Haberler |
Can güvenliği istiyoruz |
Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, itfaiye çalışanlarının yarıdan fazlası can güvenliğinden endişe duyuyor ve görev yaparken kullandığı giysilerin kendisini alevlerden yeterince korumadığına inanıyor. BELEDİYE ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) tarafından yapılan araştırmaya göre, itfaiyecilerin çoğunluğu, görev yaparken kullandığı giysilerin kendisini yeterince korumadığını düşünüyor. Alınan bilgiye göre, sendika, itfaiye çalışanlarının sorunlarını belirlemek amacıyla bin 250 itfaiyecinin katılımıyla bir araştırma yaptı. Araştırmaya katılan itfaiye çalışanlarının yüzde 57’si 500-700, yüzde 33’ü 750-850, yüzde 7’si 900-1000, yüzde 3’ü 1000 TL’nin üzerinde maaş aldığını bildirdi. Araştırmaya göre, itfaiyeciler, görev esnasında en çok yanlış park edilen araçlardan şikayet ediyor. Araştırmaya göre, itfaiye çalışanlarının yarıdan fazlası can güvenliğinden endişe duyuyor ve görev yaparken kullandığı giysilerin kendisini alevlerden yeterince korumadığına inanıyor. Ankara/aa |
22.08.2009 |
Yine cinnet, yine aile katliâmı |
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde, cinnet geçiren 22 yaşındaki Şafak Köksal, eşi ve eşinin ailesinden 5 kişiyi öldürdü. Köksal, güvenlik güçlerine teslim oldu. ZONGULDAK'IN Çaycuma ilçesinde, cinnet geçirdiği iddia edilen kişi, eşi ve ailesinden 5 kişiyi öldürdü.Alınan ilk bilgilere göre, Şafak Köksal (22), Kıvanç Mahallesi’ndeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle kayın babası Hüseyin Köroğlu (45), kayın validesi Havva Köroğlu (45), baldızları İknur ve Zülfiye Köroğlu’nu (24) tabancayla ateş ederek, öldürdü. Aynı mahalledeki kayın babasının evinde eşi Ayşe Köksal (22) ve kayın biraderi Aydın Köroğlu’nu (20) da öldüren Köksal, güvenlik güçlerine teslim oldu. Ayşe Köksal’ın eşiyle yaşadığı problemler nedeniyle 3 aylık çocuğuyla babasının evinde kaldığı, cinayet zanlısı Köksal’ın daha önce eşinin ailesiyle ‘’siz benim yuvamı yıktınız, ben de sizin yuvanızı yıkacağım’’ diye tartıştığı öne sürüldü. Cinayetlerin ardından Köksal’ın, kayın babasının evinden çocuğunu alarak Ayıcıoğlu Mahallesi’ndeki kendi evine götürdüğü ve daha sonra da jandarmaya teslim olduğu öğrenildi. Zonguldak/aa |
22.08.2009 |
Sendikalardan açılıma şartlı destek |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüşen TESK Başkanı Bendevi Palandöken, demokratik açılım çalışmalarına şartlı destek verdiklerini belirtti. İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, ‘’Bizim bu yürüttüğümüz çalışmada Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün pekiştirilmesi, kardeşliğin arttırılması, güzel ülkemizde kardeşçe ve huzurlu yaşamamızın sağlanması yönündedir’’ dedi. Atalay, ‘’Demokratik açılım’’ çalışmaları kapsamında, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken’i ziyaret ederek, yaklaşık 45 dakika görüştü. Görüşmeden sonra gazetecilere açıklama yapan Atalay, sözlerine yeni ramazan ayını tebrik ederek başladı. ‘’Demokratik açılım’’ çalışmaları kapsamında, TESK Başkanı Palandöken ve arkadaşlarını ziyaret ettiğini belirten Atalay, bu konuda yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verdiğini söyledi. Ayrıca, TESK’in de görüşlerini aldığını ifade eden Atalay, bundan sonra da görüşlerini almaya devam edeceğini kaydetti. Atalay, TESK’in çok sayıda üyesi bulunduğunu da ifade etti. Atalay, birlik ve bütünlüğün köşe taşı ve temelini esnaf ve sanatkarın oluşturduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Bizim bu yürüttüğümüz çalışmada, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün pekiştirilmesi, kardeşliğin artırılması, güzel ülkemizde kardeşçe ve huzurla yaşamamızın sağlanması yönündedir. Buna dönük bir çalışmadır. Bu manada tabi konfederasyonumuzun ve bu kesimin desteği önemlidir. Kendileri ile bunları paylaştım. Bu vesile ile sayın başkan ve arkadaşları bana bu konuda desteklerini ve görüşlerini ifade ettiler.’’ İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik açılım’’ çalışmaları kapsamında, Memur-Sen Genel Merkezinde Genel Başkan Ahmet Gündoğdu ile görüştükten sonra basına açıklama yaptı. Başta terörün önlenmesi ve bu süreçte ‘’demokratik açılım’’ olarak yürüttükleri çalışmanın genel olarak bilgi sunumunu yaptıklarını ifade eden Atalay, Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu’nun görüşlerini aldıklarını, destek istediklerini kaydetti. Atalay, ‘’Genel olarak Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, kardeşliği, daha güzel, daha huzurlu günler için yapılan her çalışmaya herkes gibi Memur-Sen de destek veriyor’’ dedi. Memur-Sen’in memur sendikaları içinde üye sayısı en fazla ve kamu kesiminde de en güçlü konfederasyon olduğuna işaret eden Atalay, görüşlerini daha ayrıntılı biçimde almak istediğini dile getirdi. İçişleri Bakanı Atalay, gösterdikleri ev sahipliği ve ilgi için de konfederasyon yöneticilerine teşekkür etti.
