28 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

6-7 EYLÜL OLAYLARINI ÖRGÜTLEDİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast planladıkları iddiasıyla gece yarısı basılan Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) 1952’de kuruldu. STK’nın adı 6-7 Eylül olaylarıyla da gündeme geldi.

Selanik’te M. Kemal'in doğduğu evin bombalandığı haberi üzerine azınlıklara yönelik başlatılan saldırılarda 5 bin 583 ev ve dükkân yağmalanmıştı. Emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu olaylar için, “Özel Harp Dairesi’nin işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi” ifadesini kullanmıştı.

ORDU İÇİNDE ORDU GİBİ YAPILANMA

Görevi barış zamanında bölgesinde düşman işgaline karşı direniş ve ayaklanmayı örgütlemek olan kurul, hiyerarşik olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı, o da Genelkurmay İkinci Başkanına bağlı. Devletin en derin yapısı olduğu ileri sürülen bu yapının adı, 12 Eylül öncesindeki katliâmlar ve Bülent Ecevit’e suikast girişimiyle gündeme geldi. Özel kuvvetler, Özel Harp Dairesi, Türk Gladyosu gibi adlarla anılan yapının ismi daha sonra da birçok olayda ‘kontr-gerilla’ olarak geçmişti.

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast planladıkları iddiasıyla gece yarısı basılan Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’nın (STKB) adı Kore’ye asker gönderilmesinden, 6-7 Eylül olayları ve Kıbrıs’taki Türk Mukavemet Teşkilatı’nın örgütlenmesine kadar pek çok önemli olayla birlikte anıldı.

Radikal’in haberine göre, Arınç olayının ardından gece yarısı basılan Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) 1952’de kuruldu. O tarihteh bu yana çeşitli isimler altında faaliyetini sürdüren STKB’nin adı Kore’ye asker gönderilmesinden, 6-7 Eylül olayları ve Kıbrıs’taki Türk Mukavemet Teşkilâtı’nın örgütlenmesine kadar pek çok önemli olayla birlikte anıldı. Görevi barış zamanında bölgesinde düşman işgaline karşı direniş ve ayaklanma örgütlemek olan Kurul hiyerarşik olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı, o da Genelkurmay İkinci Başkanı’na bağlı. STK, ABD’de eğitim gören Tuğgeneral Daniş Karabelen tarafından dönemin Milli Güvenlik Kurulu olan Yüksek Savunma Kurulu kararı çerçevesinde, 27 Eylül 1952’de Millî Avcı Birlikleri şubesi olarak kurulan şimdiki Özel Kuvvetler Komutanlığı içinde bir oluşum olarak faaliyete başladı. 1948’de ABD’ye ‘özel harp’ kurumları ve ‘stay behind’ olarak adlandırılan strateji eğitimi için gönderilen 16 subay, Özel Kuvvetler’in resmi çekirdeğini oluşturmuştu. Bu subaylar arasında Karabelen’in yanı sıra, Turgut Sunalp, Ahmet Yıldız, Alparslan Türkeş, Suphi Karaman, ve Fikret Ateşdağlı gibi isimler de yer aldı. İlk icraatı, 1950’de Kore’ye asker gönderme işlerinin organizasyonu oldu.

STK’nın adı 6-7 Eylül olaylarıyla da gündeme geldi. Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin bombalandığı yalan haberi üzerine 6-7 Eylül 1955’te azınlıklara yönelik başlatılan saldırılarda 5 bin 583 ev ve dükkân yağmalanmıştı. 52 ayrı yerde aynı anda başlayan olaylarla ilgili olarak konuşan Özel Harp Dairesi’nin eski komutanlarından emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, “Özel Harp Dairesi’nin işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi” ifadesini kullanmıştı.

KIBRIS’TA TMT’Yİ ÖRGÜTLEDİ

Bugünkü adıyla STKB, 1 Ağustos 1958 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in direktifiyle Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) adı altında gizli, illegal ve silahlı bir örgütlenme kurdu. Kurulun ismi, 1967 yılında, o zamanki komutanı Tuğgeneral Cihat Ayol tarafından Özel Harp Diresi’ne (ÖHD) dönüştürüldü. Gayrinizami kuvvetlere karşı harekât konusunda uzmanlaşan ÖHD, ‘ordu içindeki gizli ordu’ olarak da anılmaya başladı. TSK’nın reorganizasyonu kapsamında 1992’de Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın (ÖKK) kurulması ile ÖHD, ÖKK’na bağlandı. ÖKK da, doğrudan Genelkurmay İkinci Başkanı’na bağlandı. ÖKK’nın temsil seviyesi iki yıl önce yapılan değişiklikle korgeneral seviyesine yükseltildi ve başına halen ÖKK komutanı olan Korgeneral Servet Yörük getirildi.

ORDU İÇİNDE ORDU GİBİ GÖREV YAPIYOR

GÖREVİ barış zamanında bölgesinde düşman işgaline karşı direniş ve ayaklanma örgütlemek olan kurul hiyerarşik olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı, o da Genelkurmay İkinci Başkanı’na bağlı. Devletin en derin yapısı olduğu ileri sürülen bu yapının adı, 12 Eylül öncesindeki katliamlar ve Ecevit’e suikast olayıyla gündeme geldi. “Özel Kuvvetler”, “Özel Harp Dairesi”, “Türk Gladyosu” gibi adlarla anılan STK’nın ismi daha sonra da birçok olayda ‘kontr-gerilla’ olarak geçmişti.

ASLA ER KULLANMIYORLAR

Yapılanması itibarıyla Türkiye 2002 yılına kadar 12 bölgeye ayrılmıştı ve her bölgenin bağlı olduğu bir bölge başkanlığı bulunuyordu. 2002 yılında yapılan değişiklikle Bölge Başkanlığı sayısı 16’ya çıkarıldı. STKB da ‘Gayrinizami harp’ örgütlemekle görevli. Bu çerçevede her bölge başkanlığı, kendisine bağlı illerde ülkenin düşman işgaline uğraması durumunda, yerlerini asla terk etmeyecek, bölgesindeki hâkim otoriteyi yıkmak veya zayıflatmak, düşman harekâtını engellemek ve bölgeye sahip olmak maksadı ile yapılacak direniş ve ayaklanma gibi eylemleri başlatacak ve gerçekleştirecek sivil kadroları barış zamanında bulup örgütlemek için çalışıyor. Bu faaliyetler sırasında asla erler kullanılmıyor. Kadro daha ziyade astsubaylardan oluşuyor. Yönetici konumundaki yüzbaşı, binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subaylar ise Özel kuvvetler komutanlığı personeli içerisinden seçiliyor. STKB’nın istihbarat toplama yetkisi ise bulunmuyor. Ankara

‘Mühürlü odalar’a ikinci aramada girildi

ÖZEL Harp Dairesi’ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda önceki gece başlayan ve engellemelerden dolayı yarım kalan arama, dün kaldığı yerden devam etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasıyla ilgili soruşturma, genişletilerek sürdürülüyor. Suikast iddiasını soruşturan sivil savcılar, Cuma günü gecesi Özel Kuvvetler’e bağlı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda 10 saatlik bir arama yaptı. 8 subayın gözaltına alınmasıyla sonuçlanan ilk aramada Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ‘kalbi’ olarak tabir edilen evrak odasına girilmesine izin verilmedi. Bunun üzerine odanın kapısı mühürlendi. Gizli bölümlerdeki evrakı incelemesine izin verilmeyen savcılar, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden yeni karar çıkarttı. Mahkeme’nin yeni kararında bu kez, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 125’inci maddesine göre içeriği devlet sırrı niteliğindeki belgelerin hakim tarafından incelenmesine izin verilmesinin yasal zorunluluk olduğu vurgulandı. Bu çerçevede, önceki gün girilemeyen mühürlü oda ve bölümlerde de inceleme yapılmasına imkan verecek yeni bir karar çıkarıldı. Şemsettin Özcan’ın başında bulunduğu özel yetkili savcılar, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerle birlikte önceki gün akşam saat 21.00’de Kirazlıdere’deki Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na gitti. Savcılar, söz konusu odaya önceki gün akşam yapılan ikinci aramada girdi. Özel yetkili savcılara Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği’nce görevlendirilen askerî savcı da eşlik etti.

Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda önceki gün yapılan aramada hakim ve savcılar, ellerindeki mahkeme kararının yeterli olmadığı gerekçesiyle çok gizli belgelerin bulunduğu odaya sokulmamıştı. Ankara

28.12.2009


 

‘Mühürlü odalar’a ikinci aramada girildi

Özel Harp Dairesi’ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda Cuma gecesi başlayan ve engellemelerden dolayı yarım kalan arama, mahkemenin yeni bir karar çıkartmasıyla, Şemsettin Özcan’ın başında bulunduğu özel yetkili savcılarca Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ‘kalbi’ olarak tabir edilen odaya ikinci aramada girildi.

ÖZEL Harp Dairesi’ne bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda önceki gece başlayan ve engellemelerden dolayı yarım kalan arama, dün kaldığı yerden devam etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasıyla ilgili soruşturma, genişletilerek sürdürülüyor. Suikast iddiasını soruşturan sivil savcılar, Cuma günü gecesi Özel Kuvvetler’e bağlı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda 10 saatlik bir arama yaptı. 8 subayın gözaltına alınmasıyla sonuçlanan ilk aramada Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ‘kalbi’ olarak tabir edilen evrak odasına girilmesine izin verilmedi. Bunun üzerine odanın kapısı mühürlendi. Gizli bölümlerdeki evrakı incelemesine izin verilmeyen savcılar, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden yeni karar çıkarttı. Mahkeme’nin yeni kararında bu kez, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 125’inci maddesine göre içeriği devlet sırrı niteliğindeki belgelerin hakim tarafından incelenmesine izin verilmesinin yasal zorunluluk olduğu vurgulandı. Bu çerçevede, önceki gün girilemeyen mühürlü oda ve bölümlerde de inceleme yapılmasına imkan verecek yeni bir karar çıkarıldı. Şemsettin Özcan’ın başında bulunduğu özel yetkili savcılar, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerle birlikte önceki gün akşam saat 21.00’de Kirazlıdere’deki Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na gitti. Savcılar, söz konusu odaya önceki gün akşam yapılan ikinci aramada girdi. Özel yetkili savcılara Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği’nce görevlendirilen askerî savcı da eşlik etti.

Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda önceki gün yapılan aramada hakim ve savcılar, ellerindeki mahkeme kararının yeterli olmadığı gerekçesiyle çok gizli belgelerin bulunduğu odaya sokulmamıştı. Ankara

28.12.2009


 

‘Piyango kumarı’ yıkıma uğratıyor

Millî Piyango’nun yılbaşı özel çekilişinde vereceği 30 milyon liralık büyük ikramiyenin, kazanılmasının ya da kaybedilmesinin, kişide psikolojik yönden bozukluğa yol açabileceği bildirildi. Konuyla ilgili konuşan Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, bazı kişilerin çok büyük beklentilere girerek bütün sorunlarının çözümünü aldıkları bilete bağladıklarını söyledi. Öztanrıöever, piyangonun zararlarını anlattı ancak bir tek piyango kumarına “kumar” demedi.

Büyük

ikramiye ‘delirtiyor’

MİLLÎ Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün yılbaşı özel çekilişinde vereceği 30 milyon liralık büyük ikramiyenin, kazanılmasının ya da kaybedilmesinin, kişide psikolojik yönden bozukluğa yol açabileceği bildirildi. Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, piyango bileti alırken bazı kişilerin çok büyük beklentilere girerek bütün sorunlarının çözümünü aldıkları bilete bağladıklarını söyledi. Öztanrıöver, ‘’Bilet alan kişiler, yaşadıkları onca kötü günden sonra bu parayı hak ettiklerini düşünüyorlar. Ve o gün geldiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Sanki birileri, onun hakkı olan parayı vermemiş gibi hissediyorlar. Öfke, isyan, üzüntü, hatta depresyona girebiliyorlar’’ dedi. Adana / aa

28.12.2009


 

Statükoları muhafaza mücadelesi veriliyor

Demokratik açılım süreci yaşanan şiddet olaylarıyla ve DTP’nin kapatılmasıyla sallantılı bir zemine doğru kayarken, biz de Kürt meselesindeki tartışma konularını Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yrd. Doç. Maya Arakon’la konuştuk. Arakon terörizm, asimetrik savaş, militarizm gibi konular üzerinde çalışıyor.

H. HÜSEYİN KEMAL'in yazısının devamını okumak için tıklayın.

28.12.2009


 

AİLEDE KAVGA, ÇOCUKLARI YARALIYOR

‘Mutlu Aile ve Başarılı Çocuk Yetiştirme’ konulu seminerde konuşan kişisel gelişim uzmanı Eğitimci-Yazar Canten Kaya, mutlu hayatın sırları, aile içi iletişim ve bireyler arası iletişim konularında bilgiler verdi.

Yazının devamını okumak için tıklayın.

28.12.2009


 

DOST İSTERSEN ALLAH YETER

Günümüzde her biri neredeyse eski asırlardaki dünya nüfusu kadar kalabalık çok sayıda şehir var. Bu kalabalıklığa rağmen bir çok insan var ki, koca şehirlerde yapayalnızdır. En yakınlarıyla ve dost olarak bildikleriyle bile arasında büyük mesafeler vardır.

28.12.2009


 

Elkatmış: Askerler yanlış bilgi verdi

ESKİ Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, askerlerin Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK), Genelkurmay Başkanlığı’na bir takım bilgiler sorduklarını dile getirerek, “MGK ve Genelkurmay bu bilgileri vermediler, ifade vermeye de gelmediler. Jandarma Genel Komutanlığı ‘JİTEM diye bir kuruluş yoktur’ diye yalan bilgi verdi. Yanlış bilgi verildi ya da hiç bilgi verilmedi” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiaları kapsamında, sivil savcıların Ankara’da Özel Kuvvetler’e bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda arama yapmaları kontrgerilla tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda arama yapılıyor olmasının ve bazı belgelere el konulmasının çok büyük bir aşama olduğunu söyledi. Bu kurum hakkında çeşitli rivayetler, çeşitli ihtimaller olduğunu hatırlatan Elkatmış, “Buranın halk arasında bilinen ismi ‘gladyo’ ya da ‘kontgerilla’. Geçmişte gladyo ve kontrgerillanın neler yaptığı da bir gerçek. Bütün bu şaibelerden kurumun da arınması için, kamuoyunun da rahatlaması için tamamen elden geçirilmesi ve incelenmesi, bulunabilecek bir takım şeylerin de hesabının sorulması gerekliydi. Bugün bu kısmen yapılabiliyor. Tabi ne çıkacak, onu bilemiyorum. Olumlu bir gelişme olarak görüyorum” diye konuştu.

Susurluk Komisyonu’na askerlerin yalan ve yanlış bilgiler verdiğini anlatan Elkatmış, JİTEM’in olmadığının söylendiğini ama bugün varlığının ortaya çıktığını belirtti. Elkatmış, MGK’ya, Genelkurmay Başkanlığı’na bir takım bilgiler sorduklarını dile getirerek, “MGK ve Genelkurmay bu bilgileri vermediler, ifade vermeye de gelmediler. Jandarma Genel Komutanlığı ‘JİTEM diye bir kuruluş yoktur’ diye yalan bilgi verdi. Tabi o zamanki şartlar ortadaydı. Yargı kararı olmadan tabi bunları araştıramazdın. Meclis iç tüzüğü açık, ‘Devlet sırları ve ticari sırlar araştırma kapsamı dışındadır’ diyor. Biz araştırma komisyonuyduk, böyle bir şeye girmemiz söz konusu değildi. Ona rağmen sorduğumuzda veya çağırdığımızda da gelinmedi, yanlış bilgi verildi ya da hiç bilgi verilmedi” şeklinde konuştu.

