Haberler |
KAYNAKLARIMIZ BOŞA GİTTİ |
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin terör belası sebebiyle huzurunu, enerjisini ve kaynaklarını kaybettiğini belirterek, “Türkiye enerjisini, kaynaklarını bu meselelere harcamamış olsaydı, bugün çok farklı yerlerde olurdu. Adına ne sorunu derseniz deyin, bu sorun çözülmelidir. Bedeli ne olursa olsun, bu adımları atacağız” dedi. MUHALEFET YAPICI OLMALI
Her türlü meselenin çözümünün millî birlik içinde olacağını savunan Başbakan, “Kardeşliğimizi tartışma konusu yapmayız. Meclis dışında temsil merciî tanımıyoruz” diye konuştu. Erdoğan, muhalefete de sürece yapıcı katkılar yapmaları çağrısında bulundu.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “demokratik açılım” ile ilgili olarak “Biz bu işe inanıyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu yolda, bu adımlarımızı attık, atıyoruz ve atacağız’’ dedi. Erdoğan, AKP’nin 8. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla genel merkezde düzenlenen ‘’AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’yi farklı bir noktaya taşıdıklarını, Türkiye’yi bu seviyeye taşırken güçlerini milletten aldıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, milletin birliğinden, bütünlüğünden, istikrar ve huzur ortamından güçlerini aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Hafta başında grup konuşmamda ifade ettim. Türkiye yıllardır bilinen, konuşulan, üzerinde tartışılan, meselelerini bundan on yıl, yirmi yıl, otuz yıl önce çözmüş, çözebilmiş olsaydı bugün çok farklı bir yerde olacaktı. Türkiye, ayağına dolanan, pranga haline gelen sorunlarını yıllar önce hal yoluna koymuş olsaydı, bugün çok farklı bir ülke, çok daha gelişmiş bir ülke olacaktı. En önemlisi Türkiye, tam 25 yıldır nice canlara mal olan, nice ocaklara ateş düşüren, gencecik insanlarımızı bir canavar gibi, gencecik delikanlılarımızı bir canavar gibi yutan terör belasına bir çözüm üretebilseydi, kardeşliğimizi, dostuluğumuzu bozacak girişimlere karşı daha uyanık olsa, önlemlerini alabilseydi bugün çok çok ama çok farklı bir yerde olacaktı.’’
“MESELEYİ KÖKTEN ÇÖZMENİN TAM ZAMANI” ‘’İşte şimdi diyoruz ki Türkiye bu meseleyle artık yüzleşmeli. Türkiye, bu meseleyi köklü bir biçimde çözüme kavuşturmalıdır’’ diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Değerli arkadaşlarım, lütfen partimizin şu programını bir okuyun. Programda bu konuyla ilgili bölümü göreceksiniz. Bakınız biz partimizi kurarken bunu belirledik ve çözüm işaretlerini, sinyallerini orada verdik. Adına isterseniz Güneydoğu sorunu deyin, isterseniz Doğu sorunu deyin, isterseniz Kürt sorunu deyin, terör deyin ne derseniz deyin ama bu bir sorundur diye ta o zaman da koyduk. ‘Türkiye önüne engel, ayağına pranga olan bu meseleden demokrasi, hukuk ve kardeşlik çerçevesini muhafaza ederek kurtulmalı. Geleceğe güvenle, umutla bakmalıdır’ dedik. Partimizi kurduğumuz günden bugüne bu meseleye kafa yorduk. Bu noktada önemli adımlar attık. Demokratik açılımlar gerçekleştirdik. İnsan hakları noktasında önemli reformları hayata geçirdik. Şimdi artık ‘bu meseleyi kökten çözmenin tam zamanıdır’ diyoruz. Şimdi artık ‘bu meseleden kurtulmanın zemini’ diyoruz. Ülkemin her tarafında, her köşesinde, her kesiminde bu meseleyi artık uyanmamak üzere tarihe gömmek için tam bir irade ve istek olduğunu büyük bir memnuniyet içinde müşahede ediyoruz. Halkımızda bu talep var. Nerede olmadığını benim halkım çok iyi biliyor. Bu işin istismarını yapan, buradan nemalanmak isteyen veyahut da buradan AK Parti’yi vurabileceğini zannedenler bunu engellemek istiyor. Olay budur ama biz bunların hiçbirine aldırmayacağız. Biz bu işe inanıyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu yolda, bu adımlarımızı attık, atıyoruz ve atacağız.’’
“BİZİM MUHATABIMIZ 71,5 MİLYON” Her türlü meselenin çözümünün, tamamen millî birlik ve bütünlük içerisinde gerçekleştirmek, ayırıcı değil birleştirici durumunda olunması gerektiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi asla ve asla tartışma konusu yapmayız, yapmıyoruz. Bizim muhatabımız 71,5 milyon Türkiye vatandaşımızdır. Aziz milletimizden, aziz vatandaşlarımızdan başka muhatap tanımıyoruz. Demokrasi ve hukuk devletinde milletin temsilcileri de bellidir ve bu temsilciler dışında herhangi bir temsil merci de tanımıyoruz. Bakınız bu süreçte hiçbir siyasi parti ile hiçbir parti lideriyle polemiğe de girmek istemiyorum. Böyle millî bir meseleyi, böyle siyaset üstü bir meseleyi günlük politikaya, siyasi çekişmelere alet etmek istemiyorum.’’ Ankara / aa |
15.08.2009 |
Danıştay’a “katsayı” dâvâsı |
YÖK'ün kamuoyunda “katsayı haksızlığı”nı gideren uygulaması ile ilgili Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun verdiği tavsiyeyi Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli yerine getirdi. Adıbelli, YÖK’ün, gelecek sene üniversiteye girişte, “tek katsayı’’ uygulamasına geçilmesine ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dâvâ açtıklarını bildirdi. Eğİtİm-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, YÖK’ün gelecek sene üniversiteye girişte ‘’tek katsayı’’ uygulamasına geçilmesine ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dava açtıklarını bildirdi. Adıbelli, Yol-İş Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, YÖK’ün yeni sistem adı altında yaptığı katsayı düzenlemesinin ilköğretim ve ortaöğretim öğretim programlarının fikri ve felsefi arka planını oluşturan ‘’öğrenci, öğrenim, yeterlik ve süreç merkezli’’ anlayışla çeliştiğini savundu. Yeni sistemin ortaöğretim kurumlarının yönlendirme hedefine odaklı alan/dal uygulamalarını etkisizleştirdiğini ileri süren Adıbelli, düzenlemenin, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanunu’na, bu kanunların düzenlediği yönetmelik ve yönergelere de aykırı olduğunu savundu. ‘’YÖK’ün, yeni uygulamayla ders programları ve ders saatlerinin yeterliliği açısından Anadolu, fen ve genel liselerin çok gerisinde olan meslek lisesi öğrencilerine bir engellemeyi sanki kaldırmış görüntüsü çizdiğini’’ ifade eden Adıbelli, YÖK’ün düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etti. Adıbelli, ‘’Düzenlemenin elbette yarar sağlayacağı çocuklar olacaktır ancak mevcut yapıda koşullandıkları alanlara girmeye çalışan öğrencilerin tamamı sistemin mağduru olacaktır. Yeni kontenjanlar açılmadığına göre, alanlar arası çapraz geçişler birçok öğrencinin kendi alanlarına girme hakkını ellerinden alacaktır’’ diye konuştu. Adıbelli, YÖK Genel Kurulu’nun 21 Temmuzda aldığı ‘’tek katsayı’’ uygulaması ile ilgili kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dava açtıklarını söyledi. Ankara / aa |
15.08.2009 |
‘Norşin’i geri istiyoruz |
Bitlis’e bağlı Güroymak'ta yaşayanlar, Norşin ismini geri istiyor. Belediye Başkanı Mehmet Emin Özkan, ilçenin adının yakın geçmişe kadar Norşin olduğunu, ilçeyi kimsenin Güroymak olarak bilmediğini söyledi. beledıye harıtasinda 275 köy ve 294 mezranin kürtçe ısımlerı de yazacak
Bu arada, Batman Belediyesi, güncelleştirme kararı aldığı Batman Şehir Planı adlı haritada, Batman merkez ile ilçelere bağlı köy ve mezraların tümünün Türkçe isimlerinin altında Kürtçe isimleri de yer alacak.
