Kültür-Sanat |
Semazenlere yurtdışında büyük ilgi |
TÜRKİYE'DEKİ ilk ve tek resmî sema grubunu bünyesinde barındıran Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğunun, 2009’da yurt dışında gerçekleştirdiği 26 sema programını on binlerce kişi izledi. Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Ömer Faruk Belviranlı, 1991’de faaliyete geçen müzik topluluğunun, semayı, Türkiye’de özüne sadık kalarak, bütün kurallarına uygun şekilde yapan tek sema grubu olduğunu söyledi. Yurt içi ve yurt dışında her yıl birçok programa dâvet edildiklerini bildiren Belviranlı, özellikle Mevlânâ’nın doğumunun 800. yıl dönümü dolayısıyla UNESCO’nun ‘Mevlânâ Yılı’ ilân ettiği 2007’den bu yana sema programlarına yurt dışından yoğun talep almaya başladıklarını belirtti.
“EN FAZLA TALEP ABD’DEN’’ Taleplerin hemen hepsine karşılık vermeye çalıştıklarını anlatan Belviranlı, ‘’Yurt dışında 2007’de 40, 2008’de 27, bu yıl ise 26 sema programı icra ettik. En fazla talep ABD’den geliyor. Avrupa ülkelerinden de önemli oranda davetler alıyoruz. Avustralya, Japonya, Güney Kore, Fransa, Almanya, İsviçre, İspanya, Fas, Tunus ve daha birçok ülkede sema programları icra ettik’’ dedi. Belviranlı, yurt dışı turnelerinde Mevlânâ’ya olan ilginin şaşırtıcı boyutta olduğunu ifade ederek, Mevlânâ ve Mevleviliğin ABD başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde en çok ilgilenilen tasavvuf alanı olmasının sema programlarına ilgiyi arttırdığını söyledi. Mevlânâ’nın ‘’hoşgörü ve tolerans insanı’’ olduğunu vurgulayan Belviranlı, Mevlâna’nın sözlerinin de Batı dünyasından ilgi gördüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Turneler boyunca on binlerce kişi sema programlarını izledi. 5-6 bin kişilik salonlarda bir koltuk bile boş kalmıyor. Gittiğimiz her ülkede aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Bütün dünyada inanılmaz bir Mevlânâ sevgisi var. Mevlânâ’nın eserlerinden Mesnevî ve Divan-ı Kebir, ABD’de en çok okunan kitaplar listesinde yer alıyor. Bu itibarla yurt dışında Mevlânâ’ya, semaya ve Mevlevîliğe büyük bir ilgi var. Yurt dışındaki izleyicilerimizin yüzde 99,9’u yabancılar ve çeşitli dinlere mensup insanlardan oluşuyor. İzleyicilerin arasında çok nadir Türk bulabilirsiniz. Yabancıların daha fazla ilgi göstermesini ekonomik gelişmişlik düzeyi ile alâkalı buluyorum. Maddî olarak her türlü üst seviyedeki imkâna sahip olmuş batılı insan, manen kendini boşlukta hissediyor. Mevlânâ’yı kendine en yakın, kendi duygularını en güzel ifade eden kişi olarak görüyor. Baktığınız zaman Batı dünyasında tasavvufi akımlardan en çok Mevlânâ ve Mevlevîlik üzerine kitap yazıldığını görüyorsunuz.’’
İSVİÇRE’DE KİLİSEDE SEMA GÖSTERİSİ
YURT dışında yaklaşık 1,5 ay önce İsviçre ve İtalya’da sema programları gerçekleştirdiklerini anlatan Belviranlı, bu programları kilisede icra ettiklerini, her zaman olduğu gibi yoğun seyirci kitlesinin programa katıldığını belirterek, ‘’Tabi batı dünyası bu programların kilisede olmasından hiç rahatsız değil. Çünkü bu dini bir ritüel ve orası da dinî bir mekân’’ diye konuştu. Ömer Faruk Belviranlı, Mevlânâ’nın 700 yıl öncesinden saçtığı hoşgörünün, sevginin, aşkın bütün dünyada müslim ve gayrimüslimleri bir araya getirdiğini ifade etti. |
06.12.2009 |
Hamidiye Kruvazörü belgeselinin galası yapıldı |
HAMİDİYE Kruvazörü’nün 1912-1913 arasında Akdeniz’de gösterdiği başarı öyküsünün anlatıldığı ‘’Gazi Hamidiye ve Akın Harekatı’’ isimli belgeselin galası yapıldı. Belgeselin yönetmeni Vural Çavuşoğlu, gösterimden önce yaptığı konuşmada, kısa film ve belgesellerin ülkelerin tanıtımında çok önemli olduğunu belirterek, filmi zor şartlar ve kısıtlı bir bütçe ile gerçekleştirdiklerini anlattı. Türkiye’de yapılan belgesel ve kısa filmlere mutlaka destek olunmasını isteyen Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığına katkılarından dolayı teşekkür etti. Çavuşoğlu, ‘’Yavuz Zırhlısı’’ ile ilgili de bir belgesel film çalışması yaptıklarını kaydetti. Daha sonra, gemide görevli bir teğmenin günlüğünden yola çıkılarak hazırlanan, Hamidiye Kruvazörünün 1912-1913 yılları arasında Akdeniz’de gösterdiği üstün başarı öyküsünün, dünya denizcilik stratejilerinde devrim meydana getiren, psikolojik harekâtın da ilk örneklerinden birini oluşturan Akın Harekâtı’nın konu edildiği belgeselin gösterimi yapıldı. Yönetmen Çavuşoğlu, gösterim sonunda desteklerinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Yılmaz’a, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı adına Tuğamiral Kayalar’a ve eski bakanlardan Ülkü Söylemezoğlu’na üzerinde Hamidiye gemisinin resmedildiği, çerçevelenmiş ipek mendilleri hediye etti. |
