Yastık altlarında servet var |
İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç, yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini, bunun parasal karşılığının 192 milyar dolar olduğunu kaydetti. 5 bin ton altın, yastık altında
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, Türkiye’de yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini, bunun parasal karşılığının da bugün 192 milyar dolar olduğunu kaydetti. Saraç, ‘’altın fiyatlarının yükselişi ve Türkiye’nin yastık altı altın stokuna’’ ilişkin soruları cevapladı. Cumhuriyetin ilânından sonra altının parasal işlevinin ortadan kalkmış olmasına rağmen halk tarafından altının eski rolüne ilişkin alışkanlığın devam ettirildiğini belirten Saraç, ‘’Bu durumu rakamlarla anlatmak istersek, yastık altı altın stokunun 5 bin ton civarında olduğu tahmin edilmektedir’’ dedi. Dünyada yer üstü altın stokunun 163 bin ton olduğunun araştırma şirketlerince tahmin edildiğini ifade eden Saraç, bu durumda Türkiye’de bulunan yastık altı altın stokunun dünya stokunun yüzde 3’lük bölümüne denk geldiğini, bu miktarın parasal karşılığının da bugünkü altın fiyatlarıyla (onsu 1.200 Dolar) 192 milyar dolar olduğunu söyledi.
TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞI YAKLAŞIK 70 GRAM ALTIN Türkiye’de kişilerin ellerinde bulunan yastık altı altın stoğunun potansiyel bir arz kaynağı oluşturduğunu belirten Saraç, altın tutan kişilerin şahsî ihtiyaçlarına göre altın birikimlerini değerlendirdiği ve piyasaya sürebildiğine dikkati çekti. Saraç, Türk halkının elinde stoklandığı varsayılan 5 bin ton altın miktarını nüfusa oranladığında kişi başı yaklaşık 70 gram gibi oldukça makul bir miktarın ortaya çıktığını söyledi. İAB Başkanı Vekili Osman Saraç, altın fiyatlarında son birkaç yıldır görülen artışın en yüksek olduğu 2009 yılında, yılbaşından bugüne kadar fiyat artışının yüzde 40’ı bulduğunu anımsatarak, bu artışın elinde altın bulunduran halkı zenginleştirirken, Türk takı sektörüne zarar verdiğini ifade etti. Saraç, altının bu kadar yükselmesinin arkasındaki sebepleri de, ‘’global ekonomik kriz, doların değer kaybetmesi, faizlerin düşmesi, tüketimin ve üretimin azalması ve bu durumda yatırımcıların farklı alternatifler araması’’ olarak sıraladı. Dolardaki zayıflama sürerken ve yatırımcıların finansal piyasalardaki belirsizlik ortamında altın gibi sağlam varlıkları tercih ederken altının yeni rekor seviyelere yükselmesinin normal olduğuna dikkati çeken Saraç, ayın başlarında birkaç merkez bankasının altın alımından olumlu etkilenen altının art arda rekor seviyelere ulaştığını ve bugün itibariyle 1.225 doları bulduğunu söyledi. Saraç, 15 ayın en düşük seviyelerinde seyreden doların altının yükselişinde rol oynayan başlıca etkenlerden olduğunu ifade ederek, dolarla ters bir korelasyona sahip olan altının dolara karşı alternatif olarak görüldüğünü ve dolardaki zayıflamadan olumlu yönde etkilendiğini kaydetti. Saraç, ‘’Ayrıca para politikalarındaki genişlemenin sonucu olarak uzun vadede enflasyon korkusunun piyasaları saracağı öngörülmekte ve bu da enflasyona karşı bir korunma aracı (hedge) olarak görülen altına talep gelmesine yol açmaktadır’’ dedi. Saraç, altın fiyatlarının rekor düzeye ulaşırken bu durumun mücevher talebinde zayıflamaya yol açtığını, tüketicilerin rekor düzeydeki fiyatlar dolayısıyla mücevher alımlarını ertelediğini ve bunun yerine ellerindeki mücevherleri kuyumcularda bozdurmaya yöneldiğini belirtti.
BU YIL ALTIN İTHALATI DÜŞTÜ
Osman Saraç, bu yıl geçen yıla göre yüzde 77 düşüşle 37,5 ton altın ithal edilirken, maden ve mücevher ihracatının yüzde 30’un üzerinde bir düşüşle 1 milyar dolar civarında olmasının beklendiğini kaydetti. Saraç, altın fiyatlarındaki artışın hurda altın arzını arttırması sonucu ithal edilen altında azalma, ihraç edilen net külçede artış, mücevher ihracatında ise azalma olarak kendini gösterdiğini kaydetti. Bu yıl Aralık ayı başına kadar geçen dönemde 150 ton civarında bir hurda altın arzı gerçekleştiğini bildiren Saraç, bu durumun Türkiye’yi net ithalatçı konumundan net ihracatçı konumuna getirdiğine işaret etti. Saraç, ‘’Yastık altı altının bir kısmı bu şekilde ekonomiye dönmüş ve külçe ihracatı dolayısıyla ekonomiye yaklaşık 4 milyar dolarlık bir döviz girdisi sağladığı düşünülmektedir’’ diye konuştu. Altının uluslar arası piyasalarda 24 saat işlem gören bir emtia olduğunu, İstanbul Altın Borsası’nda gerçekleşen işlemlerde oluşan altın fiyatlarının da uluslar arası fiyatlara paralel bir seyir izlediğini belirten Saraç, son aylarda altın fiyatlarında kaydedilen yükselişin İAB’nin fiyatlarına da yansıdığını kaydetti. Altının ons’unun uzun süredir beklenen 1.200 dolar/ons seviyesini aştığını ve geçen hafta içinde 1.226,50 dolar/ons’luk yeni rekoruna ulaştığını hatırlatan Saraç,”Dünyada uygulanan gevşek para politikaları ve finansal teşvik programları dolayısıyla piyasaya sürülen büyük miktarda para gelecekte enflasyonda bir artış olabileceği endişesine yol açıyor ve enflasyona karşı bir korunma aracı olan altın bu durumdan faydalanmaktadır.’’ diye konuştu. |
07.12.2009 |