Güncel |
KOMİSYON, SORGULAMA YETKİSİNE SAHİP OLMALI |
Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanvekili Bülent Orakoğlu, “Sorunu çözmek için PKK ile yüzleşmek zorundayız. Bu terör örgütü nasıl doğdu, kimler kurdu, kimler kullanıyor? 'Öcalan soruşturma komisyonu' kurulsun. Hazırlık, araştırma değil, soruşturma komisyonu. Sorgu, yargı yetkisindedir. Buna daha fazla yetki verelim. Bunun çözüme çok ciddî faydaları olacaktır” dedi. DAĞLICA VE AKTÜTÜN GİBİ TOKAT'IN PEŞİ BIRAKILMASIN
“Bu işin temelinde de Ergenekon var” diyen Orakoğlu, “PKK eylemleri, hep kritik zamanlarda oluyor. Tokat saldırısının arka perdesini Dağlıca, Aktütün gibi bırakmamak lâzım. Bu olayların üzerine gidip PKK'yı provokasyon amaçlı kullanan iç ve dış mihrakları bulmamız gerekiyor” dedi. Orakoğlu, açılımın AKP'ye karşı bir “kurt kapanı”na dönüştürülmek istendiğini söyledi.
Öcalan’ın bağlantıları deşifre edilsin
ESKİ Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, “Açılım” politikalarına yardımcı olmak, aynı zamanda da PKK terör örgütünü yönetenleri ortaya çıkarmak amacıyla “Öcalan Soruşturma Komisyonu” kurulmasını istedi. Orakoğlu, “Bunu kurduğumuz zaman kimlerin kullandığı çok açık bir şekilde ortaya çıkacak” dedi. Eski emniyetçi Orakoğlu, sokak olaylarından Tokat’taki hain saldırıya kadar birçok konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. KCK’nın şehirde ciddi örgütlendiğinin görüldüğünü anlatan Orakoğlu, dünyada Ergenekon örgütü başta olmak üzere terör örgütünü kullanan 10’a yakın gizli servisin bulunduğunu ileri sürdü. Reşadiye baskınından sonra birden bire hükümet ve “Ergenekon yaptı” diyenler için ihanet suçlamalarının ortaya atılmaya başlandığını belirten Orakoğlu, siyasilere şu çağrıda bulundu: “Kürt sorununu çözmek için bir kere PKK ve PKK gerçeği ile yüzleşmek zorundayız. Bu terör örgütü nasıl doğmuştur, kimler kurmuştur, kimler kullanmaktadır? ‘Öcalan Soruşturma Komisyonu’ kurulsun. Hazırlık, araştırma komisyonu değil. Soruşturma komisyonu, sorgu, yargı yetkisindedir. Buna daha fazla da yetki verelim. Bunu kurduğumuz zaman kimlerin kullandığı çok açık bir şekilde ortaya çıkacak. Türkiye’de insanları kutuplaştıran kim var, iç güç mü dış güç mü? bunların hepsi tek tek çıkacak. Türkiye olarak bir neşter vuralım. Türkiye’deki bu terör olgusunun Kürt sorununun çözümüne çok ciddi faydaları olacaktır. Bir daha, bir daha eskiye dönmeyeceğiz. Devletin içerisinde birçok insan bundan rahatsız durumda. Komisyon kurulduğu zaman ellerinde bilgi, belge olanlar, kendilerine sıkıntı gelmeyeceğini anladıkları zaman devlet içerisinde çalışmış bu ilişkileri bilen birçok kişinin bu komisyonlara gelerek bu olayı aydınlatacağına inanıyorum. Ergenekon soruşturmalarının şu hale gelmesinde, bu kadar büyümesinde örgütün içerde çözülmesi etkili olmuştur. Örgütün içerisinde ihtilaflar var. PKK, Hizbullah konuları gündeme geldiğinde kamuoyu görecektir, savcılarımızda çok ciddi belge bilgiler bulunmaktadır. Ergenekon operasyonları bittikten sonra açılıma girilseydi. Türkiye’de açılım gereklidir, şu an açılım AK Parti’ye karşı bir ‘kurt kapanı’ haline dönüştürülmek istenmektedir. Eğer Ergenekon operasyonlarını yapsaydık, Ergenekon’da şu anda Türkiye’nin geçmiş karanlık 30 yılı ile tam hesaplaşabilseydik ve ondan sonra bu açılıma girseydik Türkiye bu manzara ile karşılaşmayacaktı. Bu işin temelinde yine Ergenekon vardır, Ergenekon’la ilgili operasyonlar vardır. Bu operasyonlar ve KCK operasyonları devam etmelidir.”