BATMAN Belediyesi’nin ‘Batman Şehir Planı’ adı altında çıkaracağı haritada merkez, ilçe, belde ve köylerin Türkçe isimlerinin yanı sıra Kürtçe isimleri de yer alacak. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın başvuru olması halinde köylere Kürtçe isimlerin verilebileceğini açıklamasının ardından gündeme gelen Kürtçe köy isimleri artık haritalarda yer alacak. Batman Belediyesi 2000 yılında hazırladığı, ancak eksik olması dolayısıyla güncelleştirme kararı aldığı Batman Şehir Planı adlı haritada, Batman merkez ile ilçelere bağlı köy ve mezraların tamamının Türkçe isimlerinin altında Kürtçe isimleri de yer alacak. 275 köy ve 294 mezranın isimlerinin yer aldığı harita önümüzdeki günlerde basılacak. Köylerin Kürtçe isimlerinin de bulunduğu haritanın vatandaşlara kolaylık sağlayacağını belirten Belediye Başkan Yardımcısı Gülistan Akel, köylerin asıl isimlerinin yıllardır değiştirilmesine rağmen halkın Kürtçe, Arapça, Ermenice olan eski isimleri kullanmaya devam ettiğini söyledi. Batman / cihan CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün ziyareti ve söylemiyle gündeme gelen, muhalefetle iktidar arasında polemiğe neden olan Güroymak (Norşin) Belediye Başkanı ve beldede de yaşayanlar, Norşin ismini geri istiyor. Bitlis’in Güroymak İlçe Belediye Başkanı Mehmet Emin Özkan, geçmiş tarihlerde Güroymak’ta yaşayan vatandaşların kimliklerinde halen ilçenin eski ismi Norşin yazdığını bildirdi. Özkan, ilçenin adının yakın geçmişe kadar Norşin olduğunu, ilçeyi kimsenin Güroymak olarak bilmediğini söyledi. Geçmişte alınan kararlarla bazı yerlerin isimlerinin değiştirildiğini, bu değişikliklerin kademeli olarak yapıldığını bildiren Özkan, ‘’Norşin dahil birçok yerleşim biriminin adı değiştirildi. Bu sistem devletin bir politikasıydı. Bu yıllarda başlayan değiştirmeler, kademeli olarak devam etti. 1960’lı yıllara kadar ilçemizde yaşayan, ikamet eden vatandaşların kimliklerinde Norşin yazılıdır. Birçok yerde bununla karşılaşıyoruz. Eski isimlerin kullanıldığını görüyoruz’’ dedi. Güroymak Belediye Meclisi’nin daha önceden ilçenin adının Norşin olarak değiştirilmesi için karar aldığını belirten Özkan, ‘’Ancak bu tartışmalardan önce aldığımız meclis kararı pek kabul görmedi. Cumhurbaşkanının Norşin adını kullanmasıyla durum değişti. Biz bu nedenle Belediye Meclis kararımızla, yeni bir başvuru yapacağız. Bunun için çalışmalara başlayacağız. Gerekirse ilçenin adının tekrar Norşin olması için Cumhurbaşkanımıza kadar gideceğiz’’ şeklinde konuştu. Bitlis / aa |
15.08.2009 |
Yangın; hayatları da, hayâlleri de yaktı |
İzmir Seferihisar’da çıkan yangında kül olan 700 hektarlık alanla birlikte, insanların hayatları ile hayâlleri de yıkıldı. Yangında narenciye ağaçları yanan Mehmet Karakuyu, “Çok kötü durumdayız. Sigortamız da yok. Bizim ve kızımızın geleceği hep bu ağaçlara bağlı idi” dedi. Öte yandan, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, yılbaşından bu yana bin 4 orman yangını çıktığını ve 2 bin 359 hektar orman alanının zarar gördüğünü bildirdi. Bin 4 orman yangınında 2 bin 359 hektar yandı
ORMAN Genel Müdürü Osman Kahveci, yılbaşından bu yana Türkiye’de bin 4 orman yangını çıktığını ve 2 bin 359 hektar orman alanının zarar gördüğünü açıkladı. Bodrum’da çıkan orman yangınlarıyla ilgili incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gelen Kahveci, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinin yangınlar açısından oldukça hassas bir dönemde olduğunu söyledi. Kahveci, şunları kaydetti: ‘’Yılbaşından bu yana bin 4 orman yangını çıktı. Bu yangınlarda 2 bin 359 hektar orman alanı zarar gördü. Geçmiş yıllara baktığınız zaman, geçen sene bugün için bin 349 adet orman yangını çıkmış ve yaklaşık 28 bin hektar orman alanımız zarar görmüş. Bu yıl çıkan yangınların çıkış nedenlerini değerlendirdiğimizde yine insanın ihmal ve dikkatsizliğinin ön plana çıktığını görüyoruz. Tabi nedenlerle çıkan yangın miktarı bu sene yüzde 5 civarında.’’ Orman yangınları ile mücadelede tüm kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine destek verdiğine işaret eden Kahveci, şöyle konuştu: ‘’Ekiplerimiz ve donanımımız itibariyle bu sene 45 adet hava aracımız var. Bu bölgelerde çıkan her yangına bir saat içerisinde en az 10 adet hava aracının müdahale edebileceği şekilde bir konuşlandırma yaptık. Yine bu bölgede çıkabilecek her yangına ilk bir saat içerisinde en az 50 arazöz, 500 işçi ve 25-30 adet mühendisin müdahale edebileceği şekilde ekiplerimiz bu bölgelerde konuşlandı. Orman yangını sadece orman teşkilâtına bırakılmayacak kadar büyük bir olay. Onun için bütün kamu kuruluşları orman yangınlarında bize destek veriyorlar.’’ Bodrum / aa |
15.08.2009 |
Ramazan fırsatçısı değiliz |
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın Ramazan ayında temel gıda ürünlerine zam yaptıkları yönündeki haberlerin tamamen asılsız olduğunu belirterek, “Kimse spekülatörlere inanmasın’’ dedi. Türkİye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın özellikle Ramazan ayında kullanımı artış gösteren temel gıda ürünlerine zam yaptıkları yönündeki haberlerin tamamen asılsız olduğunu belirterek, ‘’Kimse spekülatörlere inanmasın’’ dedi. Palandöken yaptığı yazılı açıklamada, yaklaşan Ramazan ayı sebebiyle bakliyat ürünleri başta olmak üzere Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri olan pastırma, salça, yağ gibi ürünlere zam yapıldığı yönündeki haberlerin asılsız olduğunu belirterek, bu söylentilerle insanların paniğe kapılmalarının sağlandığını kaydetti. Özellikle bakliyat ürünlerine yapılacağı yönündeki haberlere asla inanılmaması gerektiğini belirten Palandöken, çünkü Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) elinde yeteri kadar bakliyat ürünü bulunduğunu kaydetti. ‘’Kimse spekülatörlere inanmasın. Et ve süt ürünleri alırken de mutlaka kalitesine bakılmalı’’ diyen Palandöken, şunları kaydetti: ‘’Yaşanan sıkıntılardan dolayı işçi, memur ve emeklide para kalmadı. Ramazan ayı münasebetiyle fırsatçılık yapmak isteyen spekülatörler olabilir. Ama bilsinler ki kim fiyat arttırırsa kendisi yanar. Esnaf zam yapmak istemiyor. Zaten işçide, memurda, emeklide harcayacak para kalmamış. Zam yapsan kimse gelip senden almaz. Halkımız fiyatları yakından takip ettiğinden tepkisini gösterecektir. Ramazana hazırlık harcamalarının, esnaf ve sanatkarımızın yüzünü güldürmesini bekliyoruz. Ama vatandaşımız fiyatları takip etsin, fiyatları arttıranlardan alışveriş yapmasın. Özellikle Ramazan paketi fiyatı açıklayanların sattığı ürünlerin kalitesi ve fiyat araştırması iyi yapılsın. Spekülatörlerin hevesi kursağında kalsın. Çünkü et ve süt ürünleri dışındaki tüm ürünlerde gerileme var.’’ Ankara / aa |