“MECLİS’TE ÖZEL KOMİSYON KURULSUN”

ÖZEL Kuvvetler’e bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda inceleme yapılmasının zor olduğuna dikkat çeken Elkatmış, şöyle devam etti: “Yargıdan evvel devletin bir takım organları, Başbakanlık Teftiş Kurulu veya Devlet Denetleme Kurulu böyle bir şeyi yapabilirdi. Ama şimdiye kadar yapmadı. İş yargıya kaldı. Yargının yapacağı da sınırlıdır. Ama ‘böyle bir yapı nasıl yürüyor, kanuna uygun mu değil mi, illegal mi legal mi çalışıyor, bir takım suç işliyor mu, suç örgütü gibi mi?’ Bütün bunların araştırılması gerekiyor. Bunu da Devlet Denetleme Kurulu, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun ya da Meclis’te kurulacak özel bir komisyon yapabilir.” Bir takım soruşturmalarda o konulara değindiklerinin altını çizen Elkatmış, ama 28 Şubat’ın karanlık döneminde yaptırım güçleri olmamasından dolayı üzerlerine gidemediklerini kaydetti. İstanbul Taksim’de 34 kişinin ölmesine ve yüzlerce insanın yaralanmasına yol açan 1 Mayıs olaylarının hep bir sır olarak kaldığına işaret eden Elkatmış, kimlerin ve neden bu katliâmı gerçekleştirdiklerinin hiç anlaşılamadığını vurguladı. Ankara / cihan

28.12.2009


 

MGK bugün toplanacak

MİLLÎ Güvenlik Kurulu, bugün toplanacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında Çankaya Köşkü’nde yapılacak 2009 yılının son toplantısı, saat 13.30’da başlayacak. Toplantıda, iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. Ankara / aa

28.12.2009


 

Beşik içinde 185 kilo eroin

AĞRI'NIN Doğubayazıt ilçesinde bir beşik içerisinde 185 kilo eroin ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, Doğubayazıt’ta polisin 6 aylık takibi sonucu bir eve baskın yapıldı. Kaçakçılık ve Narkotik Şube ekiplerinin yaptığı baskında bir bebek beşiğinde saklanan 185 kilo eroin ele geçirilirken, 1’i kadın 13 kişi göz altına alındı. Gözaltına alınan kişilerin 10’u tutuklanarak Doğubayazıt Kapalı Cezaevi’ne gönderilirken, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma devam ediyor. Ağrı / cihan

28.12.2009


 

Eğitimde alt yapı yetersiz

TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’2009 yılında eğitimin en önemli sorunlarından biri yine fizikî mekân ve alt yapı yetersizlikleridir’’ dedi. Eğitimde 2009 yılını değerlendiren Koncuk, ‘’Eğitim alanında 2009 yılının kara bir yıl olduğunu, sorunların daha da arttığını’’ ileri sürdü. Koncuk, ‘’Eğitim çalışanları tüm umudunu yeni Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya bağlamış, ancak Çubukçu da göreve gelmesinin üzerinden 8 ay geçmesine karşın dişe dokunur bir icraat gerçekleştirememiştir’’ ifadesini kullandı. 2009 yılında eğitimin en önemli sorunlarından birinin fiziki mekân ve alt yapı yetersizliği olduğunu belirten Koncuk, okullarda derslik açığının sürdüğünü, kalabalık sınıfların önüne geçilemediğini savundu. Okullarda ders araç-gereçleri, laboratuvar, bilgisayarlar, spor salonları yeterli düzeyde olmadığını ifade eden Koncuk, ‘’Okulların ihtiyaçları öğrencilerden toplanan paralardan karşılanmaktadır. Okullarda hijyen sorunu çözümlenememiş, okullar hastalıkların başlangıç adresi haline gelmiştir. Bazı okullarda hizmetli çalıştırılmamaktadır’’ dedi. Okullarda ciddî bir öğretmen açığı sorunun olduğunu öne süren Koncuk, buna rağmen Türkiye’de atama bekleyen 310 bin öğretmen adayının bulunduğunu kaydetti. Millî Eğitim Bakanı Çubukçu’nun, Şubat ayında öğretmen ataması yapılmayacağını, 2010 yılının Ağustos ayında 40 bin öğretmen atanacağını açıkladığını hatırlatan Koncuk, ‘’Öğretmen ihtiyacı günden güne artarken, Şubat ayında öğretmen ataması yapılmaması tam bir fiyaskodur. Yılda bir kez sadece 40 bin öğretmen ataması yapılması ne ihtiyacı ne de beklentileri karşılayacaktır’’ diye konuştu. Koncuk, ülkemizde öğretmen açığının ilköğretimde 216 bin 52, ortaöğretimde ise 98 bin 453 olduğunu ifade ederek, okul öncesinde önümüzdeki yıllarda ciddî bir derslik ve öğretmen açığı sorununun baş göstereceğini iddia etti.

Koncuk, 2009 yılında eğitime ayrılan bütçe ile eğitimin temel sorunlarını çözmenin imkânsız olduğunu iddia ederek, bütçenin 2009 yılında yüzde 10,64 iken, 2010 yılında yüzde 9,84’e düştüğünü kaydetti. Koncuk, ‘’Türkiye’de öğrenciye çok az yatırım yapıldığını’’ öne sürdü. Bakan Çubukçu’nun ‘’sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınacağını ve bundan sonra sözleşmeli öğretmen alınmayacağını’’ açıkladığını ifade eden Koncuk, ancak bu sözün unutulduğunu ileri sürdü. Koncuk, Türk Eğitim-Sen’in bu konuda bir gelişme olmaması halinde, bütün sözleşmeli öğretmenlerle birlikte Ankara’da büyük bir miting gerçekleştireceğini bildirdi. Ankara / aa

Öğretmen başvuruları bugün sona eriyor

MİLLÎ Eğitim Bakanlığının (MEB) 165 kadrolu ve 6 bin 122 sözleşmeli öğretmenlik kadrosuna yapacağı atamalar için başvuru süresi bugün sona erecek. MEB, resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla 16 Aralıkta 10 bin kadrolu öğretmen atamasında boş kalan 165 kadro ile bu atamada sözleşmeli öğretmenlikten kadrolu öğretmenliğe atananlardan boşalan 6 bin 122 pozisyona sözleşmeli öğretmen ataması yapacak. Bakanlık, 50 alandan 2008 ve 2009 KPSS 10 puan üstünlüğü esasına göre öğretmen atayacak. Atamalar, 30 Aralık 2009 Pazartesi günü yapılacak.

Eğitime destek yüz güldürüyor

ZONGULDAK'TA eğitime hayırseverler tarafından 1,5 yılda yapılan 3 milyon liralık katkının 15 milyon liraya ulaşmasının hedeflendiği bildirildi. Zonguldak Valisi Erdal Ata, şehirde göreve başladığı günden itibaren ‘’Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası’’ çerçevesinde hayırsever iş adamlarının yanı sıra sivil toplum örgütleriyle 5 okul ve derslik yapımı için protokol imzaladıklarını söyledi. Yapılacak okulların ve dersliklerin projelerine göre maliyetlerinin de değiştiğini anlatan Ata, ‘’İlimizde 1,5 yılda eğitime yaklaşık 3 milyon lira katkı yapıldı. Önümüzdeki yıllarda yapılacak desteklerle birlikte bu rakam 15 milyon lirayı bulacaktır” dedi.

