24 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Yargıda YARSAV kavgası

Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, kendisine ve derneğe ait telefonların ve bilgisayar yazışmalarının dinlenip izlendiği iddiasıyla MİT, Emniyet ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) görevlileri hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada verilen ‘’takipsizlik’’ kararını kaldırdı.

Sİncan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, kendisine ve derneğe ait telefonların ve bilgisayar yazışmalarının, dinlenip izlendiği iddiasıyla MİT, Emniyet ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) görevlileri hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada verilen ‘’takipsizlik’’ kararını kaldırdı. Edinilen bilgiye göre, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Hayri Keskin’in, TİB’de yaptığı ikinci incelemeye ilişkin raporun ulaşmasının ardından, eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu’nun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği takipsizlik kararının kaldırılması yönündeki itirazını kabul etti. Mahkeme, Eminağaoğlu’nun itirazını ‘’haklı ve yerinde’’ görerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, MİT, Emniyet ve TİB görevlileri hakkında vermiş olduğu ‘’kovuşturmaya yer olmadığına’’ ilişkin kararı kaldırdı. Bu arada Eminağaoğlu’nun ‘’iletişiminin izlendiğine dair suç duyurusuna’’ ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, suç duyurusu dosyasını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Soruşturma Bürosuna da göndermeyi kararlaştırdı.

24.12.2009


 

KENDİLERİNİ TEHDİT ALTINDA MI HİSSETTİLER?

Sivil vatandaşların intihar girişimlerinin sadece yüzde 2'sinin ölümle sonuçlandığına dikkat çeken Uzman Psikolog Ahmet Kurt, subayların intihar girişimlerinin hepsinin ölümle sonuçlanmasının manidar olduğunıu söyledi. İntiharların sebebinin kaygılar ya da mecbur bırakılma olabileceğini kaydeden Kurt, “Belki onları intihara mecbur bırakacak nedenler vardı. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldığını, tehdit altında olduklarını düşündüler. O kaygılar ve zarar görme düşüncesi onları giderek zayıflattı” şeklinde konuştu.

BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR İNTİHARI YOK

İntiharcı subayların depresyona girmiş, kendilerini sonsuz çaresizlik içinde hissetmiş ve yardım alabilecekleri hiç kimse olmadığını düşünmüş olabileceklerini belirten Kurt, intiharların onur intiharı olarak nitelenmesinin yanlış olduğunu vurgularken, bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharının bulunmadığına işaret ederek, “En kötü haksızlığa uğrasak, iftira bile atılsa bu yola başvurmayız. 'Dur bir intihar edeyim de herkes haklılığımı anlasın, bir ders vereyim' anlayışı bizde mevcut değil. Japonya gibi Uzakdoğu ülkeleri olsa anlaşılabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var” dedi.

Tehdit mi, çaresizlik mi?

Uzman Psikolog Ahmet Kurt, son günlerde yaşanan subay intiharlarını, onur intiharı olarak kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Ahmet Kurt, yaptığı açıklamada, intiharların asıl sebebinin kaygılar ya da mecbur bırakılma olabileceğini kaydetti. Subayların intihar girişimlerinin hep ölümle sonuçlanmasına dikkat çeken Kurt, sivil vatandaşların intihar girişimlerinin sadece yüzde 2’sinin ölümle sonuçlandığını, ancak subayların intihar girişimlerinin ise hepsinin ölümle sonuçlandığını vurguladı. Kurt, “Belki onları intihara mecbur bırakacak nedenler vardı. Belki daha büyük zarar görebileceklerini, çemberin daraldığını, tehdit altında olduğunu düşündüler. O kaygılar ve zarar görme düşüncesi onları giderek zayıflattı. Depresyona girdiler. Sonsuz çaresizlik anı yaşadılar. Yardım alabilecek hiç kimse olmadığını düşündüler. Hesabı kısa tutmuş olabilirler” dedi.

“KÜLTÜRÜMÜZDE ONUR İNTİHARI YOK”

Kurt, Türk kültürü ve inanç sisteminde onur intiharı olmadığını belirterek, yaşanan intiharları onur intiharları olarak kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Kurt şöyle konuştu: “Bizim kültür ve inanç sistemimizde onur intiharı yok. En kötü haksızlığa uğrasak, iftira bile atılsa bu yola başvurmayız. ‘Dur bir intihar edeyim de herkes haklılığımı anlasın, bir ders vereyim’ anlayışı mevcut değil. Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri olsa anlaşılabilir. Çünkü o ülkelerin kültüründe bu var.”

İLAHİYAT DEKANI PROF. DR. ERBAŞ:

İNTİHARDAN ÇEVREDEKİLER DE SORUMLU

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Erbaş da intiharın birden bire gelişen bir şey olmadığını belirterek, intihara meyilli insanların çevredekiler tarafından fark edilebileceğini söyledi. Erbaş, intiharın hem inanç boşluğu hem de psikolojik sebeplerden yaşanabileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “Eğer intihar eden kişinin yakınları, intiharı sezmiş, belirtilerini görmüş ve bir şey yapmamışlarsa onlar da bundan sorumlu olabilirler. Kişi yalnızlık duygusuna kapıldığı zaman intihara teşebbüs eder. Bu sebeple böyle bir belirti gören yakınları kişiye sabır telkin etmesi, yalnızlığını, sıkıntılarını paylaşması, tıbbi yardım alma konusunda hem kişi hem de çevreden yardım talebinde bulunması gerekir. Dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu kabul ederek, her türlü zorluğa, her türlü haksızlığa rağmen sabırlı olmak, mücadele etmek inançla ilgili bir husustur. Kişideki inanç boşluğu da intiharı tetikler. Çünkü inancımıza göre intihar haramdır ve büyük bir günahtır.”

24.12.2009


 

Soruşturma genişletilsin

‘’Atabeyler Grubu’’na yönelik açılan ve aralarında 2 emniyet müdürü, 2 subay ve 2 astsubayın da bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davada, soruşturmanın genişletilmesi talep edildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dünkü duruşmasına, tutuksuz sanıklar Murat Eren, İsmail Binici ve Yasin Yaman ile sanık avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, soruşturmanın genişletilmesini talep etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gönderilen ‘’Ergenekon’’ davasının dosyasını ve ek klasörlerini içeren 3 adet DVD’nin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin soruşturması doğrultusunda hazırlanan iddianame ve ekleri ile ilgili olduğunu belirten Taştan, iki dosya arasındaki bağlantının denetime esas teşkil edecek şekilde tespitinin sağlıklı değerlendirilebilmesi için yürütülen soruşturma hakkında kamu davası açıldı ise iddianamesi ve eklerini içerir DVD’lerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nden istenmesine karar verilmesini istedi. Mahkeme, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak, görülen ‘’Ergenekon’’ davasının iddianame ve eklerine ilişkin daha önce gönderilen DVD’lerin bir kısmının izlenememesi sebebiyle, konu ile ilgili tüm DVD’lerin incelemeye imkan verir örneklerinin yeniden çıkartılarak gönderilmesinin istenmesine ve söz konusu DVD’lerin birer örneğinin sanık avukatlarına verilmesi için Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

24.12.2009


 

Fasıl değil, reform önemli

Yazılı medya ve internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinin genel yayın müdürleri ile bir araya gelen AB’den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 2009 yılını değerlendirdi. Anayasanın bir mıknatıs gibi kendilerini aşağıya çektiğini belirten Bağış, açılan fasıllarla ilgili olarak da “Skor önemli değil. Önemli olan fasıl açmak değil, reformları yapmaktır” dedi.