15.08.2009 |
Değişim fırsatını değerlendiremedik |
Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki, 1999 depreminin Türk toplumu için bir değişim ve zihin devrimi fırsatı olduğunu, ancak bu fırsatın kullanılamadığını ileri sürdü. Mahruki, yaptığı açıklamada, AKUT kurulmadan önce Türkiye’de arama ve kurtarma çalışmasının olmadığını, herhangi bir acil durumda jandarma, vatandaş ve köylünün bir araya gelerek bir şeyler yapmaya çalıştıklarını iddia etti. Marmara Depremi’nin meydana geldiği 1999 yılında, devletin depremlerde çalışmak üzere Ankara, İstanbul ve Erzurum’da 3 sivil savunma ekibi bulunduğunu öne süren Mahruki, bu ekiplerin toplam personel sayısının 110 olduğunu anlattı. ‘’Marmara Depremi’nde çok hazırlıksız ve plansızdık, birçok şeyi plansız yaptığımız gördük’’ diyen Mahruki, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu bize çok pahalı bir ders verdi. 18 bin civarında insan hayatını kaybetti. 10 milyarlarca dolar gitti. Türkiye’nin ağır sanayisi ciddi bir yara aldı. 1999 depremi Türk toplumu için bir değişim ve zihin devrimi fırsatıydı, ancak bu fırsat kullanılamadı. Bir kaç müteahhit çıktı ortaya, bütün suç onların üzerine atıldı. Altına imza atan belediyenin, mühendislerin sorumluluğu nerede? Kimse sorumluluğu üzerine almadı. Biz bu değişim fırsatını kullansaydık, o zaman geçmiş hatalarımızı tekrar etmeyecektik. Yeni baştan yapılanmaya gidecektik ve o yeni baştan yapılanmaya giderken de bu hataları, eksiklikleri, sorunları, dikkatsizlikleri çözerek ilerleyecektik.’’ İstanbul / aa
DEPREM MASTER PLANI KÂĞIT ÜZERİNDE KALDI
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, bilim dünyasının ciddi uyarılarına rağmen İstanbul’da deprem risklerinin azaltılmasına yönelik kapsamlı, sistemli ve planlı adımlar atılmadığını, İstanbul Deprem Master Planı’nın kağıt üzerinde kaldığını ifade ederek, ‘’İstanbul’un daha fazla vakit kaybetmeye zamanı ve sabrı yoktur’’ dedi. Prof. Dr. Eyidoğan, 1999 Marmara Depremi’nin Türkiye’nin aynaya bakmasını ve deprem risklerinin azaltılması konusunda önemli eksiklikler olduğunun görülmesini sağladığını söyledi. Depremin ardından yapılan çalışmaları yeterli bulmadığını dile getiren Eyidoğan, kanun hükmünde kararname ile oluşturulan Doğal Afet Sigortası Kurumu’nun önemli bir adım olduğunu, ancak hala yasal zemine oturtulamadığını, bunun da büyük bir eksiklik olduğunu kaydetti. İstanbul / aa
"KAÇ KAMU BİNASININ GÜÇLENDİRİLDİ" SORUSU
CHP Eskişehir Milletvekili Murat Sönmez, 17 Ağustos depreminden sonra aradan geçen 10 yılda depreme karşı kaç kamu binasının güçlendirildiğini sordu.Sönmez, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, ‘’Hükümetinizin yapmış olduğu çalışmalara göre, ülkemizde depreme karşı güçlendirilmesi gereken toplam kaç adet okul, hastane, öğrenci yurdu gibi kamu binası vardır?’’ dedi. Son 10 yılda kaç adet kamu binasında depreme karşı güçlendirilme yapıldığını ve bunların kullanım amaçlarına göre dağılımını öğrenmek isteyen Sönmez, şu soruları yöneltti: ‘’Hükümetiniz döneminde bu binaların güçlendirilmesi için ne kadar harcama yapılmıştır. 2009 yılı için bu amaçla ne kadar kaynak ayrılmıştır? Konuyla ilgili çalışma yapan çevreler sayısı yüz bine yaklaşan kamu binalarından sadece 764’ünde güçlendirme çalışmasının yapıldığını ileri sürmektedirler. Bu bilgi doğru mudur? Doğru ise nüfusunun yüzde 98’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ülkemizde, Hükümetinizin deprem konusundaki duyarsızlığının nedeni nedir? Konu ile ilgili uzmanlar, yaptıkları açıklamalarda yakın zamanda ciddi bir deprem olasılığından bahsederek sürekli uyarılarda bulunmaktadırlar. Bu koşullarda bile deprem konusunda görünür bir çalışmanın ortada olmamasının nedeni, Hükümetinizin olası bir depremin ülkemizi teğet geçeceğine inanması mıdır?’’ Ankara / aa |
15.08.2009 |
Bağcılar’da camiler Ramazan’a hazır |
BAĞCILAR Belediyesi Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kala ilçede temizlik faaliyetlerini tamamladı. İlçedeki bütün camileri periyodik olarak temizleyen Bağcılar Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Müdürlüğü, ilçede bulunan 62 cami temizle-yerek Ramazan ayına hazır hale getirdi. Bağcılar’da bir Ramazan geleneğinin oluştuğunu ifade eden Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, bu geleneğin bu yıl da devam edeceğini belirterek, “Amacımız Bağcılar halkının bir Ramazan’ı daha huzur içinde geçirmesini sağlamak” dedi. Başkan Çağırıcı, bu kapsamda Bağcılar’da bulunan bütün camilerin temizliğinin belediye ekipleri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. İstanbul / Yeni Asya |
15.08.2009 |
Ramazan 21 Ağustos’ta başlıyor |
RAMAZAN ayında 33 yıl aradan sonra Ağustos ayına oruç tutulacak. 20 Ağustosta ilk teravih namazı kılınacak, 21 Ağustosta ise ilk iftar yapılacak. Ay takviminin 355 gün çekmesi sebebiyle Ramazan ayı, 33 yıl sonra tekrar yaz aylarına denk gelemeye başlıyor. Ramazan önümüzdeki 8 yıl boyunca yaz aylarına rastlayacak. Bu yıl yaklaşık 15 saat oruç tutulacakken, her geçen yıl oruçlu geçen süre artacak. Ramazan ayının Hazirana denk geldiği 2015’te 16 saate yakın oruç tutulacak. Bu Ramazan’da ilk iftar Ankara’da saat 19.47’de, İstanbul’da saat 20.04’te, İzmir’de saat 20.07’de, Çanakkale’de Saat 20.13’te, Hakkâri’de ise saat 19.00’da yapılacak. Ramazan ayında ilk gün oruçlu geçen süre Ankara’da 15 saat 22 dakika, İstanbul’da 15 saat 28 dakika, İzmir’de 15 saat 14 dakika, Hakkâri’de 15 saat 11 dakika, Çanakkale’de ise 15 saat 23 dakika olacak. Ramazan ayının yaza rastladığı geçmiş yıllarda, sıcakta oruç tutmak bir takım zorluklar oluştursa da iftardan sahura kadar geçen sürede sosyal hayat renkleniyordu. Uzun yaz gecelerinde büyük camilerin çevresi teravih namazına gelenlerle dolup taşıyordu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesimi Yazıcı, Ramazan’ın Türk İslâm toplumlarında özel bir yeri olduğuna işaret ederek, Türk toplumunun bir ‘’Ramazan kültürüne’’ sahip olduğunu söyledi. Ramazanın gayrimüslimlerle Müslümanlar arasındaki ilişkilerin artmasına da vesile olduğunu ifade eden Yazıcı, oruç tutmayanlarla tutanlar arasında hiçbir sorun yaşanmadığını anlattı. Yazıcı, ramazanda ‘’Hırka-i Şerif’’ ve ‘’Sakal-ı Şerif’’ ziyaretlerinin de ayrı bir önem taşıdığını, halkın Kadir Gecesi’ni sabaha kadar camilerde ibadetle geçirdiği kaydetti.
