Haberler |
Kıbrıs’ta çözümü AB tıkadı |
Essen-Duisburg Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Türk-Yunan ilişkileri uzmanı Prof. Dr. Heinz-Jürgen Axt, Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı’nda verdiği “Kıbrıs: Çatışma Avrupalılaşma Yoluyla Aşılıyor mu? Güncel Gelişmeler ve Perspektifler” başlıklı konferansta, adada Avrupa Birliği sayesinde sağlanabilecek birleşmenin Güney Kıbrıs’ın kayıtsız şartsız birliğe kabul edilmesi nedeniyle gerçekleşemediğini söyledi. Essen, 20 Ağustos 2009. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı´nın Essen kentinde bulunan merkez binasında gerçekleştirilen “Kıbrıs: Çatışma Avrupalılaşma Yoluyla Aşılıyor mu? Güncel Gelişmeler ve Perspektifler” başlıklı bir konferans veren Essen-Duisburg Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Heinz-Jürgen Axt, Kıbrıs’ta toplum liderleri arasında sürdürülen görüşmelerin adada birleşmeye yönelik umutlar açısından son şans olduğunu ifade etti. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Genel Müdürü Dr. Andreas Goldberg’in selamlama konuşması ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Sorumlusu Thomas Kufen’ın açılış konuşmalarının ardından başlayan konferansta Axt, 2004 yılında yaşanan sürecin birleşme ile tamamlanmamasının çok şaşırtıcı olmadığının altını çizerek, 24 Nisan referandumunda Güney Kıbrıs´ta % 75,8´e ulaşan birleşmeye hayır oyları ile Kuzey’de % 64,9’a ulaşan birleşmeye evet oylarının, çatışmanın çözümünde belirleyici olabilecek aktörlerin konumları açısından bir yansıma olduğunu kaydetti. Tarafların pek çok temel noktada ayrışmasına karşın 2000´li yılların başında yakalanan çözüm fırsatında, çatışmanın dışsal aktörleri olan Birleşmiş Milletler, Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri´nin ortak iradesinin önemli rol oynadığına dikkat çeken Prof. Axt, adanın Avrupa Birliği’ne üyeliğin getireceği avantajların çatışma çözümünü kolaylaştırıcı bir faktör olarak devreye girme olanağının sadece Türk tarafı için etkili olabildiğini kaydederek, Yunanistan’ın “Avrupa Birliği’nin Doğu Genişlemesi”ne karşı veto tehditi karşısında kayıtsız şartsız birliğe kabul edilen Rum tarafının, bu anlamda motive edilememesinin birleşme için ortaya çıkan en büyük fırsatın kaçırılmasına neden olduğunu belirtti. 2004 yılında verilen sözlerin tutulmamasının Kıbrıslı Türkler arasında Avrupa Birliği’ne güveni büyük ölçüde zedelediğine işaret eden Prof. Axt, 2007 ilk baharında % 67’ye ulaşan AB´ye ilişkin pozitif değerlendirmenin sonbahar aylarında % 55´e gerilediğini sözlerine ekledi. Prof. Axt, Güney Kıbrıs´ta da toplum liderleri arasında sürdürülen müzakerelerin başarı ile sonuçlanacağına inanmayanların oranının % 72´yi bulduğuna dikkat çekerek Kıbrıs´ta geçen zamanın bölünmeyi güçlendirebileceğini belirtti. Axt, adada bir çözümün sağlanabilmesinin Hristofyas´ın medya ve kamuoyunun olumsuz tutumunu tersine çevirebilmesine büyük ölçüde bağlı olduğunu, ancak AB´nin Kıbrıslı Türkler açısından çözüme yönelik bir motivasyon olarak kalabilmesi ve 2004´de olduğu gibi Türkiye´nin ortaya konacak bir birleşme planını desteklemesi gerektiğinin altını çizdi. |
22.08.2009 |