Daha iyi anayasa herkesin talebi

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, muhalefetin de bugünkü Anayasa’dan çok mutlu olduklarını zannetmediğini belirterek, ‘’Anayasa ile ilgili, daha demokratik ülkeye kavuşmamızla ilgili talep sadece iktidarın talebi değildir” dedi.

Bağış, Esma Sultan Yalısı’nda yazılı ve internet basının temsilcileriyle bir araya geldi ve AB’ye yönelik iletişim stratejisi konusunda değerlendirmede bulunarak, görüş ve önerilerini dinledi. Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bağış, TBMM’de bir haftanın AB’ye ayrılmasına ilişkin teklifinin sorulması üzerine, Reform İzleme Komisyonu’nda konunun ele alındığını ifade etti. Konuyu Bakanlar Kurulu’na iletme kararı aldıklarını ve dün de Meclis Başkanı ile paylaştıklarını anlatan Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan da gerekli desteği alacaklarına inandığını söyledi. ‘’AB, hükümetimizin en önemli projelerinden bir tanesidir. Bir devlet projesidir’’ diyen Bağış, muhalefet partilerinin de programlarında AB’nin bir devlet projesi olduğunun ifade edildiğini hatırlattı. Bağış, ‘’Muhalefet de destek vereceğini söylüyor. Haydi, buyurun, desteği görelim. Mecliste ayın bir haftasını AB kanunlarına ayıralım, Mecliste tartışmaları komisyonlarda yapalım ama AB kanunları o bir hafta içinde Genel Kurula indiğinde tartışmadan hep beraber onlara oy verelim’’ dedi.

AB sürecinin Türkiye’nin bütün kesimlerinin süreci olduğunu dile getiren Bağış, ‘’Bunun sağı solu yok, işçisi işvereni yok, askeri sivili yok, kadını erkeği yok. Hepimizin daha aydınlık yarınlara kavuşması için el ele verip hep beraber çalışalım diyoruz’’ diye konuştu.

Bağış, başka bir soru üzerine de ‘’Türkiye’nin teslim olup AB’ye girmesi kolay ama biz teslim olmadan, diklenmeden, dik durarak, kendi tarihi zenginliğimizin bilinci içerisinde, kendi gücümüzün bilinci içerisinde AB’ye katkıda bulunmaya gidiyoruz’’ dedi.

MUHALEFET DE ANAYASADAN

MEMNUN DEĞİL

Bağış, bir başka soruyu cevaplarken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bugünkü Anayasa’dan çok mutlu olduklarını zannetmediğini belirterek, şunları söyledi: ‘’Anayasa ile ilgili, daha demokratik ülkeye kavuşmamızla ilgili talep sadece iktidarın talebi değildir. Türkiye’de demokraside her duraksama yaşandığında bunun mağdurlarından biri de Sayın Baykal’ın kendisi olmuştur. Türkiye’de her darbe yaşandığında gözaltına alınan, hapsedilen insanların başında kendisi gelmiştir. Herkesten evvel onun daha demokratik, daha laik, daha sosyal adaletli bir hukuk devletine kavuşmamız için Anayasa değişikliklerinde öncülük yapması gerekir diye düşünüyorum. Ama bu konuda da maalesef CHP’den veya MHP’den veya diğer partilerden farklı bir açılım göremiyorum, fazla bir adım göremiyorum. Ümit ediyorum ki 2010 yılına girerken bu partilerin Türkiye’nin önünü açacak fikirlerini, yeni Anayasa taslaklarıyla ortaya koyarlar. Biz de görürüz onların nasıl bir Türkiye tasavvur ettiklerini.’’

ÇEVRE FASLININ AÇILMASI BİR MU'CİZE

Müzakere sürecinde çevre faslının açılmasına yönelik bir soru üzerine de Bağış, ‘’Çevre faslının açılmış olması bile bir mucizedir’’ dedi. Bağış, 15 yıl önce çöplerin patladığı, gaz maskelerinin dağıtıldığı bir ülkede çevre faslının açılmış olmasının bu konuda belli bir duyarlılığın yakalandığını gösterdiğini söyledi.

Çevreyle ilgili şu an yüksek gelen maliyetlerin zaman içerisinde yeni gelişen teknolojiyle düşeceğini ifade eden Bağış, Türkiye’nin sonuçta çok daha sağlıklı bir ülke olacağını dile getirdi.

24.12.2009


 

Kazazedelere ilkyardımı polis yapacak

İçİşlerİ Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek ‘’İlkyardımda Polis Projesi’’ ile kazaya karışan veya herhangi bir sebeple ilkyardıma ihtiyaç duyan insanlara, emniyet görevlilerince bilinçli ve profesyonelce ilkyardım yapılacak.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın imzasıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgeyle ‘’İlkyardımda Polis Projesi’’nin hayata geçirilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. Projeye göre, kazaya karışan veya herhangi bir sebeple ilkyardıma ihtiyaç duyan insanlara, emniyet görevlilerince bilinçli ve profesyonelce bir ilkyardım yapılabilmesine yönelik geniş kapsamlı bir eğitim programı uygulamaya konulacak. Herhangi bir sebeple yaralama ve ölüme sebep olan kaza, doğal afet ve diğer bütün olaylarda olay yerine ilk giden görevlilerin polis ekipleri olduğu kaydedilen genelgede, olay yerindeki polis ekiplerinin ilkyardım görevinin, tıbbî müdahale sağlayan sağlık personelinin müdahalesi kadar önemli olduğu vurgulandı.

24.12.2009


 

4 örgüt üyesi, ‘’etkin pişmanlık’’tan serbest

ŞIrnak’In Silopi ilçesinde terör örgütü PKK’dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 4 terörist serbest bırakıldı.