28.12.2009


 

Sigara yasağını delenlere ceza

KAPALI alanlarda sigara yasağını delen bin 260 kişi, denetim ekiplerinden kaçamadı. Türkiye genelinde bin 731 ekiple yapılan denetimlerde 543 işletme sahibine de sigara içilmesine müsaade ettiği için cezaî işlem uygulandı. Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, kapalı alanlarda sigara yasağının uygulanmaya başladığı 19 Temmuz ile 30 Kasım tarihleri arasında Türkiye genelinde bin 731 denetim ekibinde, 4 bin 493 kişi görevlendirildi. 15 bin 771’i kamu binası, 211 bin 957’si özel işletme ve 8 bin 857’si toplu taşıma araçları olmak üzere toplam 236 bin 585 denetim yapıldı. Denetimlerde 9 bin 665 tutanak düzenlendi. Bulardan 7 bin 935’i yasal uyarı yazısı olmadığı ya da mevzuata uygun olmadığı, bin 730’u tütün ürünlerinin satışı ile ilgili aksaklık tesbit edildiği için hazırlandı. Türkiye genelinde bin 260 kişiye sigara içtiği için, 543 işletmeye ise sigara içilmesine müsaade ettiği için toplam bin 803 cezai işlem uygulandı. Yasaya uyum oranı ise kamu binalarında yüzde 99,4, özel işletmelerde yüzde 98,7, toplu taşıma araçlarında ise yüzde 99,7 olarak gerçekleşti. İstanbul/cihan

28.12.2009


 

Uyuşturucu bağımlılarına ücretsiz tedavi

BAĞCILAR Belediyesi, 128 uyuşturucu bağımlısı ile psikolojik rahatsızlığı bulunan 54 kişiyi ücretsiz tedavi ettirdi. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, 2006 yılında Almanya doğumlu A.Y. adlı uyuşturucu bağımlısı gencin, tedavi olmak için belediyeye başvurduğunu söyledi. Gencin Özel Balıklı Rum Hastanesinde tedavi ettirildiğini ifade eden Çağırıcı, bundan sonra kendilerine gelen talep doğrultusunda, uyuşturucu bağımlıları ve psikolojik rahatsızlığı olanları tedavi ettirmeyi sürdürdüklerini kaydetti. Çalışmanın, belediyenin Sağlık İşleri Müdürlüğü ile Özel Balıklı Rum Hastanesi ve Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince iş birliği içinde sürdürüldüğünü ifade eden Çağırıcı, şunları söyledi: ‘’2006’dan bu güne kadar 128 uyuşturucu bağımlısı ile psikolojik rahatsızlığı bulunan 54 kişiyi ücretsiz olarak tedavi ettirdik. Bu hastalarımızın yaşı 12 ile 59 arasında değişiyor. Tedavide, bağımlılıktan kurtulmak için kararlılık gösterenlere öncelik tanıyoruz.’’ Belediyeye başvuran uyuşturucu bağımlıları ve psikolojik rahatsızlığı olanların bu durumlarının belediye görevlilerince araştırıldığını belirten Çağırıcı, incelemeler neticesinde tedaviye ihtiyacı olduğu anlaşılanların hastanelerde ücretsiz tedavi ettirildiğini bildirdi. İstanbul / aa

28.12.2009


 

Haliç’e 11 kazık daha geldi

İSTANBUL Metrosunun en önemli geçiş güzergâhlarından Haliç Metro Köprüsü’nün inşaatında kullanılacak 50 boru temel kazığından 11’ini taşıyan gemi Haliç’e geldi. Maslak-Yenikapı metro hattının Haliç geçişini sağlayacak, Küçükpazar-Azapkapı arasında inşaatı başlanacak metro köprüsünün ayaklarını oluşturacak 1,8-2,5 metre çapındaki 65-85 metre boyundaki 50 boru kazıktan 11’ini taşıyan ‘’Normed Norjan’’ adlı gemi, önceki gece İstanbul’a ulaştı. Portekiz’in Aveiro Limanı’ndan yola çıktıktan yaklaşık 1 hafta sonra İstanbul’a ulaşan 120 metre uzunluğundaki geminin, Haliç’e girişi için Galata Köprüsü yaya ve araç trafiğine kapatıldı. Haliç’e demir atarak şantiye alanına yanaşan gemi, yükünü gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından boşaltmaya başladı. İnşaatta kullanılacak 13 temel kazığı, önceki hafta ‘’Normed Antwerpen’’ gemisiyle Haliç’e ulaştırılmıştı. Diğer kazıkların Ocak ayı sonunda getirileceği ve metro köprüsünün inşaatına Şubat ayında başlanacağı bildirildi. İstanbul / aa

28.12.2009


 

Eczanelere ve hastanelere ceza yağdı

SGK’NIN hastane, eczane ve optik firmalarında yaptığı incelemeler sonunda, yapılan vurgun ve ve usulsüzlükler ortaya çıktı. Bir çok eczanenin sigortasız personel çalıştırdığı ortaya çıktı. 6 hastane için sözleşme iptali istendi. Sosyal Güvenlik Kurumu, il müdürlükleri aracılığıyla illerde görev yapan doktor, eczacı, yoklama memuru, avukat ve diş hekiminden oluşan denetim ekipleri ile hastane, eczane ve optisyenleri Eylül başından bu yana denetliyor. Yapılan denetimlerde sağlık kuruluşları kayıt dışılık, haksız ödeme ve sahte fatura yönünden inceleniyor. Özel hastanelerin ağırlıkta olduğu incelemeler neticesinde 192 hastanenin 67’sine uyarı cezası verildi. Özellikle gereksiz tahlillerle devletten haksız para alındığını tesbit eden denetim elemanları, 28 hastaneye de idarî para cezası kesti, 6 hastanenin ise bundan böyle sigortalı hastaya bakmaması tavsiye edildi. İncelemeye tabi tutulan bin 41 eczanede sigortasız çalıştırmanın yüzde 25-30’lar arasında olduğu belirlendi. Bir eczanede 30-40 hasta raporunun beklediği ve bununla bol bol ilâç verildiği ortaya çıkarıldı. İstanbul’da ise hastaya haberi olmadan doktorla anlaşarak ilâç yazıldığı tesbit edildi. Benzer usulsüzlüklerin yakalandığı eczanelerin 329’un uyarı cezası verilirken, 231’i para cezasına çarptırıldı. 69’unun anlaşmasının iptali tavsiye edildi. İstanbul / cihan

28.12.2009


 

Her kurum işini yapacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu devletin bir tanımı var. Bu tanım içerisinde her kurum, Anayasa ne tanım yapmışsa, herkes onu yapacaktır. Bizim güvenlik güçlerimiz de yargıyla ilgili bütün kurumlarımız da uyum içinde tanım neyse oradaki görevini yapacaktır” dedi.

Erdoğan, DEİK’in 2009 yılı Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin terör, etnik unsur, dinî gruplar ve azınlıklar sorunları bulunduğunu ve bunlara hayır denilemeyeceğini belirterek, millî birlik ve kardeşlik projesinin bütün bunları masaya yatırıp ele almak üzere yürütüldüğünü anlattı. Çalışmaların aynı kararlılıkla devam ettiğini ve devam edeceğini belirten Erdoğan, “Törerle mücadelede en ufak bir taviz söz konusu olamaz. Aynı kararlılıkla da terörle mücadeleye devam edeceğiz. Biz böyle bir manzaranın üzerine güçlü ve kalıcı bir ekonomik refah inşa edemeyiz. Bunu herkesin görmesi gerekiyor” dedi.

İŞ ÇEVRELERİ AÇILIMDA

DAHA AKTİF OLMALI

Demokratik açılım konusunda, TOBB, DEİK, içerisindeki bütün kurucu kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin tamamının, iş çevrelerinin daha aktif olmalarını, sürece daha fazla katkı sağlamalarını beklediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu meselelerin çözümünün, Türkiye’nin gündeminden çıkmasının, 72 milyona ne büyük katkısının olacağını eminim sizler de benim kadar biliyorsunuz. Van’ın kaderi Kocaeli’nin, Diyarbakır’ın kaderi İstanbul’un, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kaderi Marmara, Ege’nin kaderinden ayrı değildir. Türkiye bu meseleleri arkasında bıraktığında huzurunu, istikrarını, emniyetini, kardeşliğini pekiştirdiğinde bundan hepimiz kazanacağız. Başlattığımız girişim partimizin değil devletimizindir, muhatabı millettir. Bunu bu şekilde sürdüreceğiz. Bu sürece destek verenlerin, bu süreci akamete ğratmak isteyenler kadar cesur, kararlı, aktif olması kaçınılmazdır.”