06.12.2009 |
Airport Outlet Center’da Mevlânâ sergisi açılıyor |
İSTANBUL Ataköy’de bulunan Airport Outlet Center İSMEK işbirliği ile 15 Aralık’ta Mevlânâ sergisi açıyor. Hayatını “Hamdım, Piştim, Yandım” sözleri ile özetleyen Mevlânâ’nın vefatının 736. yılı olması dolayısıyla düzenlenen sergide İSMEK’te eğitim gören öğrenciler tarafından üretilen birbirinden değerli eserler yer alıyor. Airport Outlet Center’daki Mevlânâ sergisinde yer alan eserler arasında İSMEK tarafından düzenlenen Mevlânâ konulu yarışmada ilk üç’e giren tatlar, ebrular, çiniler, minyatürler, tezhipler ve resimlere yer veriliyor. Toplam 27 eserin yer aldığı sergide temsili sema gösterisi de yapılacak. Airport Outlet Center sergi fuayesinde düzenlenen sergi 20 Aralık tarihine kadar ücretsiz olarak gezilebilecek. |
06.12.2009 |
Cafcaf’ın Aralık sayısı dopdolu |
HER türlü soruna karşı bir cevabı olan mizah dergisi olduğunu kaydeden Cafcaf yeni sayısıyla bayilerdeki yerini aldı. Dergide; “İsviçre’nin minare alerjisine karşı Cafcaf’dan antialerjik çözüm, Ertuğrul Özkök “Neden çok çalınanlar listesinde”, “Ve duydunuz mu? Miki Fare de hacca gitmiş!”, “Araplar robot yaptı Cafcaf anında cevap verdi” şeklinde başlıklarla gündeme atıfta bulunan konular var. Her sayısıyla iç ve dış gündemdeki konulara farklı mizahî bakış açısıyla yorum getiren Cafcaf Aralık sayısı da yine dopdolu. Gerek karikatürleriyle gerekse yorum ve yazılarıyla ilgiyle takip edilen Cafcaf 3 yaşını yavaş yavaş geride bırakıyor. Her sayısıyla gündeme damga vuran Cafcaf bu sayıda iç siyasette olduğu kadar dış siyasette meydana gelen güncel olaylara mizahî tarzda ışık tutuyor. |
06.12.2009 |
Yeni Asya, Muğla 6. Yapı Fuarı’ndaydı |
GEÇEN ay içinde, Muğla’nın bir fuarcılık şehri olma yolunda atılan adımlardan birisini oluşturan 6. Yapı Fuarı (Yadex 2009) gerçekleştirildi. Eski Otogar alanında düzenlenen, 65 firma ve kuruluşun katıldığı fuara katılımda iyi safhadaydı. Yeni Asya Muğla temsilciliği de maddî yapının yanında manevî yapıyı oluşturan öğeleri tanıtmak amacıyla bu fuardaydı. Fuarda, Bediüzzaman Said Nursî, Risâle-i Nur ve Yeni Asya Neşriyat’ın çeşitli eserleri Muğla halkına ulaştırıldı. Maddî olarak Muğla’nın temelini oluşturan taş, tuğla, demir ve diğer malzemeler tanıtılırken kendisine 4 m2’lik bir alanda, insanın manevî yapı taşını oluşturan imanı en güzel şekilde anlatan Bediüzzaman Said Nursî’yi ve neşrettiği eserler olan Risâle-i Nur’lar Yeni Asya Neşriyat aracılığıyla buraya taşındı. Muğla Üniversitesinde okuyan gönüllülerle Bediüzzaman’ı Muğla halkına tanıtma ve anlatma imkânı bulundu. Dört gün süren fuarda, yüzlerce “Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?” ve yüzlerce “100 yıllık süreçte Said Nursî ve Demokratik Açılım” broşürleri ücretsiz olarak dağıtıldı. |
06.12.2009 |
Mahmut Arif Paşa Konağı restorasyonda |
KAHRAMANMARAŞ'IN tescilli kültür miraslarından Mahmut Arif Paşa Konağı, Etnografik Maraş Kültür Evi ve Etnografya Müzesi olarak kullanılacak. Konağın restorasyonu Kahramanmaraş Belediyesi tarafından devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda başlatılan restorasyon çalışmalarıyla tekrar gün yüzüne çıkacak tarihî Mahmut Arif Paşa konağı 8 odadan meydana geliyor ve 2 kattan oluşuyor. Konağın alt katında mutfak, 4 oda ve hamam bulunuyor. Üst katında ise dört oda mevcut olan konak, eski Türk evinin sıcaklığını yansıtıyor. Atıl bir şekilde bulunan Mahmut Arifi Paşa Konağı’nın aslına uygun restore edilmesi için başlatılan çalışmalar doğrultusunda ilk olarak, temizleme işlemi yapılarak konağın özelliğini bozan müdahaleler iptal edildi. Konağın bahçe duvarı önceki formuna uygun yeniden yapılırken, konak içerisine ahşap taşıyıcılar yerleştirildi ve duvarlar güçlendirildi. Restorasyon iç mimarî yapının yenilenmesiyle devam ediyor. Çalışmalar kapsamında ahşap pencere ve kapılar aslına uygun olarak yenilenecek. Rolöve ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilerek Maraş Kültür Evi ve Etnografya Müzesi olarak kullanılacak konak böylece kültür mirasına kazandırılmış olacak. |
06.12.2009 |