Edinilen bilgiye göre, 20 Aralık 2009 tarihinde terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki kamplarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 1’i kadın 4 örgüt üyesiyle ilgili Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının gönderdiği dosya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştı. Burada özel yetkili savcılar tarafından yapılan incelemenin ardından teslim olan 4 örgüt üyesi, TCK’nın ‘’etkin pişmanlık’’ hükümlerinden yararlandırılarak serbest bırakıldı.

24.12.2009


 

30 bin öğrenciye daha burs

YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, burs alan öğrenci sayısının 30 bin kontenjan daha arttırılarak 117 bine çıkarıldığını bildirdi.

Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, YURTKUR’dan burs ve öğrenim kredisi için 468 bin 389 öğrenci başvurduğunu belirtti. Burs alan öğrenci sayısının daha önce 87 bin olarak açıklandığını hatırlatan Albayrak, kontenjanın 30 bin daha arttırılarak 117 bine çıkarıldığını bildirdi. Albayrak, başvuruda bulunan öğrencilerden 117 binine burs, geri kalan bütün öğrencilere ise öğrenim kredisi verileceğini ifade etti. Albayrak bugün mesai bitimine kadar taahhüt senetlerini noterde tanzim ve tasdik ettirdikten sonra kuruma teslim edenlere ödemelerin 11 Ocak 2009 tarihinden itibaren T.C. Ziraat Bankası şubelerinden yapılacağını kaydetti. Albayrak, Ocak 2010 tarihinden itibaren burs ve öğrenim kredisi miktarının 180 TL’den 200 TL’ye yükseltildiğini hatırlattı.

24.12.2009


 

Merkezî ezan azalacak

Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen İl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesinde, ezanı usulüne göre güzel okuyan yeterli sayıda din görevlisinin bulunmaması sebebiyle merkezî ezan uygulamasına gidildiği ifade edilerek, sürdürülen hizmet içi eğitim faaliyetleri sonucunda ezanı güzel okuyan görevli sayısı arttıkça, daha çok sayıda camide ezan okunmasının sağlanacağı belirtildi.

Merkezî ezan azalıyor

Dİyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen İl Müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi’nde, sürdürülen hizmet içi eğitim faaliyetleri sonucunda ezanı güzel okuyan görevli sayısı arttıkça, daha çok sayıda camide ezan okunmasının sağlanacağı belirtildi. Edinilen bilgiye göre, 18-20 Aralık tarihleri arasında Rize’de Başkanlığın üst düzey yöneticileri, il müftüleri ve kadın il müftü yardımcılarının katılımıyla gerçekleştirilen seminerin sonuç bildirgesinde, Türk milletini birleştiren ve birbirine kaynaştıran üst değerlerden birisinin İslam kardeşliği olduğu ifade edildi. Bildirgede, toplumların sosyo-kültürel farklılıklarının ötekileştirmeyi ve ayrışmayı besleyen unsurlar olmaktan çok kaynaşmayı ve ortak değerler üreterek bu değerleri paylaşmayı sağlayan bir çeşitlilik ve zenginlik olduğu belirtildi.

Ezanı usulüne göre güzel okuyan yeterli sayıda din görevlisinin bulunmaması sebebiyle merkezi ezan uygulamasına gidildiğine işaret edilen bildirgede, sürdürülen hizmet içi eğitim faaliyetleri sonucunda ezanı güzel okuyan görevli sayısı arttıkça, daha çok sayıda camide ezan okunmasının sağlanacağı belirtildi. Ayrıca vaizlerin sayısındaki artış dikkate alınarak yüz yüze vaaz uygulamasının arttırılacağı bildirildi.

Din hizmetlerinin doğası gereği başka hiç bir hizmet alanıyla kıyaslanamayacak bir özelliğe sahip olduğu belirtilen açıklamada, ‘’Din görevi ifa eden personelin kendilerince makul ve yerinde görülen kimi gerekçelerle iş bırakmaları, ne üstlendikleri görevin manevi sorumluluğuyla ve ne de milletimizin dine ve din görevlisine atfettiği yüksek mana ve değerle bağdaşmaktadır’’ görüşüne yer verildi.

24.12.2009


 

Gazetecilere yeşil pasaport

Türkİye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel’in, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı ziyareti sırasında gündeme getirdiği gazetecilere ‘’yeşil pasaport’’ verilmesi önerisi, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünden de destek gördü.

Yapılan yazılı açıklamaya göre, TGF Başkanı Atilla Sertel’in teklifine sıcak baktığını ifade eden Basın Yayın Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, gazetecilerin yeşil pasaport alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti. Melek, ‘’TGF Genel Başkanı Atilla Sertel’in gazetecilere yeşil pasaport verilmesi konusunda güzel bir fikri vardı. Bu fikrin hayata geçmesi için biz de elimizden gelen desteği vereceğiz. 18 seneyi doldurarak, sürekli basın kartı alan gazetecilerin yeşil pasaport alabilmesi için çalışma yapıyoruz’’ dedi. ’’

24.12.2009


 

Genel Müdür Taşcı, Radyo 7’nin konuğu olacak

Yenİ Asya A.Ş. Medya Grup Genel Muduru Recep Taşcı bugün Radyo 7'nin konuğu olacak. 12:00-13:00 saatleri arası yayınlanacak olan Eda İle Gün Ortası programında konuşacak olan Taşcı, günlük ekonomik gelişmeler ve müessesemiz faaliyetler hakkında bilgi verecek, soruları cevaplandıracak.

24.12.2009


 

DTP’li başkanlar BDP’ye katıldı

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu DTP'li 94 belediye başkanı ve dokuz il genel meclisi başkanı Barış ve Demokrasi Partisine (BDP) katıldı.

BDP Genel Başkanı Demir Çelik, barış yönlü taleplerin terörize edilerek toplum dışına itilmek istendiğini savundu.

24.12.2009


 

Aşı geç ithal edilmedi

SağlIk Bakanı Recep Akdağ, Türkiye’nin Avrupa’daki ülkeler arasında aşıya en erken ulaşan ve uygulamaya başlayan ülkelerden biri olduğunu, dolayısıyla ‘’aşının geç ithal edildiği’’ iddiasının doğru olmadığını bildirdi.

Akdağ, 17 Aralık itibariyle 458 vatandaşın domuz gribinden hayatını kaybettiğini belirtti.

Akdağ, MHP Hatay Milletvekili Turan Çirkin ve CHP Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, domuz gribi ile ilgili yazılı soru önergelerini ayrı ayrı cevapladı. Recep Akdağ, domuz gribi sebebiyle toplam 43 milyon doz pandemik A (H1N1) gribi aşısının teminine yönelik alım bağlantısının yapıldığını bildirdi. Aşı ile ilgili yapılan bağlantının, bir sigorta işlemi olduğunu ifade eden Akdağ, 43 milyon dozun tamamının alınmak zorunda olmadığından, toplam maliyetin temin edilecek aşı miktarına bağlı olacağını bildirdi. Elde aşı kalmasının söz konusu olmayacağını belirten Akdağ, ‘’Risk grubunda olan kişilerin aşılamaları gönüllülük esasına göre yürütülmektedir. Bakanlığım risk grubunda bulunan vatandaşlarımızı bilgilendirme çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürmektedir’’ dedi.