EN AZ 2,5 LİTRE SIVI TÜKETİLMELİ GÜven Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Topalakçı da, Ramazan ayında sıvı tüketiminin azaldığına dikkati çekerek, bunun bir takım sağlık sorunları oluşturabileceğini söyledi. Ramazanın yaza rastlaması dolayısıyla sıvı kaybının daha çok olacağını belirten Topalakçı, iftar ve sahur arasında yeterli su tüketilmesinin vücudun su ve elektrolit dengesinin korunmasını sağlayacağını vurguladı. Oruç tutan kişilerin günde en az 2,5 litre sıvı alması gerektiğini belirten Topalakçı, bu kapsamda komposto, meyve suyu ve sebze çorbasını da önerdiklerini kaydetti. Topalakçı, yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak durulmasının doğru olacağını dile getirerek, ağır yemeklerin kalp üzerinde stres gibi etki yaparak kalp spazmı, kalp krizi ve beyin kanamasına sebep olabileceğini anlattı. Banu Topalakçı, temel besin gruplarının her birinden yeteri oranda alınmasını ve Ramazan boyunca yine 3 öğün beslenecek şekilde ayarlama yapılmasını tavsiye etti. Ankara / aa |
15.08.2009 |
MEB öğrencilere illeri gezdirecek |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığının (MEB) ‘’Cumhuriyet Eğitim Gezileri’’ projesi kapsamında, 81 il merkezinden ve 28 ülkeden toplam 7 bin 860 öğrenci tarihte önemi olan illeri gezecek. Bakanlık, ilk ve ortaöğretim kurumlarında farklı coğrafi bölgelerde öğrenim gören öğrencilerin tanışmalarını sağlamak, okulda aldıkları eğitime paralel olarak gezerek, görerek Çanakkale ve Millî Mücadele Destanı’nın ve Cumhuriyetin kurulmasında ve tarihte önemli yere sahip illerin önemini kavratmak üzere 5 Ekim-7 Kasım tarihleri arasında ‘’Cumhuriyet Eğitim Gezileri’’ düzenleyecek. Proje kapsamındaki geziler, 34 günlük zaman diliminde gruplar halinde gerçekleştirilecek. Öğrenciler Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Kars, Van, Ankara’nın yanı sıra, Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nı ve Afyonkarahisar, Kütahya illerinde bulunan şehitlikleri, müzeleri, tabyaları, anıtları, millî parkları ve ören yerlerini gezecek. Bakanlık bu projeyle öğrencilerin ‘’millî şuurunun geliştirilmesinin’’ yanı sıra başarılı öğrencileri ödüllendirerek diğer öğrencilerin özendirilmesini, Türkiye’nin güzelliklerini tanıtmayı amaçlıyor. Ankara / aa
Yurt, burs ve kredi başvuruları başladı
nÜNİVERSİTEYE yerleşmeye hak kazanan öğrenciler için yurt, burs, öğrenim ve katkı kredisi başvuruları dün saat 14.00’den itibaren başladı. 2009-2010 eğitim-öğretim yılında üniversitelere kayıt yaptıracak öğrenciler, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun (YURTKUR), yurtlarında barınmak veya burs ile öğrenim ve katkı kredisi almak için başvurabilecek. Başvurular dün saat 14.00’den itibaren kurumun ‘’http://www.kyk.gov.tr’’ adresli internet sitesinden iletilmeye başladı. Başvuru süresi 25 Ağustos Salı günü saat 14.00’de sona erecek. Yurt başvuru sonuçları 30 Ağustos Pazar günü açıklanacak. Yurt kayıtları 31 Ağustos-11 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Ankara / aa |
15.08.2009 |
Sultanahmet ve Kocatepe kitapseverleri ağırlayacak |
YAYINEVLERİ, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 27 Ağustos ile 15 Eylül tarihleri arasında düzenlenen ‘’28. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’’nda yaklaşık 50 bin kitap İstanbul ve Ankara’da okurla buluşacak. Türkiye Diyanet Vakfı İstanbul 1. Şube Müdürü ve Fuar Koordinatörü Osman Sarıköse, vakıf tarafından düzenlenen fuarın, kültür ve medeniyete çok önemli katkılar sağladığını söyledi. Geleneksel olarak devam eden ‘’Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’’nın, 27 Ağustos tarihinde Ankara Kocatepe Camisi ve İstanbul Sultanahmet Camisi avlularında eş zamanlı olarak açılacağını belirten Sarıköse, her 2 fuarın 15 Eylüle kadar devam edeceğini bildirdi. Sarıköse, fuarda edebiyat, tarih, kültür, medeniyet, felsefe ve din alanında yaklaşık 50 bin kitabın geniş bir okuyucu kitlesine ulaşacağını söyledi. ‘’28. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’’na Ankara’da 90, İstanbul’da 160 yayınevinin katılacağını belirten Sarıköse, her yıl olduğu gibi bu yıl da kitap dostlarını unutmayan yayınevlerinin, yüzde 30 ile yüzde 50 oranlarında değişen indirimli satışlar yapacağını vurguladı. İstanbul / aa |
15.08.2009 |
Tuzla’da iş kazası: 1 ölü |
TUZLA Tersaneler Bölgesi’ndeki bir tersanede 35 yaşındaki İrfan Uçkur isimli işçi elektrik çarpması sonucu vefat etti. Bir işçinin de yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Alınan bilgiye göre, Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki ‘’Tuzla Gemi Tersanesi’’nde çalışan İrfan Uçkur (35), elektrik çarpması sonucu vefat etti. Aynı olayda bir işçinin de yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı belirtildi. İstanbul / aa |
15.08.2009 |
Çamlıca Tepesi’nde yangın |
ÜSKÜDAR’DAKİ Çamlıca Tepesi’nde çalılık alanda yangın çıktı. Alınan ilk bilgilere göre, Büyük Çamlıca mevkisinde çam ağaçlarının da bulunduğu çalılık alanda henüz bilinmeyen sebeple yangın çıktı. Yangın, rüzgârın da etkisiyle yayılarak Küçük Çamlıca mevkiine de sıçradı. Yangına itfaiye ekipleri, müdahale etti. İstanbul / aa |
15.08.2009 |
Polis sayısı, AB ülkeleri ortalamasının altında |
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, emniyet hizmetlerinde bulunan personel sayısının 201 bin 64 olduğunu belirtti. Atalay, AB ortalamasına ulaşmak için 40 bin 946 polis memuruna ihtiyaçları olduğunu ifade etti. Bakan Atalay, AKP’nin yayın organı Türkiye bültenine yaptığı açıklamada, Emniyet Teşkilâtı’nda emniyet hizmetlerinde bulunan personel sayısının 201 bin 64 olduğunu kaydetti. Türkiye’de 309 kişiye bir polis düştüğünü ifade eden Atalay, bu rakamın AB ülkelerinde ise 250 olduğunu aktardı. Türkiye’deki polis sayısının AB ortalamasına ulaşması için 40 bin 946 polis memuruna ihtiyaç olduğuna işaret eden Atalay, “Bugüne kadar Polis Meslek Eğitim merkezlerinde 5 dönemde toplam 19 bin 715 üniversite mezunu gencimizi eğiterek teşkilâtımıza kattık. Bu yıl içerisinde kademeli olarak 10 bin üniversite mezunu gencimizi daha bu merkezlerimize alacağız” dedi. Bakan Atalay, Temmuz ayı içerisinde 25 polis meslek yüksekokulundan 6 bin 405 gencin mezun olarak Polis Teşkilâtı’na katıldığını ifade etti. Ankara / cihan |
15.08.2009 |
Türk: Amacımız Türkiye’yi değil, sorunu çözmek |
