07 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Said Nursî Biyografi Kitabı’nın Urducası çıktı

İLK defa, İngilizce (Islam In Modern Turkey: An Intellectual Biography Of Bediuzzaman Said Nursi) olarak 2005’de Suny Press’den çıkan bu kitap, Türkçe, Arapça, Rusça ve Endonezyaca dillerine tercüme edilip basılmıştı.

Urduca, dünyada 200 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Pakistan’ın resmî dili olmasının yanında, Hindistan’ın 22 resmî dilinden biridir. Hintçe ile aynı olmasına rağmen Arap alfabesi ile yazılır.

Kitabın arka kapağında bulunan, A Theology of Engagement’in yazarı Ian S. Markham’ın yazısı şöyle:

Elinizdeki eser, yüzyılımızın büyük mütefekkir ve âlimi Bediüzzaman Said Nursî hakkında İngilizce’de hazırlanmış olan en kapsamlı çalışmalardan biridir. Batı ile birarada barış içinde yaşamaya inanmış samimî bir mü'min olan Nursî, Türkiye’de İslâmın tecdid edilmesinde hayatî bir rol oynayan bir iman hareketine öncülük etmiş olup bugün bütün dünyada milyonlarca takipçisi bulunmaktadır. Nursî’nin düşünceleri üzerinde ciddî bir analiz yapmış olmasının yanında bu kitap, ilk defa bu fikirleri ve kendisinin ilgili faaliyetlerini tarihî bağlamlarına yerleştirmektedir. Eldeki kaynaklara ve Nursî’nin kendi eserlerine dayanan bu eser, bu mühim âlimin hayatı ve düşüncesiyle ilgili eksiksiz ve dengeli bir bakış açısı sunmaktadır. “Bu kitabın hayatî bir önemi vardır. Nursî, en muhafazakâr Müslümanların dahi teslim edeceği üzere, sahih bir Müslümandı. Onun yazılarında bir sıcaklık ve ruh yüceliği görülür ki bu durum takdire lâyık olduğu gibi, aynı zamanda bunları daha iyi bilmeyi de gerektirir.”

07.10.2009


 

YENİ NESİL, ASIRLIK ÖRGÜ GELENEĞİNİ BİLMİYOR

Ordu’nun Gölköy ilçesine bağlı Kozören Köyünde asırlardır yapılan geleneksel el san'atlarının kaybolmaya yüz tuttuğu belirtildi.

Gölköy’ün yüksek dağlar arasında kurulu bulunan Kozören Köyünde asırlardır devam ettirilen geleneksel el dokumalarının unutulma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ifade edildi. Kozören Köyünde kadınlar, çorap, heybe, kolan, kilim, eldiven gibi dokuma ürünler yapıyor. Desenleri renklerle buluşturan kadınlar, özenle hazırlanmış ipliklerle de tasarımlarını adeta dantel gibi işliyor. Bu ürünlerin her birinde elmas nakışı, akı nakışı, koç boynuzu, tabak nakışı gibi isimler taşıyan özel motifler bulunuyor. Dokumalarda canlı renklerin kullanılması ve ince işçiliğin gerekli olması dikkat çekiyor.

Bu ürünler geçmiş yıllarda bazı üniversitelerin el san'atları bölümlerinin bilimsel araştırmalarına da konu olmuş. Kozören’deki el san'atlarının pazarlanması için birkaç teşebbüste bulunulmuş. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul’da kurulan bir dernek aracılığıyla ürünler pazarlanmaya çalışılmış. Ancak bu girişimden bir netice alamayan köy halkı, geleneksel sanatlarının kaybolmaması için yeni çözüm yolları arıyor. Kültürel değerlerinin yaşatılmasını istediklerini söyleyen Kozören Köyü Muhtarı Hasan Akkoyun, “Buradaki ürünler dışarıya gitti, ama satılamayıp geri geldi. Ürünlerin ekonomik değeri olmaması sebebiyle gençler bu işe heves etmedi. Yaşlılar bunun dokumasını bilir ve yapar, ama gençler bilmez. Yaşlılar da yavaş yavaş çekilmeye başlayınca bu iş sönmeye başladı. Bizim bu işin kaybolmasına gönlümüz razı değil. O gün olmadı, ama bugün bazı şeylerin yapılabileceğine ve başarılabileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

07.10.2009


 

Eski İznik’e turizm gelecek!

BURSA’NIN İznik ilçesinde surlar içerisinde kalan eski İznik’in turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı. Bursa Valisi Şahabettin Harput, uzunluğu 5 kilometre olan surların içerisinde eski İznik’te restorasyon çalışmaları yapılacağını açıkladı.

Vali Harput, “Bursa’nın sayısız turizm zenginlikleri içerisinde İznik’in ayrı bir önemi var. İznik’in Türk ve İslâm öncesi dönemlere ait zenginlikleri gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Valilik olarak şehrimizin turizm zenginliklerini değerlendirme çerçevesinde İznik’i özel olarak ele aldık.” dedi. İznik’in dünyaca ünlü çinilerinin değerlendirilmesi için çabalarının devam ettiğini aktaran Vali Harput, diğer yandan Hıristiyanlık tarihi açısından önem arz eden birinci konseptin toplandığı kongre sarayının yerinin tespitine çalıştıklarını kaydetti. Harput, “Valilik olarak İznik ilçemizde beş kilometre uzunluğundaki surların içerisinde kalan evlerin, eski İznik’in tümüyle bir müze şehri olarak korunması ve gün yüzüne çıkarılmasını amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

07.10.2009


 

Altın Karagöz’de ön eleme tamamlandı

BURSA Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali kapsamında ‘Altın Karagöz Kısa Film Yarışması’na katılacak diyalogsuz ulusal ve uluslar arası kısa filmler belli oldu.