Akdağ, 43 milyon doz pandemik A(HINI) gribi aşısının, hastalıktan en çok etkilenen risk grupları, hastalığın topluma yayılmasında önemli rolü olan öğrenciler ile toplumsal hizmetlerin aksamadan sürdürülmesi için görev yapan kamu personelini aşılayacak miktar olduğunu belirterek, Türkiye’nin Avrupa’daki ülkeler arasında aşıya en erken ulaşan ve uygulamaya başlayan ülkelerden biri olduğunu, dolayısıyla ‘’aşının geç ithal edildiği’’ iddiasının doğru olmadığını kaydetti.

24.12.2009


 

Demiryolu çalışanları görevlerine döndü

Türk Ulaşım-Sen ve Birleşik Taşımacılık Sendikası’ndan (BTS) yapılan ortak açıklamada, 25 Kasımda açığa alınan demiryolu çalışanlarından 14’ünün görevlerine iade edildiği, 2’sinin ise görevlerine iade edilmelerinin beklendiği bildirildi.

Yazılı açıklamada, memurların 25 Kasımdaki ‘’Uyarı grevinin’’ ardından TCDD yönetiminin 16 personeli açığa aldığı ifade edildi. TCDD’nin açığa alma işlemini durdurması için 15 Aralıkta yapılan ‘’1 günlük uyarı grevinin’’ ardından da 30 personelin daha açığa alındığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: ‘’Türk Ulaşım-Sen ve BTS Genel Merkez yetkililerinin, TCDD yönetimi ile yapmış olduğu görüşmeler neticesinde, 19 Aralıkta 6 arkadaşımız, 21 Aralıkta ise 8 arkadaşımız görevine iade edilmiş, böylece 25 Kasımda açığa alınanlardan soruşturması tamamlanan 14 arkadaşımız görevlerine iade edilmiş, kalan 2 arkadaşımızın ise bugün ifade vermelerinin ardından görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir. Diğer taraftan, 15 Aralık eyleminin ardından açığa alınan 30 arkadaşımızla ilgili soruşturma işlemleri sürdürülmekte olup, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından 24 Aralık tarihine kadar bu arkadaşlarımızın da görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir.’’

24.12.2009


 

Demiryolu çalışanları görevlerine döndü

Türk Ulaşım-Sen ve Birleşik Taşımacılık Sendikası’ndan (BTS) yapılan ortak açıklamada, 25 Kasımda açığa alınan demiryolu çalışanlarından 14’ünün görevlerine iade edildiği, 2’sinin ise görevlerine iade edilmelerinin beklendiği bildirildi.

Yazılı açıklamada, memurların 25 Kasımdaki ‘’Uyarı grevinin’’ ardından TCDD yönetiminin 16 personeli açığa aldığı ifade edildi. TCDD’nin açığa alma işlemini durdurması için 15 Aralıkta yapılan ‘’1 günlük uyarı grevinin’’ ardından da 30 personelin daha açığa alındığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: ‘’Türk Ulaşım-Sen ve BTS Genel Merkez yetkililerinin, TCDD yönetimi ile yapmış olduğu görüşmeler neticesinde, 19 Aralıkta 6 arkadaşımız, 21 Aralıkta ise 8 arkadaşımız görevine iade edilmiş, böylece 25 Kasımda açığa alınanlardan soruşturması tamamlanan 14 arkadaşımız görevlerine iade edilmiş, kalan 2 arkadaşımızın ise bugün ifade vermelerinin ardından görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir. Diğer taraftan, 15 Aralık eyleminin ardından açığa alınan 30 arkadaşımızla ilgili soruşturma işlemleri sürdürülmekte olup, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından 24 Aralık tarihine kadar bu arkadaşlarımızın da görevlerine iade edilmeleri beklenmektedir.’’

24.12.2009


 

Yüksek gerilim hatları ölüm saçıyor

ARTVİN ile Giresun arasında kalan 250 kilometrelik alanda yüksek gerilim hatlarının kanser riskini arttırdığı belirlendi.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’nun öncülüğünde 2,5 yılda Doğu Karadeniz kanser haritası hazırlandı. Çevresel faktörlerin kanser vak'alarına olan etkisini belirlemeyi amaçlayan araştırmada, Artvin-Giresun arasında uzanan 250 kilometrelik yüksek gerilim hattının adeta ölüm saçtığı ortaya çıktı. TÜBİTAK’ın desteği ile yapılan proje kapsamında, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kanserin en çok hangi bölgelerde görüldüğü ve hangi kanser türleri ile sık karşılaşıldığı araştırıldı. Ayrıca kanser vakalarının bölgenin bitki örtüsü, su ve toprak kaynakları, arazi yapısı, enerji nakil hattı gibi çevresel faktörlerle ilişkili olup olmadığı incelendi. 2000-2007 yılları arasında Doğu Karadeniz’de yer alan 7 ilde görülen 15 bin 299 kanser vak'ası dikkate alınarak yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. Kanser vak'ası yoğunluğunda Trabzon ilk sıraya yerleşirken, bunu Gümüşhane, Rize ve Artvin, Giresun ve Bayburt izliyor. Araştırmada, güney ve doğu yamaçlarında yaşayanlarda deri kanseri vak'alarının diğer yamaçlara göre daha yoğun olduğu, mide, kalın barsak ve prostat vak'alarının daha çok 250 metre arazi rakımının altında yaşayan insanlarda görüldüğü belirlendi.

24.12.2009


 

Ağaçlara ‘koruma timi’

İSTANBUL Orman Bölge Müdürü İsmail Üzmez, ‘’Yılbaşı ağacı’’ olarak kullanılan çam, köknar ve ladin ağacı bulanan orman alanlarında kaçak kesim ve tahribatın önlenmesi için 400 kişilik bir ekibin 24 saat nöbet tuttuğunu belirterek, vatandaşların bir gecelik eğlence için ağaçlara kıymaması gerektiğini söyledi.