İNADINA DEMOKRASİ, İNADINA KARDEŞLİK

Erdoğan, herkesin kendi etnik unsuruyla övünebileceğini, ancak bütün etnik unsurların da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında bulunmaktan asla taaccüp etmemesi gerektiğini

bildirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çatıştırmayı sürekli hale getirmek isteyenler var, bunlara kulak asmayacağız ve bu yolda yürüyeceğiz. Şikâyet etmek kolay olandır, eleştirmek, tribünlerden izlemek kolay olandır. Biz zor olanı seçtik, elimizi taşın altına koyduk ve bu ülkeye gönül vermiş herkesten beklediğimiz budur. Biz bu süreci nihayete erdireceğiz. İnadına demokrasi, inadına kardeşlik diyoruz. Bu meydanı teröre, terörden beslenenlere, istismarcılara bırakmayacağız. Türkiye’nin moralini bozmak için karamsarlık pompalamak için belli çevrelerin nasıl gayret içinde olduğunu biliyoruz. Muhalefet ve medya bu sürece bilerek veya bilmeyerek katkı veriyor. Ülkede bir kaos varmış, ülkenin bütün sokakları çatışma alanıymış. Bir yerdeki bir olayı al, devamlı döndür televizyonda. Türkiye bu değildir ki. Ayıptır, olmaz. Bu millete saygısızlıktır. Milletin huzuruna kastetmektir.

KURUMLAR, ANAYASA NE TANIM

YAPMIŞSA ONU YAPACAKTIR

Öyle anlar geliyor ki kurumlar birbirine girmiş. Kim girmiş birbirine canım. Beşeri, insanî şeylerden kaynaklanan her zaman bu tür farklı düşünceler, yaklaşımlar olabilir. Ama öyle gösteriyorlar ki yok kurumlar birbirine girmiş, şöyle olmuş böyle olmuş. Bu devletin bir tanımı var. Bu tanım içerisinde her kurum, Anayasa ne tanım yapmışsa, herkes onu yapacaktır. Bizim güvenlik güçlerimiz de yargıyla ilgili bütün kurumlarımız da uyum içinde tanım neyse oradaki görevini yapacaktır. Hatalar, eksikler yok mudur vardır? Ama kurumları bir yerden yakalayıp kurumları yıpratmanın, sorun varmış gibi göstermenin hiç kimseye yararı olmaz. Bu ülkeye de benim milletime de yararı olmaz.

SUÇ İŞLEYEN VARSA

KURUMLARA MAL EDİLEMEZ

Her türlü iddia soruşturuluyor. Suç işleyen ayrım gözetilmeksizin yargının önüne çıkıyor ve hukuk sistemimiz bağımsız bir şekilde olayları aydınlatıyor. Ak ile karayı ortaya çıkarıyor. Hükümet olarak siyasetçiler olarak biz de sorumluluğumuz dahilinde hukuk çerçevesinde üzerimize düşeni yapıyoruz. Meselelerin takipçisi oluyoruz. Kurumlar içerisinde suç işleyen, hata yapanlar varsa bunlar asla ve asla tüm bir kuruma mal edilemez, bu noktada da herkesin sorumlu davranması gerekiyor. İddialarla, dedikodularla, söylentilerle ülkenin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Aziz milletimiz de oynanan oyunu görüyor. Kimin nerede durduğunu, kimin neye hizmet ettiğini gayet net görüyor.” İstanbul / aa

28.12.2009


 

Şahin: Süreci sabırla takip ediyoruz

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Ankara’da 19 Aralıkta iki askeri personelin şüphe üzerine yakalanıp daha sonra serbest bırakılmasının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, bütün bu yapılanları bir yargı süreci olduğunu belirterek, ‘’Bütün bu süreçleri sabırla takip edelim. Türkiye tabii ki bir hukuk devletidir, her şey hukuk sınırları içerisinde cereyan edecektir’’ dedi. Şahin, katıldığı bir tören sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Ankara’da 19 Aralıkta iki askeri personelin şüphe üzerine yakalanıp daha sonra serbest bırakılmasının ardından yaşanan gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Şahin, şunları söyledi: ‘’Bütün bu yapılanlar bir yargı sürecidir. Dolayısıyla yargının üzerinde çalıştığı ve ilk soruşturmaların gizli olması dolayısıyla bir değerlendirme yapmanın hiçbir zaman isabetli olmadığı düşüncesindeyim. Bütün bu süreçleri sabırla takip edelim. Türkiye tabii ki bir hukuk devletidir, her şey hukuk sınırları içerisinde cereyan edecektir. Sonucunu gördükten sonra değerlendirme yapılır. Şu anda bu konuda bir şey söylemeyi doğru bulmam.’’

28.12.2009


 

Polisi polis, jandarmayı jandarma soruşturmayacak

AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu, ‘’Bağımsız Kolluk Şikayet Mekanizması’’ ile ilgili de tasarı hazırlayarak meclise sunacaklarını belirterek, “Bağımsız Kolluk Şikayet Mekanizması için tarafsız komisyon oluşturulacak” dedi. Aksu, partisinin Adana İl Başkanlığını ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında terör geldiğini, bunun inkar edilemez olduğunu, bugüne kadar terörle mücadele için yaklaşık 300 milyar dolar harcandığını, bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Terörle mücadelenin sadece askeri yönden olamayacağını, tek boyutlu bakılamayacağını anlatan Aksu, ‘’Birçok boyutla meseleyi bakıyoruz. Ekonomik ve sosyal boyutlarını incelemeliyiz’’ dedi. Tüm sorunları üstlendiklerini ve çözüm için yola çıktıklarını belirten Aksu, ‘’Bunu baltalamak isteyenler, engel olmak isteyenleri biz düşünmüştük. Provokasyonlar olabilir, yolumuza mayınlar döşemek isteyenler olabilir diye söyledik. Ancak, bildiğimiz doğru yolda yürüyeceğiz. Demokratik açılım bir siyasi partiye endeksli değildir. Biz bunu başlattık, doğru bildiğimiz, inandığımız için başlattık. Büyük bir kararlılıkla bunu devam ettireceğiz. Analarımızın, bacılarımızın gözyaşlarının dinmesi için buna ihtiyaç vardır’’ diye konuştu. Aksu, ‘’demokratik açılım’’ sürecinde 3 kanun tasarısı hazırlandığını, bunların önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülmeye başlanacağını ifade etti. Aksu, ‘’Bağımsız Kolluk Şikayet Mekanizması’’ ile ilgili de tasarı hazırlayarak meclise sunacaklarını anlattı. Vatandaşların kolluk kuvvetleriyle ilgili sıkıntılarının çözümünde de önemli bir aşama kaydedeceklerini belirten Aksu, ‘’Yıllarca bu konularda vatandaş şikayet etti. ‘Polisten şikayetçi oluyorum, polisin kendisi inceliyor, jandarmayı jandarma inceliyor, nasıl olur bu işler’ diyordu. Artık, işler böyle yürümeyecek. Bağımsız Kolluk Şikayet Mekanizması için tarafsız komisyon oluşturulacak. Elbette içinde polis ve jandarma bulunacak. Ancak, ağırlıkla bağımsız kişiler yer alacak’’ ifadesini kullandı. Adana / aa

Konvoya izin vermeyen Mısır’a protesto

nKayserİ’de gönüllü kültür kuruluşları Gazze’ye gitmek üzere yaklaşık 3 hafta önce yola çıkan ‘’Filistin’e Yol Açık’’ uluslararası konvoyunun geçişine izin vermeyen Mısır’ı protesto etti. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan gönüllü kültür kuruluşlarının temsilci ve üyeleri, ellerinde Filistin bayrakları ve İsrail askerlerince öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarıyla İsrail ve Mısır aleyhine slogan attı. Mazlumder Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş, burada yaptığı konuşmada, İsrail’in 27 Aralık 2008’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda bin 500 Müslümanın şehit edildiğini söyledi. Ambargonun halen sürdüğünü belirten Taş, Gazze’yi yeniden inşa etmek için birçok yardım kuruluşu ve devletin devreye girmesine rağmen İsrail ve Mısır’ın ambargoyu kaldırmadığını ifade etti. Basın açıklaması sırasında, Kayserili hayırseverlerin bağışladığı 5 araç ve 1 kamyon tıbbi malzemeyi Gazze’ye ulaştırmak üzere ‘’Filistin’e Yol Açık’’ konvoyuna katılan İHH İnsani Yardım Vakfı Kayseri Şube Başkanı Şaban Sözduyar, Akabe Körfezi’nden telefonla bağlanarak oradaki durumu aktardı. Kayseri / aa