“PKK’NIN ARŞİVİ BİZDE Mİ, SURİYE’DE Mİ?”
SÖZÜ tekrar ‘Öcalan Soruşturma Komisyonu’na getiren Orakoğlu, şöyle devam etti: “Verilen ifadeler üyeler tarafından hemen açıklanmayacak. Hem ifade verenlerin kimliğinin gizliliği açısından, hem devlet sırrı varsa onlar da ayıklanarak PKK gerçeğiyle yüzleşelim. Türkiye PKK ve PKK gerçeğiyle yüzleşmeden bu sorunları çözemez. Hâlâ söylüyoruz PKK’nın arşivi nerede? Öcalan 99’da yakalandığında, ‘arşiv Suriye’de getirebilirim’ dedi. Bizde mi yoksa başka ülkelerde mi? bulalım bilelim bunları. Niye saklıyoruz? Çünkü sakladıkça PKK’yı kullananlar güç kazanıyor. Artık dünyada gelişen trendler demokrasi trendleri. Bu ülkenin iç barışına, demokrasisine, istikrarına göz dikmiş unsurlar kim? Bunların bulunması lazım. Bunlar artık klasik politikalarla yapılacak işler değil. Araştırmalarda Türkiye bu klasik politikaları aşmak zorundadır.”
“DAĞLICA VE AKTÜTÜN GİBİ OLMASIN”
DTP’nin kapatılıp kapatılmamasının şehir eylemlerine çok etki etmediğini savunan Orakoğlu, partinin kapatılmasının şehir eylemlerinde KCK’nın etkisini artıracağını söyledi. Türkiye’nin gelip gelip bir duvara tosladığını anlatan Orakoğlu, normal bir “PKK ideolojisi”nin düşünülemeyeceğini belirtti. PKK’nın insiyatif eylemlerinin, hep kritik zamanlarda olduğuna dikkati çeken Orakoğlu, “Tokat olayınır arka perdesini Dağlıca, Aktütün gibi bırakmamak lazım. Bu olayların üzerine gidip PKK terör örgütünü provokasyon amaçlı kullanan iç ve dış mihrakları bulmamız gerekmektedir. Yoksa Türkiye’de ihanet edebiyatı alır gider” diye konuştu.
“ÖRGÜT İLE İRTİBATLILARA YASAK YOK”
Birlik beraberliğin çok önemli olduğunu ve vatandaşların tahrik edilebileceğine dikkat çeken Orakoğlu, DTP kapatma davasında Emine Ayna gibi örgütle direkt bağı olan insanlara yasak gelmemesinin düşündürücü olduğunu ifade etti. DTP içerisinde bazı unsurların Ergenekon ve Abdullah Öcalan ile irtibatı olduğunu dile getiren Orakoğlu, bunlarla ilgili hiçbir yasaklama kararının çıkmadığına dikkat çekti. Orakoğlu, karara bakıldığında “Hem KCK’nın hem de DTP içerisindeki Öcalan ile görüşen Ergenekon yapılanması birtakım insanların korunduğu gibi” bir izlenimin doğduğunu kaydetti. |
16.12.2009 |