarda, sıcaklıklarda değişim getirebilir. Risk durumları oluşturabilir. Yağışa bağlı taşkın oluşabilir. Bir nev'i iklim değişiyor. Yağışlar azken bir bakmışsınız fazlalaşmış. İklim ortalamaları değişkenlik gösteriyor. 2025 öngörülerinde ilkbahar mevsiminde orta ve batı bölgelerde yaklaşık 0,5 derecelik soğuma var. Yani her tarafta aynı değil. Bazı yerler ısınıyor, bazı yerler soğuyor. Yaz mevsiminde ise kuzeybatı bölgeler 1 derece ısınıyor. Eğer böyle giderse 2050-2100 yılına kadar Türkiye’deki sıcaklıklarda da 4 dereceye kadar artış söz konusu olabilir. Bu da dünyadaki değerlerle örtüşüyor.’’ Mehmet Çağlar, Türkiye’nin deniz seviyesinin üzerinde bir ülke olması dolayısıyla 4 derecelik ısınmadan Hollanda gibi deniz seviyesinin altında kurulmuş ülkelere göre daha az etkileneceğini kaydetti. Sıcaklık artışının yağış rejimlerinde değişime sebep olacağını belirten Çağlar, 2100 yılına kadar görülecek 4 derecelik artışın, fırtınaların artması, sıcak hava dalgaları yüzünden tarımsal ürün rekoltesinde düşüş yaşanması gibi olumsuzluklar meydana getirebileceğine dikkati çekti. |
17.02.2010 |
2100 YILI TAHMİNLERİ |
Dünyada 2100 yılına kadarki dönemde sıcaklıklarda küresel olarak 2-5 derecelik sıcaklık artışı öngörüldüğünü belirten Çağlar, bilim adamlarının bu değişimi göz önünde bulundurarak iklim modelleri üzerine çalıştıklarını anlattı. 2 ya da 5 derecelik artış için senaryolar ürettiklerini kaydeden Çağlar, şöyle devam etti: ‘’2100 yılına kadar iyi senaryoya göre 2 derece, kötü senaryoya göre de 5 derecelik sıcaklık artışı bekleniyor. 5 derece olursa çok kötü, dünyada okyanuslar yükselecektir. Yaşanamaz bir durum söz konusu. Eğer sıcaklık iyi senaryoya göre 2 derece artarsa denizdeki seviye yükselmesi 18-38 santim arasında oluyor. Geçtiğimiz 100 yıl içinde deniz seviyesi 17 santim yükselmiş, bir 100 yıl içinde de bu kadar daha yükselmesi bekleniyor, ama bu aslında hâlâ yaşanabilir bir dünya demek. 5 derece değil 4 derece artarsa deniz seviyesinde yarım metreye kadar yükselme olur. Senaryo çalışmaları bunu gösteriyor. Bu da yaşanamaz bir dünya demek.’’ |
17.02.2010 |
50-75 bardak çay içiyor |
Antalya’nIn Korkuteli ilçesinde, günde 50 ile 75 bardak arasında çay içen tiryaki Şeref Gülcemal görenleri şaşırtıyor. Su tesisatçısı Şeref Gülcemal’in iş yeri ve evinde tüp sönmüyor. Uyku saatlerinin dışında kalan zaman diliminde sürekli çay içen Gülcemal, çaycıların kendisine çay yetiştiremediğini ve masrafının artması üzerine dükkânına çay ocağı yaptırmak zorundan kalmış. Sürekli çay içerek kendini iyi hissettiğini ifade eden Gülcemal, “Kendimi çok iyi hissediyorum. 4-5 yıl öncesine kadar günde 3 paket sigara içiyordum. Ancak 4-5 yıldır hiç içmiyorum. Daha önceleri hem sigara hem çay ağır geliyordu. Ama şu anda sağlığım yerinde” ded |
17.02.2010 |
Bursa’da ilkler sergisi |