Üzmez, yılbaşı eğlencesi için para harcamaktan çekinmeyen pek çok kişinin, ağaç konusunda duyarlı davranmadığını ve ‘’yılbaşı ağacını’’ ormanlardan kesmeyi tercih ettiğini bildirdi. ‘’Yılbaşı ağacı’’ olarak nitelenen ağaçların yaz ve kış aylarında renklerinin solmadığını, ancak kesildikleri andan itibaren öldüklerini ifade eden Üzmez, tohumdan itibaren yetiştirilen bir ağaç için çok emek sarf edildiğini ve bir ağacın yetişmesi için çok uzun yılların geçmesi gerektiğini vurguladı. Kaçak kesimlerin engellenmesi ve insanların ‘’yılbaşı ağacı’’ ihtiyacını karşılamak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Üzmez, şunları söyledi: ‘’Vatandaşlarımız bir gecelik eğlence için ediğimiz ağaçlar bulunuyor. Fidanlıklarımızda yılbaşı ağaçlarımızı saksıda yetiştiriyoruz. Elimizde yeterince yılbaşı ağacı var. Şu anda vatandaşların talepleri normal ama aşırı talebi de karşılayacak durumdayız.”

24.12.2009


 

Otomotivde ‘kampanya yarışı’

ÖZEL Tüketim Vergisi (ÖTV) indiriminin ardından satışlarında düşüş yaşayan firmaların, stoklarını eritmek ve yıl sonu hedeflerini tutturabilmek amacıyla düzenledikleri ‘’kampanya yarışı’’ sürüyor.

Fiat, aralık ayı sonuna kadar sürecek yeni kampanyası kapsamında ÖTV dönemi indirimlerinden yararlanma fırsatını kaçırdığını düşünen otomobil sevenlere yeni avantajlar sağlıyor. Fiat’ın, peşin alımlarda yüzde 17’ye varan indirim sağlayan ‘’ÖTV Pişmanları İçin Son Fırsat’’ kampanyası kapsamında, Fiat Linea 26 bin 250 liradan, Fiat Grande Punto 24 bin 820 liradan, Fiat Albea Sole ise 19 bin 420 liradan başlayan tavsiye edilen kampanyalı anahtar teslim fiyatlarıyla tüketicilere sunuluyor. Fiat ayrıca kampanya kapsamında peşin alım indiriminden yararlanamayacak müşterilere ise Koç Fiat Kredi çatısı altındaki Fiat Finans’tan 18 bin lira kredi kullanarak 48 ay vadeyle ve 480 lira taksitlerle ödeme fırsatı sağlanıyor. Fiat Ticarî Araçlar’da ise ‘’KDV Bizden’’ sloganıyla Fiat Fiorino Combi ve Fiat Doblo Combi versiyonlarında indirimler sunuyor.

Ford Otosan da 50. yıl kampanyasına ilâve olarak ticarî araçlarda Aralık sonuna kadar yüzde 8’lik ek indirim uygulamaya başladı. Kampanya kapsamında, Cargo hariç bütün binek ve ticarî araçlara 50 ay 500 lira taksit, 50 ay garanti ve 5 bin liraya varan indirimler yapılırken, söz konusu kampanyanın üzerine ticarî araçlarda 31 Aralık 2009 tarihine kadar yüzde 8 ilâve indirim uygulanmaya başlandı. Kampanya kapsamında Fiesta’da 8 bin 195, Focus’ta 10 bin 965, Connect’te 5 bin 720, Transit’te 9 bin 65 lira peşinat ödeyenler 500 lira taksit ve 50 ay garantiden yararlanıyor.

Hyundai de 31 Aralık’a kadar 1600 cc’ye kadar motor hacmine sahip olan bütün modelleri için ÖTV oranını yüzde 25’e sabitleyecek şekilde indirim imkânı sunuyor. Hyundai’nin 1600 cc’den yüksek motor hacmine sahip binek otomobillerinde ve hafif ticarî araçlarında da her modele özel olarak peşin alım indirim imkânı da veriliyor.

Renault ise 31 Aralık’a kadar sürecek ‘’gençliğin önüne kimse geçemez’’ kampanyasını sürdürüyor. Kampanya kapsamında yetkili satıcılara götürülecek ‘’hediye çekleri’’ vasıtasıyla, Laguna, Laguna Coupe ve Koleos’un bütün versiyonlarında 4 bin lira, Symbol, Megane Hatchback, Megane Coupe, Megane Sport Tourer, Clio Hatchback, Clio Grand Tour ve Grand Scenic’in bütün versiyonlarında 2 bin lira indirim imkânı sunuluyor.

Peugeot modellerini test edenlere 7 bin 400 bin liraya varan fiyat avantajının yanı sıra 407 modelinde 30 bin lira krediye 12 ay sıfır (0) faiz oranı uygulanıyor.

Toyota da bütün modellerinde 3 bin liraya varan indirim fırsatı sunuyor. Citroen’de 90’ıncı yıl kampanyasında 15 bin liraya 12 ay, yüzde 0 faiz fırsatı ve 2 bin 500 liraya varan indirimlerine devam ediyor.

Opel ise yıl sonuna kadar devam edecek kampanyasında, model yılı 2010 olan araçlarında 10 bin liraya ulaşan avantajı müşterilerine sunuyor. Skoda da düzenlediği kampanyada bütün modellerinde 6 bin liraya varan indirimler sunuyor.

Fiyatlar, ÖTV’ indiriminin altına indi

FİRMALARIN yaptığı yıl sonu kampanyaları sonucunda otomobil fiyatları, 1 Ekim öncesinde uygulanan yüzde 10’luk ÖTV avantajıyla oluşan rakamların da altına indi. Otomotiv sektörüne yönelik açıklanan paketle birlikte ÖTV yüzde 37’den yüzde 18’e düşürüldü. 3 aylık dönemin ardından yavaş bir geçiş sağlanması amacıyla ÖTV oranı yüzde 18’den yüzde 27’ye çıkarılırken, bu avantaj 1 Ekim itibarıyla sona erdi. Firmalar ÖTV avantajıyla canlanan satışlarını devam ettirmek, kötü başladıkları 2009 yılını iyi bir şekilde kapatmak için birbirinden farklı kampanyalar düzenledi. Öyle ki, yıl sonu kampanyaları, 1 Ekim öncesinde uygulanan yüzde 10’luk ÖTV avantajıyla oluşan rakamların da altına indi.

24.12.2009


 

Toprağı şekillendirerek para kazanıyorlar

BİTLİS’İN Mutki İlçesi’ne bağlı Kavakbaşı beldesinde yaşayan kadınlar, topraktan yaptıkları vazo, çaydanlık, küp, testi, kül tablası, çanak ve çömleklerle aile bütçelerine katkı sağlıyorlar.

