Aile-Sağlık |
Ani ısı değişimi, cilt rahatsızlığı yapıyor Dermatoloji Uzmanı Doktor İlker Erden, kışın yaşanılan ani ısı değişimlerinin pek çok cilt rahatsızlığına sebep olabileceğini söyledi. İlker Erden, kış aylarının yaşandığı şu günlerde, soğuk hava, rüzgâr, soba, kalorifer ve diğer ısıtıcıların kullanımına bağlı olarak derinin kurumasına sebep olan başlıca etkenlerin başta egzamalar olmak üzere pek çok cilt hastalığına meyli arttırabileceğini ifade etti. Erden, ‘’Soğuk ürtikeri dediğimiz soğuğa karşı alerjileri olan hastaların, soğuğa maruz kalmamaları, şayet soğuk maruziyeti sonrası her hangi bir alerjik reaksiyon oluşursa, hastanın vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna gitmesini öneriyoruz.’’ şeklinde konuştu. Asker, polis veya soğukta çalışmak zorunda kalan vatandaşların hareketsiz kalmaması gerektiğinin altını çizen Dr. Erden, bu meslek gurubundaki insanların koruyucu tedbirlere önem vermesini ve oluşabilecek damar hasarı durumu için sigara içememelerini tavsiye etti. Soğuğa bağlı cilt hastalıklarından korunma yönetmelerinden de bahseden Erden, ‘’Özellikle kapalı ortamlarda kalorifer gibi ısıtıcıların üzerine ıslak havlu bırakılmalı; ya da buhar makinelerinden faydalanarak ortam nemlendirilmelidir. Kış aylarında bol sıvı tüketmek, bolca sebze ve meyve yemek bu ürünlerin içerdiği antioksidanlar sayesinde cildimizin korunmasını sağlamaya yardımcı olacaktır’’ diye konuştu. Banyo sırasında aşırı sıcak su, kese ve lif kullanımından kaçınılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Erden, banyo sonrası kullanılacak vücuda uygun nemlendiricilerin daha sağlıklı bir cilde kavuşulmasını sağlayacağını kaydetti. Soğuğa dayanamayan kişilerin sokağa mecbur kalmadıkça çıkmaması gerektiğini söyleyen Erden, ‘’Derimiz canlı bir organdır. Biz ona ne kadar sahip çıkarsak, o da o kadar sağlıklı kalacaktır’’ ifadesini kullandı. |
19.12.2009 |
İlköğretim öğrencilerine ‘beslenme ve hijyen’ eğitimi Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Özel Bahar İlköğretim Okulu öğrencilerine yönelik ‘Ağız ve Diş Sağlığı’ ile ‘Beslenme ve Hijyen’ konularında eğitim verildi. Çocuk gelişiminin öneminde değinen İl Sağlık Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turgut Şahinöz, öğretmenlere de uygun bir zamanda okul sağlığı eğitimi verilmesi gerektiği üzerinde durdu. İki ayrı salonda düzenlenen eğitimlerde Ağız ve Diş Sağlığı Şube Müdürü Diş Hekimi Yunus Yalçın ana sınıfı öğrencilerine diş bakımının önemini anlatarak diş sağlığının özendirilmesi gerektiğini belirtti. Diş fırçalama alışkanlığının küçük yaşlarda kazandırılması ve fırçalamanın nasıl yapılması gerektiğini maket üzerinde anlatan Yalçın, eğitimlerin diğer okullarda da devam edeceğini vurguladı. Çocuk Gelişim Uzmanı Selda Küçük ise ‘İlköğretim Öğrencilerinde Beslenme ve Hijyen’ konusunda eğitim verdi. Kahvaltı yapmanın önemine değinen Küçük, günde 3 öğün yemek yemenin gerekliliği üzerinde durdu. Yemekten önce ve sonra, tuvalete gittikten dışarıdan geldikten, oyun oynadıktan sonra el yıkamanın gerekliliğini belirten Küçük, konuyla ilgili çocuklara çizgi film izletti. |
19.12.2009 |
Grip, çocukları depresyona itiyor ACIBADEM Bursa Hastanesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Psikolog Şebnem Çoban, domuz gribinin fiziksel sağlığın yanı sıra özellikle çocukları depresyona sürüklediğini kaydetti. Birkaç ayda bütün dünyayı etkileyen ve sağlıkta bir numaralı gündem maddesi haline gelen domuz gribi salgını, fiziksel sağlığın yanı sıra ruh sağlığını da tehdit ediyor. Hastalık ile ilgili kaygılar sadece yetişkinleri değil; çocukları da etkiliyor. Domuz gribi karşısında çocuklarda ‘hasta olma korkusu, ölüm korkusu, sevdiği insanı kaybetme korkusu, sakat kalma korkusu, okul da dâhil olmak üzere kalabalık yerlere gitmek istememe ve sürekli kendini temizleme davranışı’ gibi çeşitli tepkiler gözlemlenebiliyor. Sebebi ne olursa olsun hastalıkların çocuklar için kaygı verici bir durumu ifade ettiğini belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Psikolog Şebnem Çoban, çocuğun hastalık kavramını, daha önceki hastalık deneyimlerine göre yorumladığını söyledi.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARA, HASTALIĞIN OLUMSUZLUKLARINDAN BAHSETMEYİN Çocukların hastalığa ilişkin tepkileri ve hastalıktan psikolojik olarak etkilenme düzeylerinin yaşa göre farklılık gösterdiğini kaydeden Çoban, okul öncesi olarak adlandırılan 3-6 yaş döneminde çocukların hastalıkları ‘kötü, bulaşıcı, bir tür ceza’ olarak yorumladıklarını ve kendilerinin yaptığı kötü bir davranış sonucu ortaya çıktığını düşündüklerini aktardı. Psikolog Çoban, “Bu yaş grubundaki çocuğun soyut düşünce yapısı gelişmediği için, hastalıkların sebeplerini ve sonuçlarını anlamakta güçlük çekebilir ve hastalıklar karşısında kaygı düzeyi daha yüksek olabilir. Dolayısıyla, bu yaş grubundaki çocuklara domuz gribine ilişkin detaylı açıklamalar yapmak, çocuklara karşı aşırı koruyucu, kollayıcı tutumlar içinde olmak onları olumsuz yönde etkileyecektir. Çocuklara bütün tedbirler açıklanmalı ve sağlıklı olmak için yapılması gerekenler anlatılmalı, ancak, “tüm bunları domuz gribine yakalanmamak için yapıyoruz” şeklinde bir açıklama yapılmamalıdır. Bu yaş grubundaki çocuklara daha çok aile olarak önlem alındığı bilgisi verilmeli, korunma yolları anlatılmalı, olumsuz sonuçlardan bahsedilmemelidir” diye konuştu.
ÇOCUKLAR KAYGILI ANNE BABAYI ÖRNEK ALIYOR
ÇOCUKLARIN her yaşta anne babalarının veya kendilerine bakım veren kişilerin kaygılarından etkilendiğini de vurgulayan Çoban, ebeveynin veya çocuğa bakım veren kişinin aşırı endişeli olmasının çocuğun da endişeli olmasına sebep olacağını dile getirdi. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Psikolog Çoban, bu nedenle, öncelikle anne babaların ve çocuğa bakım veren kişilerin domuz gribi karşısında doğru bilgiler edinerek uygun model olma ve kaygılarını azaltma yoluna gitmeleri gerektiğini ifade etti. |
19.12.2009 |