AÇILIM HİÇBİR ŞEKİLDE ETNİK MİLLİYETÇİLİĞİ TEMEL ALMAMALI Türkiye Esnaf ve SanatkarlarI Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, her şeyden önce Türkiye devletinin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu belirterek, ‘’yapılacak demokratik açılım çalışmaları, hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını bozabilecek, etnik kökene dayalı unsurları içermemeli’’ dedi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’demokratik açılım’’ çalışmaları çerçevesinde TESK Başkanı Palandöken ile görüştü. Palandöken, görüşmede yaptığı konuşmada, esnaf ve sanatkarlar olarak, Hükümet tarafından başlatılan demokratik açılım girişimini, ülkede barış ortamının tesis edilmesine ve kardeşliğin güçlendirilmesine yönelik iyi niyetli bir girişim olarak değerlendirdiklerini söyledi. Her şeyden önce Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu kaydeden Palandöken, yapılacak demokratik açılım çalışmalarının, hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını bozabilecek, etnik kökene dayalı unsurları içermemesi gerektiğini belirtti. Demokratik açılımın hiçbir şekilde etnik milliyetçiliği temel almaması ve buna bağlı olarak bölgesel milliyetçiliği ön plana çıkararak toplumda kutuplaşma yaratmaması gerektiğini ifade eden Palandöken, demokratik açılım sürecinde terör örgütünün asla muhatap alınmaması gerektiğini söyledi. Türkiye’de var olan terör sorununun askeri tedbirlerle tam olarak çözülemediğini anlatan Palandöken, terörle mücadeleye ayrılan kaynağın ekonomiye aktarılması halinde, ülkenin şimdi olduğu yerden çok daha ileride, çok daha gelişmiş ve refah içinde olabileceğini ifade etti.
ÇÖZÜMÜN MUHATABI TOPYEKÜN MİLLETİMİZDİR Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise ‘’Teröre destek vererek beslenenlerden ya da teröre karşı çıkıp sadece karşı olmakla sendikacılık ya da siyaset rantı elde etmeye çalışanların bu oyuncağını elinden almak lazım. Bunun için bu demokratik açılım sürecini önemsiyoruz’’ dedi. Mevlana’nın ‘’Her ne kadar bütün dallar raks ediyorsa da her dalın kımıldanışı başka sebeptendir’’ sözünü hatırlatan Gündoğdu, ‘’gerçek özgürlük ve gerçek başlangıcın sahici bir şimdi ile mümkün olduğunu’’ söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın insanı devlete göre tanımladığını savunan Gündoğdu, insanı merkeze alan, özgürlükleri önemseyen, öteki oluşturmayan yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. ‘’Çözümün adresi Türkiye’dir, Ankara’dır, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Çözümün muhatabı topyekun milletimizdir, sivil toplum örgütleridir, siyasettir’’ görüşünü dile getiren Gündoğdu, çözümü kolaylaştıran unsurların ayrıştıran unsurlardan kat kat fazla olduğunu kaydetti. Demokratik açılım sürecinin kapsamasını istedikleri değişimleri de dile getiren Gündoğdu, Anayasa’da ‘’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı’’nın üst kimlik olarak kabul edilmesini istedi. Ankara/aa |
22.08.2009 |
Kardeşçe yaşansın |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘Demokratik açılım’’ çalışmalarıyla ilgili olarak, ‘’Bizim bu yürüttüğümüz çalışmada kardeşliğin artırılması, güzel ülkemizde kardeşçe ve huzurlu yaşamamızın sağlanması yönündedir’’ dedi. DEMOKRAT Parti (DP) eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, son 30 yıldaki kan, gözyaşı ve şiddetin milli bir facia olduğunu söyledi. 12 Eylül faşizminin bu hadiseyi derinleştirip farklı boyut kazanmasına yol açtığına dikkat çeken Bayar, milli facianın ortadan kaldırılmasının bu neslin ve Türkiye’yi idare edenlerin en acil görevi olduğunu vurguladı. Bayar, hükümetin Kürt sorununa çözüm amacıyla başlattığı ‘demokratik açılımı’ı değerlendirdi. Bayar, yaptığı değerlendirmede, bu meselenin siyaset üstü değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bayar, siyaseten 40 yıldır bu meselenin etrafında sürekli herkesin birbirini suçladığına dikkat çekti. Yepyeni bir anayasa ile 12 Eylül’ün bıraktığı tüm kara lekenin, o ağır mirasın tahliye edilmesi gerektiğini dile getiren Bayar, anayasa tasarlamadan bu ve benzeri pek çok meseleyi kökünden çözmenin mümkün olmayacağını savundu. Aynı milletin fertlerinin birbirine şu veya bu nedenle düştüğünü anlatan Bayar, bu facianın bitmesi gerektiğini ifade etti. “Ülkenin bir bölümünde bu facia yaşanırken diğer bölümlerinde hukuk ve huzur olması zaten düşünülemez.” diyen Bayar, Türkiye’nin son 30 senelik hadisesinin bu olduğunu, ‘Kürt sorunu’ diye adlandırılan meselenin iyi tahlil edilmesi gerektiğini söyledi. Ankara/cihan |
22.08.2009 |
Oruçluya sabır tavsiyesi |
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar, orucun sabır ve tahammül anlamına geldiğini, trafikte kargaşaya yol açacak, insanları rencide edecek davranışlardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar, orucun sabır ve tahammül anlamına geldiğini, trafikte kargaşaya yol açacak, insanları rencide edecek davranışlardan uzak durulması gerektiğini vurguladı.Özafşar, ‘’yoğunlaştırılmış bir ibadet iklimi olarak’’ tanımlanabilecek Ramazanın çok özel bir ay olduğunu belirtti. Özafşar, Ramazanın, kişilere, yüksek ahlâkî erdemlerin kalıcı karakter özelliği haline getirmesi fırsatı verdiğini söyledi. Müslümanlık inancının esasının nezaket olduğunu vurgulayan Özafşar, bu nedenle tevazu, alçak gönüllülük, karşıdakine saygı duyma ve haklarına riayet etmenin İslâm anlayışının esasını oluşturduğuna işaret etti. İbadet sırasında işlenen küçük kusurların, ‘’büyük kabahatler’’ olarak değerlendirildiğini ifade eden Özafşar, ‘’Ramazan ayında oruçluyken zamanın tamamını ibadete tahsis ediyoruz. Gündelik yeme, içme gibi ihtiyaçlarımızı bir süreliğine erteliyoruz. Ramazanı ve bu ihtiyaçları ertelemeyi gerekçe göstererek agresif tutumlara girmek, arkadaşlarımızı ve dostlarımızı incitmek, insanların haklarına tecavüz etmek, hele hele kaba davranışta bulunmak ibadetin ruhuna aykırıdır’’ diye konuştu. Bazı ilim adamlarının yanlış davranışların orucu bozduğu yönünde görüş bildirdiğini aktaran Özafşar, dolayısıyla çirkin söz söylemenin, kontrolsüz işler yapmanın orucun ahlâkına yakışmadığını kaydetti.