Beldeyi ziyaret eden Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, kadınlar tarafından yapılan tandır, çanak ve çömlekleri inceledi. Belde halkının, el san'atları ve hayvancılıkla geçimini sağladığını hatırlatan Vali Yılmaz, özellikle beldede yaşayan kadınların, yaptıkları el ürünleriyle aile bütçelerine katkı sunduklarını kaydetti. Kavakbaşı beldesinin özellikle topraktan yapılan tandırlarıyla dikkati çektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu: ‘’Tandır için bir proje hazırlayacağız. Tanıtım amacıyla tandırın üzerine Mutki yazacağız. Tandır, çanak ve çömleklerimiz ilçenin tanıtımında büyük rol oynayacak. Beldede, el san'atları üretimi yapanlar için bir yer oluşturmak istiyoruz. Bu el san'atlarını yapanları bir yerde toplamak istiyoruz. Kadınlar tandır, çanak ve çömleklerin dışında vazo, çaydanlık, küp, testi, kül tablası yaparak, toprağı çok güzel şekillendiriyor. Bunu değerlendirmemiz lâzım. Ayrıca belde halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor.’’ Çanak ve çömlek yapan 66 yaşındaki Zeliha Deniz ise, 46 yıldır topraktan vazo, çaydanlık, küp, testi, kül tablası, çanak ve çömlek yaparak geçimini sağladığını söyledi.

24.12.2009


 

Pazarcılar marketlerden şikâyetçi oldu

PAZARCI esnafı marketlerin haksız rekabet yaptığı ve damping uygulamasında bulunduğu iddiasıyla şikâyetçi oldu.

Bağcılar Belediyesi pazarcı esnafıyla bir toplantı yaparak esnafın sorunlarını dinledi. Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı’nda düzenlenen programda, Bağcılar’da pazara çıkan esnaf sorunlarını anlattı. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Başkan Yardımcıları ve birim müdürleri katıldı. Esnafla sık sık toplantılar yapıldığını anlatan Başkan Çağırıcı, pazar esnafı ile ilk defa toplantı yapıldığını söyledi. Pazar açma ve kapama saatlerine uyulmasını ve ölçü aletlerinin ayarlarına dikkat edilmesi uyarısında bulunan Çağırıcı, çevre temizliğine de dikkat etmelerini söyledi. Pazarcıların künyesinin mutlaka tezgâh üzerinde bulunması gerektiğini belirten Çağırıcı pazarcıların sesli satış yapmaktan, kapı önlerini kapamaktan ve kendilerine ait olmayan bölgeleri işgalden uzak durmaları gerektiğini ifade etti. Daha sonra söz alan esnaflar özellikle pazar kurulan bölgelerde marketlerden şikâyetçi oldu. Marketlerin market önlerinde satış yaparak haksız rekabet yaptığı iddiasında bulundu. Marketlerin özellikle pazar kurulduğu günlerde pek çok üründe damping uyguladığını ileri süren pazarcı esnafı belediyeden bunun takibini yapmasını istedi.

24.12.2009


 

En az boşanma Hakkâri ve Bitlis’te

TÜRKİYE’DE boşanmanın en az yaşandığı iller arasında Hakkâri birinci, Bitlis ikinci sırada yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TİK)’nun 2008 verilerine göre Bingöl’de 135, Van’da 161, Muş’ta 76, Bitlis’te 38, Hakkâri’de 30 ve Ağrı’da 114 boşanma vak'ası kaydedildi. Resmî veriler ilginç bir gelişmeye daha işaret ediyor. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki evlilik oranlarında düşüş gözlenirken, boşanmalar artıyor. Bölgede 2004’te 59 bin 342, 2005’te 65 bin 35, 2006’da 59 bin 850, 2007’de 57 bin 482 ve 2008 yılında da 56 bin 305 çift nikâh akdi imzaladı. Bölgede 2008 yılında yapılan evlilik sayısı 2004’e göre yüzde 5.11 oranında düştü. Bitlis’in Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı beldesinde ikamet eden 55 yıllık evli çift Salih ve Dilşah Okay, evliliği mutlu bir şekilde sürdürmek için saygı ve sevginin şart olduğunu vurguluyor. Okay çiftinin 9 çocukları ve 36 torunları var. Salih Okay, “Şimdiki gençler, evliliği oyuncak ve eğlence olarak gördükleri için boşanmalar fazla. Aileler çocuklarına evliliğin kutsal olduğu konusunda gerekli bilgiyi veriyor. Gençler, televizyon ekranlarında evlenip kısa sürede boşanan sanatçıları örnek alıyor” dedi.

24.12.2009


 

Yeni Dünya ağaçları çiçek açtı

TÜRKİYE üretiminin tamamına yakınının karşılandığı Akdeniz Bölgesinde, ‘’Malta eriği’’ olarak da bilinen ‘’Yeni Dünya’’ ağaçları çiçek açtı.

Anavatanı Güney Doğu Asya ülkeleri olan ve ilkbaharın müjdecisi sayılan yeni dünya ağaçları çiçeklerini açtı. Türkiye üretiminin tamamına yakınının karşılandığı Akdeniz Bölgesinde, yeni dünya ağaçları kış ayları boyunca görsel bir şölen sunarken, ağaçlar, Mart ayının ilk günlerinde ise tatlı ve iri çekirdekli meyvelerini vermeye başlıyor.

24.12.2009


 

Büyük Selçuklu Mirası tanıtılacak

Büyük Selçuklu Mirası Projesi’nin Belgesel Yönetmeni ve Fotoğraf Sanatçısı İbrahim Dıvarcı, yaptığı açıklamada, insanların kendi medeniyetine aşina olmasını sağlamak ve bu medeniyete vefa borcunu yerine getirmek amacıyla bir takım çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Bu çerçevede ilk olarak 2008 yılında Konya merkez Selçuklu Belediyesi tarafından Anadolu Selçuklu Eserleri Fotoğraf Albümü’nün hazırlandığını ve bir belgesel film yapıldığını anlatan Dıvarcı, aynı yılın Ekim ayında da bu eserlerin Anadolu Selçuklu Şehirleri Sempozyumu’nda anlatıldığını hatırlattı. Devamında bu yıl da ‘’Büyük Selçuklu Mirası’’ Projesi için çalışmalara başladıklarını dile getiren Dıvarcı, ‘’Yaklaşık 2,5 yıl süren ön çalışmalar sonrasında Konya Aydınlar Ocağı tarafından hazırlanan proje, bu yılın Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı sunuldu ve kabul gördü. Cumhurbaşkanlığı makamı projeye özel önem veriyor. Her aşamada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen’in desteklerini görüyoruz. Öte yandan Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan bey de proje ile yakından ilgileniyor. Makamın himayesiyle çalışmalara bu yılın Kasım ayında başlandı’’ diye konuştu. Dıvarcı, Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun maddî katkıları, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) denetim ve koordinasyonunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle hayata geçirilecek projede ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in genel koordinatör olarak görev aldığını, proje ekibinin Prof. Dr. Haşim Karpuz, Doç. Dr. Osman Eravşar, Sadık Yalsızuçanlar, Yrd. Doç. Dr. Tacettin Şimşek, Ahmet Kuş, Feyzi Şimşek, Ömer Faruk Çetin, Tamer Yiğit, Umut Yavuz ve Temel Dıvarcı’dan oluştuğunu söyledi.

