Güncel |
KENDİLERİNİ TEHDİT ALTINDA MI HİSSETTİLER? |
Sivil vatandaşların intihar girişimlerinin sadece yüzde 2'sinin ölümle sonuçlandığına dikkat çeken Uzman Psikolog Ahmet Kurt, subayların intihar girişimlerinin hepsinin ölümle sonuçlanmasının manidar olduğunıu söyledi. İntiharların sebebinin kaygılar ya da mecbur bırakılma olabileceğini kaydeden Kurt, “Belki onları intihara mecbur bırakacak nedenler vardı. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldığını, tehdit altında olduklarını düşündüler. O kaygılar ve zarar görme düşüncesi onları giderek zayıflattı” şeklinde konuştu. BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR İNTİHARI YOK
İntiharcı subayların depresyona girmiş, kendilerini sonsuz çaresizlik içinde hissetmiş ve yardım alabilecekleri hiç kimse olmadığını düşünmüş olabileceklerini belirten Kurt, intiharların onur intiharı olarak nitelenmesinin yanlış olduğunu vurgularken, bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharının bulunmadığına işaret ederek, “En kötü haksızlığa uğrasak, iftira bile atılsa bu yola başvurmayız. 'Dur bir intihar edeyim de herkes haklılığımı anlasın, bir ders vereyim' anlayışı bizde mevcut değil. Japonya gibi Uzakdoğu ülkeleri olsa anlaşılabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var” dedi.
Tehdit mi, çaresizlik mi?
Uzman Psikolog Ahmet Kurt, son günlerde yaşanan subay intiharlarını, onur intiharı olarak kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Ahmet Kurt, yaptığı açıklamada, intiharların asıl sebebinin kaygılar ya da mecbur bırakılma olabileceğini kaydetti. Subayların intihar girişimlerinin hep ölümle sonuçlanmasına dikkat çeken Kurt, sivil vatandaşların intihar girişimlerinin sadece yüzde 2’sinin ölümle sonuçlandığını, ancak subayların intihar girişimlerinin ise hepsinin ölümle sonuçlandığını vurguladı. Kurt, “Belki onları intihara mecbur bırakacak nedenler vardı. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldığını, tehdit altında olduğunu düşündüler. O kaygılar ve zarar görme düşüncesi onları giderek zayıflattı. Depresyona girdiler. Sonsuz çaresizlik anı yaşadılar. Yardım alabilecek hiç kimse olmadığını düşündüler. Hesabı kısa tutmuş olabilirler” dedi.
“KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR İNTİHARI YOK” Kurt, Türk kültürü ve inanç sisteminde onur intiharı olmadığını belirterek, yaşanan intiharları onur intiharları olarak kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Kurt şöyle konuştu: “Bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharı yok. En kötü haksızlığa uğrasak, iftira bile atılsa bu yola başvurmayız. ‘Dur bir intihar edeyim de herkes haklılığımı anlasın, bir ders vereyim’ anlayışı mevcut değil. Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri olsa anlaşılabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var.”
İLAHİYAT DEKANI PROF. DR. ERBAŞ:
İNTİHARDAN ÇEVREDEKİLER DE SORUMLU
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Erbaş da intiharın birden bire gelişen bir şey olmadığını belirterek, intihara meyilli insanların çevredekiler tarafından fark edilebileceğini söyledi. Erbaş, intiharın hem inanç boşluğu hem de psikolojik sebeplerden yaşanabileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “Eğer intihar eden kişinin yakınları, intiharı sezmiş, belirtilerini görmüş ve bir şey yapmamışlarsa onlar da bundan sorumlu olabilirler. Kişi yalnızlık duygusuna kapıldığı zaman intihara teşebbüs eder. Bu sebeple böyle bir belirti gören yakınları kişiye sabır telkin etmesi, yalnızlığını, sıkıntılarını paylaşması, tıbbi yardım alma konusunda hem kişi hem de çevreden yardım talebinde bulunması gerekir. Dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu kabul ederek, her türlü zorluğa, her türlü haksızlığa rağmen sabırlı olmak, mücadele etmek inançla ilgili bir husustur. Kişideki inanç boşluğu da intiharı tetikler. Çünkü inancımıza göre intihar haramdır ve büyük bir günahtır.” |
24.12.2009 |