ORUÇ TUTAN, TUTMAYAN HERKESİN TAKDİRİNE SAYGILI OLUNMALI
Özafşar, iş yerlerinde orucu gerekçe göstererek, yükümlülükleri savsaklamanın gayri ahlâkî bir tutum olduğuna dikkati çekti. ‘’Ramazan, oruç ve ibadet yanlış işlerin, eksik işlerin bahanesi ve gerekçesi olmamalıdır’’ diyen Özafşar, orucun ahlakının oruçluyken insanî sorumlulukları yerine getirmek olduğunu, aksi halde orucun aç kalmaktan öteye gitmeyeceğini söyledi. Mehmet Emin Özafşar, ayrıca oruç tutan tutmayan herkesin takdirine saygılı olunması gerektiğine işaret etti. İbadetlerin bireysel yükümlülükler olduğuna dikkati çeken Özafşar, ‘’İnsanların mazeretleri olabilir. Oruç tutmamayı tercih edenler de ahlâkî olarak oruç tutanların hukukuna saygılı olmalı. Eskiden farklı inanca mensup olanlar bile açıkta yemezlermiş. Oruç tutmayanlara tutanlar nezaket ve saygıyla davranmalı. Oruç tutanlara da tutmayanlara aynı saygı ve nezaketi göstermeli’’ diye konuştu. Ankara / aa |
22.08.2009 |
Duraklardan internete erişilecek |
Otobüs durakları, yakın bir gelecekte sadece yolcu indirme bindirme yeri değil aynı zamanda kablosuz internet erişim noktası olacak. ABD’deki San Francisco belediyesi, şehri kablosuz internet ağı ile kaplamak için otobüs duraklarını kullanacak. Güneş enerjisi elde etmek için çatısı güneş panelinden oluşacak yeni nesil otobüs durağı, aynı zamanda internet erişimi de sağlayacak ve güneş enerjisinden dolayı bu hizmeti enerji kesilmeksizin gerçekleştirecek. Duraklarda internet erişimi olacağı için kiosk yerleştirilerek interaktif hâle de getirilebilecek. Belediye, 2013 yılına kadar tanesi 30 bin dolar olan söz konusu otobüs duraklarından ilk etapta 360 tanesini, şehrin farklı yerlerine yerleştirecek. Bu duraklar yılda 43 bin watt elektrik üretmiş olacak. Led ampullerle aydınlatılacak duraklar, saatte 336 watt tüketen florasan ampuller yerine sadece 74,4 watt elektrik tüketimi de sağlayacak. Söz konusu duraklar, yüzde 75 geri dönüşüm malzemeden yapılacak ve bu malzemelerin yüzde 40’ı da polikarbon denilen ışık geçirgenliği cama yakın, ısıya, kimyasal maddelere, çizilmeye, darbeye dayanıklığı yüksek, gıdaya uygun, şeffaf plastik malzemeden oluşacak. Washington / aa |
22.08.2009 |
Paranızı duman etmeyin |
Sİgarayla Savaşanlar Vakfı (SSV) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye’nin bütün tarım ürünleri ihracatından fazla kaynak, sigaraya ayrılıyor. Sigara için yılda 15 milyar dolardan fazla paranın harcandığı Türkiye’de, 2008 yılındaki toplam tarım ürünleri ihracatı, 13 milyar dolar civarında gerçekleşti. Sigaraya ayrılan kaynaktan fazla ihracat, sadece 24 milyar dolarla taşıt araçları ve yan sanayiinde, 19 milyar dolarla demir çelik ürünlerinde yapıldı. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü de 15 milyar dolar civarındaki ihracatla, sigaraya ayrılan kaynakla başa baş gitti. SSV Başkanı Sevgi Aksu, sigaranın, insanların hayat kalitesini düşürdüğünü, bedensel ve zihinsel sağlıklarını bozduğunu belirtti. Tütün kullanımının, dünyadaki başlıca sekiz ölüm sebebinden altısı için bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Aksu, tütün mamulleri kullanımının, 2030 yılına kadar bütün dünyada 175 milyondan fazla insanın ölümüne yol açacağının tahmin edildiğini bildirdi. Aksu, dünyanın en çok sigara içen ülkelerinden biri olan Türkiye’nin, yabancı sigara üreticileri için hâlâ yatırımlarını sürdürdükleri cazip bir pazar konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, ekonomik krize rağmen Türkiye’de halen sigaraya yılda 15 milyar dolardan fazla para harcandığını kaydetti. ‘’Türkiye’de en çok görülen kanser türü, akciğer kanseri ve bunun da yüzde 90’ı, sigara kaynaklı’’ diyen Aksu, ‘’Sigara içenlerin oranını etkili bir şekilde düşürmeyi başarsak bile, daha uzunca bir süre, bugüne kadar içilen sigaraların getirdiği sağlık problemleri ve ölümlerle yaşamak zorundayız’’ görüşünü dile getirdi. İstanbul / aa |
22.08.2009 |
10 bin feetten özgürlüğe dalış |