12 ÜLKEDEKİ BÜYÜK

SELÇUKLU ESERLERİ

TEK TEK FOTOĞRAFLANACAK

Proje kapsamında, Afganistan, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, İran, İsrail, Mısır, Özbekistan, Suriye, Türkmenistan, Türkiye ve Yemen ile özerk cumhuriyet olan Nahcıvan’daki Selçuklu mimarî eserlerinin son durumlarının tesbit edilip, fotoğrafları ve görüntülerinin çekileceğini anlatan Dıvarcı, ayrıca İngiltere, Almanya, ABD, Rusya, Fransa, Suriye ve İran’daki Büyük Selçuklu Koleksiyonlarına sahip müzelerde bulunan mermer, ahşap, çini, sikke, kilim, halı, yazma eser ile madeni ve taş eserlerin de fotoğraflanacağını bildirdi.

3 CİLTLİK FOTOĞRAF ALBÜMÜ, BELGESEL VE KİTAP HAZIRLANACAK

DIvarcI, bunun yanı sıra eserlerin planlarını da çıkarmayı hedeflediklerini dile getirerek, şöyle devam etti: ‘’Sahada toplam 400’den fazla eser üzerinde çalışma yapılacak. Ayrıca müzelerdeki belki yüzlerce eser üzerinde de aynı çalışmaları yapacağız. 30 ay sürecek proje sonunda 3 ciltlik fotoğraf albümü, 120 dakikalık bir belgesel ve 1 ciltlik Büyük Selçuklu’nun müzelerdeki envanterinin bulunacağı kitap hazırlanacak. Proje sonuçlandığında Büyük Selçuklu Devleti’nin günümüze ulaşan eserlerinin tam bir envanteri çıkarılmış olacak. Ayrıca, bu eserlerin günümüzdeki son halleri tesbit edilerek, insanlık mirasının ortak hafızasına kazandırılması sağlanacak. Bununla birlikte restoreye ihtiyaç duyan eserlerin de dünya kamuoyuna sunumu yapılmış olacak. Böylece acil yardıma ihtiyacı olan eserler için de kamuoyu oluşturulacak. Bu açıdan projenin büyük önem taşıdığına inanıyoruz.’’ Dışişleri Bakanlığı ve TİKA’nın projenin hayata geçmesi için çok ciddî çaba sarf ettiğini vurgulayan Dıvarcı, yaklaşık 850 bin dolara mal olması planlanan projenin maliyetinin 500 bin dolarlık kısmının Başbakanlık Tanıtma Fonu tarafından karşılanacağını dile getirdi. Dıvarcı, 2012 yılının başlarında projenin tamamlanmasının planlandığını belirtti. Dıvarcı, proje sonunda hazırlanan kitap, albüm ve belgesellerden 2 bin adet basılacağını, bunların Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kurumlara dağıtılacağını sözlerine ekledi.

24.12.2009


 

Gerçek yağmur adam öldü

AmerİkalI oyuncu Dustin Hoffman’ın canlandırdığı “Yağmur Adam” filmine esin kaynağı olan Kim Peek öldü. Salt Lake City Tribune gazetesi, hafızasıyla şaşırtan dahi adam Peek’in Cumartesi günü Salt Lake City’de kalp durması sonucu 58 yaşında hayata veda ettiğini duyurdu.

Peek’in babası Fran Peek, gazeteye yaptığı açıklamada, 16 ayda Shakespeare’in bütün eserlerini, İncil ve Tevrat’ın tamamını okuyan oğlunun haftalardır solunum yollarından rahatsız olduğunu belirtti. Utah Üniversitesi’nden nöropsikiyatr Daniel Christensen de gazetedeki açıklamasında, “O, benzersizdi. Hafızası ve bilgisi inanılmazdı” ifadesini kullandı. Alışılmadık ezber yeteneğine sahip Peek, senarist Barry Morrow ile 1984’de bir toplantıda karşılaşmış ve Morrow’a ilham kaynağı olmuştu. 1988’deki “Yağmur Adam” filmi “en iyi erkek oyuncu” da dahil olmak üzere 4 Oscar ödülü kazanmıştı. Beyin kökünde bulunan beyinciği tam gelişmemiş, iki beyin lobunu birbirine bağlayan köprücükler olmadan doğan Peek, 4 yaşına kadar konuşamamış, doktorlar Peek’in zekâ geriliği olduğunu düşünerek, ailesine oğullarının özel eğitim almasını önermişti. Ancak Peek daha sonra yetenekleriyle herkesi şaşırtmaya başlamıştı. IQ testlerinde vasat sayılacak 87 puana ulaşabilen, tek başına giyinemeyen Peek’in hafızasında 9 bin kitap bulunduğu sanılıyor. Peek, herhangi bir tarihin haftanın hangi gününe denk geldiğini söyleyebiliyordu. ABD’deki bazı şehirlerin haritalarını hafızasına kaydetmiş olan Peek, dünya tarihindeki büyük olayları, tarihlerini hatırlıyordu. Filmleri, konuları ve oyuncularıyla hatırlayan Peek, telefon kodlarını ve posta kodlarını da ezbere biliyordu. İnsan beyninin sırlarına ermeye çalışan Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’nın da dikkatini çeken Peek, yakınlarına göre münzevi hayat sürüyor, gittiği kütüphanelerde sürekli kitap okuyordu.

24.12.2009


 

Hastalar, kilo kontrolünden geçecek

SağlIk Bakanlığı, herhangi bir sebeple hastanelere başvuran kişileri kilo kontrolünden geçirecek. Bakanlık, obez olanların tedavilerinin yapılmasını sağlayacak.

Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı çerçevesinde, birinci basamak sağlık kuruluşları ve toplum sağlığı merkezlerindeki personel, obezite ile mücadele konusunda bilgilendirilecek. Bu çerçevede, obezite teşhisi ve tedavisi için klinik rehberler yayımlanacak. Sağlık kuruluşlarına herhangi bir sebeple başvuran bireylerin fazla kiloluk ve obezite açısından değerlendirmelerinin ve tedavilerinin yapılması sağlanacak. Piyasada zayıflama amaçlı satışa sunulan ürünlere yönelik denetimlere ilişkin mevzuat geliştirilecek.