Ulusal ve uluslar arası kısa filmleri değerlendiren SİYAD üyesi sinema yazarı Ali Ulvi Uyanık; ‘Küçük Kıyamet’, ‘Gölgesizler’ ve daha birçok başarılı filmin ödüllü kurgucusu Çiçek Kahraman ve “Laleli’de Bir Azize”, “Nokta” gibi birçok başarılı yapımın sanat yönetmeni Natali Yeres yarışmaya başvuran filmler arasından ön elemeyi gerçekleştirip ‘Altın Karagöz’ için yarışacak filmleri belirledi. Yarışmalarda ön jürinin elemesiyle ulusal yarışmada 10 film, uluslar arası yarışmada 11 film Altın Karagöz için ana jürinin karşısına çıkmaya hak kazandı.

07.10.2009


 

Kütahya çiniciliği geçmişini arıyor

KÜTAHYA’DA yaşayan dünyaca ünlü çini ustası Sıtkı Olçar, tarihte olan ancak günümüzde o kadar öncelikli bulunmayan İznik çiniciliğinin tanıtıldığını, tarihten bu yana kesintisiz devam eden Kütahya çiniciliğinin ise arka planda kaldığını söyledi.

San'at camiasında ‘’Sıtkı Usta’’ olarak tanınan Olçar, çini san'atı eserlerinin zahmetli uğraşlarla ortaya çıktığını, Kütahya’da çinicilikle ilgili bütün işlerin birer el san'atı olduğunu bildirdi. Olçar, Kütahya çinici- liğini, ‘’13’üncü yüzyıldan 21’inci yüzyıla kadar hiç kopmadan devam etmiş bir san'at’’ olarak nitelendirdi. Olçar, Kütahya çiniciliğinin arka planda kaldığını savunarak bunun pek çok sebebi bulunduğuna işaret etti ve ‘’Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da diğer bakanlıkların afişlerinde Kütahya çinilerinin desenleri kullanılabilir. Tanıtımlarda Kütahya çiniciliği hep arka planda kalıyor. Tarihte olan ancak günümüzde o kadar öncelikli bulunmayan İznik çiniciliği tanıtılıyor, tarihten bu yana kesintisiz devam eden Kütahya çiniciliği arka planda kalıyor’’ diye konuştu.

07.10.2009


 

Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler fotoğraflarda yaşayacak

ANTALYA Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (AESOB) tarafından geleneksel hale getirilen Ahilik Kültürü ve Esnaf Bayramı’nın bu yıl 13.’sü kutlanıyor.

12-18 Ekim tarihleri arasında kutlanan hafta dolayısıyla iki yarışma düzenlendi. Otantik hediyelik eşya yarışması ve kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerle ilgili fotoğraf yarışmasında dereceye giren eserler açıklandı. Otantik hediyelik eşya yarışmasına, profesyonel, yetişkin ve öğrenci olmak üzere üç ayrı kategoride 37 eser katıldı. Yarışmada, 5 eser dereceye girdi. Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerle ilgili bu yıl ilk kez düzenlenen yarışmaya ise yoğun bir katılım gerçekleşti. Çeşitli illerden 40 fotoğrafseverin 135 eserle katıldığı yarışma sonunda, birinciliği Kocaeli Gölcük’ten Melih Sular, ikinciliği Adapazarı’ndan Nevzat Yıldırım, üçüncülüğü ise Trabzon’dan Ali Mermertaş kazandı. Yarışmada dereceye girenlere ödülleri, 12 Ekim Pazartesi günü Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı faaliyetlerinde verilecek. Ayrıca, yarışmaya katılan bütün eserler, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde sergilenecek.

07.10.2009


 

Edirne’deki asırlık Saray Hamamı kurtarıldı

TÜRK hamam mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan Edirne’deki Saray Hamamı restore edilerek yok olmaktan kurtarıldı.

Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün başlattığı restorasyon çalışmaları kapsamında bir tarihî eser daha kurtarıldı. Yıldırım Bayezit döneminde eski Osmanlı Sarayı arazisi içinde inşa edilen tarihî hamam asırlarca insanlara hizmet verdi. Ancak Osmanlı’nın son dönemlerinde bölgede yaşanan savaşlardan dolayı birçok tarihî eser gibi Saray Hamamı da olumsuz etkilendi. Balkan Savaşları’ndan sonra yıkıma uğrayan tarihî hamam o günden bu yana harap bir vaziyette duruyordu. Selimiye Camii’nin bahçesine birkaç metre uzaklıktaki bu önemli esere Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü el attı. 2007 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sonucunda asırlık hamam yok olmaktan kurtarılarak eski ihtişamlı görünümüne kavuşturuldu. Türk hamam mimarisinin günümüze ulaşan ilk örneklerden biri olan Saray Hamamı geçmiş olduğu gibi yine halka hizmet vereceği günleri bekliyor.

07.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.