Türk Hava Kurumunun (THK) Selçuk Havaalanı’ndaki Paraşüt Okulunda 300 lira karşılığında ‘’sokaktaki vatandaş’’, pilot eşliğinde 10 bin feetten paraşütle atlıyor. Paraşüt öğretmeni ve tandem pilotu Sezai Çallı, eğitim merkezlerinde katkı paylı kurslar düzenlediklerini belirtti. Hizmetler arasında tandem (iki kişiyle yapılan atlayış) atlayışının da yer aldığını kaydeden Çallı, ‘’hiç paraşütü bilmeyenler, duyup gelenler oluyor. Önce 15 dakikalık bir brifing veriyoruz. Sonra 10 bin feetten önümüze bağlayarak atlayışlarını gerçekleştiriyoruz. Paraşütle aşağı iniyoruz. Böylece havacılığa ilk adımlarını atıyorlar’’ dedi. Sezai Çallı, 16 yaşından gün alan herkesin tandem atlayışı yapabileceğini dile getirerek, üst yaş sınırının bulunmadığını ifade etti. Atlayış sırasında uçuş emniyetini ön planda tuttuklarını anlatan Çallı, ‘’bizim kontrolümüzde olmayan kişileri zaten yukarı çıkarmıyoruz. Atlayışın riski 10 binde 1, trafikte daha yoğun kazalar oluyor’’ dedi. Tandem atlayışı yapmak isteyenlerin 300 lira karşılığında profesyonel ekiple uçaktan atlayabileceği belirtiliyor. Konya / aa |
22.08.2009 |
Dünyanın ilk görüntülü dergisi geliyor |
DünyanIn ilk geleneksel kâğıt dergide görüntülü reklâmı Eylül ayında ABD’de yayınlanacak. Amerikan gösteri dünyasını anlatan Entertainment Weekly dergisinin özel sayılarında yayınlanacak reklâm videolarının gösterileceği kâğıt kadar ince ekranlar, cep telefonu büyüklüğünde olacak ve yeniden şarj edilebilir pillerle çalışacak. Şarkılı kutlama kartlarındaki gibi sayfa çevrildiğinde aktif olacak görüntüler, çiplere yüklü gelecek. Her çipte 40 dakika civarında görüntü olacak. Pepsi şirketinin reklâmlarının yer alacağı kliplerde Amerikan CBS televizyonundan program ve şovlar da bulunacak. ABD’nin Los Angeles ve New York şehirlerindeki gazete bayilerinde 18 Eylülde satılacak derginin, kullanılan yeni teknoloji dolayısıyla normal baskı dergiden daha pahalı olması bekleniyor. New York / aa |
22.08.2009 |
Okyanus suları normalden sıcak |
Okyanus suyu küresel ortalama sıcaklığı, ölçümlerin başlatıldığı 1880 yılından sonraki en yüksek düzeyine çıktı. Okyanus suyu ortalama sıcaklığı Temmuz ayında 17 santigrat derece oldu. Bir önceki rekor sıcaklık 1998 yılında belirlenmişti. Victoria Üniversitesinden Andrew Weaver, deniz suyu sıcaklıklarındaki bu büyük farklılıkların, karadaki ortalama sıcaklık yükselmesinden daha kötü bir haberci olarak kabul edildiğini belirtti. Bunun sebebinin, okyanus sularının ısınmasının çok yavaş bir süreçte gerçekleşmesi, tekrar soğumasının da çok uzun bir zaman alması olduğunu kaydetti. Ankara / aa |
22.08.2009 |
Sıcağa karşı dengeli beslenmek gerekiyor |
RAMAZANDA sıcak havanın olumsuz etkilerinden korunmak için dengeli beslenmenin büyük önem taşıdığını bildirdi. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman, Ramazan ayında uzun bir süre aç ve susuz kalan oruçluların, bu dönem içinde beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Ramazanın 33 yıl aradan sonra Ağustos ayına denk geldiğini, bu sebeple sıcaklıkların yüksek olduğu bu dönemde doğru ve bilinçli beslenmenin öneminin daha da arttığını ifade eden Akman, ‘’Ağustos ayında sıcak havalar nedeniyle sıvı kaybı daha fazla olacak. Bu nedenle oruç tutan vatandaşlara iftar ve sahurda bol sulu gıdaları tüketmelerini öneriyoruz’’ dedi. Akman, Ramazanda susuzluğa neden olabilecek kızartma ve kavurma türü gıdalardan mutlaka kaçınılması gerektiğini vurguladı. Sıcağa bağlı olarak bazı mineral kayıplarının da olabileceğine dikkati çeken Akman, ‘’bu yüzden sıcakta çalışanların ve aşırı terleyenlerin kaybedilen mineralleri alabilmeleri için yüksek tansiyonu olanlar hariç iftarda tuzlu ayran içmelerini öneriyoruz. Sıcakların had safhaya ulaştığı bu dönemde gün içinde susuzluk çekmemek için sıvı gıdalar ile tatlı çeşitlerinden komposto tüketilebilir’’ diye konuştu. Ayrıca inşaat, kömür ocakları ve sanayi gibi emek yoğun alanlarda çalışan kişilerle, hamilelerin sahurda yoğun demir ve kalsiyum içeren gıdalar tüketmesi gerektiğini belirten Akman, bu kişilerin sahurda enerji deposu olan pekmezden de aşırıya kaçmayacak şekilde tüketmesi gerektiğini ifade etti. Konya / aa |
22.08.2009 |
Erzurum’da okunan sâlânın benzeri yok! |
ERZURUM'DA, akşam namazı dışındaki diğer vakit ezanlarından sonra okunan ‘’salâ’’ geleneği, Türkiye’de tek olma özelliğini taşıyor. Palandöken İlçe Müftüsü Mustafa Baytar, salânın mânâsının duâ olduğunu, Hz. Muhammed (asm) için methiye ve onun şefaatini isteme gibi manalara geldiğini belirterek, Erzurum’da başlangıç tarihi tam olarak bilinmeyen, ezanların ardından okunan ‘’salâ’’ geleneğinin de bu temele dayandığını söyledi. Peygamber sevgisinin öteden beri insanların gönüllerine nakşedildiğini ifade eden Baytar, şunları kaydetti: ‘’Hz. Peygambere selâtü selâm getirin diye Cenâb-ı Hakkın emri var. Bunun ehemmiyetine binaen örneğin Cuma namazlarında hoca efendi minbere çıkmazdan önce bu yöne dikkatleri çeker. Peygamber Efendimizin adı anıldığı zaman inanan insanların selâtü selâm getirmesi çok önemlidir. Hz. Peygamber İslâmın hayata tatbik şekli, bir örnek şahsiyettir. Dolayısıyla onun hayatını örnek almak için önce onun sevgisinin gönüllere nakşedilmesi gerekir. Bunun en güzel vasıtası da ona selâtü selâm getirilmesidir. İşte bunun bazı yansımaları vardır. Bu sevgi, minarelere yansımış salalar okunmuştur.’’ Erzurum / aa |
22.08.2009 |
Yurt, burs ve kredi başvuruları sona eriyor |
ÜNİVERSİTEYE yerleşmeye hak kazanan öğrenciler için yurt, burs, öğrenim ve katkı kredisi başvuruları 25 Ağustos Salı günü sona erecek. 2009-2010 eğitim-öğretim yılında üniversitelere kayıt yaptıracak öğrenciler, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun (YURTKUR) yurtlarında barınmak veya burs ile öğrenim ve katkı kredisi almak için başvurabilecek. Başvurular, 25 Ağustos Salı günü saat 14.00’e kadar kadar kurumun ‘’http://www.kyk.gov.tr’’ adresli internet sitesinden iletilebilecek. Yurt başvuru sonuçları 30 Ağustos Pazar günü açıklanacak. Yurt kayıtları ise 31 Ağustos-11 Eylül tarihleri arasında yapılacak ve yurtlar 23 Eylül Çarşamba günü hizmete açılacak. Ankara / aa |
22.08.2009 |
Mısır üreticisine ‘anız yakmayın’ ikazı |
ADANA Çevre ve Orman Müdürü Nebi Erol Metin, üreticileri yaklaşan mısır hasadı öncesi anız yakmamaları için uyardı. Metin, anız yangınlarının, biyolojik çeşitliliği tahrip etmesinin yanında, ekosistemdeki dengelerin de bozulmasına sebep olduğunu belirtti. Anız yakanlara dekar başına 25,88 TL idarî para cezası uygulandığını ifade eden Metin, anız yakmanın meskûn mahale 500 metre, sulak alana 2 bin 500 metre ve ormanlık olanlara 4 bin metre olması durumunda idarî para cezasının 5 kat arttığını bildirdi. Metin, bu yıl 19 Haziran 2009 tarihinden itibaren yapılan denetimlerde yakalanan ve buğday anızı yaktıkları için haklarında tutanak düzenlenen 127 kişiye toplam 38 bin 807 lira para cezası uyguladıklarını ifade etti. Öte yandan, Konya’nın Beyşehir ilçesinde çıkan, 2 ayrı yerleşim yerini tehdit eden anız yangını, 12 saat içinde kontrol altına alınarak söndürüldü. Adana / aa |
22.08.2009 |
Konservatuvarlı Ramazan davulcusu |
SAKARYA'DA Devlet Konservatuvarı Bölümü mezunu Şirin Dinçer, Osmanlı döneminden miras kalan Ramazan geleneğini yaşatmak için mahalle sakinlerini davul çalarak sahura kaldırıyor. Ramazan´ın vazgeçilmez klasiklerinden olan Ramazan davulcularının yerini konservatuvar öğrencileri almaya başladı. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Devlet Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü mezunu Şirin Dinçer, Camili Mahallesi’nde davul çalıp maniler eşliğinde vatandaşları sahura kaldırarak geçmişten gelen Ramazan kültürünü yaşatmaya çalışıyor. Profesyonelliğin sadece bir san'atçının arkasında çalmak olmadığını söyleyen Dinçer, vatandaşlardan çok güzel tepkiler aldığını belirtiyor. Sahur davulunun Osmanlı geleneği olduğunu anlatan Dinçer, “Geleneğimizi en iyi şekilde yaşatmak için çalışıyorum. Kesinlikle Ramazan davulu eskilerden gelen bir gelenek. Osmanlı’dan gelen davul kültürünü yaşatmak ve insanlara Ramazan’ı en iyi şekilde tattırmak istiyoruz. Ramazan geldiğinde insanlar davulun hazzını alabilmeli. (Evet Ramazan geldi, davullar gümbür gümbür çalıyor) diyebilmeli. Bunun için buradayız. İnsanlara manevî bir haz tattırmak istiyoruz. Davul çalarak hem kültürü yaşatıyoruz. hem de geçimimize katkı sağlıyoruz.” dedi. Sakarya / cihan |
22.08.2009 |
Üsküdar’da Ramazan coşkusu |
ÜSKÜDAR Belediyesi, ilk kez bu yıl Ramazan Şenliklerini Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirecek. “Ramazanda Çocuk” temasının ağırlıklı olarak işleneceği faaliyetlerinde, Ramazan sohbetleri ve şiirler, mehteran gösterileri, İstanbul Sazendeleri, stand_up ve sinema filmi gösterimleri, tiyatral konserler, tasavvuf musikîsi, şiir programları, çocuk tiyatrosu gibi faaliyetler ve ağırlıklı olarak Üsküdar’da eski Ramazanların konuşulacağı konuk sohbetleri yer alacak. Ramazan boyunca ayrıca Prof. Dr. Raşit Küçük, Prof. Dr. Vecdi Akyüz, Doç. Dr. Emin Işık, Doç. Dr. Sefa Saygılı, Dursun Ali Erzincanlı, Engin Noyan, Yusuf Özkan Özburun gibi önemli isimler sohbetleriyle Üsküdarlılara unutulmaz saatler yaşatacaklar. Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara’nın 9 Eylül Çarşamba gecesi konuk olacağı Ramazan faaliyetleri, 18 Eylül Cuma günü yine çocuklara yönelik olarak hazırlanan Hüseyin Goncagül ve İbiş programı ile son bulacak. Ramazan Şenliklerini gerçekleştireceği Bağlarbaşı Kültür Mekezi aynı zamanda kitap fuarına da ev sahipliği yapacak. Öte yandan, Üsküdar Belediyesi, iftar geleneğini Üsküdar İskelesi’nde kurduğu Ramazan Sofrası’nda sürdürüyor. Üsküdar Belediyesi, bu yıl da Ramazanı Üsküdar İskelesi başta olmak üzere Üsküdar’ın çeşitli mahallelerinde karşılayacak. Her gün 20 bin kişi Üsküdar Belediyesi’nin sofralarında iftarını açacak. Recep Bozdağ / İSTANBUL |
22.08.2009 |
Millet kirli oyunun bitmesini istiyor |
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ‘’Artık milletimiz bu kirli oyunun sona erdirilmesini istemektedir. Kanın kanla yıkanamayacağı gerçeğinden hareketle beyaz bir sayfa açmak her zamankinden önemli hale gelmiştir’’ dedi. Kurtulmuş, partisince demokratik açılım konusunda hazırlanan ve ‘’Barış ve Kardeşlik İçin Gönüllü Birliktelik Projesi’’ adı verilen raporu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında açıkladı. Genel başkan yardımcıları, eski bakan ve milletvekillerinden oluşan bir grubun bölgede görüşmelerini sürdürdüğünü belirten Kurtulmuş, ‘’Türkiye’nin 25 yıldır süren ve uluslararası güçler tarafından kullanılan terörün ve terör siyasetinin zorlamasına rağmen milletin basireti sayesinde bir iç savaşa sürüklenmediğini’’ söyledi. Kurtulmuş, başlatılan süreçte barış ve esenliğin teminine ilişkin her adımı, her türlü girişimi ve dile getirilen her olumlu sözü destekleyeceklerini kaydetti. Kabuller, kamplaşmalar ve zıtlaşmalar yerine bu süreçte herkesin üç anahtar kelimeyi içselleştirmesini gerekli gördüklerini vurgulayan Kurtulmuş, ‘’Bunlar iyiniyet, feraset ve kararlılık. İyiniyet dağları aşırır insanları düz ovaya indirir, iyi niyet ferasetle sürdürülürse bu halkın lehine ne olur ona karar veririz ve kararlılıkla hareket edersek mutlaka bir çözüm buluruz’’ dedi. Kurtulmuş, ‘’Türk ve Kürtlerin kan davalı olmadığını ve bütün fitneye rağmen halkın arasına kan davası sokulamadığını’’ da ifade etti. Diyarbakır/aa |
22.08.2009 |
Kılıç: Bahçeli sorumlu iken hangi adımı attı? |
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarını ‘’çok sert’’ olarak nitelendirdi. Kılıç, Bahçeli’nin açıklamasının ‘’hakaretten öte’’ olduğunu belirterek, kendilerinin bu ölçekte bir üslup kullanmayacaklarını belirtti. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıç, Bahçeli’nin açıklamalarını ‘’kendi siyaseti ve Türkiye’nin geleceği adına çok büyük bir talihsizlik’’ olarak değerlendirdiğini kaydetti. Suat Kılıç, ‘’Tam da ‘Başbakan CHP ve MHP ile görüşecek’ denilen bir ortamda ve MGK’nın toplandığı bir dönemde, bu kadar sert tonda bir açıklamanın yapılması Sayın Bahçeli’nin kapıları tamamen kapattığı anlamına mı gelir?’’ sorusuna ise şu cevabı verdi:’’AK Parti iktidarından önce Sayın Bahçeli 4 yıl başbakan yardımcısı olarak Hükümette çok tesirli ikinci adam oldu. Bu süre içerisinde Türkiye’nin bu en köklü sorununun çözümü için hangi adımı attı, hangi öneriyi getirdi, hangi yaklaşımı geliştirdi? Hiçbir adım atmayan Sayın Bahçeli’nin 2007 seçimlerinde otobüsün üzerinden idamı simgeleyen ipi fırlatması, akıllara şu soruyu getirmişti: Madem bu kadar idama hevesliydin Başbakan Yardımcısı iken konu önüne geldiğinde gereğini niye yapmadın? Bugün gelinen noktada, Sayın Bahçeli Türkiye’nin terörle mücadelesine demokratik açılımla destek vermek yerine, bu mücadele üzerinden siyasi varlığını devam ettirme kararlılığını korumaktadır.’’ Ankara/aa |
22.08.2009 |
Mesut Yılmaz: Herkes hükümete yardımcı olsun |
RİZE Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, ‘’Demokratik Açılım’’ çalışmalarına ilişkin herkesin hükümete yardımcı olması, hükümetin de devlet sorumluluğuna uygun davranması gerektiğini söyledi. Rize’de esnaf ziyaretinde bulunan ve vatandaşlarla sohbet eden Yılmaz, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yılmaz, ‘’Demokratik Açılım’’ çalışmalarıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, şu ana kadar projenin içinde neler olduğunu kimsenin anlamadığını, doyurucu bir açıklama da yapılmadığını ileri sürerek, ‘’İçişleri Bakanının yaptığı görüşmeleri izliyorum. Bu konuda ortaya koyduğu somut bir tedbir yok. Bu nedenle üzerinde bir yorum yapmak için erken’’ dedi. Türkiye’nin bütün sorunlarında olduğu gibi, bu sorunun çözümünün de hükümetin görevi olduğunu ifade eden Yılmaz, şu görüşleri savundu: ‘’Bu konuda herkesin hükümete yardımcı olması, hükümetin de devlet sorumluluğuna uygun davranması lazım. Sayın Başbakanın, PKK’yı kınamadıkça DTP ile görüşmeyeceğini söylemesine ve DTP’nin devamlı PKK’ya sahip çıkmasına rağmen onunla görüşmesi, devleti bu konuda zayıflattı. Dolayısıyla zayıf bir başlangıç yapıldı. Ben ve siyasi iktidarın dışında kalan herkesin de konuya destek vermesi lazım. Benim bu konudaki tavrım budur. Ümit ediyorum ki, hükümet de eksikliklerini kısa zamanda giderir ve konuya akılcı bir çözüm bulunur.’’ Rize / aa |
22.08.2009 |
Kıbrıs’ta çözümü AB tıkadı |
Essen-Duisburg Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Türk-Yunan ilişkileri uzmanı Prof. Dr. Heinz-Jürgen Axt, Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı’nda verdiği “Kıbrıs: Çatışma Avrupalılaşma Yoluyla Aşılıyor mu? Güncel Gelişmeler ve Perspektifler” başlıklı konferansta, adada Avrupa Birliği sayesinde sağlanabilecek birleşmenin Güney Kıbrıs’ın kayıtsız şartsız birliğe kabul edilmesi nedeniyle gerçekleşemediğini söyledi. Essen, 20 Ağustos 2009. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı´nın Essen kentinde bulunan merkez binasında gerçekleştirilen “Kıbrıs: Çatışma Avrupalılaşma Yoluyla Aşılıyor mu? Güncel Gelişmeler ve Perspektifler” başlıklı bir konferans veren Essen-Duisburg Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Heinz-Jürgen Axt, Kıbrıs’ta toplum liderleri arasında sürdürülen görüşmelerin adada birleşmeye yönelik umutlar açısından son şans olduğunu ifade etti. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Genel Müdürü Dr. Andreas Goldberg’in selamlama konuşması ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Sorumlusu Thomas Kufen’ın açılış konuşmalarının ardından başlayan konferansta Axt, 2004 yılında yaşanan sürecin birleşme ile tamamlanmamasının çok şaşırtıcı olmadığının altını çizerek, 24 Nisan referandumunda Güney Kıbrıs´ta % 75,8´e ulaşan birleşmeye hayır oyları ile Kuzey’de % 64,9’a ulaşan birleşmeye evet oylarının, çatışmanın çözümünde belirleyici olabilecek aktörlerin konumları açısından bir yansıma olduğunu kaydetti. Tarafların pek çok temel noktada ayrışmasına karşın 2000´li yılların başında yakalanan çözüm fırsatında, çatışmanın dışsal aktörleri olan Birleşmiş Milletler, Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri´nin ortak iradesinin önemli rol oynadığına dikkat çeken Prof. Axt, adanın Avrupa Birliği’ne üyeliğin getireceği avantajların çatışma çözümünü kolaylaştırıcı bir faktör olarak devreye girme olanağının sadece Türk tarafı için etkili olabildiğini kaydederek, Yunanistan’ın “Avrupa Birliği’nin Doğu Genişlemesi”ne karşı veto tehditi karşısında kayıtsız şartsız birliğe kabul edilen Rum tarafının, bu anlamda motive edilememesinin birleşme için ortaya çıkan en büyük fırsatın kaçırılmasına neden olduğunu belirtti. 2004 yılında verilen sözlerin tutulmamasının Kıbrıslı Türkler arasında Avrupa Birliği’ne güveni büyük ölçüde zedelediğine işaret eden Prof. Axt, 2007 ilk baharında % 67’ye ulaşan AB´ye ilişkin pozitif değerlendirmenin sonbahar aylarında % 55´e gerilediğini sözlerine ekledi. Prof. Axt, Güney Kıbrıs´ta da toplum liderleri arasında sürdürülen müzakerelerin başarı ile sonuçlanacağına inanmayanların oranının % 72´yi bulduğuna dikkat çekerek Kıbrıs´ta geçen zamanın bölünmeyi güçlendirebileceğini belirtti. Axt, adada bir çözümün sağlanabilmesinin Hristofyas´ın medya ve kamuoyunun olumsuz tutumunu tersine çevirebilmesine büyük ölçüde bağlı olduğunu, ancak AB´nin Kıbrıslı Türkler açısından çözüme yönelik bir motivasyon olarak kalabilmesi ve 2004´de olduğu gibi Türkiye´nin ortaya konacak bir birleşme planını desteklemesi gerektiğinin altını çizdi. |
22.08.2009 |
Bilim adamlarına baskı en gaddar izolasyon |
RUM tarafının baskıları sonucu elde edilen uluslararası fonların da durdurulduğunu kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Rum tarafından yabancı bilim adamlarına baskı yapılması izolasyonların en gaddarı” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kral Tepesi’nde kazı çalışmalarına katılan yabancı bilim adamlarına yönelik Rum tarafının baskılarının insanlık dışı olduğunu belirterek, “İzolasyonların en acımasızı ve en gaddarcası” dedi. Cumhurbaşkanı Mehmet Alki Talat önceki gün Kaleburnu yakınlarındaki Kral Tepesi’nde DAÜ ile Almanya’nın Tübingen Üniversitesi işbirliğinde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarını yerinde inceledi. Cumhurbaşkanı Talat, ilk olarak kazı alanı yakınındaki bir binada bir bölümü sergilenen buluntuları inceleyerek, Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Üwe Müller’den bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Talat, daha