24.12.2009


 

1,1 milyon kişi Müzekart’lı oldu

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 300’ü aşkın müze ve ören yerini 20 lira karşılığında bir yıl boyunca gezebilme imkânı sunan Müzekart, bir buçuk yılda bir milyon 100 bin kişi tarafından alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan bilgiye göre, Müzekart, müze ve ören yeri ziyaretlerini arttırmak, tarih ve arkeoloji bilincini yükseltmek amacıyla sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kullanımına 18 Haziran 2008’de sunuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 300’ü aşkın müze ve ören yerinde geçerli olan Müzekart, satışa sunulduğu tarihten bu yana bir milyon 100 bin kullanıcıya ulaştı. Bir yıl boyunca sınırsız kullanım imkânı sunan Müzekart’a en büyük ilgiyi İstanbullular gösterdi. İstanbul’da 500 bin kişi tarafından alınan Müzekart, İzmir’de 90 bin, Ankara’da 80 bin, Antalya’da 60 bin ve Nevşehir’de 55 bin adet satıldı. Müzekart, diğer illerde ise toplamda 315 bin kullanıcıya ulaştı. Fiyatı 20 lira olan Müzekart, üniversite öğrencilerine ve öğretmenlere 10 liradan, 17 yaş altındakilere ise iki liradan satılıyor.

24.12.2009


 

Leylekler, solucan sanıp lastik yiyor

Fransa’nIn doğusundaki Alsace bölgesinde leylekler, lastikleri solucanlardan ayırt edemedikleri için beslenme sorunu yaşıyor.

Alsace’ın güneyindeki Dannemarie’nin belediye başkanı Paul Mumbach, Eylülde elektrik direklerinin altında lastik yığınları fark ettiklerini, önce buna anlam veremediklerini belirtti. Son aylarda direklerin altından kilolarca lastik toplandığını anlatan Mumbach, leyleklerin lastikleri yedikten sonra kusuyor olabileceğini söyledi. Vahşi Hayatı Koruma Derneği’nin Başkanı Gerard Wey de Mumbach’a destek vererek, “Bu en makul ve mantıklı açıklama... Hiçbir şey solucana lastikten daha çok benzeyemez” dedi. Leyleklerin bu alışkanlığı yaklaşık 10 yıldır çok sık gittikleri İspanya’da kazanmış olabileceğini belirten Wey, İspanya’da bu hayvanların yiyeceklerini açık hava çöplüklerinde aradığını, benzer çöplüklerin Dannemarie yakınında da bulunduğunu söyledi. “Leyleklerin midesini lastikle doldurmasına” yaklaşık iki yıldır Alsace’ın yanı sıra Fransa’nın başka bölgelerinde de rastlanıyor. Kısa zaman önce yapılan otopsiler, leyleklerin midesinde lastiğin yanı sıra emzik, ip gibi maddelerin de bulunduğunu gösterdi. Yetkililer, leyleklerin sorunlarının çözümü için çöplük sorununun daha ciddî ele alınması gerektiğini ifade ediyor.

24.12.2009


 

Soyuz, UUİ’ye kenetlendi

Rus Soyuz uzay mekiği TMA-17’nin Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) ulaştığı ve başarılı şekilde kenetlendiği bildirildi.

Rus uzay ajansı yetkililerinden Valery Lyndin, Kazakistan’ın Baykonur üssünden havalanan ve 3 kişinin bulunduğu TMA-17’nin TSİ 00.48’de UUİ ile otomatik sistem yardımıyla kenetlendiğini kaydetti. Açıklamada, Rus uzay mekiği TMA-17’de bulunan Amerikalı Timothy J. Creamer, Japon Soichi Noguchi ve Rus Oleg Kotov’un UUİ’deki personele katıldığı da kaydedildi. Ekim ayından bu yana Amerikalı Jeff Williams ve Rus Maxim Surayev’in bulunduğu UUİ’nin personeli bu yıla kadar 3 kişiyi aşmamıştı.

24.12.2009


 

Aklınız evde kalmasın

Türkİye’dekİ bazı siyasetçilerin ve san'atçıların evlerine yaptırdığı akıllı otomasyon sistemi, yangın, hırsızlık, su baskını gibi durumlarda ev sahibine haber vermekle kalmıyor, çocuğunuzun vaktinde eve geldiğini, yaşlı annenizin o sabah yataktan kalkıp panjurları açmadığını da bir mesajla, maille ya da otomatik telefon sistemiyle anında bildiriyor.

Akıllı otomasyon sistemini Türkiye’de uygulayan şirketi ortaklarından elektrik ve elektronik mühendisi Serkan Yılmaz, akıllı ev sistemlerinin uzaktan kumanda, aydınlatma ve perde kontrolünden çok daha fazlasını içerdiğini, ‘’kablosuz protokol’’ adı verilen sistemle evdeki bütün elektronik cihazların kolay kullanımlı bir ara yüz ile kontrol edilebildiğini ve birbirine bağlanabildiğini belirtti. Sistem sayesinde evin uzaktan izlenebileceğini, kameralarla gözlemlenebileceğini ifade eden Serkan Yılmaz, internet protokol temelli sistem sayesinde evin korunduğunu söyledi. Evden çıkarken ışıkları, panjurları, fırını kapatmayı unutanlar için de sistemin kurtarıcı olduğunu belirten Yılmaz, şunları anlattı: ‘’Siz unutabilirsiniz ama sistem unutmaz, çıkış butonuna bastıysanız evinizin bütün aydınlatmaları, bütün klimaları devreden çıkar. Gözünüz arkada kalmaz ve evinizin korunduğuna emin olabilirsiniz. Su baskını olduğunda sistemin sensörleri tarafından bu durum algılanıyor ve ana su vananız kesiliyor. İsterseniz size konuyla ilgili bir bilgilendirme mesajı geliyor. Çocuğunuz okuldan vaktinde geldiğinde size otomatik mail atabilir, ‘Çocuğunuz geldi, içiniz rahat etsin’ gibi mesaj da alabilirsiniz. Diyelim ki evde yaşlı biri bulunuyor ve günlük kullanım alışkanlıkları var. Kalkıyor, ışıkları açıyor, panjuru açıyor gibi. Bunların hepsini sistem ezberliyor ve muhtemel bir şekilde bunlar gerçekleşmemişse size yine uyarı mesajı geliyor. Yangın durumunda da evin hava sirkülasyonunu yapan klima sistemi devreden çıkıyor, böylece dumanlı hava bir odadan bir diğerine tanışmıyor. Evin her odasında yangın anonsu duyuluyor. Bir yandan da ışıkların yanıp sönmesi alarm veriyor. Anlaşmalı bir güvenlik kurumuna böyle bir durumda mesaj da gönderilebilir.’’

24.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl