Güncel |
OHAL’in yerine EMASYA |
Gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, 1997’de imzalanan EMASYA Protokolünün 81 il Alay Komutanlıkları üzerinden, OHAL’in kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını söyledi. Gazetecİ-yazar Ali Bayramoğlu, Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) faaliyetlerinin Türkiye’de bulunan 81 alay komutanlıkları üzerinden Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge rejiminin ortadan kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını söyledi. Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü” konferansının “Türkiye siyasi sistemi ve Ordu” başlıklı panelinde, EMASYA Protokolü yurttaşların fişlenmesi bakımından ortaya çıkardığı tehlikeler ve Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) ayrıcalıklı faaliyetleri de gündeme geldi. Toplantının açış konuşmasını yapan Derneğin Türkiye temsilcisi Ulrike Dufner, son olarak TESEV’in askeri andıç yoluyla fişlenmesini asla kabul etmeyeceklerini belirterek, “Korku yerine yeni bir anlayış gelişmeli. Tarihte neler yaşanmış olsa da Ordu demokratik alandan çekilmeli” dedi. Gazeteci-yazar Cengiz Çandar da, “Kafes Operasyonu” ile cuntanın gayrimüslimlere yönelik suikast ve sabotaj planlarının ortaya çıktığını ifade ederek, son dönemde yapıldığı iddia edilen planın “TSK içerisinde üreyenlerden en vahimi” olduğunu kaydetti. Çandır, bunun silahlı kuvvetlerin iç işleyişini sorgulamaya yol açan bir belge olduğunu söyledi.
BAYRAMOĞLU: EMASYA OHAL’IN YERİNİ DOLDURUYOR
Gazetecİ-yazar Ali Bayramoğlu ise, son 6-7 yılda asker sivil en şeffaf dönemini yaşadığını ifade ederek, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde 1997 yılında imzalanan EMASYA Protokolü’yle jandarmanın İstanbul’daki garnizonda yurttaşların fişlenmesi için istihbari çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bayramoğlu, EMASYA faaliyetlerinin Kürt, Alevi ve diğer toplum kesimlerinin fişlenmesiyle sınırlı olmadığını, Türkiye’de bulunan 81 alay komutanlıkları üzerinden Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge rejiminin ortadan kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını açıkladı. Bayramoğlu, “EMASYA’nın değiştirilmesi için sivillerin de güvenlik fikriyle ilgili projelerini askerlerin önüne getirebilmeleri lazım. Asker bu konuda çok deneyimli ama diğer yandan hükümet de o kadar sivil değil” diye konuştu. LİŞKİLERİNDEN FAYDALANIYOR ASKERİN özellikle OYAK üzerinden ekonomide varlığı konusunda dinleyicileri bilgilendiren Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi İsmet Akça da, 1961’de 205 Sayılı Kanunla “ordu mensuplarının emeklilikleri sırasındaki mütevazı yaşamlarını düzeltmek” amacıyla kurulan OYAK’ın 241 bin üyeli, vergi muafiyetine ve birçok finansal avantaja sahip bir holding haline geldiğini söyledi. OYAK gelirlerinin ordu harcamaları için kullanılmadığı gibi, devlet malı olarak görüldüğü için OYAK mallarının da haczedilememe gibi bir ayrıcalığa sahip olduğunu kaydeden Akça, holdingin siyasal güç ilişkilerinden de faydalandığını kaydetti. Akça, şunları kaydetti: “2001’de OYAK Bank’ın batık kredi oranı normalin üç katına çıkmasına karşın TMSF’ye devredilmediği gibi normal değerinin üzerinde satılması bu ayrıcalıkla düşündürüyor. Neo-liberal politikalardan karlılık açısından faydalandı ancak pek serbest piyasa kriterlere uymuyor. Uluslararası sermaye gruplarıyla kurduğu ortaklıklar, Avrupa’da da OYAK’a yönelik tepkileri lobiler yoluyla etkisizleştirdi.” |
23.11.2009 |