Kültür-Sanat |
Güneydoğu sorununa Bediüzzaman bakışı |
Ülkemizde haftalardır, ilk anda “Kürt açılımı” olarak konuşulmaya başlanılan ve sonra “demokratikleşme” olarak lanse edilen bir “açılım” konusu var. Kamuoyunda her gün görüşler ortaya konulup tartışılıyor. Herkes filin bir tarafından tutuyor. Demokratikleşme bağlamında ele alınan en önemli konuların başında “Kürt Sorunu” var. Ancak birazdan tanıtacağımız kitapta, yerinde bir ifade olarak, bu “Güneydoğu Sorunu” olarak isimlendiriliyor. Kitabı tam adıyla söyleyecek olursak: “Güneydoğu sorunu: Tarihi-Kaynağı-Çözümü” Biliyoruz ki, Kürt sorunu Türkiye’nin kanayan yarası. Binlerce insanın ölmesine, bir o kadarının da hayat seyrinin değişmesine sebep olan bir yara. Kökleri yüzyılın başına uzanan, son çeyrek asırdır yoğun şiddet ve terörle belirgin hale gelen bu sorun adeta Türkiye’nin sosyal dokusunu değiştirdi. Bir yandan şehit ailelerini diğer yandan terör belâsına bulaşan evlâtları ölen aileleri içine alan bu ateş, bundan menfaat bekleyen pek çok unsur tarafından sürekli körüklendi. Güvenlik endişesi yoğun bir göç dalgası başlattı. Bu dalga geldi büyük şehirleri vurdu. Böylece sorunun etkisi bütün Türkiye’yi sardı. Bu süreçte çözüm için pek çok girişimde bulunuldu. Ancak hem sorunun kaynağı hem de çözüm yolları isabetli bir şekilde tesbit edilemediği için bütün bu girişimler akim kaldı. Bugün gelinen noktada artık vakit kaybına tahammül edecek ne manevî ne de maddî gücü var ülkemizin. Bu sebeple çözüm arayışlarının doğru referanslara yönelmeleri gerekiyor. Kitabın arka kapağında yer alan “Ülkemizin kanayan yarasının, milletimizi takatsiz bırakan sorunlar yumağının adı: Güneydoğu sorunu” cümlesinin bağlamında, bu yumağın çözümü noktasında, doğru referanslardan içinde şüphesiz en isabetli şahsiyet, bölgenin ferdi ve toplumsal iç dinamiklerini iyi bilen, konuyla ilgili yaklaşımları ve çözüme yönelik sunduğu argümanlarıyla Bediüzzaman Said Nursî’dir. Bediüzzaman’ın bölgenin problemlerine dikkat çekmek ve bölgede kalıcı çözümler üretmek üzere İstanbul’a gelişinin üzerinden bir asır geçmiştir. Henüz kalıcı çözümlere ulaşılamaması meselenin derinliğiyle birlikte Bediüzzaman tecrübesinden yararlanamadığımızı da göstermektedir. Bu sebeple, Bediüzzaman’ın “İslâmiyet milliyeti”ni vurgulayarak etnik tartışmaların önünü tıkaması, dinin birleştirici rolünü vurgulayarak farklı eğilimlerin ve yapıların bir arada kardeşçe yaşayabileceğine işaret etmesi, eğitimle ilgili projeler sunarak meselenin özüne eğilmesi; bundan başka dinî, tarihî, sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik gerçekliklere dayanan bir dizi çözümler üretmesi dikkate şayandır. İşte bütün bu reçeteler, Risale-i Nur Enstitüsü tarafından Köprü Dergisinde yayımlanan makalelerden derlenerek kitap haline getirilmiş. Yani en kısa ifadeyle, bu kitap Said Nursî’nin ortaya koyduğu bakış açısıyla “Sosyolojik olarak bölgeyi nasıl tahlil edebiliriz? Bu bölgenin karakteristik özellikleri nelerdir? Sorunun çözümünde atılacak kültürel ve siyasal çözümler hangi yönde olmalıdır? Cumhuriyetin başından beri bölgeyle ilgili problemlerin aşılamamasının genel olarak sebepleri nelerdir? Cumhuriyetle birlikte hayata geçirilen ulus-devlet yapılanmasının, otoriter anlayışların ve yaklaşımların bölge üzerindeki etkisi nasıl olmuştur? Bediüzzaman’ın bölgeye uyarlanabilecek ‘cehalet, zaruret, ihtilâf’ hastalıkları için önerdiği ‘san'at, marifet, ittifak’ reçetesini nasıl değerlendirmek gerekir? Bediüzzaman’ın bölgenin sosyo-kültürel yapısını da dikkate alarak önerdiği, din ve fen ilimlerinin kaynaştırıldığı bir üniversite modeli olan “Medresetü’z-zehra” projesinin bölge için önemi nedir?” gibi sorulara temel cevaplar veriyor. İşte bu sorulara cevap bulunduğunda ki, bu kitap, sorulara temel cevapları vermektedir. Kitabın ayırt edici tarafı ise; Sorunun kaynağı ve çözümü için Said Nursî’nin temel referans alınması.
