Güncel |
ISLAK İMZAYA “KİLİDİ ÇÖZECEK” DEMİŞTİ |
Daha önce Albay Çiçek'in ıslak imzası için “kilidi çözecek anahtar” ifadesini kullanan ve Genelkurmay'a “Zanlıları yargıya teslim edin” çağrısı yapan Başbakan Erdoğan'ın, son beyanlarında, sorgulanan veya yargılanan general, albay ve yarbayların haber yapılmasını eleştirerek “Yargıya karışılmasın” demesi dikkat çekti. ASKERLE AYNI DİLİ KULLANMAYA BAŞLADI
Erdoğan'daki değişimin, 1 Aralık'taki YAŞ toplantısında verillen “TSK'ya yönelik asimetrik psikolojik harekât” brifingi sonrasına rastlaması manidar bulundu. Genelkurmay adına yapılan daha önceki açıklamalarda da, Ergenekon'la ilgili haberler TSK'yı yıpratma amaçlı psikolojik harekât olarak değerlendirilmişti.
Erdoğan’da YAŞ değişimi
Daha önce Albay Çiçek’in ıslak imzasını “kilidi çözecek anahtar” ifadesini kullanan ve Genelkurmay’a “Zanlıları yargıya teslim edin” çağrısı yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, son beyanlarında, sorgulanan veya yargılanan general, albay ve yarbayların haber yapılmasını eleştirerek “Yargıya karışılmasın” demesi dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, ABD’ye yapacağı ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, ‘’DTP’nin kapatılması Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecek. Bu konuda ‘Sine-i millete döneriz’ açıklması oldu. Ne düşünüyorsunuz?’’ sorusuna Erdoğan, ‘’Doğmamış bir çocuğa don biçilmez. Bu kararı verecek olan merci Anayasa Mahkemesi ve şu anda Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararı nedir, ne değildir? Bunu ben bilemem. Fakat, parti kapatmalarla ilgili bizim düşüncemiz bellidir. Daha önce bunları defaten açıkladık. Temenni ederim ki verilecek karar ülkemiz için hayırlı olur. Sine-i millet deyince, sine-i millet hiçbir siyasi partinin tasarrufu altında değildir. Sine-i millet kimleri kabul eder, kimleri kabul etmez? Bunun ölçüsü seçimden seçime sandıklarda görülür. Onun için de tabii sine-i millete dönmek, sine-i milletin göstereceği kabul, o halkımıza ait bir tasarruftur. Ve onun üzerinde de hiçbir siyasi liderin irade beyanı söz konusu olamaz’’ yanıtını verdi. Erdoğan, ‘’Dün ilk kez kuvvet komutanları Ağır Ceza Mahkemesinde ifade verdiler. Baykal da hükümetin orduya karşı asimetrik psikolojik harekat içinde olduğunu söyledi. Bunun hakkındaki düşünceleriniz nedir?’’ sorusu üzerine de bunun yargıda olan bir süreç olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: ‘’Yargı süreci üzerinde Sayın Baykal çok rahat tasarruflarda bulunabiliyor. Maalesef medya da bu tür tasarruflarda çok rahat bulunabiliyor. Defaatle bu konuda açıklamalar yaptık. Lütfen kimse, ne siyasetçiler, ne medya mensupları yargıya intikal etmiş bu konularda bırakalım yargıyı kendi haline, yargı nasıl tasarrufta bulunacaksa hukuk çerçevesi içinde, bu tasarrufu yargı yapsın. Bu konularda hiçbirimiz konuşmayalım. Ve Anayasa’nın bu konuda belirleyici hükümleri var. Belirleyici hükümlere rağmen gördüğümüz gibi kalkıp ana muhalefet lideri her zaman yaptığı gibi bu tür açıklamaları, bu tür müdahaleleri yine aynı şekilde yapıyor. Ben bunları doğru bulmuyorum. Bunları çirkin buluyorum. Özellikle kuvvetler ayrılığı prensibinin egemen olduğu demokratik bir toplumda yargı erkine müdahale olarak görüyorum.’’
ASKERLE AYNI DİLİ KULLANMAYA BAŞLADI
Erdoğan’daki değişimin, 1 Aralık’taki YAŞ toplantısında verildiği belirtilen “TSK’ya yönelik asimetrik psikolojik harekât” brifingi sonrasına rastlaması manidar bulundu. Genelkurmay adına yapılan daha önceki açıklamalarda da, Ergenekon’la ilgili haberler TSK’yı yıpratma amaçlı psikolojik harekât olarak değerlendirilmişti. |
07.12.2009 |