28.12.2009


 

Türkiye, 2010'da da gözde turizm merkezi

Turİzm Gazeteci ve Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu, yapılan çalışmaların, bu yılı rakiplerine oranla göreceli olarak iyi kapatan Türkiye’nin durumunu 2010’da da devam ettireceğini gösterdiğini söyledi. TUYED Ar-Ge bölümünün uluslararası seyahat endüstrisi ile ilgili kurum ve kuruluşlarla bu alana yönelik yayın çıkaran şirketlerin programlarını inceleyerek yaptığı derlemeye göre, 2010’un temel turizm trendlerinde ‘’yeşil, ucuz, sportif’’ kavramları öne çıkacak. TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, yaptığı açıklamada, TUYED Ar-Ge’nin gezi ve tur bilgileri veren dünyaca ünlü kurum ve kuruluşların yayınlarını tarayarak, ‘’2010’un başlıca 10 turizm trendi’’ni belirlediğini söyledi. Köfteoğlu, dünyayı saran ekonomik krizin etkilerinin 2010’da da devam edeceğini, bu nedenle, özellikle çocuklu ailelerin, bütçelerine uygun tatil yörelerini tercih edeceklerini ifade etti. Köfteoğlu, şunları kaydetti: ‘’Çalışmalar, bu yılı rakiplerine oranla göreceli olarak iyi kapatan Türkiye’nin bu durumunu 2010’da da devam ettireceğini gösteriyor. Türkiye 2010’da gelirini arttırabilir mi bilinmez, ancak Batılı turistlerin tercihinde yine ilk sırada yer alacak.” Antalya / aa

28.12.2009


 

Kederde ve kıvançta bir olalım

MERSİN Valisi Hüseyin Aksoy, kederde ve kıvançta birlikteliğin, milletleri bir arada tutan yapı taşı olduğunu söyledi. Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ‘’Muharrem Ayı ve Aşure Günü’’ faaliyetinde, Hicrî takvime göre yılın ilk ayı olan Muharrem’in bereketin ve bolluğun simgesi olarak tanımlandığını söyledi. Muharrem ayının 10’uncu gününü tanımlayan Aşure gününün ise hem İslâm dünyasında hem de İslâm öncesi dönemlerde çeşitli medeniyetler için özelliği olan bir gün olduğunu vurgulayan Aksoy, ‘’Anadolu coğrafyasında aşure bir yandan büyük acıların yaşandığı bir dönemle ilgili yasın kaldırıldığı gün olarak dostluk, barış ve kardeşliği, diğer yandan da ortak yapılan etkinlik, birlikte tüketilen yiyecek olması yönüyle birlik, beraberlik ve kader birlikteliğini simgeleyen anlam taşımaktadır’’ dedi. Dünyada barışın tesisinin farklı din, dil ve kültürlerin buluşması, birbirini tanıması ve kaynaşması ile mümkün olacağını ifade eden Aksoy, şöyle konuştu: ‘’Anadolu bu anlamda geçmişten beri kesişme noktası, Mersin yöresi de 8 bin yıllık tarihi boyunca bütün kültürlerden, dinlerden ve dillerden insanların buluştuğu, kaynaştığı bir bölge olmuştur. Aşure günü de bu bakış açısıyla değerlendirilmeli ve geçmişte yaşanılanlardan ders alınması, insanların birbirlerini ve diğer canlıları incitmemesi bir kez daha hatırlanmalıdır. Kederde ve kıvançta birliktelik, milletleri bir arada tutan yapı taşıdır. Birlik ve beraberliğin simgesi olan böylesi günlerin mutlaka yad edilmesi ve geleceğe taşınması gerekmektedir.’’ Mersin / aa

28.12.2009


 

Loti: Azınlıkları Batı kışkırtı

İZMİR Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzesi, dünyaca ünlü Fransız yazar Pierre Loti’nin orijinal el yazması mektupları, telgrafları ve incelemelerini araştırmacıların hizmetine sunmaya başladı. Belgeler arasında, Loti’nin 1915 Ermeni soykırımı iddialarına karşı Türk tezini savunan incelemesi de bulunuyor. Loti, el yazısıyla kaleme aldığı ve üzerinde düzeltmeler yaptığı araştırmasında Türk tezini savunarak, Osmanlı İmparatorluğu içindeki azınlıkların Batılı devletler tarafından kışkırtıldığını, azınlık cemiyetlerinin aldığı dış yardımlar ve direktiflerle ayaklanmalar çıkardıklarını vurguluyor. Pierre Loti, Batılı kaynakların Balkanlar’daki Müslüman topluluklara yapılan eziyetleri görmezden geldiklerini de vurgulayarak, bazı duyarlı Batılıların da sansüre uğratıldığını, yapılan yanlış bilgilendirme ve propagandalardan dolayı Türkler’in barışsever ve hoşgörülü bir halk olduğunun bilinmediğini, gerçeklerin çarpıtıldığını ifade ediyor. İzmir / cihan

28.12.2009


 

THY uçağı İtalya'da arızalandı

TÜRK Hava Yollarının (THY) Roma-İstanbul seferini yapacak uçağı İtalya’da arızalandı. THY yetkililerinden alınan bilgiye göre, THY’nin dün Roma’dan Atatürk Havalimanı’na saat 21.30’da varması gereken TK 1864 sefer sayılı Boeing 737-800 tipi yolcu uçağında teknik bir arıza meydana geldi. Arıza sebebiyle yolcular Roma’da kalırken, arıza yapan parçanın değişmesi için İstanbul’dan uçakla yenisi gönderildi. Uçağın, arızalı parçanın değiştirilmesinden sonra İstanbul’a hareket edeceği bildirildi. İstanbul / aa

28.12.2009


 

Türkiye, şehitlerine yürüdü

SarIkamIş Harekâtı’nın 95. yılı anma törenleri kapsamında ‘’Türkiye Sarıkamış Şehitlerine Yürüyor’’ yürüyüşü yapıldı.

Sarıkamış ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki Kızılçubuk Köyünde başlayan yürüyüşe, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, Kars Valisi Ahmet Kara, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Tevfik Özkılıç, 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ile çok sayıda vatandaş, öğrenci ve askerler katıldı. Millî Savunma Bakanı Gönül, yürüyüş öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’Vatanı kurtarmak için hayatlarını feda eden şehitlerimizin anısını yad etmek ve o günleri tekrar yaşamamak üzere onların hatırasını yaşatmak için askeriyle, siviliyle, halkıyla, öğrencisiyle, öğretmeniyle buradayız’’ dedi. Yürüyüşün 95 yıl önce Sarıkamış’ta şehit olanların aziz yürüyüşünün hatırasına hürmet ve onların rahmetle anılmasına vesile olan bir yürüyüş olduğunu ifade eden Gönül, şunları kaydetti: ‘’Memleketimize ve milletimize Cenâb-ı Hak bir daha o günleri göstermesin. Ama en ufak bir tehlikede aynı yürüyüşün tekrar tekrar yapılabileceğinin nişanı, bu arkamızdan gelen sivil, asker gençlerdir. Allah onlara rahmet eylesin. Memleketimizin istikbalini, müreffeh ve şanlı kılsın.’’ sonra vatandaş, öğrenci ve askerler, 5 kilometre uzaklıktaki Yukarı Sarıkamış Köyüne doğru yürüyüşe başlarken, Bakan Gönül beraberindekiler de bir süre yürüyüşe katıldılar.