KİTABIN BÖLÜMLERİ
Kitap 5 ana bölümden ve bölümlere ait makalelerden meydana geliyor. Bölümler ve makaleler ile yazarları şöyle:
Birinci bölüm “Bölgenin tarihi”: Güneydoğu Anadolu’nun Medeniyet Açısında Önemi (Doç. Dr. Münir Aykut), Osmanlı kaynaklarına göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun İlhakı (Abdullah Demir), İdris-i Bitlisî (Abdülnasır Yiner).
İkinci bölüm, “Tanım ve teşhis”: Güneydoğu Meselesi (Nimet Demir), Türkiye’nin Kürt Sorunu (Prof. Dr. Mustafa Erdoğan), Doğu ve Güneydoğu’nun Temel Sorunu (Prof. Dr. Musa. K. Yılmaz), Irkçılık Üzerine Kısa Bir Değerlendirme (Doç. Dr. Şadi Eren)
Üçüncü Bölüm “Çözüm Önerileri”: Kürt Sorunu Çözmek İçin Osmanlı Tecrübesini Hatırlamak Gerek (Mustafa Akyol), Kürt Hareketlerinde Dindarlığın Yeni Tezahürleri (Abdulhamit Kırmızı - Selin Bölme), Güneydoğu Sorunu ve Hamidiye Alaylarına Dair Birkaç Belgede Anlatılanlar (Nazmi Eroğlu)
Dördüncü Bölüm “Eğitim Faktörü” Eğitimin Doğu Yakası (B. Sait Çiftçi)
Beşinci Bölüm “Röportajlar” Din, etnik farklılıkları aşan bir toplumsal yapıştırıcıdır (Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne), Türkiye’nin Üst Kimliği İslâmdır (Yusuf Kaplan), Güneydoğu’daki Sorun Bir Demokrasi Sorunudur (Prof. Dr. Mithat Sancar)
Güneydoğu sorunu: Tarihi-Kaynağı-Çözüm Hazırlayan: Risale-i Nur Enstitüsü, Yeni Asya Neşriyat Bilgi için: 0(212) - 655 88 59 e-posta: satış@ yeniasya.com.tr |
07.11.2009 |
Bu festivalde çocuklar da var |
ULUSLARARASI Eskişehir Festivali, 15. yaşına basarken çocuklara yönelik faaliyetlerine yeni halkalar ekliyor. Çocuklarda çevre, şehir ve mimarlık bilinci oluşturma hedefiyle düzenlenen faaliyetler, yarının bu önemli konularını yine yarının yetişkinlerine anlatabilmeyi hedefliyor. Bu amaçla düzenlenen programlar bugün itibariyle başlıyor. Uluslararası Eskişehir Festivali; günümüzde önemi giderek artan ve tedbir alınmazsa hayatımızı tehdit edecek olan çevre sorunlarıyla ilgili bütün çocukların bilinçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla, bu yılki çocuklara yönelik programını genel anlamıyla “Çevre” teması odaklı oluşturdu ve Eskişehir’deki ilköğretim okulları arasında düzenlediği resim yarışmasının konusunu, genel anlamıyla “Çevre” olarak belirledi. Bu yıl ilk kez düzenlenen, Sebla Arın yönetimindeki “Oyunlarla Mimarlık” atölyesinde ise amaç; çocukları kent ve mimarlık konularında bilinçlendirmek, yaşadıkları şehri güzelleştirmek ve günlük hayatın kolay işleyeceği şekilde yapılandırmak üzere hayaller kurmalarına yol açmak. Karikatür atölyesi Eskişehirli çocuklara, tanık oldukları olayları, gözlemlerini, düşündüklerini veya herhangi bir konuda söylemek istediklerini, gülen ve güldüren çizgiyle anlatmanın yollarını gösterecek. Üstelik katılımcıları yönlendirecek olanlar da iki önemli usta: Kâmil Masaracı ile Ercan Akyol. Naz Erayda yönetimindeki resim atölyesinde çocuklar bir fotoğraftan, şiirden, masal ya da müzikten yola çıkarak duyumsadıklarını, düşündüklerini renklerle ifade edecekler. |
07.11.2009 |
“Kültür Köprüleri” Ankara’da |