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, demokratik açılımın sonucunda, Türkiye’nin bölünebileceği iddialarına, ‘’Bizim amacımız Türkiye’yi çözmek değil, sorunu çözmektir. Etnik milliyetçiliğin ne kadar tehlikeli olduğunu bilen insanlarız’’ şeklinde cevap verdi. ‘’Demokratik açılım’’ konusunda yapılan çalışmalar konusunda soruları cevaplayan Türk, bazı kesimlerin, demokratik açılım sonucunda, Türkiye’nin bölünebileceği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: ‘’Bizim amacımız Türkiye’yi çözmek değil, sorunu çözmektir. Halkların sevgiyle kucaklaşmalarını sağlamaktır. Çünkü biz etnik milliyetçiliğin ne kadar tehlikeli olduğunu bilen insanlarız. Siyasî ve demokrasi kültürümüz, birlikte yaşamayı esas alan, paylaşmayı esas alan bir anlayıştadır. Biz halkların kardeşliğini, halkların birlikteliğini esas alıyoruz. Bu halkların, kendilerini özgürce ifade edebilecek bir ortama kavuşması konusunda çaba sarf ediyoruz. Bizim için sınırlar heyecan verici değil. Bin yıldır birlikte yaşamış iki halkı birbirinden ayrıştırmanın ne Türk’ün ne de Kürt’ün yararınadır. İkisinin de zararınadır.’’ DTP Genel Başkanı Türk, ‘’Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın sürece dahil edilmesini istiyor musunuz? ‘’ sorusuna ise şu cevabı verdi: ‘’Taraflardan biri midir, biridir. PKK üzerinde önemli bir etkinliği var mı, var. Sonuçta elinde silahı tutan PKK’dır. PKK’yı en fazla etkileyecek olan o. Siyasetin de başıdır. Öncüsüdür. O zaman onun söylemlerinin, bu sürecin barışçıl bir sürece evrilmesine etkili olacağını düşünüyorsak, onun söylediklerini de önemsememiz gerekiyor, dikkate almamız gerekiyor.’’ Ankara / aa |
15.08.2009 |
Ludvigsson: Fırsat iyi değerlendirilmeli |
İSVEÇ'TE muhalefetteki Sosyal Demokrat Partisi üyesi ve İnsan Hakları Türkiye Destek Komitesi Başkanı Anne Ludvigsson, ‘’Demokratik Açılım’’ fırsatnın “iyi değerlendirmesi” gerektiğini belirterek, Türkiye’nin AB üyeliği için de bu meselenin çözülmesi gerektiğine dikkat çekti. İsveçli vekil Ludvigsson, yaptığı açıklamada, CHP’nin Kürt açılımına ilişkin tutumunu da eleştirdi. CHP’nin artık “sağduyuyla hareket etmeye başlaması” dileğinde bulunan Ludvigsson, “Bu benim ilk düş kırıklığım değil CHP’den yana. Bu düş kırıklıklarımı da daha önceleri belirtmiştim. Çok üzücü bir durum tabii ki, CHP’nin durumu. Beklenen o ki, Kürt meselesinin çözümünden yana bütün tarafların ve bütün partilerin birlikte taraf olması. Ama mevcut durumla ilgili sadece üzüntülerimi belirtebilirim, CHP ve lideri Deniz Baykal için. Böyle bir açılıma dâhil olmadıkları için. Ve tekrar söylüyorum ve umut ediyorum ki, CHP artık sağduyulu davranır” dedi.
DTP, PKK İLE ARASINA MESAFE KOYMALI Kürt açılımında CHP ve MHP’nin ortak bir noktada buluşmasına da değinen Ludvigsson, “Bu da tekrar gösteriyor ki, onlar bir çözüme katılmak istemiyorlar. Bu ayrıca, politik güçleri başka güçlerin yönettiğini gösterir. Bu noktada şunu sorgulayabiliriz; bunlar gerçekten de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini istiyorlar mı, yoksa onların başka gizli ajandaları mı var?” diye konuştu. Ludvigsson, DTP’ye de bir çağrıda bulunarak, etnik ve sınırlı çerçevenin ötesine geçerek evrensel bir hal almalarını, PKK ile arasına mesafe koymasını ve Sosyalist Enternasyonal’e üye haline gelmelerini istedi.
ÖNCELİKLE DARBE KANUNLARI DEĞİŞMELİ Varolan süreci “kalbinin en derinliklerine kadar” desteklediğini vurgulayan İsveçli vekil Ludvigsson, “eşi-benzeri bulunmaz bir imkan var” olduğuna dikkat çekti. İsveçli vekil sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreçte bütün ilgili herkesle diyalog ve işbirliğine geçilmeli. Tabiî ki DTP’li politikacılarla da. Bu çalışmalar devam etmeli. Gerekli reformların devam etmesi için parlamentonun tam desteği gerekiyor. Aslında temelleri yeniden kurmak lazım, Türkiye’deki bütün insanlar, etnik kökeni ve dini temellerine bakılmadan insan hakları edinmeleri için büyük çaba gerekiyor. İnsan haklarına bütün olarak bakılmalı ve herkesi kapsamalı. Şuan Türkiye’de askerî ihtilâl kanunları geçerli hala, öncelikle de bunun değişmesi lâzım. Umut ediyorum ki İsveç de bu süre zarfında AB dönem başkanlığı sürecinde Türkiye’nin üyeliği yönünde çalışmaları olacaktır. Partim de bu yönde çalışacaktır.” Stockholm / cihan |
15.08.2009 |
Şahin: Sorunun çözüm zemini TBMM’dir |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ‘’Türkiye’yi uzun yıllar meşgul eden bu sorunun (demokratik açılımın) çözüm zemini TBMM’dir’’ dedi. Şahin, TBMM Başkanı seçildikten sonra ziyaret amacıyla memleketi Karabük’e geldi. Şahin, ilk olarak Karabük Valiliğini ziyaret etti. Daha sonra Karabük belediyesini ziyaret eden TBMM Başkanı Şahin, gazetecilerin, ‘’Kürt açılımı konusunda muhalefet partilerinin katkısının az olduğu söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz?’’ sorusuna karşılık şunları söyledi: ‘’Bu çalışmalar siyasi içeriklidir. TBMM Başkanları siyasi çalışmalar içinde bulunamazlar. Bu konuyla ilgili Hükümet yetkilileri ve muhalefet partileri, değerlendirme yapıyorlar. Halkımız da takip ediyor. Halkımız basiret sahibidir. Gelinen noktada, gerekli değerlendirmeyi yapacaktır. Ben, sadece vatandaş olarak gelişmeleri yakinen takip ediyorum.’’ Şahin, bir teklifinin olup olmayacağının sorulması üzerine de Türkiye’nin her türlü sorunun çözüm zemininin halkın iradesinin tecelli ettiği yer konumundaki TBMM olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Türkiye’yi uzun yıllardır meşgul eden bu sorunun çözüm zemini de TBMM’dir. Türkiye’nin uzun yıllardır terörle mücadele ve güvenlik açısından sarf ettiği enerjinin Türkiye’nin kalkınması için sarf edilmesi, hepimizin lehine olacaktır. Bu konuya her basiret sahibi insanın, kuruluşun destek verebileceğini umuyorum. Bu gelişmelerin bu çerçeve içerisinde gerçekleşmesini temenniyle takip ediyorum.’’ Karabük / aa |
15.08.2009 |
Egemen Bağış: Açılım Ortadoğu’ya model olacak |
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “demokratik açılım”ı doğuluların da yakından takip etttiğini belirterek, “Ortadoğu’daki birçok sorunun çözülmesi için belki de bir model oluşturacaktır” dedi. Bağış, Kayseri Erkilet Havaalanı’nda, gazetecilerin “demokratik açılım çalışmasına” ilişkin soruları üzerine, Türkiye’deki terör sorununun, kalkınmadaki dengesizliğin, yeni bir sorun olmadığını belirtti. Bağış, “Bu çalışmanın (demokratik açılım) neticesinde inşallah terör belası bitecektir, inşallah Türkiye’de artık insanlarımız arasında kamplaşmalar son bulacaktır, inşallah Türkiye’nin huzuru, refahı, bereketi artacaktır” dedi. Bu süreçlerin hiçbirinin kolay olmadığını, Türkiye’nin çok aşamalardan geçtiğini belirten Bağış, şöyle konuştu: “Şunu da sizinle paylaşmak istiyorum ki, Türkiye’deki bu cesur açılımı yakından takip eden veya destekleyen sadece batılı diplomatlar ya da AB yetkilileri değildir. Aynı zamanda doğulular da bunu yakından takip etmektedirler. Çünkü, Ortadoğu coğrafyası, savaşın ve çatışmanın her türlüsünü yaşamıştır. Bu bölgede bir soğuk savaş da yaşadık, sıcak savaş da yaşadık, gerilla savaşları da yaşadık, ama diplomasinin, barışın yeteri kadar farklı yönleri yaşanmadı. Türkiye’nin ortaya koyduğu çaba, son 7 yıldır, eğer Türkiye İsrail ile Suriye arasında ara buluculuk yaparken Afganistan ile Pakistan’ı birbiriyle barıştırırken, Rusya ile Gürcistan arasında ara buluculuk yaparken bu kadar farklı kesimleri bir araya getirirken kendi vatandaşları arasında diyaloğu sağlayamazsa bunu dünyaya anlatmak zor olur. Bu çerçevede, bu açılımı, bu girişimi, bu demokratikleşme sürecini batıda olduğu kadar doğuda da çok büyük takdirle, yakından izleyen yetkililer vardır. Çünkü, Ortadoğu’daki birçok sorunun çözülmesi için belki de bir model oluşturacaktır.” Kayseri / aa |