Ardından Bakan Gönül, beraberindekilerle birlikte, Kaymakam Ahmet Altunbaş’ı ve 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nu makamlarında ziyaret etti. Öte yandan, yürüyüşe katılan vatandaşlara üzerlerinde ‘’Türkiye Şehitlerine Yürüyor’’ yazısı bulunan atkı ve bereler dağıtıldı. Sarıkamış / aa

28.12.2009


 

Selle gelen dram

AğrI’da yaşanan sel felâketinde evleri yıkılan Kaya ailesi, bütün imkânsızlıklara rağmen hayatta kalma mücadelesi veriyor. Aile, evin 10 ve 7 yaşındaki 2 çocuğunun çöplüklerden topladığı yanmamış kömürleri satarak geçimini sağlıyor. Hamur ilçesinde 8 ay önce meydana gelen sel felâketi, 8 nüfuslu Kaya ailesinin eviyle birlikte geleceğe dair hayallerini de yıktı. Sel felâketinin ardından ilçede barınamayan ve Ağrı’ya taşınan Kaya ailesi, şimdi Mehmet Âkif Ersoy Mahallesi’ndeki tek odalı derme çatma bir evde hayata tutunmaya çalışıyor. Sel felâketinden önce inşaatlarda çalışarak ailesinin geçimini sağlayan baba Ahmet Kaya’nın, yaşadığı maddî sıkıntı sebebiyle 10 ay önce ilâç içerek intihara teşebbüs etmesi, ailenin yaşadığı sıkıntıyı ikiye katladı. Babalarının içtiği ilâçların etkisiyle çalışamaz duruma gelmesinin ardından evin bütün yükünü sırtlanan ailenin en büyük çocukları 10 yaşındaki Cafer ile 7 yaşındaki Arif Kaya, çöplüklerden topladıkları kömür parçalarını satarak evin geçimini sağlıyor. Okul çağında olmalarına rağmen okula gitmek yerine evlerine ekmek götürmek için gece gündüz demeden çöplükleri gezen ve topladıkları kömür parçalarını esnafa satan iki kardeş, üzerlerindeki yamalı pantolon ve yırtık ayakkabılarıyla yürek burkuyor. Maddî imkânsızlıklar sebebiyle okula gidemediğini ve ailesinin geçimi ni sağlamak için çalıştığını belirtti. Ağrı / aa

28.12.2009


 

Final maçına inek müdahalesi

ŞIrnak’In Silopi İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen Küçük Erkekler Futbol Turnuvası’nın final maçında sahaya giren inek, oyunun durmasına sebep oldu. Maçın hemen başında sahaya giren inek, seyircileri ve futbolcuları şaşırttı. Bir süre futbolcuları peşinden koşturan inek, daha sonra seyircilerin gülüşleri arasında dışarı çıkarıldı. İneğin oyunda olduğu sürede seyirciler maçın hakemi Murat Tütüncü’ye, “İneğe kırmızı kart ver” diye tempo tuttu. İneğin dışarı çıkarılmasının ardından, final maçına kaldığı yerden devam edildi. Küçük Erkekler Futbol Turnuvası’nın final maçı ise Atatürk İlköğretim Okulu ile Süleyman Demirel İlköğretim Okulu arasında oynandı. Maçı 2-1 kazanan Atatürk İlköğretim Okulu, turnuvanın şampiyonu oldu. Şırnak / iha

28.12.2009


 

İKİ ARAÇ ÇARPIŞTI

Aynı yolda

2 kaza: 5 ölü

Muğla’nIn Milas ilçesinde aynı yolda meydana gelen iki ayrı trafik kazasında 5 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Milas-Söke kara yolunun 5. kilometresinde Sarıçay Köprüsü üzerinde Salih Kayacan (28) idaresindeki 48 TF 574 plâkalı otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu, köprü bariyerlerine çarptı. Kazada, sürücü Karacan ile otomobildeki Ayser (47), Ercüment (28) ve Günser Karacan (60) vefat etti.

Vefat eden 4 kişinin cesetleri Milas İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, sağlık görevlileri ve güvenlik güçleri tarafından 1,5 saatlik uğraş sonucu güçlükle otomobilden çıkartıldı.

Kazayı görerek yetkililere bilgi veren TIR şoförü Yıldıray Çakır, seyir halindeyken bir otomobil tekerleği gördüğünü ve durduktan sonra kaza yapan aracı fark ettiğini belirterek, “Kaza yapan aracın içine baktığımda aracın içindekilerin vefat ettiğini fark ettim. Olay yerine ilk ulaşan sağlık ekibi otomobildekilerin yaşıyor olma ihtimaline karşı yoğun çaba harcadı ama 4 kişi de vefat etmişti” diye konuştu. Milas / aa

AynI yolun 26. kilometresindeki Eğridere Köyü yol kavşağında ise Özer Demir (62) idaresindeki 48 KB 038 plâkalı otomobil ile Metin Ş’nin (48) kullandığı 34 FT 1770 plâkalı araç çarpıştı. Sürücülerden Demir, kullandığı otomobilin içinde sıkıştı. Ağır yaralanan Demir, sağlık ve Milas İtfaiye Amirliğine bağlı ekiplerin müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Demir’in araç içinde sıkışan cesedi daha sonra ekiplerin çalışmalarıyla bulunduğu yerden çıkartıldı. Kazada, Demir’in otomobilinde bulunan eşi Serpil Demir (56), gelini Bircan Demir (36) ve torunu Serpil Demir (6) ile diğer sürücü Metin Ş. yaralandı. Yaralılar 75. Yıl Milas Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Kazada hafif şekilde yaralanan otomobil sürücüsü Metin Ş. tedavisinin ardından jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

28.12.2009


 

‘Aslen nereli’ olduğunuzu öğrenebilirsiniz

National Geographic ve IBM’in yürüttüğü ‘’The Genographic Project’’ ile ‘’İnsanoğlunun Aile Ağacı’’ çıkarılıp, günümüzde yaşayan insanların kökeninin nereden geldiği ve nerede yaşayıp dünyaya yayıldıkları araştırılıyor. Nüfus genetik uzmanı Dr. Spencer Wells başkanlığında yürütülen ‘’Genographic Projesi’’ ile dünya üzerindeki pek çok gönüllü kişiden DNA örneği toplanıyor. Projenin hedefi, insanlığın kesin olarak nereden yayılmaya başladığını ortaya çıkarmak. Genographic Project’te yer alan bir uzman ekip, insanoğlunun Afrika’nın kalbindeki kökenlerinden, dünyanın dört bir yanına dek uzanan yolculuğunu, zaman ve mekânlara göre araştırıyor. Bunu yapmak için de bağışlanan DNA örnekleri, özel laboratuvarlarda ve bilgisayarlar yardımıyla analiz ediliyor. Projenin internet sitesinden 99 dolara satın alınan kit sayesinde projeye katılan kişi, DNA bağışlayarak gerçek kökeninin dünyanın neresine ait olduğunu öğrenebiliyor. Adana / aa

28.12.2009


 

2009’da bunları keşfettik

Bİnlerce yıldır tabiatta yaşayan canlı türleri hakkında araştırmalar yapılıyor. İnsanlığın bilgisinin en fazla olduğu canlının ise normal olarak kendisi. Fakat aksine halen insan vücudunun ve beyninin bilinmeyen birçok yönü var. Peki benliğimizi ve kendimizi keşfetmeye çıktığımız yolculukta 2009 yılında ne kadar yol aldık? Yıl içinde insanlık hakkında keşfedilen yeni bilgiler: Bir yılı geride bırakırken bilim adamları birçok tür hakkında araştırmalarına devam etti ve insanlık hakkında da yeni keşiflere imza attı. Bir yılı geride bırakırken bilim adamları birçok tür hakkında araştırmalarına devam etti ve insanlık hakkında da yeni keşiflere imza attı.

BEBEK YAĞI YOK OLMUYOR

Bebeklik çağında insanların sahip olduğu kahverengi yağın büyüme sürecinde ortadan kaybolduğu ve vücüdun sıradan yağ depo ettiğine inanılıyordu. Fakat New England Tıp Dergisi’nde yayımlanan bir makaleye göre kahverengi yağ yok olmuyor az miktarda vücutta depo edilmeye devam ediyor. Bilimadamları kahverengi yağın vücudun yağlanmasında dengeliyici bir rol üstlendiğini açıkladılar ve bu keşfin obezite hastalığına kesin ve tabiî bir çözüm olacağının altını çizdiler.