Büyükşehİr Belediyesi ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Bursa’yla Gurur Duyuyorum’ projesi bünyesinde hazırlanan ‘Bursa’dan İlkler’ sergisi, tarihe mal olmuş önemli olayları gözler önüne seriyor. Bursalılara, yaşadıkları şehri tanıtan proje kapsamında hazırlanan ve Bursa algısının geliştirilmesini hedefleyen sergi, vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. Carrefour Bursa Alışveriş Merkezi’nde 21 Şubat Pazar gününe kadar görülebilecek olan sergi, daha sonra 22-28 Şubat tarihleri arasında Zafer Plaza’da, 1-7 Mart tarihlerinde AS Merkez’de ve 22-28 Mart tarihlerinde de Korupark alış veriş merkezinde olacak. |
17.02.2010 |
İvedik azledildi |
Son 3 yıldır vizyona giren filmleriyle Türk sinemasında tartışmalı da olsa hatırı sayılır bir yer kapan Gökbakar kardeşlerin Recep İvedik serisindeki ‘karakter memleketi’ tartışmalara sebep oldu. Serinin bütün filmlerinde de vurgulanan ‘Güngörenlilik’ ilçe sakinlerinin tepkisini çekti. Güngören Belediyesi Gençlik Meclisi aldığı karar ile İvedik karakterini Güngörenlilikten ‘azletti’. Güngören Belediyesi Gençlik Meclisi Başkanı Abdullah Yılmaz, sinema salonu girişinde meclis üyeleri ile birlikte yaptığı açıklamada “Recep İvedik karakteri, serinin 3 filminde de ısrarla Güngörenli olduğunu vurguluyor. İlçemizin İvedik gibi bir karakterle anılmasından oldukça rahatsızız. Güngören, okumuş entelektüel insanların yoğun olduğu bir ilçe. Gençlerin yaşlılara, erkeklerin bayanlara karşı nezaketi elden bırakmadığı bir yer. Güngören’in Recep İvedik gibi; kaba, nezaket kurallarından bihaber bir karakter ile anılması doğru değil. Keşke bu vurgu yapılmasaydı. Bu durum bizi üzdü” diye konuştu. Meclisin, serinin muhtemel devam filmlerinde, aynı durumun tekrarlanmaması için gerekli yerlerle temasa geçme kararı aldığı bildirildi. |
17.02.2010 |
Bi fındık geldi! |
“Bİ fikrim geldi!” sloganına yabancı olmayan ülkemizde Giresun Üniversitesi, fındık ile ilgili fikri gelenler için bir yarışma düzenliyor. 3 bin TL ödüllü olan yarışmaya son katılım tarihi ise 30 Nisan 2010. Giresun Üniversitesi tarafından ilk defa organize edilen “Fındık Proje Pazarı” yarışması ile fındığın pazarda daha çok yer alması amaçlanıyor. Fındığın daima tarımsal ürün statüsünde görüldüğünü fakat fındığın endüstriyel bir ürün olduğunu bu yarışma ile ispatlayacaklarını ifade eden yetkililer, “Bu yarışma ile fındığın ihraç kalemlerini arttırmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede fındığın ihracını arttırmak demek fındık üreticisinin de yüzünü güldürmek anlamına geliyor. Fındıkla ilgili ürün, teknoloji, üretim yöntemi, yöntemleri iyileştirilmesi vs. hakkında projeleri bekliyoruz. 10 Mayıs’ta kabul gören projeleri açıklayacağız. Sonrasında ise 28-29 Mayıs tarihlerinde üreticilerle proje sahiplerini buluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Giresun Valiliği, TÜBİTAK-TEYDEB, Giresun Belediyesi, Giresun Ziraat Odası, Fındık Tanıtım Grubu, Fiskobirlik S.S. Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği tarafından da desteklenen yarışmaya dair her türlü sorularınızı [email protected] adresine e-posta yoluyla ulaştırabileceğiniz gibi http://findik.giresun.edu.tr adresinden de bu konuda yardım alabilirsiniz. |
17.02.2010 |