15.08.2009 |
Memura grev hakkı için kanun teklifi |
DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, kamu görevlilerine toplu görüşme ve grev hakkı tanınmasına yönelik yasa teklifi hazırladı. TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda değişiklik yapılmasını içeriyor. Yasada geçen ‘’toplu görüşme’’ ibarelerinin ‘’toplu sözleşme’’ olarak değiştirilmesini öngören teklifte, toplu sözleşme ve grev tanımlarına da yer veriliyor. Teklife göre, Uzlaştırma Kurulunun kararına tarafların katılması durumunda, bu karar mutabakat metni olarak Bakanlar Kuruluna sunulacak. Uyuşmazlık halinde kamu çalışanları iktisadi ve sosyal durumlarıyla çalışma şartlarını korumak veya düzeltmek amacıyla grev yapabilecek. Teklifin gerekçesinde, Anayasanın 90. maddesinde, ‘’Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi sebebiyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır’’ hükmünün, kamu çalışanlarına toplu sözleşmeli ve grevli sendikal hak taleplerinin iç hukuktaki en önemli dayanağını oluşturduğu belirtildi. Ankara / aa |
15.08.2009 |
Toplu görüşmeler bugün başlıyor |
Hükümet ile yetkili memur sendikaları, kamu çalışanlarının gelecek yılki ekonomik ve sosyal haklarını belirlemek üzere bugün masaya oturacak. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina’daki toplantı, saat 10.00’da başlayacak. Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası uyarınca, her hizmet kolunda en fazla üyesi bulunan sendikanın katıldığı toplu görüşmelerde Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Büro-Sen, Türk Enerji-Sen, Türk Ulaşım-Sen, Türk Haber-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Eğitim-Sen, Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen, Bem-Bir-Sen, Toç-Bir-Sen ve Sağlık-Sen ile KESK’e bağlı Kültür Sanat-Sen memurları temsil edecek. Bu yıl en fazla üyeye sahip konfederasyon olması dolayısıyla memur heyetine Memur-Sen başkanlık edecek. Bu arada, KESK’in, ‘’Toplu İş Sözleşmesi Yoksa Grev Var’’ başlığıyla İstanbul ve Diyarbakır’dan başlattığı yürüyüş bugün Ankara’da tamamlanacak. Toplu görüşmeleri, hükümet adına Kamu İşveren Kurulu yürütecek. Memur-Sen en düşük memur maaşının bin 360, Türkiye Kamu-Sen bin 219, KESK bin 500 TL’ye çekilmesini istiyor. Ankara / aa |
15.08.2009 |
İzmir Fuarı açılıyor |
Türkİye’nİn en köklü fuarcılık geleneği olan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 28 Ağustos 2009’da kapılarını 78. kez açacak. Bu yıl kriz nedeniyle katılımcı sayısı düşmesine rağmen ‘’İletişim Teknolojileri ve Telekomünikasyon’’ olarak belirlenen fuara özellikle 3G teknolojisinin hareketlilik kazandıracağı belirtiliyor. Geçen yıl 252’si yabancı bin 43 firmanın stant açtığı ve 1 milyon 495 bin kişinin ziyaret ettiği fuara bu yıl yaklaşık 60 ülkeden toplam binin üzerinde firma, katılımını teyit etti. Fuar için toplam 450 bin metrekarelik alana sahip Kültürpark Fuar Alanı içinde sergilemeye uygun tüm açık ve kapalı alanlar değerlendirilecek. Fuara bu yıl, İZFAŞ’ın stant ücretlerini artırmamasına ve döviz kurunu sabitlemesine rağmen kriz gerekçe gösterilerek çok sayıda firmanın katılmadığı belirtildi. Fuarın Ramazan ayı dönemine rastlaması nedeniyle bazı gıda şirketlerinin de katılmamayı tercih ettiğini belirten yetkililer, fuarda geçen yıla göre daha fazla sayıda otomotiv şirketinin stant açacağını belirtti.28 Ağustos - 6 Eylül arasında açık kalacak 78. İEF’nin onur konuğu ülkesi Etiyopya, onur konuğu il ise Çanakkale olacak. İzmir / aa |
15.08.2009 |
Çiftçi kayıt sistemine sıkı takip |
TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, AKP Adana Milletvekili Vahit Kirişci, üreticilere, çiftçi kayıt sistemine dayanarak, bir yılda 5,4 milyar lira destekleme ödemesi yapıldığını, ancak, talebin artması ve denetimin zorlaşmasının suistimalleri de gündeme getirdiğini belirtti. Üretici desteklenirken ödenen paranın gerçek hak sahiplerini bulması için sadece ilgili kurumlara değil çiftçilere de görev düştüğünü vurgulayan Kirişci, çiftçi beyanının doğruluğunun denetiminin çok zor olduğunu ifade etti. Kirişçi, ‘’Binlerce dekar arazi gezilemez. Suistimallere karşı çiftçilerimiz otokontrolü sağlamalı. Çünkü, haksız yere ödenecek para hepimiz. Çiftçilerimiz bu konuda duyarlı olmalı, suistimal varsa ihbar etmeli’’ diye konuştu. Kirişçi, haksız yapıldığı tespite dilen ödemelerin faiziyle geri alınmasının yanı sıra çiftçilerin haklarında dava da açıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: ‘’Çiftçi beyanının yanıltıcı olması, belgeye onay veren başta muhtar ya da sulama birlikleri olmak üzere tüm idarecileri de zor durumda bırakabiliyor. Çiftçilerimizden ricamız otokontrolü elden bırakmamaları, doğru beyanda bulunmaları ve çevresindekilerin de doğru beyanda bulunmalarını sağlamalarıdır. Hükümetimiz, Türk çiftçisinin kalkınması, rekabet gücünün artması için son yıllarda üretici desteklemelerine önemli miktarda kaynak aktarmaktadır. Bu kaynağın hak edenlere yapılması gerekir.’’ Adana / aa |
15.08.2009 |
Ev telefonları mobil hale geliyor |
Türk Telekom Wirofon teknolojisiyle cep telefonuyla WiFi noktalarında ev telefonu hattı üzerinden arama yapılabilecek. Türk Telekom, Wirofon teknolojisi ile ev telefonlarını mobil hale getiriyor. Wirofon hizmeti sayesinde, Türk Telekom müşterileri, her yerde WiFi uyumlu cep telefonlarını ya da bilgisayarlarını kullanarak ev telefonları üzerinden arama yapabilecek. Wirofon teknolojisiyle Türk Telekom müşterileri, Türkiye ve dünyadaki tüm WiFi noktalarında, ev telefonu tarifelerinden arama yapabiliyor. Yapılan bu aramaların ücretleri ev telefonu faturasına yansıyor. Wirofon teknolojisi ile internet olan her yerden bilgisayarla da görüşme yapmak mümkün. Wirofon hizmetinden faydalanmak için, Türk Telekom’a ait bir sabit hat numarası ile SIP Protokolü destekli veya Windows Mobile işletim sistemli, WiFi uyumlu bir mobil telefon veya internet bağlantısı olan bir bilgisayar sahibi olmak yeterli. Wirofon için ek bir abonelik bedeli ödenmiyor. Ayrıca Wirofon aboneliği için tanımlanacak tek bir numara ile eşzamanlı görüşme yapılabiliyor. Türk Telekom’un Türkiye’yi Wirofon ile tanıştırmak amacıyla düzenlediği kampanya kapsamında, yılsonuna kadar Wirofon abonesi olacak ilk 100 bin kişiye Wirofon üzerinden yurt içi ev telefonlarına yapılan aramaların her ay bin dakikası hediye edilecek. Kampanya dahilinde GSM aramasının da dakikası tüm vergiler dahil 9 kuruştan fiyatlandırılacak. İstanbul / Yeni Asya |