BAKTERİLERLE YAŞIYORUZ

‘İnsan mikrobiyom projesi’ sayesinde bilimadamları vücdumuzda yaşayan birçok bakteriyi de keşfetti. Yeni alınan sonuçlara göre vücudumuz çeşitli bölgelerinde özellikle derimizde birçok bakteri türü hayatını sürdürüyor. En çok bakteri çeşidinin yaşadığı bölge ise 44 bakteri çeşidiyle dirsekle bilek arasındaki bölge.

SAĞIMA KONUŞ!

Bu yıl yapılan bir araştırmaya göre, eğer insanlar birinden iyilik istiyorsa o kişinin sol kulağından çok sağ kulağına doğru konuşmayı tercih ediyor. Araştırmaya göre bunun sağ kulağa doğru gelen istekler kabul edilme konusunda daha şanslı. Bilimadamları sağ kulağı gelen sesin muhtemelen beynin sol kısmıyla yorumlandığını ve bu bölgenin de sözlü bilgileri daha iyi algıladığını söyledi.

BİRDEN FAZLA İŞ YAPMAYIN!

Eğer bir insan birçok işi aynı anda yapabiliyorsa gerçekten işinde en iyisi olduğu düşünülür. Fakat bilim adamlarının yaptığı araştırmalar bu iddiayı çürüttü. Sürekli birçok işi yapan insanların, tek bir işi yaparken harikalar oluşturabilecekken birçok iş yaptığında performansının oldukça düştüğü gözlemlendi. Bu kişilerin birçok işi tamamlamasının çok uzun sürdüğü, işleri teker teker ele aldıklarında ise çok başarılı oldukları ispatlandı.

BEBEKLER ANADİLİNDE AĞLIYOR

Almanya’da yapılan araştırmada birkaç günlük çocukların ağladıkları zaman çıkardıkları sesin anadillerine benzediği keşfedildi. Araştırmacılar, yaptığı deneylerde, Fransız bebeklerin ağlarken Fransızca’daki gibi sürekli yükselen sesler kullandığını, fakat Alman bebeklerin Almanca’da olduğu gibi alçalan sesler kullandığını ortaya koydu.

ÇOCUKLARIN ÇOĞUNDA

D VİTAMİNİ EKSİK

ABD’de yapılan bir araştırma çocukların yüzde 70’ine yakınında yeterli D vitamini olmadığını gösterdi. Araştırmacıların ‘şok edici’ olarak yorumladığı gerçek, uzmanlar tarafından bozuk beslenme ve az Güneş ışığına bağlandı. D vitamini eksikliği kemik ve kalp hastalıkları gibi ciddî sorunlara yol açıyor.

AYNI EVDE BAŞLAYANLAR

BOŞANIYOR

Denver Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, evlenmeden önce aynı evi paylaşan çiftlerin evlilikleri çok uzun süreli olmuyor. Araştırmaya göre, evlenmeden önce beraber yaşamaya başlayan çiftlerin daha mutsuz bir evlilikleri oluyor ve boşanmayla sonuçlanıyor.

28.12.2009


 

Uçakla yarışan hızlı tren

Çİn, hızı saate 394,2 kilometreye kadar çıkabilen dünyanın en hızlı trenini hizmete açtı. Süper hızlı tren ülkenin ortasındaki Wuhan şehri ile güneyindeki Guangzhou şehirleri arasında sefere başladı. Ortalama 350 kilometre hız yapabilen tren, 1069 kilometrelik yolu 3 saatte kat ediyor. Daha önce bu yolculuk 10 saatte yapılıyordu. Çin, daha önce de 2008 Pekin Olimpiyatları için Pekin ile Tianjin şehirleri arasındaki hatta ortalama saatte 350 kilometre hıza çıkabilen ve 2 saatlik yolu yarım saate indiren dünyanın en hızlı trenini hizmete koymuştu. Çin 2004’te de Guangdong eyaletine bağlı merkez şehir Guangzhou ile Shenzhen şehirleri arasında saatte 160 kilometreyi bulan hattı hizmete açmıştı. 5 yıl sonra ise bu hız şimdi iki katına çıkmış oldu. Çin’in resmî Xinhua ajansına göre, dünyadaki hızlı trenlerin saatteki ortalama hızının Japonya’da 243, Almanya’da 232, Fransa’da ise 277 kilometre olduğu belirtildi.

28.12.2009


 

8 bin 500 telefon numarasını hafızasında tutuyor

İzmİt Belediyesinde 21 yıldır santral operatörlüğü yapan Rıdvan Demircioğlu 8 bin 500 telefon numarasını hafızasında tutuyor. Rıdvan Demircioğlu (40), doğuştan görme engelli olduğunu, köy şartlarında okula gitme imkanı bulamadığını söyledi. Şu an açık ilköğretim beşinci sınıfta öğrenim gördüğünü söyleyen Demircioğlu, oğlunun da yardımıyla okula devam ettiğini belirtti. Yıllar önce İstanbul’da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı bir rehabilitasyon merkezinde toplam 20 saati geçmeyen santral operatörlüğü eğitimi aldığını anlatan Demircioğlu, şunları söyledi: “Bu eğitim sonunda 19 yaşındayken İzmit Belediyesine girdim. İlk başlarda başarılı olamayacağım izlenimi vardı. Ancak ben ısrarcı oldum. 2 yıl gibi bir uğraş verdim. Sonuçta bu işi diğer insanlardan daha iyi yaptığım söylenince mutlu oldum ve belediye tarihinde 21 yıldır aynı işte çalışan ilk kişi oldum.’’ Demircioğlu, aradan geçen 21 yıl içerisinde 8 bin telefon numarasını, belediyenin yeni binasına taşındığında da 5000 yeni numarayı ezberlediğini kaydetti. Kocaeli / aa

28.12.2009


 

72 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyor

orum’un Sungurlu ilçesinde 86 yaşındaki Arif Alafoğlu, 72 yıldır ayakkabı tamirciliği yaparak geçimini sağlıyor. Sungurlu’nun Pazar Caddesi’nde küçük bir dükkânda 72 yıldır ayakkabı tamir ederek hayatını sürdüren Arif Alafoğlu, küçük yaşta başladığı mesleğini hâlâ devam ettiriyor. Alafoğlu, dayısının yanında 14 yaşında çırak olarak başladığı mesleğini, askerden geldikten sonra kendi iş yerini açarak ilerlettiğini söyledi. Babasının çiftçilik yaptığı dönemde kendisinin ayakkabı tamirciliği işi yapmaya başladığını anlatan Alafoğlu, ayakkabı tamiri yaparak çocuklarının eğitimlerini tamamlattığını, oğlunun birisinin memur diğerinin de doktor olduğunu bildirdi. Çalışmayı çok sevdiğini ifade eden Arif Alafoğlu, sağlık durumunun çok iyi olduğunu, bunu da çalışmasına borçlu olduğunu anlattı. Çorum / aa

28.12.2009


 

Büyük ikramiye ‘delirtiyor

MİLLÎ Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün yılbaşı özel çekilişinde vereceği 30 milyon liralık büyük ikramiyenin, kazanılmasının ya da kaybedilmesinin, kişide psikolojik yönden bozukluğa yol açabileceği bildirildi. Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, piyango bileti alırken bazı kişilerin çok büyük beklentilere girerek bütün sorunlarının çözümünü aldıkları bilete bağladıklarını söyledi. Öztanrıöver, ‘’Bilet alan kişiler, yaşadıkları onca kötü günden sonra bu parayı hak ettiklerini düşünüyorlar. Ve o gün geldiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Sanki birileri, onun hakkı olan parayı vermemiş gibi hissediyorlar. Öfke, isyan, üzüntü, hatta depresyona girebiliyorlar’’ dedi. Adana / aa

28.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl   oktay usta yemek tarifleri