GOETHE Enstitüsü’nün, “Kültür Köprüleri” programı çerçevesinde; Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen, Türkiye’nin 24 kentini ve 8 Avrupa ülkesini kapsayan “Avrupa Edebiyatı Türkiye’de – Türk Edebiyatı Avrupa’da” adlı geniş kapsamlı kültür projesi, 9–14 Kasım 2009 tarihleri arasında başkent Ankara’da olacak. “Avrupa Edebiyatı Türkiye’de – Türk Edebiyatı Avrupa’da” projesinin, 9 – 14 Kasım 2009 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek faaliyetleri kapsamında; tüm eserleri 2004 yılında Hermann Hesse bursu ile ödüllendirilen, çocuk ve gençlik kitapları yazarı Jutta Richter; Romanya’nın bütün önemli edebiyat ödüllerine layık görülen Bükreşli yazar Mircea Cartarescu ve birçok romanının yanı sıra düzyazıları da yayınlanan, eserleri 30 dile çevrilen Avusturyalı yazar Christoph Ransmayr eserlerinden bölümler okuyarak gençlerle söyleşiler gerçekleştirecekler. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde başlayacak, sonraki günlerde ise Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde devam ederek Ankara Millî Kütüphane Yunus Emre Salonu’nda sona erecek söyleşilere bütün Ankaralı san'atseverler ücretsiz olarak dâvetli. |
07.11.2009 |
Bir iç hesaplaşma klâsiği: Duvar |
İSTANBUL Doğaçlama Oyuncuları Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği “Duvar” adlı dramatik oyun, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde sergileniyor. Çağdaş Fransız filozofu Jean Paul Sartre’nin kaleme aldığı ve Yusuf Demirkol’un oyunlaştırdığı Duvar adlı oyunda, ölüme mahkûm ve kısa bir süre sonra kurşuna dizilecek olan üç tutsağın geçmiş yaşamlarını hatırlayarak yaptıkları itiraflar anlatılıyor. Kurşuna dizilecek olan üç tutsağın hayata yeniden başlamaları mümkün olsaydı nasıl davranacaklarını birbirleriyle paylaştıkları bu oyun, izleyici koltuğunda oturanların da kendileriyle bir iç hesaplaşma yapmalarını sağlıyor. İstanbul Doğaçlama Oyuncuları Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği “Duvar” adlı oyun, bugün saat 20:00’de Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşacak. İrtibat: 0(212) 415 58 58 |
07.11.2009 |
Mezartaşları paneli yapılıyor |
“MEDENİYETİMİZİN Sessiz Tanıkları” olarak bilinen mezartaşlarımız hakkında İstanbul’da bir panel düzenleniyor. Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) düzenlediği program, bugün saat 14.00’te Beyazıt Devlet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. Dr. Süleyman Berk’in yöneteceği toplantıda Dursun Gürlek, Mehmet Burak Çetintaş, Nazan Sezgin, Nidayi Sevim ve Ömer Faruk Dere konuşacaklar. Toplantıda tarihî mezarlıklar, mezartaşlarımızın korunması, ölüm ve mezarlık kültürümüz üzerinde durulacak. Günümüzde muhtelif mezarlıklardan görüntülerin de yer alacağı programın sonunda, geçmişten bugüne yayımlanmış mezartaşları kitapları ile çeşitli mezarlıklardan çekilmiş fotoğraflar da sergilenecek. İrtibat: 0(212) - 511 23 23 |
07.11.2009 |
Türkçe’nin 8. Uluslararası Şiir Şöleni, Bakü’de yapıldı |
TÜRKÇE’NİN 8. Uluslararası Şiir Şöleni Azerbaycan’ın Başşehri Bakü’de 30 Ekim-1 Kasım günlerinde yapıldı. Şölen, geçen yıl hayatını kaybeden ünlü Azerbaycan şairi Bahtiyar Vahapzade’nin anısına ithaf edildi. Şiir Şölenine Azerbaycan dışından da çok sayıda katılım oldu. Şölen, Türkiye Yazarlar Birliği, Azerbaycan Yazarlar Birliği ve Azerbaycan Kafkas Üniversitesi tarafından düzenlendi. Şölene Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Gürcistan, KKTC, İran, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Moldova (Gagavuzyeri), Kırım, Yunanistan (Batı Trakya), Çuvaşistan, Almanya ve Hollanda’dan şairler ve yazarlar katıldı. Kırgızistan’dan Hollanda’ya kadar yaygın bir coğrafyadan şairlerin katıldığı şölende Ahmet Haşim büyük ödülü Kosova’dan Zeynel Beksaç’a, Hüseyin Cavid büyük ödülü Türkmenistan’dan Orazdurdu Yağmur’a ve Nizami Gencevi büyük ödülü Türkiye’den M. Atilla Maraş’a verildi. |
07.11.2009 |