Güncel |
ALTYAPI İFLÂS ETTİ, YOL GÖL OLDU |
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Sorun İstanbul’un sahilden kuzeye doğru ve doğudan batıya doğru yapılaşmasındaki standart dışı uygulamalar’’ dedi. Yıldırım, selle toplanan suların mazgalları yetersiz hale getirdiğini ve suyun önünde set oluşturduğunu anlattı. Öte yandan, felâkete maruz kalanlar için kullanılmak üzerine valilik emrine 2 milyon lira aktarılacak. UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul'daki sel baskını ile ilgili olarak, ‘’Sorun İstanbul’un sahilden kuzeye doğru ve doğudan batıya doğru yapılaşmasındaki standart dışı uygulamalar’’ dedi. Yıldırım, CNN Türk’te katıldığı programda soruları cevapladı. İstanbul’daki yağış seviyesinin 1929’da yaşanan felaketlerle benzer seviyelerde olduğunu vurgulayan Yıldırım, selle toplanan suların mazgalları yetersiz hale getirdiğini ve suyun önünde set oluşturduğunu anlattı. ‘’Ayamama Deresi’nin İstanbul’un sorunlu bir deresi’’ olduğunu dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: ’’Ayamama Deresi bir sonuçtur. Bütün olayı, bütün İstanbul’u düşüneceksiniz. İstediğiniz kadar tedbir alın dereyi 5 kat büyütüp, 2 kat derinleştirin diğer kısımlarda yeterli alt yapınız yoksa zaten su oradan yol bulup oraya iniyor. Oraya inince orası yetersiz kalmaya başlıyor. Sadece bir Ayamama Deresi değil. Orada tedbirler alındı ama sorun İstanbul’un sahilden kuzeye doğru ve doğudan batıya doğru yapılaşmasındaki standart dışı uygulamalar. Karayollarında bu yok. Uluslar arası standartlara göre yapılıyor. Ancak karayollarına bağlantı yolları, mahalli yollar, orada yapılan köprüler var. Onlar oranın günlük ihtiyaçlarına göre planlandığı için onlar böyle bir felâkette hizmet yerine engel oluşturmaya başlıyor, olay bundan ibarettir. ‘’
“ALTYAPIYI YAPMADAN ÜSTYAPIYI YAPIYORUZ”
Türkiye ve İstanbul’da yapılaşma konusunda önemli bir yanlış yapıldığını dile getiren Yıldırım, ‘’Şu yanlışlığı hep yaptık yapmaya da devam ediyoruz; yeni yeni biraz aklımız başımıza geldi ama çok geç. Altyapıyı yapmadan üstyapıyı yapıyoruz. İşin sıralamasında yanlışlık var’’ dedi. Başka ülkelerde bu durumun yaşanmadığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: ’’Vatandaş bir araziyi gözüne kestiriyor, parselliyor, oralara binalar konuluyor. Ondan sonra bunun kanalizasyon sorunu, atık su gideri sorunu, elektrik, gaz bağlantısını düşünmeye başlıyoruz. Başka ülkelerde ise arazi geliştirme yapılıyor. Önce yer belirleniyor, parselizasyonu yapılıyor ortak kanallar yapılıyor. Bir de proje standardı veriyorlar, binanın dış rengi bile baştan belli. Bu planlama olmadığı zaman bunlar kaçınılmazdır. Bugün yaşadık ilerde de buna benzer bir felâkette yine yaşarız.’’ Beklenmedik olaylara karşı alınan tedbirlerin ancak olayın hasarlarını azaltmaya yönelik olduğunu kaydeden Yıldırım, ‘’Önlemek mümkün değildir ama çaresiz kalmamak lâzım. Çaresizlik yaptığımız hataların sonucudur. İdarede de var, vatandaşta da var. El birliği ile bu sonucu hazırlıyoruz’’ diye konuştu. Yıldırım, söz konusu olaylara karşı alınacak tedbirler kapsamında mahalli idareler ve merkezi idarelerin daha fazla iş birliği, koordinasyon içinde olması gerektiğini de kaydetti. Türkiye’de bazı bölgelerde atık su giderlerinin olması gerekenden fazla konuta tahsis edildiğini belirten Yıldırım, ‘’10 bin konut için kanal yapılmış ana arterde, 5 metre. Bu 5 metre on bin konuta cevap verecek bir yapı. Siz gelip 50 bin konut yapıyorsunuz ve bütün giderleri de buraya bağlıyorsunuz. Ne yapıyor? Çekmiyor, geri basıyor. Bütün hepsi evlerden içeri fışkırmaya başlıyor, bir lodos estiğinde. Bunlar yapısal sorunlarımız ve bunun geçmişi yarım asra dayanıyor’’ diye konuştu. Ankara / aa |
10.09.2009 |