15.08.2009 |
Danıştay’a katsayı dâvâsı |
Eğİtİm-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, YÖK’ün gelecek sene üniversiteye girişte ‘’tek katsayı’’ uygulamasına geçilmesine ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dava açtıklarını bildirdi. Adıbelli, Yol-İş Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, YÖK’ün yeni sistem adı altında yaptığı katsayı düzenlemesinin ilköğretim ve ortaöğretim öğretim programlarının fikri ve felsefi arka planını oluşturan ‘’öğrenci, öğrenim, yeterlik ve süreç merkezli’’ anlayışla çeliştiğini savundu. Yeni sistemin ortaöğretim kurumlarının yönlendirme hedefine odaklı alan/dal uygulamalarını etkisizleştirdiğini ileri süren Adıbelli, düzenlemenin, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanunu’na, bu kanunların düzenlediği yönetmelik ve yönergelere de aykırı olduğunu savundu. ‘’YÖK’ün, yeni uygulamayla ders programları ve ders saatlerinin yeterliliği açısından Anadolu, fen ve genel liselerin çok gerisinde olan meslek lisesi öğrencilerine bir engellemeyi sanki kaldırmış görüntüsü çizdiğini’’ ifade eden Adıbelli, YÖK’ün düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etti. Adıbelli, ‘’Düzenlemenin elbette yarar sağlayacağı çocuklar olacaktır ancak mevcut yapıda koşullandıkları alanlara girmeye çalışan öğrencilerin tamamı sistemin mağduru olacaktır. Yeni kontenjanlar açılmadığına göre, alanlar arası çapraz geçişler birçok öğrencinin kendi alanlarına girme hakkını ellerinden alacaktır’’ diye konuştu. Adıbelli, YÖK Genel Kurulu’nun 21 Temmuzda aldığı ‘’tek katsayı’’ uygulaması ile ilgili kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dava açtıklarını söyledi. Ankara / aa |
15.08.2009 |
THY’ye kalite belgesi |
Türk Hava Yolları (THY), Türk Standardları Entitüsü’nden (TSE) kalite belgesi aldı. TSE’den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin yegane bayrak taşıyıcı şirketi olarak her geçen gün hizmet kalitesini artıran THY Anonim Ortaklığı’nın 2008 yılında revize olan Kalite Yönetim Sistemi Standardına göre (TS EN ISO 9001:2008) tetkik edilerek kalite belgesi almaya hak kazandığı kaydedildi. Açıklamada, THY’nin Kalite Yönetim Sistemleri Belgesi ile ilgili 17 Ağustos Pazartesi günü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda tören yapılacağı belirtildi. Ankara / aa |
15.08.2009 |
Kamyonla otomobil çarpıştı: 4 ölü |
Eğİrdİr-Isparta kara yolunda kamyonla çarpışan otomobildeki 4 genç öldü, 1 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Eğirdir’den Isparta yönüne giden Cevdet Bütüner (54) idaresindeki 15 EC 834 plakalı kamyon, Eğirdir-Isparta kara yolunun 31. kilometresinde, Hasan Aydoğdu (20) yönetimindeki 32 AK 026 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Hasan Aydoğdu ile aynı araçtaki Mehmet Yılmaz (20), Veli Koçer (23) ve Mehmet Köse (19) öldü. Ağır yaralanan Orhan Yılmaz ise Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine kaldırıldı. Kazadan yara almadan kurtulan kamyon sürücüsü Cevdet Bütüner gözaltına alındı. Isparta / aa |
15.08.2009 |
Sendikacılara “terör örgütü faaliyeti” suçlaması |
İzmİr Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Haziran ayında terör örgütü PKK’nın amacına dönük faaliyette bulundukları iddiasıyla aralarında KESK üyelerinin de bulunduğu kişilere yönelik operasyona ilişkin dava açıldı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianame İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edildi. 74 sayfalık iddianamede, sendikal faaliyetleri “yasal kamuflaj” olarak kullanan terör örgütünün, geçmiş dönemde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) içinde “Yurtsever Emekçi Memurlar” olarak örgütlendiği, 2005 yılı itibariyle de KCK/TM koordinesinde Demokratik Emek Konfederasyonunun (KCK/TM-DEK) kurulduğu kaydedildi. Sanıkların KCK/TM-DEK yapılanması içinde faaliyet yürüttüğü ifade dilen iddianamede, 22’si tutuklu 31 zanlının, terör örgütüne üye olmak suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. İzmir / aa |
15.08.2009 |
En güvenli binalar eğitim kurumlarında |
İSTANBUL Valisi Muammer Güler, kentin deprem açısından en güvenli binalarının eğitim binaları olduğunu belirterek, ''Keşke İstanbul'un evleri de okulları kadar sağlam olsa'' dedi. İstanbul Valiliği'nin ev sahipliğinde düzenlenen ''Güvenli Şehir Güvenli Yaşam Buluşması'', Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda dün başladı. Marmara depreminin 10. yılında, bugüne kadar yapılan afete hazırlık çalışmalarının ele alındığı ve bu yıl uygulamaya konulacak ''Güvenli Yaşam Gönüllüleri Projesi''nin tanıtıldığı buluşmanın açılışında konuşan Vali Güler, Marmara depreminin ilk kez büyük kentleri vuran bir deprem olması nedeniyle önemi bulunduğunu ve o günden sonra binaların planlanmasından yapımına kadar depreme karşı pek çok önlem alındığını aktardı. İstanbul / aa |
15.08.2009 |
Rüyalar resmedilebilecek |
Montreal Üniversitesi ve Montreal Nöroloji Enstitüsü’nden bilim adamlarının yaptığı araştırma, beyinde aynı sinir hücresi kodunun söz ve müzik gibi farklı sesler ile görüntüleri nasıl ayırdığını gösterdi. Bilim adamları, beynin farklı müzik aletlerinin sesini, konuşmadaki kelimeleri ve çevredeki sesleri nasıl algıladığını anlamak üzere 3 saat katılımcılar üzerinde fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) sistemini kullandı. Araştırmaya imza atanlardan Marc Schonwiesner, beynin sesleri ve farklı görüntüleri kodlamak için aynı yöntemi kullandığını belirtti. Schonwiesner, kişinin aynı nesneye ait sesi ve görüntüleri daha kolay birleştirdiğini de ifade etti. İkinci aşamada, beynin rock parçasındaki davul ile bir senfonideki çalgıların sesi veya Fransızca ya da İngilizce bir konuşma arasındaki farkı nasıl “bulduğu” araştırılacak. Bilim adamları, onlarca yıllık çalışma gerekse de bu aşamanın da tamamlanmasıyla bir gün fMRI’nin okunmasıyla kişinin duyduğu şarkının yeniden “yazılabileceği” ve ardından uykudaki beyin faaliyetlerinin kaydedilerek, rüyaların “resmedilebileceği” umudunu taşıyor. Araştırma Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisi ve Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde yayımlandı. Montreal / aa |
15.08.2009 |
Televizyon, tansiyon sebebi |
Fazla televizyon izlemenin, çocuklarda yüksek tansiyona sebep olabileceği bildirildi. ABD’nin Michigan Üniversitesinde yapılan araştırma, ekran önünde fazla zaman geçirmenin çocuklarda yüksek tansiyon riskini önemli derecede arttırabileceğini gösterdi. Araştırmada, çocukların günde, ortalama bir buçuk saati televizyon ya da bilgisayar karşısında olmak üzere 5 saat “oturarak” vakit geçirdiği belirlendi. Araştırmacılar, televizyon karşısında en fazla vakit geçiren çocukların tansiyonunun, günde yarım saatten az televizyon izleyen çocuklara göre, kiloları ne olursa olsun, 5-7 birim fazla olduğunu gördü. Bilim adamları, 2 yaşından küçük çocukların televizyon karşısına “bırakılmaması” tavsiyesinde bulundu. Washington / aa |