sonra kazı alanını gezerek burada da Kazı Eşbaşkanı DAÜ Öğretim Üyesi Bülent Kızılduman’dan kazılar hakkında bilgi edindi. Talat, KKTC’nin tarihi eser bakımından zengin alanda yaşadığını bir kere daha görmek ve kazı çalışmalarına destek vermek amcıyla Kral Tepesi’ni ziyaret ettiğini ifade etti. Talat, Rum tarafındaki özellikle bilim insanlarının çok ciddî ambargoya varıncaya kadar baskı uyguladıklarını, uluslararası ilginin bu bölgeye gelmemesi için çok ciddî çaba sarfettiklerini kaydetti. Talat, Rum tarafının baskıları sonucu elde edilen uluslararası fonların da durdurulduğunu kaydederek, uluslararsı alanda UNESCO’nun, uluslararası bilim kuruluşlarının ve üniversitelerin konuyla ilgili üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti. |
22.08.2009 |
Rumlar, AB Dönem Başkanlığı için hazırlıklarını sürdürüyor |
KIBRIS Rum Kesimi’nin 2012’nin ikinci yarısında Avrupa Birliği dönem başkanlığını ilk kez tek başına üstlenmeye hazırlanıyor. 2012 yılının ikinci yarısında altı aylık AB Dönem Başkanlığı’nın üstlenilmesi hazırlıklarını yapan çalışma grupları, Kıbrıs Rum AB Başkanlık Ofisi Şefi Andreas Moleskis başkanlığında kapsamlı bir toplantı yaptı. Andreas Moleskis bu çerçevede Rum İçişleri Bakanlığı Genel Müdürü Lazaros Savvides ve İçişleri Bakanlığı Avrupa İşlerinden sorumlu üst düzey yetkilileri ile görüştü. Andreas Moleskis, İçişleri Bakanlığı yetkililerini, Kıbrıs AB Başkanlık Ofisi tarafından yapılan çalışmalar ve Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı sırasındaki öncelikleri konusunda bilgilendirdi. İçişleri Bakanlığı Genel Müdürü Lazaros Savvides toplantı sırasında İçişleri Bakanlığı Avrupa İşlerinden sorumlu yetkililer tarafından yapılan çalışmalara da değindi. Mayıs 2004’te Avrupa Birliği’ne üye olan Kıbrıs Cumhuriyeti, 2012’nin ikinci yarısında ilk kez Avrupa Birliği dönem başkanlığını, Polonya ve Danimarka ile ortaklaşa değil, tek başına üstlenecek. AB haber |
22.08.2009 |
Avrupa gençliği, "Lizbon Stratejisi'ni tartışacak |
LİKYA Gelişim ve Kalkınma Derneği’nin 25-29 Ağustos tarihleri arasında Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenleyeceği ‘’Gençlik Lizbon Stratejisi’nin Neresinde?’’ adlı projeye 8 Avrupa ülkesinden 41 genç katılacak. Avrupa Birliği’nin (AB) en önemli anlaşmalarından biri olan Lizbon Stratejisi, İtalya, Letonya, Lüksemburg, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya ve Türkiye’den 41 genç ve Türkiye’den uzmanlar tarafından yeniden tartışılacak. Proje kapsamında düzenlenecek oturumlara Türkiye Ulusal Ajansı, TÜBİTAK, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, İktisadi Kalkınma Vakfı ve Akdeniz Üniversitesi’nden uzmanlar katılacak. Toplantılarda, ‘’Eğitim’’, ‘’Yenilik’’, ‘’Çevre, Enerji ve İstihdam’’ konuları ele alınacak. 25 Ağustosta gerçekleştirilecek ‘’Gençlik Lizbon Stratejisi’nin Neresinde?’’ projesinin tanıtım toplantısının açılış konuşmaları Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan ve Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu tarafından yapılacak. Toplantı, 25 Ağustos Salı günü Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) seminer salonunda yapılacak. Antalya / aa |
22.08.2009 |
Hazine Müsteşarlığına stajyer kontrolör alınacak |
HAZİNE Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı, Stajyer Hazine Kontrolörü almak üzere sınav açtı. Hazine’nin internet sitesinde yer alan ilana göre, giriş sınavı, ÖSYM tarafından yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarına göre, Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığınca yapılacak ‘’Yazılı’’ ve ‘’Sözlü’’ sınavlardan oluşacak. Giriş sınavının yazılı aşaması, 11-12 Ekim 2008 tarihlerinde sabah ve öğleden sonraları dört ayrı bölümde yapılacak. Yazılı sınava katılabilmek için başvuranlardan, KPSS P-40 puan türüne göre puanı en yüksek 100 aday, sınav komisyonunca tesbit edildikten sonra, tebligat yoluyla ve Hazine internet sitesinde ilan edilmek suretiyle sınav yeri ve saatleri de belirtilerek giriş sınavına çağrılacak. Giriş sınavına katılmak isteyenler, yüksek öğrenim belgesi veya bitirme belgesinin aslı veya Noter onaylı sureti, KPSS Sınav Sonuç Belgesi aslı, geçerli kimlik belgesi aslı veya noter onaylı sureti, fotoğraflı aday başvuru formu ve iki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğraf ile Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı’na 22 Eylül 2008 Pazartesi günü Saat: 17.00’ye kadar başvurmaları gerekiyor. Ankara / aa |
22.08.2009 |