15.08.2009 |
Organ bağışında büyük artış |
TÜRKİYE’DEKİ organ ve doku bağışı hâlâ olması gereken düzeyin çok altında bulunmakla birlikte, son 5 yılda yapılan bağış ile organ ve doku nakli sayılarında büyük artış oldu. 2004’de 2 bin 821 kişiye organ ve doku bağışı yapılırken, bu sayı 2008’de 3 bin 919 oldu. Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2004 yılında organlarını bağışlayarak doku ve organ bağışı belgesi alan kişi sayısı 5 bin 62 iken, 2008’de bu belge 63 bin 898 kişiye verildi. Aynı süreçte, organ ve doku nakli sayılarında da artış oldu. 2004’de canlı ve kadavra donörden olmak üzere toplam 775 böbrek, 245 karaciğer, 33 kalp, 1 ince bağırsak, 2 akciğer, bin 728 kornea, 37 pankreas nakli yapılırken, 2008’de bin 686 böbrek, 602 karaciğer, 50 kalp, 3 ince bağırsak, bin 568 kornea, 10 pankreas nakli yapıldı. Buna karşın, Türkiye’de 2008 yılı rakamlarına göre 13 bin 142 kişi böbrek, bin 257 kişi karaciğer, 264 kişi kalp, 3 kişi ince bağırsak, 2 kişi akciğer, 86 kişi de pankreas nakli bekliyor. Ankara / aa |
15.08.2009 |
Bu gezegen ters dönüyor |
İngİlİz astronomlar, ilk kez yıldızının dönüşünün ters yönünde yörüngede dönen bir gezegen keşfettiler. Britanya’nın Staffordshire kentindeki Keele Üniversitesi’nden araştırmacılar, ülkedeki üniversitelerin oluşturduğu Wide Area Search for Planets (WASP) konsorsiyumu sayesinde yaptıkları gözlemde, bu gezegenin, başka bir gezegen veya geçmekte olan bir yıldızla yakın bir karşılaşma sonucu, tersine dönen yörüngesine fırlatıldığını düşünüyorlar. WASP tarafından keşfedilen 17. dış gezegen (Güneş Sistemi’nin dışındaki gezegenler) olan bu gezegene WASP-17b adını veren astronomlar, tersine yörüngede dönen gezegenlerin çok ender olduğunun düşünüldüğünü söylediler. Gezegenler, bir yıldızı da oluşturan aynı gaz bulutu girdabından oluştuklarından, yörüngelerinin de yıldızın döndüğü yönde olması bekleniyor. Araştırma, Astrophysical Journal’da yayınlanacak. Londra / aa |
15.08.2009 |
Kadın hâfızlar yarıştı |
Türkİye’de ilk kez düzenlenen kadın din görevlileri ‘’Hafızlık Final Yarışması’’ Ankara’da yapıldı. Kocatepe Camii’ndeki ‘’2009 Yılı Kadın Görevliler Hafızlık Final Yarışması’’nın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Dairesi Başkanı Mehmet Bekâroğlu, daha önce yarışma düzenleyecek sayıda kadın görevli bulunmadığı için bu yarışmaların erkekler arasında yapıldığını ifade etti. Bu tür yarışmaların amacının din görevlilerinin moral ve motivasyonlarını sağlamak, eksikliklerini gidermek olduğunu belirten Bekâroğlu, geçen yıl Rusya’da erkekler arasında yapılan ‘’Dünya Kur’ân’ı Güzel Okuma Yarışması’’nda Türkiye temsilcisinin birinci seçildiğini, kadınların da böyle bir başarı sergilemesini ümit ettiklerini söyledi. Ankara Müftüsü Hakkı Özer ise ‘’hafızlığın son derece önemli bir müessese ve Kur’ân âyetlerinin ezberlenebilmesinin önemli bir iş olduğunu’’ dile getirdi. Diyanet İşleri Başkanlığının hafızlığı teşvik için böyle bir yarışma düzenlediğini anlatan Özer, müftülük olarak yarışmanın birincisine 10, ikincisine 7, üçüncüsüne 5, dereceye giremeyenlere ise 1’er Cumhuriyet altını hediye edeceklerini kaydetti. Çok sayıda kadın izleyicinin bulunduğu yarışmada, kadın din görevlilerinin heyecanlı oldukları gözlendi. Ankara / aa |
15.08.2009 |
NASA, tehlikeyi belirleyemiyor |
ABD’nİn Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, devlet ödeneğinden yoksun kaldığı için Dünya’yı gelecek 70 yıl içinde tehdit edebilecek büyük gök taşlarının tamamını belirleme imkânından yoksun bulunuyor. NASA’nın Yakın Gökcisimleri Dairesi Başkanı Lindley Johnson ile George Washington Üniversitesi Uzay Siyaseti kürsüsü öğretim üyesi Prof. Dr. John Logsdon’un verdiği bilgiye göre, Dünya’yı mahvedebilecek gökcisimlerini belirlemek için en az 800 milyon dolara ihtiyaç duyuluyor. Ancak NASA, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun 4 yıldır tahsis etmediği ödenekten sadece 300 milyon dolar vermesi halinde bile, teleskop imkânlarıyla çapı 300 metreden büyük gök taşlarının yerini rahatlıkla belirleyebilecek. Ulusal Bilim Akademisi’ne göre, astronomide çapı 1 km’yi bulan gök taşlarına genelde asteroid (yıldızcık) adı veriliyor ki bunların yere çarpma ihtimali şu anda milyonda 1 olarak hesaplanıyor. Prof. Logsdon, Dünya’ya çarpma ihtimali bulunan 5 gök taşı belirlemiş olan NASA’ya paranın hiç ödenmeyecekmiş gibi göründüğünü söylüyor. Şu anda bilinen 2048’de 130 metrelik meteorun Dünya’ya çarpma ihtimali 3 bin’de 1. Yer’e çarpan gök taşına “meteorit” deniyor. 2036-37 veya 2069’da 260 metrelik “Apophis: Yok Edici” meteorunun Dünya’ya çarpma ihtimali 43 bin’de 1 olarak hesaplanmış ki 20 milyon tonluk bu gök taşı çok tehlikeli sayılıyor. NASA’nın acilen ihtiyaç duyduğu en az 300, normalde 800 milyon dolarlık gök taşı fonu, Yerde sadece 2020’ye kadar gözlem imkânı sağlayabilecek. Washington / aa |
15.08.2009 |
Discovery Uzay Mekiği 25 Ağustos’ta fırlatılacak |
Amerİkan uzay kurumu NASA, Discovery Uzay Mekiği’nin mühendisler onay verdikten sonra 25 Ağustos Salı günü 7 astronotla fırlatılacağını açıkladı. NASA’nın uzay mekiği programının direktörü John Shannon, mühendislerin kalkışta mekiğin izolasyon köpüklerinden parçalar düşmesini engellemek için yapacağı güçlendirme çalışmasının ardından Discovery’nin fırlatılmasına onay verileceğini bildirdi. Fırlatma işleminin 25 Ağustos TSİ 08.36’da yapılmasının öngörüldüğünü ifade eden Shannon, bunun dışında mekiğin çok iyi durumda olduğunu ve gelecek Salı günü bir uçuş değerlendirme toplantısı yapmayı planladıklarını söyledi. Discovery’nin Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) götüreceği 7 astronot arasındaki Nicole Stott, geçen aydan beri istasyonda bulunan Tim Kopra’nın yerini 3 aylığına alacak. Discovery, 13 günlük yolculuğunun ardından istasyondaki bozuk donanım ve cihazları da dünyaya geri getirecek. Washington / aa |
15.08.2009 |
Google Filistin hizmete girdi |
Google şirketi, Filistinliler için düzenlenen arama motoru, ‘’Google Filistin Toprakları’’nı hizmete soktu. Google, Filistin’de yaptığı açıklamada, Filistin topraklarında Arapça konuşanlar için, Arapça arama yapabilecekleri “www.google.ps’’yi başlattı. Verilen bilgiye göre, Doğu Kudüs sakinleri uygulamadan yararlanamayacaklar. Batı Şeria’daki ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler’in ‘’Google Ürdün’’ veya ‘’Google Mısır’’ı kullandıkları da belirtiliyor. İstanbul / aa |
15.08.2009 |